Einzelnen Beitrag anzeigen
  #535  
Alt 09.12.2003, 11:07
Benutzerbild von kolaygelsin
kolaygelsin kolaygelsin ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Kur?an-ı kerimi anlamak (1)

Kur?an-ı kerim, hiçbir dile tercüme edilemez


Kur?an-ı kerim, hiçbir dile, hatta arabçaya da tercüme edilemez. Herhangi bir şiirin, kendi diline bile, tam tercümesine imkân yoktur. Ancak meali ve izahı olur. Kur?an-ı kerimin manâsını anlamak için tercümesini okumamalıdır. Bir âyetin manâsını anlamak demek, Allahü teâlânın, bu âyette, ne demek istediğini anlamak demektir. Bu âyetin herhangi bir tercümesini okuyan kimse, murad-ı ilâhiyi öğrenemez. Tercüme edenin, bilgi derecesine göre yaptığı mealini öğrenir. Bir cahilin, bir dinsizin yaptığı tercümeyi okuyan da, Allahü teâlânın dediğini değil, tercüme edenin, anladım sanarak, kendi kafasından anlatmak istediğini öğrenir.

KÖYLÜ MİSALİ
Köylüye ait bir kanunu, hükümet, doğruca köylüye göndermez. Çünkü, köylü okuyabilse bile, anlayamaz. Bu kanun önce, valilere gönderilir. Valiler, iyi anlayıp, izahını ekleyerek, kaymakamlara, bunlar da daha açıklayarak, muhtarlara anlatır. Muhtar, yalnız okumakla anlayamaz. Muhtar da, ancak, köylü dili ile, köylüye söyler. İşte, Kur?an-ı kerim de, ahkâm-ı ilâhiyedir. Kanun-i rabbanidir. Allahü teâlâ, Kur?an-ı kerimde kullarına saadet yolunu göstermiş ve kendi kelamını insanların en yükseğine göndermiştir. Kur?an-ı kerimin manâsını, yalnız Muhammed aleyhisselam anlar. Başka kimse, tam anlayamaz. Eshab-ı kiram, ana dili olarak arabi bildikleri, edip ve beliğ oldukları halde, bazı âyetleri anlayamaz, Resulullaha sorarlardı.
HAZRETİ ÖMER"İN DİNLEMESİ
Mesela Hz. Ömer, bir yerden geçerken, Resulullahın, Hz. Ebu Bekire bir şey anlattığını gördü. Yanlarına gidip dinledi. Sonra, başkaları da, gördü ise de, gelip dinlemeye çekindiler. Ertesi gün, Hz. Ömeri görünce, "Ya Ömer, Resulullah, dün size bir şey anlatıyordu. Bize de söyle, öğrenelim" dediler. Çünkü, daima, "Benden duyduklarınızı, din kardeşlerinize de anlatınız! Birbirinize duyurunuz!" buyururdu. Hz. Ömer, "Dün Ebu Bekir, Kur?an-ı kerimden anlayamadığı bir âyetin manâsını sormuş, Resulullah, ona anlatıyordu. Bir saat dinledim, bir şey anlayamadım" dedi. Çünkü, Hz. Ebu Bekirin yüksek derecesine göre anlatıyordu. Hz. Ömer, o kadar yüksek idi ki, Resulullah, "Ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra Peygamber gelmeyecektir. Eğer, benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer Peygamber olurdu" buyurdu. Böyle yüksek olduğu halde ve arabiyi çok iyi bildiği halde, Kur?an-ı kerimin tefsirini bile anlayamadı. Çünkü, Resulullah, herkese, derecesine göre anlatıyordu. Hz. Ebu Bekirin derecesi, ondan çok daha yüksekti. Fakat, bu da, hatta Cebrail aleyhisselam dahi, Kur?an-ı kerimin manâsını, esrarını, Resulullaha sorardı. [(Hadika)da, buyuruyor ki, (... Resulullahın, Kur?an-ı kerimin hepsinin tefsirini Eshabına bildirdiğini imam-ı Süyuti haber vermektedir).]