![]() |
eniskayaya
O ENISKAYAYA NE ANLATSAN BOS ALLAH"a INANMAYAN BIR KISI O BOSUNA KENDI YORMA ALPI KARDES !
|
ALLAH seni hidayete erdirsin ENISKAYA
DUAM SANA !
|
Amin tüm insanligi o.T.
ohne Text
|
Sen baskasinin adina degil kendi adina
konus... azicikta olsa Demokratik bir yapi takin....
Burada hic kimse sahsi inanicini sana sormak yada senden ögrenmek zorunda degil... bunu artik anlamalisin... Sana gökten Vahyiimi indide benim DINsiz oldugumu söyledi.... Kendini DININ koruyucusu yada Allahin Jandarmasinimi saniyorsun.... Yazik... oysa bizler burada son derece cagdas ve Demokratik cercevede sohbet etmesini biliyoruz... ne yazikki sen bundan uzaksin... und REDE EINFACH FÜR DICH SELBST.. |
Das stimmt so nicht
in Indien werden die Frauen verbrannt....
Verallgemeinere es nicht |
o.T.
O durum Nerede Yaratilmis :o)
Mirac Meselesini anlatmak istiyorsun .. Kuran da mi O ?.. |
Kuran Allah in Kitabi degildir diyebilen
En azindan Müslüman degildir. Dinsizligini Bilemem :o)
Neden dersen ?.. Kuran da Kuran in Allah in kitabi Oldugu yazar. Buna " Palavra " diyen birisinin de Müslümanligi Kabul edilmez.. Velhasil-i kelam: Gökten Vahiy almaya filan gerek yok. :o) |
Ben sana Kanit sundum :o)
Allah in kitabidir !..
Insan isi degildir. Senin kanitin ne ?.. " Istemezük " mü ?.. :o) Hadi Bütü Dünya yi Topla PC"leri de yardimci olarak al. 10 tane ayet meydana getir Kuran gibi olsun.. Bak Bunu Yapamamislar Bu Güne kadar.. Goethe Filan egiliyor bu Hasmetin karsisinda.. Sana ne oldu da " Olmaz " diyorsun :o) Degil mi ki " Olmaz "-Palavra diyorsun; Var bir bildigin ?.. :o) |
Cümlelerini bana karşı daha dikkatli,
seç Özsu hanım!!!
Zamanında haremi savunduğunu henüz unutmadım. Sen o Haremde yaşamak ister misin diye sorduğum an çıtın çıkmadı??? Vallahi brawo avrupanın göbeğinde, avrupanın demokratik nimetleri ile yaşa, İslami ülkelerde yaşayan kadınların yaşamlarından bihaber ol. Ve kalk binlerce yıl önceden örnekler ver. Ayıp olan, demagoji olan, çıkarcı ve Mürid zihniyetine sahip olma budur. Sen benim gibi özgür ve korkusuz düşünemezsin. Buna bir Mürid olarak hak verilmez Şeyhinden Özsu Hanım. Evet bütün İslam ülkelerinde kadın hem aşağılanmakta, hem ezilmekte, hem de toplumdan soyutlanmaktadır. En gelişmişi olan Türkiyede bile aile reisliğinde eşit olmasının yasasının ömrü daha bir yıl bile değildir. Din İslami ülkelerde kadının bu kötü konumunda birinci ve belirleyicidir. Bu böyle değildir diyebilmen için bana kanıtlarını koy. Bir tane bulamıyacaksın. Ama, iş sallamaya gelince allah versin. Utanç verici. |
Merhaba Alpi!!!
Aslında Enisin yorumunu çok iyi kavradın ama işte aması var!!!!
Bak dostum bir insan istediğini savunmakta, araştırmakta, yazmakta ve düşünmekte özgürdür. Kuran istediği kadar ben ALLAHIN gelmiş geçmiş ve geçecek kitabıyım diye binlerce defa hem de yeminler ederek yazabilir. Bu demek değildir ki tüm dünya insanlığı bunun böyle olduğunu kabul etmekte. Ve etmeye mecburdur??? Bunun böyle olduğunu Müsilmanlardan başka kimse kabul etmiyor. Bu böyle değildir denilince neden alınmakta müsliman kesimi? hakaret edilmiyor, aşağılamıyor, yalnızca kendi düşüncelerini ve inançlarını aktarıyor. Ben de savunuyorum Tanrının ne dini, nede kitabı olur. Neden olsun??? İnsanlığın en ilkel döneminden bu yana varlığı bu dünyada iki milyon yıllık bir geçmişi bulunur. Gelişmişlik dönemi bir kaç on binli yıl olarak gösterilir. Dünyanın yaşı bir kaç milyar, uzayın yaşı kestirilemiyor ve binlerce galaksiler ve çok farklı değişik evrenler bulunmakta. Tanrının yaşını bilebilen yok. Sevgili Tanrı allah aşkına bir dine, bir kitaba yani yirmi bin yıllık insanlık aleminin ve bin yıllık bir İslama ve onun kitabına mı ait olabilir??? Bu Tanrıyı aşağılamak ve küçültmek olmaz mı??? |
o.T.
dinsizin hakkindan imansiz gelir bosver HERKES inandigina tapsin !
|
Du lächerlicher Dampfplauderer...
...senin gibi saatler ve günlerce burada sacma sapan mantiksiz yazi yasmaya bo$ vakit gecirmeye zamanim yok!
Du bist im Grunde eine arme Wurst, der sich hier mit abstrusen, debilen und morbiden Pamphleten unbedingt profilieren möchte! Es ist nicht mein Problem, wenn Du deine persönlichen Defizite und Unzufriedenheit, die Du ganz offensichtlich mit deinem Leben hast, hier mit politischen, religiösen 08/15 und Parolen und Polemik auszugleichen versuchst. Aber wenn"s dich glücklich macht und es eine Art Therapie hier für dich ist, deine Einsamkeit zu verarbeiten, isses schon ok. Zumal ich dir sogar manch" gute Gedanken - auch wenn ich mich selber bei einem Widerspruch ertappe - dir nicht absprechen kann; soll heißen, dumm bist Du ja nicht, hast aber, wie schon seit Jahren bekannt, ein heftiges Problem mit dir und deiner unausgereiften Persönlichkeit! |
Du lächerlicher Dampfplauderer...
...yeni yil da azima acitiriyorsun!
Bak eniskaya senin gibi saatler ve günlerce burada sacma sapan mantiksiz yazi yasmaya bo$ vakit gecirmeye zamanim yok! Du bist im Grunde eine arme Wurst, der sich hier mit abstrusen, debilen und morbiden Pamphleten scheinbar unbedingt profilieren möchte! Es ist nicht mein Problem, wenn Du deine persönlichen Defizite und Unzufriedenheit, die Du ganz offensichtlich mit deinem Leben hast, hier mit politischen, religiösen 08/15 Parolen und Polemik auszugleichen versuchst. Aber wenn"s dich glücklich macht und es eine Art Therapie hier für dich ist, deine Einsamkeit zu verarbeiten, isses schon ok. Zumal ich dir sogar manch" gute Gedanken und Ideen - auch wenn ich mich jetzt selber bei einem Widerspruch ertappe - nicht absprechen kann; soll heißen, dumm bist Du ja nicht, hast aber, wie schon seit Jahren bekannt, ein heftiges Problem mit dir und deiner unausgereiften Persönlichkeit! |
Romancigim :o)
Enis in Yorumunu gayet tabii kavradim :o)
Ve yanlis oldugunda Israr ediyorum. Insanlar gayet tabii istedikleri seylere Inanmakta özgürdürler. Fakat !.. O inanmadiklari sey hakkinda Bir kanit sunuluyorsa ve Kendilerinin Konu hakkinda hic bir kaniti yoksa,Ve hala kaniti göre göre " Istemezük " diye bagiriyorsa; Iste o zaman Samimiyet son bulur !.. Ben Bir kanit Gösterdim,Ve Müslüman olmadigi halde Kaniti selamliyan Bilim adamlarinin aydinlarin Listesini Kaynagi ile verdim :o) Aydinlik Budur !.. Yani Önüne Bir kanit koyarlarsa incelersin. Alternatifin yoksa; Selamlarsin. Müslümanlarin Konu hakkinda alinmasina gelince; Müslümanlarin Hic bir Kanit Göstermeden Kutsal Kitaplarini " Palavra " olarak niteleyenlere alinmak Haklaridir. Cünkü Bir Insan Elinde hic bir kanit olmadan Binlerce kaniti olan Bir kitaba Hakaret edebilmesi icin Iki sartin yerine gelmesi gerekir. 1- Provakatörlük yapiyordur. 2- Sizofrendir. |
Sen de haklisin..
Herkesin Dini kendine..
Ama Benim dinime iftira atmazlarsa :o) |
KURAN ve KADIN
Kuran in erkek Kitabi,ve kadin Düsmani olduguna dair bir görüs var :o)
Insanlar bir görüs ortaya koydugun da Gerekcelerini de beraberinde sunmaldir ki bir anlam ifade etsin bu görüs :o) Ben Öyle düsünüyorum; ve Öyledir Filozofisi Kendi basina Bir anlam ifade etmez. Bilimsel görüs: Erkegin "cok esli" oldugunu ve Yasam amacinin ,mümkün oldugu kadar " disi " ile birlikte olup onlari dölleyip Genlerini Gelecek Nesillere Aktarmaktan ibaret oldugunu savunur. Kadin in Ise Yasam amacinin ;güclü bir erkek bulup ondan bebek edinmek ve bir sekilde erkegi kafaya alip eve tikmak ve Bebegin ve kendi hayatini Güvenlige almaktan Ibaret oldugunu " Kabaca " savunur. Öyledir de..:o) Simdi Bu Görüsleri Kuran a götürür Kadin konusuna bir yanit ararsaniz;Kuran in günümüzde Erkeklere Nufus olarak 8"e 2"lik bir üstünlük saglayan kadinlarin problemlerine Cözüm Buldugunu Görürsünüz :o) Günümüzde " Gizli" olarak devam eden " Cok esli " erkek hayati yakin bir gelecekte Legal olacaktir. Cünkü Nüfus daki Kadin Üstünlügü Buna neden olacaktir. Kuran Her zaman ve mekan a hitap eden bir Kitaptir. BIR MUCIZEDIR !.. O yüzden Onun ayetlerini sadece belirli bir zaman dilimine Göre " Iyi " Kötü " diye yorumlamak bizim Dar-KISIR Görüsümüzün bir sonucudur. Kuran ayetleri degismez. KORUNMUSTUR !.. Bu Korunan degismez ayetlerin degisik caglarda degisik yorumlanmasi ise Onun mucizesinin Kanitidir. Bebegin Ana karninda üc karanlik evreyi veren ayetler 14.Yüzyilda Hatta 19. yüzyilda Bir anlam ifade etmiyordu..ama yorumlaniyordu. 21. yüzyilda ise Bilim Bu evreleri acikladi.. Ve Kuran Insan elinden Cikmis diyenler " Yutkunmak " zorunda kaldi.. Yörüngeler-Atom- Sirius yildizlari , Hakka tecelli eden bir cok gercek ve nihayet Kadin :o) Kuran ayetlerini Kadin düsmanligi Olarak yorumlayanlar sadece sunu Bilmelidir. Onlar Kadini Yaraticisi Kadar iyi tanimiyorlar :o) |
Söyle yazilan cizilenlere bir baktim da
Buralarin ahvali iyiden iyiye Bozulmus :o)
Dejenere edilmis Din forumu :o) Burada Biraz kalsam iyi olacak gibime geliyor :o) |
Tekrar Merhaba alpi!
Sevgili Alpi tekrar Merhaba (bu vesile ile yeni yılını da kutlayayım.)
Ortamı germeyelim, her ne kadar henüz o olgunlukta değilse bile bir hayli iyi bir ortam oluştu burada. Sen de yakından bilirsin bu sayfalarda yedi ceddimize küfürler edildi ve halen etmeye çalışanlarda mevcut, en azından bizler aklı başında olanların tartışmaları insani ölçülerde kalsın. Lütfen yanlış anlaşılmasın benim Enisi falan savunuyormuş durumda gözükmem Enisi kendisini savunabilecek bir çapta ve medeni cesarette ve bilgili olan bir kişidir. Ben her zaman haklılıktan yana ve insan sevgisinden yana olan bir kişiyim. Yukarıda belirttiğim gibi bu sayfalar bir nevi lanetli sayfalar gibi, kimin eli kimin cebinde belli değil. Üç kelime okuyan kendisini alim sanıyor, beş kelime okuyan ilah.!! Bir kaç cümle ezberleyen birisini ezebilmek için tüm oryantal sanatını döktürüyor. İnsan kırmak hoş bir şey değildir. Bilgili bir insan bilgili insanı kırmaz tam tersi sevinir bir bilgili insan ile buluşabildiği, tanışabildiği için. Ben şahsen Enis’ten çok şeyler öğrendim, senden de öğrendim, Halilden de öğrendim ve öğreniyorum da. Din Müsilman kesiminde çok kompleksli bir şekilde ele alınıp yorumlanıyor. Tam bir siyaset, her biri dindar değil politikacı. Politikaların yarısından fazlası palavradır, dinlerin de öyle. Hele, hele din de asla bir kanıt bulunamaz, adı üzerinde MİSTİZİM dir tüm temeli. Dinlerde anlatılan bütün her şey ruhsallıkla daha doğrusu Psikolojinin bir bilim dalı olarak ilgilendiği gibi değil, Mistik, Ezoterik ruhsal inanç ve onun oluşturduğu Spiritüel bilinmeyen varlığı gösterilemeyen bir bölgeye aittir. Durum bu iken hangi kanıttan bahsedebiliriz ki??? Bu bağlamda zaten bir inanç sorunu denir dinler için, insanlar farklı, farklı yorumlayıp, farklı, farklı yaşarlar dini yada dinlerini, dinleri kabul etmeyip Spiritüel dünyayı kabul edip yaşayanlarda bulunmaktadır. Kim gördü Cebrail bu ayetleri indirirken, Muhammet’ten başka bir gören var mı??? yok. Kim gördü Davutun, Nuh un, İbrahim’in, ve diğerlerin Tanrı ile konuşmalarını gören yok. Okuması, yazması olmayan İsanın öğrettikleri ile İnciller yazıldı İsanın gerçekten anlattıkları bunlar mıydı bilen yok. Peki, bir insan bak aydınlarda bunu böyle savunuyorlar diyerek yazılanları kanıtlar olarak bir insana dikte ettirebilir mi??? Bana ettiremez benim yaşamımda aydın düşüncelerinin etkileri olur, ama inanç dünyam bana aittir, Tanrı karşısında beni aydın değil kendim savunacağım. Ve o Tanrıyı bu dünyada yaşarken kendim her türlü şeyleri araştırarak ruhumun en iyisini buldun dediği an iç huzura ulaşabileceğim. Yüreğinde ki ses Tanrı ile bağın olan sestir, o ses bana huzur vermediği sürece Tanrıya yüreğim ile ulaşabilmiş değilimdir. Yukarda da yazdım sevgili Tanrı bu kadar dikdörtgen bir kutuya yerleştirilip işte budur denildiği an benim inandığım Tanrımın ölçüleri bu değildir demektedir benim yüreğim. Umarım anlaşılabildi ne demek istediğim. Başkalarının inançlarına elbet her kes saygı duymakta ama üç maymunu oynamaz insan. Ama, o inançlı olduklarını düşünenler de insanların Tanrı arayışına saygı duysunlar. Tanrı katına dinler ile çıkılmayacak bundan emin olabilirsin. Dinler salt bu dünyada var olan dönemin kötülüklerini aşabilmek için düzenlenmiş o döneme ait kurallar, ki bazı dinler bu kuralları düzenleyebildikleri için daha insancıl ve hoş görülü bir noktaya ulaşabildiler. Sen de bilirsin ki İslamın içinde bile tek bir yorum yoktur, onlarca mezhepler bulunmaktadır, bunların bulunma nedeni yalnızca İslam yorumunun farklarından türemiştir, şimdi birbirleri boğazlıyorlar. Daha önce bu konular açıkça tartışılabilseydi, İslam kendisini çağın gereklerine uygun bir şekilde yenileyebilseydi bu canilikler ve ilkellikler bu kadar sadistçe ve acımasızca olmayabilirdi. Selamlar... |
Kal alpi benim de canım sıkılyordu,
biraz laflarız.
|
Kadınınızı dövebilirsiniz der mi kuran?
Der değil mi Alpi.
Bu ayetin var olduğunu da bilirsin, binlerce defa bu ayetler buralarda gösterildi, tarışıldı, ama sen halen oralarda kaldın gibi Alpi. Bütün islam aleminde kadınlar sırf bu ayet yüzünden dövülmekte ve aşağılanmaktadır. Ben şahsen sürekli aynı şeyleri evirip, çevirip yazılmasından bıktım. Peren yüzlerce kez koydu bu ayetleri, ben defalarca koydum. Artık sıktı bu tür tartışmalar. Neden kadın böylesine içler acısı bir durumdadır İslam alemin de bunu tartış benim ile Alpi. |
Hayir demez :o)
Buralarda tartisildiginda da aciklamistim yine acikliyayim :o)
Kuran da " Kadinlari Dövün " seklinde bir ayet yoktur. Peygamberin Sünnetin de de yoktur. Kadinlar ! Kendinize saygili olun Fikihlarin Mezheplerin elinde Köle ye dönüsmeyin : Kadini dövmek : Simdi Kuran a Bakalim nisa 34.ayete de Iffetsizliklerineden düsmanliklarindan Kusku Duyulan kadinlara ön görülen cezalar icinde DÖVME yoktur ! daha dogrusu Nisa 34 de öngörülen bir ceza yoktur alinmasi gereken bazi tedbirler vardir. DAYAK BIR MÜESSIR FIILI dir: DAYAKDAN TEDBIR OLMAZ CEZA OLUR ! Nisa 34 de ki ** DARB ** kelimesi Kuran da ki kullaniminin disina cikarilarak Bir Oyun oynaniyor ve kadinin en kücük bir itirazi bile MAHKUM edilerek ERKEGIN DAYAGI ile cezalandiriliyor.Tam bir yargisiz Infaz..Yargisiz ve SADIST bir infaz Tam Mezhep alimlerine yakisacak bir CINSTEN... Kadin bir tür köle haline getiriliyor.. Peki dogrusu nedir ? Pek madrabaz mezhep alimlerimizin Icinden "dövün" diyerek ciktiklari isin esasi nedir .o) iste: Önce Nisa 34 de gecen "darb" sözünün Kuran da ki kullanimlarini görelim 1) örnek vermek,örneklerle anlatmak ( ibrahim 24;Nahl 75-76;Rum,28 ) 2) gezip dolasmak seyahat etmek ( Nisa 94 Maide 106 ) 3) Yol acmak ( taha 77 ) 4) uzaklastirmak uzakta tutmak ( zuhruf,5 ) 5) Mühürlemek damgalamak tikamak ( Bakara 61 kehf 11 ) Darb sözcügünün "" VURMAK "" anlaminda kullanimlari ise söyle: 6) Yüze ve sirta vurmak : Bu kullanim Vücuh ( yüzler ) ve edbar ( sirtlar ) sözcükleri ile Daima birliktedir (Enfal 50, Muhammed,24 ) 7) elle vurmak: Bu Kullanim ** CAR ** edati ( Ba ) iledir (Saffat,93 ) 8) Boyun ve parmaklari vurup ucurmak: bu Kullanim a#nak ( Boyunlar ve benan ( Parmaklar )kelimeleri ile kullanilmistir (Enfal 12 ) 9) Bir alet ile sopa ile vurmak: Bu kullanim da ** CAR ** edati (ba ) iledir ( Bakara 60;A"raf 160;suara,63;Sad,44 ) Nisa 34 deki kullanim vurmak anlamindaki Kullanimlarin Hic birine uymamaktadir ** DARB ** kelimesi burada tasidigi 20 yi askin anlamdan biri olan ** Barindigi yerden Uzaklastirmak **(Sülasi den kullanim ) ,Yolculuga cikarmak ( If al Kalibindan kullanim ) anlaminda kullanilmistir. Cünkü diger Kullanimlarin hic biri ayet in amaci ve icerigi ile bagdasmamaktadir.. Özellikle uzaklastirmak anlamindaki kullanim hem icerik hem de filolojik acidan cok uygun düsmektedir Cünkü Bu kullanimda sülasi fiil ( derabe ) mef ulüne ( tümlecine ) Hic bir edata ihtiyac duymadan Dogrudan ulasmaktadir ki geleneksel okuyuslara da Tamamen UYGUNDUR ! Buna göre nisa 34 deki "FADRIBUHUNNE" emrinin anlami ** Onlari bulunduklari yerden UZAKLASTIRIN ** OLUR ! ) Kullanimin ** VURMAK ** Anlaminda olmasi filolojik acidan Mümkün görülebilir ama Bu anlamda alinmasini engelliyecek ** DINSEL KARINELER **,Hatta deliller vardir. 1 ) Kesinlesmis ZINA sucuna dövme cezasi verilmesi 2) IFK olayinda Hz.Aise nin dövülmeyip ikamet yerinden uzaklastirilmasi 3 )Veda Hutbesindeki sözün,Kadinlari dövmeyi kesin ZINA sucu sartina baglamasidir ( her ne kadar Ulema RECM edip kan icmak istesede ) IFK olayi Bildiginiz gibi Hz.Aise ye ZINA iftirasi atilmistir. ve Olay aciga cikana kadar Ne dayak atilmis ne attirilmis Babasi Hz.Ebubekir in evinde oturmaya mecbur edilmistir.. Buradan yola cikarsak sevgili Kardeslerim: Nisa 34 de Kadinin dövülmesini emreden bir beyan yoktur.. Kadinin sedakatsizlik veya iffetsizlik kuskusunu doguracak bir durum varsa: Olay aciklikliga kavusana kadar Bulundugu yerden uzaklastirma vardir. ayrica iki tedbir daha var ki Bunda Müsterekiz ) Ögüt vermek ve yatakta yanliz birakmak.. Simdi Mezhep alimlerinin bu Meseleyi KURAN ic dinamiklerini calistirarak cözmemelerine SASTIM dogrusu.. :o) Acaba ARABCA mi Bilmiyorlar KURAN dan mi anlamiyorlar.. Yoksa Niyetleri mi BASKA ?? Öyle Olsa gerek Cünkü sayisiz alimin KURAN dan bu sonucu cikarmamasina Imkan yok.. Öyleyse Kadinlari sindirme gibi bir Düsünce Söz Konusu olabilir. Pekiii " Kuran Hasa Allah in kitabi degildir diyen Aydinlarimizin Bu ayeti arstirip gercegi Ortaya Cikarmamalarin da sasilacak bir durum var mi ?.. YOK !.. Cünkü Bu Durum Onlarin Isine yariyor :o) |
Bi Mukabele roman
Ben de senin yeni yilini Kutlar ve hayirli bayramlar dilerim.
Allah in Katina Gayet tabii dinler ile cikilmiyacak. Eylemlerle cikilacak. Ceza veya Mükafat Eylemlere Karsilik verilecek Dinsel kimliklere karsi degil. Hz. Muhammed ten Baskasi Gayet tabii Cebrail i görmedi. Fakat Onun Getirdiklerinin Bir benzerini Gerceklestiren de Daha cikmadi. 1400 yil Önce Denizin Karanliklarinda Meydana gelen Ic dalgalarin " TSUNAMI " lerin Hz. Muhammed in Nasil Olupta yazdigini Bu Gün hala kimse Cözemedi. Öyle ya O Cöl de yasiyordu.. Bu Gün Deniz de yasayanlar da Göremiyor :o) Bunlar Hep birer Kanit Ve yüzlerce var roman. Bütün Bunlara sirt cevirerek Hic Bir Vizyon sunmadan " Hayir "demek Samimi degil. Tekar ediyorum; Her Birey Inancinda özgürdür. Fakat Bilmeden kanit-vizyon sunmadan Bir Baska Inanci Elestirmeye kalkmak Akil sahibi Bir Insanin yapacagi Bir is degildir. Medeni Cesaret ancak bilgi ile ortaya konur. Cahilce yapilmis bir Cikis ise Cikisi yapan Kisinin sorgulanmasina neden olur ki Sonuclari hepimizi Üzer.. Hoscakal |
Ayrica:
Bu ayetleri Buraya Yüzlerce kez yazdiginiz söylüyorsunuz.
Yanit alamamaniz Kuran in -Islam in yetersizliginden degil Muhatabinizin Yetersizliginden kaynaklanir, Kadinlarin Ezilmesi Kuran Kaynakli degil,ILMIHAL-Mezhep ekolleri kaynaklidir. Kuran da kadin in aleyhine " Miras " dahil olmak üzere tek bir ayet Gösteremezsiniz. Gösteririm diyene Iste meydan. Kuran disi Gösterdiginiz Kaynaklar Bizzat Kuran tarafindan RED edilir. ve " MISNA " adi verilir. Bilin bunu. |
Pekiiiiiii :o)
Kuran ayetini Kadini " Dövmek-Sindirmek " üzerine uyarliyan Pek Muhterem Ulemamiz ile Ayet in Böyle Uyarlanmasindan memnunluk duyarak " Kadinin Ezilmesine " seyirci kalmayi Yegleyen ve Parmagini dahi oyanatmayan Pek sayin aydinlarimizin ayni Kulvar da at kosturmasina ne buyrulur ?..
"Alan razi Satan razi" bir Görüntü bu.. Hz. Peygamber in 9 yasinda bir kizla gerdege girmesi Yalanina " RAZI " bir görüntü bu.. Ne yazik ki Bu Görüntü Mollalarla Aydin ( ! ) larin türkiye Aleyhine Hallerde de " BIRLIKTELIK " olarak yansiyor Dünyamiza.. Var mi acaba bunun bir ilm-i Hikmeti ?.. :o) |
Acaba Alpi!!!
Bu ayet her tarafa çekilebilen bir ayet. Her kes kendisine göre yorum türetebilir bu ayetten.
Ben bir Tanrı kitabının bu kadar karmaşık yorumlarının içinde bulunabileceğine inanmıyorum. Sen inana bilirsin o yalnızca seni bağlar benimkisi de beni bağlar. Lakin bir gerçek vardır ki İslam ülkelerinde kadınlar halen bu kadar aşağılık bir şekilde ezilmekte iseler bunun temeli Dindir. Bak aşağıda çok farklı seslerinde bulunduğu bir yazıyı bırakıyorum, savunduğun temeller üzerine. Selamlar... Kadın ve Dayak -------------------------------------------------------------------------------- İslam"la ilgili olarak en çok tartışılan konulardan biri de, kocaya karısını dövme hakkının verilip verilmediğidir. Aşağıdaki hadisler bu konu hakkında bir ön bilgi vermektedir. 3273 - Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz." Ebu Davud, Nikah 43, (2147). 3277 - Amr ibnu"l-Ahvas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kadınlara karşı hayırhah olun. Çünkü onlar sizin yanınızda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz, kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir. Istemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz onların sizin üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır."" Tirmizi, Tefsir Tevbe, (3087). 3278 - Hakim Ibnu Mu"âviye babası Mu"âviye (radıyallahu anh)"den anlatıyor: "Ey Allah"ın Resülü! dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?"" "Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hariç onu terketmemen." (Ebu Dâvud, Nikâh 42, (2142, 2143, 2144). Bir çok İslami din adamı, kadının dövülmesi konusunda Allah"ın böyle bir hüküm vermesine inanmanın insan doğasına aykırı olacağını bildiklerinden Kuran’da kadını döv ifadesi bulunan bir ayetin olmadığını, iddia ederlersede Nisa Suresi 34. Ayet bu konuda çok açık bir ifade taşır... Bu ayetle ilgili olarak herhangi bir meal hatası olduğu zannedilmemesi için aşağıda bir çok farklı mealden alınma örnekler ve tefsirleri verilmiştir.... 1- ) Diyanet Vakfı Meali / Nisa 34 Allah"ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah"ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür. 2- ) Süleyman Ateş Meali /Nisa 34 Allah insanları birbirinen üstün kıldığı ve mallarından harcayıp kadınların geçimini sağladıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler..Bundan dolayı iyi kadınlar itaatkar olup, Allah’ın kendilerini korumasına karşılık Allah’ın verdiği başarı ile gizliyi korurlar, kocalarına asla ihanet etmezler.. Hırçınlık etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün.. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhinde başka bir yol aramayın.. Allah yücedir büyüktür.. 3- ) Ismail Hakkı Izmirli Meali / Nisa 34… Allah’ın erkekleri kadınlara muraccah tutmasından, erkeklerin mallarını harcetmelerinden naşı erkekler kadınlar uzerinde aile reisidir.. Saliha olan kadınlar buyurultu kabul edenler Allah’ın koruması ile zevcelerinin gaybubetinde onları koruyanlardır. Onların serkeşliklerinden korkarsanız onlara nasihat edin, onları yataklarda yalnız bırakın, dövün, fakat size itaat ederlerse artık onlara yol aramayın. Çünkü Allah yücedir büyüktür. 4- ) Ahmed Davudoğlu Meali / Nisa 34 Erkekler kadınlar üzerine hakim dururlar. Çünkü bir kere Allah birini diğerine üstün yaratmıştır. Birde erkekler mallarından kadınlarına nafaka verirler. Onun için iyi kadınlar itaatkardırlar..Allah onları kocalarının himayesine vermekle muhafaza buyurduğu cihetle onlarda gaybı muhafaza ederler. Geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce onlara nasihat verin, sonra onları yataklarında yalnız terk edin, yine dinlemezlerse dövün.. Ama size itaat ederlerse kendilerini incitmeye bahane aramayın.. Şüphesiz Allah çok yücedir çok büyüktür.. 5- ) Ali Bulaç Meali / Nisa 34 Allah’ın bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeni ile erkekler kadınlar üzerinde sorumlu gözeticidir. Saliha kadınlar, gönülden Allah’a itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nusunuzdan korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarda yalnız bırakın.. Bu da yetmezse hafifce vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın, doğrusu Allah yücedir büyüktür.. 6- ) Prof.Sadrettin Gümüş-Prof.Yakup Çiçek-Prof.Muhsin Demirci Meali / Nisa 34 Allah’ın insanları birbirinden üstün kılmasından ötürü ve mallarından yaptıkları harcamalardan dolayı erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar.. İyi kadınlar itaat edenler ve Allah"’ın korunmasını emrettiğini kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır.. Itaatsizlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarda yalnız bırakın, nihayet baş kaldırmaları devam ederse onları dövün.. Eğer size itaat ederlerse artık aleyhlerine yol aramayın.. Şüphesiz Allah yücedir büyüktür.. 7- ) Ayntabi Mehmed Efendi Meali / Nisa 34 Erkekler, kadınlar üzerine hakimdirler, ( Ailenin reisidirler ). Buna sebeb, Allah Teala’nın erkekleri, kadınlara üstün kılmasıdır. Onlar mallarından da infak etmektedirler. İyi kadınlar, Allah Teala’ya itaat ve aile haklarına riayet edenlerdir. Hakk celle ve a’la, onların haklarını nasıl koruduysa, onlar da gaybı ( Zevcelerinin haklarını, mallarını, namus ve iffetini ve aile sırlarını muhafaza ederler. Serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara evvela nasihat edin. ( Sonra ) yataklarında yalnız bırakın. ( Yine dinlemezlerse yaralamamak şartı ile ) dövün ! Size itaat ederlerse incitmeye yol aramayın. Allahü Azimü’ş-şan ( zulme rıza göstermekten ) münezzeh ve büyüktür.. 8- ) Elmalılı Hamdi Yazır. Meali ./ Nisa 34.. Erkekler kadın uzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini, cihad, imamet, miras gibi işlerde diğerinden üstün yaratmıştır.. Bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar.. İyi kadınlar itaatkar olanlar ve Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardir. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın, bunlarda fayda vermezse dövün.. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın.. Çünkü Allah çok yücedir çok büyüktür.. Elmalı Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dini, cilt 2 sayfa 518..de, Nisa 34 un tefsirini şu şekilde yapar, "Böyle bir hal karşısında evvela bunlara vaaz ve nasihat ediniz, ikinci olarak yataklarda ayrı terkedilmiş olarak bırakınız, üçüncü olarak hafifçe, kusur, leke ve yara getirmeyecek şekilde biraz döğüveriniz.." Ayrıca Hakkı Hoca, Ziya Paşa"dan meşhur dizeyi de almayı ihmal etmemiş.. Nush ile yola gelmeyeni etmeli tektir Tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir.. 9- ) Yaşar Nuri Öztürk Meali - Nisa 34 Erkekler; kadınları kollayıp gözetici kılınmışlardır. Şundan ki Allah, erkeklerin bazılarını bazılarından üstün kılmıştır. Ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah’ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakat-sizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yanlız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın, yahut bulundukları yerden başka yere gönderin, yahut dövün. Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür. Yaşar Nuri Öztürk, bu ayetle ilgili olarak Kuran"daki İslam adlı kitabında aşağıdaki açıklamayı getirir. Bu ayetteki fadribü kelimesi Kur’an’da kullanılan anlamlarından yanlız bir tanesiyle kayıtlanmış ve emirden hep dövmek çıkarılmıştır. Bütün tevillerini ve yorumlarını kadın aleyhine yapan yaklaşımlardan zaten başka şey beklenemezdi. Oysa ki kelimenin diğer anlamları, ayetin amacını ve düzenlenen konunun maksadını çok daha doyurucu biçimde önümüze koymaktadır. İşin esası şu ki, Kur’an birçok yerde sergilendiği kelam mucizesini burada da sergiliyerek, bir tek kelimeyle birkaç alternatifi birden vermiştir. Biraz teknik detay verirsek şunları söyleyeceğiz; Fadribü emrinin kökü olan darb kelimesinin 30’a yakın anlamı içinde en önemlilerinden dördü, vurmak dövmek, hurüc(çıkmak), zehab (gitmek) ve dolaşmaktır.(bk. İbn Manzür, Lisanül Arab, darb md.) Ve darb kelimesi Kur’an’da bu anlamların hepsinde kullanılmıştır. (bk. 2/60, 73, 273; 3/156; 4/101; 7/160; 8/12, 50) Durum bu olunca konumuz olan ayetteki emri bu anlamların muhtemel olan herbiriyle değerlendirmek gerekmektedir. Buna göre emri aynı zamanda if’al kalıbından da aldığımızda ifade ettiği manalar şunlar olur: 1-Onları evden çıkarın. 2-Onları bulundukları yerin dışına gitmek zorunda bırakın. 3-Onları dövün. Kur’an böylece içinde bulunulan duruma ve karşılaşılan şartlara göre bu üç seçenekten birinin kullanılmasını istemektedir. Ve dikkat edilirse ilk iki seçenek, düzenlenen konuda sonuç almak bakımından hem insan psikolojisine hem de hukuk mantığına daha uygundur. Emri dövmek anlamında almamız durumunda ise şunları söylememiz gerekiyor: Ayet aile düzenini, toplum ahengini bozucu davranışlar içine giren kadınları düzeltmek için üç aşamalı bir çare getirmiştir. Bunların ilk ikisi (öğüt,yatakta yanlız bırakma) bireysel ve psikolojik, üçüncüsü (dövme) ise maddi yaptırımdır. Burada dikkat edilecek nokta “dövün” emrinin muhatabını iyi belirlemektir. Kadına zulmetmeyi bir tür meziyet gibi gören anlayış, bu emri her kocanın karısını dayağa çekmek serbestisi gibi yorumlamıştır. Bu asla doğru değildir. Çünkü burada darb (dövme) gibi bir maddi yaptırım vardır. Yani bir had söz konusudur. Hadlerin uygulanması ise kamu otoritesinin işi ve hakkıdır. Buradaki beyanı kocanın karısını dövmesi anlamında almak bir saptırmadır. Kur’an, bozuk düzen giden kadını hizaya getirmek için önce kocayı seferber etmiştir. Koca, kadına öğüt verecek, sonrada onu yatağında yanlız bırakarak dikkatli olmaya zorlayacaktır. Bu iki aşama bireyseldir. Bu aşamalarda başarı sağlanamamışsa, kamu otoritesi devreye girecek ve insan için en ağır ve aşağılayıcı cezalardan biri olan dövme uygulanacaktır. Bunun nasıl ve hangi ölçüler içinde, hangi şartlarda uygulanacağına kamu otoritesi karar verecektir. Kur’an’ın genel ruhu ve hukuk mantığı bunu başka türlü anlamamıza müsade etmez. Yaşar Nuri Öztürk’ün yukarıdaki açıklamasına göre, kadın kocası tarafından değil, kamu otoritesi olarak adlandırdığı, önceden belirlenmiş bir devlet kuruluşu tarafından dövülecektir.. Laik bir ülkede hangi kuruluş bunu yapacaktır..? Kimdir kamu otoritesi..? Cami hocaları mı, Adli makamlarmı, kadılar mı, bunların arasından hangisi kadını dövme hükmünü yerine getirecektir..? Her kimse bu kamu otoritesi olarak vasıflandırılan kurum, kadının bu şekilde dövülmesi daha da aşağılatıcı bir durum değilmidir..? Ayrıca, bu tür kamu otoritelerinin sadece şeriatla yönetilen İslami devletlerde olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, laik bir düzende hangi kamu otoritesi kadını dövmekle yükümlü olacaktır ? Yaşar Nuri Öztürk burada farkında olmadan, kadını kocanın dayağından kurtarmak isterken, kadına meydan dayağı attırırcasına şeriat düzenine uygun bir yorum getirmektedir. TABERİ TEFSİRİ ( Cilt 2, Syf- 515, 516) Erkekler, kadınları terbiye etme, idare etme gibi hususlarda onlar üzerinde hakimdirler. Erkeklerin bu hakimiyeti, Allah’ın, erkekleri vücutça kadınlardan daha güçlü olarak yaratması ve evin geçimini erkeğe yüklemesindendir. Saliha kadınlar kocalarına itaat ederler. Kocaları evlerinde bulunmadığı zamanlarda da namuslarını korurlar. Onların böyle yapması, Allah’ın onları bu şekilde yaratarak korumasındandır. Onlar, kocalarının mallarını boş yere harcamazlar. Size karşı gelmelerinden korktuğunuz kadınlara Allah’ı hatırlatarak, ondan korkmasını söyleyerek nasihatta bulunun. Yataklarından ayrılın. Bunlarda fayda vermezse onları ağır bir şekilde olmamak üzere dövün. Şayet bundan sonra size itaat ederlerse artık onlara eziyet vermek için başka bir yola başvurmayın. Şüphesiz ki Allah yücedir, büyüktür. Kadınlara haksızlık ettiğiniz taktirde onların haklarını sizden alır. Hasan Basri, Katabe ve İbn-i Cüreyc bu ayetin, karısını döven bir kişi hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir. Bu hususta Hasan Basri diyor ki: “Bir adam karısını dövdü. Kadın Resulullah’a gelip kocasını şikayet etti. Resulullah da kocasına kısas uygulamak istedi. Bunun üzerine Allah teala “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler.” ayetini indirdi. Resulullah adamı çağırıp ayeti ona okudu ve buyurdu ki: “Ben bir şey yapmak istemiştim ama Allah daha başkasını diledi.” Aynı şekilde bu ayet için Menar VI, 74 de, Hz. Peygamber’in, “Ben bir şey istedim ama Allah başka bir şey irade etti. Allah’ın irade ettiği şey en hayırlısıdır” dediği rivayet edilmiştir.. Der.. Buradan da, Peygamber istemediği halde, Allah’ın Kuran’da kadının dövülmesi konusunda irade kullandığı anlaşılıyor.. Zühri bu ayeti gözönünde bulundurarak “Koca ile karı arasında cana kıyma söz konusu olmadıkça kısas yoktur.” demiştir. Yani koca karısını öldürmedikçe, karısını dövmesinden dolayı kendisine kısas yapılmaz.” Demiştir.. Ayrıca Peygamberin bir hadisinde kadının dövülmesi ile ilgili şu ifade vardır.. 3273 - Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz." Ebu Davud, Nikah 43, (2147). |
Hadisleri geciniz !..:o)
Resul buyurdu ki:
Benden Kuran disinda hic bir sey yazmayin.Kim benden Kuran disinda bir sey yazmissa imha etsin !.. ed-Darimi,Ebu Said den sunu nakleder: Sahabe Allah in resulünden sözlerini yazmak icin izin istediler ancak onlara izin verilmedi ( Darimi,mukaddime,42 ) Allah resulunden sözlerini yazmak icin izin istedik bize izin vermedi ( Tirmizi,ilm,11; Müslim,zühd,72 ) Simdi tabloya bir bakalim :o9 Ibn Hanbel Müsned ini 750 bin hadisden Imam Malik Muvatta ini 100 bin hadisden Buhari Sahih ini 600 bin hadis den Ebu Davud Sünen ini 500 bin hadis den olusturmustur. Onlar bu Olusumda SENET dedikleri kisileri esas aldilar. Ama Buna bakarak SENET kisiler zincirinde Hadiscilerin anlastiklari sanilmasin.Tam aksine birinin Ak dedigine digeri ayni kuvvetli dellerle KARA diyebilmektedir.. Örnek vereyim: Hadis konusunda HÜCCET ( Tartismasiz delil sayilan) kisilerden olan Yahya b.Main Imam SAFII gibi bir zat icin söyle diyor: Güvenilir bir Ravi degildir !.. Daha ibret verici olan ise Imam SAFII SII likle suclanmistir.Sebep YEZID ve Sürekasini övmemesi ve divaninda: Ehlibeyt i sevmek rafizilikse Bütün dünya bilsin ki ben rafiziyim Diye bir beytin Bulunmasidir. Görüldügü gibi Islam in en büyük tevhid erlerine Hesaplarina uymadigi icin iftira atan Bir Beyinsiz Guruh un ne ehlisünnetligine ne de SÜNNET savunuculuguna inanilabilinir. Ayrica Buhari: Kendi Yazisi ile Hadis in AHAD haber oldugu Senet kisilerin Rivayetinden baska bir sey olmadigini aciklamistir. Daha ne olsun ? Sözlerimi Süfyan es-sevri nin Ölümsüz beiti ile kapatmak istiyorum: ** Hadis de hayir olsaydi Hayrin gittigi gibi giderdi ** Yalan mi ? Saglami cürügü birbirine karismis Ayrica Peygamber tarafindan yasaklanmis Hadislerin HAYIR neresindedir ? ** Ayetlere gelince :o) Sundugum Kanit aciktir. Ayni kaniti Yasar Nuri de dile getirmis yazdigin Gibi.. Ve Hic Kimse itiraz edememistri. Nesine itiraz edecek ?.. Kullanimlar edatlar ve Sünnet Ortada.. Kuran da Kadini Dövün diye bir ayet yoktur. Mezhep ekollerinde Kadini Sindirme politikasi vardir. Ve Bunu " Islam kadinlari eziyor " solagini ile Halinden memnun Bir aydinlik :o) Bu kadar. Siraladigin Ulemanin Bir Kaniti varsa Duymak isterim |
Yazıyı anlamak istediğin gibi anlıyorsun
Türkiyenin tanınan en büyük din düşünürleridir bunlar Alpi.
Yazı yeterince açıktır. Her neyse yine bir anlamı olmayan tartışmalar oluşacak. Anlayan anlamıştır yazıyı Alpi. |
Din Düsünürleri ? :o)
Romancigim;
Ben ne anlarsam anlayayim " Din düsünürü " ne düsünürse düsünsün Ayet degismez :o) Mucize de burada zaten :o) Bak ben sana ve O düsünürlere Kanit sunuyorum ve acikliyorum. Sen diyorsun ki Onlar Düsünür :o) Isterse Dünya düsünsün. Beyazi gören Siyah dese ne cikar ?.. Iste Kanit !.. Iste Kuran ic dinamikleri !.. Cürüten Düsünür Cürütsün.. Kanit Koyulmussa düsünmek yetmez. Alternatif kanit Gösterip Cürüteceksin. Yoksa " Einstein düsündü " desen anlam ifade etmez. Bilmem anlatabiliyor muyum ?.. Etik olan budur. Ve Gercek Ortadadir. |
Cem Karaca nin yalancisiym :o)
Her zamanki köşenizde
Her zamanki barınızın Önünüzde viski ve havuç Ve bir eliniz çenenizde Kaşınız hafifçe yukarıda Bakışlarınız ne kadar bilgiç Hiçbirşey üretemeden Sadece eleştirirsiniz Sinemadan siz anlarsınız Tiyatrodan, müzikten Heykel, resim, edebiyat Sorulmalı sizden Ekmeğin fiyatını bilmezsiniz Ama ekonomi, politika _______________________________ Karılarınızı döverken siz Ne kadar bilimselsiniz ?.. :o) Ilahi yani.. _____________________________ Bu yaz yine güneydeydiniz Bol rakı, güneş ve deniz Herşey bir harikaydı Ancak yerli halkı beğenmediniz Burda da, orda da o aynı barlar Hep o aynı yarım porsiyon aydınlık Aynı çehreler, aynı laflar Vallahi hiç değişmemişsiniz Cem KARACA |
Sevgili alpi el insaf!
O cümlenin otuza yakın açıklaması olduğunu ve ağırlığının nereye ait olduğunu yazı çatır, çatır Arap dil bilimi kitabından açıkça ortaya koymuş.
Bunu Kuranı arapçadan çeviren din alimleride yorumlarında o darpı yazmış. Anlaşılmayan nedir ??? Bu kadar zor mudur bir yanlışlığı kavrayabilmek ve o yanlışlık ile bu kadar zulüm görmesi kadınların. Tekrar ediyorum eğer ki Kuran oynanmamış ise benim açımdan asla bir Tanrı kitabı olamaz, olur diyenlere yalnızca burukça bir saygı duyarım okadar. Tanrı bir insana bu yetkiyi vermez. |
Çarpıtma Alpi Rakıyı sende içersin. o.T.
ohne Text
|
Yahu O otuzu askin Manasi
Iste benim yazimda :o)
Ondan baska Bir manasi yok :o) Delilleri ile verdim . Gercekten ne anlama geldigini acikladim :o) Ilahi yani ya.. |
Buyur senin yazin
9- ) Yaşar Nuri Öztürk Meali - Nisa 34
Erkekler; kadınları kollayıp gözetici kılınmışlardır. Şundan ki Allah, erkeklerin bazılarını bazılarından üstün kılmıştır. Ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah’ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakat-sizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yanlız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın, yahut bulundukları yerden başka yere gönderin, yahut dövün. Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür. Yaşar Nuri Öztürk, bu ayetle ilgili olarak Kuran"daki İslam adlı kitabında aşağıdaki açıklamayı getirir. Bu ayetteki fadribü kelimesi Kur’an’da kullanılan anlamlarından yanlız bir tanesiyle kayıtlanmış ve emirden hep dövmek çıkarılmıştır. Bütün tevillerini ve yorumlarını kadın aleyhine yapan yaklaşımlardan zaten başka şey beklenemezdi. Oysa ki kelimenin diğer anlamları, ayetin amacını ve düzenlenen konunun maksadını çok daha doyurucu biçimde önümüze koymaktadır. İşin esası şu ki, Kur’an birçok yerde sergilendiği kelam mucizesini burada da sergiliyerek, bir tek kelimeyle birkaç alternatifi birden vermiştir. Biraz teknik detay verirsek şunları söyleyeceğiz; Fadribü emrinin kökü olan darb kelimesinin 30’a yakın anlamı içinde en önemlilerinden dördü, vurmak dövmek, hurüc(çıkmak), zehab (gitmek) ve dolaşmaktır.(bk. İbn Manzür, Lisanül Arab, darb md.) Ve darb kelimesi Kur’an’da bu anlamların hepsinde kullanılmıştır. (bk. 2/60, 73, 273; 3/156; 4/101; 7/160; 8/12, 50) Durum bu olunca konumuz olan ayetteki emri bu anlamların muhtemel olan herbiriyle değerlendirmek gerekmektedir. Buna göre emri aynı zamanda if’al kalıbından da aldığımızda ifade ettiği manalar şunlar olur: 1-Onları evden çıkarın. 2-Onları bulundukları yerin dışına gitmek zorunda bırakın. 3-Onları dövün. |
:o)
Ben Icmem !.. Birakali cok oldu..
|
Hadi iyi geceler Alpi, işlerim var.
Kendine iyi bak.
|
Bu da benim verdigim aciklama
Farki nerede ?..
Ayetler ayni ve ben detayli olarak acikliyarak verdim. Üstelik Peygamber in Durum karsisinda ne yaptigini da sundum..Cünkü dinsel karine hatta delildir. Önce Nisa 34 de gecen "darb" sözünün Kuran da ki kullanimlarini görelim 1) örnek vermek,örneklerle anlatmak ( ibrahim 24;Nahl 75-76;Rum,28 ) 2) gezip dolasmak seyahat etmek ( Nisa 94 Maide 106 ) 3) Yol acmak ( taha 77 ) 4) uzaklastirmak uzakta tutmak ( zuhruf,5 ) 5) Mühürlemek damgalamak tikamak ( Bakara 61 kehf 11 ) Darb sözcügünün "" VURMAK "" anlaminda kullanimlari ise söyle: 6) Yüze ve sirta vurmak : Bu kullanim Vücuh ( yüzler ) ve edbar ( sirtlar ) sözcükleri ile Daima birliktedir (Enfal 50, Muhammed,24 ) 7) elle vurmak: Bu Kullanim ** CAR ** edati ( Ba ) iledir (Saffat,93 ) 8) Boyun ve parmaklari vurup ucurmak: bu Kullanim a#nak ( Boyunlar ve benan ( Parmaklar )kelimeleri ile kullanilmistir (Enfal 12 ) 9) Bir alet ile sopa ile vurmak: Bu kullanim da ** CAR ** edati (ba ) iledir ( Bakara 60;A"raf 160;suara,63;Sad,44 ) Nisa 34 deki kullanim vurmak anlamindaki Kullanimlarin Hic birine uymamaktadir ** DARB ** kelimesi burada tasidigi 20 yi askin anlamdan biri olan ** Barindigi yerden Uzaklastirmak **(Sülasi den kullanim ) ,Yolculuga cikarmak ( If al Kalibindan kullanim ) anlaminda kullanilmistir. Cünkü diger Kullanimlarin hic biri ayet in amaci ve icerigi ile bagdasmamaktadir.. Özellikle uzaklastirmak anlamindaki kullanim hem icerik hem de filolojik acidan cok uygun düsmektedir Cünkü Bu kullanimda sülasi fiil ( derabe ) mef ulüne ( tümlecine ) Hic bir edata ihtiyac duymadan Dogrudan ulasmaktadir ki geleneksel okuyuslara da Tamamen UYGUNDUR ! Buna göre nisa 34 deki "FADRIBUHUNNE" emrinin anlami ** Onlari bulunduklari yerden UZAKLASTIRIN ** OLUR ! ) Kullanimin ** VURMAK ** Anlaminda olmasi filolojik acidan Mümkün görülebilir ama Bu anlamda alinmasini engelliyecek ** DINSEL KARINELER **,Hatta deliller vardir. 1 ) Kesinlesmis ZINA sucuna dövme cezasi verilmesi 2) IFK olayinda Hz.Aise nin dövülmeyip ikamet yerinden uzaklastirilmasi 3 )Veda Hutbesindeki sözün,Kadinlari dövmeyi kesin ZINA sucu sartina baglamasidir ( her ne kadar Ulema RECM edip kan icmak istesede ) IFK olayi Bildiginiz gibi Hz.Aise ye ZINA iftirasi atilmistir. ve Olay aciga cikana kadar Ne dayak atilmis ne attirilmis Babasi Hz.Ebubekir in evinde oturmaya mecbur edilmistir.. Buradan yola cikarsak sevgili Kardeslerim: Nisa 34 de Kadinin dövülmesini emreden bir beyan yoktur.. Kadinin sedakatsizlik veya iffetsizlik kuskusunu doguracak bir durum varsa: Olay aciklikliga kavusana kadar Bulundugu yerden uzaklastirma vardir. ayrica iki tedbir daha var ki Bunda Müsterekiz ) Ögüt vermek ve yatakta yanliz birakmak.. |
o.T.
Sen asil benimle nasil konusulucagini ögren Roman Bey?!Mahalle kavgasinda hoslanmam, seviyeni koru bana karsi!
Harem ile sorunu hatirlamiyorum, Sabah aksam bilgisayar önünde oturupda acaba Roman bana ne cevap yazdi diye nöbet tutan pisikopatlardan degilim.. Bazen ara sirada Düsüncesiz insanlara Sükut ile de cevap veriyorum.. "Insanlara akil ölcüleri kadar konusun " ;) Evet cok aci..Avrupanin ortasinda yasayip, bi bayana davranmasini dahi bilemeyen bi sahis.. Ne kadar aci bi durum.. Cehalet ile ugrasmak zor! DipNot: Senin idrak ettigin Harem fonksiyonuna hic bir Kadin evet demez! Müridin manasini bilirmisin sen?? Ama dedigim gibi detayli düsünebilenler anlar, cünkü Müridin tercümesi Idrak anlamina gelir! Evet eger bu Müridligi kast ediyorsan,Idrak edebilme kabiliyetinden bahsediyorsan varim bu iste! Ama demekki sen birtakim Seyhler ile irtibata gectinki, maalesef Dinin yarattigi Sistemden bihabersin gibi gözüküyor..Ne dersin???!!?!?? Benim Lugatimda yada Hayat tarzimda yoktur böyle seyler... Istersen iftiralar ile lekelemekten önce, tasi kendine at derim! Aslinda sana cevap vermem kabahat.. seni ciddiye alsam ne olur almasam ne olur ;) |
Bilmiyorum halen buralarda mısın Alpi!
Bak dostum dürüstlük denen bir kaide var değil mi???
Ben de bu kaide bir prensip olarak durur. Umarım sende de vardır. Yazıyı neden bölüpte işine gelen bölümü aktarıp yazının kalbi olan bölümünü atlıyırorsun, sana yakışmıyor dost.!!! Atladığın bölümü tekrar genelinden alıntı olarak bırakmaktayım. Hiç te senin anladığını anlatmıyor yazı. Yakışık almıyor bu tür kurnazlıklar Alpi. Tekrar iyi geceler. Kur’an böylece içinde bulunulan duruma ve karşılaşılan şartlara göre bu üç seçenekten birinin kullanılmasını istemektedir. Ve dikkat edilirse ilk iki seçenek, düzenlenen konuda sonuç almak bakımından hem insan psikolojisine hem de hukuk mantığına daha uygundur. Emri dövmek anlamında almamız durumunda ise şunları söylememiz gerekiyor: Ayet aile düzenini, toplum ahengini bozucu davranışlar içine giren kadınları düzeltmek için üç aşamalı bir çare getirmiştir. Bunların ilk ikisi (öğüt,yatakta yanlız bırakma) bireysel ve psikolojik, üçüncüsü (dövme) ise maddi yaptırımdır. Burada dikkat edilecek nokta “dövün” emrinin muhatabını iyi belirlemektir. Kadına zulmetmeyi bir tür meziyet gibi gören anlayış, bu emri her kocanın karısını dayağa çekmek serbestisi gibi yorumlamıştır. Bu asla doğru değildir. Çünkü burada darb (dövme) gibi bir maddi yaptırım vardır. Yani bir had söz konusudur. Hadlerin uygulanması ise kamu otoritesinin işi ve hakkıdır. Buradaki beyanı kocanın karısını dövmesi anlamında almak bir saptırmadır. Kur’an, bozuk düzen giden kadını hizaya getirmek için önce kocayı seferber etmiştir. Koca, kadına öğüt verecek, sonrada onu yatağında yanlız bırakarak dikkatli olmaya zorlayacaktır. Bu iki aşama bireyseldir. Bu aşamalarda başarı sağlanamamışsa, kamu otoritesi devreye girecek ve insan için en ağır ve aşağılayıcı cezalardan biri olan dövme uygulanacaktır. Bunun nasıl ve hangi ölçüler içinde, hangi şartlarda uygulanacağına kamu otoritesi karar verecektir. Kur’an’ın genel ruhu ve hukuk mantığı bunu başka türlü anlamamıza müsade etmez. Yaşar Nuri Öztürk’ün yukarıdaki açıklamasına göre, kadın kocası tarafından değil, kamu otoritesi olarak adlandırdığı, önceden belirlenmiş bir devlet kuruluşu tarafından dövülecektir.. Laik bir ülkede hangi kuruluş bunu yapacaktır..? Kimdir kamu otoritesi..? Cami hocaları mı, Adli makamlarmı, kadılar mı, bunların arasından hangisi kadını dövme hükmünü yerine getirecektir..? Her kimse bu kamu otoritesi olarak vasıflandırılan kurum, kadının bu şekilde dövülmesi daha da aşağılatıcı bir durum değilmidir..? Ayrıca, bu tür kamu otoritelerinin sadece şeriatla yönetilen İslami devletlerde olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, laik bir düzende hangi kamu otoritesi kadını dövmekle yükümlü olacaktır ? Yaşar Nuri Öztürk burada farkında olmadan, kadını kocanın dayağından kurtarmak isterken, kadına meydan dayağı attırırcasına şeriat düzenine uygun bir yorum getirmektedir. TABERİ TEFSİRİ ( Cilt 2, Syf- 515, 516) Erkekler, kadınları terbiye etme, idare etme gibi hususlarda onlar üzerinde hakimdirler. Erkeklerin bu hakimiyeti, Allah’ın, erkekleri vücutça kadınlardan daha güçlü olarak yaratması ve evin geçimini erkeğe yüklemesindendir. Saliha kadınlar kocalarına itaat ederler. Kocaları evlerinde bulunmadığı zamanlarda da namuslarını korurlar. Onların böyle yapması, Allah’ın onları bu şekilde yaratarak korumasındandır. Onlar, kocalarının mallarını boş yere harcamazlar. Size karşı gelmelerinden korktuğunuz kadınlara Allah’ı hatırlatarak, ondan korkmasını söyleyerek nasihatta bulunun. Yataklarından ayrılın. Bunlarda fayda vermezse onları ağır bir şekilde olmamak üzere dövün. Şayet bundan sonra size itaat ederlerse artık onlara eziyet vermek için başka bir yola başvurmayın. Şüphesiz ki Allah yücedir, büyüktür. Kadınlara haksızlık ettiğiniz taktirde onların haklarını sizden alır. Hasan Basri, Katabe ve İbn-i Cüreyc bu ayetin, karısını döven bir kişi hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir. Bu hususta Hasan Basri diyor ki: “Bir adam karısını dövdü. Kadın Resulullah’a gelip kocasını şikayet etti. Resulullah da kocasına kısas uygulamak istedi. Bunun üzerine Allah teala “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler.” ayetini indirdi. Resulullah adamı çağırıp ayeti ona okudu ve buyurdu ki: “Ben bir şey yapmak istemiştim ama Allah daha başkasını diledi.” Aynı şekilde bu ayet için Menar VI, 74 de, Hz. Peygamber’in, “Ben bir şey istedim ama Allah başka bir şey irade etti. Allah’ın irade ettiği şey en hayırlısıdır” dediği rivayet edilmiştir.. Der.. Buradan da, Peygamber istemediği halde, Allah’ın Kuran’da kadının dövülmesi konusunda irade kullandığı anlaşılıyor.. Zühri bu ayeti gözönünde bulundurarak “Koca ile karı arasında cana kıyma söz konusu olmadıkça kısas yoktur.” demiştir. Yani koca karısını öldürmedikçe, karısını dövmesinden dolayı kendisine kısas yapılmaz.” Demiştir.. |
Bir ek sunayım!
Oldum olsaı sevemedim ben şark kurnazlıklarını sevgili Alpi.
Bu tartışmaya girmeden bir uyarıda bulundum sana insani ölçülerde tartışma yapılsın diye, kurnazlık insani ölçülerin içine girmez. Ben bu sayfalara bir şeyler vermek ve bir şeyler alabilmek için girmekteyim. Konularda mutlaka haklılık edineyim onun aşağılık kompleksinde bulunayım diye girmiyorum. Bu benim temel farkım. Bir yazı neden bu kadar çarpılır anlayabilmek mümkün değildir. Mutlaka yukarıda saydığım hififliklerden dolayı yapılır, hiç te hoş olan bir şey değildir. Yukarıda aktardığım yazıyı okumasını bilen her kes benim anladığımı anlar. Bir tek sen farklı anlıyorsun, bunun nedenini ben biliyorum Alpi, kabul edemiyorsun, senin ile ben çok şeyi tartıştım. Birlikte üye olduğumuz diğer sitede tartıştım, sen doğruları kabullenemiyorsun, ya şartlanmışsın, yada bilerek isteyerek yapıyorsun ve asla yakışık alan bir meziyette değildir bu tür şeyleri yapmak. Al götür aktardığım yazıyı o siteye bir sor bakalım onlar neler anlamışlar bu yazıdan??? Tuhafsın Alpi, çok tuhaf... |
Tuhafsın Alpı!!!
Oldum olası sevemedim ben şark kurnazlıklarını sevgili Alpi.
Bu tartışmaya girmeden bir uyarıda bulundum sana insani ölçülerde tartışma yapılsın diye, kurnazlık insani ölçülerin içine girmez. Ben bu sayfalara bir şeyler vermek ve bir şeyler alabilmek için girmekteyim. Konularda mutlaka haklılık edineyim onun aşağılık kompleksinde bulunayım diye girmiyorum. Bu benim temel farkım. Bir yazı neden bu kadar çarpılır anlayabilmek mümkün değildir. Mutlaka yukarıda saydığım hififliklerden dolayı yapılır, hiç te hoş olan bir şey değildir. Yukarıda aktardığım yazıyı okumasını bilen her kes benim anladığımı anlar. Bir tek sen farklı anlıyorsun, bunun nedenini ben biliyorum Alpi, kabul edemiyorsun, senin ile ben çok şeyi tartıştım. Birlikte üye olduğumuz diğer sitede tartıştım, sen doğruları kabullenemiyorsun, ya şartlanmışsın, yada bilerek isteyerek yapıyorsun ve asla yakışık alan bir meziyette değildir bu tür şeyleri yapmak. Al götür aktardığım yazıyı o siteye bir sor bakalım onlar neler anlamışlar bu yazıdan??? Tuhafsın Alpi, çok tuhaf... |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 17:51 Uhr. |