![]() |
!!
Osmanlı demek sınır ötesi takip demek
Eflak prensi 4. Vlad yani ünlü Kazıklı Voyvoda, binlerce kişiyi korkunç yöntemlerle öldürerek tarihe geçti. Osmanlı savaşlarının önemli bir bölümünü eşkıya takibi, isyan ve sınır ihlallerine karşı harekâtlar oluşturur. En sık Fatih döneminde yaşanan bu olayların baş kahramanlarından biri Drakula"ydı 03/06/2007 (1471 kişi okudu) AVNİ ÖZGÜREL (E-mektup | Arşivi) Son birkaç haftayı Kuzey Irak"a askeri müdahalenin yapılıp yapılmayacağı, yapılmasının gerekli olup olmadığı tartışmasıyla geçirdik... Gazetelerin ve TV kanallarının tek konusu bu oldu. Kuzey Irak söz konusu olduğunda şunu söylemek mümkün: Son yedi asır boyunca Irak"ta Türk askerinin bulunmadığı bir dönem olmadı. Osmanlı asırlarını geçiyorum, Musul konusunda anlaşma imzalanana kadar Irak"taydık... Sonra da gerek kaçakçılık takibi amacıyla karakol düzeyinde gerekse terör gruplarının takibi maksadıyla sınır ötesi operasyonlar dolayısıyla askerimiz hep Irak"ta oldu. Tabii aynı süreçte Irak"ta yaşayan Türkmenler dolayısıyla siyasi dikkatimiz, istihbarat duyarlılığımız da bölgeye yönelik oldu. Irak Osmanlı"yı en fazla uğraştırmış coğrafyadır. Ve en yetenekli valilerle idare edilmeye çalışılmış eyalet.. Tuna valiliğindeki başarısının ardından Mithat Paşa"yı görevlendirdi orada Babıâli. Milli Mücadele öncesinde de Süleyman Nazif"i... Süleyman Nazif, Kürt asıllı ama İstanbul işgal edildiğinde ünlü "Kara Gün" makalesini yazan kalemdir... Osmanlı savaş tarihi bir bakıma sınır ötesi operasyon tarihidir derken durumu abarttığım sanılmasın... Hele hele imparatorluğun inşa süreci diyebileceğimiz Fatih döneminde Macaristan"a kadar uzanan coğrafyada Osmanlı askeri harekâtlarının neredeyse üçte ikisi bu mahiyettedir. Batılı hükümdar ve prenslerin sadık kaldığı tek bir barış anlaşması bulunamaz. Süre koyularak, şu kadar yıl savaşmayacağız, denilen yapılan anlaşmaların dahi bir, en çok iki sene zarfında ihlal edildiği görülür... Fatih dönemini örnek verişim sebepsiz değil elbette. İstanbul"un fethi öncesinde yani askeri güç olarak hiçbir kıymetinin kalmadığı dönemde dahi Bizans"ın genç Osmanlı hükümdarını rehin alınan şehzadeyi serbest bırakmakla tehdit ettiğini, Fatih ne zaman kıta Avrupası"nda sefere çıksa Venedik ve Macaristan"ın Anadolu"daki beylikleri ayaklandırmak için çaba sarf ettiklerini unutmak mümkün değil. Hedef Kont Drakula Osmanlı kaynaklarında Eflak-Boğdan diye zikredilen bugünkü Romanya"nın müşterek adı "Memleketeyn"di ve söz konusu topraklar iki prenslik/voyvodalıkla idare ediliyordu. Eflak prensliği Çelebi Mehmet zamanında vergiye bağlanmıştı ama her ikisi de ilhak edilmiş değildi. Fatih döneminde Eflak"ın başında Ulahların "Çepeş" adıyla andığı 4. Vlad, yani ünlü Kazıklı Voyvoda bulunuyordu. Kazıklı sonradan kullanılan bir lakap değildi Vlad için. Prensliği döneminde zevk için basit suçlar işlemiş kişileri dahi kazığa oturttuğu için bu sıfatla anılıyordu. Tarihi kaynaklarda onun eşeğe binmiş bir papazı eşekle birlikte kazığa çaktırıp bu manzara karşısında eğlendiği vardır. Sicilinde Eflak"ın 500 asilini ve 600 kadar tüccarı kazığa oturtmak, ateşe attırdığı insanların karşısında içki sofrası kurmak da vardır. Huzuruna çıkan Türk elçileri başlarını açmadıkları için sarıklarını kafalarına çaktırıp kazığa oturtmak, suçlu saydığı kadınlara çocuklarını ateşte kızartıp etlerini yedirmek, memelerini kestirip yerine çocuklarının başını diktirmek, dilencileri toplatıp karınlarını doyurduktan sonra hepsini ateşe attırmak türünden eylemleri dolayısıyla Fatih dönemi müverrihlerinden Dursun Bey onu "Keferenin Haccac"ı" diye anıyor. 1460"ta Eflak"ın statüsü tabiyet değil vergiye bağlılıktır. Bu vergiye karşılık Osmanlı topraklarına gelecek Ulahlardan vergi alınmaması, yerleşmek isteyen Ulahlara öncelik tanınması gibi imtiyazlar verildiği bilinir. 4. Vlad, yani Kont Drakula"nın ünlü Macar Kralı Hünyadi Yanoş"un oğlu Mathias"la Osmanlı"ya karşı birlikte mücadele etmek için gizli bir anlaşma yapıp Fatih"in Anadolu beylikleriyle meşgul olmasından istifade ederek Osmanlı topraklarına saldırmasına kadar ciddi bir müdahaleye maruz kaldığı da söylenemez. Fatih Anadolu seferinden döndükten sonra Vlad"ı uyarmak ve bağlılığını tazelemek için İstanbul"a çağırdı. "Ben burada ayrılırsam Macarlar ülkemi işgal eder" diyen Vlad"ın Fatih"ten yerine muhafız göndermesini istediği, bunun üzerine Vidin muhafızı Hamza Paşa"nın Eflak"a gönderildiği biliniyor. Tabii akıbeti de... Drakula paşa ve maiyetindeki askerleri tutuklayıp ellerini ve ayaklarını kestirdikten sonra hepsini kazığa oturttu... Rivayet olunur ki Hamza Paşa"ya " Seni makamına hürmeten yüksek kazığa oturtuyorum" diyerek alaya almaktan çekinmemiş... İlk sınır ötesi operasyon Tarihler bu vahşet üzerine Fatih"in 200 bin kişilik bir orduyla Romanya"ya hareket ettiğini, aynı zamanda 25 büyük, 150 kadar da küçük gemiyi Tuna"ya gönderdiğini yazıyor. Bükreş yakınlarında Türklerle işbirliği yapmaktan dolayı Vlad"ın suçlu bulduğu ve kazığa oturttuğu 20 bin kurbandan oluşan bir ceset ormanı görüldüğünü de... Drakula hiçbir zaman Fatih"in ordusunun karşısına çıkmadı. Macaristan"a kaçtı. Eflak bu sefer sonunda Osmanlı hâkimiyetine geçti. Macar kralı da daha önce birlikte hareket etmek için anlaşmış olmasına rağmen Osmanlı"nın öfkesini üzerine çekmemek için Vlad"ı tutuklayıp bir zindana kapattı. Eflak"a ne oldu derseniz Fatih, Drakula"nın yerine Osmanlı"ya sığınmış olan kardeşi Radul"u voyvoda tayin etti. 15 sene sürdü Drakula"nın tutukluluğu. Radul"un vefatı üzerine hapis tutulduğu zindandan muhafızlarla anlaşarak kaçtıysa da 1479"da Eflak"ta yakalandı ve kesik başı başta İstanbul olmak üzere Osmanlı topraklarında teşhir edildi... Çerçeve Emanet gölge "Haydi Gelibolu"ya gidiyorsunuz" denildiğinde gerçek bir savaşa gittiklerinden ölümle randevuya davet edildiklerinden habersizdiler. Geldiler, öldüler... 3 bin Yeni Zelandalı yani Anzak.. "Emanet Gölge" onlardan birinin yıllar boyu körüklü bir fotoğraf makinesinde saklı kalmış göz perdesi.. Çanakkale"den Abud Yalısı"na savrulan; Abud ailesinin son ferdi Mehmet Abud"un da vefatından önce Emine Çaykara"ya verdiği makineye hapsolmuş görüntülerin her biri müstakil bir öykü adeta... "Emanet Gölge" hatırası bize emanet, yani Gelibolu"da hayatını kaybetmiş ve muhtemelen sadece çektiği fotoğraflarda yansıyan gölgenin kendisine ait olduğu kesin söylenebilecek bir askerle onun birlikte olduğu 8 bin 500 Yeni Zelandalının öyküsü... Kitabı bitirip fotoğrafların hüznünü zihnime kazırken adını taşıdığım dedem geldi aklıma.. Sonra tamamını Çanakkale"de şehit verdiğimiz Tıbbiye talebeleri, İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri.. Ve Mehmetçiğimizin kayıp emanetleri... Çerçeve Belediyeler ve sokaklar Kültür meselelerinde en fazla duyarlılık göstermesi gereken mercinin yerel yönetimler olması lazım; ama hak getire... Liderler bu konuda tercihlerini yaparken farklı bir "birikim"i kıstas sayıyorlar.. Eyüp Belediyesi"nin Pierre Loti Tepesi"nin adını değiştirme girişimini hatırlayın, Hasan Âli Yücel"in adını silme girişimini vs. Mesele siyasi bağnazlıktan ibaret değil elbette... Üstüne bilgisizlik, umursamazlık da ekleniyor. Yakın zamanda sokak tabelaları değiştirilmeye başlandı... Sonuç rezalet.. Kimi birkaç asırlık adlar kaybolmaya ya da belediyenin anladığı hale dönüşmeye başladı... Kadıköy yakasında Kaşane Sokak"ın adının "Keşhane" ye tebdil edilmesini mi ararsınız, Beyoğlu"nda Çifte Vav Sokak"ın "Çifte Vay"a dönüşmesini mi.. Ne arasanız var... Latince tıp sözcüklerinin Türkçe karşılıklarını içeren lugatin hazırlayıcısı Dr. Nurettin Ali Berkol"un yeni sokak tabelasındaki adı da muhtemelen kısaltma yapmak maksadıyla "Nr." ekini almış... Sanki "Numara" der gibi.. Beyoğlu Belediyesi"nin ne Vav"dan ne Çifte Vav"dan haberi var... Arap alfabesinin bu sırlı harfinin Allah"ın Vahid ismini işaret ettiğini, ilahi varlıkla insan arasında bağlaç oluşturduğunu falan anlatmanın manası var mı bilmem. Şair üç asır önce yazmış: " Ben vav"ı sevdim, benden gelişi yıllar sonra olacak/ Ben vav"ı be"nin kadehiyle içtim/ Bendeki sevgiyi ikisi de bilmeyecek/ O yanlışların zamanında gelecek/ Vav alevle birleşecek be korkudan kadehini çekecek/ Onlar beni bilmeyecek, kimse de onları bilmeyecek..." (Drakulanın yaşamı hakkında yazar yanlışlıklar içinde bulunsada yazı genel konumu itibarı ile bilhassa Selçuklular ve Anadolu İslamı hakkında girişimler oldukça değerli. Roman.) Tüm yazılar Radikal gazetesinden derlemedir. |
müslüman kadinlar...
Müslüman kadinlari bir türlü anlaymiyorum. Senelerdir düsünüyorum, acaba bir kadin kendine haksizlik eden bir dine nasil inaniyor !?
Islam dininde kadina yapilan haksizliklarin ne haddi var ne sonu. Kadinin kapanmasindan basliyor, taaaakii taslanmasina kadar gidiyor olay. Bununla bitse hadi neyse, ölümden sonra kadinlari ne bekledigini Allah,varsa eger, kuranda belirtmemis. Düsünün siz ortada bir aldatma var, kadin ölümüne taslaniyor, ya erkek ? Düsünün kadin yazin ortasinda tesettürlü, kara carsafla dolasiyor, ayni hapishane gibi, kocasi ise kisa don ve t-shirtle. Düsünün, ölümden sonra kocasini, cennetlikse eger, 70 birbirinden güzel bakire huriler bekliyor, kadinin mükafati belirtilmiyor. Iste burasina hic anlam veremiyorum, dünyada yasarken, kadini ihanet etti diye ölümüne taslanmasini emir eden Allah-varsa tabi- burda tam bir sapikliga yani orgieye göz yumuyor ve firsat veriyor. Erkeklere 70 huriden haric 70 tanede birbirinden güzel hizmetci veriliyor, isterse onlarida .... diye. Mantikli bir cevap ariyorum, bulamiyorum. |
seriatmi yoksa demokrasimi daha adil !?
Size göre seriat mi daha insanca ve adil, yoksa demokratik hukuk kurallarimi !?
Bende demokrasi daha insancil ve adil ! Simdi düsünsenize, hangi biriniz hayatinda birsey calmadi !? Her hirsizin elini kesecek olursak abdest alamazsiniz ! :-)) |
seriat ve müslümanlik !?
Sunu anlamiyorum hem müslümaniz diyorsunuz hemde seriata karsisiniz sebebi ne ?
Seriat kuran kelamidir yani allahin hukuku ve kanunudur, bu günün ceza kanununun allah katindaki ismidir seriat. Hal böyleyse seriati kabul etmeyen ve reddeden melunlar nasil müslümandir. Isine gelir müslüman !? :-)) tayyip herhalde bir aralar bunu demek istedi, hani su meshur cümle, ya müslümansin ya laik ! Kani sütü bozuk serefsiz hain, simdi basimiza laikligin bekcisi kesildi ! :-)) |
Haramzade müslümanlar !
Bakara Suresi 275. Ayet faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "Alım-satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah"a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.
Bakara Suresi 276. Ayet Allah faizi tüketir (faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. Bakara Suresi 278. Ayet Ey iman edenler! Allah"tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkedin. Bakara Suresi 279. Ayet Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz. Ali İmran Suresi 130. Ayet Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah"tan sakının ki kurtuluşa eresiniz. Nisa Suresi 161. Ayet Menedildikleri halde faizi almalarından ve haksız (yollar) ile insanların mallarını yemelerinden dolayı içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık. Maide Suresi 12. Ayet Andolsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı. (Kefil olarak) içlerinden on iki de başkan göndermiştik. Allah onlara şöyle demişti: Ben sizinle beraberim. Eğer namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, peygamberlerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah"a güzel borç verirseniz (ihtiyacı olanlara Allah rızası için faizsiz borç verirseniz) andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve sizi, zemininden ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkâr yolunu tutarsa doğru yoldan sapmış olur. Rum Suresi 39. Ayet İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah"ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır. Gördügünüz gibi allah kuranda faiz haram diyor ! Siz ne yapiyorsunuz, elinizde hesap makinasi hangi banka ne kadar faiz veriyor onu hesapliyorsunuz, sonra baskalarini domuz eti yiyor diye, alkol iciyor diye ayipliyorsunuz. Ha domuz eti yemissin ha faiz yemissin, ha alkol icmissin, islama göre oda haram oda haram ! |
Özelime tadanan serseriye nasihat !
Gel Özellerle ugrasma fikirlerle ugras!
Birgün Karsina cikinca $a$arsin! ne demistik:Islam Yegane Hayat Nizamidir Islam da en üst merci Alemleri yaratan Allah(cc) oldugu halde, Rabbimiz kendine yapilan haksizliklari,Ona pervasizca yapilan en cirkin sözleri bile af ediyor fakat,Insana yapilan hakizliklara karsi KUL HAKKIYLA BANA GELMA DIYOR, git Ona, seni O af etsin diyor! hatta bir insanin hakkinda suizan bile kul hakina giriyor Yer yüzünde gönüllere böyle bir degeri yerlestirebilen bir baska idol,ethik,veya sistem gösteremezsiniz... Gelin Sizi ve Bizi Yaratan Alemlerin Rabine Kul olalalim! Ondan baska hicbirseye tapayalim ya Ona egilirsin tek ona yada herseye Saygi, saygi degerlere ! |
Islam $eriatini elestik
Demoyla kiyaslamak bile abesle istigaldir...
$eriat, kol bas kesmek icin hükümler koymamistir, Caydiricilik icerdigi icin koymus... Kiyaslama senin yaptigin gibi olmaz!senin yaptigin hesabi kurt bile yapmaz Türkiyenin $eriatla idar edildigi dönemlerle bugünü kiyasla!! Osmanli döneminde kac kol kesildi? TR de Hirsizlik dolandiricilik, kapkac olaylarindan dolayi yilda ortalama bes yüz insan canindan oluyor...Birde bunun Maddi yönünü düsün, Devleti Milyarlarca $ zarara ugratanlar, Devletin parasiyla Ceza evlerinde istirahat ediyorlar... bundan haberin varmiydi? Diger Demokrasi ülkelerinde durum pekte farkli degil... Demolarda ;Irz düsmanlarina, Katillere ceza veriliyormu? yoksa Milletin parasiyla Terapimi görüyorlar? Halikin hukukunu begenmeyenler,mahluklarin oyuncagi olurlar... |
o.T.
$eriat önce Insani yetistirir...insan hak ve hukunu gönüllere yerlestirmeden ise baslar.
sosyal adaleti toplumda yayginlatirir. $eriat nezaman kol keser -Hirsizlik yapanin ihtiyaci olmayacak,ac insanin yaptigi zarari Devlet öder.. -Acik yerdeki mallari calanin kolu kesilmez -kapi kasa zorlan kirilmali -$eriat yasalarindan haberdar olmali,akilli olmali,akli balig olmali -Caldigi malda herhangi bir hakki varsa kolu kesilmez.. -Güvenilir $ahitler olmali -Pismanlik duyup caldigi mali geri veren kisinin kolu kesilmez, tekrarinda kesilir... SERIATIN KESTIGI PARMAK ACIMAZ,Bence en önemliside budur Allah`in kanunlarina göre cezasini ceken bir insanin ahiretteki ceza düser... |
Ne Zirvaliyorsun Yine Muhterem peder
:o)
Ne Avusturya si ne Almanya si ?.. Muhahahahahahahahahahahahaa Yine Dötün acik kalmis uyurken :o) |
Türk Kadininin Kisilik Bunalimi mi ?..
Muhahahahahahahahahahahahahahahahaa
Burada Bunalimda olan tek Kisi sensin muhterem peder :o) Birde Benekli kardesimiz Muhahahahahahahahahahahahahahahaha |
Hayir !..
Ben Lagimciligi biraktim.. :o)
Ama Nasiplenmek Istiyorsan Bir Dudagi gökte Ötekisi Yerde Pala biyikli Bir arkadasimin adresini Verebilirim.. Muhterem peder Haslamasini cok sever :o) |
Evladim Ünlem isaretinden Baslik olmaz
Öküzlügü birak Artik :o)
Bu cehaletinden Fenalik Geldi artik.. :o) |
hahahahahahahahahahahaaaaaaa
Sizin derdiniz belli oldu !
Siz kendi kolunuz eliniz kesilmesinden korkuyorsunuz ! :-)) Ulan dümbük, sizin gibi YOBAZ müslümanciklardan büyük haramzade hirsiz serefsiz hainler yasiyormu Türkiyede !? Basbakanin olacak kani bozuk PIC bile yesil holdinglere parasini kaptirmis insana sahtekar yakistirmasi yakistiriyor, interpol tarafindan aranan yesil holdingci serefsiz hirsiz ile medya önünde bayramlasiyor ! :-)) Neden !? Cünki akp`nin sponsorlari yesil holdingci hirsizlar ! Yani sizin temeliniz hirsiz haramzedelerle dolu ! Tabiki el kol kesmeye karsi olacaksiniz ! Ayrica, TR diye pkk yandasi kani bozuk serefsiz hainler yazar ! Ne BOK oldugun belli oldu ! :-)) |
Para kölesi YOBAZ seni !
Madem seriat o kadar güzel ne isin var avrupanin göbeginde !?
Niye hiristiyana yahudiye hizmet usaklik ediyorsun, onlarin servetlerine servet katmasina katkida bulunuyorsun !? SATILMIS YOBAZ müslümancik seni ! :-)) islami, allahi sen euro karsiligi satiyorsun ! Lüks icinde yasayacagina azla yetinsende dinkardeslerine hizmet etsene DÜRZÜ ! :-)) Simdi sen yine ekmak davasi edebiyatina baslarsin ! :-)) Sanki türkiyede insanlar acligindan ölüyor ! :-)) Sizin gibi SATILMIS YOBAZLAR, begenmediginiz papalar, rahibeler kadar cikamiyorsunuz ! Bu dindar insanlarin dünya malinda mülkünde gözü yok ! Sizin gibi degerlerini euroya lükse degismiyorlar ! :-)) Seriat istiyorlarmismismismis :-)) Siz önce DINDAR olun bre SATILMIS YOBAZLAR ! :-)) |
Aynada gördüklerini cok güzel acikladin
Ben gihodi,C.C
Ben Allah`in kulu,1insan Alemleri yaratanda Allah, $eriati vaaz edende "O" Ona ve Seriatina basim kurbandiyen ve icraatlariyla isbat edende "biz" Bu Durumda; Biz herkesten cok bu alemde yasamaya Hak sahibiyiz! Be Gihodi capulcu,cc, Almanyada bizim TR de! Hatta Tüm Dünya ve Ukbada bizim,Esas sen kendine yer yurt bul!!Isyan ettigin kabul etmedigin Alemlerin Rabbinin mülkü olmayan bir yer bulabilirsen bul kendine!!Hadi Git belkim sempaze atalarin sana bir yol magara gösterir belkim! Sonra sunuda unutma,Ben kimseye hizmet etmiyorum!!Senin gibi sosyal daireden gecinen, hirsizda degilim... ,Benim ödedigim vergilerle senin gibi en az ontane capulcuyu devlet besliyor...Nankör ahmak seni!!sana adres vermistim!! davetim halen gecerli gelip benim kim oldugmu görebilirsin! Sanal faresi gihodi ,Evrimini nezaman tamamlayacaksin!! gebermen yaklastigini farkinda degilmisin!Halen bir kemik ugruna debelenmenmene deyiyormu?Insan dogup Hayvandan asagi mahluk olarak ölmeyi nasil kabul edebiliyorsun!!kendine gel gercekten acinacak haldeyisiniz |
hahahahahahahahahahahaaaaaaa
Hep ayni gevelenme ! :-))
alahin emirlerini kurani inkar eden sahtekar kafir seni ! :-)) Onun verdigi vergilerden geciniyormusumda... :-)) hahahahahahhahaahahaaaaa :-)) Bana adres vermismismismisde... :-)) hahahahahahahhahaahhahaahahahahahahahaaaa :-)) Gerizekali KAFIR,adres verdimde gelmedinde diye ucuz artistlik yapma ! :-)) |
HAYVANLARA ÖVGÜ
Siz dagda bayirda hür yasarsiniz
küfür Salya sümük icin avlanmazsiniz sanal Kahramani ahmaklar gibi $erefsiz, degersiz yasamazsiniz! Akil kit olsada; misyonsuz degilsiniz Alemi var edenin eserisiniz günese Tükürüp salya akitan insan bozmalarindan ilerisiniz! Sizinde vardir kirallariniz Ne varsa mertce yaptiklariniz Bir santim ileri yükselmek icin C.C gibil yoktur yalanlariniz..salaklariniz Ey hayvanlar! hayvan oldugnuza üzülmeyin sevinin; HAKTAN UZAK INSAN SIZDEN GERIDIR |
Haklisin !
Hayvanlarin dünyadaki varligi bile insanlara müslümanlardan daha faydali !
Hayvanlar et ve süt vererek insalarin beslenmelerinde faydali oluyor ! müslümanlarin ise ne kendilerine nede cocuklarina faydasi var ! Insanliga zaten hic yok ! Aksine nerede nasil pislik yapacagiz diye huzursuzluk cikaracagiz diye cabaliyorlar ! |
Islam ve Kadin...
Evet evet, islam kadinlara haksizlik yapiyor.
Hiiiic sormayin yaaa...zamaninda kizlari topraga gömende islamdi... El insaf...Islamin bayanlara verdigi degeri baska kim veriyor? Yok carsafli gezen bayanin yaninda kisa donlu erkek...nicin islama bagliyorsun bunu...eger erkek yamuk ise, islamin sucu ne? Tarihi arastiralim...kizlari kuma gömmekten kurtaran islam dinidir... |
Müslümanlar Olmasaydi...
Bagnaz bizansin hegomonyasi altinda inim inim inler olurdun/uz..Gelki simdide farksizsiniz. .Dogrudur;Hayvanlar sizin kadar nankör degil...Ahlak sifir, Düsünce argüman sifir,ahte vefa sifir, temizlik sifir,ilim irfan insan hak ve hukukuna riayet sifirin altinda...Nekadarda maymun soylu olmaya calissaniz, bu halinizle evriminizi tamamlamaniz mümkün degil..
|
Du gehst eindeutig zu weit.
Das ist mittlerweile allerunterste Schublade, was hier abgeht.
|
Ulan KAFIR dürzü...
Cok ahlakli oldugunuz icinmi cocuk yasdaki kiz cocuklarina nikah kiyiyorsunuz !?
Sekso manyak piskopatlar ! peygamberi 9 yasinda nikah kiyanlarin 13-15 yasindaki kiz cocuklarina nikah kiymalari normaldir ! :-)) Cok temiz oldugunuz icin hayvan gibi ter kokuyorsunuz !? :-)) Neymis deo`larda alkol varmis ! :-)) Ya almanya gibi günde 24 saat icak su akan memlekette su yokmus gibi yine hayvan gibi ter kokuyorsunuz ! Neden !? Cünki sizin gibi görgüsüz YOBAZlar sicak su parasindan bile tasarruf etttigi icin ! Abdest almakla temizlik olmaz ! Herbiriniz sadece hayvan gibi ter kokmakla kalmiyor birde ineklerin götünden kokar gibi agziniz kokuyor ! Dis sagligi sifir ! Müslümanlarin dis fircalama adeti yok ! peygamberiniz dis fircalamiyormusya, sizde peygamberiniz gibi dis cöpleriyle dis kurcalamayi tercih ediyorsunuz ! :-)) Medeniyetsiz mallar sizi ! :-)) Birde hic utanmadan ilimden bahis etmis ! :-)) Ulan KAFIR dürzü, müslümanlarin hangi biri ilimle bilimle ugrasiyorki sen ilimden bilimden bahis ediyorsun !? Hadi anlat bakalim hangi insanliga faydali icati müslümanlar buldu söyle bakalim !? TV !? Buzdolabi !? Bilgi Sayar !? Telefon !? Handy !? Enerji teknolojisi !? vs. vs. vs. !? Hangi insanliga faydali bulusu buldunuz KAFIR satanist !? Hangi hukudan bahis ediyorsun !? Zina yapan kadini taslarsiniz ama erkege hangi cezayi veriyorsunuz !? Zinayi ancak iki kisi yapar ! Kadin taslanarak öldürülür, ya erkek !? Ayrica kadinin sahitligi islamda sayilmiyor, niye !? Hakdan hukudan oldugunuz bumu sizin KAFIR SATANISTLER ! :-)) Ben sahsen insanlarin maymunlardan gelistigine müslümanlari görünce inaniyorum, cünki müslümanlarin kilik kiyafetine bir baktigimda karsimda maymun dublörü görüyorum ! Sac sakal birbirine karismis, pislik icerisinde bir mahlukat karsimda duruyor ! Gelde insanlarin maymundan üredigine inanma ! :-)) Sen istedigin kadar anir, müslümanlarin dünyadaki varliklari huzuli ! Benim icin hayvanlar kadar degeriniz yok !!!!! |
Dürzü oldugunu bilmeyenmi var
Dürzü oldugunu bilmeyenmi varki ikide bir Dürzü oldugunu aciklama geregi duyuyorsun!Yoksa müsterimi ariyorsun !!baska kapiya lan alcak baska kapiya! Islam`i salyali agzina alma cesaretin olsaydi söz verdigin halde kivirip kacmazdin...Alcak sanal faresi!!
Senin gibi alcaklar Müslümanlarin WC si kadar bile tamiz olamazsiniz! Biz Gercekleri yazariz, Sen bizans kalintisi, yunana el sallayan nenelerinin masallarini anlatip salya akitacagina biraz tarih oku!!Hayvandan asagi yasantinizi bilmeyenmi var!! Realite Ortada Bak birkacina deyineyim.Bir kiyaslama yapalim -Benim Baskentim Istanbulda 360 Hamam varken Senin dedelerin bir yil yikanmayi yasak ediyordu!Halen Taharetsiz Hayvanlar gibi suya gicik yasarsiniz..Parfum olmazsa yaniniza bile yaklasilmaz -Gecmiste Kadin sizin icin cadiyken, bugünde farksizsiniz Karilarinizi,,Analarinizi, baci ve avratlarinizi, 10 $ satan Kani bozuk Maymundan asagi deyyüzler... sulalenizi satsaniz bir Müslüman hanimi satin alamazsiniz! "Yetsitirdigim meyvenin tadina bakmak en tabii hakkimdir"(1)!Diyebilecek kadar alcalan,Hayvandan asagi mahluklarsiniz Subyancilik sizde, Ibnelik sizde, Karimi kizimi alir ciplaklar kampina gidecegim demekten gurur duyabilecek kadar $eref ve namus yoksun alcakliklar sideyken halen insan oldugunumu saniyorsun.... !!!! Seni defalarca uyardiM,zerre serefin olsaydi,PC nin arkasina gizlenip salya akitmazdin!!Verdigin sözünü tutar, Hayvandan asagi mahlukluk yapmazdin..!Iftiraci Gihodi, aafangiru para!! Kani bozuk satilmis capulcu!!! Yukarda, birkismina degindigim degerlerini savunsana! |
Islam a Ilaveler Listesi :
1 Kuran"ın tek başına yetersiz olduğu iddiası
2 Hadislerin dinin kaynağı olması 3 Mezhep alimlerinin fetvalarıyla helal haram belirlenmesi 4 Mezhep çıkarımlarına göre dini uygulamaların yapılması 5 Mezhepleri dinle eşitlemek 6 Kuran"ı musiki kitabı gibi anlamadan okumak 7 Kuran"ı ölüler için okunan bir kitaba çevirmek 8 Peygamber"in hadislerle Kuran dışı hükümler oluşturması 9 Tüm canlıların Peygamberimiz sayesinde yaratılmış olması 10 Peygamberler"i yarıştırma, Peygamberimiz"i en üstün Pey gamber ilan etmek 11 Peygamberimiz"in, Peygamberlik öncesi hayatını bile taklide kalkmak 12 Kuran eksiktir, detaylar başka kitaplardadır demek 13 Bazı kimseleri evliya kabul edip Cennetlik ilan etmek ve mezarlarında anormal saygı gösterileri yapmak 14 Tarikat şeyhlerini ilahlaştırmak 15 Tarikatlardaki rabıta gibi uygulamalar 16 Bir tek Sünniler"in veya bir tek Şiiler"in Cennetlik olduğunu iddia etmek 17 Yahudi ve Hıristiyanlar"ın hepsini Cehennemlik ilan etmek 18 Dine Arap geleneklerini sokmak 19 Şahsi görüşlerine uydurmak için dini reformla değiştirmeye kalkışmak 20 Kuran dışında Peygamber’in sünneti başlığıyla ayrı hükümler oluşturmak 21 çoğunluğun her zaman doğru olduğunu savunmak 22 Mezheplerin tarihsel sürecini mezheplerin doğruluğuna delil saymak 23 Hanefilik diye bir mezhep 24 Şafilik diye bir mezhep 25 Hanbelilik diye bir mezhep 26 Malikilik diye bir mezhep 27 Caferilik diye bir mezhep 28 Sünnilik, Şiilik veya herhangi başlıklı bir mezhep 29 Maturudiye, Eşariye veya itikadi herhangi bir mezhep 30Mecelle diye bir kaynak 31 Aklı inkar etmek, taklitçiliği üstün tutmak 32 Bilim düşmanlığı 33Sanat düşmanlığı 34 Buhari diye bir hadis kitabına uymak 35 Müslim diye bir hadis kitabına uymak 36 Kütübü Sitte veya başka hadis kitaplarına uymak 37 Peygamberimiz"in dışında dinimizin kutsal kişileri 38 Sahabelerin (Peygamberimiz"i gören herhangi bir Müslüman) hangisine uyarsak uyalım doğruya erişeceğimiz iddiası 39 Başörtüsü takmak 40 Peçe takmak 41 Haremlikselamlık uygulaması 42 Kadının tek başına seyahat edememesi 43 Kadının, erkeğin tüm vücudu irinle kaplı olsa, o vücudu yalayarak temizlese, yine de erkeğin hakkını ödeyemeyeceği düşüncesi 44 Allah"tan başkasına secde edilseydi, kadının kocasına secde etmesinin gerekeceği iddiası 45 Kadının yönetici, devlet başkanı olamayacağı 46 Kadının yöneticileri seçme hakkının olmadığı 47 Kadının sesinin erkek tarafından duyulmaması gerektiği 48 Kadının Cuma namazını kılmaması 49 Kadının aybaşılıyken namaz kılmaması, oruç tutmaması, Kuran okumaması, camiye girmemesi 50 Kadınları çarşaf, pardesü gibi üniformalarla örtmek 51 Kadınla erkeğin el sıkışma yasağı 52 Kadının kalktığı yere soğumadan oturulamayacağı 53 Kadının kapalı bir yerde, erkekle baş başa kalmasının haram olması 54 Kadının, köpek ve domuzla beraber namazı bozan unsurlardan olması 55 Kadınların çoğunun Cehennemlik olması 56 Kadınların şerli olması 57 Kadınların eksik akıllı olması 58Kadınlara evde hapisvari hayat yaşatmak 59 Kadınların kocası dışında erkeklerin duyacağı koku sıkmasının haram olduğu 60 Kadınların makyaj yapamayacağı 61 Kadının kocasına her işte itaatinin farzlaştırılması 62 Kadının kocasının cinsel çağrısına her seferinde cevap vermesinin mecburi olması 63 Şahitlikte, bir erkek eşittir iki kadın ilkesinin uygulanması 64 Kadının ailesinden izin almadan evlenmesinin yasaklanması 65 Zina edenin taşlanarak öldürülmesi 66 Zina ayetinin bir keçinin yemesiyle yok olduğu 67 Maymunların bile zina edenleri öldürdüğüne dair izahlar 68 Erkeklerin altın takmasının haram olması 69 Erkeklerin ipekli giysiler giymesinin haram olması 70 Yemekte altın, gümüş takımların kullanılmasının yasak oluşu 71 Heykel yasağı 72 Resim yasağı 73 Satrancın yasak oluşu 74 Müzik enstrümanları ve müzik ile ilgili yasaklar 75 Midye, karides gibi deniz ürünlerinin haramlaştırılması 76At, eşek, vahşi hayvan etlerinin haramlaştırılması 77 Böbrek ve koç yumurtasının mekruh sınıfına sokulup, yenmesinin çirkin gösterilmesi 78 Sigaranın mekruh olması veya haramlaştırılması 79 Mekruh diye haramlardan ayrı yasaklar listesi ve üç mekruh eşittir bir haram izahı 80 Cinsel ilişkinin örtü altında olmasının gerekliliği 81 Eşlerin cinsel ilişki esnasında bile birbirlerinin cinsel organlarına bakamayacağı 82 Mastürbasyonun yasaklanması 83 Doğum kontrolünün yasaklanması 84 Yıkanırken bile kişinin cinsel organının açıkta olmaması gerektiği, meleklerden utanması gerektiği, peştemalle yıkanmak gerektiği 85 Erkeklerin sünnet olması 86 Kadınların sünnet olması 87 Sakal bırakmanın sevaplığı 88 Sakal kesmenin haram olması 89 Saçları ortadan ayırmada sünnet sevabı arama 90 Saçları yağlamanın sevaplığı 91 Saçlara, sakala kına yakmanın sevaplığı 92 Erkeklerin sürme çekmesinin sevaplığı 93 Yüzü koyun yatmanın şeytan işi olması 94 Yer yatağında yatmak 95 Sağ ayakla evden çıkmak, eve girmek, yatağa girmek 96 Sol ayakla tuvalet gibi pis yerlere girmek 97 Tuvalet temizliğinin suyla olmasını farzlaştırmak 98 Oturarak küçük tuvalet yapmak 99 Tuvaletin kıbleye karşı yapılmasının haram olması 100 Sol elle yenenleri şeytanın yemesi 101 Sarık sarmak 102 Misvak kullanmak 103 Cübbe giymek 104 Entari giymek 105 Şalvar giymek 106 Beyaz, yeşil, siyah renkli giysilerde sevap aramak 107 Sarı, kırmızı renkler giymemek 108 Hurma, kabak gibi yiyeceklerde sünnet sevabı aramak 109 Yemeği yer sofrasında yemek 110 Yemeği aynı kaptan yemek 111 Elle, üç parmakla yemek 112 Suyu üç yudumda içmek 113 Suyu oturarak içmek 114 Yemeğin bitiminde parmakları yalayarak temizlemede sünnet sevabı aramak 115 Alkollü koku sürmemek 116 Kolonya kullanmamak 117 Kara köpekleri öldürmek 118 Köpekleri eve sokmayı yasaklamak 119 Geceleri aynaları kapamak 120 Kuran"la veya Kuran"sız büyü yapmak 121 Muska yazmak, taşımak 122 Kuran"ı üfürük kitabı gibi kullanmak 123 Islık çalmanın şeytan işi olması 124 Tahtaya vurmaktan, nazar boncuğundan hayır beklemek 125 Falcıları, cincileri dindar hoca sanmak 126 Ramazan ve Kurban bayramları 127 Merdiven altından geçmemek, kara kediyi, kara köpeği uğursuz saymak, kurşun dökmek 128 çamaşırı belli günlerde yıkamanın, cinsel ilişkiye belli günlerde girmenin gerekliliğini iddia etmek 129 Mevlit 130 ölünün 7., 40., 52. günlerinde törenler yapmak 131 Kabir azabı ile ilgili hikayeler, kabir azabının kendisi 132 Sırat köprüsünün kıldan ince olduğu, kesilen kurban üzerinde sıratın geçileceği izahları 133 üzerine idrar sıçratanın en çok kabir azabı çekecek kişi olması 134ölünün yerine oruç tutmak 135 ölünün yerine Hacca gitmek, birisini göndermek 136 ölünün arkasından ağlayınca ölüye azap olması 137 Kıyametin saati hakkında açıklamalar 138 Mehdi 139 Deccal 140 Dabbenin fil kulaklı, hınzır gözlü, öküz başlı olduğu 141 İsa"nın yeniden yeryüzüne geleceği 142Yecüc ve Mecüc"ün Türkler olması 143Irkçılık, Arap ırkını üstün görmek 144 Yecüc ve Mecüc"ün yerin altında bir karışlık adamlar olması 145 Kuran"da belirtilmeyen namaz vakitlerini farzlaştırmak 146 Kuran"da geçmeyen rekat sayılarını farzlaştırmak 147 Namazın yalnız Arapça kılınması gerektiğini iddia etmek 148 Namazı kadının kıldıramaması 149 Rüku ve secdede hep aynı şeyleri söylemenin gerekliliği 150 Fatiha Suresi"ni her rekatta okumayı farzlaştırmak 151 Namazdaki son oturuşu farzlaştırmak 152 Namazın farzı, sünneti, vacibi gibi ayrımlar listesi 153 Namazda el bağlama şeklini, ayakların kaç santim araklıklarla duracağını belirlemek 154 Orucu kasten bozanın iki ay kesintisiz oruç tutması gerektiğini söylemek 155 Teravih namazı, bayram namazı 156 Haccı birkaç güne sıkıştırıp insanları perişan etmek 157 Hacda şeytan taşlamak 158 Kurban bayramında kurban kesmek 159 Belli haramların Hacdan sonra başladığı düşüncesi 160 Zemzem suyunda, okunmuş şeker, tuz gibi maddelerde sevap aramak 161 Zekata 1/40"lık ölçü getirmek 162 Deveye, koyuna tarım ürünlerinin her birine ayrı ayrı zekat ölçüsü getirme 163 Abdesti, tuvaleti yapma dışında başka şeylerin de bozduğu iddiası 164 Boy abdestini cinsel ilişki dışında başka şeylerin bozduğu iddiası 165 Abdestin sırasını farzlaştırma 166 Abdestte ve boy abdestinde ağız burun çalkalamayı farzlaştırma 167 Abdestte ayağın topuklarla beraber yıkanması gerektiği 168 Boy abdestinde önce sağ, sonra sol tarafa üçer defa su dökmek gibi teferruatlar getirmek 169 Abdestin, boy abdestinin namaz dışında Kuran okumak için de mecbur tutulması 170 Boy abdestsiz atılan her adımda günah olması 171 Diş dolgusu olanların abdest ve boy abdestinin geçersiz olması 172 Dövmesi olanların abdestinin ve boy abdestinin geçersiz olması 173 Deprem ve selde ölenlerin şehit olması 174 Karın ağrısından ölenlerin şehit olması 175 Dünya"nın öküz ve balık üstünde olduğu 176 Depremin bu balığın sallanması sonucu olduğu 177 Ay"a gidilemeyeceği 178 Güneş"in batışının, Güneş’in secde etmek için kaybolması olarak açıklanması 179 Güneş ve Ay tutulmalarının, Güneş ve Ay"ın kulplu arabalarla çekilmeleri olarak tanımlanması 180 Boğa, aslan, kartal suretinde meleklerin var olduğu iddiası 181 Cebrail"in 600 kanadına ilişkin açıklamalar 182 Allah"ın Cennette baldırını açması 183 Allah"ın Peygamber"in sırtına dokunması 184 Allah"ın özel günlerde yeryüzüne inip, insanlarla tokalaşması 185 Allah"ın Peygamber"le sıkı bir pazarlık sonucu namazı elli vakitten, beş vakite indirmeye razı olduğu 186 Halifelik müessesesi 187 Saltanat, halkın siyasi otoriteye kullaştırılması 188 Cami imamı, müezzini gibi sınıflar 189 Arap dilini Cennet dili, harflerini Cennet harfi diyerek kutsallaştırmak 190 Darül harp iddiasıyla terör yapmak 191 Darül harp iddiasıyla kendi dışındakileri soymak,haklarını çiğnemek 192 Namaz kılmayanı öldürmek veya dövmek 193 Orucu zorla tutturma, tutmayanı dövme 194 Makyajlı açık kadınları dövmek, makyajı yasaklamak 195 Müslümanlığı bırakanları öldürmek 196 Mezhebini değiştirenlere, bırakanlara sopa cezası uygulamak 197 Sırf ganimet için fetihlere kalkışmak 198 İçki içenleri dövmek 199 Baskıyla dini yaşatmak 200 Dinimize İslam dışında şeriat gibi, mezhep isimleri gibi isimler takmak |
Alpi sana yakismadi
Islam a Ilaveler Listesi :
1 Kuran"ın tek başına yetersiz olduğu iddiası 2 Hadislerin dinin kaynağı olması 3 Mezhep alimlerinin fetvalarıyla helal haram belirlenmesi ..... ........................ Devamini okumadim...gerekte yok meram anlasilmistir Bu zirvalari kaleme Alanlar Allah`tan Peygamberi,Islamdan alimleri calmak isteyen bezirganlardir! Peygamberi aradan cikarip Kurani yorumlayanlar, ya oryantalist sapiklarin komplexli cocuklaridirlar, yada Tarih boyu ilahi Dinleri katl eden yahidilerin kuklalaridirlar!!! Akilli olalim!!,90 dogru sözün yaninda 10 yanlis yerlestirebilmek icin cirpinan keferelerin oyunlarina gelmiyelim! Islam ilim Dinidir Profsuz üniverisite olmayacagi gibi,Peygambersiz, Alimsizda islam olmaz!! Keferelerin döktrinlerinle degil sadri islamla amel edilir..Basiret lütfen basiret |
hahahahahahahahahahahaaaaaaa
"Islam ilim Dinidir "
yamis bizim KAFIR SATANIST ! :-)) hahahahahahahahahahahahahahahahahaaaaaa :-)) Hangi iliminiz !? :-)) müslümanlar ilimle bilimle ugrasiyormu !? :-)) Hangi ilim bilimle !? Terrör ve Sübyancilik ne zamandan beri ilim bilim oldu !? :-)) hahahahahahahahahahhahahahahahaaaaaa :-)) Insanlarin hergün kullandigi, hadi hergündende vazgectim, insanlarin kullandigi hangi icazlar aletler bir müslüman tarafindan icat edildi !? Ulen KAFIR SATANIST siz daha islamin 5 sartini bile yerine getiremeyen MALLARSINIZ kaldiki ilimle bilimle ugrasin ! :-)) hahahahahahahahahahhahahahahahahahahahaaa :-)) |
hahahahahahahahahahahaaaaaaa
O bizim KAFIR YOBAZ SATANIST yine kudurmus ! :-))
Demek bana rabdevu verindididi :-)) Demek bana adres verdindidididi :-)) Vermeyenin ..... !? :-)) Daha islamin 5 sartini yerine getiremeyen yahudi hiristiyan usagi KAFIR SATANIST YOBAZ seni ! :-)) |
Bu MALLAR müslüman degilki zaten ! :-)
Firildak Alpi sen simdi ciddi ciddi bu YOBAZ SATANIST KAFIRLERIN gercekden müslüman olduguna inaniyormusun !? :-))
Herseyden evvel müslüman dedigin islamin 5 sartini yerine getirir ! Bu YOBAZ SATANIST KAFIR MALLAR islamin 5 sartindan birini bile zor yerine getiriyorlar ! Sen neden bahis ediyorsun ! :-)) Onlar YOBAZ SATANIST KAFIR kalacagiz diye inat ediyorlar ! :-)) Bu YOBAZ SATANIST KAFIRLER islamida allahida peygamberinizide üc kurusa satarlar, satiyorlarda ! Yoksa ne diye avrupada allahin kuranin lanetledigi hiristiyan ve yahudilere usaklik yapsinlar !? :-)) |
Seni Insan yerine koysam..
Gelir ininden cikarir Kursun Manyagi yapmam hicte zor olmaz!
Sen insanlik nazarinda hayvan kadar deger taimayan, basit bir nesnesin! The Hö$t |
Hösttttttttttttttt,
Seni Insan yerine koysam
Gelir ininden cikarir Kursun Manyagi yapmam hicte zor olmaz! Ama deymezsin Sen insanlik nazarinda hayvan kadar deger taimayan, basit bir nesnesin! ne anlarsin ilimden, irfan ve namustan, önüne konunan kemikleri yalamaktan anlarsin The Hö$t!! |
Âdem Kelimesi
Âdem Kelimesi
"Allah Âdem"e bütün isimleri, (eşyanın adlarını ve ne işe yaradıklarını) öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip, "Eğer siz sözünüzde sâdık iseniz; şunların isimlerini bana bildirin" dedi." (2/Bakara, 31) "Âdem" kelimesinin hangi dilden geldiği ve hangi kökten türemiş olduğu konusu müslüman dilciler arasında tartışmalıdır. Arap dilcilerinin çoğu, bu kelimenin Arapça asıllı olduğunu, "esmerlik" ve "ülfet" anlamına gelen "üdme" veya "tip, örnek" anlamına gelen "edeme" kökünden türediğini savunurlar. Başka bir görüşe göre, "bir şeyin dış yüzü" anlamına gelen "edîme" kelimesinden türetilmiştir. Âdem kelimesinin Arapça"ya Süryânîce veya Ârâmîce"den geçtiğini savunanlar da olmuştur. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem"e İslâmî kaynaklarda insanlığın atası olması sebebiyle "Ebü"l-Beşer", Kur"an"da Allah"ın seçkin kulları arasında sayılmış olduğundan (3/Âl-i İmran, 33) "safiyyullah" ünvanlarıyla da anılmaktadır. Âdem kelimesi, Kur"an-ı Kerim"de 25 yerde geçmektedir. |
Hz. Âdem"in Yaratılışı
Hz. Âdem"in Yaratılışı
Kur"an-ı Kerim"e göre Hz. Âdem"in yaratılışının diğer insanlarınki gibi olmadığı kesindir. "Allah nezdinde (yaratılış bakımından) İsa"nın durumu Âdem"e benzer. Allah, onu topraktan yarattı; sonra ona "ol!" dedi ve oluverdi." (3/Âl-i İmran, 59) Bu ayet, bu iki peygamberin yaratılışlarındaki olağan üstü duruma işaret eder. Allah, Hz. Adem"i topraktan yarattı (11/Hûd, 61; 20/Tâhâ, 55; 71/Nuh, 18). Yüce Allah yeryüzünde bir halife yaratacağını meleklerine bildirdiği zaman; ilim, irâde ve kudret sıfatlarıyla donatacağı bu varlığın yeryüzüne uyum sağlaması için maddesinin de yeryüzü elementlerinden olmasını dilemiştir. "Sizi (aslınız Adem"i) topraktan yaratmış olması O"nun âyetlerindendir. Sonra siz (her tarafa) yayılır bir beşer oldunuz." (30/Rûm, 20) Genellikle sahih kabul edilen bir hadis-i şerife göre Allah, Âdem"i yeryüzünün her tarafından alınan toprak örneklerinin birleşiminden yaratmıştır. Bu toprağın çeşitliliğinden dolayı da Âdem"in nesli değişik karakterler taşır. "Allah Teâla Adem"i yeryüzünün her tarafından avuçladığı bir avuç topraktan yarattı. Bunun için Ademoğulları kendilerinde bulunan toprak miktarına göre, kimi kırmızı, kimi beyaz, kimi siyah, kimi bunların arasında bir renkte; (tabiat/huy bakımından da) kimi yumuşak, kimi sert, bazıları kötü, bazıları da iyi olarak geldiler." (bkz. Ebû Dâvud, Sünnet 16; Tirmizî, Tefsir 1, 3; Müsned-i Ahmed, IV/400, 406). Allah Teâlâ, Hz. Âdem"i yaratırken maddesi olan toprağı çeşitli hal ve safhalardan geçirmiştir: 1- Türâb (toprak) safhası "Sizi (aslınız Adem"i) topraktan yaratmış olması O"nun âyetlerindendir." (30/Rûm, 20) 2-Tîn safhası. Tîn: Toprağın su ile karışımıdır ki, buna çamur ve balçık denilir. Bu safha insan ferdinin ilk teşekkül ettirilmeğe başlandığı merhaledir: "O (Allah) her şeyi güzel yaratan ve insanı başlangıçta çamurdan yaratandır." (32/Secde, 7) İnsan hayatının ruh üflenmesinden/candan sonra iki temel unsuru su ve topraktır. "Allah her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürüyor, kimi iki ayağı üstünde yürüyor, kimi de dört ayağı üzerinde yürüyor. Allah ne dilerse yaratır. Çünkü Allah her şeye hakkıyla kaadirdir." (24/Nur, 45) "O (Allah) sudan bir beşer (insan) yaratıp da onu soy-sop yapandır. Rabbin her şeye kaadirdir." (25/Furkan, 54) Yeryüzünün 3/4"ü su ile kaplıdır. İnsan vücudunun da % 75"i sudur. Demek ki dünyadaki bu düzen, aynen insana da intikal ettirilmiştir. "Andolsun biz insanı (Âdem"i) çamurdan süzülmüş bir hülâsadan yaratattık." (23/Mü"minun, 12) İşte ilk insan, yaratılışının mertebelerinde, önce böyle bir çamurdan sıyrılıp çıkarılmış, sonra hülâsadan (bir soydan) yaratılmıştır. 2 |
Hz. Âdem"e Ruh Verilmesi
Hz. Âdem"e Ruh Verilmesi
Cenâb-ı Allah, Hz. Adem"i yaratırken, maddesi olan çamuru, çeşitli mertebelerde değişikliğe uğratarak, canın verilmesi ve ruhun nefhedilmesine müsait bir hale getirdi. Nihayet şekil ve sûretinin tesviyesini/düzenlemesini tamamlayınca ona can vermiş ve ruhundan üflemiştir. "Rabbin o zaman meleklere demişti ki: "Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Artık onu düzenleyerek (hilkatini) tamamlayıp ona da rûhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın." Bunun üzerine İblis"ten başka bütün melekler secde etmişlerdi. O (İblis) büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu. Allah: "Ey İblis, iki elimle (bizzat kudretimle) yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi oldun?" buyurdu. İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın." (38/Sâd, 71-76) Cenab-ı Allah, böylece Hz. Adem"i en mükemmel bir şekilde yarattı. Yaratılışı tamamlandıktan sonra Allah ona, haydi şu meleklere git, selâm ver ve onların selâmını nasıl karşıladıklarını dinle! Çünkü bu, hem senin, hem de zürriyetinin selâmlaşma örneğidir, buyurdu. Bunun üzerine Hz. Adem meleklere: "Es-selâmü aleyküm" dedi. Onlar da "Es-selâmü aleyke ve rahmetullah" diye karşılık verdiler. Adem, insanların büyük atası olduğu için, Cennete giren her kişi, Âdem"in bu güzel sûretinde girecektir. Hz. Âdem"in torunları, onun güzelliğinden birer parçasını kaybetmeye devam etti. Nihayet bu eksiliş şimdi (Peygamberimiz zamanında) sona erdi. (Buhâri, Halk-ı Âdem 2 (IV/102); Tecrîd-i Sarih Terc. IX/76, hadis no: 1367) Kur"an-ı Kerim"de Hz. Âdem"le ilgili ayetlerde üç nokta dikkatimizi çekmektedir. Öncelikle Adem"in, önemsiz bir madde olan topraktan başlamak üzere bedenî ve ruhî yönleriyle tam ve kâmil bir insan haline gelinceye kadar geçirdiği safhalardan söz edilir ve bu suretle Allah"ın kudretinin üstünlüğü vurgulanmış olur. İkinci olarak Adem"in varlık türleri arasındaki mevkiinin yüksekliğine işaret edilir. Bu ayetlerde hem Adem"in hem de onun soyunun yeryüzünün halifeleri olduğu, Allah"ın kendilerine verdiği aklî, zihnî, ahlâkî meziyetlerden, dolayısıyla Allah"a ibadet hükümlerinin yerine getirilmesini sağlayan, ayrıca diğer birçok varlık türlerini kendi hizmetinde kullanabilen varlık olduğuna dikkat çekilir. Çeşitli ayetlerde Allah"ın emri uyarınca meleklerin Adem"e secde ettikleri bildirilmektedir. Buna göre Allah, Adem"i meleklerden daha üstün ve onların saygısına lâyık bir mertebede yaratmıştır. Bu meziyet yalnız Adem"e ait olmayıp aynı zamanda bütün insanlığa şâmil bir şereftir. Kur"an"da başka vesilelerle de insanoğlunun bu meziyetine işaret edilmiştir (bkz. İsrâ, 70; Tîn, 4). Kur"an-ı Kerim"in Âdem"le ilgili olarak ele aldığı üçüncü konu onun peygamberliğidir. Hz. Adem"in nebî veya rasül olduğunu açık ve kesin olarak ifade eden âyet yoksa da yine Kur"an"ın açıkladığına göre, Âdem Rabbi"nden vahiy (kelimât) almıştır (2/Bakara, 37). Allah ona hitap etmiş, yükümlülük ve sorumluluğunu bildirmiştir (2/Bakara, 33, 35; 7/A"râf, 19; 20/Tâhâ, 117). Başka bir ayette de Allah"ın Nuh, İbrahim hânedanı ve İmran"ın ehli ile birlikte Adem"i de âlemlere üstün kıldığı belirtilmekte (3/Âl-i İmran, 33), böylece dolaylı olarak onun peygamber olduğuna işaret edilmektedir. 3 |
Hz. Âdem"e İsimlerin Öğretilmesi
Hz. Âdem"e İsimlerin Öğretilmesi
Allah, Hz. Adem"i yarattıktan sonra, dünyaya yerleşip kendilerinden faydalanabilmeleri için ona eşyanın isimlerini ve özelliklerini öğretti. İsimlerin delâlet ettiği varlıkları anlama yeteneği verdi. "Hatırla ki Rabbin meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" dedi. Onlar: "Biz hamdinle Seni tesbih ve Seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun?" dediler. Allah da onlara: "Sizin bilemeyeceğinizi Ben bilirim" dedi. Allah, Âdem"e bütün isimleri öğretmişti. Sonra onları (onların delâlet ettikleri âlemleri ve eşyayı) meleklere gösterip sâdıklar iseniz (her şeyin içyüzünü biliyorsanız) bunları isimleriyle bana haber verin" demişti. (Melekler de:) "Seni tenzih ederiz; Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Çünkü her şeyi hakkıyla bilen, hüküm ve hikmet sahibi olan şüphesiz ki Sensin Sen" demişlerdi." (2/Bakara, 30-32) Allah, Adem"i yeryüzünün halifesi yapacağını meleklerine tebliğ etmiş, Adem"i yarattıktan sonra ona eşyanın isimlerini öğretmiş, eşyanın bilgisini edinme ve beyan etme kabiliyetini vermiştir. Meleklerin devamlı olarak tesbih ve takdis vazifesiyle meşgul olmaları ve nefislerinin olmaması sebebiyle yeryüzünde halifelik ve imtihan keyfiyetlerine Âdem ve evlâtlarının lâyık olacaklarını Allah, Âdem ile melekleri bir imtihandan geçirerek göstermiştir. Hz. Adem ve onun soyunun diğer birçok varlıktan daha üstün ve değerli sayılmasının (bkz. 17/İsrâ, 70) temelinde, Allah"ın onlara verdiği bilgi gücü bulunduğu söylenebilir. Nitekim Kur"an"da meleklerin, insanoğlunu "yeryüzünde fesat çıkaran ve kan döken" varlık olarak nitelendirmeleri üzerine Allah"ın Adem"e bütün isimleri öğrettikten sonra bunları meleklere sorduğu, onlar bilemeyince Âdem"e "Ey Âdem, onlara eşyanın isimlerini bildir!" dediği ve Âdem"in isimleri onlara bildirdiği açıklanmıştır (bkz. 2/Bakara, 30-33). Tefsirlerde genellikle bu ayetlerdeki "isimler"in kavram bilgisi olduğu ve meleklerin bilmedikleri şeyler hakkında Hz. Âdem"in bilgili kılındığı, böylece onun ilimde meleklerden daha üstün nitelikte yaratıldığı yine bu ayetlerden anlaşılmaktadır. 4 |
Hz. Adem"in Cennete Yerleştirilmesi
Hz. Adem"in Cennete Yerleştirilmesi
Allah, Adem ve eşini cennete yerleştirdi: "Ey Âdem, sen ve eşin cennette yerleş, otur. Ondan (cennetin yiyeceklerinden) istediğiniz yerden ikiniz de bol bol yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de kendinize zulmedenlerden olursunuz." (2/Bakara, 35; 7/A"râf, 19) "Muhakkak bu (İblis) sana ve zevcene düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra zahmet çekersin. Çünkü senin acıkmaman ve çıplak kalmaman ancak burada mümkündür ve sen burada susamazsın ve sıcaktan bunalmazsın." (20/Tâhâ, 117-119) Hz. Adem ve eşine yasaklanan bu ağacın ne olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Çünkü Allah, bu ağacın adını bize bildirmemiştir. Sadece şeytanın Âdem ve Havva"ya çirkin yerlerini göstermek için, hangi sözlerle kandırıp vesvese verdiği ifade edilmiştir: "Rabbiniz başka sebepten dolayı değil; sırf melek olursunuz yahut ebedî kalıcılardan olursunuz diye şu ağacı size yasakladı" (7/A"râf, 20) ve "Ey Adem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayacak bir hükümranlığı göstereyim mi?" (20/Tâhâ, 120) diyerek şeytanın onları yanılttığı belirtilmektedir. Bu ağacın mâhiyeti konusunda sahih hadislerde de başka bilgi yoktur. Âyetlerden anlaşılmaktadır ki, Cenab-ı Hak cennette Adem"e büyük bir hürriyet vermekle beraber yine de buna bir sınır koymuştur. Bu sınırı aştıkları takdirde, kendilerine zulüm edeceklerdir. Cennete bu yasak ağaç, yenilmek için değil; insanın hayatını disipline etmek ve bir sınırlama ve kulluk için konulmuştur. Âlimler, Hz. Âdem ve eşinin yerleştirildiği cennet hakkında görüş ayrılıklarına düşmüşlerdir. Cennet, lügat açısından bağ, bahçe, bahçelik yer manasına gelir. Acaba Hz. Âdem"in iskân edildiği bu cennet, yeryüzünün bağlık, bahçelik ve ağaçlık köşelerinden bir köşe midir; yoksa dünyadan ayrı ahirette mü"minlere vaad edilen cennet midir? Kur"an"da buna dair açık ve kesin bir bilgi verilmemiştir. İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre Hz. Adem"in eşiyle yerleştirildiği ve içinde yasak ağacın bulunduğu cennet, âhirette mü"minlere ve iyilik yapanlara vaad edilen, mükâfat yurdu olan cennettir. Çünkü: a) "Allah dedi ki: "Kiminiz kiminize (nesilleriniz birbirlerine, veya mü"minlerle şeytan birbirlerine) düşman olarak inin. Arz"da sizin için bir zamana kadar yerleşip kalmak ve geçinmek vardır. Orada (yeryüzünde) yaşayacaksınız, orada öleceksiniz, yine oradan diriltilip çıkarılacaksınız." (7/A"râf, 24-25; ayrıca bkz. 2/Bakara, 36) Bu ayetlerde "hubût" (inmek) tâbiri ve inilecek yer de arz (yeryüzü) olarak zikredilmiştir. İlk yerleşme noktası yeryüzü dışında bir yer olmalıdır ki, buradan yeryüzüne iniş söz konusu edilebilsin. Eğer Hz. Âdem ve Havva"nın yerleştikleri yer, arzdaki bir bahçe olsaydı "hubût"tan, inişten söz etmek mümkün olmazdı. b) Tâhâ suresi 118-119"uncu âyetlerde Hz. Âdem"in yerleştiği cennetin anlatılan vasıfları, yani acıkmamak, susamamak, çıplak kalmamak, güneşte yanmamak, sevap ve mükâfat yurdu olan, mü"minlere vaad edilen cennete ait niteliklerdir. Bu özellikte olan bir cennet (bahçe) dünyada yoktur. Öyle ise Hz. Âdem"in yerleştirildiği cennet, âhirette mü"minlere vaad edilen cennettir. 5 |
İsrâiliyât ve Kitab-ı Mukaddes"e
Göre Hz. Âdem
Müslümanların kültürüne etki eden Hz. Âdem ve onunla ilgili olarak yaratılış, zelle, cennetten çıkarılma kıssası halka mal olduğu şekliyle maalesef büyük çapta Tevrat ve İsrailiyât kaynaklıdır. Kısâs-ı Enbiyâ gibi bazı kitaplarda da bu İsrâiliyât, İslâmî rivayetler gibi takdim edilebilmiştir. Kur"an, Âdem kıssasının şekil yönü ve ibret için lüzumlu olmayan teferruatı üzerinde durmamış; aksine onun, insanlık tarihi ve insan varlığı bakımından dikkate değer noktalarını belirtmiştir. Nice insanımızın, Kur"an"ın daha çok ders ve ibret almamız için anlattığı doğruları bilmediği ve öğrenmek istemediği halde, efsane ve masal karışımına biraz da yahudilerin uydurmalarını ilâve ederek dinî kıssa diye öğrenip başkalarına aktarması cidden gülünmekten öte ağlanacak halimizi yansıtmaktadır. Faydalı ilim sınıfına girmeyen, kulluğumuz ve imtihanımız ile hiçbir çıkarımı olmayan, mesaj içermeyen, Kur"an"ın gereksiz görüp anlatmadığı konulara halkımız merak duyabiliyor ve bu meraklarını uydurmalarla tatmin ediyorlarsa, bilen insanlara çok büyük görev düşüyor demektir. İnsanları, masal ve efsane yığını, İsrâiliyâttan nice katmalarla dejenere edilmiş, aslındaki nice hakikatlerin de yok sayıldığı bir din, dünyada da ahirette de kurtaramaz. İsrâiliyât dediğimiz daha çok yahudi kaynaklarına ve hıristiyanların da kabullerine göre, kır hayvanlarının en hilekârı olan yılan, Aden"deki bahçede yaşamakta olan Havva"ya yaklaşmış, "Allah bilir ki ondan yediğiniz gün, gözleriniz açılacak, iyiyi ve kötüyü bilerek Allah gibi olacaksınız" diyerek onu yasak ağacın meyvesinden yemeye ikna etmiş, daha sonra Havva, yasak meyveden Âdem"e de yedirmiştir (Kitab-ı Mukaddes, Tekvin 1-6). Kur"an-ı Kerim"de ve hadislerde yılandan söz edilmez. Bazı İslâm tarihi kitaplarında geçen bu yılan unsuru tamamen İslâm dışı kaynaklara dayanmaktadır. Yine bugünkü Kitab-ı Mukaddes"e göre yasağı çiğnemelerinin sonucu olarak ikisinin de gözleri açılır, çıplaklıklarının farkına varırlar ve incir yapraklarından kendilerine örtü yaparlar (K. Mukaddes, Tekvin 7). Kur"ân-ı Kerim"e göre de yasağı çiğnemenin hemen ardından utanılacak yerleri kendilerine görünmüş ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerine örtmeye başlamışlardır (bkz. 7/A"râf, 22; 20/Tâhâ, 121). Bundan sonra, müslüman halk arasında da yer etmiş Kur"an"a ters yorumlar daha önemlidir: Elimizdeki Tevrat"a göre esas suçlu kadındır, yani şeytan Havva"yı kandırmıştır; o da Âdem"i. Bundan yola çıkılarak kadınların kötülüğü ve şeytana meyli vurgulanır. Bu yüzden tüm kadınlar Allah tarafından cezayı hak eder. Eldeki Tevrat"a göre kadın için asıl ceza gebelik sıkıntıları, çocuk doğurma sancıları ve erkeğin hâkimiyetinde olmak şeklindedir. Erkek için de kadının sözünü dinleyip suç işlediğinden cezalar vardır: Geçim temini için toprakla uğraşmak, toprağa dönünceye kadar alın teriyle yiyeceğini sağlamak ve sıkıntılı bir hayat geçirme ceza olarak erkeğe yazılmıştır (K. Mukaddes, Tekvin 16-19) Kur"an"a göre ilk suçlu, esas suçlu olarak Havva validemiz gözükmez. Şeytan her ikisini kandırmış, her ikisi aynı suçu işlemişler, sonra beraber tevbe etmişler ve affedilmişlerdir. 6 |
Hz. Âdem"in Peygamberliği
Hz. Âdem"in Peygamberliği
Hz. Âdem, ilk insan olduğu gibi aynı zamanda ilk peygamberdir. Hz. Adem, yeryüzüne indirildikten sonra, Cenab-ı Allah, insan nesillerinin hepsini onunla eşi Havva"dan türetmiştir. "Ey insanlar! Sizi tek bir candan (Âdem"den) yaratan, ondan da yine onun zevcesini (Havva"yı) yaratan ve ikisinden pek çok erkekler ve kadınlar türetip yayan Rabbiniz"e ittika edin, O"na karşı gelmekten sakının." (4/Nisâ, 1) Allah, insanı nefsinin şehvet ve şeytanın vesveselerine mâruz kalacak şekilde yaratmış, ona bunlara karşı koyacak akıl ve vicdan (kalp gözü) vermiştir. Cenab-ı Allah böylece insanı bu dünyada imtihan alanına koyduğu için, hikmet ve rahmetinin gereği olmak üzere hayır ve kemâl yollarına irşad edecek peygamberler göndermiştir. Cenab-ı hak peygamberler göndermekle, insanın tabiatına ve halifeliğine uygun imtihan şartlarını tamamlamıştır. Neticede insan bu dünyada yaptıklarının hesabını öldükten sonra diriltilince verecek, imanlı olan, iyilik ve sevab terazileri ağır gelenler cennete girecektir. Bunları kendilerine öğretip ikaz etmek için peygamberlere ihtiyaç vardır. İlk insanlara peygamber olmaya en lâyık olan zât, Allah"ın doğrudan doğruya vâsıtasız konuştuğu ataları Hz. Adem"di. Hz. Adem"in peygamberliği, Kur"an âyetleriyle sâbittir. Kur"an, Adem"e Allah"ın emir ve nehiylerini haber verir. Kendisine gelen o emir ve yasaklar, vahiy vasıtasıyla bildirilmiştir. Yine Kur"an"da geçen Hz. Âdem"in iki oğlunun Allah"a kurban takdim etmeleri, ikisinden birinin kurbanının kabul olunduğunun bildirilmesi (5/Mâide, 27) Hz. Adem"e vahiy ile bildirilmiştir. Kur"an"da Hz. Âdem"in peygamliğe seçildiğinin anlatılması için "ıstafâ" -seçti- (3/Âl-i İmran, 33) kelimesi ile "ictebâ" -seçkin kıldı- (20/Tâhâ, 122) kelimeleri kullanılıyor. Bu kelimeler Kur"an"da diğer peygamberler için de kullanılmaktadır. Hz. Adem"in peygamber olduğunu açıkça bildiren hadisler de vardır. Ebu Zerr, Peygamberimiz"e "Ya Nebiyyallah, peygamberlerden ilk peygamber kimdir?" diye sorduğunda, Peygamberimiz (s.a.s.): "Âdem"dir." dedi. Ebu Zerr, "Ya Rasülallah, o nebî oldu mu?" diye sorunca, Hz. Peygamber: "Evet o mükellem bir nebî (Allah"ın kendisiyle vâsıtasız konuştuğu peygamber) idi" dedi. (Müsned-i Ahmed bin Hanbel, V/265) Diğer bir hadis-i şerifte de Kıyâmet gününde, diğer nebîler gibi Hz. Adem"in de bir peygamber olarak Rasulullah"ın sancağı altında bulunacağı haber verilmiştir (Tirmizî, II/202) Hz. Âdem"in peygamberliği hususunda bütün müslümanlar ittifak etmişlerdir. Hz. Adem"in evlâtları onun irşâdı ile Allah"a iman etmiş, zamanlarındaki maddî ve manevî ihtiyaçlarını temin eden hükümleri ondan öğrenmişlerdi. Ebu Zerr"den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) Hz. Âdem"e on sahifelik bir kitap indirildiğini söylemiştir. İnsanların dinden ayrılarak ihtilâf etmeleri, hak dinin izini kaybederek bâtıl itikadlara saplanmaları, sonradan çeşitli sebeplerle meydana gelen kötü bir durumdur. Böylece beşeriyetin başlangıcının bir vahşet devri olmadığı anlaşılır. Hz. Adem"den sonra yeryüzünün çeşitli bölgelerine dağılan insanlar doğru yoldan ayrılmışlardır. Allah, onlara zaman zaman peygamberler göndermiştir. "İnsanlar (ilk önce) bir tek ümmetti. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi..." (2/Bakara, 213) (2) Vahyi inkâr eden, bilimin kaynakları arasında Allah"ın kitabını kabul etmeyen câhiliyye anlayışına göre ilk insan, yarı hayvan yarı insan ilkel mağara adamıdır. O ne konuşma, ne ateş yakma, ne dünya rızıklarından yeterince yararlanabilme ve tabii ne de okuma yazma biliyordu. Bütün bu özellikler, insanın tekâmülü ve gelişmesi sonucu çok sonraları insan tarafından keşfedildi... vs. Allah, yaratma, peygamberlik, halifelik, meleklerin bile saygı duyduğu yaratıkların en şereflisi... yoktur bu câhiliyyenin bilim diye takdim ettiği tarih kitaplarının, sosyal bilgilerin bilimsel(!) hükümlerinde. Hz. Adem"le ilgili olarak bir müslümanın tartışmasız kesin doğru kabul ettiği Kur"an"a dayanan ilimle; müslümanlara, müslümanların çocuklarına bilim diye öğretilen câhiliyyenin bu tavrı arasında cennetle cehennem kadar fark vardır. Vahye tümüyle ters düşen bu anlayışlara ve dayatmalara tepkisiz kalması müslümanların ihmal, gaflet ve hatta ihânetiyle ilgilidir. Kâfirler, müslüman mahallesinde salyangoz satabilmekte, hatta dolma yaparak bu salyangozları müslüman çocuklarına yutturabilmektedirler. Kur"an"a dayalı ilim ile, câhiliyyenin bilim anlayışlarının arasındaki uçurum için küçük bir örnektir ilk insan konusu. Bir de bilim seviyesinde olmadığı kendilerince de kabullenildiği halde insanımızın inancını zehirlemesine göz yumulan ilk insanın menşei ile ilgili nazariye/teori var ki evlere şenlik! Yukarıda âyetlerle ifade edildiği gibi Yüce Allah, ilk insan Hz. Adem"i bizzat doğrudan doğruya çeşitli safhalardan geçirerek yaratmıştır. Darwin"ci tekâmülcülerin iddia ettiği gibi, insan maddenin kendiliğinden gelişerek tek hücreli canlı olması ve bunun da gelişerek çeşitli hayvanlar ve maymunlar oluşması ve maymunların da insana dönüşmesi yoluyla meydana gelmemiştir. Uydurma ve yakıştırmadan ibaret olan bu nazariye/teorinin doğruluğuna, deney ve gözlemlerde, delil olarak kabul ettikleri materyal fosillerinde en ufak bir ipucu bile yoktur. Bunun aksini ispat edecek fosil ve deliller ise pek çoktur. Mendel ve Pastör kanunları bunlardan sadece iki örnektir. Evrim teorisi, ya da eski adıyla tekâmül nazariyesi, vahy terazisinde tümden bâtıl olduğu gibi; bilim ve akıl ölçülerinde de imkân dışıdır. Şöyle ki: Madde ve enerjide "emtropi" vardır. Yani gözlenen bütün doğal sistemlerde düzensizliğe, dağılıp saçılmaya doğru bir eğilim vardır. Bu gerçek, hem mikro ve hem de makro seviyelerde geçerlidir. Madde parçacıkları dağılıp saçılır gider. Enerji de akıllı birisi tarafından plânlı ve düzenli olarak kapalı duvarlar arasında ve borular içerisinde kontrol altına alınmazsa dağılır gider. Dışarıdan gelen güneş enerjisi de, bunu alıp kullanacak çok muazzam bir makine sistemi yoksa boşlukta dağılır. Bu bir fizik kanunudur (Allah"ın evrendeki yasalarından, tabiattaki kanunlarındandır). Aklı başında hiçbir bilgin bu kanuna karşı fikir ileri sürme cesareti gösteremez. Madde âtıldır (eylemsizdir), kendiliğinden bir gücü yoktur (fizikteki atâlet/eylem-sizlik prensibi). Allah"tan başka hiçbir şeyin kendiliğinden hiçbir gücü, düzen ve nizamı yoktur (lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh). Akıllı ve şuurlu birisi tarafından plânlı düzenli bir makine sistemiyle kontrol edilmeyen enerji de her şeyi dağıtır, yakar ve yıkar. Meselâ nükleer bir santralde kontrol altına alınamayan bir atom enerjisi her şeyi yakar ve yıkar, dağıtır ve boşlukta dağılır gider. Öyle ise basit bir otomobilin bir yapıcı mühendisi olmadan demir yığınları arasından güneş enerjisi veya herhangi bir enerji ile meydana gelmesi imkânsızdır. Deney ve gözlem de akıl da bunu kabul etmez. |
Hz. Âdem"in Peygamberliği
Hz. Âdem"in Peygamberliği
Hz. Âdem, ilk insan olduğu gibi aynı zamanda ilk peygamberdir. Hz. Adem, yeryüzüne indirildikten sonra, Cenab-ı Allah, insan nesillerinin hepsini onunla eşi Havva"dan türetmiştir. "Ey insanlar! Sizi tek bir candan (Âdem"den) yaratan, ondan da yine onun zevcesini (Havva"yı) yaratan ve ikisinden pek çok erkekler ve kadınlar türetip yayan Rabbiniz"e ittika edin, O"na karşı gelmekten sakının." (4/Nisâ, 1) Allah, insanı nefsinin şehvet ve şeytanın vesveselerine mâruz kalacak şekilde yaratmış, ona bunlara karşı koyacak akıl ve vicdan (kalp gözü) vermiştir. Cenab-ı Allah böylece insanı bu dünyada imtihan alanına koyduğu için, hikmet ve rahmetinin gereği olmak üzere hayır ve kemâl yollarına irşad edecek peygamberler göndermiştir. Cenab-ı hak peygamberler göndermekle, insanın tabiatına ve halifeliğine uygun imtihan şartlarını tamamlamıştır. Neticede insan bu dünyada yaptıklarının hesabını öldükten sonra diriltilince verecek, imanlı olan, iyilik ve sevab terazileri ağır gelenler cennete girecektir. Bunları kendilerine öğretip ikaz etmek için peygamberlere ihtiyaç vardır. İlk insanlara peygamber olmaya en lâyık olan zât, Allah"ın doğrudan doğruya vâsıtasız konuştuğu ataları Hz. Adem"di. Hz. Adem"in peygamberliği, Kur"an âyetleriyle sâbittir. Kur"an, Adem"e Allah"ın emir ve nehiylerini haber verir. Kendisine gelen o emir ve yasaklar, vahiy vasıtasıyla bildirilmiştir. Yine Kur"an"da geçen Hz. Âdem"in iki oğlunun Allah"a kurban takdim etmeleri, ikisinden birinin kurbanının kabul olunduğunun bildirilmesi (5/Mâide, 27) Hz. Adem"e vahiy ile bildirilmiştir. Kur"an"da Hz. Âdem"in peygamliğe seçildiğinin anlatılması için "ıstafâ" -seçti- (3/Âl-i İmran, 33) kelimesi ile "ictebâ" -seçkin kıldı- (20/Tâhâ, 122) kelimeleri kullanılıyor. Bu kelimeler Kur"an"da diğer peygamberler için de kullanılmaktadır. Hz. Adem"in peygamber olduğunu açıkça bildiren hadisler de vardır. Ebu Zerr, Peygamberimiz"e "Ya Nebiyyallah, peygamberlerden ilk peygamber kimdir?" diye sorduğunda, Peygamberimiz (s.a.s.): "Âdem"dir." dedi. Ebu Zerr, "Ya Rasülallah, o nebî oldu mu?" diye sorunca, Hz. Peygamber: "Evet o mükellem bir nebî (Allah"ın kendisiyle vâsıtasız konuştuğu peygamber) idi" dedi. (Müsned-i Ahmed bin Hanbel, V/265) Diğer bir hadis-i şerifte de Kıyâmet gününde, diğer nebîler gibi Hz. Adem"in de bir peygamber olarak Rasulullah"ın sancağı altında bulunacağı haber verilmiştir (Tirmizî, II/202) Hz. Âdem"in peygamberliği hususunda bütün müslümanlar ittifak etmişlerdir. Hz. Adem"in evlâtları onun irşâdı ile Allah"a iman etmiş, zamanlarındaki maddî ve manevî ihtiyaçlarını temin eden hükümleri ondan öğrenmişlerdi. Ebu Zerr"den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) Hz. Âdem"e on sahifelik bir kitap indirildiğini söylemiştir. İnsanların dinden ayrılarak ihtilâf etmeleri, hak dinin izini kaybederek bâtıl itikadlara saplanmaları, sonradan çeşitli sebeplerle meydana gelen kötü bir durumdur. Böylece beşeriyetin başlangıcının bir vahşet devri olmadığı anlaşılır. Hz. Adem"den sonra yeryüzünün çeşitli bölgelerine dağılan insanlar doğru yoldan ayrılmışlardır. Allah, onlara zaman zaman peygamberler göndermiştir. "İnsanlar (ilk önce) bir tek ümmetti. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi..." (2/Bakara, 213) (2) Vahyi inkâr eden, bilimin kaynakları arasında Allah"ın kitabını kabul etmeyen câhiliyye anlayışına göre ilk insan, yarı hayvan yarı insan ilkel mağara adamıdır. O ne konuşma, ne ateş yakma, ne dünya rızıklarından yeterince yararlanabilme ve tabii ne de okuma yazma biliyordu. Bütün bu özellikler, insanın tekâmülü ve gelişmesi sonucu çok sonraları insan tarafından keşfedildi... vs. Allah, yaratma, peygamberlik, halifelik, meleklerin bile saygı duyduğu yaratıkların en şereflisi... yoktur bu câhiliyyenin bilim diye takdim ettiği tarih kitaplarının, sosyal bilgilerin bilimsel(!) hükümlerinde. Hz. Adem"le ilgili olarak bir müslümanın tartışmasız kesin doğru kabul ettiği Kur"an"a dayanan ilimle; müslümanlara, müslümanların çocuklarına bilim diye öğretilen câhiliyyenin bu tavrı arasında cennetle cehennem kadar fark vardır. Vahye tümüyle ters düşen bu anlayışlara ve dayatmalara tepkisiz kalması müslümanların ihmal, gaflet ve hatta ihânetiyle ilgilidir. Kâfirler, müslüman mahallesinde salyangoz satabilmekte, hatta dolma yaparak bu salyangozları müslüman çocuklarına yutturabilmektedirler. Kur"an"a dayalı ilim ile, câhiliyyenin bilim anlayışlarının arasındaki uçurum için küçük bir örnektir ilk insan konusu. Bir de bilim seviyesinde olmadığı kendilerince de kabullenildiği halde insanımızın inancını zehirlemesine göz yumulan ilk insanın menşei ile ilgili nazariye/teori var ki evlere şenlik! Yukarıda âyetlerle ifade edildiği gibi Yüce Allah, ilk insan Hz. Adem"i bizzat doğrudan doğruya çeşitli safhalardan geçirerek yaratmıştır. Darwin"ci tekâmülcülerin iddia ettiği gibi, insan maddenin kendiliğinden gelişerek tek hücreli canlı olması ve bunun da gelişerek çeşitli hayvanlar ve maymunlar oluşması ve maymunların da insana dönüşmesi yoluyla meydana gelmemiştir. Uydurma ve yakıştırmadan ibaret olan bu nazariye/teorinin doğruluğuna, deney ve gözlemlerde, delil olarak kabul ettikleri materyal fosillerinde en ufak bir ipucu bile yoktur. Bunun aksini ispat edecek fosil ve deliller ise pek çoktur. Mendel ve Pastör kanunları bunlardan sadece iki örnektir. Evrim teorisi, ya da eski adıyla tekâmül nazariyesi, vahy terazisinde tümden bâtıl olduğu gibi; bilim ve akıl ölçülerinde de imkân dışıdır. Şöyle ki: Madde ve enerjide "emtropi" vardır. Yani gözlenen bütün doğal sistemlerde düzensizliğe, dağılıp saçılmaya doğru bir eğilim vardır. Bu gerçek, hem mikro ve hem de makro seviyelerde geçerlidir. Madde parçacıkları dağılıp saçılır gider. Enerji de akıllı birisi tarafından plânlı ve düzenli olarak kapalı duvarlar arasında ve borular içerisinde kontrol altına alınmazsa dağılır gider. Dışarıdan gelen güneş enerjisi de, bunu alıp kullanacak çok muazzam bir makine sistemi yoksa boşlukta dağılır. Bu bir fizik kanunudur (Allah"ın evrendeki yasalarından, tabiattaki kanunlarındandır). Aklı başında hiçbir bilgin bu kanuna karşı fikir ileri sürme cesareti gösteremez. Madde âtıldır (eylemsizdir), kendiliğinden bir gücü yoktur (fizikteki atâlet/eylem-sizlik prensibi). Allah"tan başka hiçbir şeyin kendiliğinden hiçbir gücü, düzen ve nizamı yoktur (lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh). Akıllı ve şuurlu birisi tarafından plânlı düzenli bir makine sistemiyle kontrol edilmeyen enerji de her şeyi dağıtır, yakar ve yıkar. Meselâ nükleer bir santralde kontrol altına alınamayan bir atom enerjisi her şeyi yakar ve yıkar, dağıtır ve boşlukta dağılır gider. Öyle ise basit bir otomobilin bir yapıcı mühendisi olmadan demir yığınları arasından güneş enerjisi veya herhangi bir enerji ile meydana gelmesi imkânsızdır. Deney ve gözlem de akıl da bunu kabul etmez. |
Hz. Âdem"in Peygamberliği
Hz. Âdem"in Peygamberliği
Hz. Âdem, ilk insan olduğu gibi aynı zamanda ilk peygamberdir. Hz. Adem, yeryüzüne indirildikten sonra, Cenab-ı Allah, insan nesillerinin hepsini onunla eşi Havva"dan türetmiştir. "Ey insanlar! Sizi tek bir candan (Âdem"den) yaratan, ondan da yine onun zevcesini (Havva"yı) yaratan ve ikisinden pek çok erkekler ve kadınlar türetip yayan Rabbiniz"e ittika edin, O"na karşı gelmekten sakının." (4/Nisâ, 1) Allah, insanı nefsinin şehvet ve şeytanın vesveselerine mâruz kalacak şekilde yaratmış, ona bunlara karşı koyacak akıl ve vicdan (kalp gözü) vermiştir. Cenab-ı Allah böylece insanı bu dünyada imtihan alanına koyduğu için, hikmet ve rahmetinin gereği olmak üzere hayır ve kemâl yollarına irşad edecek peygamberler göndermiştir. Cenab-ı hak peygamberler göndermekle, insanın tabiatına ve halifeliğine uygun imtihan şartlarını tamamlamıştır. Neticede insan bu dünyada yaptıklarının hesabını öldükten sonra diriltilince verecek, imanlı olan, iyilik ve sevab terazileri ağır gelenler cennete girecektir. Bunları kendilerine öğretip ikaz etmek için peygamberlere ihtiyaç vardır. İlk insanlara peygamber olmaya en lâyık olan zât, Allah"ın doğrudan doğruya vâsıtasız konuştuğu ataları Hz. Adem"di. Hz. Adem"in peygamberliği, Kur"an âyetleriyle sâbittir. Kur"an, Adem"e Allah"ın emir ve nehiylerini haber verir. Kendisine gelen o emir ve yasaklar, vahiy vasıtasıyla bildirilmiştir. Yine Kur"an"da geçen Hz. Âdem"in iki oğlunun Allah"a kurban takdim etmeleri, ikisinden birinin kurbanının kabul olunduğunun bildirilmesi (5/Mâide, 27) Hz. Adem"e vahiy ile bildirilmiştir. Kur"an"da Hz. Âdem"in peygamliğe seçildiğinin anlatılması için "ıstafâ" -seçti- (3/Âl-i İmran, 33) kelimesi ile "ictebâ" -seçkin kıldı- (20/Tâhâ, 122) kelimeleri kullanılıyor. Bu kelimeler Kur"an"da diğer peygamberler için de kullanılmaktadır. Hz. Adem"in peygamber olduğunu açıkça bildiren hadisler de vardır. Ebu Zerr, Peygamberimiz"e "Ya Nebiyyallah, peygamberlerden ilk peygamber kimdir?" diye sorduğunda, Peygamberimiz (s.a.s.): "Âdem"dir." dedi. Ebu Zerr, "Ya Rasülallah, o nebî oldu mu?" diye sorunca, Hz. Peygamber: "Evet o mükellem bir nebî (Allah"ın kendisiyle vâsıtasız konuştuğu peygamber) idi" dedi. (Müsned-i Ahmed bin Hanbel, V/265) Diğer bir hadis-i şerifte de Kıyâmet gününde, diğer nebîler gibi Hz. Adem"in de bir peygamber olarak Rasulullah"ın sancağı altında bulunacağı haber verilmiştir (Tirmizî, II/202) Hz. Âdem"in peygamberliği hususunda bütün müslümanlar ittifak etmişlerdir. Hz. Adem"in evlâtları onun irşâdı ile Allah"a iman etmiş, zamanlarındaki maddî ve manevî ihtiyaçlarını temin eden hükümleri ondan öğrenmişlerdi. Ebu Zerr"den rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) Hz. Âdem"e on sahifelik bir kitap indirildiğini söylemiştir. İnsanların dinden ayrılarak ihtilâf etmeleri, hak dinin izini kaybederek bâtıl itikadlara saplanmaları, sonradan çeşitli sebeplerle meydana gelen kötü bir durumdur. Böylece beşeriyetin başlangıcının bir vahşet devri olmadığı anlaşılır. Hz. Adem"den sonra yeryüzünün çeşitli bölgelerine dağılan insanlar doğru yoldan ayrılmışlardır. Allah, onlara zaman zaman peygamberler göndermiştir. "İnsanlar (ilk önce) bir tek ümmetti. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi..." (2/Bakara, 213) (2) Vahyi inkâr eden, bilimin kaynakları arasında Allah"ın kitabını kabul etmeyen câhiliyye anlayışına göre ilk insan, yarı hayvan yarı insan ilkel mağara adamıdır. O ne konuşma, ne ateş yakma, ne dünya rızıklarından yeterince yararlanabilme ve tabii ne de okuma yazma biliyordu. Bütün bu özellikler, insanın tekâmülü ve gelişmesi sonucu çok sonraları insan tarafından keşfedildi... vs. Allah, yaratma, peygamberlik, halifelik, meleklerin bile saygı duyduğu yaratıkların en şereflisi... yoktur bu câhiliyyenin bilim diye takdim ettiği tarih kitaplarının, sosyal bilgilerin bilimsel(!) hükümlerinde. Hz. Adem"le ilgili olarak bir müslümanın tartışmasız kesin doğru kabul ettiği Kur"an"a dayanan ilimle; müslümanlara, müslümanların çocuklarına bilim diye öğretilen câhiliyyenin bu tavrı arasında cennetle cehennem kadar fark vardır. Vahye tümüyle ters düşen bu anlayışlara ve dayatmalara tepkisiz kalması müslümanların ihmal, gaflet ve hatta ihânetiyle ilgilidir. Kâfirler, müslüman mahallesinde salyangoz satabilmekte, hatta dolma yaparak bu salyangozları müslüman çocuklarına yutturabilmektedirler. Kur"an"a dayalı ilim ile, câhiliyyenin bilim anlayışlarının arasındaki uçurum için küçük bir örnektir ilk insan konusu. Bir de bilim seviyesinde olmadığı kendilerince de kabullenildiği halde insanımızın inancını zehirlemesine göz yumulan ilk insanın menşei ile ilgili nazariye/teori var ki evlere şenlik! Yukarıda âyetlerle ifade edildiği gibi Yüce Allah, ilk insan Hz. Adem"i bizzat doğrudan doğruya çeşitli safhalardan geçirerek yaratmıştır. Darwin"ci tekâmülcülerin iddia ettiği gibi, insan maddenin kendiliğinden gelişerek tek hücreli canlı olması ve bunun da gelişerek çeşitli hayvanlar ve maymunlar oluşması ve maymunların da insana dönüşmesi yoluyla meydana gelmemiştir. Uydurma ve yakıştırmadan ibaret olan bu nazariye/teorinin doğruluğuna, deney ve gözlemlerde, delil olarak kabul ettikleri materyal fosillerinde en ufak bir ipucu bile yoktur. Bunun aksini ispat edecek fosil ve deliller ise pek çoktur. Mendel ve Pastör kanunları bunlardan sadece iki örnektir. Evrim teorisi, ya da eski adıyla tekâmül nazariyesi, vahy terazisinde tümden bâtıl olduğu gibi; bilim ve akıl ölçülerinde de imkân dışıdır. Şöyle ki: Madde ve enerjide "emtropi" vardır. Yani gözlenen bütün doğal sistemlerde düzensizliğe, dağılıp saçılmaya doğru bir eğilim vardır. Bu gerçek, hem mikro ve hem de makro seviyelerde geçerlidir. Madde parçacıkları dağılıp saçılır gider. Enerji de akıllı birisi tarafından plânlı ve düzenli olarak kapalı duvarlar arasında ve borular içerisinde kontrol altına alınmazsa dağılır gider. Dışarıdan gelen güneş enerjisi de, bunu alıp kullanacak çok muazzam bir makine sistemi yoksa boşlukta dağılır. Bu bir fizik kanunudur (Allah"ın evrendeki yasalarından, tabiattaki kanunlarındandır). Aklı başında hiçbir bilgin bu kanuna karşı fikir ileri sürme cesareti gösteremez. Madde âtıldır (eylemsizdir), kendiliğinden bir gücü yoktur (fizikteki atâlet/eylem-sizlik prensibi). Allah"tan başka hiçbir şeyin kendiliğinden hiçbir gücü, düzen ve nizamı yoktur (lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh). Akıllı ve şuurlu birisi tarafından plânlı düzenli bir makine sistemiyle kontrol edilmeyen enerji de her şeyi dağıtır, yakar ve yıkar. Meselâ nükleer bir santralde kontrol altına alınamayan bir atom enerjisi her şeyi yakar ve yıkar, dağıtır ve boşlukta dağılır gider. Öyle ise basit bir otomobilin bir yapıcı mühendisi olmadan demir yığınları arasından güneş enerjisi veya herhangi bir enerji ile meydana gelmesi imkânsızdır. Deney ve gözlem de akıl da bunu kabul etmez. |
o.T.
En basit bir canlının organizmasının (cesedinin) yanında, mükemmel bir otomobil veya en ileri seviyede yapılmış bir bilgisayar, çocuk oyuncağı gibi kalır. Bir elektronik beyin bozulduğu vakit kendi kendisini tamir edemez, kendi mislini ve benzerini, maddelerini dışarıdan toplayarak yapamaz. Çünkü âtıldır/eylemsizdir, şuuru yoktur. Bunlar akıllı birisinin yapacağı hesap ve plân işidir. Akılsız ve cansız madde kendiliğinden bir makine veya bir bilgisayarı yapamayınca, ya bunların yapıcısı olan insanı nasıl yaratabilir? İnsanın yaptığı en mükemmel bir bilgisayar, insan tarafından tamir edilip kontrol edilmezse, kendisini tekâmül/evrim ettirmek şöyle dursun, madde yığınları arasında dağılıp gider.
Bir eser, müessirinden (yaratıcısından) üstün olamaz. Bir eser de yapıcısında bulunmayan vasıflar bulunamaz. Netice, sebebinden üstün olamaz. Taş sebep olursa, parçacıkları taşın eseri (neticesi) olur. Maddede can yoktur; insanî ruh ve bunun özellikleri olan şuur ve akıl hiç yoktur; vicdan ve bunun özellikleri olan sevgi, nefret ve üzüntü de yoktur. Bir maddenin, pek çok mükemmel makine sistemi olan bir canlının vücudunu meydana getirmesi ve ona kendisinde hiç bulunmayan canı, hele akıl, irâde ve vicdanın kaynağı olan ruhu vermesi ne kadar akıl ve imkân dışıdır. Can enerji değildir. Can, canlının duyup görmesini ve gayeli hareket etmesini sağlayan, vücudunu tamir etme, kendisini koruma ve neslini devam ettirme görevini üstlenen manevî bir cevherdir. Bir canlı sisteminin meydana gelebilmesi için mutlaka şu şartlar gereklidir: 1- Sistemin gelişigüzel değil; enerji ve besinleri dönüştürecek mükemmel mekanizması ve makine sistemi olmalıdır. |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 23:37 Uhr. |