Kurban hakkındaki rivayetler abartıdır
Sayin arkadaslar, belki su anda Islam Aleminin en büyük Hocasi olan Süleyman Ates Hocanin yeni yazisi gelecek kurban bayraminin din hususunda önemi ne derece oldugunu ortaya koyuyor...... eskiden dedigim gibi, nasil Mezhepler, Rivayetler, Hadisler din degilse, aynen kavurma sölenine dönüyen Kuraban olayida Kuranda yeri yoktur.....
Syin üstadimiz cok medeni ve herkesin en iyi sekilde anlayacak bir ülüpla yeni yazisini hazirlamis....
------------- Vatan Gazetesinden alinti------
Kurban hakkındaki rivayetler abartıdır
Adını yazmayan bir okurumun benden öğrenmek istediklerini soru cevap seklinde veriyorum
Soru: 1- İlmihalinizin 30"uncu sayfasında, "Hz. Peygamber (s.a.v.)"in Haca" bölümünde, Allah"ın Resulü, Medine"de 9 yıl kaldı, bu süre içinde hacca gitmedi. Nihayet göçlerinin 10"uncu yılında hacca gideceğini ilan ettiği bildiriliyor ve devamında da bu haccın, Veda Haccı olduğu anlaşılıyor. Bu hacda 100 deve kurban ettiği belirtiliyor. Hz. Peygamber, hacca gitmediği bu 9 yıl içinde kurban kesmedi mi?
Cevap: 1- Hz. Peygamber"in, kurbanın Hz. İbrahim"in sünneti olduğunu söylediği ve kendi eliyle bir veya iki koç kurban kestiği rivayeti vardır. Ama her Kurban Bayramı"nda kurban kestiğine dair sağlam bir rivayet yoktur. Kurban hakkındaki rivayetler, zaman içinde oluşturulmuş abartılardır. Peygamberimizin mihmandan, İstanbul"un manevi Sultanı Ebu Eyyub Halid el-Ensârî, "Adam kendisi ve hane halk için bir koyun kurban keserdi. Yerler ve yedirirlerdi. Nihayet halk bununla övünür hale geldi de bu gördüğün hale geldi (insanlar kurban kesmede birbiriyle yarışır oldular)" (Tirmi-zî, Adâhî, 10) sözüyle zaman içinde kurban meselesinin nasıl abartıldığını belirtmiştir.
Soru: 2- Kurban kesmeyi zengin, fakir Müslümanlar, dinimizin olmazsa olmaz kurallarından algılamakta olup durumu kurban kesmeye müsait olmayanlar sıkıntıya girip kurban kesmekte ve kendilerini zora sokmaktadırlar. Din görevlilerimiz vacibi öyle işliyorlar ki, halkımız vacibi farzın da önüne geçirmektedirler. Farz, Allah"ın, yapılması mutlak olan emirleridir. Sünnet Hz. Peygamberimizin söylediği ve yaptığı herşeyi kapsar. Vacip, Peygamberimizin herhangi bir uygulamasından mı, rivayetçilerin uygulamasından mı dinimizin literatürüne girmiştir? Yapılması mutlak gerekli midir?
Cevap: 2- Bir önceki cevabımda belirttiğim gibi kurban vacip değil, sünnettir. Zaman içinde bu mesele abartılmış, gerçekten sanki kurban, Müslümanlığın olmazsa olmazlarından biri haline getirilmiştir. Çok kimse vardır ki namaz kılmaz, oruç tutmaz, bu farzları yerine getirmez de Kurban Bayramı"nda bir değil, iki üç kurban keser. İşte bu, geleneğin dinleştirilmesinin tipik bir örneğidir.
Soru: 3- 10 Kasım 2003 tarihli köşenizde, "Müslümanların bir rönesansa ihtiyacı var" diye yazmıştınız. Bu rönesansı gerçekleştirecek bir profesör kadrosu yok mu? Diyanet İşleri Başkanlığı buna öncülük yapamaz mı?
Cevap: 3- Bugünkü durumda Diyanet İşleri Başkanlığı"nda henüz dini düşünceye açılım getirecek, bir rönesans yapacak kapasitede yeterli derecede düşünce adamları olduğuna pek kani değilim. Ama bu rönesansın ışıkları belirmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı"nın da kendini yenilemekte olduğunu fark etmekle seviniyoruz.
Eski Diyanet İşleri Başkanı
Prof. Dr. Süleyman Ateş
Fax: 0212 356 26 81
E-Mail: suleymanates@gazetevatan.com
--------------alinti ende--------------------
Für experten hier der Link dazu
<a href="redirect.jsp?url=http://www.gazetevatan.com/cat/sates.asp?kid=29" target="_blank">http://www.gazetevatan.com/cat/sates.asp?kid=29</a>
|