3-
 

Ağızlara şeriat kilidi
Gazeteci Leow Moey Fong"a, "Laikler ve siyasal İslam arasındaki tartışma hakkında ne düşünüyorsunuz?" diyorum, uyarıyor: "Laiklik" deme, İslam karşıtı olduğun düşünülür. Aynı soruya Malezyalı üniversite öğrencilerinden hiç cevap gelmiyor. İranlı Madana, "Bu sorulara kimseden cevap alamazsınız. Çünkü, üniversitede bunları konuşmak yasak" diyor

İşte Malezya / 3 - Ece Temelkuran
FOTOĞRAFLAR: Yurttaş Tümer

"Kimiz biiiz?!"
"Malezya Barosuuu!"
"Ne istiyoruuuz?!"
"Adil, bağımsız, laik yargııı!"
Megafondan bağıran Çinli avukatın sorularına bağırarak cevap veriyor, 1200 Malezyalı avukat:
"Nereye kadar gideceğiiiz?"
"Sonuna kadar!"
Kuala Lumpur"a bir saat uzaklıktaki yeni başkent Putra Jaya"daki Adalet Sarayı"nın önünde, duruşmalarda giydikleri siyah beyaz giysileriyle toplanan Kuala Lumpur Barosu avukatları, idareten değil, neredeyse canlarını kurtarmak için bağırıyorlar. Yükselen siyasal İslam ve ayyuka çıkan yargı yolsuzluklarına karşı devletin elde kalan son kalesi yargı organını savunmak için bağırıyorlar.
Megafonu alan Hintli kadın Baro Başkanı Ravindra Kumar söylenmesi gerekeni söylüyor:
"Biz de 1. Dünya"nın yargı sistemini hak ediyoruz!"
Onlar, 1. Dünya"nın 3. Dünya"ya biçtiği "sesini çıkarmadan, çağdaş görünümlü ılımlı İslam ülkesi olma" rolünü reddediyorlar.
Bedeli ne?
Avukatlar, gösteriye gelirken polisler tarafından otobüslerden indirilip 4 kilometrelik otobanda tropik sıcakta yürütülüyor... Enteresandır, polislerin "Ne olur ne olmaz" diye getirdikleri gözaltı otobüslerinin ön camındaki yapıştırmada şöyle yazıyor:
"Bana rüşvet verme!"

Tayyip Bey"le çok yakınızdır!
Avukatlar, onların yüzleri ve söyledikleri, siyasal İslamın yükseldiği diğer 3. Dünya ülkelerindeki aydınların yüzlerine, sözlerine o kadar benziyor ki... Ama o ülkelerin o yüzleri birbirini hiç görmemesine, tanımamasına rağmen siyasal İslam"ın savunucuları küresel muhabbetlerini artırdıkça artıyor:
"AKP"yi örnek alıyoruz tabii. Çünkü yavaş yavaş ve uygar yöntemlerle yükselmeyi başardılar."
Ilımlı İslamın savunucusu Aminah Annette Ferrar aslında otuz yıl önce Malezya"ya gelmiş ve İslam dinini seçmiş. Bugünkü yürüyüşte Halkın Adaleti Partisi"nin (PKR) parti merkez konseyi üyesi olarak bulunuyor. Yürüyüş sırasında AKP"nin hem kendi partisiyle hem de diğer "muhafazakâr" partilerle her düzeyde çok yakın ilişkileri olduğunu, Tayyip Erdoğan"ın siyasal İslamın Malezya"daki kahramanı Anwar İbrahim"le yakın olduklarını anlatıyor. "Hepimizin amacı aynı biliyorsunuz" diyor, "21. yüzyıl"a onurlu bir biçimde girmek."
Oysa Ferrar, Müslüman olduğu için bütün medeni hukuk sorunlarında hakkını Şeriat Mahkemesi"nde araması gerekiyor ve o mahkeme kendisinin bir kadın olarak tek başına tanıklığını bile kabul etmiyor.
Tek kadının tanıklığının yetmediği, inanç özgürlüğünü savunanların baskı altında tutulduğu bir yüzyılın kaçıncı yüzyıl olduğu meselesi bir kenara insanın aklına başka bir soru geliyor:

Laikler de küreselleşir mi?
3. Dünya"nın laiklik savunucuları ne zaman "ulusalcılık" kabuğunu kırıp siyasal İslamcı hareket gibi küreselleşebilecek?
Malezya"nın, İran"ın, Türkiye"nin avukatları, aydınları ne zaman bir araya gelip de Avrupa"nın nicedir tartıştığı "İslamofaşizm" kavramını ciddiyetle masaya yatırabilecek?

Sus, sus! Kimseler duymasın!
"Bu soruları böyle sormanız daha iyi olur."
Gazeteci Leow Moey Fong, "Laikler ve siyasal İslam arasındaki tartışma hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorumu derhal Malezya"ya uyarlıyor:
"Bunu "Anayasal inanç özgürlüğünü savunanlarla şeriat mahkemelerini savunanlar arasındaki tartışma hakkında ne diyorsunuz?" diye sormalısın. Çünkü "laik" dersen, bu ülkede hiç de hoş karşılanmazsın. İslamiyet karşıtı olduğunu düşünürler. Ve anlamışsındır herhalde, buralarda tehlikeli bir durum."
Peki soruma cevap?
"Cevap yok. Çünkü bu ülke çok hassas ve yurtdışında yazılan her şey dikkatle inceleniyor."
Çin kökenli Fong, soruma "off-the-record" bile cevap vermiyor. Ülkedeki ağır sansür hakkında bir şeyler mırıldanıyor ama o kadar...

"Müslümanım ve buradayım"
Peki bu baskılara rağmen konuşanların başına ne geliyor. Fadiah, başörtülü bir avukat ve bugün yargıdaki yolsuzluğa karşı o da yürüyor:
"Çünkü İslamiyetin baskıyı değil demokrasiyi; yolsuzluğu değil adaleti gerektirdiğini savunuyoruz biz."
Fadiah bu "fevri" davranışları yüzünden muhafazakar Müslüman arkadaşları tarafından eleştiriliyor mu?
"Elbette. Ama bu ülkedeki ikili hukuk sisteminde şeriat mahkemeleriyle sivil mahkemelerin arasındaki ahengi savunmak zorundayız. İfade özgürlüğünü ve demokrasiyi savunmak zorundayız. Bunu en çok Müslümanlar yapmalı."
Genç avukat Fadiah"ın söyledikleri Türkiye"de olduğu gibi Malezya"da da pek popüler değil ama onlar konuşmaya devam ediyor. Çünkü, siyasal İslam"a karşı en çok Müslümanların dik durması gerektiğini, "inanç" kavramının kıvamının ancak böyle korunabileceğini Malezyalılar her gün yaşayarak görüyor.


Protestocuya tuvalet yasağı
Sih avukatlar Prestan Sigh ve Kesminder, dinci baskının boyutlarını şöyle anlatıyor: Bu gösteriyi yaptığımız için rutin olarak üzerimiz aranıyor, her gün girip çıktığımız Adalet Sarayı"nın tuvaletlerini de kullanmamız yasaklanıyor


Konuşmanın bedeli sadece eleştirilmek değil. Avukatlar için bugün daha "fiziksel" sonuçları da var:
"Sizin ülkenizde de vardır herhalde: Rutin arama! Ne rutin araması, düpedüz avukatların konuşma hakkını sabote ediyor polisler!"
Sih avukatlar Prestan Sigh ve Kesminder, sıcaktan bayılmak üzereyken yaptıkları gösteri için ne kadar azap çekmek zorunda kaldıklarını anlatıyorlar:
"Biliyor musunuz? Bu gösteriyi yaptığımız için her gün girip çıktığımız Adalet Sarayı"nın tuvaletlerini bile kullanmamız yasak. Saçma mı değil mi? Siz söyleyin."
Aslında hiç de saçma değil, düpedüz mantıklı ve tutarlı. Çünkü buraya toplanan 1200 avukat, bir dizi kadın örgütü ve destekçi yurttaşlar eğer konuşmaya devam ederse hükümet yargıyı bağımsızlaştırarak siyasal İslamın egemenliğinden, büyük sermayenin, yasamanın etkisinden kurtarmış olacak.
Sonra belki bu "özgürlük havası" diğer devlet organlarına yayılacak, derken toplum özgürleşip konuşmaya başlayacak. Bu da... Bilirsiniz, muktedirlerin başı çok çabuk ağrımaya başlar halk gürültü yapınca. Ve Malezya gürültü yapmayı pek tercih etmeyen bir ülke. Niye mi? Bir başka "korku ülkesi" İran"dan gelen Madana anlatıyor bunu Malezya Üniversitesi"nin kampusunda.

Üniversite öğrencileri sessiz:

Herkes birbirinden korkuyor
Madana, aklına estikçe, yerli yersiz yağan tropik yağmurdan korunmak için Malezya Üniversitesi kampusunun içindeki otobüs durağında hiç de alışık olmadığı bu "sulu zırtlak" havanın geçmesini bekliyor. Yağmura rağmen Malezya"da olmaktan memnun:
"İran"dan iyidir. Hiç değilse zorunlu olarak başörtüsü taktırmıyorlar üniversitede."
İran"dan bir buçuk yıl önce burada okumaya gelen Madana, otobüs durağına beraberce sığındığımız diğer öğrencilerin manidar bir gülümsemeyle cevap vermeyi reddettikleri o soruyu cevaplıyor:
"Siyasal İslam, laiklik... Bu sorulara burada kimseden cevap alamazsınız. Çünkü üniversitede bunları konuşmak bile yasak. Burası çok sessiz bir ülke."
İran"daki öğrenci olaylarından, öğrencilerin şeriat karşıtı politik hareketinden söz ediyoruz. Her şeye rağmen ülkesini özlüyor Madana:
"Biz orada politiktik ve durmadan tartışırdık. Burada insanlar birbirinden korkuyor. İslam"la ilgili burada konuşmak, İran"da konuşmaktan daha zor."
Madana"nın dediklerine bakılırsa "ılımlı İslam" sadece, kimse o "ılımlılık" hakkında soru sormadığı için "ılımlı" oluyor. Ilımlı sözcüğünün hakikate tercümesi ise "sessizlik yemini" aslında. Yani belki de siyasal İslam ılımlı değil, ılımlı olan onu kabullenmek zorunda hisseden "sessiz çoğunluk".

YARIN
Malezya"da kadınların özgürlük direnişi
Siyasal İslamın liderleri ne düşünüyor?


ecetem@hotmail.com

Kutlarım oldukça güzel ve değerli,
 

bir yazı.

Benim de istemim ve uzun bir süredir verdiğim uğraş senin savunmaya çalıştıkların.

Medeni, insani, uygar bir dili olan her insan ile her konu konuşula bilin meli, tartışılana bilin melidir.

Ancak insanlar konuşabilirlerse medeniyet, demokrasi oluşabilir. Ölçü, seviye, saygı ve sevgi temel olabilmelidir.

Ben burada hiç bir zaman cepheleşmeleri asla savunmadım, sevmem de bu tür soyutlamaları.

Bahsettiğim değerler oluşabilseydi, baskı kimden, kimlerden gelirse gelsin ortak bir tepki yaratılırdı.

Lakin bu sayfaların denetimi mümkün değil, aşağılarda Hacının bir tesbiti çok doğrudur, ipini koparan burada, aynı şahıs yada şahıslar birilerini aşağılayabilmek için binbir değişik rumuzlar ile (nick.) girip istediklerine ulaşabiliyorlar. Vaybee ye sorulunca bu şahısları el birliği ile deşifre yapalım açıklayın bu şahısları denilince çıt çıkmıyor, nedeni basit para davası, para göz olmanın aşağılık komplexi. Bir zamanlar birisi açıklamıştı buraya girrebilmek için her tıklamada bilmem kaç sent para kazanıldığını açıklamıştı. Sorun bu olunca bizler dipsiz kuyularda boğuşuyoruz.

Bir başka sorun beni denetliyebilecek görevli benim yazı ruhumu kavrayabilecek çapta ve eğitimde olabilmeli, olamıyorsa beni veya başkalarını denetleyebilmesi zaten abes ve absurttur.

Burada yapılabilecek tek bir şey var insanların sosyal eğ,limlerinden öte insani değerleri ön planda olabilmeli, bu başarılınca hangi kesimden olursa olsun o şahıslar soyutlanırlar. Ortak nokta bu forum sayfalarının bir cephe, bir arena olmasından öte karşılıklı görüş alış verişinin alanı olarak düşünülmeli. Buda haliyle seviye meselesi.

İnsanlar konuşamadan, tartışamadan nasıl birbirlerine tahammül edebilirler ki, nasıl kaynaşabilirler ki.

Türkiye toplumları daha birbirleri arasında mülakatın ne olduğunu bile tam olarak bilmiyorlar, acı ama gerçek bu.

Selamlar...

Bir ek daha,
 

Vaybeenin temel yapısı limited bir ticari şirket. Yukarıda değindiğim gibi. Her tıklamada vaybeeye girebilmek için kasaya bir kaç sent düştüğü iddia edilmekte.

Durum bu olunca çözüm bu sayfalarda asla oluşmaz.

???
 

Insan haklarini hice sayan bir ülke, kendi yabanci iscilerine sömüren ve kötü davranan bir ülke.

Cocuk fuhu$lugunu, a$siri islamcilik...vs vs.. mide bulantici

böyle bir ülkeye özenmen cok sasirtici dogrusu. Her parlayan ta$i ALTIN zannetme

Sen Önce Medeni Gecinen
 

ABD Israil gibi ülkelerin bagnazliklarini incele!Sonra Malezyaya gidersin!
varsa zerre insafin, Insan gecinen hayvandan asagi mahluklarin yaptiklarini görünce Melezyaya hayran kalirsin

er

buyur kendin git mal
 

konunari karistirma sakin ol...ben ne amerikayi savunuyorum nede baska bir ülkeyi.

malezyaya olacakti mal degil :)) o.T.
 

ohne Text

:))
 

Simdi din forumun kapanmasini istiyorsunuz ama diger taraftan üniversitelerdeki imtihanlardan bahs ediyorsun...
$imdi ne ilgisi var karde$ biraz alakaya maydanoz olmu$ gibi?
Konulari karistirdin galiba :))

Herhalde basörtülülere üniversite kapali ve bu da demokrasiye uymuyor mu demek istedin? O da olacak merak etme yeni Cumhurbaskani bu konuda cok caliskan nedense
Istediginiz kadar da vermeye hazir degilsiniz ama, ve buda cok üzücü. Herkesin israrla sizin gibi düsünmesini istiyorsunuz , ve bu hic demokrasi bir davrani$ degil.
Öyle degil mi?

korkunc geli$meler o.T.
 

ohne Text

Ben Malezyaya balayina giderim
 

Gerekirse burmayada giderim

Ücbes capulcunun darbe cigliklarina güler gecerim

cünkü hicbirinin kökü anadoluda degil

asil vatanlari ya Ispanya, ya selanik

yada;bizans kalintilaridirlar...

Halkin inanc ve iradesine tahammülü olmayanlar
öyle veya böyle gideceklerdir.

Benim gibi bin yildi

Genç Siviller Basın Açıklaması
 

Genç Siviller "Malezya olmakla korkutularak günümüz Türkiye"si gibi kalmaktan korkuyorsanız korkularınızı içinize atmayın, korkunuzu yazın, gelin! sloganıyla Cumartesi günü yürüyecek... İşte o basın açıklamasi.


Siviller Korkuyor!

Basın Açıklaması

29 Eylül Cumartesi 13.00’de Galatasaray Lisesi Önü

- 2006 yılında bile darbe olan Tayland gibi olmaktan korkuyoruz.

- Irkçılığın ve ayrımcılığın gündelik hayat haline dönüştüğü Apartheid Güney Afrika’sı olmaktan korkuyoruz.

- Sokaklarda bile başörtüsüyle gezmenin yasak olduğu Tunus olmaktan korkuyoruz.

- İran olma korkusunun tedavülden kalkmasından korkuyoruz. Yeni Anayasaya “Türkiye Malezya olamaz, olması teklif dahi edilemez” maddesi konmasından korkuyoruz.

- Emekli Subaylar, ADD ve ÇYDD’nin Kuala Lumpur meydanında Cumhuriyet Mitingi düzenlemesinden korkuyoruz.

- Türkiye’deki cuntacıların Malezya’da darbe girişiminde bulunmasından korkuyoruz.

-Genel Kurmayın, Malezya tehlikesi üzerine, iç hizmet kanunundan kaynaklanan sorumluluklarını hatırlatan bir gece yarısı bildirisi yayımlamasından korkuyoruz.

- Malezya’ya benzememek için Türk bayrağından ay ve yıldızın çıkarılmasından korkuyoruz.

- Bu tartışmaları ciddiye alan Malezyalıların incinmesinden korkuyoruz.

- Malezya’ya benzemek isteyen İslamcı müteahhitlerin boğaza Petronas Kuleleri dikmesinden korkuyoruz.

- Cumhuriyet Gazetesi reklâmlarındaki Tehlikenin Farkında mısınız? yazısının Malay alfabesiyle yazılmasından korkuyoruz.

- Doğan Medya Grubunun Zaman ve Yeni Şafak Gazetelerini de satın almasından korkuyoruz.

- Doğan Medya Grubunun Malezya’da Gazete Almasından korkuyoruz. Bu gazetenin de “Malezya Malaylarındır” sloganıyla çıkmasından korkuyoruz! Ertuğrul Özkök’ün bu gazeteye Genel Yayın Yönetmeni olmasından ise Malezyalılar korkuyor!

- Aydın Doğan’ın bir kızının daha TÜSİAD başkanı olmasından korkuyoruz.

- Laik görünmek için eczanelerde bile içki satılmasından korkuyoruz. Ramazan reklamı yapan Coca Cola’nın yeşil sermaye diye ilan edilmesinden korkuyoruz.

- İsmail Türüt’ün Eurovision’da bizi temsil etmesinden korkuyoruz.
Ozan Arif şiirlerinden ÖSS’de soru sorulmasından korkuyoruz.

- Katilleri öven açıklamalar yapan İzmir Baro Başkanının bir dönem daha seçilmesinden korkuyoruz.

- Hürriyet Gazetesinin Pınar Selek’i 11 Eylül saldırısından da sorumlu tutmasından korkuyoruz

- Yeri gelmişken, Fadime Şahin – Ali Kalkancı filminin devamının çekilmesinden korkuyoruz.

- Meclis’i dualarla açılan Yunanistan’ın bizden önce Malezyalaşmasından korkuyoruz!

- İstanbul Bienalinin Kemalizm eleştirisi yapan Küratörü Hou Hanru’nun ilk görüldüğü yerde Serdar Ortaç ve Reha Muhtar’ın 10. yıl Marşı söylemeye başlamasından, Şenay Düdek’in çatal fırlatmasından, Hürriyet gazetesinin Hanru’nun Kürdistan haritası önünde fotoğraflarını üretmesinden, muhalif Küratörün Çin hükümetine teslim edilmesinden korkuyoruz.

www.gencsiviller.net

o.T.
 

benim gibi binyildir anadolunun cilesini sirtinda tasiyip, Cennet gözüyle bakanlar,
Ebediyen vatanin havasini soluyacaklardir!

Ne dediniz ? bati da insan haklari mi ??
 

<a href="redirect.jsp?url=http://www.islam-projekte.com/leidkultur/leidkultur/_gesellschaft/index.php?rubric=3



"Vergewaltigungen" target="_blank">http://www.islam-projekte.com/leidkultur/leidkultur/_gesellschaft/index.php?rubric=3



"Vergewaltigungen</a> sind ein Verbrechen mit einer riesigen Dunkelziffer. In den USA werden jedes Jahr 700"000 Frauen vergewaltigt oder erleiden andere Formen sexueller Gewalt; 14.8% der vergewaltigten Frauen sind jünger als 17 Jahre. In Frankreich wurden 1999 zwischen 50"000 und 90"000 Frauen vergewaltigt; viele der Opfer haben die Vergewaltigung nicht angezeigt."

(7 UNFPA; State of world population 2000, chapter 3: Ending violence against women and girls 8 OMCT, press release, 25.11.2003.)


In der Schweiz gaben in einer repräsentativen Umfrage von 1997 ein Fünftel der Frauen zwischen 20 und 60 Jahren an, einmal im Leben Opfer von physischer oder sexueller Gewalt durch ihren Partner geworden zu sein.

(Gillioz, L./DePuy J., Ducret, V., Domination et violence envers la femme dans le couple, Lausanne 1997.)



Häusliche Gewalt ist gemäss einer vom Europarat zitierten Statistik die Hauptursache für den Tod oder die Gesundheitsschädigung bei Frauen zwischen 16 und 44 Jahren und rangiert damit noch vor Krebs oder Verkehrsunfällen. Gewalt in Ehe und Partnerschaft variiert statistisch gesehen von Land zu Land sehr stark. Gemäss einer Zusammenstellung der UNO erfahren in Grossbritannien 30% der Frauen Misshandlungen durch ihre Partner oder Ex- Partner, in Nicaragua 28%, in Kanada 29%, in Australien 23% und in Kambodscha 16%.

(Parliamentary Assembly of the Council of Europe, Domestic Violence against Women, Recommendations 1582. Adopted 27th of September 2002./ United Nations Statistics Division, the world"s women 2000.)


Jedes vierte Berliner Baby wird abgetrieben.
Ein trauriger Rekord: In der Hauptstadt werden nach einer neuen Statistik bundesweit die meisten Kinder abgetrieben. Je 1000 Geburten gab es im vergangenen Jahr 344 Schwangerschaftsabbrüche."

(welt)

"Im vergangenen Jahr brachen 4185 Frauen ihre Schwangerschaft ab. Während sich 2006 deutschlandweit 72 von 10.000 Frauen zwischen 15 und 45 Jahren für einen Abbruch entschieden, waren es in Brandenburg 83. Die Zahl der Abtreibungen bei Teenagern mit 697 im Jahresvergleich ist unverändert hoch geblieben."

(tagesspiegel)

Allein in Deutschland gibt es mindestens über 100.000 Zwangsprostituierte. Jede hat im Durchschnitt fünf Freier pro Tag. Das sind 500.000 Vergewaltigungen pro Tag, die den Massenmedien fast keine einzige Newsmeldung wert ist."

(BKA)

"22% der Frauen gaben an, schon einmal Gewalt durch einen Partner erlitten zu haben"

(National Violence against Women Survey NVAWS)


"Über alle Branchen hinweg verdienen Frauen im Durchschnitt weniger als ihre männlichen Kollegen."

(Statistisches Bundesamt)


"In westlichen Demokratien heute mind. jede 5.-7. Frau schon einmal Gewalt in Paarbeziehungen erlitten; Gewalt gegen Frauen ist zu einem überwiegenden Maße (60-80%) Gewalt durch Partner und Männer im engsten sozialen Nahraum."

(Dr. Monika Schröttle, Interdisziplinäres Frauenforschungs-Zentrum der Universität Bielefeld)

"In Frankreich wird jeden vierten Tag eine Frau von ihrem Partner oder Ex-Partner umgebracht."

(Gewalt gegen Frauen auf dem Vormarsch Ralf Streck)



"Im Jahr 2006 wurden dem Statistischen Bundesamt fast 120.000 Schwanger*schaftsabbrüche in Deutschland gemeldet."

(Statistisches Bundesamt)


"Weibliche Angestellte oder Arbeiterinnen im Einzelhandel, im Textil oder Bekleidungsgewerbe, im Ernährungsgewerbe oder in der Tabakverarbeitung verdienen im Schnitt fast nur die Hälfte von dem,
was ihre männlichen Kollegen in ihren typischen Wirtschaftszweigen erhalten."

(Statistisches Bundesamt)


"Etwa 2 bis 3 Millionen Frauen werden von ihren Partnern geschlagen und etwa 150.000 werden in der Ehe vergewaltigt.Vor dem Hintergrund der sogenannten "Häuslichen Gewalt" fliehen in Deutschland jährlich 50.000 Mütter mit ihren Kindern in eines der 320 Frauenhäuser in Deutschland."

"Jahr für Jahr werden Tausende Mädchen und Frauen vergewaltigt. Laut Polizeilicher Kriminalstatistik werden in Deutschland jedes Jahr etwa 15.000 Fälle von Vergewaltigung und sexueller Nötigung angezeigt. Diese Zahlen stellen nur die Spitze des Eisberges dar. Die Dunkelziffer nicht polizeilich gemeldeter Fälle liegt um ein Vielfaches höher."

(WEISSER RING e.V.)


"20% Gewalt durch aktuellen Partner, 45% durch früheren Partner (Ursachen für hohe Zahlen noch nicht geklärt)"

(Finnland)



"26% der Frauen haben Gewalt durch aktuellen und/oder früheren Partner erlitten."

(Studie Römkens, Niederlande 1986)


"29% der Frauen schon einmal Gewalt durch aktuellen oder früheren Partner erlebt."

(Studie Statistics Canada 1993)


Während mit rund 43 Millionen über die Hälfte der Bevölkerung als Eltern und Kinder in entsprechenden Zusammenhängen leben, lebt die andere Hälfte der Bevölkerung in Lebensformen ohne Kinder. Davon leben rund 23 Millionen Personen als Paare zusammen und rund 14 Millionen als Singles.

(Mikrozensus des Statistischen Bundesamtes)


Bu sadece Kadinlara iligili

Diger insanhaklarin assagidaki sayfada görebilirsiniz !



<a href="redirect.jsp?url=http://www.islam-projekte.com/leidkultur/leidkultur/_gesellschaft/index.php?rubric=3
" target="_blank">http://www.islam-projekte.com/leidkultur/leidkultur/_gesellschaft/index.php?rubric=3
</a>

Tam da tartışılacak adamları Canan,
 

buldun Sevgili Canan bu şahıslar bu sayfalarda en son ciddiye alıpta tartışacağın insanlardır diye düşünmekteyim.

Alıverelim uçak biletlerini, iç işleri bakanlığından da birer güvence ile pasaportlarının tüm geçerli hükmünü bitirildiğinin bilgisini alalım. Tek gidiş uçak bileti ve bu ülkede ceplerinde olan tüm parayıda burada bırakacaklar. Gitsinler Malazyada o ülkenin vatandaşı yada Müslüman yeni yabancı işçi olarak yaşamaya başlasınlar. Yeryüzünde hangi kutsal değer varsa onun üzerine yemin ederim ki bir tanesi Almanyayı terk edip giderlerse. Bunlar Türkiyeye bile dönmeyenler.

Yorma kendini bu tür insanlar için, asla değmez bir saniyeni bile bunlar için harcamaya.

Ciddiye hiç alma bu yobaz tayfayı bunlardan bir bok olmaz.

Selamlar...

benim vergilerimle gecinen asosyal roman
 

bozuntusu

Benim vergilerimle Almanyada en az senin gibi ontane asosyal roman besleniyor..
Nankör..
Vatanim söz konusu olursa gözüm geri kalmadan bugün TR ye dönerim.
Senin gibi satilmislar azil azil diye kilisiye siginmaktan seref duyan alcaklarsiniz!#

Sana yazmistim zerre serefin olsaydi yazilarima maydonoz olmaya kalkmaz, realda bulusma tekifimi tepmezdin..

Steinwürfe anti Christen
 

Armenische Christen sind auf einem Friedhof in Diyarbakir von Anwohnern mit Steinen beworfen worden. Die Christen wären aus Istanbul in die Stadt im Südosten der Türkei gekommen, um einen Angehörigen zu beerdigen, so meldet die türkische Tageszeitung „Cumhurieyet“ gestern. Laut Angaben des Friedhofswächters wurde die Trauergemeinde bei der Suche nach dem Grab von Anwohnern mit Flüchen, Verwünschungen und Steinwürfen vertrieben, so die Nachrichtenagentur Kipa.

<a href="redirect.jsp?url=http://www.oecumene.radiovaticana.or...o.asp?c=157955


Hintergrundinformationen" target="_blank">http://www.oecumene.radiovaticana.or...o.asp?c=157955


Hintergrundinformationen</a> zu Diyarbakir:

Wahl 2007 (andere Parteien vernachlässigbar):

AKP 41,165%
Bağımsız (unabhängige) 47,123%


Arbeitslosenquote über 40% dazu mehrheitlich von Kurden bewohnt.
Ob man mit diesen Hintergrundinformationen etwas ableiten kann, sei dahingestellt.
__________________
İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri, devlet işleri
görülemez; millet ve devlet şeref ve bağımsızlığı temin
edilemez. 1927 Atatürk

Salla, iyi salla. Beyinsiz yobaz. o.T.
 

ohne Text

Canan,
 

Tartışacağın insanların bir çapı, seviyesi, ölçüsü olmalı.

Kişisel sataşmaların içinde olanlarla sidik yarıştırmaların hiç bir getirisi olmuyor.

Görgüsü, kültürü, insani birikimleri bulunmayanlar ile kouşulacak ortak olabilen hiç bir nokta oluşturulamıyor.

Buraya aktardıkları yazılardan etkilenerek herhangi bir girişimde bulunmakta bir yarar sağlamıyor.

Kendisine saygı duyamıyanın bir başkasına saygısı mı olabilir ki.!!!

Aydın bir beyin ile yobaz bir beyinin bir arada bulunması bile başlı başına bir ızdıraptır.

Burada var olan bir kaç yobazın dışında bu sayfalarda her şey tartışılabilinir. Eğitimi, kültürü ve bilgisi olan insanların tartışmaları şartlandırma denilen bir mantığı ve kopmlexi olmaz. Bu sayfaları karşılıklı birer görüş alış verişi olarak görür, yoksa bilmem kaç yaşına gelmiş insanların saygısızlık ölçülerini istesekte yerli yerine oturtamayız.

Kafana takma lütfen.

Tekrar selamlar...

Bu yazıyı bile kırmızıya boyayabillecek,
 

kadar yobazlaşmış beyinler var burada.

Ne diyelim başka türlü nasıl belli edecekler kendilerini. Yaşamda hiç bir şeye başaramamış, hiç bir şeyden mutlu olamamış, hiç bir şeyden bir şey öğrenememişlerin acı dolu ızdırapları bu görüntüler.

Yazık.

Yobaz senin gibi agzindan salya
 

akitan sanal farelerinin kiligidir
nankör

Türk Kültür Derneği Camii’nde Alm
 

Imam

Almanya’nın Tübingen kentinde Türk Kültür Derneği Camii Max Heidelberger"i imam olarak atadı.
Alman Deutsche Welle radyosunun Türkçe internet sitesine göre, Almanya’daki camilerde görev yapan tek Alman imam olan Max Heidelberger, cuma namazları için Türkçe de öğrendi.

Tübingen’de yaşayan Müslümanlar şehir merkezindeki Türk Kültür Derneği Camii’nde cuma namazını kılmak üzere toplandıktan sonra imam hutbeyi başlatıyor.

Camideki Müslümanlar arasındaki tek Alman Müslüman ise 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Max Heidelberger. Kendisi 4 aydır burada imam olarak cuma hutbelerini okuyor.

HIRİSTİYANLIĞI SORGULAMIŞ
Max Heidelberger şunları söylüyor: “Aslında burada Türk bir hoca vardı ama Türkiye’ye geri dönmek zorunda kaldı. Yerine gelen vekil imamın ise oturma izniyle ilgili sorunu çıktı. Zaten önceki hoca tatile çıktığında ya da başka işlerinden dolayı burada bulunamadığında ona vekalet ettiğim için buradaki imamlık görevini de aniden bana verdiler. Çünkü cemaate Cuma namazı kıldırabilecek başka bir kimse mevcut değildi.”

Büyükannesinden öğrendiği Hıristiyanlığı çocukluğundan beri sorguladığını söyleyen Alman imam, "Hıristiyanlık’taki ‘baba oğul ve kutsal ruh’ şeklindeki teslis inancının manasını zaten hiçbir zaman anlayamamıştım. Ya da vaftiz gibi başka adetlerin insanların imanından ve yaptıkları ibadetlerden neden daha önemli olduğunu bir türlü anlayamamıştım. Bu tür konular benim için sorun yaratıyordu“ diye konuşuyor.

FASLI ARKADAŞINDAN ÖĞRENMİŞ
Max, ergenlik çağındayken, merak ettiği için bir Faslı arkadaşından Arap alfabesini öğrenmek istemiş ve Arapça ile tanışmış. Ancak İslam dinine olan ilgisi çok daha sonra bir cami ziyaretinde başlıyor. “Bir gün Faslı arkadaşım beni camiye götürdü. Bana önceden nasıl abdest alınacağını ve namaz kılınacağını anlattı. Daha önceden hiç camiye gitmediğim için ona eşlik ettim ve aynı gün namaza katıldım. O zamanlar Arapça olduğu için vaazı anlamamıştım ama ortam çok hoşuma gitmişti. Artık caminin güzel bir yer olduğunu biliyordum ve oraya tekrar gitmek istiyordum.”

ADI "BİLAL" OLDU
Böylece Max Heidelberger İslam diniyle daha fazla ilgilenmeye başlıyor ve Kur’an meallerini okuyor. Liseyi bitirmek üzereyken İslam dinine geçme kararını alıyor. İslam Bilimleri Fakültesi’nde dini bilgisini ilerletiyor ve Arapça öğrenmek için bir sene Suriye’de kalıyor. Geri döndükten sonra Almanya’daki Müslüman cemaatlerle düzenli olarak ilişki kuruyor. Bunların arasında sonradan vaazlar verdiği Tübingen’deki bağımsız Türk Kültür Derneği de yer alıyor. Burada Max’a “Bilal” isimi veriliyor.

TEPKİLER YÜZÜNDEN TÜRKÇE ÖĞRENDİ
Ancak başlangıçta Heidelberger’nin imamlık yapması cemaat tarafından pek olumlu karşılanmamış. Çünkü Türkçe bilmeyen Max, vaaz ve hutbeleri Almanca olarak veriyor ve bu durum özellikle yaşlı ve Almanca bilmeyen dindarlar için sorun oluyordu. Bu yüzden Heidelberger Türkçe öğrenmeye başlar ve kısa süre sonra da Türkçe vaaz vermeyi dener.

Bir sene bile geçmeden, cemaatin yeni imam hakkındaki fikri değişir. Eylül’ün ortasında Ramazan ayı başlıyor ve Tübingen’deki camide de her Ramazan olduğu gibi Teravih namazı kılınacak. Ancak ailesi Stuttgart’ta yaşayan imam Heidelberger, aynı zamanda üniversite öğrencisi olduğu için Türk Kültür Derneği Camii’ne biran önce tam kadrolu yeni bir imam bulunmasını dört gözle bekliyor... (Deutsche Welle)

Türk Kültür Derneği Camii’nde Alm
 

ohne Text

Herkim ki Islam
 

$eriatinin caydiricilik cezalarina dil uzatiyorsa, Sapiktir !

Sapik degilsa cahildir

Cahil degilsa namusuzdur

Namusuz degilsa hirsizdir talancidir

Isbatmi

Bir Düne bakin birde bugüne!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Islam Serati üc kitaya hakimken

Yer yüzünde adalet vardi

Kimse namusa yan gözle bakamazdi

Belkim 4 hatun alir fakat, Binlerce cocugun irzina gecemezdi

Dinsizler gibi kadini orta mali yapamazdi

“Yetistirdigim meyvenin tadina bakmak en tabii hakkim” deyip öz kizina hayvan gibi cökemezdi(1)

Üc yasina subyana vahsi gibi saldiramazdi

Dünyayi babasinin cifligi sanip yakamazdi

Komsusu acken yatagina rahatce yatamazdi

Son yüzyilda 200 milyon insani Maymun soylullar gibi katl edemezdi

isbatmi
buyrun
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=eZqSZH_1Hio
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=eZqSZH_1Hio
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=IwQF4RapyoQ...ted&search=
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=IwQF4RapyoQ...ted&search=
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=u4oJ3rLfBXY...ted&search=
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=u4oJ3rLfBXY...ted&search=
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=77MyRLfsyRg
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=77MyRLfsyRg
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=2IKKgAPz81k...ted&search=
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=2IKKgAPz81k...ted&search=
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=JJ5dfH4P5FQ...ted&search=
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=JJ5dfH4P5FQ...ted&search=
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=ULY6UkaKhDU
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=ULY6UkaKhDU
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=onyZXtJL5cQ
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=onyZXtJL5cQ
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=s9auz0QiRgE
" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=s9auz0QiRgE
</a>
<a href="redirect.jsp?url=http://www.youtube.com/watch?v=F592dCVRmzs" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=F592dCVRmzs</a>

Evladım psikolojide bir açıklama bulunur
 

kim ki ulaşamadığı bir şeye takıntısı olur, seninde takıntın insan olamamak, yoksa kendi kendine bir insan ol diye emir vererek lakap takmazdın.

Çapın ne ki sen bir insan olabilesin.

Senin burada ki hal ve hareketlerini görünce eğitilmemiş sokkak köpeklerinin hırlamasından başka bir çağrışım ne bana nede başkalarına bir duygu veremiyorsun.

Önce bir uygarlaş sonra tartışmaya çalış.

Allahın odun yobazı.

Orta Çağın Beynine örnektir bu yobaz. o.
 

ohne Text

MÜSLÜMAN GENC
 

MÜSLÜMAN GENC

Irkini üstünlük degil, zenginlik bilmelisin!
yüceligi "kan" da degil,Hakta aramalisin.
Hedefinde irkini yüceltmek varsa,
Islam ahlakiyla, boyanmalisin.

Le$ kargalari gibil, ilim ucmakla olmaz,
marjinal toplumlar hürriyet bulmaz.
Ilimde, irfanda, öncülükse hedefin;
Ümmet bilincini ta$imalisin!

Ahlak lafla olmaz,Hakka itaat ister,
Kirlenmis dünyamiz yüce ahlaki gözler,
iffetin,namusun, metafizik gücünü;
Dünya insanligina göstermelisin!

Deden gibi abdest alip firattan,
tunaya eri$,dü$me kirattan!
Nakil ve akillan gönülleri feht edip;
Dünyayi zulümden kurtarmalisin!

Nutuk degil, Hakka cagiriyorum
zan etme ütopya söz ediyorum
Islam`i hayata hakim kilarsan
Sana cemalullahi Müjdeliyorum!

1-i

Sen bu ilkel yazılar ile mi MEST ,
 

oluyorsun.

Bu yazıları bir şiir diye mi görüyorsun.

Evladım sen acınacak durumuda aşmışsın.

Ne bir eğitimin var, ne bir kültürün nede genel kültürün.

Sen düşündüğümden de ilkel ve basitsin.

Seni senin basitliğin, ilkelliğin ve cehaletin ile başbaşa bırakmak sana yapılabilecek en büyük iyiliktir.

Yobazlığın tedavisi henüz yok.

İnsan olabilmenin tedavisi o takıntılı halde kendine yakıştırdığın emirli lakaplada olamıyor.

Belki bir gün bulursun.

Sana ayrılan bir saniyeye bile yazıktır.

Odundan ancak kereste, sunta olur.

Ha birde yobaz.

Kafana göre mest olmalar sana.

Bu yaşına gelmiş bir insan halen neden insan olamadım sorusunu soracağına, kendi kendine bir insan ol diye bağırıp çağırıyorsa ondan bir bok olmaz.

Saniyelerim benim senin varlığından daha değeri.

Kafana göre takıl evladım.

EY BAGNAZ CAHILLER !
 

Sizin naminiza sizlere aciyorum!!
hakaret ettikce batiyorsuinuz
inanmiyorsaniz aynaya ibretle bakin
cirkin cehrenizden bile korkuyorsunuz !!
Papazlariniz yikanmayi yasak ederken size
Orta cagda Hayvanlardan beter yasiyordunuz
lesinize acimazsaniz ruhunuza aciyin
halen orta cagi yasiyorsunuz
1-i

Bir doktara en kısa zamanda görün,
 

bu benden sana son yardımdır unutma, bir köşeye not al bir gün işine yarar.

Git kiliseye istavoroz cek
 

Bizim muhataplarimiz insanlardir

EY BAGNAZ CAHILLER !


Sizin naminiza sizlere aciyorum!!
hakaret ettikce batiyorsuinuz
inanmiyorsaniz aynaya ibretle bakin
cirkin cehrenizden bile korkuyorsunuz !!
Papazlariniz yikanmayi yasak ederken size
Orta cagda Hayvanlardan beter yasiyordunuz
lesinize acimazsaniz ruhunuza aciyin
halen

SIIYORSA Gel Beraber DR gidelim
 

Tedavi ücretlerin nasilsa benim vergilerimden ödeniyor,
Dr sana soracagi ilk soru: Psikopat son kac yil önce yikandin olacaktir

yazinin kaynagi rica olunur o.T.
 

ohne Text

Ben sana boşuna ilkelsin demiyorum,
 

ilkelliğini sen yazıyorsun.

Bak nekadar ilkel olduğunu bir daha açıkladın.

Halen neyi tartıştığını bile bilmiyorsun.

Kendisini denetleyemeyen her insan benim için ilkeldir.

Sen bırak kendini denetlemeyi, ucuz kabadayılık bile yapmaya çalışmaktasın.

Aferim sana.

Hangi dağda yetiştin sen böyle evladım.

Atesitinde yazan saplanti sendromu
 

kroniklasmis

git bir papaza derdini anlat

erisemiyecegin degerlere saldirma kiskanma sendromu

paryonik

bu ne kin bu ne nefret
 

Kim burada hristiyanki? aciyorsun? :))
hem bir Insan ne zaman batar sence? Onun Allah katindaki degerine sen mi karar vereceksin?? Kendinizi Allah yerine koymaya ne zaman vaz gececeksiniz Allah a$kina?

Paramanyak Cakal:-)
 

Pardon sanal faresi Teklifimi tepecegine buyur gel seni tedavi edeyim

O o cevabı veremez Canan ben vereyim.
 

Ben yer yüzünde var olan bütün dinlere aitim, her dinde hem olumlu hem olumsuz yönler vardır ben o olumlu yönlerin hepsine aitim.

Memnuniyetle:1insanOL o.T.
 

ohne Text

Ne oldu takken düştümü? o.T.
 

ohne Text

Canan yalakalik ediyorsun
 

Zerre insafin olsaydi saldirgani kinardin

yazik

yoksa sen romanin koltuk degenegimisin