INCE NOKTALARI KAVRAMAK ZEKA GEREKTIRIR
 

Devlet arsivi dedigin Cumhuriyet devrinde hazirlanmis arsivdir.
Hic bir rejim halefi olan rejimi övecek seyleri arsivinde barindirmaz, hele hele Cumhuriyetin ilk yillarinda, halkin saltanati geri getirmek icin ayaklanma riski bulundugu bir dönemde. Ama senin bu ince noktayi kavrayabilecegini sanmiyorum.
Bu gercekler zamanla gün yüzüne cikacak, ki gördügümüz gibi saltanat riski kalmadigi icin yavas yavas cikiyor zaten.
Ayrica bugün osmanli arsivlerinin belkide yüzde biri bile arastirilmadi, kaldiki verdigim kaynaklar arsivlere dayanmaktadir.
Tarihini ve ecdatini karalamak icin ayirdigin zamani, bu isleri arastirmak icin ayirsan sende ögrenirdin gercekleri.

Ölümle nasil basedersiniz?
 

Selam millet,

hayatinizda sevdiginiz, bagli oldugunuz genc birisini kaybettinizmi hic? (umarim bu aciyi tatmamisinizdir).
Ama aranizda ne yazik ki tadan varsa, bana bu konuda nasil davrandiginizi anlatmak istermisiniz?
Allaha siginmaktan baska insana hic birsey yardim edemiyor... allahtan sabir güc kuvet dileyerek, insan bu fani dünyanin anlamini daha iyi anlamaya basliyor.
Peki ya siz nasil alistiniz? alisan oldu mu hic? insan ölüme alisabiliyormu, bugün var yarin yok kuralina alisabiliyormu?
mesajlarinizi merakla bekliyorum.

saygilarimla

yorumsuz.
 

Vahdeddin ve Ata"nın dost oldukları zamanlar vardır

İlber Ortaylı

Sayın Bülent Ecevit: "Osmanlı Döneminde Anadolu Halkı" başlıklı bir kitap hazırlıyor. Bunun son padişahla ilgili bölümünü açıkladı. Esasen II. Abdülhamid ve V. Mehmed Reşat ve VI. Mehmed Vahdeddin zamanları tartışmalıdır. Yakın tarih konusunda hiçbir yerde yurttaşların arasında mutlak uyum sağlanması mümkün değildir; hele olaylı ve trajik dönemler için bu bilhassa böyledir. Düşmanla işbirliği yaptığı açık olan başta Mareşal Petaine olmak üzere Vichy Fransa"sı yetkilileri bile tartışılıyor herkesin mesuliyeti farklıdır deniyor. Nihayet son zamanlarda haklı olarak, Fransız halkının çoğunluğu da yöneticilerden farklı değildi denmeye başlandı.
Bizde bırakınız ortaöğretimi, yüksek tahsilde dahi son dönem tartışılmazdı. Umumi yorumun aksini ileri sürenler de, abartıda bazen saptırmada ölçüsüz örnekler verirdi. Vahdeddin"e hain dendiği zaman, onu büyük vatan dostu diye yorumlayanların üslubunu ve kullandıkları sözde vesikaları ve ileri sürdüklerini, hanedan üyelerinin bile kabul etmediği görülmüştür.

Bu konudaki yazılar
Açık söyleyelim, bu konularda dengeli bir başlangıcı Yılmaz Öztuna"nın "Hayat Tarih Dergisi" yaptı. Daha önemlisini, Yılmaz Çetiner"in kitabından bir geçiş yorumunu okuduk. Fakat son padişahın hayatını ve Osmanlı hanedanının sürgününü, ilmi ve doğru bir şekilde yazan Murat Bardakçı"dır.
Bu kitap boşuna çok satılmıyor ve bu kadar uzun bir monografiyi sıkılmadan okumak sebepsiz değildir. Son padişah İstanbul"a dahi hükmedemez ve Osmanlı mülkünün yediği darbede de kimse onun fikrini sormamıştır. Anadolu savaşının önderlerinin idam fetvasına göz yummak dışında da önemli bir hatası olduğunu söyleyemiyoruz. Gene Kuvayı Milliye"ye karşı örgütlenen birlikler ondan çok Damat Ferit hükümetinin İngilizlerle işbirliğinin eseridir. Hanedan damadı olan bu ahmak politikacıya kısa sürelerle de olsa görev vermek, Padişah"ın diğer önemli hatasıdır.
Anadolu savaşına katılmaya hatta desteklemeye birçok insan çılgınlık diye bakıyordu. Anadolu önderlerinin ne derecede ittihatçı oldukları tartışılır; en azından Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa, Albay İsmet ve Kazım Karabekir Paşa bu kategoriye sokulamaz. Ama herkes Anadolu harekâtını ittihatçı biliyordu.
Bir kavmin siyasi trajedisi bu kadar kolay bir şekilde çözümlenemez. Padişah artık mukadder yıkımı kabul etmiş ve bir iç savaştan kaçınmak için Türkiye"yi terk etmiştir. Zaferi kutlamadığı görülüyor. Aksine bir gözlem ortaya çıkmadıkça, bu da bir hatadır.

Ecevit doğru yaptı
Bu nedenle Bülent Ecevit"in Sultan II. Abdülhamit ve VI. Mehmed Vahdeddin üzerindeki yaftaları yeniden yargılayıp kaldırması yerinde bir davranıştır. Tarihçilerin yazıp söyledikleri hele bizim gibi memleketlerde çok fazla etkili olmuyor. Ambargoları kaldıranlar, asıl sözü dinlenir siyasi liderler oluyorlar. Bu gerekli. Çünkü bir yerde doğruyu araştıran tarihçinin de güvencesi onların çizgisi oluyor.
Hiç şüphesiz Sayın Ecevit, İsmail Hakkı Bey"in ve dolayısı ile Tevfik Paşa"nın akrabasıdır. İsmail Hakkı Bey"in ikinci eşi Ecevit"in büyük teyzesidir. İlk eşi ise Vahdeddin"in kızı Ulviye Sultan"dı ve kızı da, onun torunu Hümeyra Hanım Sultan"dı. O muhitte duyduğu, bildiği çok şeyler vardır ve değerlendirmelerini dikkate almak gerekir.
Vahdeddin ve Atatürk karşı karşıya gelmişlerdir. Ama dost oldukları zaman da vardır. Kim ne derse desin son padişah hazineyi soyup gitmedi. Gittiği yerlerde de Türkiye devleti aleyhinde faaliyette bulunmadı, söz söylemedi. Bu sürgündeki hanedanın bir ananesi ve takdire değer tavrıdır. Bunları da bilmek gerekir.

IST ER GOTT?
 

NEIN, Gott kennt Gnade, er aber nicht!
(Spruch aus dem bekannten Film RAMBO!)

hanimini öldürene 2 yil mahkum ederekmi?
 

ohne Text

fraun sind schon nicht ganz ohne..
 

aber werden nicht ganz ernst genommen.. reg mich schon garnicht drüber auf.... den der mich nicht ernst nimmt nehme ich auch nicht ernst .. :) selbstschutz mechanismussss..

@ozgurkiz siehe auch gästebuch
 

also wenn du nicht weisst für was ein forum eingerichtet ist, dann brauchst du auch nicht sinnlose Kommentare abzugeben, und schon garnicht bei anderen zu prahlen und dich wichtig tun, alle haben sachlich argumentiert du dagegen hast nur beleidigt, das zeigt das dir eine gewisse Intelligenz,Weitsichtigkeit und vielleicht auch die Bildung fehlt,dich mit anderen Menschen vernünftig zu verständigen und zivilisiert umzugehen, ich denke das haben die Pädagogen während deiner schulzeit versäumt dir beizubringen,aber ihre schuld trifft es nicht allein, denn Erziehung,Bildung und umgang mit menschen wird zum grössten teil auch in der familie vermittelt....

MFG

danke... bist selber auch mal sachlich..
 

meine bildung, oder meine erziehung hat dich nicht zu interresieren... wer beleidigt hat sthet mit sicherheit fesst... naja egal wer beleidigt und nicht beleidigt... es geht darum das du religionen mit völker durcheinander bringst.... du hasst nicht das recht das zu tun was du getan hasst ... du machst dich dadurch nur schuldig..... wird zwar nicht fesstgestellt wer du bist...
was habe ich davon wenn ich mich hier wichtigmache.. bekomme ich irgentwelche männer damit rum.. was meinst du? wird dann jemand auf mich stehen? hombug mein lieber? ich existiere nicht weil mich jemand gut finden soll..... ich frage mich nur was du damit erreichen möchtest... lies dir deine texte mal durch.... wenn ich dich beleidigt habe dann ist das auch ok.... war vielleicht auch mein ziehl... habe mich angegriffen gefühlt und dir geantwortet.. und wie ich das gemacht habe braucht niemanden zu interresieren... und dich erst recht nicht...

olmazmi be güzelim....
 

ablami kayip ettim... sevgilim kan kanserinden öldü.. ve 9 ay önce babam kemik ve migde kanseri.... ilk basta insan coook büyük bir bosluga düsüyor elbet.. bende artik diyorumki birini daha alirsa cenabi hak benden... o zaman ya sevincimden deli olurum yada kendim fark etmeden cikilamicak bir bunalima düserim... dünyada yasanilacak cok aci var .. birine adepte olup durmadan onun acisinni cekmek cok anlamsiz birsey.. ölümün ne oldugunu ögrenmek cok zor... ama bir kac ay sonra seni ne kadar olgunlastirdigini anlicaksin.. ufak tefek.. eskiden kafana taktigin derlerin hayatin dekoru olup gidecek.. kimi zaman güleceksin... umursamicaksin bile.. demesi zor ama pozitiv seylerde getiriyor... üzülme güzelim.. o hakki rahmetine kavustu... hepimizin gidecegi finale o bizden erken ulasti... günahtir aglamak ardindan ... biliyorsundur.. bir dua... ne bileyim.. icini ne rahatlatacaksa onu yapmalisin.. tabiki kesinlikle cok zor bir dönemdesin .... ama her güzel seyin bir sonu oldugu gibi ... zor seylerinde bir sonu vardir... basin sag olsun güzelim.. umarim yardimci olabilmisimdir...

MFG :)))))))))))))))
 

Süss :D

Hallo Özgürkiz...
 

nimmst du ihn wirklich ernst? :)

fühle mich nur angegriffen :)
 

ganz ernst nehmen kann ich ihn natürlich nicht... nur er beist sich selber in den arsch aber merkt es nicht ... hat ein kruscht zusammengeschrieben was er selber nicht mehr versteht... werd auch nicht mehr reagieren :)

:) Pseudo-Propagandist.. o.T.
 

ohne Text

:) verstehen o.T.
 

ohne Text

verstehe...
 

ich habe mal seine Beiträge durchgelesen... also den sollte man nicht wirklich ernst nehmen... :) Jener mit bayrischer Landesflagge im GB müsste doch die deutsche Sprache beherrschen, oder? Zumal dies ja das Ergebnis der PISA-Studie ist.. :)Was ist das nur für ein "Europäer" oder "Deutscher" ?:)
Deine Beiträge finde ich übrigens angemessen und gut durchdacht..

Ölüm...
 

Böyle bir aciyi yasadiysan... Öncelikle basin sagolsun demek istiyorum..
Ben ölüm acisini yasadim.. Benim yakin bir arkadasim vefat etti.. hic beklemedigimiz bir anda... Cenazesine gidemedim.. Gitmedim..!
Ölümünü kabul edemedim...
Hani derler ya hep" hic ölmeyecek gibi yasa".. Dünyada hic ölmeyecek gibi yasayip ama her an ölecekmis gibi hazirlikli olmak gerekiyor.. ama hazirlikli olmak kelimesi de nafile bence.. cünkü ölüm icin insanlar kendisini hic bir zaman hazir hissetmez...
Aci ile nasil yasanir dersen... Bir zaman gelir artik kabullenmek zorunda olursun...Allah siginirsin Allahtan sabir dilersin...Acili dönem insana bir cok seyi hatirlatir.. Dünyanin faniligini, bir anlamda herseyin "bos oldugunu", insanin kendisine hesap vermesini, hayata cok baglanmayi ve yasadigin guzel gunler icin de sukretmeyi...

guzel bir dusunce...
 

Evet adaleti saglayan ve adaletli bir "dunyaya", herseyin bir nedeni olduguna...

Die Schuld ...
 

liegt Deiner Meinung nach also bei dem Einzelnen selbst????!!
Das sehe ich genauso!!! Nur wer denkt und sich Gedanken über unsere Religion macht... anstatt nur vorgekautes zu schlucken, ist auf dem richtigen Weg der Besinnung... Leider darf unsere Religion nicht in Frage gestellt werden... "Allah korusun, Allah seni yakacak, Seytan, sevap, günah" bu korkular ile yetistiriliyoruz islami dunyada.." sorgulamak ögrenmek demek degil.. Sorgulamak gunah islemek ile bir tutuluyor... Bu durum boyle oldukca.. Hic bir zaman dinimizi yeterince ögrenemeyiz...

Berlinlifatih
 

her forumda seni goruyorum...Tabiki o diger sitelerdeki de sen isen..sabit bir dusunceye sahipsin bu guzel ama fikir alisverisinde bulunmak isteyen bir insan yeni fikilere de acik olmaz mi?`

wer ist "WIR"
 

Bist Du "WIR"???? :D Darüber entscheidet nur Allah!!!! Du bist nicht "WIR"...Achte auf Deine Worte...

terbiyene bayiliyorum vallah o.T.
 

ohne Text

Ben Müslümanim Elhamdülillah
 

Evet diger sitelerdekide Benim. Tabiki diger düsünceleride bilmek zorundayim, zaten ISLAMdan baska düsüncelerin batil oldugu icin ben dogru olanda sabit kalmaktayim. Eger senin bana söyleyebilecegin dogru birsey varsa haliyle bunu senden alirim tamam.

VAHDETTIN, ECEVIT-DEMIREL FARKI...
 

Osmanlı?nın son padişahı Vahdettin?le ilgili tartışma, Ecevit-Demirel farkını bir defa daha sergilemiş oldu.
Eski Başbakan ve CHP eski Genel Başkanı Bülent Ecevit, arkadaşımız Ömer Şahin?le konuştu. Geçtiğimiz cumartesi günü gazetemizde manşetten verilen ifadeleriyle ?Vahdettin hain değildir? derken, eski Başbakan ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel; ?Ecevit?in beyanı yadırgatıcıdır, Türkiye böyle bir beyanı kaldıracak durumda değildir..? diyor. (Hürriyet, 18 Temmuz 2005)

Halbuki ?solcu? Ecevit?le, ?sağcı? Demirel?in mazideki konumlarına -hatta şimdiki duruşlarına- bakarak ne beklenirdi? Demirel, ?Vahdettin hain değildi? demeli, Ecevit de CHP kurucularının resmî tarih söylemini tekrarlayarak ?Vahdettin vatan hainidir? diye gürlemeliydi, değil mi? Söylenecek söz şimdi şudur: Herkes kendisine yakışanı yapar.

Ecevit?i sevmeyebilir, siyasî çizgisini tasvip etmeyebilirsiniz. Ama Ecevit için ben; ?kendi doğrularını hep savundu. İnandığı gibi yaşadı. Devletin malına gözünün ucuyla bile bakmadı. İçimizden biri gibi yaşıyor. Aile fotoğrafı çok sade. Dindar değil; ama dine daima saygılı oldu. Dini siyasete alet etmedi. Gerçek din adamlarına, konjonktürün acımasızlığına rağmen, her şeye rağmen sahip çıkmakta asla tereddüt göstermedi. -Allah gecinden versin- vefatında, cenazesinin kaldırılacağı günün birlik ve bütünlüğümüzün en önemli günlerinden biri olacağını rahatlıkla söyleyebilirim.

Sayın Demirel hakkında böyle bir rahatlık içinde asla değilim.

Sayın Ecevit, ?Vahdettin hain değildi.? derken gerekçesini söylüyor, diyor ki: ?Kurtuluş Savaşı?na açıktan olmasa bile belirgin şekilde destek oldu. İstanbul?dan ayrılacağı zaman devletin elinde külliyetli altın ve para vardı. O, çok az bir miktar aldı. İstese tümünü alabilirdi. Saygıdeğer bir davranışta bulundu.?

Pekiyi Sayın Demirel bu ifadeleri ?yadırgatıcı? bulurken ne söylüyor? Diyor ki: ?Türkiye?de bu konuda ilk defa bilinenlere aykırı bir şey söyleniyor. Ben böyle bir beyanı muhakeme edemiyorum. Türkiye böyle bir beyanı kaldıracak durumda değildir.? Acaba Sayın Demirel, 28 Şubat sürecinde olduğu gibi birilerine mi sesleniyor?

Tarihçi Yılmaz Öztuna; ?Sultan Vahdettin?in hain olmadığını ben 40 senedir yazıyorum.? diyor. Ve Ecevit?in cesaretini övüyor. Prof. Dr. Mete Tunçay, ilim adamı haysiyetiyle şunları söylüyor: ??Hain padişah Vahdettin? sözünün, o dönemin şartları içinde söylenmiş haksız bir şey olduğunu düşündüm. Bu, Cumhuriyet?in kuruluş dönemi koşulları öyle gerektirdiği için dolaşıma sokulan bir söyleyiştir. Bugün artık bu meselelere, çok daha soğukkanlı bakabilecek ve şefkatle yaklaşabilecek bir durumdayız.? (Hürriyet, 18 Temmuz 2005)

Sayın Ecevit?in -herhalde zamanı geldi- yaklaşımı, tarihimizle barışmak adına çok önemli bir adımdır. Tarihimizi karalayarak, milletimize hizmet etmiş insanlarımıza söverek ileriye bakamayız.

Türkiye?de devlet millet bütünleşmesi bir başka ifadeyle iç bütünlüğün sağlamlaşması; 1. Tarihimizle barışmaya, 2. Dinimize değer vermeye ve saygılı olmaya bağlıdır.

Uluslararası yarıştan kopmadan, kendimiz kalarak dünya ile entegre olmak da; 1. Evrensel insanî değerleri ve hukukun üstünlüğünü kabul etmeye, 2. Herkesin konumuna saygılı olmaya bağlıdır.

Sayın Ecevit bir tabuyu daha yıktığı için, cesareti ve dürüstlüğü için takdir ve tebrik edilmeyi fazlasıyla hak ediyor...

HÜSEYİN GÜLERCE
ZAMAN

ATEISTSEN DE MÜSLÜMAN OLARAK YARGILANIRS
 

İngiltere"deki olayların ardından Müslümanlara yönelik 100"den fazla saldırı oldu..
Saldırıların çoğu, İslâm ülkesinden gelen, ama kendilerinin İslâm inanışı ve yaşamı ile hiçbir ilgisi olmayan kişilere yönelikti.. Tamam başörtülü olmak kışkırtıcı bir durum onlara göre ama, siyah saçlı, esmer görünümlü herkes dekolte giyinseler bile hedef seçildiler.
Memurlar, pasaportunuzu uzattığınızda Türk, Arap ya da Pakistanlı farketmez, bir İslâm ülkesinde yaşıyorsanız, hatta ateist ya da Hıristiyan da olsanız size Müslüman muamelesi yapıyor.. Ya da kıyafetiniz, boynunuzdaki kolye, renginiz, İngiliz vatandaşı da olsanız, aidiyetiniz konusunda kuşku duyuracak bir işaret hemen sizin damgalanmanıza sebeb oluyor.
-Siz Müslümanlar!
Hemen suçlanıyorsunuz. Adeta, Luther"in dediği gibi, bizi "Şeytanın çocukları" olarak görüyorlar...
Her Afrikalı, her Pakistanlı, Hintli, Endonezyalı potansiyel bir Müslümandır..
Çok ilginç bir durum sözkonusu. Kendi özel hayatlarında hiçbir şekilde kilise ile ilişki kurmayan insanlar, kendilerini Hıristiyan olarak tanımlamayan, ateist ya da agnostik olarak tanımlayan kişiler bile, İslâm karşısında Hıristiyan kimliğine bürünüyor.. Bu son derece ilginç bir durum
Yani görünen o ki, İslâm karşıtlığı, Hıristiyan birliğinin tek birleştirici, uzlaştırıcı, yakınlaştırıcı unsuru gibi.
Çoğunun İslâm hakkında hemen hemen hiçbir ciddi bilgisi yok.. Müslüman birinin, mesela radikal bir insan hakları savunucusu, özgürlükçüsü, barış yanlısı biri olacağını hiç akıllarına getirmek istemiyorlar. Yani kendilerine ait gördükleri pozitif değerlerin Müslümanlar tarafından paylaşılmış olabileceği ihtimali bile canlarını sıkıyor..
Hıristiyan misyonerlerin, Müslümanları Hıristiyanlaştırma gayretleri bile bu çevreler için cansıkıcı geliyor. Çünkü Müslümanları kendilerini tehdit eden bir düşman, uygarlıklarına karşı yıkıcı bir rakip, iflah olmaz, kaba, tehditkar bir düşman olarak görüyorlar..
Şimdi Türkiye ve İspanya Başbakanları, bu kamplaşma ve güven bunalımını aşmak ve uluslararası, medeniyetler arası bir anlayışı hayata geçirmek için temas grubu oluşturmuşlar.. BM öncülüğündeki hareket iyi niyetli bir girişim gibi gözüküyor, ama bunun başarısı konusunda bir tahminde bulunmak oldukça zor.
Ben bizim laikleri, Kemalistleri, solcuları uyarmak istiyorum.. Ağzınızla kuş tutsanız, "batılılardan fazla batıcı" olsanız bile sizi affetmeyecekler ve Müslüman olarak değerlendirmeye tabi tutulacaksınız. Hıristiyan bile olsanız, bir gün sizin köklerinize dönmenizden kuşku duyacaklar. Dekolteleriniz, domuz eti yemeniz, içki içmeniz bile sizi onların öfkesinden kurtaramayacak.. Onlara benzemeye çalıştıkça da sizi kendi halkınıza karşı kötü bir şekilde kullanacaklar. Ne aralarına kabul edecekler ve ne de sizi kendi halkınız kabul edecek, kendilerine ihanet ettiğiniz ve ötekilerle bu anlamda işbirliği yaptığınız için.. En trajik olan da bu kesimin akıbeti olacak.. Dilerim aklıselim hakim olur da korkulan olmaz!
Bu tartışma burada bitmeyecek.. AB sürecinde bu konu hep gündemde olacak. Her olaydan sonra öfkeler kabaracak.. Ne biz dinimizden vazgeçeriz ve ne de ABD iddialarından vazgeçer. Ve bu güven bunalımı, yeni ortak bir anlayış gelişene kadar böyle sürer gider. Şimdilik, bu güven bunalımını aşacak ortak bir anlayış için hiçbir şart oluşmuş değil, ufukta yakın zamanda bu yönde bir imkan da gözükmüyor..
Batılılar dana altında buzağı arıyor. Bu durum dindar kesimlerden çok derin güçlerin kışkırtmasına açık şoven grubların kışkırtıcı tavırları ile daha da tehlikeli bir hal alıyor..
Batılılar bu korku ve panikle sanırım Dimyat"a pirince giderken evdeki bulgurdan da olacaklar.. Korku ile uygarlık kurulmaz. Umutla kurulur.. "Medeniyetler arası çatışma"nın ilk kurbanı kendileri olurlar. Çünkü kendilerinin kaybedecek çok şeyleri var ve hepsi de açık hedef durumunda.. Hem sömürecek halk, ülke kalmayınca, gönüllü ırgatlarını, bağımlı kölelerini yok ederlerse mevcut refahlarını nasıl koruyacaklar acaba.. Artık dünya küçüldü ve mevcut teknoloji, güçler arasındaki tehdit dengesini mazlumlardan yana değiştirmiş durumda.. "Tarihin sonu"ndan söz edenler, bu sonun kendi kıyametleri olacağını hesaba katmaları gerek. Ve tabii burada İslâm ülkelerinde yaşayan ve kendilerini İslâm olarak tanımlamayanların da bir karar vermesi gerek. Çünkü kendileri ateist olsalar da birileri tarafından Müslüman olarak yargılanacaklar.. Kendilerini korumak adına ötekilerden yana gözükmeleri, bağışlanmalarına yetmeyecek, aksine cellatlarının cür"et ve cesaretlerini artırmış olacaklar.

Dilipak

o.T.
 

meint ihr nicht auch dass jemand der nicht einmal tiere töten kann - auch nicht zum töten eines menschen gezwungen werden sollte?!?!

zu eurer info: zeugen jehovas verweigern den wehrdienst!!!

foxxx

o.T.
 

sollen wir jetzt alle zeugen jehovas werden?!

gezwungen wird niemand ausser er ist
 

Terorrist

Fark yok... alle sind Unfähige Politiker
 

Kibris Baris harekatinda Ecevitin Basbakan olmasi tesadüftü... kaldiki o olay bir devlet olayidir... da hat Basbakan nicht all zu viel sagen gehabt...

Hatta Arsivleri arastir... Generalin birisi Demirele tokati cakinca uzatmisti.. cünkü Demirel baris harekatina karsiydi... dieeeeser Feigling

Mein Freund geh Fussball Spielen
 

die meisten hier können exzellent Deutsch und sind auch super Gebildet... sehr viele ich eingeschlossen haben Studiert... also komm uns bloss nicht Prophet Trips.....

Ach noch was für dich....

Der Kuran sagt, "Tötet man einen Menschen so ist es als ob man die ganze Menscheit tötet"

Dir sollte allmählich dämmern das nicht der Islam oder das Christentum... Menschen wie Bin-Laden oder Hitler hervorgebracht hat....

Aber Papnasen wie du sind die Stimmengeber

Ich kann es bsser formulieren
 

Auch das wildeste Tier kennt Gnade, ich kenne keins, drumm bin ich auch keine Tier.....


Hurrrrraaaa

yanlisin var... alsimak yok kabullenmek
 

var...

Sevdiginin ölümüne alisamazsin.... ancak kabullenirsin... yani Sünnetullahta = Sistemde var oldugu icin kabullenirsin... yoksa o aci ebedi kaybolmaz...

So ergeht es jeden... nur die mesiten haben den durchblick nicht....

elbet tabi... Azmanlarla Azmanca konusac
 

ohne Text

Abisim olaylarin arkasinda
 

her zaman bilgisizlik ve cehalet yatar yani... genelde hem Türk erkekleri hemde karilari cahildirler.....

DIN ise Cahil insanin isi degildir.. kiii Cahil karilar basa bez baglamayi DIN sayarlar....

Erkekler ise karilari eve tikamayi ve arada sirada söyle bir üzerlerinden geicp 3 dakika sonra sigara yakmayi DIN sayarlar... ki kadinlarin arzularini dinleyen kim... hele hele söz hakki veren kim...

Biz Türkler bazen cok salak bir milletiz artik kabul etmeliyiz ve medeni devletlerden hem teknigi hem akli kullanmayi hem medeniyeti ve hele hele yalan söylememeyi ögrenmeliyiz...

Fakir devletin insanlarinda kolay kolay adam olmaz.... bu her tarihte böyledir

Laber kein STussss mannn
 

Sanki yazdigin sekilde iki kisinin konusmasi Arsive gemis.... das glauben nur Bekloppte yaww...

Yok efendim ikisi konusmusta birileri yanlarinda aniden kayid etmis... WERS GLAUB IST VERRÜCKT... soi einfaach ist das


senden alinti..... BANT KAYIDINI YADA KAYIDA ALANIN ISMINI RICA EDELEIM LÜTFEN

"Pasa, Mustafa Kemal Pasa hirsiz midir"
"Hasa Padisahim"
"Bir namuzsuzlugu, ahlaksizligi var midir ?"
"Hasa Padisahim"
"Beceriksiz ve kabiliyetsiz mdir?"
"Hayir efendim. O hepimizden bilgili, kabiliyetli ve dinamiktir"
"O halde bu listeye niçin onun adini yazmadiniz?.."
Hiç düsünmeden cevap verdim:
"Padisahim, Mustafa Kemal Pasa yenilik, bilhassa öteden beri Cumhuriyet taraftaridir"
Padisah elindeki kagidi atar gibi masanin üzerine birakti...Ayaga kalkip pencereye döndü. Limanda demirli Itilaf devletleri (Ingiliz, Fransiz, Italyan, Yunan) gemilerini göstererek:
"Pasa, Pasa...Bu gemileri görmek kanima dokunuyor. Bu memleket kurtulsun da isterse Cumhuriyet olsun...Kendine selamla birlikte teblig ediniz, haftaya Cuma günü Mustafa Kemal Pasa"yi görecegim »



Ich lach mich TOT man... man kann dich sehr leicht beeinflussen... nicht alles was Glänzt ist Gold, nie gehört was ??

GERCEKCI OLMAK LAZIM
 

Demireli hic sevmem ama bir generalinde basbakana tokat atma cürretini göstereceginide hic sanmam, biraz sikar..

Basbakan degildi o zaman
 

Muhalefetti.... Basbakan Ecevitti...

Kibris olayi Ecevit olayi degildir... bir MILLI-MESELEDIR...

Ve böyle bir olayda her zaman Muhalefet ve Bastakiler ve Askeriye vs. her zaman bir arada görüs alisverisinde bulunurlar...

O esnada olan olaydir.... ben acik söyliiiim... eger karar alinmis ve Demirel degil... HZ. Muhammed öyle bir sey dese... dann kriegt er eine in die Fresse das er nicht mehr aussteht.....

Korkak tutumlariyla TR ye dünyalar kadar zarar veren bir Manyaktir Demirel....

benzin varda bizmi ictik... haaa ananin... yaaa birak su Allahiszi... onun yüzünden TR 40 yil kaybetti...

NE ALAKA
 

Iyide simdi verdigin bu sapikca örnegin konuyla ne alakasi var ? Yok Hz. Muhammed olsaymisda, falandi filandi.
Varmak istedigin nokta nedir, yani askerleri ilah noktasinami cikarmaya calisiyorsun, onlar dedimi kanunmu oluyor.
Daha öncede dedim, Demireli hic hic sevmem, cok kaypak adamdir, ayricada masondur, ancak bu askerin ona tokat atma cürretini göstermesi icin yeterli bir sebep degildir.
Eger ülkede demokrasi varsa tabi..

Es ist Vorbei!
 

Schon seit der Kindheit scheute ich mich in den engen Räumen. Als wurde mir der Mund zugehalten, konnte ich nicht atmen. Auch als mir der Arzt bescheinigte, dass dieser Zustand eine Krankheit sei, und behandelt werden müsse, konnte ich mir nicht helfen. Und jetzt… Jetzt soll ich in den engsten Raum hinein?

Ich wurde in einem Leichentuch gewickelt, vorsichtig in einen Sarg gelegt. Die stimmen, derer die um mich waren hörte ich deutlich, obwohl meine Augen verschlossen waren sah ich Sie alle.

Sie klagten „so jung ist er gestorben“. Ja so jung bin ich gestorben. Dabei hatte ich noch so viel vor. Die monatlichen Raten für den Fernseher und das Auto hatte ich noch nicht bezahlt. Mein Sohn hatte seine Ausbildung noch nicht abgeschlossen. Ich wollte ein Unternehmen gründen, und alle die mir lieb waren dort unterbringen. Nicht mal Heizöl habe ich bestellt, dabei ist es bald wieder Winter.

Als ich mich in diese Gedanken versinken ließ, hörte ich eine laute grelle Stimme im Hintergrund, die mich erschreckte. Sie sagte „Es ist vorbei“. Ach wäre es doch nicht vorbei…

Wie konnte es passieren, wie konnte es zu diesem Unfall kommen. Ich war doch ein guter Fahrer. Während ich mich noch mit dem Unfall beschäftigte, merkte ich, dass sich meine Verwandten und Freunde um den Sarg versammelten, um einen letzten Blick auf mich zu werfen. Vier Hände konnte ich noch sehen, die den Sargdeckel auflegten.

Ich versuchte zu schreien. „Nicht doch! Nicht doch!.. Ich brachte keinen Mucks heraus, es wurde stockdunkel. Nur zwei Lichtstrahlen an den Seiten konnte ich bemerken. Mussten wohl Schlitze sein, der Sargdeckel schien nicht ganz zu passen. „O Allah!.. Was wird jetzt aus mir? Was geschieht mit mir?

Ich war nicht mehr im Stande, zu denken. Bald drauf wurde ich hoch gewieft. Es fühlte sich so an als wäre ich jetzt auf den Schultern, meine Freunde. Es schien zu regnen, die Regentropfen waren deutlich zu hören, obwohl das quietschen der Sargnägel die Tropfen zeitweise übertönten. Ich war wohl auf dem Weg zur Moschee, für den Totengebet… Sie ist eigentlich gleich um die Ecke. Irgendwie hatte ich es nicht geschafft die Moschee mal zu besuchen…

Ich wollte mich doch noch ändern. Mit 50, ja dass hatte ich mir fest vorgenommen. Alle hässlichen Gewohnheiten wollte ich loswerden. Ich wollte mit meinen täglichen Gebeten anfangen… Ein fromme Muslim werden. Ja dass alles wollte ich noch machen, eben ein guter Mensch sein. Wie kam es nur zu diesem Unfall? Da war die grelle Stimme wieder „Es ist Vorbei“

Kurz darauf war auch das Totengebet beendet. Als der Imam die Anwesenden fragte wie sie mich kannten, antworteten einige nicht. Ja, ich war in den Schuld dieser Menschen… Wenn der Unfall nicht geschehen wäre, hätte ich sie doch um Verzeihung gebeten. Ich hätte meine Fehler bestimmt wieder gut gemacht.

Ich wurde wieder hochgehoben, wir verließen den Moscheehof. Durch die Schieflage des Sarges merkte ich, dass wir Richtung Friedhof marschierten, wir gingen Berghoch. Der regen wurde wilder, die Aufschläge der Tropfen wurden stärker und dichter, um meine Arme herum konnte ich schon Nässe spüren. Die Gespräche draußen waren nur schwer zu hören.

Zwei Geschäftsleute besprachen die momentane Flaute auf dem Markt, zwei andere bekannte waren dabei einen Kinofilm fürs Wochenende zu wählen. Ein Sargträger der vorne Links angepackt hatte flüsterte dem anderen, vorne rechts „Ja, der hat den zum sterben richtigen Tag erwischt … ich bin Nass bis zum Hemd“

Kann das sein?. Höre ich richtig? Sind das nicht meine Verwandte, Freunde um deren Willen ich meine Zeit, meinen Schlaf geopfert, denen ich keine Hilfe abgeschlagen habe. Ich wurde herabgesetzt, wir sind wohl schon zu meinem Grab angelangt. Der Deckel des Sargs öffnete sich… Ich sah schon meinen Grab, der schien sich darauf zu freuen mich zu verschlingen. Jetzt wurde es mir bewusst… Es ist vorbei.

Nein! Nein! Mit ihren traurigen Mienen haben mich meine Freunde in die Tiefe herabgelassen. Sie schienen es eilig zu haben, schnell wurde mein Körper mit dünnen Brettern verdeckt. O Allah… Gibt es keine entkommen?.. Eine zweite Chance, um solch ein Diener zu werden wie du es befiehlst. Da war die Stimme wieder „Es ist vorbei!“

Auf die Bretter wurde Lehm geschüttet, jeder Wurf brach meinen Körper zum rütteln. Sammelte alle meine Kräfte um mich aufzurichten...

Ich lag plötzlich auf mein Bett, der Nachbar der ein Arzt war sagte leise „Es ist vorbei… Es ist vorbei“

Ich war schweißgebadet, dass alles war nur ein Alptraum. Meine Familie schaute mich verlegen an. O Allah! Ich danke dir! Ich danke dir mit jeder einzelner Zelle die ich habe… Was wäre geschehen, wenn du mir nicht eine zweite Chance gewährt hättest.
(kaynak www.huzuradogru.com)

Varmak istedigim konu basit
 

Yedigi tokat helaldi... das ist alles

Na da hat wohl einer geträumt hihi o.T.
 

ohne Text