![]() |
Ellerinde Türk Bayragi, ceplerinde Atatürk resmiyle protesto
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25097306.asp
Gavat Finlandiya’ya giden Tayyip Erdoğan, ellerinde Türk bayrakları bulunan ve her yer Taksim sloganları atan vatandaşlar tarafından protesto edildi. Finlandiya’dan İsveç’e geçen Tayyip Erdoğan, ellerinde Türk bayrakları bulunan ve ‘Andımız’ı okuyan vatandaşlar tarafından protesto edildi. Eskiden yurtdışına giden başbakanlarımız, bölücü örgüt veya soykırım diyasporası tarafından protesto edilirdi. Şimdiki başbakan, ellerinde Türk bayrakları bulunan yurtseverler tarafından protesto ediliyor! Neredeyse herkes cebinde Atatürklü Türk bayrağı taşıyor, ki, yolda bakana makana denk gelirsek açıp gösterelim diye... Kırmızı plakalı makam aracı gören, bağıra bağıra 10’uncu Yıl Marşı söylemeye başlıyor. VIP salonlarının kapısında adeta nöbet tutuluyor, kafayı dışarı çıkaran ıslıklanıyor. Yalaka basınımız yazmıyor ama, yolcular yuhaladığı için uçaktan inmek zorunda kalan bakanlar var. Şemsiye açmadan üniversitelere giremiyorlar artık... Kampuslarda, amfilerde sağanak var. * Stadyumlara giremiyorlar. En son, Kadıköy’de 50 bin kişi Mustafa Kemal’in askerleriyiz tezahüratı yaptı. Tribünlerdeki protestolar duyulmasın diye, maçlar sessiz film şeklinde yayınlanıyor. Basketbol salonlarında yuhalanıyorlar, tenis kortlarında ıslıklanıyorlar, Kırkpınar’ın er meydanı Ne Mutlu Türküm Diyene’yle inledi, Gazi Koşusu’nu seyretmeye geldiler, hipodromda yuhalandılar. * Canlı yayınlar canlı bomba’ya döndü; kimin, nerede patlayacağı belli olmuyor. Bizim penguenci haber kanalı mesela, geçenlerde Boğaz Köprüsü’nden canlı yayın yaptı, şahane organizasyon falan diye anlatıyordu, vatandaşın biri zart diye el frenini çekti, kameranın önüne geçti, lanet olsun diye bağırdı. Bundan böyle “gavat” kelimesi geçince hep hatırlanacak olan valinin durumuna, bi de bu gözle bakın lütfen... Dikkat edin olay anının görüntülerine, AKP’nin valisi sanki kendisini uğurlamaya gelmişler gibi, el sallıyor, ellerinde Türk bayrakları bulunan vatandaşlar yuhhhh diye bağırıyor, ıslıklıyor, vali makam aracına binip sirenlerle eskortlarla, yanında koşan sivil polislerle kaçmaya çalışıyor, vatandaşlar beddua ederek kovalıyor. Sevilmeyen hükümet her zaman vardı ama, sokaklarda bayraklarla kovalanan hükümet ilk kez görülüyor. Çünkü... Bürokrasinin, medyanın, hatta muhalefet partilerinin AKP’lileştirilmesi, dünya siyaset tarihinde görülmemiş bir dayanışma biçimi yarattı. Kendilerinden olmayanı “korkutmaya” ve “yalnızlaştırma”ya çalıştılar. Hiç bu kadar “cesur”, hiç bu kadar “kalabalık” olunmamıştı. http://www.ilk-kursun.com/ http://www.ulusalbakis.com/ http://www.ulusalportal.com/kose-yazilari.html http://www.gazeteoku.com/yazar/yilmaz-ozdil/29/gavat http://www.internethaber.com/yilmaz-.....-605911h.htm |
Studenten gegen die Einmischung der Regierung ins Privatleben und gegen Islamisierung
|
''Sevilmeyen hükümet her zaman vardı ama, sokaklarda bayraklarla kovalanan hükümet ilk kez görülüyor.'' demissin.
'Meyve veren agac taslanir' diye de bir soz var hatirlatayim. Sozde laikler halen bu ulkeyi bolemedi, askeri darbe yapamadi, cok ofkeliler kizginlar onlari da anliyorum:-) |
Zitat:
Laikler bu ülkeyi bölemedi demissin.. Laikler degilmiydi bu ülkeyi bir bütün yapip Türkiye Cumhuriyetini kuran? Neden bölmek gibi bir niyetleri olsun ki? Anlayamadim.. |
Zitat:
|
Zitat:
O zamanin cumhuriyetcileri ile bu zamanin cumhuriyetcileri de ayni sey degil. Hatta o zamanin CHP'lileri ile bu zamanin CHP'lileri de ayni sey degil. Zitat:
Dikkat ceken diger bir sey de, capulcular AKP'lileri provoke edemediler, tahrik edemediler. Adamlar sessiz sakin sabirli ve kendilerinden emin sekilde protestolarin bitmesini beklediler. Asil tokat Mart 2014 secimlerinde geliyor. |
Zitat:
|
Ayip tir söylemesi !!
Evet arkadaslar , bundan sonra kelime oyununa geciyorum !
Her kelime cok manada ve cok anlamda kaleme alinaraktan bu gibi tek hücrelilere yani laikcilere serbest vurus topunu dikdikten sonra , cakin golü kaleye !! bunlarda hic görülmemis seviyede yumsaklik ve hatta prelli lastik en genis ve ebatlarinda mide varmis. dogal olaraktan bu LAIK kuklalarinin , aslinda laikligin l sini , sadece vibratör olarak ele almaktadirlar ! bunlar genelde , tek hücreli olduklarindan , dar olurlar ! her defasinda benim senin gibi akku desteksiz sadece bünyesel gücten yararlanarak calisan organlarimizi elde etmek isterler. aslinda eline aldiklarinda , okadar memnun kalirlar ki , agizlarinda resmen konu olani cignemekten zevki sefa sürerler.. eee konu acilmisken kapatmayin !! kapatan zaten lafi anusundan anlamis olmustur. Seviye arayan seviyeyi korur ! adam gibi yazin bizde seviye görelim ! |
Zitat:
Tam olarak ne demek, kime tas atmak veya elestirmek istedin? Laik düsünceye sahip oldugum icin galiba yazdiklarinin ucu bana da dokunuyor ama bilir bilmez yazmaktansa önce bir sormak istedim. |
Kim LAIK
Anlasilan, sen bu laiklerin icerisinde, en akli selim olanisin !
bundan dolayi lafim senin eksenine girmiyor , ve benim düsünceme göre yaklasmiyor bile ! bu manada senin alinganlik yapmana veya okuduklarindan birseyler cikarmana gerek kalmiyor ! zaten göreceksin ki , eger ki , benim kastettigim laik-sazanlari bu yazimi okurlarsa , sayet , kesinlikle yaygara koparacaklardir ! yani onlarin anlayabilecegi dil ve düsünce bacak aralarindan yokari cikmamakla beraber, mide de bile pek nadir duruyor ! öyleki bu kisilerin düsünceleri sadece bagirsaklarinda ve anuslarinda barindiktan sonra, sonuc olarak kanalizasyon yolu ile bosa gidiyor !(umarim öyle oluyordur, yoksa bunlarin artiklari bile laik disgisiyiz , bizler siz normal disgilardan farkliyiz, diye, ellerinde bayraklar kanalizasyonlari tikarlar ! bilinen odur ki , benim tahminimce tikanan bütün kanalizasyonlarin , sorumlusu laik fiskalardan olusmaktadir !! zaten beyinlerdeki tikaniklarinda yegane sorumlusu bunlarin düsünce darligindan kaynaklanmaktadir ! bu kisilerin ve cevrelerinin egemenlik savaslari arzulari asla bitneyeceginden, dünyadaki akagelen kan gölleri nin de, tek sorumlulari bunlardir!!! EGRI oturup dogru konusmaya yanasmayan , bu tiplerin tek arzu düsünceleri, EGO laridir ! Kisisel ve Bireysel düsüncelerinin kurbanlari olduklarini bilmediklerinden , her bir hür düsünceye karsi alerjileri vardir ! Ama seytani akillarindan dolayi , yan kirmak,ückagit, yavsaklik, ve saire, daha sayamadigim özelliklerinin ürünü olarak insanlarin kanlarini ve düsüncelerini bir sekilde kirletmeye calisirlar ! basarili olduklari tek eserleri ise, uckuruna sahip olamayan tipik delik düskünü erkekler olmakla kalir !! PS: Atatürk'e göre lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürluğü de demektir. ( Yokaridaki Atatürkün anladigi laikligi tam analiz ettigimizde,ve simdiki laiklerin pratige dökmek istedigi laikligi düsündügümüzde, göreceksiniz ki , cümle kesinlikle celiskilerle doludur). DEMEKKI LAIKLER ATAYI HIC ANLAYAMAMIS !! KEZA bunlarin Gruplandirmalari bile OLMALIDIR : Atatürkcü, Kemalist ve Laik !! Bu üc kavram veya kelime bile birbirleriyle asla örtüsmüyorlar ! Yani aslina bakilirsa , Ben Atatürk cü yüm , ve diger düsünce birimlerinden farkliyim !! yani simdi ben atatürk düsmanimiyim ?? Bunu söylemek akla mantiga sigmaz ! Aslinda Laiklik, DINSIZ YASAMAYA kurulan bir merdivendir !! Bence Atatürkün hatalarindan birtanesi, Bu kavramin ana kelimesini kendi ÖZ DILIN den secmemesidir !! LAIK KELIMESI ASLA ISLAM iLE BAGDASMAZ !! Kuran da gecen AYET ler isiginda illaki yanlis anlasilmalara yol acabilecek en DENGESIZ kelimelerden birtanesi laik kelimesidir ! EEEEEEEE Simdi bu Kiriklarin ,ATA nin laiklik anlasiyla bagdasan, laiklik terimindeki , anlamlarin, hangisi bulunmaktadir ?? saygi sevgi ve hörmetlerimle algilanmasi zor düsüncelerin inkilap tarihine sigmayan argo kelimelerinden dolayi , ince düsünce sahiplerinden , özür dileyerek yazimi bugünlük sonlandiriyorum !! saglicakla ve dostca kalin salih Zitat:
|
Zitat:
Laikler insanlarin dinin gerektirdiklerini yerine getirmesine giyimine kusamina absurd sebeplerle karsi cikmaz, laiklik insanlara ibadet etme ozgurlugu tanir. |
Zitat:
|
Zitat:
Bence ibadet edenlerin de etmeyenlerin de canlari sikiliyor. Ama su bir gercek ki, cogunlugu musluman olan hicbir ulkede ibadet edenler bu kadar kisitlamayla karsilasmamistir tum tarih boyunca. Kuran okumanin yasaklanmasi, basi sariklilarin idam edilmesi, ezanin Turkce okutulmasi, basortu yasagi. |
Zitat:
o sadece Yilmaz Özdil in yazisindan bir alinti .. Zitat:
ne agaci ? odun la agaclari karistirmayalim lütfen ! |
Zitat:
Ezan türkce okundu - Atatürk zamanindan cok sonra, darbe döneminde. Ama fazla sürmedi cünkü Tanri birdir nedense Kulaga Allahu Ekber kadar güzel gelmiyor. Basi sarikli diye idam edilenleri de ilk senden okuyorum ama eminim bana bu konuda da yardimci olup konuyu daha acicaksin. Gercketen diyorum bunu, umarim yanlis anlamazsin. Kuranin okunmasi nezaman yasaklandi? O da darbe dönemindeydi herhalde.. Atatürkün böyle birseyi yasakladigini sanmiyorum. Ama simdi gelelim bugünün Türkiyesine. Din hükumetde oldugu sürece mutlaka dinsizler, farkli dine mensup olanlar yani cogu müslüman olan bir memleketde azinliklar sorun yasayacaklar. Belki simdi degil, belki bizim ömrümüz de yetmeyecek bunlari görmeye. Ama Irani bir düsünsen? Iranin eski halini ve simdiki halini? Seriyat ve Laikligin olmamasi Irani ne hale getirdi.. bir düsünsen? Bir cok kisi burada cok radikal ve gereksiz örnekler gösteriyor, ben onlardan olmak istemiyorum. Ama Iran sanirim bizim bu gidisle gelecegimiz yer.. gayri müslimler böyle bir memleketde nasil rahat yasasin? Inanmiyorum - nasil desin? |
Zitat:
Demokrat Parti iktidarinda, yani Adnan Menderes'in basbakan oldugu donem, 1950'de kaldirildi. Dini Turkce ogrenmenin avantajlari tartisilmaz ama bazi seylerin orijinallerinin bozulmamasi gerekir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu'yla 1924'te butun medreseler kapatildi yerine birkac imam hatip okulu acildi, bunlar da daha sonra CHP tarafindan kapatildi. Yani Arapca din dersi veren her kurs kademeli olarak zaman icinde kapatildi, halk Latin alfabesine ozendirilmeye baslandi. Bunlar kesin bilgiler, her yerde bulabilirsin. Su anki CHP de bunu inkar etmiyor. Basi sariklilar derken Seyh Said gibi isyanci teroristleri kastetmiyorum, eski Anadolu'da dindar Anadolularin idamlarindan bahsediyorum, laik Turkiye'ye sozde tehdit olusturduklarindan dolayi Istiklal Mahkemeleri'nde idam edildiler. Bunu ozellikle canli taniklardan ya da asilanlarin torunlarindan dinlemelisin. Kisacasi Ataturk'un CHP doneminde muslumanlar uzerine artan bir baski vardi ve ayni zamanda bati ozentiligi (ozellikle fransiz ozentiligi) bas gosteriyordu. Turkler hep ''Iran'' olmakla korkutuluyor. ''Yavas yavas geldi'' deniliyor, yanlis, HALKIN kendisi 1979'da Iran Sahi Riza Pehlavi'yi devirerek su anki rejimi kurdu. Riza Pehlavi'yi arastirirsan ne kadar bati yalakasi oldugunu goreceksin, ne kadar cikarci oldugunu ve Iran'i nasil somurdugunu goreceksin. Bir de Ahmedinejad'in hayatina bak, cocuklarinin internet faturasini odeyemeyen, universitede ders vermeye otobusle giden, yani halkin icinden bir liderdi. Simdi ''Madem Ahmedinejad bu kadar superdi, neden Iran bu kadar fakirlesti'' diyeceksin, cunku butun dunya, Turkiye dahil, sirf israil veledinin kici rahat etsin diye Iran'a ekonomik ambargo uyguluyor. Bize ne ki israil'in Iran'la probleminden, madem israil oyle artistlik yapiyor, o zaman hicbir ulkenin arkasina saklanmadan kendi basina Iran'la mucadele etsin. israil yuzunden sirf abd istiyor diye Iran'la yaptigimiz ticareti 2011 yilinda 18 milyar dolardan 2012 yilina kadar 11 milyar dolara dusurduk. Turkiye'nin de sucu var burada. Su an Iran'da 25 000'den fazla yahudi ve 100 000'den fazla hristiyan yasiyor, yani azinliklar, ama gayet de dinlerini yasayabiliyorlar. Ayrica, Iran'daki yasaklar sadece gayrimuslimler icin degil, TUM Iranlilar icin. Musluman olan Iranlilar icin de. Bir yanlislik var, ''seriat'' zaten musluman olmayanlara yasatilamaz. Boyle bir sey dinde yok. Turkler hep Iran ve Afganistan ornekleriyle seriattan korkutulmaya calisiliyor. |
Zitat:
|
http://bpakman.wordpress.com/yurdum/...musluman-oldu/
Türkler Kılıçla Müslüman oldu Prof. Dr. Emre Kongar “Tarihimizle Yüzleşmek” adlı çalışmasında, “resmi tarih” ile “gayri resmi tarih”in birbirine zıt anlattığı tarihi olayları yorumluyor. Türklerin Müslüman olmasından cumhuriyet dönemine uzanan bir kesiti en çarpıcı özellikleriyle işliyor. Emre Kongar, kitabın önsözünde kitabı yazma sebebini şöyle açıklıyor : “Ben bir tarihçi değilim, bir toplumbilim öğrencisiyim. Bu kitapta yazdıklarımı, bulduğum yeni belgeler veya kimsenin bilmediği özgün metinler üzerine de dayandırmadım. Tam tersine, yazdıklarımı, başta İslam Ansiklopedisi ve Türk Ansiklopedisi olmak kaydıyla, herkesin bildiği, herkesin her an ulaşabileceği, güvenilir kaynaklara dayandırdım. Çalışmamda özgün olan taraf bilgiler değil, bu bilgilerin birbiriyle ilişkilerinin kurulması ve belli bir sistematik içinde yorumlanmasıdır. Pek çok bölümde, yararlandığım kaynaklan da belirttim.” Remzi Kitabevi’nin 2006 Nisan ortasında yayımladığı kitap 30 günde 30 baskı yaptı. Kitaptan bazı bölümler: Türkler Müslümanlığı kılıç zoruyla kabul etti Türklerin Müslümanlığı kabul etmesi, “resmi tarih”in taraflı olarak ele aldığı konulardan biridir. Din ve milliyet çizgisinde oluşturulan “resmi tarih”, genellikle “Türklük” ile “Müslümanlığı” neredeyse eşanlamlı kavramlar olarak kullanır ve bu konularda hem “Türklüğü” hem de “Müslümanlığı” sakınan bir tutum izler. Bu nedenle de Müslümanlık öncesi Türk tarihi ile, Türklerin Müslümanlaşma süreci, ya üzerinde fazla durulmayan veya saptırılmış biçimde ele alınan konular arasındadır. Çünkü ne yazık ki Batıya doğru göç eden Türkler ile kuzeye doğru çıkan Arapların karşılaşmaları çok kanlı geçmiştir. “Resmi tarih”e bakarsanız 751 yılındaki Talas Savaşı’nda Türkler, Çinlilere karşı Araplara yardım etmişlerdir, Araplar bu sayede savaşı kazanmışlar, sonra da Türkler zaten eski inançları olan Şamanizm e çok yakın ilkeler içeren Müslümanlığı Gönüllü olarak kabul etmişlerdir.” Oysa Türklerle Araplar, Talas savaşı’ndan çok daha önce karşılaşmışlardır. Bu karşılaşma ne yazık ki çok kanlı sayfalarla yazılmıştır. Bu durum Ne Türklerin ne de Arapların suçudur; O dönemin tarihsel gerçekleri böyledir. Talas savaşını Çinliler kazansaydı tarih bu seferde büyük bir olasılıkla ” Çinliler, Türklerin yardımı sayesinde savaşı kazandılar ” diye yazacaktı. Çünkü savaş sırasında hem Çin tarafında hem Arap tarafında çeşitli Türk boyları vardı. Aslında Türkler ile Araplar arasındaki temas 600′lü yılların sonunda , Dört Halife Dönemi’nin sonunda başlamıştır . Türklerle Araplar Maveraünnehir’de yani bugünkü Kazakistan , Özbekistan , Türkmenistan ve İran ‘a kadar yayılan bölgede karşılaşmışlardır. Çatışmalar Horasan’da , Semerkand , Buhara gibi kentlerde odaklanmıştı. Kuteybe Bin Müslim , Yezid Bin Mühelleb , Said Bin Haraşi,Eşres Bin Abdullah , Nasr Bin Seyyar gibi Horasan valileri, binlerce Türk’ü öldürmüş Arap komutanlardı. 700′lü yıllarda Horasan, çok şiddetli savaşlara ve aldatılarak teslim alınan Türklerin acımasızca kılıçtan geçirilmelerine tanık oldu. Fakat bu savaşlara ve kanlı olaylara karşın, “resmi tarih”, Türklerin kendi özgür iradeleriyle, gönüllü olarak Müslümanlığa geçtikleri konusunda ısrarlıdır. Oysa bütün dinlerin gelişmesinde olduğu gibi Türklerin de büyük ölçüde yenilgiler sonunda Müslümanlığı kabul ettikleri tarihsel bir gerçektir. Bu gerçek ne Türkleri ne de İslamı küçültür. Türklerin Müslümanlaşması VII. yüzyılda başlayıp X. yüzyıla kadar süren uzun bir süreci kapsar. Bu süreç içinde, 751 yılındaki Talas Savaşı’nın gerçekten de özel bir yeri vardır. Yenilen Çinliler’in batıya doğru ilerlemeleri durmuş, onun yerini Araplar ve Müslüman Türkler almıştır. Ne yazık ki, bu savaş da “resmi tarih” tarafından saptırılarak aktarılan olaylardan biridir. “Resmi tarih”e göre Araplarla Çinliler arasındaki bu savaşta Türkler Arapların tarafını tutmuş ve böylece Araplar savaşı kazanmışlardır. Oysa tarihsel gerçek farklıdır: Yukarda da değindiğim gibi, Türkler her iki tarafın ordularında da vardır. Sonunda savaşı, tabii kendilerine destek veren Türklerin de yardımıyla Araplar kazanır ve aralarında Araplara karşı savaşan Türkler de bulunan Çinliler’in Batı’ya ilerlemeleri durdurulur. “Resmi tarih” görüşü bu olaydan sonra Türklerle Arapların arasının düzeldiğini ve Türklerin gönüllü olarak Müslümanlığı kabul ettiğini iddia ederse de gerçek pek böyle değildir. Türklerle Araplar arasındaki çatışmalar, çekişmeler, savaşlar daha sonra da devam etmiş, Araplar egemenliklerine aldıkları Türkleri, ordularında asker ve komutan olarak kullanmaya başlamış ve sonuç olarak Türkler Müslüman olmuşlardır. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için Erdoğan Aydın’ın Cumhuriyet Kitapları arasında yayınlanan Nasıl Müslüman Olduk adlı eserine bakılabilir.) Türk*ler, İs*lam’a kılıçla girmeye zorlandıklarında girmediler. Girsinler diye oluk gibi Türk kanı akıtıldı ama bu kavim, bu yolla İslam’a sokulamadı. Türkler İslam’a tasavvuf yo*luy*la gir*di*ler. ...vs Kaynaklar: Emre Kongar, Tarihimizle Yüzleşmek, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2006. Prof. Yaşar Nuri Öztürk makale. Yurt Gazetesi 29 Kasım 2012. http://www.yurtgazetesi.com.tr/pagan...kale,2685.html |
Atatürk olmasaydı...
Koç Grubu'nun Atatürk için 10 Kasımda basına verdiği "olmasaydın olmazdık" sloganlı ilanını bir çok köşe yazarı ve kanaat önderi olumlu veya olumsuz değerlendirdi bu değerlendirmelere, Yazar Dr. Senai Demirci'de katıldı, köşe yazısında bu konuya çok ilginç bir açıdan bakarak bir yazı kaleme aldı. "Atatürk olmasaydı, Fransızlar Antep'ten sonra ülkenin bütününü işgal eder, kadınların örtüsünü başından çeken askerlerin baskısı altında kalırdık. Başı örtülü kızlar okullarda okuyamaz ve başörtülü memur olunamazdı. Annesi ve karısı örtülü diye, namaz kılıyor diye subaylar ordudan atılırdı. Atatürk olmasaydı, İtalyanlar bir yolunu bulup geçmişimizle bağımızı koparmak için harf devrimi yapar. Mesela yeryüzünün en değerli kütüphanelerinden Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki el yazma eserleri en az 90 yıl sustururdu. Bununla da yetinmez, Müslümanların halifesini aşağılayarak yurtdışına sürerdi. Atatürk olmasaydı, İngilizler Kastamonu'ya aniden çıkarma yapar. Churchill herkesi şapka giymeye zorlardı. Şapka giymeyi reddeden vatandaşları için seyyar mahkemeler kurar, seri idamlar yaptırırdı. Hatta şapka kanuna karşı çıkıyor diye iki önemli şehri Rize'yi ve Trabzon'u denizden bombalatırdı. Atatürk olmasaydı, Amerikalılar ülkenin yönetimini ele geçirir. Seçilmiş ilk meclisi zorla dağıtır. Ali Şükrü gibi vatansever düşünürleri öldürtür. Kendi keyiflerine göre kurdukları meclis sayesinde, ülkeyi en az 30 yıl tek parti ile yönetirlerdi. Kendi adamları dışında kimseye oy hakkı vermezler, seçilme hakkı tanımazlardı. Atatürk olmasaydı, Hitler ülkeyi işgal eder. Türk ırkını üstün ırk ilan eder, Kürtleri, Rumları ve Ermenileri aşağı ırk sayar. "Türkiye Türklerindir" dedikten sonra kendilerini Türk saymayanları Anadolu'dan sürerdi. Hitler bununla da yetinmez, Dersim'de sırf Kürt diye çoluk çocuk, kadın erkek on binlerce savunmasızı bombalarla imha ederdi. Atatürk olmasaydı, Ruslar Anadolu'yu ele geçirir, camileri ahır yapardı. Medreseleri kapatırdı. Devrin en önemli düşünce odakları olan tekke ve zaviyeleri yasaklardı. Ezanı susturur, yerine anlamsız gürültüler koyardı. Atatürk olmasaydı, İstanbul Yunanlılara kalırdı. Yunanlılar Fatih Sultan Mehmed'den Bizans'ın intikamını almak için Ayasofya Camiini müzeye çevirirdi. Neyse ki Atatürk geldi de herşeyi kendisi yaptı... |
Zitat:
|
Taylan kardes !
Bu düsünmeyi hata bilen, akla ihanet eden, milletin sirtindan gecinen ayak takimini dogru yolu birak, insan gibi düsünmeye davet etsen, yanasmiyorlar !!
Allah cc ayetinde nediyor !!! Onlarin kalpleri mühürlüdür !! bizdeki de acikcasi, bu benim kendime söylemim "kecilik" inat ediyoruz anlayacak diye !! anlamayacak !! sadece kendi dillerinden cevap verilince nefesleri tükeniyor !! yoksa bos ver tenekeleri :-) Zitat:
|
Bazen seni okumamak icin kendimi kasiyorum,ama göz bu iste,carpani okuyooo..
Cok berbat yaziyorsun haci,bi cok "ateyiz"'de sevilmeyen Allah'i yazdigin yorumlarda yerlerin dibine sookuyorsun oysa inancta göklerdeyken.Bence ne yap biliyo musun,birak Allah insanlarin inandigi gibi göklerde kalsin,sende her yorumunda c.c.'li Allah cümleleri kurma,kurupta diplere cekme,milyarlarca insanin inandigi Allah bu yazdiklarini görse tüm iyi niyetine ragmen atar seni cehenneme.yanarsin cayir cayir...hep bi ulus ve inanc pesinde öyle anlamsizca kosuyorsunuz iste.calistiriniz "lan" su insani olgularinizi. Zitat:
|
Zitat:
|
Zitat:
sadece "inaaaaaanmak" la mesgulsunuz .. siz inanirken ...BEN düsünüyorum |
aus aktuellen Anlass ..
![]() der Typ bringt es auf den Punkt ! die Islamische Kultur hätte spät. nach dem osmanischen Reich aussterben müssen wäre da nicht Saudi-Arabien mit den vielen Ölquellen - 1928 etc ... |
Zitat:
|
allah bagislayicidir,hic bir inandiriciligi olmayan dünyamizda ona inanmayanlari afedecek kadar.yani size göre, tamamen manevi anlamda varligini kabulettiginiz allah,kimilerine göre yoktur.varsa bile,bu celiskiye düsmüs insanlari dünya kosullari dogrultusunda affedecek kadar genistir.bence sundan korkun "siz,bana sorgulamadan ittiat ettiniz.o yüzden hepiniz cehenneme" derim ;)
Zitat:
|
"LAN" derken kablo baglantisini kast ettigini düsünüyorum !!
Sevgili UNO !!
sana sorum, lütfen cevapla, (cünki kendimi zan altinda biraktim, hatam nerde diye,kendimi sorguluyorum su an) : benim nerde Allah cc. yi yerlerin dibini cektigimi aciklayabilirmisin ! benim yazdiklarimi okuman hos, ama benim bile amacim disinda yazilarim oldugunu senden ögreniyor olmam , benim icin cok aci verici, ve bunu senin farketmen ve beni uyarman , sevindirici !! Farkinda olmadan, insan hatada olabilir ! Lütfen beni biraz aydinlat !! Akil akildan üstündür, ve illaki senin bilgin ve türkcen ve hatta yorumlarin benim seviyemi asabilir... benim icin sorun olmaz... AMA benim icin sorun, kendi inancima , ihanet icerisinde olmak, ve bunu devam ettirmek olurdu..(sayende insaallah hatami ögrenecegim) Allah dan dilegim,hertürlü günahlarimi affetsin !!!! ve senden istegim hatalarimi lütfen aciklayiver !!! selam ve selametle salih Zitat:
|
Oooooooooohhhh
Zitat:
inanclarin olmasaydi düsüncelerinde var olamazdi. akillim :p doga biliminde hic bir kanit yoktur.... hadi simdi düsünmeye devam et bakalim. |
Zitat:
Nasil ki kullandigin bilgisayari insanlar cikarip imal ettiyse, insanlarin oncesini, evreni, ve insanlari da bir guc yaratmis olmali. Hangi sey kendi kendine olusur mu biri ona dokunmadan? ''Allah'in varligini kim tespit etti?'' diye sormussun. Askin, nefretin, kiskancligin vb. ve diger duygularin varligini kim nasil tespit etti de bunlarin varligina inaniyorsun peki? Kaldi ki Allah'in varligini sadece soyut degil somut olarak da goruyoruz cevrede yaratilanlarla. Zitat:
Bahsettigin, kendi kafanda sekillendirdigin ilahın HERKESI affedecegini nereden biliyorsun ve hangi cikarimla buna vardin? Eger herkes, hersey affedilebilecek olacaksa herkesi salalim. Iyilik yapanin yaptigi iyiligin karsiligini gormesi, nankorluk ve kotuluk yaptigi karsiligini gormesi mantikli. Bunu gunluk hayatta herkes zaten uyguluyor, illa mahkeme salonlarinda olmasina gerek yok. Zitat:
|
Zitat:
Allah(cc) ın varlığını manevi anlamda kabulü diye bir tanım yoktur,maddi bir evren yada dünyada yaşadığımıza göre kabul veya kabul etmeme vardır.Kimileri kabul eder kimileri etmez bu çelişkide değildir. Sorgulama derken,Allah`ın varlığının sorgulanması anlamı çıkmaz,ama Allah(cc) akletmemizi emreder bir çok ayetlerde "akıl sahipleri" ne gönderme yapar. |
nachdem mit der AKP-Türkiye alles "turkuaz" wird
meine ich ... sollte man wieder das Rote ins Geschehen bringen .. ![]() |
Unooo Cevap
CAMUR AT IZI KALSIN ;;;
SEN NE GARIPSIN UNOOO !! Zitat:
|
Zitat:
|
Zitat:
iyi yaptin sorduguna Cem :) |
Zitat:
|
Zitat:
söyle tarif edeyim: el cantam = yüregim el cantamin icinde olmasi gerekenler = aklim el cantamin icindekilerini vakti geldiginde kullana bilmem = zekam el cantami koluma takmadan kapidan disari cikmam. :) ben bu yüzden zekiyim ;) |
Zitat:
|
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 04:00 Uhr. |