Bir asure tarifi daha
 

<a href="redirect.jsp?url=http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=1456&keyword=kad%FDn

Müslüman" target="_blank">http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=1456&keyword=kad%FDn

Müslüman</a> bir kadın hristayan bir erkekle neden evlenemez
ersinsenol
Toplam Soru Sayısı : 4
"Musluman bir erkek hristiyan veya musevi bir bayanla evlenebiliyor. Peki, müslüman bir kadın da tek tanrılı bir dine inanan bir bayla evlenebilir mi ? Günümüzde şunu gürüyorum ki bırakın iyi bir müslümanı, iyi bir insan bulmak dahi çok zor. Madem ki hepimiz tek tanrıya inanıyoruz ve hepimiz tek ve aynı olan Allah"ın (c.c.) kullarıyız, neden olmasın ?"
24-Temmuz-2006 - 22:28:27

Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

Müslüman kadın ve erkek, müşriklerle evlenemez. Müşrik kadın, Allah"a başka şeyleri ortak koşan,örneğîn puta, yıldızlara, ateşe ya da hayvana tapan kadındır.
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler! Allah "a ortak koşan kadınlarla, onlar iman etmedikçe evlenmeyin... (1)

Bir müslüman erkeğin Yahudi veya hıristiyanlardan bîr kadınla evlenmesinde bir sakınca yoktur.Bu konuda ulema icma etmişlerdir.Ayet-i kerimede şöyle buyuruluyor: "...Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden yine hür ve iffetli kadınları, mehirlerini verip nikahlayınız, onlar size helaldir. "(2)

Ehli kitap olan bir kadınla evliliğinin mubah olmasındaki hikmet; bu kadının müslümania evlenmesi sebebiyle Allah"a, peygamberlere, ahiret gününe, İman etme ihtimalidir.

Müslüman bir kadının bir kâfirle evlenmesi icma ile haramdır. "Müşrik erkeklerle iman etmedikçe onlara mümin kadınları nikahlamayın. " (3)

Çünki böylesi bir evlilikte, mümin kadının küfre düşmesi korkusu vardır. Koca, karısını kendi dinine çağıracaktır. Kadınlar genelde erkeklerine uyarlar ve onların yaptıklarından etkilenirler ve onları dinlerinde tahrik ederler. (4)

Müslüman bir erkeğin Hıristiyan bir kadınla yaptığı bu evliliğinin caiz oluşundan hareketle, Müslüman bir kızın da Hıristiyan bir erkekle evlenebileceğinin caiz olacağını söylemek mümkün değildir. Çünkü bu anlayışta, ikisi arasındaki büyük farkı fark etmemek vardır. Şöyle ki:

Hıristiyan bir kadının vardığı Müslüman erkek, Hıristiyan karısının kitabını, peygamberini inkar etmiyor, tam aksine tasdik ediyor, hürmet ve saygıda asla kusur göstermiyor. Böylece Hıristiyan kadın vardığı Müslüman erkekte din açısından bir aşağılanmaya ve saygısızlığa maruz kalmıyor. Bir kaybı da söz konusu olmuyor. Müslüman bir kızın varacağı Hıristiyan bir erkek ise, böyle bir tanıma ve saygıya sahip değildir. Hıristiyan erkek, alacağı Müslüman kadının inandığı Hazreti Muhammed’i (sas) de Kur’an-ı da tasdik etme yolunda bir yaklaşımı söz konusu olmuyor. Böylece Müslüman bir kız, Kitap’ını da Peygamber’ini de dinini de açıkça inkar eden bir erkeğin nikahı altına girme aşağılanmasına maruz kalıyor. Yapılacak evliliğin engeli de bu aşağılanma ile meydana geliyor. Böyle bir evliliğin tek çaresi, Hıristiyan erkeğin de Müslüman erkek gibi aldığı Müslüman kadının Kitap’ını ve Peygamber’ini tanıyarak şehadet kelimesiyle bu inancını açıklamasıdır. Böylece Müslüman kadın da Hıristiyan kadın gibi dinini inkar etmeyen biriyle evlenmiş olma eşitliğine kavuşmuş bulunacak, konu adil şekilde halledilmiş olacaktır.

Demek oluyor ki; hiçbir kadın, Kitap’ını, Peygamber’ini inkar ederek kendisini aşağılamış olan bir erkekle evlilik yapmaya kendini mecbur duruma düşürmemeli, geçersiz bir evlilik yapmaya mahkum hale gelmemelidir.

Bakara Suresi ayet 221 ile Maide Suresi’nin 5. ayetinin açıklamalarına bakılabilir.

Hristiyan bir erkek eğer müslüman olursa o takdirde müslüman bir kadının onunla evlenmesi caiz olur.

(1) Bakara, 221
(2) Maide, 5
(3) Bakara, 221
(4) Fetevâ-i Hindiye 11/330

Selam ve dua ile...

Editör
www.sorularlaislamiyet.com

hahahahahahahahahahahaaaaaaa
 

Bizim entel tandel takilan vaybee forumculari kadar baska forumcular beni güldürmüyor ! :-))
Akli sira insancil yaklasiyorlar !? :-))

Bakin bu zavalli ne yazmis:
"morgen rasse und dann die freiheit.
lasst doch die menschen frei glauben...denn wenn wir sie in ihrem glauben einschränken wollen....wird es menschen geben die irgendwann unseren glauben einschränken wollen."

vah zavalli vah...
Sadece Türkiyede ramazanda okullarda kac kisi bicaklaniyor kac kisi dövlüyor haberin varmi !? :-))
Nedenide oruc tutmamasi !
Hele ellerine firsat gecse sen bile sakal birakma mecburiyetinde olacaksin !
Sakalin yoksa takma sakal yani peruksakal takma mecburiyetinde kalacaksin ! :-))
Ellerine heleki firsat gecsin ! :-))

Örnekleri iste afganistan, iste iran !
Ne güzel islam devletleri deegilmi !? :-))

hahahahahahahahahahahaaaaaaa2
 

Bizim entel dankel yine sacmalamis...

"türkiyede ne oldu? cumhurbaskanin esi basörtülüymüs diye secimlere gidiyoruz.
akp"yi daha da güclendirdik.
bu bize ders olsun....ne kadar üzerine gidersen o kadar gücleniyor.
artik halk aptal degil, bazi seyleri daha net görüyor.
kimsenin baska birine hakaret etmeye hakki yoktur, onun icin biraz daha saygili olalim lütfen."

O abdus denilen SATILMIS DINCI SATANIST YOBAZ KAFIRI esinin basi örtülü diye itiraz edilmedi !
Serser dantel bilmedigin konularda yorum yapma !
Birde defa O SATILMIS DINCI SATANIST YOBAZ KAFIRIN esi olacak GALTAK KARI Türkiye Cumhuriyetini AIHMe sikayet etmis birisi !
AIHMe sikayetde bulundu ve Türkiye devletinden 50binmi 100binmi Euro tazminat istedi !

Ayrica Cumhurbaskani adayi olacak gawat kocasi SATILMIS DINCI SATANIST YOBAZ KAFIRIn hakkinda birkac yolsuzluk dosyasi var !
Dokunulmazliligi oldugu icin rafa kaldirildi !
Yolsuzluk dedigimizde devlete atilan trilyonlar !
Gecen secimde milletvekili dokunulmazligini kaldiracagiz diye aniranlar iste bunun icin dokunulmazligi kaldiracagiz diyemiyor ! :-))

Ayrica bu SATILMIS DINCI SATANIST YOBAZ KAFIRLEr devletin her makaminda kadrolasti !
Devletin kirlenmemis tek makami Türk Silahli Kuvvetleri ve Cumhurbaskanligi kaldi !
Cumhurbaskanliginida ele gecirilerse istedikleri gibi at kosturacaklar !

Ne konustugunu bilmeyen entel dangalak anladinmi simdi neden istenmedi !? :-))

hahahahahahahahahahahaaaaaaa3
 

Bak sen demek ben senin:
"burada bazi arkadaslar müslümanlara "DINCI YOBAZ SATANIST KAFIR" diyor.
ama yarin müslümanlar bize bu sekilde küfür ederse dogru mu olur?
burada müslüman arkadaslari kutluyorum!!! cünkü bu kadar alcalmadan sevyeli bir sekilde hareket ediyorlar."

hahahahahahahahahahahahahahahahahahaaa :-))
Diyorum ama ispatliyorumda diyorum ! :-))
SATILMIS DINCI SATANIST YOBAZ KAFIR olmasalar allahin kuranin lanetledigi hiristiyanlarin yahudilerin memleketinde, almanyada, ne isleri var !?
Neden hiristiyan ve yahudilere hizmet ediyorlar !?
Yine Ekmek edebiyati cekme !:-))
Türkiyede kimse acindan ölmüyor ! :-))
allahin kuranin lanetledigi insanlara euro icin lüks icin rahat icin hizmet ediyorlar, hiristiyanlarin yahudilerin servetlerini büyütmesinde yardimci oluyorlar, ondan sonrada hiristiyanlar yahudiler bizi ve dinkardeslerimizi eziyor diye aniriyorlar ! :-))
Du verstehen !? :-))

hahahahahahahahahahahaaaaaaa4
 

Bak sen hele araniza artik yahudileride almissiniz !? :-))

"arkadaslar birlikte bu küfürlü konusan arkadaslarla muhatab olmayalim.
müslümani ateisti yahudisi beraber olup bu insanlara cevap vermeyelim.

ve göreceksiniz ki bunlar buradan yavas yavas kaybolacaklar."

Bak yahudilerle baris icinde yasamasinida ögrenmissinizya, benden size kocaman bir BRAVO ! :-))

bana nemi !?
 

Bana ne olurmu dangalak !

Sen ne hakla beni almanyada basörtüm diye huzursuz ediyorsun !?
Ne diye Türklerin adini haberlere tasiyorsun !?
Almanyadaki yasalar kurrallar hosuna gitmiyorsa siktir git, basini nerede örteceksen ört !
Burasi hiristiyan bir memleket ve ben basi örtülü memurlar görmek istemiyorum !

Anladinmi simdi bana neymis !?
Ya adam gibi dininizi yasayin yada vatandasi huzursuz etmeyin !
Isinize gelince dinimiy asamak istiyorum ayaklari isinize gelmeyince sana ne öylemi !?

günlük anlik nikahla fuhus olmuyor !?
 

Iste sizin islam anlayisiniz bu !
islami isinize geldigi gibi cekin !
islam sakiz gibi olmus ! :-))

Fuhusu zinayi bile bir günlükanlik nikahla ortadan kaldiriyorsunuz ! :-))

Acaba allah baba bu ise ne diyecek !? :-))

atatürkün anneside 14 yasinda
 

sittigimin hayvani domal ben geldim :)

lan ibne gibi gülme
 

erkek ol sittigimin pici

bu ne lan..ahirmi burasi
 

gecende yazdim silindi nedense

cyberangel nickli sahsiyetsiz pezevenkin oglu burada millete orusbu cocugu diyerek yazi yaziyor

ama ne hikmetse vaybee tarafindan halne nicki silinmedi..bekliyorum..merakta ediyorum ne zaman silinecek..

eger söylenildigi gibi bu kisi vaybee den biriyse , ben bu vaybeeninde bu kisininde soyunu sikeyim

eger bu nick silinmezse bilin ki yasal yoldan basiniz derde girecek..yeni forum yasalarini hatirlatayim size

hahahahahahahahahahahaaaaaaa
 

Yasalardan bahis edene bak sen hele ! :-))

hahahahahahahahahahahaahahahahahahaaaaa :-))

Sen küfürlerle tehditle kisileri sindirebileceginimi saniyorsun !? :-))

Dikkat et, yasalarin altindan kendin kalma ! ;-)

tabii ki
 

ve hala sana ne! birilerinin yaptigi birseyden rahatsiz oluyorsan gidersin onu mahkemeye verirsin. mesela dersin komsun evinde namaz kiliyor benim aurami zedeliyor vs.

hadi yürü anca gidersin.

COK MU ÖNEMLI ?
 

Senin icin BU KADAR MI ÖNEM TASIYOR o´nun yazilari????

Bende hos bulmuyorum ama AKILLI VE MANTIKLI BIRI OLDUGUMUM ICIN GÖRMEZLIKTEN GELIYORUM, CÜNKI anladigim su ki, bu kimse buraya sirf inanclilara hakaret icin katilmis, baska HIC BIR NEDENI YOK!
Yani caymyacak, - Vb´den olsun olmasin -, bana ne, kime ne!

Sen burada kendine hergün yeni yeni adlar takip hakaretler savurarak cok fark kazaniyorsun ondan sanki!

REZILLER!

sanane o.T.
 

ohne Text

Sapik E$kiyanin Rüyasi
 

Zamanin birinde bir eskiya cetesi gariban bir ailenin malini mülkünü gasp ettikten sonra söyle bir tembihde bulunur:Biz simdi gidiyoruz yarin tekrar gelecegiz olup bitenleri herhangi birine söylerseniz evinizi basiniza yikariz...

Gariban aile birkac gün sescikarmaz fakat,aclik sefalet canlarina tak der köyün imamina gidip durumlarini izah ederler,ve imami tembihlerler.."hocam sakin kimse duymasin"...Hoca
:Merakiniz olmasin benden kimse duymaz, ama bu olayi Büyük hükümdar duymus o gerekeni yapacaktir.korkmaniza gerek yoktur" der
...Megerse eskiya gasp ettigi ailenin pesine gözcü koymus,Hocayla aralarinda gecen konusmalari derhal eskiya basina iletir.

eskiya basi $a$kindir korkudan günlerce gözüne uyku girmez, yakalandiginda kolunun kesilecegi ni düsündükce kafayi yiyesi gelir.Hemen bir plan yaparak gasp ettigi esyalarlan köyün imamina gider:Hocam aksam bir rüya gördüm
hükümdarimiz bana geldi bizim cocuklarin bir garibanin mallarini gasp ettiklerini söyledi derhal geri iade etmemi istedi, bende arastirma yaptim eysalari buldum lakin cocuklar ortadan kayb oludu, kime ait olduklarini bilmiyorum, sen bir zahmet bir arastirma yap bunlari sahiplerine ulastir, garibanlar kimbilir nekadar zordumdadirlar.der..Hoca gayet sakin bir sekilde eskiya basina iki söz söyler eskiya basi kacmaya baslar...hoca Arkasindan "Hükümdar seni taniyor bosuna kacma" diye bagirir.Sizce hoca bu sapik eskiya basina ne söylediki careyi kacmakta buldu?

AK PARTI FARKI !!!
 

Vatani milleti sevmek hamasetle olmaz, Türkiyeyi ve türk insanini zenginlestirip "MUASSIR MEDENİYET" hedefine ulastirmakla olur.

"Aynasi istir kisinin lafa bakilmaz"

AK PARTI laf degil icraat pesinde, iste AK PARTI farki !!!

Kişi başı gelir 5 bin 477 dolara çıktı

Türkiye 2006’da yüzde 6 büyüme gerçekleştirdi. Milli gelir 400 milyar dolara çıkarken, kişi başı gelir 5 bin 477 dolar oldu.

Türkiye ekonomisi en son 2001 yılında yüzde 9.5 oranında küçülürken, 2002’de yüzde 7.9 , 2003’te yüzde 5.9, 2004’te yüzde 9.9, 2005’te yüzde 7.6 büyüme kaydetmişti.

MİLLİ GELİR 400 MİLYAR DOLARA ÇIKTI
Geçen yıl Türkiye’nin GSMH’si 399 milyar 673 milyon dolar, GSYH’si de 400 milyar 46 milyon dolara ulaşarak rekor kırdı. 2005 yılında GSMH 360 milyar 876 milyon dolar, GSYH de 361 milyar 470 milyon dolar seviyesindeydi.

KİŞİ BAŞI GELİR 5 BİN 477 DOLAR
2005’te 5 bin 8 dolar olan kişi başına milli gelir 2006 yılında yüzde 9.4 artarak 5 bin 477 dolara ulaştı.

Istek üzerine bir daha gercekler
 

Ekonomi süper,GSMH ikiye katlandi, borclarimiz düsüyor, enflasyon iniste, dis dünyada itibarimiz artti, AB´ye üye olmamiz an meselesi, demokratiklesmede önemli yol katettik, Türkiye bir istikrar abidesi haline gelmis durumda.

Medya ve RTE böyle diyor.

Gercekten böyle mi?

Biraz etrafimiza bakalim ve ardindan konuya egilelim.

Ekonomi süper diyor RTE. Acaba dogru mu? Rakamlara bir göz atalim.

Kasim 2002"de Türkiye"nin toplam borcu 231 Milyar $. Kasim 2006"da 348 Milyar $.

Kasim 2002"de Dis Ticaret acigi 15 Milyar $ iken simdi (Subat 2007) 52 Milyar $ cikti.

Kasim 2002"de 8 Milyar $ yabancilarin sicak parasi ülkemizde bulunurken, bu rakam Aralik 06 itibariyle 65 Milyar $"a ulasmis.

Aclik ve yoksulluk siniri ikiye katlanmis bu zaman diliminde.

Dolar kuru sunni bir sekilde cok düsük tutuluyor. Reel Dolar kuru yaklasik 2.20 YTL civarinda olmasi gerekiyor. Bu bilgiyi unutmayin, az sonra lazim olacak.

2002 yilinda GSMH 182 Milyar $. 2006 GSMH 390 Milyar $. Ancak reel Dolar kurunu baz olarak alirsak, 2002 yilinda GSMH 190 Milyar $iken, 2006 yilinda 254 Milyar $"a cikmis, yani ikiye katlanmamis.

2002"de 1,5 Milyar $ tüketici kredi ve 2,7 Milyar $ kredi karti borclari, yani toplam 4,2 Milyar $ düzeyinde bireysel kredi borclari mevcuttu. 2006 sonunda durum su:
32 Milyar $ tüketici kredileri ve 15 Milyar kredi karti borclari, toplam 47 Milyar $ bireysel borclar.

Türkiye"de issizlik orani yaklasik % 16,9 düzeyinde.

Bu rakamlar, ki tüm rakamlar resmi, Hazine ve TÜIK"e ait rakamlardir, ekonominin hic de anlatilan gibi iyi oldugunu göstermiyor.

Tam tersi. Her sey daha kötü.

Övündükleri tek sey enflasyon, ancak enflasyon sunni bir sekilde düsük tutuluyor.

Milletin alim gücü olmadigi icin ve devlet yatirimlar yapmadigi icin piyasaya para akmiyor ve bundan dolayi fiyatlarda artis yoktur, cünkü talep yoktur. Talep olan ürünlerde zaten ortalama fiyat artislari % 20 - %30 civarinda.

Gelelim artan itibarimiza.

Bizi artik kimsenin takmadigi, bizden kimsenin cekinmedigi itibar kazanci ise, itibar kazandik.

Irak"ta olup bitenlere seyircisin, asiret reisi sana her gün posta koyuyor, sen adamin postallarini yalamaya razi görünüyorsun.

Kiytirik Rumlar seni takmiyor, seni takdir eden Müslüman Arap kardeslerin Rumlarla isbirligi yapiyor, sen önce teessüf ediyorsun, kimse umursamayinca, Rumlarin sözüne geliyorsun, sadece Petrol üretilirse, sana da bir sus payi vermelerini istiyorsun.

Itibarli RTE ve AKP basa geldikten sonra bilmem kac ülke sözde ermeni soykirimi kabul etti ve simdi sira ABD"de. Basimiza cuval gecirildi, askerlerimiz, polislerimiz sehit edildi ve biz elimiz kolumuz bagli izledik.

AB ve ABD emir yagdirdi ve RTE ve AKP istedikleri her yasayi yerine getirdi.
Simdi sira 301"de. Daha söylenecek cok sey var, ancak bu uzun bir konu baska zamana birakiyorum.

Bu bir iki örnek gösteriyor ki biz itibar kazanmadik, itibar ve her seyden önemlisi, güc kaybettik.

AB hepimizin malumu. Bunun ne kadar büyük bir yalan oldugunu artik herkes kavramistir. Kavrayamayanlara söyleyecek bir seyim yok.

Demokratiklesme ve Türkiye.

Hic bir dönem bir Basbakan gazeticiler hakkinda bu kadar tazminat davasi ve sorusturma actirmamistir. Onlarca gazeteci isinden edildi.
Hukuksuzluk diz boyu. Van rektörü olayi, Semdinli vs. Yolsuzluklar, baski, sindirme. AKP döneminde olagan olan bunlardir.
AKP demokratiklesmenin öncülügünü degil, Atatürk düsmanliginin, Cumhuriyet, Demokrasi, Laiklik düsmanliginin öncülügünü yapmistir.
AKP zihniyeti totaliter bir zihniyet ve böylece demokrasi rejimine zit bir parti.
O acidan demokrasiye katkida bulunmalari bu partinin islevine aykiri.

AKP ne yapti. Yine rakamlara bakalim:
AKP"nin cikarttigi yasalarin sonucu:
Türkiye"de her 39 saniyede bir suc isleniyor. Her 4 saatte bir insan öldürülüyor. 6 dakikada bir ev, 7 dakikada bir araba, 9 dakikada bir isyeri soyuldu. 4 saatte bir tecavüz veya tecavüze yeltenme. 4 dakkikada bir yaralama, 18 dakikada bir yankesicilik.

6 ay icinde sehit sayisi (sadece askerler!!!) 62. 2002´de Türkiye´de sifir terör varken.

RTE"nin dedigi gibi, bunlar geldikten sonra nerden nereye.

Bunlarin hesabi kesinlikle sorulacak.

Ilk hesap yeri sandik!

Hesabi kim soracak !?
 

Hesab sorulacak demissinde, hesabi kim soracak !?

akp`nin secmenleri ortada :
- DINCI YOBAZ SATANIST KAFIR müslümanciklar

- pkk sempatizani kürt vatandaslari
( kürtlerin geneli disina vurmasada iclerinde bir pkk sempatizanidir ! )

- Cumhuriyet düsmanlari, sayilari baya coktur !

- Türk Silahli Kuvvetlerinin düsmanlari ( sayilarinin yüksek oldugunu son günlerde medyadaki haberler gördük, hatta bu forumda bile acik acik Türk Silahli Kuvvetlerine karsi düsmanligi görüyoruz.

- Soyu sopu belirsizler, Türküm demek yerine, Türkiyeliyim demeyi tercih eden soyu sopu belirsiz picler !

Aziz Nesin ne demisdi !?
Türklerin ( tüm Türkiye vatandaslari icin demisdi ) yüzde 30umu 40mi aptal demisdi, herkes küplere binmisdi !
Aziz Nesinin ne kadar iyi niyetli bir tahminde bulundugunu simdi daha iyi biliyorum !

Türkiye Cumhuriyetinin disda düsman aramasina gerek yok !
Aptal cahil vatandasa allah peygamber diyen, ellerinden oy haklarini birak, ellerindeki mali mülkünü elleriyle bu DINCI SAHTEKARLARA veriyorlar !

Birde bu cahil aptal ÖKÜZLERE DINCI YOBAZ SATANIST KAFIRLER dedigimde kuduruyorlar ! :-))

Yani ortada hesab yapacak INSAN yokki, hesab sorulsun !
Vatandasin geneli insanlikdan yoksun KOYUN SÜRÜSÜ !
akp secmenleri KOYUN SÜRÜSÜ oldugu icinde tayyip politik rakiplerine ikide bir "daha iki koyun gödemeyenler" diyor ! :-))

HAKLISIN HESAP YERI SANDIK !!!
 

HALKIN GÖNLÜNDE YATAN BASBAKAN ERDOGAN !

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin ANAR şirketine yaptırdığı ve cumartesi günü sonuçlarını aldığı anketin sonuçlarını sıcağı sıcağına AKŞAM’a açıkladı.

İşte anketin sonucu: AK Parti yüzde 43,
CHP yüzde 23,
MHP yüzde 11,
Genç Parti yüzde 8.9,
DTP yüzde 6,
Demokrat Parti yüzde 5.

IT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR !!!
 

Bu yüce milletin artik vatan, millet, sakarya edebiyatina karni tok. Bu vatana gercek hizmet edenleri cok iyi biliyor, o yüzdende AK Partiyi
%40 in üstende bir oyla tekrar iktidara tasiyacaklar. Bu durumdan sen ve senin siyonist patronlarin hosnut olmayacak ama, ne demisler it ürür kervan yürür !!!
Ulan serefsizin evladi, sen Türkiye Cumhuriyetinin, Türkün, Müslümanin ve Atatürkün adini o pis agzina almadan önce, git tuz ruhu ile bir yika. Faydasi olmaz ama sembolik bir anlam tasir en azindan. Atatürk senin gibi vatan hainlerinin, rum, ermeni tohumlarinin dedeleriyle savasti denize döktü. Demek senin gibi bir kac tane enik gözden kacmis. Bu vatan sahipsiz degil siyonist pici, meydani bos buldum sanma sakin, hangi maskeyle dolasirsan dolas, ister Roman ol, ister Cyberangel, senin gibi satanistleri her zaman ve her yerde tanir bu millet.

Einfach lesen :-)
 

"Integration" als Waffe
Die Ausländerfeindlichkeit wird subtiler, ja sie ist sogar Teil des offiziellen Diskurses DAS SCHLAGLOCH von HILAL SEZGIN


Die gute alte Ausländerfeindlichkeit der Siebziger- und frühen Achtzigerjahre war wenigstens ehrlich, weil offensichtlich. Man spottete etwa über Essgewohnheiten, unterstellte den Fremden, dass sie schlecht riechen, und rümpfte die Nase über die Vielzahl ihrer Kinder. Ich erinnere mich, dass ich in der neunten Klasse einmal die Hausaufgabe hatte, in einem Aufsatz diese Vorurteile zu widerlegen - und es wurde ein sehr langer Aufsatz.


Natürlich lebt diese Sorte Ausländerfeindlichkeit nach wie vor fort. Studien wie die der Universität Leipzig aus dem vergangenen Herbst zeigen: Entsprechende Einstellungen werden immer öfter vertreten - wenn Sie danach fragen. In der Öffentlichkeit allerdings können sich zumal die gebildeteren, ganz normalen Ausländerfeinde eines unauffälligeren und gesellschaftlich völlig anerkannten "Integrationsdiskurses" bedienen: Hier hat der Ausländerhass einen sogar ministeriell genehmigten Unterschlupf gefunden.


Man sollte das Wort "Integration" wirklich nur noch mit Anführungszeichen verwenden. Denn es ist zum einen keine offene Debatte, sondern ein Konflikt, eher schon: ein Ausgrenzungsprozess, für den sich eine feste diskursive Form etabliert hat. Und zum anderen, weil das Wort "Integration" inzwischen mit derart vielen Vor-Urteilen und Unterstellungen behaftet ist, dass es mehr eine bestimmte Position in dieser "Debatte" bezeichnet als ihren neutralen Gegenstand.


Dazu gehört bereits die Annahme, Ziel einer jeden Migration müsse von vornherein "Integration" sein - was im Falle der bundesdeutschen "Gastarbeiter" doch bereits durch den Begriff ad absurdum geführt wird. Zweitens die implizite Unterstellung, Integration bedeute die möglichst unauffällige Eingliederung der Zugezogenen - das Modell China Town und Little Italy ist nur im Urlaub, nicht aber im heimischen Berlin oder Köln attraktiv. Drittens wird "Integration" fast durchgehend als gescheitert gesehen: Nun gebe es eben "Parallelgesellschaften", Jugendgangs, radebrechende Migrantenmamis und dergleichen. Viertens wird dieses Scheitern nach der obligatorischen Selbstanklage "Wir multikulturellen Deutschen waren viel zu lange gutmütig" (wann eigentlich?) den Arbeitsmigranten und deren Kindern wie Enkeln vorgeworfen.


Am eigenen Leibe erfährt man diese Flut von Vorwürfen nicht nur, aber gehäuft, wenn man sich als Gesprächspartner einem durchschnittlichen, nicht etwa rechtsextremen Publikum deutscher Groß- und Kleinstädte stellt. Zum Beispiel auf Lesereise mit einem Buch, in dem allerlei Frauen türkischer Herkunft über ihr Berufs-, Familien- und Liebesleben sprechen. Dabei habe ich extra auch Frauen mit Kopftüchern befragt und einige "Importbräute", und es kommen sogar (dies war nicht geplant, sondern es ergab sich so) zwei Zwangsehen und ein bedrohlicher Fall von Stalking vor.


Man könnte ja meinen, für ein Buch mit kaum 200 Seiten sei das eine erkleckliche Summe patriarchaler Gewalt. Sie reicht vielen Zuhörern aber nicht. Bereits die Tatsache, dass mehrere der von mir interviewten türkischstämmigen Frauen studiert haben - während sie nach offizieller Sicht ja nicht einmal Deutsch sprechen, geschweige denn lesen können -, reizt das Publikum immer wieder zu entrüsteten Kommentaren. Überhaupt: 45 Minuten lang zuzuhören, wie Frauen namens Nimet und Hamide ihre eigenen, selbstbewussten Lebensentscheidungen treffen, statt ausschließlich Opfer zu sein, ist für so manchen bereits zu viel verlangt.


Da brechen aus dem Publikum Fragen hervor, im Tonfall mehr oder weniger offen aggressiv, die gar keine Fragen sind, sondern kaum verhüllter Ausländerhass: "Was kann man machen, damit das mit den Ehrenmorden endlich mal aufhört?" "Ich sehe doch selbst meine Nachbarin, von da bis da verschleiert, die geht nie allein aus dem Haus." "Wieso dürfen die bei uns Moscheen bauen, wenn Christen in Saudi-Arabien verfolgt werden?" "Woran liegt es, dass die Türken immer noch kein richtiges Deutsch können; wenn ich im Urlaub im Ausland bin, spreche ich doch auch Englisch!" - Hier wäre Logik Luxus.


Auf keine Grillparty kann man, wenn man einen türkischen Namen trägt, mehr gehen, ohne sich von 9/11 distanzieren zu müssen und in der Kopftuchfrage Stellung zu nehmen; und das Schlimme ist, wie meine Freundin und Kollegin Mely Kiyak kürzlich sagte, "dass wir solche Gespräche vermutlich die nächsten 30 Jahre unseres Lebens werden führen müssen". Natürlich trifft man auch auf andere, wunderbar aufgeschlossene Gesprächspartner. Man hört von unterstützenden Lehrern und Lehrerinnen, die sich einfühlen, mit Migrantenkindern viel Mühe geben.


Doch dieser aggressive Club von Lehrerinnen, der mich kürzlich in einer mittelhessischen Kleinstadt zum Thema Klassenfahrten bestürmte, ist eben keine Seltenheit. Mein Einwand, das Letzte, was Mädchen mit einem strengen oder schwierigen Elternhaus bräuchten, sei die zusätzliche Verachtung ihrer Lehrerinnen, verhallte in der allgemeinen Aufregung ungehört. Denn die Aggression, die diese Frauen gegen ihre ausländischen Schülerinnen verspüren, stellt sich ihnen selbst ja so dar, als sei sie gegen die Macht der bösen Väter gerichtet.


Dieser Mechanismus funktioniert sogar bei Leuten, denen das Weiterbestehen oder Wiedererstarken des Patriarchats sonst völlig schnuppe ist. Mit dem neuen Instant-Feminismus à la Schäuble, Kelek und Bild hat auch der letzte Chauvi eine Möglichkeit gefunden, seinen Ausländerhass legitim auszuagieren, indem er sich über die Unterdrückung der muslimischen Frau echauffiert.


Déjà-vu. Wer erinnert sich noch an den Anfang der Neunzigerjahre, als die "Asylantenschwemme" und der "Asylmissbrauch" in aller Munde waren? Als die Zeitungen von gehäuften Neonazi-Überfällen auf Flüchtlingswohnheime berichteten mit dem Tenor: "Diese Gewalt ist furchtbar. Aber wir haben wirklich zu viele Flüchtlinge aufgenommen!" Manche kritische Medienforscher meinten damals, die Überfälle selbst hätten gar nicht zugenommen, nur die Berichterstattung. Jedenfalls: Zwei, drei Jahre wurde das Grundrecht auf Asyl eingeschränkt.


Jetzt haben wir also die verschärfte Variante unseres Zuwanderungsgesetzes, das eigentlich ein Anti-Ausländer-Gesetz ist, ein Anti-Sozial-Schwache-Ausländergesetz - nach zwei, drei Jahren, in denen der deutschen Öffentlichkeit die zwangsverheiratete Anatolierin zum liebsten Sorgenkind geworden ist. Ihr macht übrigens das neue Gesetz das Leben noch schwerer. Es heißt, das Innenministerium sei wegen der wachsenden Ausländerfeindlichkeit beunruhigt. Welch Wunder: Die Geister, die man rief, wird man nicht so schnell wieder los. Womit ich nicht behaupten will, dass sich irgendein Arbeitskreis unter Schäuble oder bereits Schily zusammengesetzt und absichtsvoll geplant habe, die Stimmung im Lande gegen weitere anatolische "Importe" zu schüren.


Fotohinweis:


Hilal Sezgin lebt als freie Autorin in Barnstedt. Zuletzt publizierte sie das Buch "Typisch Türkin? Porträt einer neuen Generation" (Herder)


<a href="redirect.jsp?url=http://www.taz.de/index.php?id=archiv&dig=2007/06/27/a0060" target="_blank">http://www.taz.de/index.php?id=archiv&dig=2007/06/27/a0060</a>

Hayir kendimi degil sizi Tanimladim :o)
 

Cünkü Kuran dan Iki kurusluk nasibimiz yok !..
Sizin Müracat ettiginiz:

Kitabu"l FETVA !.. :o)
Hem Ucuz hem ala hem de seker
Gönül incitme de keyfin neyi istiyorsa becer :o)

NİSÂ SÛRESİ
(23) Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğer anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur- öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikah altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler (önceden yapılan bu tür evlilikler) başka. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

BITTI yani Bu kadinlar da Tersi olarak O erkekler ile evlenemez.


MÜMTEHİNE SÛRESİ
(10) Ey iman edenler! Mü"min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir. Kafirler de müslüman hanımlara helal olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikahlarına tutunmayın. (Zira bu nikahlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kafir kocalarından) isteyin. Kafirler de (İslâm"ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah"ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Kitab Ehli Kafir degildir.
Allahi Inkar eden Kafirdir.

Müslümana Haram olan Kadinlar bellidir.



MÂİDE SÛRESİ
(5) Bu gün size temiz ve hoş şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir. Mü"min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Her kim de inanılması gerekenleri inkar ederse bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana uğrayanlardandır.


Bu ayet ile Kitap ehlinin Erkekleri de Müslüman Olan kadinlara helaldir.

Aksi bir yasak yoktur.

hemen " Imam " meselesine de Yanit vereyim :o)

Islam Imam nikahi filan tanimaz !..

Cünkü Nikah akittir.
Anlasmadir Kontrattir.

Islam Kamu otoritesinin Evlenen Insanlarin Karsilikli haklarini garantiye alan bir Kontrati Nikah olarak tanir ve selamlar.

Bu da demektir ki: Karsilikli haklarin Garanti altina alindigi bir kontrat Hristiyan Kilisesi tarafindan da yapilsa Nikahtir.

Fakat hic bir Otoriter hakka sahip olmayan oimam in Kiydigi nikah Islam a göre gecersizdir !..

Otorite Müftülüge veya imamet e verilmisse o baska..

Ama öyle bir otorite Müftülüge verilmemistir.

Bu yüzden Imamlarin Kiydigi her nikah Islam icin gecersizdir.
Cünkü Gecimsizlik aninda ve ayrilmalarda Hic kimse Birbirinden Hak talebinde Bulunamiyacaktir. Bulunsa bile Kamu Otoritesi tarafindan Dikkate alinmiyacaktir.

Yani Devletsiz Nikah Gecersizdir.
Nikah gecersiz oldugu icinde Islam a göre Bu iliski Zinadir.

Bitti..
Umarim aydinlanabilsmissinizdir.

:o)

tam yanit alamadim
 

cünki buraya post ettigim yaziyi cevaplamamissiniz. imam nikahina gelince, onuda herhalde biraz akli olan biliyordur, imam nikahiyla hic bir hakka sahip olamayacagini. benim sorum hak meselesi degildi. nikah dairesinde yapilan nikahdan sonra yapilan imam nikahina ilsikindi.

HOCA ESKIYA BASINA DERKI:
 

Efendi,ben bu esyalarin sahibini arayip bulmam zaman alir, Hükümdar sana bukadar bilgiyi verdigine göre, esyalarin sahibinida mutlaka taniyor... Hadi Hükümdara gidelim :-)

Sonradan yapilan Nikahin da bir degeri
 

yoktur !..

Bu Evlenen sahislarin Belki Psikolojileri acisindan bir tasiyabilir ama;

Islam Tek bir Akit Tanir !..
O da Sahislarin Haklarinin Garanti altina alinip Yasa ile desteklenen Akittir.

Benekli kedi :o)
 

Bak benim Sana nacizane bir tavsiyem var;
Dost tavsiyesi.

Kuran in Haram dedikleri aciktir.
Müslüman erkeklerin Kimlerle -hangi kadinlarla evlenemiyecegi de aciktir.

O halde Kuran da siz bu kadinla evlenemezsiniz denilenin disinda Her kadin ile evlenir müslüman erkek veya kadin.

Fetva Makamlarinin saklabanliklari Hic Bir Müslümani baglamaz. Onlar Kendi kliklerine Saklabanlik yapip Teselli bulmakla Yükümlüdürler :o)

Müslüman erkek Hristiyan kadin ile evleniyor da
Müslüman kadin Hristiyan erkek ile evlenemiyor. :o)
Niye ?..

Cünkü Erkek Kadinin peygamberini dinini tanimazmis :o)
Kadin da tanimaz !..
O zaman ne olacak ?..

Cok Özür dileyerek yaziyorum :

Bu Zihniyet " Rahmi olanin dini olmaz " zihniyetidir.
Kadini adam yerine koymayan Haci fisch-fisch zihniyetidir.

Islam Böyle Saklabanliklardan arinmistir.

Dedigim Gibi Bunlarin dedikleri Kendi klikleri icin gecerlidir.

Suclu kim !?
 

Almanyada Türk düsmanligi varsa, bu yasadigi ortama ayak uydurmak istemeyen DINCI YOBAZ KAFIR müslümanciklarin sucudur !

En basit bitkiler hatta hayvanlar bile yasadiklari ortama ayak uyduruyorlar ama bizim DINCI YOBAZ KAFIR müslümanciklar hala benim dinim benim kültürüm diyerek yasadiklari ortama ayak uydurmamak icin inat ettikleri gibi, yasadiklari ortama ayak uyduran insanlarida sabote ediyorlar !

Madem müslümansiniz, o zaman allahin kuranin emir ettigi gibi yasayin, allahin kuranin lanetledigi insanlara hizmet etmeyin, defolun gidin dinkardeslerinize hizmet edin !
Ama siz lüksü ve euroyu islama ve imana tercih ediyorsunuz !
Madem böyle susunuz ve dinim kültürüm diye anirmayiniz !
Yoksa almanlar hakkinizda ne deseler ne etseler haklilar !!!!!!!

o.T.
 

du bist doch KEIN "DINCI YOBAZ KAFIR müslümancik"...dann verbring doch bitte mal deinen nächsten Kurzurlaub in einem kleinen, schönen, ruhigen ostdeutschem Vorörtchen und sehe "dünyanin kac bücak oldugunu"....!
cheers

aber....
 

ist es nicht Fakt das die Schulden erheblich gestiegen sind?!?!?
Um so mehr schulden man hat um so größer ist der Einfluss von Ausen und das ist doch wohl etwas was jeder von uns (diejenigen denen Türkei am Herzen liegt) verhindern will....

Das sind auch genau meine Gedanken o.T.
 

ohne Text

Bir evrimcinin itiraflari
 

Bir evrimcinin itiraflari !!




Evrimin önde gelen savunucularindan Rus bilgini A.iOparin� Hayatin kökeni�adli kitabinda proteinlerin tesadüfen olusmasinin mümkün olamiyacagini $öyle itiraf eder..:�Her biri belirli sekillerde ve kendisine has bir tarzda dizilmis binlerce karbon,hidrojen,oksijen ve azot atomu iceren bu maddelerin en basiti bile kompleks bir yapiya sahiptir.Proteinlerin yapilarindan azcik bilgisi olanlar, bunlarin kendiliginden bir araya gelebilmelerinin,Romali $air Virgil`in ünlü �aeneid siirinin etrafa sacilmis harflerden rast gele meydana gelmesi kadar ihtimal disidir´diyerek ilim ehline yakisir bir sekilde hatasini telafi etmistir...

Nedir Paylasamadigimiz?
 

Seninde özün benim gibil kara toprak degilmi?
neden üstün görmeye calisirsin kendini?

Üstünlügü arayalim Hakka hizmet etmekte
Seninde ömrün benim gibil bitmekte!!

Fikir
 

Büyük iskender´Makedon ordusunun ba$inda Atinayi ele gecirdigi zaman $öyle der:

´Aristo Atina bir fikirdir demi$ti; o zaman egitim dönemindeydim ne demek istedigini anlayamami$-tim.Ama $imdi havasini kokladigim be $ehrin nasil bir fikir oldugunu varligina kavusunca anladim´

Bu sözleri günümüze özde$le$tirmeye calisalim


Aristo hakliydi Atina karmasik bilgilerle taninmis bir fikirdi..

Ya Anadolu? Medine`den aldigi medeniyetle medeni fikrin be$igini sallayan bir fikirdi....Isgal ordularinin fark ettigi bu fikir...kültür erizyonu yoluyla kayb olmaya yüz tuttu...$imdilerde karsimiza tipik bir Anadolu var..benlik ve fikir bunalimi geciren bir Anadolu.Günesin dogu$undan memnun olmayan, bati$ina yönelen güne$-lan beraber batmaya namzet,özünde yas tutmu$ Anadolu..Anadolu günesin dogu$una yönelmedikce, Aydin ve özgür fikir sahibi olamiyacaktir!Karmasik Atina,Roma ve lanetli halkin fikriyatinin kuyruguna baglanmis teneke olarak kalacaktir!....

Ey Halkim Uyan!Hatirla seni üc kitaya adaet timsali eden gücü, Kurtul kuyruk olmaktan!
Senin Dünya ve Ukbani mamur edecek ISLAM FIKRIYATIYLE BOYAN!!

o.T.
 

.

Ey Halkim Uyan!Hatirla seni üc kitaya () ADALET timsali eden gücü, Kurtul kuyruk olmaktan!
Senin Dünya ve Ukbani mamur edecek ISLAM FIKRIYATIYLE BOYAN!!

"Entnazifizierung durch Kinderkrippen"
 

Als ich Schäubles Vorschlang gehört habe, daß man Unwissen über Ausländer schon im Kleinkindalter (genauer Wortlaut: bereits in den Kinderkrippen) besser aufklären müsse, mußte ich ernsthaft lachen.
Im selben Interview hieß es, daß man muslimische Ausländer viel besser überwachen müsse. Die genauen, genannte Mittel hierzu waren erschreckend: Karteianlegung, Computerüberwachung, Telefonüberwachung (...)


Das ist ein Witz!

Wer Rechtsradikal denkt, stützt seine Einstellung fernab jeglicher Logik!
Da gibt es nichts aufzuklären.



Bessere Kinderkrippen für mit Baseballschlägern bewaffneten Skinheads und
Hightechüberwachung für die vermutlich bösen Ausländer, weil sie in Deutschland sind!
Soviel zur "Integration".

Das ist alles nur ein unglaublicher -Witz-!

Und: Als wenn es nur Skins seien, die wenigstens offen zugeben, wie sie über "uns" denken...


Der Artikel ist toll!

DINSIZLERe BELKIm IBREt OLUr!!
 

M.Titonun ölüm anindaki itiraflari!



"Maddeten çok uzaklarda, ama mânen yanımda hissettiğim bahtiyar kardeşim,
"Son gönderdiğin mektubunda durumumu çok merak ettiğini anladım. Kardeşim, merak kuvvetini böylesine günahkâr bir insanın ahvaline sarfedecek, kâinat büyüklüğündeki imân dururken, o cevheri değersiz şeyler uğruna tüketmek akıl kârı değildir.
"Kardeşim, şu anda maddeten tamamen bittim. Ayağa kalkmak şöyle dursun, konuşmaya bile takatım kalmadı. Bu satırları karalamak için, annesinin sıcak sinesine sığınmak hevesiyle yuvarlanan âciz bir çocuğun mücadelesini veriyor gibiyim. Bu bitmiş ve tükenmiş hâlim, bana hiç unutamadığım eski bir hatıramı hatırlattı:
Tito}nun ölüm ânındaki itirafları
"Tarihin birinde, Yugoslav Devlet Başkanı Mareşal Tito}nun şeref misafiri olarak Belgrat}ta bulunuyorduk. Seksen üç yıllık ömrünün, yetmiş yılını Yugoslav komünizmi uğruna fedakârca harcamış olan bir komünist liderin, çok hasta olduğunu söylediler. O insanın ismini ve bayraklaşan mücadelesini, dâvâsının uğruna inanılmaz fedakârlıklarını daha önce biliyorduk ve çok büyük hayranlığımız vardı. Hemen evine, ziyaretine koştuk. Yanımda, başka ülkelerden gelmiş komünist talebe teşkilatı başkanlarından birkaç kişi daha vardı. Yattığı odaya girince bütün duvarların, komünizme yaptığı başarılardan dolayı, almış olduğu başarı-şeref belgeleri ve madalyalarla dolu olduğunu gördük. Dünyanın on-onbeş komünist lider kadrosu içinde sayabileceğimiz bu adam, yatağına yapışmış, bitkin bir halde inliyordu. Bizler böylesi bir vasıftaki komünistle karşılaşmanın heyecanı içindeydik. Yatağından zorla doğruldu. Etrafında, pervaneler gibi, hizmetçileri dönüyordu. Çehresine sanki yılların çilesi çizgi çizgi kazınmıştı... Milyonlara hitap eden o dil ve çene çökmüş, eller ve bacaklar tam bir kemik halini almıştı. Bizler çok iyi İngilizce bildiğimiz için onunla rahatça konuşabiliyorduk.
"Bu büyük marksistle bir ara göz göze geldik. Gözleri yaşla dolmuş, dudakları titriyordu. Yüzünde öylesine acı ifadeler şekilleniyordu ki, sanki ölmenin ve bu dünyadan ayrılmanın sancısı içinde ağır bir ıztırap çekmekteydi. Bunu hissedince teselli vermek için dedim:
"Ustam, sizin hayatınız harf harf komünizmin altın sayfalarına yazıldı. Sizi takdir etmeyen, alkışlamayan hiçbir yoldaş gösterilemez. Hepimiz de sizin hayranınızız. Bu mâbud gibi, saygı ve takdir görüyorsunuz. Ölüm neden sizi bu kadar korkutuyor? Gerçi maddeten aramızdan ayrılabilirsiniz, ama yaptığınız unutulmaz hizmetinizle yaşayacaksınız.
"Ölüm} kelimesini duyunca, sanki depreme tutulmuş gibi titrediğini gördüm. Bir an yüzü gerildi, bakışları sertleşti ve nefesinin temposu korku ve telaşla hızlandı. Ağlamaklı ifadelerle söylediği şu cümleler, hâlâ kulaklarımda çınlar:
"Yoldaş, dedi, }Ben ölüyorum artık... Ölümün ne derece korkunç bir şey olduğunu size anlatamam. Anlatsam bile sıhhatli ve genç olan sizler, bu yaşta bunu anlayamazsınız. Düşünün, ölmek, yok olmak... Toprağa karışmak ve dönmemek üzere gidiş... İşte bu çıldırtıyor beni... Dostlarımızdan, sevdiklerimizden, ünvan ve makamlardan ayrılmak... Dünyanın güzelliklerini bir daha görememek... Ne korkunç bir şey anlamıyor musunuz?
"Ölmeden önce her dakika, her saniye ölüyorum. Ölüm öylesine dehşetli bir hayalet ki, zehir saçmaya devam ediyor.
"Yoldaşlarım, sizlere açık bir kalple itirafta bulunmak istiyorum: Ben öldükten sonra, toprak olacaksam, diriliş, ceza veya mükâfat yoksa, benim yaptığım mücadelenin değeri nedir? Söyleyin bana? Vay, yoldaşlarımın kalbine gömülecekmişim veya unutulmayacakmışım, veya alkışlanacakmışım neye yarar?}
"Ben mahvolduktan sonra, beni alkışlayanların takdir sesleri, kabirde vücudumu parçalayan yılan ve çiyanları insafa getirir mi? Söyleyin, bu gidiş nereye? Bunun izahını Marks, Engels, Lenin yapamıyor.
"İtiraf etmek zorundayım;
"Ben Allah}a, Peygambere ve âhirete inanıyorum artık. Dinsizlik bir çare değil. Düşünün, şu kâinatın bir Yaratıcısı, şu muhteşem sistemin bir kanun koyucusu olmalıdır... Bence ölüm de son olmamalıdır...
"Mazlumca gidenlerle, zalimce ölenlerin bir hesaplaşma yeri olmalıdır. Hakkını almadan, cezasını görmeden gidiyorlar. Böyle keşmekeş olamaz. Ben bunu vicdanen hissediyorum. Öyle ki, milyorlarca suçsuz insanlara yaptığımız eza ve zulümler, şu anda boğazıma düğümlenmiş bir vaziyette... Onların }Ahlarına kulak verecek bir merci olmalı... Yoksa insan teselliyi nereden bulacak? Bunların bir açıklaması olmalı... Marks bu mevzuda halt etmiş. Uyuşturmuş beynimizi... Nedense ölüm kapıya dayanmadan bunu idrak edemiyoruz. Belki de göz kamaştırıcı makamlar buna engel oluyor. Ben bu inançtayım yoldaşlarım,

KAYNAK:Kendini arayan adam: Halit Ertugrul

:O)
 

SIKIYORSA bu zirvalari miting meydanlarinda söyleyin !:-)Güzel prim yapar yani:-) en cok % 2 oy bile almazsiniz !
ne deler seylerin rüyasi gerceklesseydi gökten kemik yagardi...

Dindarlar sayesinde bir cogunuz eviminizi tamamlayip Insan oldunuz, senin gibi ücbes lumpen mustesna

ebeyin püsküllü seyi
 

gece yatarken üstünü ört
bir yerin acikta kalmasin!

chp yi de senide o.T.
 

ohne Text

Ben sahsen öyle rakamlara falan
 

fazla bakmam... cünkü rakamlar istenilen yönde yazilir cizilir, muhalefetin rakamlari tam tersine...

Ama su bir gercek, Ak-Parti döneminde TR ye istikrar geldi, en azindan yönetim ve ekonomik acidan.

Eskisi gibi enflasyon yok, ayni zamanda halk biraz refaha dogru yöneldi...

Bunlari göz önünde bulundurursak elbet Ak-Parti digerlerinden daha faydali durumda ve kanaatimce gelcek secimde yine acik ara yönetimde olacaklar...