Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Kultur & Gesellschaft (http://localhost/forum/showthread.php?t=4268)

chicoo 28.03.2005 10:26

solange...
 
...das türkische volk-welcher abstammung auch immer-sich an anderen orientiert statt für andere vorbild zu sein-wofür sie im grunde genommen schon alleine durch ihre geschichte und kultur mehr als genug kapazität hätte-wird es dieses problem bzw diese volkskrankheit weiterhin geben.

;)

28.03.2005 13:05

Valla ben öylelerini pek göremedim...
 
tek tük ok ama genelde popolarini iyi bakanlar geziyor ortalikta :))

28.03.2005 13:11

Müsait bir yerde....
 
:)

Das ist der Standartspruch, wenn man in der Türkei vom Dolmus oder einem Taxi aussteigen möchte.

Was mir dabei aufgefallen ist:

Der Fahrer hört es immer! Egal wie leise oder unverständlich man es von sich gibt.

:))

gunda 28.03.2005 13:44

o.T.
 
Das ist mir auch aufgefallen. Alle sind sehr dünn. Und die, die es noch nicht sind,machen Diät. Also ich war letzten Sommer in der TR und das Hauptthema von 14-70 Jahren war immer das Gewicht. Wenn man nicht diesem Schönheits- bzw Gewichtsideal entspricht, bekommt man es zu spüren. Man wird so oft, darauf angesprochen. Und das kommt, wie du schon bemerktest nicht nur von Frauen, sondern auch von Männern.
Auch hier gibt es natürlich ein Schönheitsideal, aber in der Türkei ist es extrem ausgeprägt. Intressant wäre die Frage, sind wir Türken nun oberflächlicher, weil wir so stark auf das Äüßere fixiert sind? Oder wollen die Menschen ihren Vorbildern aus den Medien nachahmen?

code 28.03.2005 14:33

Beides
 
Oberflächlich, auf das Äußere fixiert und Vorbilder aus den Medien. Schau sie dir doch an, lauter blonde langhaarige operierte Püppchen, die alle gleich aussehen.

wobik 28.03.2005 16:35

Wohl eher unter dem Begriff
 
Zivilasation....;))
Menschsein und alles was dazu gehört ist oft genug eher Bestandteil eines tiefen Glaubens..
Vielleicht an diesem Beispiel fest zu machen:
Die Amis aller Erobererländer(Engländer,Franzosen,Deutschen und Spanier usw.)wollten oft von den Kirchen initiert Kultur bringen...
Leider besaßen diese "Primitiven" ,wie heute allgemein zugegeben und bedauert wird, eine hochausgebildete Kultur!
Oft eine besere,als viele der Heilsbringer besassen!! Nein, Kultur ist einfach zu dehnbar und wurde zu oft benutzt,um angeblich Primitive auszurotten oder zumindest zu unterdrücken.
Nach der Devise: Ich bin besser als Du. Also ordne Dich unter. Das sagten oft unwiedersprochen bis heute Leute,die in der Heimat als kriminell betrachtet wurden!!
So nach der Devise wie im Knast: Jeder Mörder,Bankräuber,Dieb ist besser als ein Schwuler und in jedem Fall muß ein Kinderschänder gekillt werden...
Was nicht heißt,das ich Kinderschänder nicht im jeden Fall für immer weggesperrt gehört betrachte. Aber wieso betrachten sich Mörder als besser???!
Fazit dessen: Unter dem begriff Kultur wird meiner Ansicht nach zuviel Blödsinn gemacht und Machtansprüche durchgesetzt. Sollen Sie doch sagen,das Sie nur die Macht wollen! Klartext wird verstanden, aber das Gewäsch von Kultur und ich bin besser wie Du, das ist nur scheinheilig!
Menschsein ist daher mit den 10 Geboten bzw. mit:
Du sollst Gott mit Deinem ganzen Verstand und Deinem ganzen Herzen lieben-und Deinen Nächsten wie Dich selbst! Da ist mehr Kultur und Menschsein mit verbunden und so tiefgründig, das man darüber ein ganzes Leben darüber nachdenken kann!
*fg*

wobik 28.03.2005 16:53

Doppelmoral gibt es
 
aber auch und gerade in Deutschland...
Sonntags morgens in die Kirche rennen und am Nachmittag Zigeuner beschimpfen und die Familie mit 6 Kindern der Nachbarin als asozial beschreiben, um dann dieser Familie nahe zu legen, das Sie woanders bitte schön das Sozialamt belästigen möchte.Was die Familie in grosses Erstaunen versetzt, denn der vater ist Ingineur und die Mutter Architektin. Was daher zu keinerlei Aktivitäten Richtung Sozialamt führt..;))
Aber: MIt 6 Kindern muß!! man doch asozial sein??
Heute Morgen hat der Pfarrer aber noch voller Inbrunst alle zur Nächstenliebe aufgefordert und um Spenden für Notleidende gebeten...
Urfs.... das ließe sich doch ohne Ende auswalzen? Fazit: Leider haben die Türken kein Monopol,was Doppelmoral angeht. Höchstens habt Ihr andere Facetten desssen,was bei uns stattfindet..Und etwas kürzere Lunten bis zu einer Exlosion des ääähhhh..Volkszorn???...;))
*fg*

wobik 28.03.2005 16:56

Tstst...wieso Türkinnen?
 
Deutschland hat genauso wie die USA Ihre dürren Ideale.
Hast Du mal das Mädchen auf der Reklame für DSL Alice gesehen??? Die kann notgedrungen in einem Flintenlauf Deines Großvaters baden. Sofern der noch einen alten Vorderlader besaß..;)))
Üff Yaah...

wobik 28.03.2005 16:57

Tstst...wieso Türkinnen?
 
Deutschland hat genauso wie die USA Ihre dürren Ideale.
Hast Du mal das Mädchen auf der Reklame für DSL Alice gesehen??? Die kann notgedrungen in einem Flintenlauf Deines Großvaters baden. Sofern der noch einen alten Vorderlader besaß..;)))
Üff Yaah...
*FG*

28.03.2005 18:24

UCAKLAR ICINDE GECERLIYMIS :-)
 
Havada seks isteği, uçağa acil iniş yaptırdı

--------------------------------------------------------------------------------

İtalya’dan Brezilya’ya giden uçaktaki genç kız İtalyan erkek arkadaşıyla cinsel ilişkiye girmek isteyince ortalık karıştı. Acil iniş yapılan uçaktan genç kız atıldı.


İtalya’nın Milano kentinden Brezilya’nın Rio de Janeiro kentine giden uçakta bir genç kızın erkek arkadaşıyla cinsel ilişkiye girme isteği, uçağa acil iniş yaptırdı. İtalya’da yayımlanan Corriere della Sera gazetesinin haberine göre, geçen Perşembe günü meydana gelen olayda, alkolün de etkisiyle yanındaki İtalyan erkek arkadaşıyla cinsel ilişkiye girmek isteyen Brezilyalı Anisia’ya, hostesler müdahale etti. Hosteslerle kavga eden genç kızın kokpite doğru yürüyerek bu kez pilotlarla kavga çıkarması üzerine uçak, Rio de Janeiro’ya iki saat mesafedeki Salvador de Bahia’ya acil iniş yaptı ve genç kız uçaktan atıldı.

<a href="redirect.jsp?url=http://www.ntvmsnbc.com/news/133931.asp?0m=-13Z" target="_blank">http://www.ntvmsnbc.com/news/133931.asp?0m=-13Z</a>

28.03.2005 18:27

AIRDEM beni cocukluk yillarima tasidin..
 
yaaa. Cok sagol.. :-) Bak ilginc bir hikaye daha buldum !!


“Müsait bir yerde ineyim” diyerek biten dolmuş yolculukları, koltuğa yerleştikten sonra, ön koltukta oturan yolcuya, “Şuradan bir kişi uzatır mısınız?” diyerek başlardı. Minibüs şöförü bir yandan paranın üstünü sayarken, bir yandan direksiyonu çevirir, ayni zamanda da vites değiştirirken yoldan geçen bayana “Beyazıt mı abla, Beyazıt mı?” diye seslenirdi. Dolmuştan inmek için ise her yer müsait.

Dolmuşun kapısından sarkarak müşteri toplayan cambaz muavinler tarihe karıştı artık. Dikiz aynasına asılan incikli boncuklu aksesuarlar, üzerinde bozuk para toplanılan rengi belirsiz havlular da yasaklanmış. Teyplerinden Orhan Gencebay’ların, Ferdi Tayfur’ların sanat şahaseri şarkılarını da dinleyemeyeceğiz. Hele o özlü deyişler yok mu? Belki de en çok onları özleyeceğim: “Sollama beni rüzgârım olursun” ya da “Sarısının hastasıyım, bu yolların ustasıyım” gibi...

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, bir de dolmuş şöförlerinin tıraşlı olup, kravat takmaları gerekiyormuş. Dün akşam bu haberi izlerken, kulakları çınlasın, bizim mahalleden dolmuş söförlüğü yapan Necati abi aklıma geldi. Ha’di tıraşlı olmak neyse de, benim bildiğim Necati abi hayatta kravat takmaz. Onun, “Ulan bu yavşak avrupalılar bizi iyice ibne yapıcaklar, mına koyim” deyişini duyar gibiyim.

İşin ucunda ekmek parası olunca belki Necati abi de tıraş olup, kravat takacaktır. Ama otuzüçlük tesbihinden ve “mına koyim”inden asla vazgeçeceğini sanmıyorum.

İşte böyle Necati abi. Eskiden, “Delikli demir çıktı, mertlik öldü” derdik. Bundan böyle ise sadece “mına koyiim bu AB’nin” diyeceğiz. Tabii içimizden...


*******************************************


Airdem ben 12 yasina kadar TR de büyüdüm ve bizim semte Belediye Otobüsleri islemezdi.. Mecburen DOLMUS´a binerdik :-) dile kolay 12 yil :-)

28.03.2005 18:33

ALIN BIR YAZI DAHA
 
İLERİ DOLMUŞA BİNME TEKNİKLERİ
*Binerken, en arka sıraya oturunuz ki para uzatma organizasyonunda uzatan değil başlatan olunuz. Bu, dolmuşun icadıyla icat olunmuş bir altın kuraldır. Piramitlerdeki duvar resimlerinde bile, Nil üzerindeki kanolarda arka koltuğu kapmaya çalışan Mısırlılar resmedilmektedir.

*İneceğiniz yere yaklaştığınızda, şöför hala kendini kaptırmış sol şeritten gitmekteyse, ineceğiniz yeri "ışıklar", "okul kapısının önü", "ilk köşe" gibi spesifik ifadeleri kullanarak haykırın. "Müsait bir yerde" derseniz, inmek istediğiniz yerden an aşağı 200 metre ileride iner ve geriye yürürsünüz. Tam olarak söylerseniz, en azından uzakta indirildiğinizde küfür etme şansınız olur, yürüyeceğiniz yol size daha kolay gelir.

*Şöförün yanındaki koltuğa oturup rahat edeceğinizi düşünüyorsanız, düşünmeyin. çünkü yanınıza birisi daha gelecektir. Yeni gelen koltuk kardeşinize (o gibi bir mekanda kardeşlik kaçınılmazdır) az ileride ineceğinizi söyleyip, onu şöförün yanına oturtun. Böylece para uzatma organizasyonunda (bkz. ilk madde) son nokta olmaktan kurtulursunuz. Unutmayınız uzatılan paraların, para üstleri de mevcuttur ki şöför arkaya dönemediğinden (bkz. dönerken direksiyonu da döndüren şöförün, sağ şeritten gelmekte olan taksiye çarpma hali... bakınız bakınız bulursunuz elbet), siz sürekli kendi etrafınızda dönerek para üstü zincirini başlatmak zorunda kalırsınız.

*Önde iki kişi otururken başıma gelen bir hadisede, para saymakta olan şöför, benden vitesi ikiden üçe takmamı rica etmiştir. Böyle bir ricayla karşılaşırsanız düşünmeyin takın. Yazık, adamın elleri dolu. Ama direksiyonu da tutmanızı isterse bir düşünün. Hele bir de şöför size "Müsait bir yerde inecek var" derse, artık düşünmenize gerek yoktur, kabul etmeyin.

*Minibüste kız kesme, diğer tüm toplu taşım araçlarından daha zordur. Çünkü herkes aynı yöne dönük oturmaktadır. İlla da kesmeliyim diyorsanız, kalabalık bir minibüste ayakta durun. Ancak bu şekilde kızın yüzünü görme şansınız vardır. Ayrıca, yer boşaldıkça oturmayıp insanların oturmalarına izin verdiğiniz için, kibar bir kişi bile sayılabilirsiniz bu yöntemle. Ama ne yazık ki, boş koltuk varken oturmayan yolcu, minibüs şöförünü yoldan çıkaran yegane şeydir. Israrla size oturmanızı söyleyecektir. "Basurum var", "Kiloluyum, sığamıyorum" gibi bahaneler vız gelir, tırıs gider. Şöför, "Ya Otur, Ya Terket" tavrını korur.

* "Müsait bir yerde inecek var" ı, "Uygun bir yerde inecek var" şeklinde söylemeyin. Bu cümle, şöförün kafasındaki "DURACAK" lambasını yakmaz. Yine geç iner yürürsünüz.

*Sarhoş birisiyle aynı dolmuşta iseniz (ki genelde geç saatte taksimden kalkan dolmuşlarda kaçınılmazdır) ve sarhoş değilseniz, kokudan korunmak için pencere kenarına oturun. Gerçi İstanbul" da kullanılmakta olan ford marka dolmuşlar, insanlar için değil fotosentezle yaşayan canlılar için yapılmış olduğundan, oksijen ihtiyacı düşünülmemiş arkadaki 7 kişi için bir pencere yeterli görülmüştür. O pencere de sulama için kullanılıyor sanırım. Dikkat edin üzerinize gübre gelmesin.

*Siz sarhoşsanız:

a)Şöföre "Hangi duraktansın abi?" diye sormayın, cevap vermeyecektir. (Bunu taksicilere sormanız gerekmektedir.)

b)Şöförün kapısından inmeye çalışmayınız. O kapı şöföre aittir. Şöför, bu çabanıza, "O, benim "özel"im birader" diyerek (bkz: televole kültürü) veya hiçbirşey demeden doğrudan sizi pencere camından çıkararak karşılık verebilir.

c)Dolmuşa kusmayınız. Taksim-Kadıköy gibi köprüden geçen dolmuşlarda sarhoş bir gece yolcusu iseniz ve kusma hissi kaçınılmazsa köprüye kadar sabrediniz (köprüden geçene kadar şöföre dayı demenize gerek yoktur, işkillendirmeyin adamı). Zira şöför sizi attığında geri kalanını yürüyebilirsiniz. Yollar yürümekle aşınmaz, sarhoş insanın ayakları acımaz. Köprüden evvel kusarsanız, sarhoş sarhoş boğazı yüzerek geçmeyi denemeyiniz. Suyun üzerinde yürümeyi de denemenizde fayda yoktur. İçki insanı peygamber yapmaz.

d)Önde kafasını sallayan köpek süslerinden varsa ona çok bakmayınız, bu da kusmanıza sebep olabilir. İşin ilginci bu gibi durumlarda, sizin de kafanızı sallayarak kusmanızdır. Varolan tek pencereye yakın oturmanız, olayın rezalet boyutunu azaltacaktır. Arkada 7 sarhoş ve 1 pencere varsa (bkz: taksim-kadıköy dolmuşu), diğerleri de oraya oturmaya çalışacaklarından omuz omuza mücadeleden kaçınmayınız. Dolmuşa binmek sert bir spordur kolay kolay faul çalınmaz.

e)Eve beraber gitmek üzere bir kızla dolmuşa bindiyseniz, onu elbisesinin bir yerinden sıkıca tutunuz. Bu, aniden sızmanız gibi hallerde, onun sizi dolmuşta unutmasını engelleyecektir. (o da içmiştir tabi, n"apsın kız, ayık kalsın da bu rezilliklere insan gözüyle tanıklık mı etsin)

29.03.2005 02:00

Ja, neee :))
 
Der hört das IMMER, egal wie laut´s ist im Dolmus.
Das ist wahrscheinlch so ´n Siganl im Gehirn, daß sich einprägt. Wie, wenn i ne SMS bekomm´, aufwach´, wobwohl i im Tiefschlaf war...
Ist schon lustig, mit dem DOlmus in der Türkei. Ich liebe das ja...das gibt wiedermal so´n chaotischen und liebenswerten Touch...


:))

29.03.2005 02:07

Mooooooooment, Wobi... :))
 
......bei denen ist das wirklich so, daß sogar die Männer darauf stehen. Die finden das toll. Das ist diese Modelboom bei denen...
...wollen alle so sein, wie diese häßlichen Models dort. ICh red´von den Jüngeren...die älteren interessieren sich da gar nicht für. Hatte mal extrem Untergewicht vor einiger Zeit. Und die waren alle begeistert. Das ist ekelhaft. Aber der Ursprung liegt auch an den Medien, deren Trends die USA setzen. Das stimmt.
Nur, normalerweise ist die "typisach" altmodische türkische Frau ja etwas stämmiger...:) Die sind eben im Wandel.

29.03.2005 02:13

Genau
 
Da herrscht eine unheimliche Oberflächlichkeit!
Die filtrieren zwischen Normalgewicht/Mollig und SChlank/Dürr so extrem, daß da nur die die eine Gruppe positive Resonanz findet.
Die sind im Modelwahn in der Türkei.
Und was die Models dort verkörpern, wissen ja die, die´s von außen beobachten, wie wir, am Besten :).
Es geht kaum oberflächlicher. Die haben cihts anderes zu tun, als Gewicht, Kledung, Parties und Männer bzw. Frauen im Kopf.
Ich hoffe mal, daß das nur ein Trend ist.

29.03.2005 02:18

(c:
 
Ganz genau.

Die haben das Ideal der Models und der High Society in der Türkei. (Und was die verkörpern, sehen die, die das ganze von AUßen bepbachten, wie wir, ja am Besten ;) )Da läßt sich arm und reich von mitziehen.
Kein anderes Thema dort.
Die sind unheimlich oberflächlich geworden in ihrem Modernitätswahn. DIe verwechseln Modernität mit Oberflächlichkeit, wenn mich fragst.

:))

29.03.2005 02:21

Das osmanische Reich ist schließlich...
 
...zerfallen.
Es wundert mich nicht, da eine gewissen Bodenlosigkeit herrscht. Merkwürdigerweise ist der Nationalstolz noch da. Und der hängt mit der traditionellen Kultur zusammen im größten Fall. Und genau dieser Punkt bringt die steigende Doppelmoral im Lanf, find´i.
(c:

29.03.2005 02:27

Das, was mich daran stört, ist...
 
..., daß der Respekt verloren geht, paradox zu den teils beibehaltenen Traditionsverstellungen.

Wenn die mal was trinken, haben die kein Problem mehr damit, auf der Straße herumzupöbeln. (Nur ein Beispiel)


Das ist schon teilweise asozial. Und genau dieses Verhalten finde ich sehr abstoßend. Vor allem sind sie dann auf der anderen Seite trotzdem noch heuchlerich, indem sie traditionsbewußt* heiraten. (nur ein Beispiel)
Du hast aber recht. da sLand befindet sich im Wandel und braucht siene Zeit, bis sich die kulturellen Schienen wieder vereinigen. Das ist Tatsache...

29.03.2005 02:53

Das Verbrennen der Nationalflagge
 
Findet ihr den Aufstand in der Türkei gerechtfertigt, weil man in Mersin ja die türkische Nationalflagge verbrannt hat???


Ich ja!
Würde gerne Meinugen hören! Habe mich persönlich sehr aufgeregt darüber.

29.03.2005 06:16

Evet. Bahsettigin Muavin gecmislerde...
 
ein ausgestorbener Beruf.

Soll nur noch im Südosten vorhanden sein....

29.03.2005 06:18

Yürü be söför, doldu valla...
 
Söför ise hala aynalara bakar ve bir iki kisi daha almak ister :))

Insanin sabrini tasiriyorlar bazen :)

29.03.2005 06:19

Allah belasini versin!!!!
 
TÜRKIYE TÜRKLERINDIR ve bu böylede KALACAK!!!!!!

akshalil 29.03.2005 10:34

Korkma sönmez bu safaklarda yüzen.......
 
Neden ulusal marşı “korkma” diye başlayan dünyadaki tek ülke olduğumuzu anladım nihayet.

Öylesine korkağız ki zavallı Mehmet Akif ne yapsın, ulusu coşturacak bir marş yazmak yerine yatıştıracak, korkusunu dindirecek bir şeyler yazmak zorunda kalmış.

Koskoca “cihan imparatorluğunun” mirasçısı, yetmiş milyonluk bir toplum niye bu kadar korkar, niye esen yelden nem kapar onu kavramak biraz zor.

Ama korkuyor işte.

Neredeyse kadınsı denebilecek bir ürkekliği, nevrotik bir telaşı, histeri krizleri geçirmeye garip bir yatkınlığı var.

Düşünsenize biri 12 diğeri 14 yaşında iki çocuk bayrağı yere attı diye koca toplum ayağa kalktı.

İnsan üzülmüyor değil.

Biraz daha durmuş oturmuş, gençlerin deyimiyle biraz daha “cool” bir toplumun parçası olmak isterdim doğrusu.

Her yana asılan bayraklar, “vatanımız” çığlıkları, koca koca açıklamalar.

Gören de Moğol ordularının istilasına uğradık sanır.

Ne olmuş, iki çocuk bayrağı yere atmış.

Aman efendim aman, mahvolduk, vatanımız elden gitti, milli bütünlüğümüz parçalandı, düşman içimize girdi.

İki çocuk bayrağı yere atınca böyle...

Ya dört çocuk atsaydı.

Ya Allah etmesin sekiz çocuk bayrağımızı yerlerde sürükleseydi...

Herhalde seferberlik ilan edecektik.

Çocuklara karşı herkesi silah altına alacaktık.

Bir de bu histeri krizini paylaşmayanlara “hain” diye bakıyorlar.

Yok canım, “hain” değiliz, sadece biraz daha soğukkanlıyız.

Bu tür toplumsal krizleri yaratanların amaçlarının belki biraz daha farkındayız.

Hani şu tuhaf, komik adamlar vardır, biri uzaktan parmağını uzattığında olduğu yerde küfür ederek kıvranmaya başlar.

Koca toplumun o “huylu” adamlar gibi tepki vermesinin ne tür kışkırtmalara yol açabileceğini biliyoruz.

İki çocukla kışkırtılabilen bir toplum, biraz daha büyük kalabalıklarla inanılmaz provokasyonlara ve felaketlere sürüklenebilir.

Daha önce sürüklenmişti.

6-7 Eylül olaylarını, askeri darbeleri hatırlayın.

Yapay krizler yaratmakta çok usta adamların yaşadığı bir ülke burası.

Her zaman toplumu kışkırtıp, korkulara sürükleyerek istedikleri ortamı yaratırlar.

Bunu önlemenin tek yolu, bu ürkek topluma biraz güven vermek.

Ama bu da bütün gazete manşetlerini bayrak krizine ayırıp, televizyon ekranlarına bayrak resimleri koyarak olmuyor.

Sakin sakin anlatmak gerekiyor.

“Bak evladım, bir toplum iki çocuk bayrağı yere attı diye bölünmez, her cama bayrak asıldı diye de yücelmez.”

Madem bu kadar korkaksınız bazı doğru şeylerden korkun.

Yolsuzluklardan, aynı konuda iki ayrı karar veren Yargıtay’dan, mafyayla ortak olan görevlilerden, sokakta kadınları döven polislerden, Batı düşmanlığını pompalayıp yeniden “içe kapalı” bir diktatörlük yaratılmasını isteyen generallerden, en küçük depremde bile yıkılan devlet dairelerinden, devleti yönetenlerle aynı fikirde olmayan herkesi hapse atmaya hazırlanan ceza yasalarından korkun.

Ama bunlardan korkmuyorsunuz.

Korkmanız gereken konularda inanılmaz aldırmazsınız.

Hiç korkmamanız gereken konularda ise çığlık çığlığa kıvranıyorsunuz.

Böyle giderse Türkleri korkutmak isteyen herkes, “bak, çocuk sizin bayrağı yere attı” diye dalga geçecek.

Sakin olun.

Şu filmlerdeki “delikanlı” kahramanlar gibi durmaya çalışın biraz.

Huylu adamlar gibi bağıra çağıra kıvranmayın.

Ulusal marşınızı dinleyin, bakın ne diyor:

“Korkma...”

cemdean 29.03.2005 11:36

Das sollte man nicht zu ernst nehmen....
 
...schliesslich waren es kinder, die für n paar eishörnchen die türkische flagge verbrannt haben.
ich finde aber traurig, dass noch immer versucht wird den kurdischen staatsbürgern der türkei feindseligkeiten unterzujubeln und negative stimmungen gegen sie loszutreten.
bis auf auf diese flaggenaktion sind die newruzfeierlichkeiten friedlich verlaufen.

cemdean 29.03.2005 11:42

hosuma gitdi bu makale :-) o.T.
 
ohne Text

cemdean 29.03.2005 11:51

Quelle? o.T.
 
ohne Text

akshalil 29.03.2005 12:18

selbsverständlich,einer, der schon
 
von Nationalisten als Vaterlandsverräter genannt wird :-)
Nämlich; Ahmet Altan

<a href="redirect.jsp?url=http://www.gazetem.net/ahmetaltan.asp" target="_blank">http://www.gazetem.net/ahmetaltan.asp</a>

29.03.2005 12:51

ALLAH BELANI VERSIN :-)
 
1. Bir Sürü Hatun versin

2. Milyonlarca EURO DOLLAR versin

3. Benim gibi bir DOST versin !!!


SIND ES NICHT GENUG "BELA´s"

:-)))))))

mucuks Halilcim

akshalil 29.03.2005 13:05

Cümlemize dostum cümlemize!
 
Allah ikimize de versin ki, burda yazi yazarak kafa patlatmaktan kurtulsak artik! :-))

saygilar

29.03.2005 13:08

ASLINDA..
 
bu bayrak olayini bende cok düsündüm ama inan bir neticeye varamadim :-) bence mesele bayrak degil... Sadece basilan dügmenin sonucu düsen ilk DOMINA TA$ININ diger taslari devirmeye cabalamasi...

akshalil 29.03.2005 13:30

so ist es!
 
Dedigin gibi bu sadece bayrak olayi degil..
bu son bir iki yillik poltikaya ve gidisata tsunami gibi milliyetci bir tepki yani tabiri caizse volkan patlamasidir..AB sürecinde milliyetcilerin sesi kisildi,AKP liberal rüzgarlari arkasina alarak AB sürecinde yasalari degistirdi,Kibris sorununda milliyetcilerden cok farkli bir cizgi izledi ve milliyetciler bunu hazmedemedi..
sonra ermeni problemi ikide bir türklerin önüne geliyor,buna kürt sorunu da malum.. irgendwie fühl man sich überfordert..
milliyetci korkular bütün bu süreci bir yenilgi ve asagilanma olarak algiladi
ve bayrak olayi ile AB ugruna dile gelmeyen ve bastirilan duygular aniden patladi..

gunda 29.03.2005 14:04

o.T.
 
Ich persönlich finde diesen ganzen Aufstand um das Umgehen mit der türkischen Fahne wirklich übertrieben. Ich fühle mich auch persönlich nicht angegriffen. Zur Zeit wird das so dermaßen übertrieben und ins Lächerliche gezogen. Da hat doch letztes Wochenende ein Richter verhindert, dass zu einer Feierlichkeit die türkische Fahne, die auf einer Torte! abgebildet war zu zerschneiden. Der deutsche Botschafter konnte auch nur mit Unverständnis den Kopf schütteln, der auch anwesend war.
Dazu ein interessanter Kommentar:
<a href="redirect.jsp?url=http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=147890" target="_blank">http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=147890</a>

akshalil 29.03.2005 14:13

ich stimme dir volkommen zu
 
wollte auch der Fall erwähnen..

<a href="redirect.jsp?url=http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=147809&tarih=28/03/2005
" target="_blank">http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=147809&tarih=28/03/2005
</a>

29.03.2005 14:21

Finde ich nicht, weißt Du auch warum?
 
Ich bin nicht extrem nationalistisch, aber liebe schon "mein" Land, selbst wenn ich hier geboren bin.
Aber, es ist etwas anderes, wenn man eine Torte nicht anschneiden will, wo die Nationalflagge abgebildet ist, Hülya Vsar verklagt wird, weil sie auf Ballons mit der Nationalflagge tritt, oder...

...jemand sie im Zorn anzündet oder zerfetzt.

Das ist symbolisch und zeugt für HAß!
Das ist DEFINTIV etwas ganz anderes.

Ich finde allerdings, daß solche Dinge, wie eine Torte nicht anschneiden lassen, oder jemanden wegen Ballons zu verklagen, die beides mit der Fallge bedruckt sind, nur Lapalien sind. Das ist wirklich übertzrieben!

:)))

29.03.2005 14:22

Lies den Beitrag über "Dir" :))) o.T.
 
ohne Text

29.03.2005 14:24

Weißt Du was schlimm ist?
 
Das, was ich wirklich schlimm finde, ist, daß durch diese paar Kinders das Land in Aufruhr ist und es bereits Nachahmer gibt, die das ganze einfach nur fortziehen.
Die Medien haben das zu breitgetreten, sodaß jetzt jeder, selbst ich hier :) , in Aufruhr ist.
Das ist manipulativ.
Aber wenn sich das fortzieht, dann könnte das heftigere Folgen haben.

:))

29.03.2005 14:28

Super Einstellung!! ;)
 
Würde Deutschland Bayern wieder abdrücken??
Was ist denn mit Elsaß Lothringen??
Was ist mit Bosnien/Serbien..........
Was ist mit...........

(...)

Definitiv NEIN!

akshalil 29.03.2005 14:29

Schon gelesen, dedikodu yapma! :-)))
 
itiraf ediyorum: ben de vatan hainiyim!
üff be kurtuldum! :-)

gunda 29.03.2005 14:38

o.T.
 
Ich kann auch nur für mich sprechen. Es mag sein, dass du und viele andere dadurch sich verletzt fühlen. Nur ich kann mich mit einer Fahne nicht verbunden fühlen. Daher fühle ich mich auch nicht angegridden, wenn jemand die Fahne verbrennt.Das heißt nicht, dass ich weniger mit der Türkei verbunden bin.
Zum Hass schüren. Du hast recht, diese Aktion hat wieder dazu beigetragen, dass gegen bestimmte Gruppen wieder ein gewisser Hass gespürt wird. Nur durch diese ganzen emotional geführten Debatten um die türkische Fahne wird dieses Hassgefühl verstärkt. Hätte man dieser ganzen Aktion keine Bedeutung geschenkt, wäre dieser Hass auch nicht in diesem maße aufgekommen.

akshalil 29.03.2005 14:44

Wer kann die Vaterlandsliebe definieren
 
und vorallem deren Inhalt, Art und Weise?


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 22:43 Uhr.