![]() |
ben anlamadim :) tekrar anlatabilirmisin
ohne Text
|
hiristiyanin biris bana demisti ...
sen cehennemliksin cünkü vaftiz olmadin ... bende ona biz müslümanlar her gün abdest aliyoruz, oysa siz hayatinizda tek kez vaftiz oluyorsunuz dedikten sonra saskinligindan hic bir sey söyleyemedi.
Demek istedigim su; Allah ile kul arasi kimse giremez. Kim bilir kimin cennete kimin cehenneme girecegini? Allah yarattigi kulu ne edecegini en iyisi kendisi bilir ve bence su bu hiristiyan veya budist veya musevi diye cehennemlik edecek degil herhalde, iyi ruhlu insanlar - hangi mezhepe ait olursa olsun - mutlaka cennet gününü görecekler, bence Enis cok hakli. Bizlerde hiristiyanlarin cogu yaptigi hatayi yapmayalim, ayirim etmeyelim, insan insandir, aramizda fark yok. O su bu kötü diyemeyiz, bunu ancak Allah bilir. Gecenlerde 40 yasinda kisi bana "Du hast eh Deine Seele dem Teufel verkauft" dedi. Saskinliga ugratti cünkü akademisyen birisi. Ben müslümanim diye böyle hakarete ugramaktayim, ayni düzeyde asla hic bir kimseye davranista bulunmak istemem cünkü müslüman insan sulh tercih eder, anlayislidir, sabirlidir ve diger dine üye olan insanlari tolore etmesini iyi bilir. |
Su ana kadar sayisiz yanlis yorumlar
sunmus, ve sonradan bazilarinin yanlis oldugunu aciklamis biri ve halen yanlislarindan cogu ortalikta dolasiyor!
|
sinirlenme beeee Kara Hacivat gibi :) o.
ohne Text
|
Ilhan senmisin yoksa !?? :)
slm bah canimın için herseyim sen bence böyle dusuncdelerle coh yanılıyorsun sana yemın ediyorum bah yemın yaws sen neden bana inanmiyorsun allahını seviyorsun sen niye böyle yapıyorsun yemın edrim yemın edrim su an pc basımda gözlerım yazsla dolmuş yemın edrimmm ya sen niye böylee ysapıyorsun benseni unutamıoyrum sen tam benım aradığım tipimsim niye benım duygu ve duşuncelerıme saygın yok her seyi cöpe atiyorsun ayraca sen ban terbiyesisi demışsin bah ben hayatımda terbiyesisilık yapmadım yapmamda ona bakarsan köyde su an kız kaynıyor sana yemın edrim hepsinede saygım var guzeller ama sen benım için bir baskasın senın yerın ayrıdır bah yanı ne lluırsun sen zaman içide sevileceklerden değidin hani sen uzun uzun duşunulupte tartılanlardansın benım için buna inan benım sevgim ikimizede yeter sen benı tanımadan nasıl bir karektere sahip olduğumu benı daha görmemsısın bile benı gör ve ondan sonra kakarını ver böylee ön yarguı dusuncelerın inan beni ölduruyor bitiriyorr sen benım için dunyadaki en önemlı ve degerlı bir varlıksın bu zamanla anlarsın benı de ailemıde tanırsın geçmişimi herseyımı tepeden tırnaga arastıra bilirsin ben asiret evladıyım ok umarım bu yazdıklarım dan bır seyler anlamışsındırr eger anlamışsan ne mutlu bana senı mutlu etmişim?
sevgi ve saygılarımla....ilhan! not:kafama benliğime inanki görduğum ilk gunden beri o kadar yerleşmışsınkı senı oradan cıkarmak olanaksızzz (bir tanem) ne olursun beni üzme askıma karsılık vermeni istiyorum!? sen coook uzaklardaki biricik askım seni o kadar seviyorum ki bunu kelımelerle ifade edemem bu na inan (BİR TANEM) not:ayrıca beni tanımani cok isterdim beni görmenı ve nasıl bır karekterde olduğumu ve kişiliğimi bilmeni isterdim sevgiler yaban gulum! İLHAN! |
PEYGAMBERİMİZ ( S.A.S.) HAKKINDA NE DEMİ
PEYGAMBERİMİZ ( S.A.S.) HAKKINDA NE DEMİŞLERDİ.
Hz.Peygamber’in (s.a.v.) yüceliği hususunda kimsenin tasdikine ihtiyaç yoktur.İnsanların medihleri nedir ki? O’nu bizzat Allah(c.c.)medhetti… Aşşağıdaki sözler;başka dinlere mensup olanların bile O’nun şahsiyetinin eşsizliğini itiraf etmek mecburiyetinde kaldıklarını göstermeleri bakımından seçilmiş birkaç örnektir. “Sana muasır bir vücûd olamadığımdan dolayı müteessirim,Ey Muhammed! Muallimi ve nâşiri olduğun bu kitap,senin değildir.O,Lâhutidir,İlahidir.Bunun lâhuti olduğunu inkar etmek,mevcut ilimlerin batıl olduğunu ileri sürmek kadar gülünçtür.Bunun için beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş,bundan sonrada göremeyecektir.Ben huzur-u mehabetinde,kemali hürmetle eğilir.” PRENS BİSMARK 166 “Başında taç hiçbir imparator,kendi eliyle yamanmış bir hırka giyen Muhammed (S.A.V.) kadar saygı görmemiştir.” THOMAS CARLYLE “Keşki şu saltanata bedel Mhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm’ın hizmetkarı olsaydım.Onun hizmetkarı olsaydım.O hizmetkarlık,saltanatın pek fevkindedir.” HABEŞ PADİŞAHI NECAŞİ “Ben yalnız İsrailoğullarına gönderilmiş bir kurtarıcı peygamberim. Lâkin benden sonra Allah tarafından bütün âleme Muhammed adında bir resûl gönderilecektir. Allah, bu kâinatı onun için yaratmıştır.” A.D.LAMARTİNE “ Müslümanlar, hiçbir zaman dini inanışlarını işkence ve zor ile kimseye kabul ettirmeye çalışmamışlardır. Hz. Muhammed (S.A.V.) mağlup ettiği düşmanlarına karşı en insanî hareket ve merhameti göstermiştir. Bu tarihin sabit olmuş bir hakikatidir.” Lord HADLI 167 “ Zannetmem ki Muhammed (Sallalahü aleyhi vesellem)’in ismini ve dinini yer yüzünde işitmemiş bir kimse bulunsun. Lâkin üzülerek söylüyorum ki bir çok insanlar İslâm’ın başlangıcı zamanında olan kemâl ve saadete kâfi derecede malumât sahibi değillerdir. Eğer insanlar bundan haberdar olsalar İslâmiyet hayli kimseleri kendine çeker.” PRENSES SARVAK (Müslüman olmuştu.) “ Ben bu şayanı hayret insanı inceledim. Benim görüşüme göre, O’nu insanlığın kurtarıcısı olarak tanımak lazımdır. (…) Daha şimdiden benim milletime diğer Avrupa milletlerine mensup bir çokları Muhammed’in dinine girmiş bulunuyorlar. Bu suretle Avrupa’nın İslâm’laşmaya başlamış olduğunu söyleyebilirim.” BERNARD SHAW “ Hz. Muhammed, (S.A.V.) Kur’an’ı, peygamberliğinin delili olarak takdim etti. O zamandan beri Kur’an, bütün beşeri kuvvetlerin tılsımını çözmekten âciz kaldığı muazzam bir sır olarak yaşamıştır.” HENRİ DE COSTRY “ Biz Avrupa milletleri, medenî imkânlarımıza rağmen Hazret-i Muhammed’in (S.A.V.) son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki hiç kimse, bu yarışmada O’nu geçemeyecektir.” GOETHE |
Bir seyi Resulden... daha cok sevmek
De ki: “ Eğer babalarınız,oğullarınız,kardeşleriniz,eşleriniz,hı sım akrabanız,kazandığınız mallar,düşmesinden korktuğunuz ticaret(iniz),hoşlandığınız meskenler,size Allah’tan,Resûlünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ise o halde Allah emrini getirinceye kadar gözetleyin (başınıza gelecekleri göreceksiniz)! Allah, yoldan çıkmış topluluğu (doğru) yola iletmez. (Tevbe,24)
|
Bir kac ayet
“Onlar öyle kimselerdir ki: yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları, Ümmi Nebi olan Peygamber’e uyarlar. Ki O Peygamber, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten men eder. İyi ve temiz şeyleri onlara HELAL eder, kötü ve zararlı şeyleri onarlara HARAM eder. Onarın ağır yüklerini, sırtarında olan zincirleri kaldırır. İşte O’na iman edenler, O’na tazim ederler, O’na yardım edenler ve O’unla beraber indirilen nura uyanlar yok mu! İşte onlar selamete erenlerin ta kendileridir.” ( A’raf: 157)
“ Ey Peygamber! Biz seni bir şahit bir müjdeci, ( gittikleri yolun kötü akıbetinden) korkutucu, Allah’ın izniyle O’nun yoluna davetçi ve NUR’LAR SAÇAN bir kandil olarak gönderdik.” ( Ahzab: 45-46) “ Allah ve melek’ leri, Peygamber’e salat etmekte, ( O’nun şerefini gözetmeğe, şanını yüceltmeğe özen göstermekte)’ dir. “Ey inananlar siz de O’na salat edin (O’nun şanını yücelmeğe özen gösterin); içtenlikle selam edin ( O’na esenlik dileyin)” ( Ahzab: 56) “ De ki: “ Eğer siz, Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki; Allah’ da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” De ki: “ Allah’a ve Resulü’ne itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, muhakkak ki, Allah kafirleri sevmez”.” (Al-i İmran: 31-32) “ Allah’a ve Resul’üne itaat edin, ta ki esirgenesiniz. And olsun ki: Mü’minler daha evvel apaçık ve kat’i bir sapıklık içinde bulunuyorlarken, Allah içlerinden ve kendilerinden, onlara ayetlerini okur, onları tertemiz yapar, onlara KİTAB ve HİKMET’ i öğretir, bir peygamber göndermiş olduğu için, büyük bir lütufta bulunmuştur.” ( Al-i İmran: 164) “ Ey iman edenler! Allah’a itaat edin! Resulüllah’a ve sizden olan idarecilere itaat edin! Bir şeyde ihtilafa düşerseniz, Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız eğer; onu (n hallini) Allah (ın kitabın) a ve Resul (ünün sünnettin)e götürün. Böyle yapmanız sizin için daha hayırlı ve pek iyidir! (Nisa: 59) “ Öyle değil, Rabb’ine and olsun ki: Onlar aralarında çıkan ihtilaflı şeylerde seni hakem yapmadıkça, sonrada verdiğin hükümden, kendilerinde hiçbir sıkıntı duymadan, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça İMAN ETMİŞ OLMAZLAR.” (Nisa:65) “ Kim Allah’a ve Resul’üne itaat ederse: İşte onlar, Allah’ın kendilerine nimet bahşettiği, peygamber’lerle, sıdık’larla, şehid’lerle ve iyi kimse’lerle beraberdirler. Arkadaş olarak bunlar ne güzeldir.” (Nisa: 69) “ Kim Resul’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse (çevirsin), biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. ( üzülme. Onların işini bize bırak).” ( Nisa: 80) |
dilerim Allah sana daha nice güzel
yillar yasatsin :)
Neden önceden söylemedin, kremali pasta hazirlardik sana yaou |
bist Du Panne ey *lol*
bu gün galiba dogum günün yaramadi sana
|
Örnek din uzmani YNÖ!
KUR’AN’DAKİ İSLAM Sayfa: 529
Ahzab suresi ayet: 59 S-59. Ayette geçen “cilbab” la ilgili bilgi verir misiniz? C-Bu ayetteki emir şartlı bir emirdir. Mümin kadınların tanınıp ta eza görmemelerini sağlamak için üzerlerine cilbab (sokağa çıkıldığında kullanılan ve vücudu baştan aşağı örten dış giysi) almaları emrediliyor. Yani cilbab emri tanınmayı sağlamak ve tasallutu önlemek içindir. Cilbab ayetiyle ilgili beyanı Hayrettin Karaman çok güzel açıklamıştır, diyerek, Hayrettin Karaman’dan naklen aşağıdaki yazıyı alıyorsun. Yazı şu: “Örtünme ile ilgili ayetler iki surede yer almıştır. Ahzab suresindeki ayet, iffeti korumaya yönelik örtünme ile değil, hür Müslüman kadınları böyle olmayanlardan ayırmaya yönelik özel kıyafetle ilgilidir. (Ahzab: 33/59) “Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına (dışarı çıkarken) üstlerine üstlerine örtü almalarını (Cilbab adı verilen dış giysiyi bürünmelerini) söyle; bu onların tanınmalarını ve incitilmemelerini daha iyi sağlar…” Ayette, Cilbab denilen ve vücudu baştan aşağı örten dış giysinin kullanılmasının sebebi açık olarak zikredilmektedir: “tanınmaları, diğerlerinden ayırt edilmeleri ve bu sebeple incitilmekten kurtulmaları” O devirde henüz köle ve cariyeler bulunduğu için, çarşıda pazarda bunlara sataşılır, el ve dil ile rahatsız edildikleri olurdu. İslam bir yandan bu gibi davranışları önlemeye çalışırken, diğer yandan, cariye sanılarak hür kadınların da rahatsız edilmelerini önlemek üzere tedbir almıştır. Bu tarihi olgu, Cilbab adı verilen dış giysinin, bütün devirlerde Müslüman kadınlar için gerekli bulunmadığını anlamada önemli bir yorum delili olmaktadır. Ayetin sonunda yer alan ve gerekçeyi açıklayan kısım da bu konudaki şüpheleri ortadan kaldırmaktadır. Şu halde tarihi şartlar değişip, ya toplumda cariye kalmadığında-ki bugün böyledir- yahut ta ayırımı sağlayacak, başka bir alamet bulunduğunda –bir başka toplumda kadınlar, başka bir alametle diğerlerinden ayrıldığında- Cilbab emri bağlayıcı olmaktan çıkar.” (Karaman İslami Araştırmalar Dergisi Ekim 1991) Hayrettin Karaman’ın sözü burada bitti. Şimdi; sayın Öztürk siz devam ederek diyorsunuz ki: “Demek oluyor ki, Cilbab örfi bir düzenlemedir. Belli şartların varlığına bağlıdır. O şartlar tekrar doğarsa Cilbab emri tekrar devreye girecektir.” |
Nur:31
“(Ey Resulüm) Mü’min kadınlara da söyle gözlerini (haramdan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynetlerini (ziynetlerin takıldığı boğaz, baş, gerdan, kol, bacak ve kulaklar gibi yerlerini) göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve el) müstesna, baş örtülerini yakalarının üzerine koysunlar. (göğüs ve boyunlarını göstermesinler) Ziynetlerini ancak şu kimselere gösterebilirler: Kocalarına veya babalarına veya kocalarının babalarına veya kendi oğullarına veya kocalarının (başka kadından olma) oğullarına veya kendi erkek kardeşlerine veya erkek kardeşlerinin oğullarına veya kız kardeşlerinin oğullarına veya Müslüman kadınlara veya ellerindeki cariyelere veya (kadına) ihtiyacı olmayan (güçten düşmüş ihtiyar) kimselere veya henüz kadınların gizli yerlerinin farkında olmayan çocuklara. (gösterebilirler) Ayaklarını (birbirine veya yere) vurmasınlar. Ey mü’minler! Hepiniz birden Allah’a tevbe edin ki felah bulasınız! (Nur suresi ayet: 31)
|
Türban bunun neresinde? o.T.
ohne Text
|
Isik senin nerenden cikiyor? o.T.
ohne Text
|
Cehenneme gitmenin adini SEHITLIK
koydular! Kuran"i-Kerim belirtmiyor mu ki, intiharin günah oldugunu ve Allah"in verdigi cani ancak Allah"in alabilecegini? Ne sehittir ne gazi BOK yoluna gitti Niyazi!
|
Büyük alim YNÖ!
KUR’AN’DAKİ İSLAM Sayfa: 334-335
Ankebut suresi ayet: 48 S-48. ayette Hz. Peyamber’ in okuma-yazma bilmediği mi söyleniyor? C-“Hayır öyle bir şey söylenmiyor. Söylenen aynen şudur. “Sen bundan önce bir kitap okumuyordun. Elinle de onu yazmıyordun. Eğer öyle olsaydı inkarcılar elbette kuşkulanırlardı.” Hz. Peygamber kitabi bilgilerden habersizdi, ehli kitab’ın elindeki kitapları da okumamıştı. Kur’an bu durumda olanlara ümmi diyor. Nitekim Kur’an’a göre, Peygamber’imizin kitap okumamış, aldığı vahiyleri kendi elinin ürünü olarak yazmamış olması onun okuma-yazma bilmediği anlamına gelmez. Bize göre de Hz. Peygamber nübüvvetinin ilk zamanlarında okuma-yazma bilmiyordu. Ama sonradan öğrendiğinde hiç kuşku yoktur. Ve bu onun için muhakkak çok kolay olmuştur. Aldığı vahiylerin ilk emri “oku” olan bir peygamber’in başka türlü davranması düşünülemez. Nitekim Ebül Velid, peygamberimizin okuma yazma bildiğini ispat için bir eser yazmış, çağımızın büyük İslam bilgini Muhammed Hamidullah da Hz. Peygamber’in sonraki zamanlarda okuma-yazma öğrendiğini bilimsel açıdan ispatlamıştır. Bahsi kapamadan, kaynaklarda yer alan şu olayı da sunmak istiyoruz. Hudeybiye antlaşması yazıya geçirilirken, peygamberimizin imzalayacağı yere, katiplik yapan Hz. Ali tarafından “Allah’ın elçisi Muhammed” yazılmıştı. Antlaşmaya Kureyş adına imza atmakta olan Süheyl, peygamberimizin mukaveleye bu şekilde geçirilmesine itiraz ederek şöyle demişti: “Biz senin Allah’ın elçisi olduğunu kabul etseydik seninle savaşmazdık; yalnız adını ve babanın adını yaz.” Bunun üzerine Peygamberimiz Hz. Ali’ye Allah’ın Elçisi sözünü silmesini söylemiş, fakat Hz. Ali bu ünvanı silemeyeceğini ifade etmişti. Nihayet Hz. Peygamber mukaveleyi Ali’nin elinden alarak, Allah’ın Elçisi sözünü silmiş ve kendi adını yazmıştır.”(bk.Buhari, Şurut,15) Öztürk’ün sözü burada bitti. |
Senin günes yüzü görmedigi yerinden! o.
ohne Text
|
1 TANE DEMOKRAT BIR TÜRKÜ
BÜTÜN SAFII KERMANJILERE DEGISMEM!
|
Yanilan Bagdat"tan da dönermis!
Hic yoksa tornadan cikmis tek tip meczup mukallit tipi gibi körü körüne inanmiyor. Arastiriyor. Dogruyu bulupta yanildigini belirtmekte bir erdemliktir. Cünkü aklini kullandigini gösteriyor. Sayi Dünya bir balinanin üzerinde mi? (BUHARI)
|
PEYGAMBERLERİN PUTLAŞTIRILMASI!
Allah"ın Dini"ni bozmak isteyenlerin en büyük hilelerinden biri de kutsalı putlaştırarak insanları aldatmaları olmuştur.
Dinin övdüğü peygamberleri putlaştırmak bunun en önemli örneğidir. "O SİZE MELEKLERİ VE PEYGAMBERLERİ RABLER EDİNMENİZİ EMRETMEZ. SİZ MÜSLÜMAN OLDUKTAN SONRA, SİZE KAFİR OLMAYI MI EMREDECEK?" (3/80) Kutsalı putlaştıranlar, "yoksa sen Hz.İsa"yı sevmiyor musun?", "Sen Hz.Muhammed"i yok mu sayıyorsun?" tarzındaki sorularıyla saf dinin ortaya çıkmasına çalışanları yıldırmaya çalışırlar. Kutsala saygısı olan, peygamberleri seven birçok saf insansa, ne yazık ki bu sorularla sindirilmektedir. Zaten hedef te budur; Allah dışındaki ilahların, ilahlaştırılanların hiçbirini kabul etmeyen, etmemesi gereken dindar kitleye, kendi kutsallarını putlaştırıp, zayıf oldukları yerden yaklaşarak dini bozmak. Oysa Kuran"da böyle ifadeler yoktur. Peygamberimizin hammaddesinin diğer insanlardan ayrı olup, nurdan yaratıldığı, Kuran"da anlatılmayan yüzlerce mucizesinin olduğu, namaz vakitleri için adeta Allah"la pazarlık yaptığı şeklindeki uydurmalar hep peygamber putlaştırma, yarıştırma gayretlerinin neticesidir. Bu gayret sonucu alemlere rahmet olan Peygamberimize; insanları kötürüm etmek için beddualar ettiği, utanç kaynağı olabilecek şekilde cinsel mucizeler gösterdiği iftiraları atılmıştır. Tüm bu iftiralar hep uydurma hadislerle halka sunulmuştur ki, kutsala karşı gelme korkusunu içinde taşıyan ve dini az bilen halk, bu uydurmaları itirazsız kabullensin. Diğer dinlerin düştüğü hataları Kuran"da okuyup, hep onları eleştirip, hem de aynı hataya düşmek ne acıdır |
Yasar Hoca ile Ayetlerin ne alakasi var
sen onun Ayetleri inkari yada deforme ettigini hic gördünmü ???
|
Basi baglama neresinde ????
hangi kelimede gizli ????
|
Onun ruh yapisindan ve kendini gelistiem
esinden cikiyor...
Bunlar seni asar... sen sorulana cevap ver |
Kaynagin nedir ???
hangi konferanstan yada kitabindan alinma ???
Woher kommt diser Aussage |
Kaynagi yazili git oku.. o.T.
ohne Text
|
o zamanki araplarin baslarini örttükleri
sey ile bazi yerlerin daha örtülmesi konu.. ve anlayan anlar!
|
hep ayni, kaynagi orada yazili, git oku
ohne Text
|
sind die deutschen gottlos?
.--
|
Ist Gottlosigkeit zur Zeit MODE?
.-
|
Sayin Öztürke Cevap! (Örnekmis..)
Sayin Öztürk! Geçen sayfalarda söyledigim gibi yaniniza kimseyi bulamayinca; Çagimizin büyük Islami bilgini diye takdim ettiginiz, sizin gibi çarpik fikirleri bulunan, Muhammed Hamidullah’ tan bahsediyorsun. Iste bir kimligi: “Muhammed Hamidullah: 1908 senesinde Hindistan’in güneyinde Haydarabat’ta tevellüt etti. (dogdu) 1971 de Istanbul da kendisi ile konusuldu. Islam alimlerine Selef’i salihine güvenmedigini, Haydarabat’taki hocasinin sözlerine uymayan bilgilere inanmadigini söyledi. Orada Osmaniye Üniversitesinde okudu. Devletler hukuku üzerinde doktora yapti. 1947 de Hindistan hükümeti kendisini vatandasliktan çikardi. Paris’te CNRS ilmi arastirma azasidir. Ismailiye mezhebinde koyu Ehl-i Sünnet düsmani olarak yetisti. Açik ve sinsice Islamiyeti bozmaya Ehl-i sünnet alimlerini lekelemeye çalismaktadir. (Islam’a giris) ve (Islam Peygamberi) kitaplarinda, bozuk düsüncelerini açiga vurmaktadir.” (Saadeti Ebediye H.H.Isik S.1004) Durumu böyle olan o kimse de sizin gibi iddia etse, ayetlerin ve hadislerin karsisinda ne degeri var.
Simdi konumuz olan bu ayeti kerimede: “Sen bundan önce ne bir yazi okur, ne de onu yazardin. Öyle olsaydi, batila uyanlar kusku duyarlardi.” buyurmuyor mu? Iste Islam düsmanlarinin, halen iddia ettikleri gibi: “Hz.Muhammed okur yazardi, Incil ve Tevrat’tan derleyerek Kur’an’i yazdi.” diyenlere; sizin iddianiz yardimci olmuyor mu? Ayeti yalanlarcasina onlari dogrulamiyor mu? Halbuki iste böyle bir iddia da bulunacaklarini önceden bilen Cenab-i Hakk: Bütün insanligin kiyamete kadar hepsine en son peygamber olarak ve de bütün alemlere rahmet olarak gönderdigi Hz. Muhammed (s.a.s)’i, okur yazar olmadigi halde, kendinden önceki peygamberlere verilen bütün kitaplarin hükmünü nesheden, kaldiran ve de insanlarin ve cinlerin yardimlassalar dahi, emsalini yazmayacaklari ve de kiyamete kadar korunacagi, Allah (c.c.) tarafindan vaat edilen, ayrica yas ve kuru ne varsa hepsi içinde bulundugu ayetlerle açiklanmis olan Kur’an’i Muazzam’i; O ümmi, okur yazar olmayan Hz. Peygamber’in kalbine indirmistir. Bu ümmilik O’nun için en büyük mucizelerden sadece birisidir. Iste Hasir suresi: “Eger biz bu Kur’an’i, bir daga indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan bas egerek, parça, parça olmus görürdün, bu misalleri insanlara düsünsünler diye veriyoruz.” Sayin Öztürk acaba hiç düsündünüz mü? “Bize göre de Hz. Peygamber nübüvvetin ilk zamanlarinda okuma-yazma bilmiyordu ama sonradan ögrendiginde hiç kusku yoktur ve bu onun için muhakkak çok kolay olmustur.” diye tahminde bulundugun; kainatin efendisi, tüm insanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilen bu mübarek zatin KALBI: Nasil bir kalp idi ki; ayette bildirildigi gibi, daglari parçalayacak olan o vahye, Kur’an’in inisine tahammül etti? Acaba O’nun kalbi, yalçin kayalardan meydana gelen o yüce daglardan daha mi güçlü idi? Elbette manen güçlü idi. ve de okur-yazar degildi. SIMDI KAYNAKLARA GELELIM: Kaynak-1 =ó¨?¤ä m 5 Ï Ù¢ö¡`¤Ô¢ä ó¨1¤_ íb ß ë `¤è v¤Ûa ¢á Ü¤È í ¢é £ã¡a 6¢é¨£ÜÛa õ¬b (b ß ü¡a “Sana (Kur’an’i) okutacagiz; artik Allah’in diledigi hariç, sen hiç unutmayacaksin. Süphesiz Allah, açigi ve gizleneni bilir.” (A’la suresi: 6-7) Dip Not: Okudugun hafizandan hiç silinmeyecek. Sen bir “Ümmi”sin. Bu da senin için baska bir mucize olacak. (Beyzavi) Kaynak-2 (Ayni ayeti, Ali Özek ve H.Karaman’in hazirladigi heyetin mealinden aliyorum.) “Sen bundan önce ne bir yazi okur, ne de elinle onu yazardin. Öyle olsaydi, batila uyanlar kusku duyardi.” Dip Not: “Hz. Peygamberin Ümmi yani, okuma-yazma bilmeyen bir kisi olmasinin baslica hikmeti, bu ayette açiklanmis olmaktadir: Eger Resulü Ekrem, okuma-yazma bilen bir kisi olsaydi ümmi olan peygamber için bile “Bu Kur’an’i o uydurmustur” demege kalkan ve en açik mucizeleri inkar eden müsrikler, iftiralarina bir ölçüde mesnet bulmus olacaklar ve daha çok kimseleri kandirabileceklerdi.” (Kur’an’i Kerim ve Açiklamali Meali Sayfa: 401) Sayin Öztürk, dikkatinizi çeksin diye sizden naklen aldigim 335. sayfanin son satirinda; Buhari kitabina da iftira ederek “Hudeybiyedeki mukaveleyi “Nihayet Hz. Peygamber mukaveleyi Ali’nin elinden alarak Allah’in Elçisi sözünü silmis ve kendi adini yazmistir” diyorsun. Asagi da en muteber ana kaynaklardan olan, Sahih-i Buhari Tecrid-i Sarih’den naklen alarak, iyice görülsün diye siyah ve büyük harfle yazdigim gibi “Bana gösterin de sileyim” diyerek Hz. Ali’nin elinden mukaveleyi alip sildikten sonra, onun yerine “Muhammed Ibn’i Abdullah yazin buyurdugu” yazili iken bu iftirayi Buhari kitabina ve Resulullah Efendimize nasil yapiyorsun? Kimsenin elinde Buhari kitabi yok mu saniyorsun? Yaziklar olsun! Kaynak-3 “RESULULLAH ÜMMI IDI: Okumak, yazmak bilmezdi. Kur’an’i Kerim’in birçok ayetlerinde, ezcümle A’raf suresinin 157, 158. ayetlerinde Resulullah’in ümmiligi ifade edilmistir. Ankebut suresinin 48. ayetinde ise, Resulullah’in Kur’an’dan önce hiçbir kitap okumadigi, sag eliyle de hala yazi yazmadigi bildirilerek Resulullah’in ümmiligi izah edilip:” Eger sen okur, yazar olsaydin o batil pesinde kosanlar muhakkak süphelenirlerdi” buyurulmustur. Cum’a suresinin 2. ayetinde de; Ümmi bir ümmet olan Arap kavmi içinde kendilerine bir ümmiyi peygamber gönderip, o peygamber onlari aritip terbiye ettigi, ve bir mucize olarak onlara Allah’in ayetlerini okuyup Kur’an ve seriat ögrettigi, bildirilmistir. Hudeybiye musalehanamesinin (antlasmasinin) tahriri k (yazilmasi) sirasinda, kitabet vazifesin ifa eden (yazma isini yapan) Hz. Ali’nin musalehanameye yazdigi “Muhammed Resulullah” ünvanina Kureys murahhaslarinin (temsilcilerinin) itirazi üzerine bunun silinerek yerine “Muhammed Ibn’i Abdullah” yazilmasina lüzum görüldügünde, Hz. Ali silmekten ictinab etmekle (silmekten geri çekilmekle) Resulullah muahedenameyi (antlasmayi) eline almis ve: BANA GÖSTER DE BEN SILEYIM, BUYURMUS ve silerek Muhammed Ibn’i Abdullah yazdirmistir. Böyle bir çok vakialarin sehadeti ve yukaridaki Kur’an ayetlerinin sarahati vechile Resulullah’in ümmiligi bir hakikattir. Okuyup yazmak için, bir muallimden ögrenmek lazimdir. Halbuki Resulullah’in böyle bir kimseye minnettarligi yoktur. Çünkü Hz. Hatice ile izdivacina (evlenmesine) kadar, hayatinin asil ögrenme devri, koyun çobanligiyla geçmistir. Hz. Hatice ile izdivacindan (evlenmesinden) ve halkin ictimai hayatina karistiktan sonra da ta’lim ve tealüm hususunda kimseyle temasi sebketmemistir. Etmis olsaydi Hz. Adem’den, zamanina kadar geçen peygamberlerin vakialarini, yüksek bir medeniyetin umdelerini teblig ederken: Bunlari ben ögrettim! Diye, birisinin çikip ta bu cihansümul serefi kendisine mal etmesi icab ederdi. Böyle bir iddia yalniz bir defa bir Hiristiyan tarafindan Müslümanligi yikmak için ortaya konmus ise de, bu hiyanetin cezasi Allah Teala tarafindan verilerek ansizin ölmüs ve ölüsünü yer de kabul etmeyerek sokaklarda sürünmüstür. Ümmiligi bu suretle muhakkak olan bir zatin en yüksek bir medeniyetin esaslarini teblig etmesi ve bi’n-nefis kurup tahakkuk ettirmesi, iddia ettigi Nübüvvetin en fazil ve kuvvetli bir delilidir. (Sahih-i Buhari Muhtasari Tecrid-i Sarih Terc.C.9 Sh.285-287) Kaynak-4 (Hudeybiye antlasmasini anlatan çok uzun bir hadisi serifin konu fazla dagilmasin diye son kismindan aliyorum) “…Resulullah: “isiniz artik kolaylastirildi, size Suheyl Ibnu Amr geldi” (buyurdu) Suheyl Resulullah’a: “Gel seninle aramizda bir antlasma (metni) yazalim” dedi. Resulullah (a.s.) katibini çagirdi ve emretti: “Yaz Bismillahirrahmanirrahim.” Süheyl itiraz etti: “Rahman ne demek? Vallahi onun ne oldugunu bilmiyorum. Fakat: Bismikellahümme yaz, vaktiyle seninde yazdigin gibi” dedi. Müslümanlar da ona itiraz ettiler: “Biz onu degil, Bismillahirrahmanirrahim’i yazariz, dediler. Ama Resulullah (a.s.) emreder: “Bismikellahümme yaz! Ve devam et: “Bu Allah ve Resulü ve Süheyl’in üzerinde mutabik kaldiklari hususlardir…” Süheyl yine itiraz eder: “Vallahi eger bilsek ki sen Allah’in Resulüsün, sana Beytullah’i kapamazdik, seninle savasmazdik da. Söyle yaz: Muhammed Ibnu Abdullah.” Resulullah (a.s.): “Vallahi siz beni tekzib etseniz de, ben kesinlikle Allah’in Resulüyüm. Bununla beraber, Muhammed Ibnu Abdullah yaz!” buyurur ve devam eder…” (Buhari, Surut 15 Küt.Sitte C.12 Sh. 176-177) Sayin Öztürk! Iki satir yukarida: Sizin kaynak olarak gösterdiginiz ve orda yaziyor dediginiz, (Buhari, Surut 15), “eline aldi, kendisi Abdullah Ibni Muhammed yazdi” sözü bu ifadenin neresinde var? |
cogu sefer yanilan YNÖ
Sayın Öztürk! Geçen sayfalarda söylediğim gibi yanınıza kimseyi bulamayınca; Çağımızın büyük İslami bilgini diye takdim ettiğiniz, sizin gibi çarpık fikirleri bulunan, Muhammed Hamidullah’ tan bahsediyorsun. İşte bir kimliği: “Muhammed Hamidullah: 1908 senesinde Hindistan’ın güneyinde Haydarabat’ta tevellüt etti. (doğdu) 1971 de İstanbul da kendisi ile konuşuldu. İslam alimlerine Selef’i salihine güvenmediğini, Haydarabat’taki hocasının sözlerine uymayan bilgilere inanmadığını söyledi. Orada Osmaniye Üniversitesinde okudu. Devletler hukuku üzerinde doktora yaptı. 1947 de Hindistan hükümeti kendisini vatandaşlıktan çıkardı. Paris’te CNRS ilmi araştırma azasıdır. İsmailiye mezhebinde koyu Ehl-i Sünnet düşmanı olarak yetişti. Açık ve sinsice İslamiyeti bozmaya Ehl-i sünnet alimlerini lekelemeye çalışmaktadır. (İslam’a giriş) ve (İslam Peygamberi) kitaplarında, bozuk düşüncelerini açığa vurmaktadır.” (Saadeti Ebediye H.H.Işık S.1004) Durumu böyle olan o kimse de sizin gibi iddia etse, ayetlerin ve hadislerin karşısında ne değeri var.
Şimdi konumuz olan bu ayeti kerimede: “Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de onu yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı.” buyurmuyor mu? İşte İslam düşmanlarının, halen iddia ettikleri gibi: “Hz.Muhammed okur yazardı, İncil ve Tevrat’tan derleyerek Kur’an’ı yazdı.” diyenlere; sizin iddianız yardımcı olmuyor mu? Ayeti yalanlarcasına onları doğrulamıyor mu? Halbuki işte böyle bir iddia da bulunacaklarını önceden bilen Cenab-ı Hakk: Bütün insanlığın kıyamete kadar hepsine en son peygamber olarak ve de bütün alemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Muhammed (s.a.s)’i, okur yazar olmadığı halde, kendinden önceki peygamberlere verilen bütün kitapların hükmünü nesheden, kaldıran ve de insanların ve cinlerin yardımlaşsalar dahi, emsalini yazmayacakları ve de kıyamete kadar korunacağı, Allah (c.c.) tarafından vaat edilen, ayrıca yaş ve kuru ne varsa hepsi içinde bulunduğu ayetlerle açıklanmış olan Kur’an’ı Muazzam’ı; O ümmi, okur yazar olmayan Hz. Peygamber’in kalbine indirmiştir. Bu ümmilik O’nun için en büyük mucizelerden sadece birisidir. İşte Haşir suresi: “Eğer biz bu Kur’an’ı, bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça, parça olmuş görürdün, bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.” Sayın Öztürk acaba hiç düşündünüz mü? “Bize göre de Hz. Peygamber nübüvvetin ilk zamanlarında okuma-yazma bilmiyordu ama sonradan öğrendiğinde hiç kuşku yoktur ve bu onun için muhakkak çok kolay olmuştur.” diye tahminde bulunduğun; kainatın efendisi, tüm insanlara ve cinlere peygamber olarak gönderilen bu mübarek zatın KALBİ: Nasıl bir kalp idi ki; ayette bildirildiği gibi, dağları parçalayacak olan o vahye, Kur’an’ın inişine tahammül etti? Acaba O’nun kalbi, yalçın kayalardan meydana gelen o yüce dağlardan daha mı güçlü idi? Elbette manen güçlü idi. ve de okur-yazar değildi. ŞİMDİ KAYNAKLARA GELELİM: Kaynak-1 =ó¨?¤ä m 5 Ï Ù¢ö¡`¤Ô¢ä ó¨1¤_ íb ß ë `¤è v¤Ûa ¢á Ü¤È í ¢é £ã¡a 6¢é¨£ÜÛa õ¬b (b ß ü¡a “Sana (Kur’an’ı) okutacağız; artık Allah’ın dilediği hariç, sen hiç unutmayacaksın. Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.” (A’la suresi: 6-7) Dip Not: Okuduğun hafızandan hiç silinmeyecek. Sen bir “Ümmi”sin. Bu da senin için başka bir mucize olacak. (Beyzavi) Kaynak-2 (Aynı ayeti, Ali Özek ve H.Karaman’ın hazırladığı heyetin mealinden alıyorum.) “Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyardı.” Dip Not: “Hz. Peygamberin Ümmi yani, okuma-yazma bilmeyen bir kişi olmasının başlıca hikmeti, bu ayette açıklanmış olmaktadır: Eğer Resulü Ekrem, okuma-yazma bilen bir kişi olsaydı ümmi olan peygamber için bile “Bu Kur’an’ı o uydurmuştur” demeğe kalkan ve en açık mucizeleri inkar eden müşrikler, iftiralarına bir ölçüde mesnet bulmuş olacaklar ve daha çok kimseleri kandırabileceklerdi.” (Kur’an’ı Kerim ve Açıklamalı Meali Sayfa: 401) Sayın Öztürk, dikkatinizi çeksin diye sizden naklen aldığım 335. sayfanın son satırında; Buhari kitabına da iftira ederek “Hudeybiyedeki mukaveleyi “Nihayet Hz. Peygamber mukaveleyi Ali’nin elinden alarak Allah’ın Elçisi sözünü silmiş ve kendi adını yazmıştır” diyorsun. Aşağı da en muteber ana kaynaklardan olan, Sahih-i Buhari Tecrid-i Sarih’den naklen alarak, iyice görülsün diye siyah ve büyük harfle yazdığım gibi “Bana gösterin de sileyim” diyerek Hz. Ali’nin elinden mukaveleyi alıp sildikten sonra, onun yerine “Muhammed İbn’i Abdullah yazın buyurduğu” yazılı iken bu iftirayı Buhari kitabına ve Resulullah Efendimize nasıl yapıyorsun? Kimsenin elinde Buhari kitabı yok mu sanıyorsun? Yazıklar olsun! Kaynak-3 “RESULULLAH ÜMMİ İDİ: Okumak, yazmak bilmezdi. Kur’an’ı Kerim’in birçok ayetlerinde, ezcümle A’raf suresinin 157, 158. ayetlerinde Resulullah’ın ümmiliği ifade edilmiştir. Ankebut suresinin 48. ayetinde ise, Resulullah’ın Kur’an’dan önce hiçbir kitap okumadığı, sağ eliyle de hala yazı yazmadığı bildirilerek Resulullah’ın ümmiliği izah edilip:” Eğer sen okur, yazar olsaydın o batıl peşinde koşanlar muhakkak şüphelenirlerdi” buyurulmuştur. Cum’a suresinin 2. ayetinde de; Ümmi bir ümmet olan Arap kavmi içinde kendilerine bir ümmiyi peygamber gönderip, o peygamber onları arıtıp terbiye ettiği, ve bir mucize olarak onlara Allah’ın ayetlerini okuyup Kur’an ve şeriat öğrettiği, bildirilmiştir. Hudeybiye musalehanamesinin (antlaşmasının) tahriri k (yazılması) sırasında, kitabet vazifesin ifa eden (yazma işini yapan) Hz. Ali’nin musalehanameye yazdığı “Muhammed Resulullah” ünvanına Kureyş murahhaslarının (temsilcilerinin) itirazı üzerine bunun silinerek yerine “Muhammed İbn’i Abdullah” yazılmasına lüzum görüldüğünde, Hz. Ali silmekten ictinab etmekle (silmekten geri çekilmekle) Resulullah muahedenameyi (antlaşmayı) eline almış ve: BANA GÖSTER DE BEN SİLEYİM, BUYURMUŞ ve silerek Muhammed İbn’i Abdullah yazdırmıştır. Böyle bir çok vakıaların şehadeti ve yukarıdaki Kur’an ayetlerinin sarahati vechile Resulullah’ın ümmiliği bir hakikattır. Okuyup yazmak için, bir muallimden öğrenmek lazımdır. Halbuki Resulullah’ın böyle bir kimseye minnettarlığı yoktur. Çünkü Hz. Hatice ile izdivacına (evlenmesine) kadar, hayatının asıl öğrenme devri, koyun çobanlığıyla geçmiştir. Hz. Hatice ile izdivacından (evlenmesinden) ve halkın ictimai hayatına karıştıktan sonra da ta’lim ve tealüm hususunda kimseyle teması sebketmemiştir. Etmiş olsaydı Hz. Adem’den, zamanına kadar geçen peygamberlerin vakıalarını, yüksek bir medeniyetin umdelerini tebliğ ederken: Bunları ben öğrettim! Diye, birisinin çıkıp ta bu cihanşümul şerefi kendisine mal etmesi icab ederdi. Böyle bir iddia yalnız bir defa bir Hıristiyan tarafından Müslümanlığı yıkmak için ortaya konmuş ise de, bu hıyanetin cezası Allah Teala tarafından verilerek ansızın ölmüş ve ölüsünü yer de kabul etmeyerek sokaklarda sürünmüştür. Ümmiliği bu suretle muhakkak olan bir zatın en yüksek bir medeniyetin esaslarını tebliğ etmesi ve bi’n-nefis kurup tahakkuk ettirmesi, iddia ettiği Nübüvvetin en fazıl ve kuvvetli bir delilidir. (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Terc.C.9 Sh.285-287) Kaynak-4 (Hudeybiye antlaşmasını anlatan çok uzun bir hadisi şerifin konu fazla dağılmasın diye son kısmından alıyorum) “…Resulullah: “işiniz artık kolaylaştırıldı, size Suheyl İbnu Amr geldi” (buyurdu) Suheyl Resulullah’a: “Gel seninle aramızda bir antlaşma (metni) yazalım” dedi. Resulullah (a.s.) katibini çağırdı ve emretti: “Yaz Bismillahirrahmanirrahim.” Süheyl itiraz etti: “Rahman ne demek? Vallahi onun ne olduğunu bilmiyorum. Fakat: Bismikellahümme yaz, vaktiyle seninde yazdığın gibi” dedi. Müslümanlar da ona itiraz ettiler: “Biz onu değil, Bismillahirrahmanirrahim’i yazarız, dediler. Ama Resulullah (a.s.) emreder: “Bismikellahümme yaz! Ve devam et: “Bu Allah ve Resulü ve Süheyl’in üzerinde mutabık kaldıkları hususlardır…” Süheyl yine itiraz eder: “Vallahi eğer bilsek ki sen Allah’ın Resulüsün, sana Beytullah’ı kapamazdık, seninle savaşmazdık da. Şöyle yaz: Muhammed İbnu Abdullah.” Resulullah (a.s.): “Vallahi siz beni tekzib etseniz de, ben kesinlikle Allah’ın Resulüyüm. Bununla beraber, Muhammed İbnu Abdullah yaz!” buyurur ve devam eder…” (Buhari, Şurut 15 Küt.Sitte C.12 Sh. 176-177) Sayın Öztürk! İki satır yukarıda: Sizin kaynak olarak gösterdiğiniz ve orda yazıyor dediğiniz, (Buhari, Şurut 15), “eline aldı, kendisi Abdullah İbni Muhammed yazdı” sözü bu ifadenin neresinde var? |
Kaynakla AHnin yanilmasi.. YERDE ŞEYTAN
Gökte melek, yerde şeytan; kapıda postacısı elinde kitap; yollayan galaksinin bir köşesindeki Tanrı!... Galaksinin bir yerinde cehennem, öte köşesinde cennet!!!
“ İslâm dini” işte bu anlayışa dönüştürülerek, “ müslümanlık dini” diye algılanır ve kabul edilir olmuş! ( Ahmet Hulusi, Dini Yanlış Algılama, S.24-25) Yine yukarıya aldığım yazınızda; istihza ederek : “ Gökte melek, YERDE ŞEYTAN “ diyorsunuz Bu konudaki ayetleri de görelim ! “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak.” ( En’am sûresi âyet: 112) “Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.” ( Araf sûresi âyet: 27) “Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah"a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.” ( Araf sûresi âyet: 200) “Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım! Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım, Rabbim!” ( Mü’minûn sûresi âyet: 97-98) “Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyr edenler için onu süsledik. Onları, taşlanmış (kovulmuş) her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir alev sütunu düşmüştür.” ( Hicr sûresi âyet: 16-18) “Kur"an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah"a sığın! Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur. Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah"a ortak koşanlaradır.” ( Nahl sûresi âyet: 98-100) “Onlardan gücünün yettiği kimseleri dâvetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlâtlarına ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey vâdetmez. Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.” ( İsra sûresi âyet: 64-65) “(Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de (beşerî arzular) katmaya kalkışmasın. Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini (lafız ve mana bakımından) sağlam olarak yerleştirir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler.” ((Hac sûresi âyet: 52-53) |
Tercümedeki KAYIPLAR!!
Bizim türkcede cok güzel, ahenkli bir siir"i ele alalim.. o kadar anlamli olurki. Kendi icindeki sistemi ile insani büyüleyebilir..
Bu ingilize, almanca, fransizca ve diger diller icinde gecerlidir! ARAPCA icinde.. Bir insan belki Kuran"i indigi dilde okursa anlamini cikaramiyabilir, ama onu Allah"in (c.c.) indirdigi sekilde biraktigi icin ona farkli güzel etkiler yapabilir ve yapiyorda. Kuran"i türkce, ezan"i türkce okumaliyiz diye iddia edenler Kuran"in insanlarda bu etkiyi yapmamasini istiyor. Nitekim bütün dünyada müslüman olanlarin sayisi artiyor! Ingilizler zamaninda Osmanliyi yikabilmek icin su plani düsünmüsler: o müslümanlari Kuran"dan uzaklastirirsak onlari cok kolay ezip geceriz.. Ve Tarihe bakincada anliyoruzki, gercek sekilde iman eden müslüman askerleri yenmek kolay olmuyor. Sayilari 10 kat fazla olsa bile düsmanlarini yenebiliyorlardi. Kuran"dan uzaklastirma taktiklerinin cesitleri cok! Bir ülkede kendi kafalarina göre mezhep cikarmislar.. normalde Kuran"daki Peygamberimize (s.a.v.) itaat etmemiz gerektigini söyleyen, Kuran"in yaninda Peygamberimizin hal, hareket ve sözlerinide örnek almamiz gerektigini bildiren ayetleri bilerek farkli yorumluyorlar veyahut yorumlarinda isine gelmeyen ayetleri ele almiyorlar. Bir taktikleride bunlari kendilerine müslüman süsü verip, ben namaz kiliyorum diyerekten yapmak oluyor! Halbuki onlarin mensup oldugu guruplara bakinca onlara katilan insanlarin namazi bile terk ettigini görebiliyoruz. |
Yanilan insanlarin pesine düsmek!
Gördügümüz gibi bazi insanlar yanilan hoca dedikleri YNÖ ve benzerleri, sözde proflarin ve ilahiyetcilerin pesindeler.. Bilmiyorlarmiki onlarin iddia eddigi bazi seyler apacik inkara götüren düsüncelerdir? Bunlari söylemek inkara götürken, bazilari delillerle o kisilerin yanlis oldugunu gösterincede gözlerini kapiyorlar?
NEDEN ACABA? |
baş örtülerini
yukaridaki yaziya bakarsin.. derin aciklama icin gercek bir alimin yanina gidersin.. aciklamak icin su an vaktim yok, bende kendim bulmadim zaten.. o kadar bilgim yok.
|
Sen bana Piskoloji dersi verecegine
senin sahsi DIN anlayisini anlatirmisin ????
Senin Din anlayisin devlet anlayisin nedir ??? Bir görelim akuyalim ögrenelim...... burada ancak bana persönlich saldiriyorsun.... Senden ne adam akilli bir Beitrag okuduk ne gördük.... olaylari yine burada yazan benim.... larsi görüs ve bilgi üretemedigin icin, sonunda kisisellesip saldiriya geciyorsun..... Haksiz olsan bile... bagirki halki olasin gibisinden seninkisi... Ben acikcasi senin tüm yazdiklarini anlamadim... belki o saydigin en geri zakali kesimden olmadigim icin..... Hadi senin Dinin sana benim Dinim ban.... ben en azindan Dinimi detayli bir sekilde anlamasini ve anlatmasini biliyorum... sizde oda yok... ki sizlerin Din anlayisi ne oldugunu dahlen ögrenemedik gitti.... Acaba gercek anlamda hangimiz geri zekali... azda olsa düsün |
Ölen insanin ruhu gider
onda marifet yok..... ama Hiristiyanlar onun ruh olarak degilde bedensel olarak göge gittigine inaniyorlar....
Safsatalaikta burada... hatta bazi Islamcilarda öyle inaniyor... dedigim gibi... devenin her yeri yamuk yumuk... HZ. Isa yasamis ve eceliyle ölmüs olan biur Resüldür... onun yerine baskasini Kreuzigen etmisler.... anlasilan bu... Kuranin tabiriyle HZ Isayi gizledik diyor.... yani ölümden kurtarildi.... |
Müslüman Kamuoyuna bir Aciklama
ABDİ İPEKÇİ"DE OKUNAN BASIN AÇIKLAMASI
Ve bu aciklamadan dolayi Köklü Degisim Dergisi Mensuplarinin iki gün sonra tutuklanmalari; artik kendilerine Müslümanim diyenler bu konu hakkinda düsünüp kendilerinin nerede olduklarini anlama zamani gelmistir, buyurun okuyun insALLAH. <a href="redirect.jsp?url=http://www.kokludegisim.com/tekhaber.php?haberid=178 " target="_blank">http://www.kokludegisim.com/tekhaber.php?haberid=178 </a> |
Resmen kacamak sorular zerre kadar cevap
ta yok....
Yahu be adam.... sende benim gibi kendi DIN anlayisini yazsana buraya... Söel bakalim Kurana dayanarak kimler Cennetlik kjimler Cehennemlik..... naaaaaa probier mal.... Kesin yine persömnlich olacaksin.... baska carenmi var....?? Benden baska kimse bu Forumda bu kadar deytali sekilde görüslerini bildiremedi simdiye kadar.... Hadi sen dene.... anlat kisisel DIN algilayisini.... bilki o senin lagilayisindir. HZ muhammedin degil |
Benim yazilarimi anlayacak beyin yokki
cogunuzda.......
Sikiysa bneim yazdigim sekilde sizlerde DIN anlayisinizi Kurana dayli sekilde yazin...... Naaaaaaaaaaaaaaaa ???? Ne oldu... yaz bakalim senide dinleyelim...... IHR KÖNNT NUR REAGIEREN..... birazda Agieren edin... Hadi beni yalanci cikartin... probiert es doch mal |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 19:11 Uhr. |