Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

xbaburx 08.08.2006 15:21

akifin kuran tercumesini
 
cumhuriyet idaresi yaktırmıstır.cunku ona kuran tercumesi yaptıran da cumhuriyet idaresidir.onun tercume sinden vazgecip elmalılı hamdi yazı hoca efendininkine razı olmak zorunda kalmıslardır.


kuranla ilgili aynı seyleri soylemişiz.sanırım bu ilk oluyor.hayırlı olsun:)

08.08.2006 15:28

LAGA LUGA
 
Safsata söylediklerin...

Elmalili sadece düz Meal degil... adamcagiz 20 yildan fazla bir zaman icerisinde TEFSIR yazimistir hemde cok cok esasli bir TEFSIR kiiii dahlen uzmanlar tarafindan cok cok begenilen ve derslere ilave edilen bir calisma....

Akifin karaborsa Maeli neye yararki....

kurani Kerim Mealle degil... TEFSIRLE... arkasinda yatan SOSYO Kültürel olayi anlayarak tercüme edilir....

Cok kolaydir tüm günahi Cumhuriyete hele hele Atatürke atmak....

Süpermen DINCILIge gerek yok.... sonuc her zamanki gibi... beceriksizliktir kiiiiiii Araplarin ic acici durmununa bakman yeterdir...

08.08.2006 15:33

Siddet RELATIVdir....
 
herkes ayri ayri algilar... senin icin aci veren bir olay bana gülünc gelebilir...

Kuranin ruhunda aci verme amaci yoktur... amaci baris ve ruha huzur verip en esasiyla Allahi tanimaktiur... yani tabiati ve insanligi sevmektir.....

Ben Tefsirde, insan öldürmeyi siddeti esas alan zerre kadar anlayisa veya yoruma rastlamadim....
Ayetlerin arkasinda yatan SOSYO KÜLTÜREL olayi ilk önce okuyup daha sonra AYET CEVABINA bakilirsa... kesinlikle her sey kendiliginden cözülürrrrrrrrr...

Diyebiuliecegim bu kadar..... O ZAMANKI SOSYOLIJIK ORTAMI BILMEDEN KURAN CÖZÜLEMEZ ANLASILAMAZ

akshalil 08.08.2006 15:41

Kollege Apfel&Birnen nicht vergleichen
 
dennoch in deinem gedankengang ganz unrechthast du auch nicht ,

als ich ein marxismuskritisches buch vor jahrelang las, sofort in einleitung hiess es: Marx ist Gott, Kapital Koran, Lenin sei prophet.. das war für mich total befremdlich ..was wahres war aber dran

Es gibt viele Ortodoxmarxisten, die die ideologie genauso wie Religion praktisieren..für diese ist ein Zitat aus Leninswerke für die Überlegenheit des Diskussionteilnehmer von entscheidender Bedeutung.. Das Kapital ist eine magische-heiliges Buch, das die absolute wahrheit über cosmos beinhaltet und schwer übersetzbar ist.. das ist ja eigentlich kein verlässliche Kriterium, es gibt ja ebenso kemalisten, die den Atatürk zum halbgott ernannt haben..



Abgesehen davon, dass das Materialismus Gott von vornherein ablehnt, sind auch viele gemeinsamkeiten zu nennen;

1-Paradiesvorstellung von religionen und Klasenfreie gesellschaft von Kommunisten, die von jeglicher Entfremfung und Ausbeutung frei sein soll..

2- hinter beiden steht eine starke emontionelle ebene, die sich gegen unrecht und schmerzhaften wahrheiten in dieser Welt zur wehr setzt..Religion ist in dieser Hinsicht passivistisch, da sie den Unrecht im jenseits kompensieren will, was marx durch "religion ist opinion für Volk" zum ausdrück brachte.. marxisten wollten Unrecht mit aktivem Handeln durch Revolution schon in dieser Welt beseitigen

3- die beiden als absolute Weltvorstellungen sind gegen Relativität des lebens und damit im Grunde Autoritär und gegen Demokratie..Kommunisten haben die Stellung der Gott, als absolute Wahrheit, einfach durch die Prinzipien des materalismus ersetzt..Nach Religion weiss und entscheidet über alles Gott, nach kommunismus ist das leben ebenso durch naturwissenschaftliche Formeln der materialismus vorhersehbar...

turgayatacan 08.08.2006 16:42

Israel yapinca giki cikmiyor dünyanin
 
demokratik medeniyet insanliklariyla övünen Avrupa Birligi... Amerika....BirlesmisMilletler..UNO...IKÖ..ArapBirl igi ne güne duruyor?
cifde standard degilde ne bu bana bunu anlata bilecek biri varmi?

Cocuklari olan su resime baksin

<a href="redirect.jsp?url=http://www.habervakti.com/detay.asp?id=14218&kat=Dosya" target="_blank">http://www.habervakti.com/detay.asp?id=14218&kat=Dosya</a>

isinsu 08.08.2006 16:52

evet neden?!
 
bunu ben de bilmek istiyorum!!!!!!!!!!!!!!
ISRAIL USA icin ve diger hristiyan topluluklari icin kutsal ...

kerio 08.08.2006 17:11

iste bunun icin
 
hz. ömerden edilen o rivayet te yalnis uydurmadir.

kerio 08.08.2006 17:17

cehaletin gözü kör olsun-kahrolsun usa
 
zihniyeti!

karaborsa meal de ne demek?

Akif yeni rejimin planlarinin ne oldugunu iyi bildigi icin böyle girisimde bulunmamistir. elmalida türkcesi fevkalade agir tutmustur ki, arapca kavramlar ile okuyan ugrassin, hepten arapca diline senin gibi fransiz kalmasin kitabini okuyan.

kerio 08.08.2006 17:29

das denkt man sich
 
dass religion eine passivistische Haltung propagiere weil man gewisse Sachen in die Zukunft verlagert.
dies ist vollkommen falsch. ich denke nicht dass marx das auch gemeint hat wenn ja dann hat er sich geirrt weil er die falschen schlussfolgerungen zog.

Das sehen wir daran, dass die Menschen in Russland oder in China oder in Kuba nicht revolutionärer sind.

Zumindest ist es im Islam nicht nachvollziehbar, das eine Passivität nicht toleriert ganz im gegenteil.

akshalil 08.08.2006 17:50

Ja, Du hast Recht..
 
Marx soll dies ursprunglich eher in einem positiven Sinne verwendet haben :Religion bietet demnach dem Wolk ein Werkzeug, das den Schmerz einer ungerechten, seellosen Welt mildert..Daran schliesst sich aber eine negative Seite im Sinne von "Kadercilik" zwangsläufig an..Die Ohnmacht der Araber gegen Israelis oder gegen eigene Führer ist vielleicht auch deswegen...

08.08.2006 18:48

Yahudiler kimse icin kutsal degil
 
ama en azindan INGILIZ Emperyal anlayisi Yahudileri kontrol edebiliyor en azindan söz gecirmesini kendi cikarlarini ISRAILIN sirtindan kullanmasini biliyor...

Islam Alemine söz geciremez Hiristiyan Alemi... Milyarlarca bir topluluk kontrol edilemez.. ama gücsüz ve caresiz birakilir.... oda ancak savas ve benzeri metodlarlar tüm enerjisini o yöne cekmesi saglanir ve yaziflatilir...

Son yüzyilda bu taktik ancak Türklere sökmedi... ancak bize karsi savas yenilgisine ugradilar oda Kurtulus savasinda... ama siyasi savaslari elbet her zamanki gibi süper ve cogu zaman zaferle sonuclaniyor.... ancak bizler güclenip kendi ayaklarimiz üzerine durana kadar.... sanirim o günler yarindanda yakin.... ama biz isirmak icin sira beklemiyoruz... digerlerini ezme amacinda degiliz

08.08.2006 18:51

NICHT DER ISLAM... GLAUBENSGEN
 
In uns allen steckt sowas wie ein GLAUBENSGEN.... Allaha inanmiyorum diyen herkes yalan atiyordur.... kafasindaki Allah kavrami ayni olmasa ve hatta akla niyaza gelmeyen bicim sekil her ne alirsa alsin..... herkes bir nevi bir sey inanir...... auch die Tiere..... Beipiel... Mondanbetung der Wölfe... das besuchen Ihrer Toten der Elefanten... usw.. usw...

Gott steckt überall und in jedem

08.08.2006 19:53

Simdi sence Akif bir Elmalidan daha
 
uzmanmiydi DIN acisindan..... Elamli 27 seneye yakin bir calisma sonucu eserini piyasaya sunabildi....

Simdi ben uzman olacagim tüm bu bilgileri bilecegim ve QAKif olacagimda, yazmayacagim.... fesuphanellah....

Adamin kapasitesi yeterli degildiki... Professormuyduki... yada Ordinariusumu vardida kabul edilmedi....

Neredeyse Resüle cikaracaksiniz adami..... olmayan bir eser icin ban kafami yormam...

Siir hususunda cok önemli bir sahsiyet ve usta birisiydi hele hele Istiklal Marsi ve bazi DINI siirleri.. OLMAZ YA TABII.. yada MÜSLÜMANLIK NERDE.. gibi

08.08.2006 20:08

Bilim adamlari DINIDE en derin noktalari
 
na kadar inceliyorlar... ama inanmiyorsun... ne dersin ?????

Tarihte bir yorumdur bir varsayimdir... kaldiki gecmis ne kadar geri kaliyorsa o kadar soluyor hatirlanmaz bir hal aliyor....

Öyle isine gelen Tarihi olaylari bas taci digerlerini sorgulayici yaklasma lütfen

TÜM TARIHI OLAYLARA AYNI MESAFE ILE YAKLAS.....

Demokratik yaklasim... icad degildir insanin icerisinde var..... kaldiki hic bir anlayis zamanla ayni anlami tasimaz degisir genisler ve komplex hal alir....

xbaburx 08.08.2006 21:19

DİKKATLİ OKU!!
 
KURÂN I KERİM TEFSİRİ

Elmalı"lı M.Hamdi YAZIR



Kuranı Kerim ve Hadislerin

Devlet Tarafından Türkçe"ye Çevriltilmesi

Atatürk Kur"an-ı Kerim"in Türkçe"ye çevrilmesi konusundaki düşüncesini, ilk kez 14 Ağustos 1923"te devletin eğitim politikasını belirleyecek bilimsel heyet onuruna Ankara Türk Ocağında verilen çay toplantısında gündeme getirmiş, fakat Kazım Karabekir"in itirazıyla karşılaşmıştır. Ancak onun bu isteği, itirazlara rağmen gecikmeli de olsa TBMM"e taşınmıştır. Nitekim TBMM"nin 21 Şubat 1925 tarihli oturumunda Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi görüşülürken, "hatalı Kur"an çevirilerinin yayınlandığı ve mevcut Türkçe tefsirlerin yetersiz kaldığı" gerekçesiyle konu gündeme getirilmiştir.

Bu fikri savunanlardan Eskişehir Milletvekili Abdullah Azmi Efendi (Torun), söz alarak, her önüne gelenin Kur"an-ı Kerim"i tercüme etmeye kalkıştığını, oysa güvenilirliği açısından bu işin, Diyanet işleri Başkanlığı bünyesinde kurulacak bir komisyonca yapılması gerekliliğini vurgular, ve bu konuda arkadaşlarıyla birlikte hazırladığı 53 imzalı bir önergeyi Meclis Başkanlığına sunar.

Önergede; eksik ve hatalı Kur"an-ı Kerim çevirilerinin yayınlandığı, mevcut Türkçe tefsirlerin de Kur"an"ın ifade ettiği ince manaları ifadede yetersiz kaldığı hususları gerekçe gösterilerek, uzmanlardan oluşturulacak bir bilim heyeti tarafından Kur"an-ı Kerim"in dilimize tercüme ve Türkçe tefsirlerinin yapılması ve ayrıca gerekli görülen İslami eserlerin telif, tercüme edilmesi, İslamiyet aleyhindeki yabancı yayınlara karşılık vermek üzere dini yayın faaliyetinde bulunulması dile getirildikten sonra, önerilen yayınların yapılması için de Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesine 20.000 TL. (yirmi bin lira) bir ek ödeneğin konması teklif edilmektedir.

Görüşmeler sonunda Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde "Dîni Yayın Heyeti" kurulmasının reddedilmesine karşın, "Kur"an-ı Kerim ve Ahadîs-i Şerif Türkçe tercüme ve tefsiri hey"et-i mütehassısası ücret ve masrafı olarak 20.000 TL, ödenek ayrılması" kabul edilmiştir.

TBMM"nin almış olduğu bu tarihi kararla, İslam"ın iki temel kaynağının Türk halkı tarafından daha iyi anlaşılması cihetine gidilmiştir. İlk önce Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur"an-ı Kerim"in Türkçe"ye çevrilmesi görevini Mehmet Akif Ersoy"a vermiştir. Mehmet Akif Bey, tercümeleri yazarken, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır da tefsirini yapacaktı. Bu amaçla, her ikisine 1000"er TL. avans verilmiştir. Ancak Mehmet Akif Ersoy"un daha sonra bu işten çekilmesi üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı hem tercüme hem de tefsir İşini M. Hamdi Yazır"a vermiştir.

Prof. Dr. Kamil Miras, Sahih-i Buharı Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi"nin 4. cildinin önsözünde, "Şimdi vesile-i şükran olmak üzere asıl kaydedilmesi milli ve dini bir vecibe olan bir cihet kalmıştır ki, o da bu eserin her şeyden evvel Büyük Meclis"in zade-i ilhamı olarak milletimize sunulan bir fazilet armağanı olmasıdır. Bu sebeple Yüce Meclisimize âlî muvaffakiyetler dilerken, Türk Milleti"nin büyük başbuğu Atatürk"ü derin saygılarla selamlarım." demektedir.

Böylece M. Hamdi Yazır"m hazırladığı "Hak Dini Kur"an Dili Yeni Mealü Türkçe Tefsir" adlı 9 ciltlik meal ve tefsir; Ahmet Naim ve Prof. Dr. Kamil Miras"ın hazırladıkları "Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi" adlı 12 ciltlik Hadis tercümesi ortaya çıkmıştır. Başka bir ifadeyle, Mustafa Kemal Atatürk"ün 14 Ağustos 1923 tarihinde açıkladığı düşüncesi kendisinin de desteği ile hayata geçirilmiştir.


BİR YAZI DAHA YAZMISTIM SİLİNMİŞ

xbaburx 08.08.2006 21:35

:)
 
akif eserini yazmaya devam etmiş bitirmeye yakınken bitiremedigi için yakılmasını vasiyet etmiştirmeal tefsir i yazmakla gorevlendirilenlerden cekilmesi ile ilgili bilgileri arastırırsan bulurs.ertugrul duzdağ denen adamın bu konuyu inceleyen bir kitabı var.bence oku.gerci henuz ben de okumadım ama:)

ayrıca.hamdi yazır ın meal tefsirinin dili ataturk un nutuk adlı eserinden aha sadedirve devrin en sade diline sahiptir.aki in arapcası ve din bilgisini de kucumseme.devletin kendisi ona basvuruyor.

09.08.2006 07:02

Sen dahi israili destekliyorsun !
 
Sen kimden ve neden sikayetcisinki !?
Sanki sen israili desteklemiyormusun !?
Israilin sergiledigi duruma simdiye kadar nasil bir tepki verdin !?
Bu foruma yazdigin yazini burada üc bes kisiden harci kim varligina vardi !?
Günlük yasantinda tükettigin ürünlerin kaynagina veya kimlere para kazandirdigina bir bak.
Simdi burada dil ucuyla kiniyorsun ama öbür taraftan ise israil ve u.s.a. yi güclendirdiginin ya farkinda degilsin ya isine öyle geliyor !?
Israil ve u.s.a.ya gercekden tepki göstermek istiyorsan u.s.a. israil ürünlerini boykot edeceksin.
Ama edemezsin, cünki müslümanlarin ürettigi dogru dürüst birsey yokki alternatif olarak müslümanlarin ürününe gecin ! :-))

Bak Türkiyede bile Coca Cola en cok satilan kola.
Turka Cola ise 3. sirada !
Olay bu !
Yani dil ucuyla tepki oldukca israilde u.s.a.da istedikleri gibi at kostuturlar !
Siz 5 vakit namazla yetine durun ! ;-)

oezsu 09.08.2006 07:35

o.T.
 
Olay Masonlar, Illuminatler tarafindan Büyük Israel kurulmasidir..
Bu kadar basit! Cok merak ediyorsaniz Sergius Nilus adli yazarin Zihinde Yahudi Olmak kitabini okuyabilirsiniz...

Yahudilerin Protokollerini aciklamis bi kitap..Arka kapaktan örnek:

""Protokoller" 1905 yılında Rusya""da ortaya çıktığında, artık herkes, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordu. Ve öyle de oldu. Tüm dünyada mutlak Yahudi hükümdarlığı amacı güden "Protokoller", beraberinde cinayetleri, sürgünleri, ihanetleri, tuzakları, yalanları ve kaçınılmaz olarak kan ve gözyaşını getirdi. "Protokoller"i kim kaleme aldı? Nerede ve ne zaman ilan edildi? Neden Rusya""da ortaya çıktı? Rus Devrimi""nin altında yatan gerçek, "Protokoller"mi? Sergius Nilus""un dediği gibi, Siyonizm""i temsil eden sembolik yılanın Kudüs""e dönmeden önce uğrayacağı son durak İstanbul mu? "Yahudi olmayanların ölmesini istiyoruz."
III. Protokol- "...bize karşı olan her şeyi ortadan kaldırmayı kendimize görev edineceğiz. Bu amaçla, krallığımızı kurmamıza çeşitli silahlarla karşıkoyan herkesi merhametsizce katledeceğiz."
IV. Protokol- Bunları yazan ya bir cani ya da bir çılgın. Ancak, bir cani ya da çılgın için olağanüstü bir başarı... Eğer bu fikirlerin gerçekten tek bir beyinden çıktığını düşünürsek, yazar ne bir cani, ne bir çılgın, fakat adanmışlık duygusu ve imanın önderlik ettiği bir beyin olduğu ortaya çıkıyor. Hayal olabilmesi için korkunç derecede gerçek, kurgu olması için son derece mükemmel. Dünyada Yahudi ırkından daha gizemli, daha ölümcül ve daha ilginç bir başka ırk daha yoktur." Yahudi Dr. Oscar Levy.

kerio 09.08.2006 08:58

ben elmaliyi akif ile karsilastirmadim
 
dikkatli okumasini ögrenmen lazim. parmak ile bir hedef gösteriliyorsa parmagin ucuna degil gösterilen yere bakman lazim.

kerio 09.08.2006 09:07

kadercilik gibt es nur
 
bei ibrahim tatlises" filmen aber nicht in einer ohnmacht der araber oder der türken gegen eine übermacht. soetwas wie kadercilik gibt es in wirklichkeit nicht, das gibt es in den filmen, wie lawrence von arabien, dass man menschen einfach liegen läßt, was natürlich schwachsinnig ist. das prägt aber ein bild, dass man schaffen möchte um andere ziele zu erreichen aber nicht um die wahrheit wieder zu geben.

roman 09.08.2006 10:41

Ne oldu soru ağır mı geldi???
 
Şu sağlıklı cesur beyne ve zihniyete bak.

Küfür yazıları yetmediği gibi Magnum ismiyle buralarda yazı yazmaktan hiç bir utanç duymuyor. Magnumun bir silah markası olduğunu sanıyorum her kes bilir.

Ben ne sana nede senin gibilere yaşamım boyunca hiç bir iltifat cümlesi yazmadım. Ben insana iltifat ederim.

Bir tane sana yazılmış ne iltifat nede küfür cümlemi bulamazsın. burada iki kişiye küfür yazdım birisi Turgay atacan oldu halen okunuda rahatsızlık duyarım, birde Elazığlıdır.

Sen iyi sallıyorsun. Tekrar soruyorum sosyal devleti yıkıpta yerine ne kuracaksın.

Sıkıyormu bunu cevaplayabilmen???

09.08.2006 17:34

o.T.
 
eflatun"un yazdigi onlarca eserler, hem de tercümesiyle, halen piyasadayken unutulani, solani hangisidir enis?

09.08.2006 18:59

Suclayip yuvarlak laflarla cikis armana
 
gerek yok....

Varsayimlarla yasamiyoruz.... hele hele Akif bu hususta tami tamamina uzman degilken bir fayda beklenemez..

KALDIKI... fayda gelmedide.... ben sonuca bakarim... Akif isteseydi kapasitesi olsaydi... UNABHÄNGIG.. MEAL YADA TEFSIR YAZARDI... gercek bildigi olsaydi yapardi...

Yapmadigina göre... her sey varsayimmmmmmmmmmmmmmmmmm und BEDEUTUNGSLOS

09.08.2006 19:01

Was soll das bitiriken bitirememis
 
yazmismi yazmamismi... kapasitesi varmiydi yokmuydu... su anki uzmanlar kadar bilgisi varmiydi yokmuydu...

Sonucta ne bir Meali var nede Tefsiri... olso UNBEDEUTEND

09.08.2006 19:04

Bak ne güzel kendisi cekilmis
 
eeeee simdi Akifin bu olayda FAYDASI NE OLDU..... ???

Ben sonuca bakarim... sonucta eseri yok... o halde tüm san söhret Tefsiri yazanindir...

09.08.2006 19:14

Ben mesela onun hic bir eserini
 
okumadim.... bak Pstadim okusam bile bana yeni bir sey katacagini hic sanmiyorum...

TEK BIR KISININ GÖRÜSÜ BENI ASLA TATMINKAR KILMIYOR.... ne DIN adami olsun nede baska alanda...

Ama herkesin yaptigi mücadelede SONUCA bakarim... esasiyla tüm insanliga faydaliysa ve bir seyler degistirmeye yettiyse... iste op zaman ne olursa olsun bas taci sayarim... en azindan yaratici oldugu alanda....

Gecenlerde Phoenixte bir Beitrag gördüm... en ünlü MOGALISTAN Krali AKBA. der in Indien geherscht hat.... Mükemmel bir vizyonu vardi...

Tüm DINLERI birlestirip, tüm DINLERDE esas olani ele alip ORTAK bir DEVLET YARATMAKTI.... Tachmahali onun oglu CHINAGIR karisi icin yaptirmistir kiiiiiiiiii AKBAnin 50 yil saltanatindaki basariya bak... tek kelimeyle DÜNYADA bu HÜKÜMDAR ESSIZ..... Camiiye HZ. ISANIN sözlerinide yazdiran TEK insan....

Tüm DIN uzmanlarini cagirip ortada hepsini DINLEDIKTEN sonra hakimlik yapip temeldeki esaslari araya birisiydi....

Yani demek istedigim, Trihet binlerce kapasiteli insan gecmistir... yok degil... Atatürkte bunlarin arasinda yer alir.....

Ama Terih Tarihte kalir..... bizler onlari kopyalamak amacinda degiliz... daha iyisini daha güzelini daha ileri tasimaktir amacimiz....

Hepsi bu

09.08.2006 19:15

Ich hab den Eindruck Vaybee mag niemande
 
n... die Betreiber der Web-Seite haben meiner Meinung nach eine RAD ab..... die sind nicht normal im Kopf

isinsu 09.08.2006 19:15

hahahahahahahahahahah
 
cok guldum.. wie alt bist du, wenn ich fragen darf??? Du vergleichst mit aller ernst cola und cola turka und ziehst daraus den Schluss, warum alle Menschen für die USA und ISRAEL sind?????
Genauso denkt auch mein 6 jähriger Neffe...:) YOGIHo karten sind gut, und damit ist er für Japan.. :D

isinsu 09.08.2006 19:19

"auserwähltes Volk"
 
na, ja als auserwähltes Volk, gibt es sicherlich viele Christen, die die Juden bzw. die Israelis vergöttern oder nicht?
Und USa sowieso.. "God bless America" heisst es nach jeder Rede... so soll bzw. wird Religion großgeschrieben... auch wenn sie sehr wiedersprüchlich sind...

09.08.2006 19:20

Olayi anladim
 
das ist in vielen Gebieten immer noch der Fall.... hat aber nicht mit dem ISLAM sondern viel mehr mit UNWISSENHEIT und AKZEPTANZLOSIGKEIT zu tun.... elbet bunlarin hepsi DIN adina kokudan dolayi yapiliyor... ama azaldi... son 10 yilda feci sekilde azaldi...

Veeee bu azalisin ve ISLAM DINININ sarihlesmesi Yasar Nuri sayesinde baslkamistir... zamaninda düsman gözü ile bakanlar simdi onuda gecmis hal aldilar...

DIN adina yapiliyor bunlar onda sana hak veriyorum ve tümüyle katiliyorum... yani zamanda diger olaylarda abartiliyor....

ben son yillarda Bürokraside cok ama feci sekild eilerleme her yil görüyorum ve hele hele YASIYORUM.... konusmasini bildinmi her yerden mutlak sonuc alabilirsin

isinsu 09.08.2006 19:22

lawrence von Arabien!!!
 
genialer Film!! wollte ich nur mal festhalten...sollte man gesehen haben..

09.08.2006 19:23

Aynen olay cikarcilik
 
ALLAH Kelimesinin arkasina siginoiyr nberedeyse tüm ZÜLM eden toplumlar...

Zamaninda Osmanli bile Allah adina FETIHLERE cikiyorlardi..... ohoooooo herkes Allah icin svasiyordu....

Iste hepsinin ALLAHLARI poaradir sandir SÖHRETTIR ve diger insanlari assagilamaktir....

Amerika bunu yapiyor.. Israil bunu yapiyor.. ARAPLAR ELLERINDE IMKAN OLSUN... ALASINI YAPACAKLAR...

Iste ben o yüzden her zaman diyorum... ALLAH adina kimse konusamaz hele hele kimse Jandarmaligini yapmaya kalkmasin... olay bu... CIKARCILIK.... baska bir sey degil

09.08.2006 19:29

bi kitada ben ekleyeyim
 
piyasadaki SAFSATA DINLERI DIN sayamam
KENDIMI Peygamber sayip ALLAH adina konusamam
CIKARIM icin Allahi kelimesinin arkasinasiginamam

09.08.2006 19:30

Akif gibi Meal yarisindan kacamam o.T.
 
ohne Text

oezsu 09.08.2006 19:34

o.T.
 
Su anda yapilanlar Allah adina yapilan bi sey degildir...

Sade ve sadece Politik cikarlardir..

Lütfen Dini Politika yada Devlet cikarlari ile karistirmayin Enis Bey!

10.08.2006 00:42

Allah adina ne yapilabilirki ???
 
Kimse Allah adina konusamaz Allah adina Jandarmalik yapamaz... ben onu söylüyorum... hepsi bu kadar....

Efendim Allah varmi ?? mutlaka bir sey vardir nizam intizam yaratan ve bir sistem kuran... ama onun adina ancak Resüller konusabilirdi... su aniyle Resül olmadigina göre... ancak uyarici yada uzmanlarin GÖRÜSLERI VARDIR... gerceklere olsa olsa onlarin görüsleri yakin olabilir.... hepsi bu kadar

blogcu 10.08.2006 06:23

gülme ya ayip
 
:) adam 40 yilin basinda kendi kafasina göre birseyler yazmis, copy paste yapmadan, sende adamin karizmasini feci halde ciziyorsun.

Ayip günah yazik denen birsey var :)

xbaburx 10.08.2006 09:26

nette de hakkında baya sey yazıyor
 
arastırırsan gorebilirsin.bitmesine az kala vefat etmiş.vasiyeti uzerine arkadası tarafından yakılmıs.bitirmeyi cok istiyormus.torunuysa bir baska sahsın onun tefsirini sonunu tamamlayarak kendi adıyla bastırdıgını soyluyor.uzamnlar yayınlayan kişiyle kişikiğinin uymadıgını yayınladıgı tefsirin akife ait olabilecegini soyluyor.

bu bilgilere ben de netten ulaştım.istiyorsan bir arastır.akif in konisyondan cekilme nedenleri uzerinde de durulabilir.yazamam dememiş.devlet gorevlisi olarak yazamam demiş.HASILI KELAM YAZMIS.BİTİRMEYİ COK İSTİYORMUS AMA.OMRU YETMEMİŞ.O DA YAKILMASINI VASİYET ETMİŞ.tamamlanmamıs bir eserin baskaları tarafından basılması ve tamamlanması mudahaleye acık olacagı anlamına da gelir.akif iyi hatta cok iyi bir dini egtim almıs bir sahıstır.arapcayı bircok araptan daha iyi konusup yazabilen birisidir.muhammed esed denen bir adam duydun mu.meal tefsir yazmıstır kendisi.yahudiyken musluman olmus ve arapcayı sonradan ogrenmiştir.tefsiri de bircok otorite tarafından onerilecek bir saglamlıga sahiptir.akif in ondan asagı kalır bir tarafı oldugunu sanmıyorum.akif siir yazmasının yanında kurtulus savası esnasında anadolu da sehri dolasıp cami cami gezerek vaaz vermiş ve hutbelere cıkmıs aynı zamanda cesitli hutbeleri de kaleme almıstır.sadece sair degildir.bircok alanla ilgilenmiştir.Bİ CEŞİT HAZERFEN dir akif.

xbaburx 10.08.2006 09:39

LÜTFEN ÇOK DİKKATLİ OKU!!!!!!!!!!!
 
çııÖÖçşKUR’AN MEALİ MESELESİ
1925’li yıllarda Diyanet işleri başkanlığı bir tefsir ve meal yazdırmak, aynı zamanda Tecrid-i Sarih adlı Sahih Buhari’nin özeti sayılabilecek hadis kitabını tercüme ve şerh ettirmek stiyordu. Hadis tercemesi, Akif’in dostu kıymetli alim Babanzade Ahmed Naim beye, Tefsir vazifesi ise Allame Elmalılı Hamdi Yazır’a verilmişti. Meal için düşünülen tek zat ise M. Akif’ti. Merhum edip Süleyman Nazif bey bu umumi kanaate şöyle tercüman olmaktaydı: “Yeryüzünde Akif’ten başka o selaset ve kuvvette Kur’an’ı Türkçe’ye tercüme edebilecek hiç kimse yoktur.”

Akif bu vazifeyi önceleri reddettiyse de, Ahmed Hamdi Akseki ve diğer dostlarının, en nihayet hiç kıramayacağı biricik arkadaşı Ahmed Naim beyin ısrarları üzerine “adına meal denmesi ve Elmalılı tefsirinin içinde bastırılması” şartıyla, zoraki kabul etti.

Akif’in bu şartı aslında çok önemlidir. Zira meal hiçbir zaman Kur’anın derin manalarını kavrayamaz. Ve tefsire behemehal ihtiyaç zaruridir. Elmalılı Hamdi efendi ise Akif’in en güvendiği alimlerdendi. Mahir İz bey hatıralarında M. Akifin Elmalılı ve Babanzade için “sika” tabirini kullandığını ve “ne derlerse doğrudur” dediğini nakletmektedir.

1926 yılı başlarından itibaren Mısır’da başladığı mealin müsveddesini 1929’da bitirmişti. 1932’de kendisini Mısır’da ziyaret eden merhum Eşref Edip bey tercemenin temize geçmiş halini okumuş, hayranlığını dile getirmiş ve bastırmak için Türkiye’ye getirmek istemişse de, Akif’ten şu muazzam cevabı almıştır: “Şu tashihleri görüyorsun ya. Onlar hep tebyizden sonra olmuştur. Bir kelimenin en güzel zannettiğim karşılığını bir zaman sonra beğenmem. Daha güzel bir tercüme aklıma gelir. O kelimenin bütün tercümelerini değiştirmek icap eder.”

Devamla Akif, bazı ayetlere müfessirlerin verdikleri farklı manaları da not alarak koymak istediğini, sonra mealin bir ilmi heyet tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini, ancak ondan sonra basılabileceğini dile getirmiştir.

AKİF’İN GURBET SEBEBİ
Akif’in 1925 sonlarında Mısıra hicreti o zamandan bu yana dedikodu malzemesi yapılmak istenmiş ve bundan sonra da bazı cahillerce serrişte edilecektir. Şunu bilelim ki Akif’in gurbetine sebeb ne şapka giyme mecburiyeti ne de inkılapları hazmedememek değildi. “Kör olsun ağlamayan ey vatan felaketine” diyen hatta İstiklal marşında “Canı cananı, bütün varımı alsın da Huda, Etmesin tek, vatanımdan beni dünyada cüda” diyen bir kâmet için bunları ileri sürmek kişinin cehaletini ifşa etmesi demek olur.

Balıkesirli Ruhi Naci Sağdıç beyin şu hatırası bu gidişin arkasında kılık kıyafet olmadığını açıkça göstermektedir: “O zaman (1925)şapka yalnız memurlar için resmi serpuş ittihaz edilmiş,halka henüz teşmil edilmemişti. Akif, dedikodu sermayesi olmayı, nifaka yol açmayı istemiyordu. Şu latifeyi ekledi: “Umumu beklemeye hacet yok. Şapka için artık icma-yı ümmet var. Tabii hep giyeceğiz.” Hakikaten ertesi gün Akif’i bir kasket almış gördük.”

Peki onu yaralayan ve çok sevdiği vatanından ayıran asıl şey neydi? Bunu arkadaşlarından Şefik Kolaylı beyin bir hatırasından öğrenelim. “Pendik Bakteriyolojihanesi müdürü idim. Akif bana geldi. Yanında Prof. Fazlı Yegül de vardı. Yarın Mısır’a gideceğini ve arz-ı vedaya geldiğini söyledi. Çocuklarının tahsil ve terbiye çağı olduğunu şimdi Mısır’a gitmekle çocuklarının tahsillerinin sekteye uğramasının muhtemel bulunduğunu ileri sürerek kararından vazgeçmesinde ısrar ettik. Akif büyük bir hüzün ve teessür içinde dedi ki: “Arkamda polis hafiyesi gezdiriyorlar. Ben vatanını satmış ve memlekete ihanet etmiş adamlar gibi muamele görmeye tahammül edemiyorum ve işte bundan dolayı gidiyorum.”

Not. (Bu konuda daha geniş bilgiyi muhterem Ertuğrul Düzdağ beyin bugünlerde piyasaya çıkan “Mehmed Akif’in Mısır yılları” adlı eserden bulabilirsiniz. Şule yayınları-2003)

çııÖÖçşİşte o Akif’in tercümesi bugün olsaydı,
görüntüle
links
Ölümünün 70. yılında İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’un Kahire’de yazdığı ‘Kur’an-ı Kerim tercümesi’nin sırrını bilen 5 kişiden birisi olan Ali İhsan Okur, 45 yıl önce yaşananları anlattı. Yıllardır tartışma konusu olan ‘Akif’in Kur’an tercümesi’, 1961 yılında Kahire’de 5 kişinin huzurunda bir evde yakılıyor. Yakılmasının nedeni ise Akif’in ölmeden önce yakılmasına yönelik vasiyeti. 5 kişilik heyette bulunanlardan bugün hayatta olan iki kişi, El-Ezher’de eğitim alıp Ankara İlahiyat’tan emekli olan Ali İhsan Okur ile İKÖ Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu. Osman Saraç, İsmail Hakkı Şengüler ve İbrahim Sabri Efendi hayatta değil.
1950 yılında gittiği Kahire’de 5 yıl lisede, 5 yıl İlahiyat Fakültesi’nde okuyup aynı zamanda Edebiyat Fakültesi’nde Türkçe dersleri veren Okur, Türkiye’ye döndükten sonra Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yıllarca öğretim görevlisi olarak eğitim vermiş. 1995 yılında emekli olduktan sonra Yozgat’a yerleşmiş.
Ali İhsan Okur’un ‘Akif’in Tercümesi’ ile yolunu kesiştiren süreç, onun Mehmet İhsan Efendi ile tanışmasıyla başlıyor. İhsan Efendi, bugün İKÖ Genel Sekreteri olan Ekmelettin İhsanoğlu’nun babası. Okur’un anlattıklarına göre, 1924 yılında İhsan Efendi ile Mehmet Akif, aynı gemiyle İstanbul’dan Kahire’ye geliyorlar. İhsan Efendi’nin geliş amacı eğitim almak, Akif’in düşüncesi ise zihnini rahatlatmak. İhsan Efendi, El Ezher’de eğitimini tamamlayıp Kral Faruk’un sarayında Darul Mahfuzat denilen bölümde Osmanlıca tarih belgelerini Arapçaya tercüme ile görevlendiriliyor. Aynı zamanda Vakıflar Bakanlığı’na bağlı olan Sultan 1. Mahmut tarafından Kahire’de yaptırılan öğrenci yurdunda hem müderris hem de idareci olarak tayin ediliyor. Ali İhsan Okur, Kahire’ye gidince o yurda kaydoluyor. Ve İhsan Efendi ile tanışıyor. Uzun yıllar, onun ilim ve maneviyatından faydalanıyor. İhsan Efendi, 1961 yılının Temmuz ayında vefat ediyor.
Akif’in vasiyeti
Bu tarihi bilgileri veren Ali İhsan Okur, yıllarca konuşulan Mehmet Akif’in Kur’an tercümesi ile ilgili sırrı bütün detayları ile anlatıyor. Anlatılanlara göre, Mehmet Akif Kahire’ye gelmeden önce büyük alim Elmalılı Hamdi Yazır ile aralarında bir anlaşma yapıyorlar. Bu anlaşmaya göre, Mehmet Akif Kur’an’ı Kerim’in tercümesini kaleme alacak, Elmalılı ise tefsir yazacak.
Gemiyle Kahire’ye gelen Mehmet Akif’in tercümeyi 4-5 yıllık bir çalışma sonucunda tamamladığını söyleyen Okur, ancak o sıralarda hastalanınca, yol arkadaşı ve dostu İhsan Efendi’ye yazdığı tercümeyi teslim ediyor. Akif, İhsan Efendi’ye tercümeyi verirken vasiyetini de açıklıyor. Okur, “ Akif, hastalanıp Türkiye’ye dönmeye karar verince demiş ki, (Hocam Kur’an-ı Kerim’in tercümesi bu. 4-5 yıldır ben buna göz nuru döktüm. Ağladım, gözyaşı döktüm. Ama, ben bunu yakmak istiyorum. Sebebi de şu: Türkiye’de ezanlar Türkçe’ye çevrildi. Allahüekber yerine tanrı uludur diye ezanlar okunuyor. Ayrıca namazda da Kur’an-ı Türkçe okutma fikri ve düşüncesi var. Dolayısıyla, ben bu tercümeyi alıp Türkiye’ye götürürsem benden alıp derler ki, ‘Mehmet Akif’in tercümesi üzerine tercüme olamaz. Biz bunu namazda Arapça Kur’an-ı Kerim yerine Türkçe okutalım. Böyle kararlaştırılır. İbadet de, Türkçeye çevrilir. Onun için ben yakmak istedim. Ama o kadar göz nuru döktüğüm için yakamadım. Şimdi ben bu tercümeyi size, teslim ediyorum. Türkiye’den iyileşip dönersem tekrar alırım. Ama gelemez ölürsem siz bu tercümeyi yakacaksınız, bu vasiyetimdir”
Tercüme İhsan Efendi’de
Bu konuşmanın ardından tercümenin İhsan Efendi’ye geçtiğini söyleyen Okur, Mehmet Akif’in 1936 yılında İstanbul’da vefat etmesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın tercümenin bittiği duyumları üzerine Kahire’ye bir heyet gönderdiğini anlatıyor. İhsan Efendi ile görüşen heyet, tercümenin vasiyet gereği yakıldığı cevabı alıp Türkiye’ye eli boş dönüyor. 1954 yılında Türkiye’den bir milletvekili Kahire’ye tercümeyi getirmesi için tekrar gönderiliyor. Ama o da, İhsan Efendi’den tercümeyi almayı başaramıyor.
Mehmet İhsan Efendi, 1961 yılında vefat ediyor. Okur’a göre, vefatından önce de 17-18 yaşlarında olan oğlu Ekmelettin’e tercümeyi teslim ediyor ve “ Bu bana, Mehmet Akif’ten yakmam için vasiyet edildi. Ama yakamadım. Ben öldüğümde sen bunu yakacaksın’ diyor.
Vasiyet yerine getiriliyor
İhsan Efendi’nin vefatından iki-üç ay geçtikten sonra Kahire’de yaşayan Osmanlı’nın son Şeyhülislamlarından büyük alim Mustafa Sabri Efendi’nin İskenderiye’de Türkçe eğitimi veren oğlu İbrahim Sabri Efendi bulunduğu şehirden gelip Kahire’de Ekmelettin ile görüşüyor. Okur’a göre büyük bir alim olan İbrahim Efendi’nin Akif’in tercümesinin İhsan Efendi’de olduğundan haberi vardı.
Okur, tercümenin nasıl yakıldığını ise şöyle anlatıyor:
“Ekmelettin ile İbrahim Sabri Efendi’nin rülo halindeki kağıtlara yazılmış tercümeyi alıp benim kaldığım yurda uğruyorlar. Yurttan beni, Emin Saraç Hocaefendi’nin küçük kardeşi Osman Saraç’ı alıyorlar. Osman Saraç, Adalet Partisi’nin milletvekilliğini de yapmıştır. Dört kişi taksiyle İsmail Hakkı Şengüler beyin evine gittik. O da öğrenciydi. Abbasiye diye bir yerde oturuyordu. Ailesi ile birlikte kalıyordu. Çay kahve faslından sonra İbrahim Bey, geliş maksadını açıkladı. Burada bir emanet var. Mehmet Akif’in tercümesi elimizde. Onun vasiyeti gereği, bu tercümenin yakılması gerekiyor. Bunun için senin evini uygun gördük dedi. İsmail Bey de tamam dedi.
İsmail Beyin evinin banyosunda bir leğenin içerisine o kağıtlar konuldu. O yanarken benim de içim yanıyordu. Böyle bir şeyi şahsen istemiyordum. İbrahim Sabri Efendi başımızda diyor ki, “Bu ateş atideki (gelecekteki) bir yangını söndürecek”. Yalnız ben çok üzgündüm. Bir şey yapamıyoruz. Dikkatim devamlı o kağıtların üzerinde oldu.
Tercümenin kopyası da yandı
Bu olay 5 kişinin huzurunda gerçekleştirildi. Açıp bakma imkanı hiç olmadı. Yalnız kağıtlar döküldüğünde orada İhsan Efendi’nin yazısını gördüm. Ben, onun yazısı taklit etmek için uğraşırdım. Çok nefis yazısı vardı. Biz rika diyoruz. Osmanlıca sanırım talik yazısı diyorlar. Kur’an-ı kerim yazısı da mükemmeldi. Onun yazı karakterini çok iyi tanır ve bilirim. O kağıtlar leğenin içindeki kağıtları oradaki arkadaşlardan birisi hava alması için karıştırırken dikkatimi rulolardaki o güzel yazılara takıldı. Hiç gözümü ayıramadım. Yazıların çoğu, İhsan Efendi’nin yazısı idi. İsmail Hakkı Bey sonra orada bir de ciltli kitap vardı dedi. Demek ki ben ciltliye bakamamışım. Üzüldüğüm için dikkatimi sadece yananlar çekmişti.
Ateşte İhsan Efendi’nin yazılarını görünce aklıma şöyle bir fikir geliyor. Rahmetli Akif tercümeyi kendisine teslim ettiğini ve yakılmasını vasiyet ettiğine göre, bu emaneti yerine getirmesi gerekiyordu. Takva ehli olduğu için bunu yerine getirmemezlik yapamazdı. Galiba düşündü ki, ben bu Akif’in tercümesini yakayım. Yakmadan önce kendi yazımla başka kağıtlara çekeyim. Akif’in getirmiş olduğunu emaneti yakayım. Ben de böylece zimmetimi kurtarmış olabilirim diye düşünmüş olabilir. Böylece, Akif’in vasiyetini yerine getirmiş olabilir. Yakmadan önce kopyasını almış olabilir. Ama bugün neticede her ikisi de yanmıştır. Kül olup gitmiştir.
Tercüme bugün olsaydı
5 kişinin huzurunda gerçekleştirilen yakma işlemi sonunda İbrahim Sabri Efendi’nin bu sırrın şahitler arasında kalmasını istediğini söyleyen Okur, bu sırrı saklamak için yemin edilmediğini kaydetti. Ancak 1995’li yıllarda İsmail Hakkı Şengüler’in yazdığı kitapta bunu açıkladığını belirten Okur, “İsmail Hakkı Bey’e niçin böyle bir şey yaptığını sordum.
O da şu cevabı verdi: Ben bunu çok düşündüm. Biz yakılış şeklini ve gerçeği ortaya koymazsak, birisi bir meal tercüme edecek. Akif’in tercümesi diye ondan para kazanacak. Böylece biz vebalde kalacağız. Ben de düşündüm. Gerçekten öyle. Çünkü tercüme piyasasında neler dönüyor. O günden sonra herkese doğruyu anlattım” dedi.
İlahiyatçı Ali İhsan Okur, tercüme bugüne ulaşsaydı en değerli tercüme olacağını söyleyerek, “Çok büyük bir değeri olurdu. Çünkü Rahmetli Akif, coşkulu bir insandı. Kahire’de hep Kur’an-ı Kerime tam manasıyla aşık bir insan olduğunu işittik. İşte o Akif’in tercümesi bugün olsaydı, çok büyük ilmi değeri olurdu. Ve gerçekten, belki de birinci sınıf Kur’an-ı Kerim meali kabul edilirdi” dedi.

xbaburx 10.08.2006 09:53

o.T.
 
makalede ismi gecen sahıslar turkiyedenin bu alanda yetistirdigi en ehil sahsiyetlerdendir.zaten makalenin kendisinden de bu anlasılıyor.dolayısıyla akif in mealinin turkiyede yazılmıs en mukemmel meallerden birisi belki de en mukmemmeli oldugu soylnebilir.soylenemeyecek sey se akif in bu konuda aciz olmasıdır.bu asla ve asla soylenemez.


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 01:40 Uhr.