Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

28.04.2005 20:10

Sen su Sünnetin Kuranda yazilidirina gel
 
ve bana Ayetleri sirala

28.04.2005 20:11

Ben anlamiyorum... ne olacak simdi
 
kesinlikle sende anlamiyorsun.... demek sen anlamadigin bir seye inaniyorsun... komisch... oysa akil üstündür derler ama hherkes icin gecerli degilmis yani...

Kaldiki benim yaptigima günah bile diyemeyen bana DIN de akil verici olarak hic bir sey veremez....

Sen uzman degilsin.. safsata Hocalarindan ders aldigin acikca ortada....

28.04.2005 20:12

Sen bana günahmi onu söyle...... o.T.
 
ohne Text

28.04.2005 20:15

Sünnet Kuranin neresinde yzaiyor ??? o.T
 
ohne Text

6666mahfuz 28.04.2005 20:49

muhahaha, Allah kabul etsin-))))))) o.T.
 
ohne Text

xp0mpalanejatx 28.04.2005 21:08

kURAN gerceklerini duyunca delirdiler
 
bakiyorum bu forumda kuran gerceklerini duyan mesaji alan bir kac kendini bilmez cahil cühale sözde sabato amaciyla yabani essekler gibi ZIP ZIP ziplayip hinclarindan hirslarindan delirmisler..
evet kuran gerceklerini ayetlerini isiten müsrikler ve putperestlerde aynen böyle reaksiyon göstermislerdir..
mesaji algilayip hirslarindan aslan görmüs yabani essek zebralar gibi tozu dumana katip kacarlar..
iste hadisci sünnetci hayalci masalci bu sözde dindar mahlukatin tavrini kuranda bir cok yerde okuyoruz..
mesela müdessir süresi..

74:48 Aracıların (yani alinin velinin evliyanin ulemanin ) şefaati onlara bir yarar sağlamaz.
74:49 Öyleyse neden bu mesajdan /kurandan yüz çeviriyorlar.
74:50 Ürkmüş zebralar gibi,
74:51 Aslandan kaçan...

evet ürküp zip ziplayin..ne zamana kadar.. ?
delirin bakalim delirin _!!! ;)

xp0mpalanejatx 28.04.2005 21:14

neden bilsinki bu so0nderstudent
 
adam hadisleri kopya etmekden kuran okumamiski bilsin..
lütfen biraz daha anlayisli olalim böyle zor sorular sormuyalim..
kurani bilmiyen bir insana böyle sorular sormak zulümdür he he...
ama ben söylüyeyim kuranda sünnet yaziyormus ama keciler yemis o ayeti..buharide yazar...kecinin yedigi ayetleri gösteren hadisi serifleri bulsunlar ..bu zavalli komik insanlar..belki cevab verirler sana...

xp0mpalanejatx 28.04.2005 21:17

MÜNAFIK ve SAHTEKAR SAHABELER
 
genel istek üzerine tekrar asilmistir..
:)iyi okuyun...

33:12 Peygmaberin sahabesi (arkadaşı) olan herkesi kutsayan bir görüş egemendir Sünni literatürde. Sunni kaynaklar, sahabeyi, "müslüman olarak Peygamberle görüşmüş kişi" diye tanımlar. "Sahabelerim yıldızlar gibidir; hangisini izleseniz doğru yolu bulursunuz" gibi nice uydurma hadislere kanan müşrik bir şair "sahabenin atının burnundaki toz" kadar bile olmadığını yazmıştı bir zamanlar. Halbuki, sahabelerin içinde birçok sahtekar ve münafık da vardı. Peygamber bunların bir kısmını zorluk anında tanıdıysa da bunların Muhammed"i putlaştırmak için suistimal edilmiştir. Muhammed"in kişisel davranışlarını, giyeceğini, yiyeceğini, diş fırçasını, sakalını, yürüyüşünü, yatışını ve hatta işemesini maymun gibi taklit etmeyi marifet sayanlar, ortaçağda yaşayan Arap, Yahudi ve Bızans örf ve adetlerini Allah"ın dini diye halka sunmuşlardıisimleri ilan edilmedi. Nitekim, Muhammed Peygameberin vefatından kısa süre sonra, Kuran"ın mesajını terkeden, cahiliyye dönemi hastalıklarını hortlatan, kabilecilik ve liderlik ihtiraslarıyla müminleri boğazlayan partilerin önsaflarında binlerce sahabe vardı. Münafık sahabelerin uydurduğu hadisleri "sahih" diye yutturabilmek için tüm sahabeleri kutsayıcı hadisler uyduruldu. Halbuki, inkarcılar dahil, Peygamberin tüm çağdaşları "sahabe" olarak tanımlanır Kuran"da (34:46; 53:2; 81:22). Kuran"ı dinleyen mi var?

xp0mpalanejatx 28.04.2005 21:19

BURAM BURAM ILIM KOKAN HADISLER
 
bazilari burda muhammed üzerine anlatilan hadisleri hikayeleri keloglan ile bazilarida sokrates ile karistiriyor.. bazi arkadaslarda liboslar gibi hadis hadis diyor ama hadisleri bile bilmiyorlar..ne cehalet ne cehalet...
sonra bazilarida
eee efendim keloglanida seviyoruz..muhammede istinaden edilen bu hadisleri niye sevmiyelim...inancimizda büyük yeri vardir..

iste yüzbinlerce sacmalikdan sadece bir kac örnek sahih hadis buhariden ++++
******
"Adamın biri Resulullah"a çoçuklarının azlığından şikayet etti. O (SAV)da ona yumurta ve soğan yemeği tavsiye etti."
MÜTHIS :)
"Cebrail bana Cennetten herise(keşkek) getirdi.Ben de yedim.Böylece kırk erkeğin gücüne kavuştum"**
VIAGRA :)
"Allah kendi kendini atın terinden yarattı"
wow felsefeye bak
"Allah"ın gözleri rahatsızlandı,melaikeler ziyaretine geldiler."

halbuki göz doktoruna gitmesi gerekmezmiydi ?

• Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım

• Arabı sevmek imandandır.
"Cennetlik bir adama 4000 bakire,8000 dul ve 100 huri verilir."
"Kadınlarla istişare edin,dediklerin tersini yapın"
"Beyaz horoz edinin...Beyaz horoz benim de,Cebrailin de dostudur."
"Beyaz güvercin besleyin.Onlar çocuklarınızı Cinlerden korur."

"Yüce Allah"ın taştan bir meleği vardır.Ona umare denir.Her gün bir eşeğin üzerinde bir taş indirir,fiatları sınırlandırır.Sonra göğe yükselir."

"99 kadından biri cennette diğerleri cehennemdedir."

" Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namaz icin ezan okundugu zamanseytan oradan sesli sesli osurarak uzaklasir,

Erkegin suyu beyazdir. Kadinin suyu ise saridir. Ikisi birlesir ve erkegin menisi kadinin menisine üstün gelirse Allah"in izniyle çocuk erkek olur. Kadinin menisi erkegin menisine üstün gelirse çocuk Allah"in izniyle kiz olur" buyurdular. Yahudi: "Vallahi dogru söyledin! Sen gerçekten hak peygambersin" dedi ve ayrildi.

*******
Ne ilim dolu bir din ama gözlerimiz doldu ;)

xp0mpalanejatx 28.04.2005 21:25

HADISLERDE CELISKILER.. (KAYNAKLI :))
 
binlerce sacmalikdan sadece bir kac tanesi iyi okuyun kaynaklarida acip bakin...aferin...

Hadisler deki igrenc boyuttaki celiskiler carpici boyutlardadir.örnekler..

Kadin opmekle abdest bozulur mu bozulmaz mi?

"Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) "in soyle dedigi rivayet edilmistir:"Erkegin hanimini opmesi ve ona eliyle dokunmasi hep mulamese (degme) sayilir. Oyleyse kim hanimini operse veya eliyle dokunursa abdest almasi gerekir." Bu rivayetin bir benzeri Ibnu Mes"ud"dan gelmistir." Muvatta, Taharet 64, (1, 43).

"Hz.. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadinlarindan birini optu, sonra donup namaza gitti, abdest tazelemedi. Urve rahimehullah der ki: "Kendisine: "Bu, sizden baska bir hanimi olmamali!" dedim, Hz. Aise gulmekle cevap verdi. "" Ebu Davud, Taharet 69, ( 178, 179, 180) ; Tirmizi, Taharet 63, (86) ; Nesai, Taharet 121, (1, 104) ;Ibnu Mace, Taharet 69, (502).

Zekerini/cinsel organini elleyenin abdesti bozulur mu bozulmaz mı?

"Busre Bintu Saffan (radiyallahu anhi) anlatiyor: "ResululIah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekerine degen abdest almadikca namaz kilmasin.."" Tirmizi, Taharet 61, (82, 83, 84) ; Muvatta, Taharet 58, (1; 42) ; Ebu Davud, Taharet 70, (181) ; Nesai, Taharet 118, (1, 100).

"Talk Ibnu Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)"in yanina geldik. (Biz huzurlarinda iken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi. "Ey Allah"in Resulu! dedi, kisi abdest aldiktan sonra zekerine degerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmaz mi? )"" Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi: "O, kendisinden bir parca degil midir? " Ebu Davud, Taharet 71, (182, 183) ;Tirmizi, Taharet 62, (85) ; Nesai, Taharet 120, (1, 101). Bu metin Tirmizi"nindir.

Uyku abdesti bozar mi bozmaz mı?

"Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah"in ashabi uyurlar, sonra abdest almadan namaz kilarlardi: (Enes"ten bunu rivayet eden) Katade"ye: "Bu sozu Enes"ten bizzat isittin mi? " diye sorulmustu: "Vallahi evet!" diye te"yid etti." Muslim, Hayz 125, (376) ; Ebu Davud, Taharet 80, (200) ; Tirmizi, Taharet 58, (78).

"Hz. Ali (radiyallahu ahh) anlatiyor: "Gozler, halkanin bagidir, oyleyse uyuyan abdest lsin." Ebu Davud, Taharet 80, (203).

Ateste pismis yemek abdesti bozar mi bozmaz mı?

"Ebu Hureyre radiyallahu anh)"den nakledildigine gore, Ebu Hureyre mescidde abdest alirken yanina Abdullah Ibnu Kariz gelir. Ona, Ebu Hureyre su aciklamayi yapar: "Bir kes (kurumus cokelek) parcasi yedim, bu sebeple abdest aliyorum. Cunku ben Resulallah aleyhissalatu vesselam"in "Ateste pisen seyler yiyince abdes alin" dedigini isittim." Muslim, Hayz 90, (352) ; Nesai, Taharet 122, (1, 105, 106) ; Tirmizi, Taharet 58, (79) ; Ebu Davud, Taharet 76, (194).

Bu, Muslim"in lafzidir. Hz. Aise"den de buna benzer bir rivayet mevcuttur. "Ibnu Abbas (radiyallahu anhama) anlatayor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) koyun budu yedi ve namaz kildi, abdest almadi."" Buhari, Vudu 50, Et"ime 18; Muslim, Hayz 91, (354) ; Muvatta, Taharet 91, (1, 25) ; Ebu Davud, Taharet 75, (187) ; Nesai, Taharet 123, (1, 108).

Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cikti, beraberinde ben de vardim. Ensardan bir kadina ugradi Kadin ona bir koyun kesti. Bir tabak taze hurma getirdi, ondan yeyip sonra ogle icin abdest aldi ve namaz kildi. Sonra (namazdan) ayrildi Kadin ona koyundan arta kalan bir seyler getirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu da yiyip ikindiyi kildi, bu sirada abdest almadi." Muvatta, Taharet 25, (1, 27) ; Tirmizi, Taharet 59, (80) ; Ebu Davud, Taharet 75, (191, 192) ; Nesai, Taharet 23, (1, 108). Bu Tirmizi"nin lafzidir.

Av kopegi tuttugu avin bir kismini yenmisse o av yenir mi yenmez mi?

"Adiyy Ibnu Hatim radiyallahu anh anlatiyor: " (Bir gun) : "Ey AIlah"in Resulu! Biz, su kopeklerle avlaniyoruz. Bunlardan bize helal olani hangisidir? " diye sormustum, su aciklamayi yapti: "Muallem (terbiye edilmis) kopegini besmele cekerek gonderdin mi, senin icin tuttugunu ye. Ancak kopek kendisi yemeye kalkmissa onu yeme. Zira bu durumda ben, avi kopegin kendisi için yakalamis olmasindan korkarim. Eger senin gonderdigin kopeklere baska bir kopek karisti da (hangisinin yakaladigi belli degilse) yine yeme." Buhari, Buyu 3, Zebaih 1, 2, 3, 7, 8, 9, 10, Tevhid 13;Muslim, Sayd 1, (1929) ; Ebu Davud, Sayd 2, (2847-2851) ; Tirmizi, Sayd 1- 7, (1465-1471) ; Nesai, Sayd 1- 8, (7, 179-183), 19-23, (7, 193-195).

"Sa"d Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh"a ogretilmis (muallem) bir kopek avi oldurecek olursa, yenilip yenmiyecegi sorulmustu: "Ye dedi, ondan sadece bir parca da kalmis olsa."" Muvatta, Sayd 7, (2, 493). 193, 194) ; Buhari, Sayd 8.

Aybasi goren kadin mescide girebilir mi giremez mi?

Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bu mescidin avlusuna girerek, yuksek sesle: "surasi muhakkak ki, mescid, ne cunub ne de hayizliya helal degildir" buyurdular. " "Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (bir gun) bana (kendisi mescidde iken) "Humre"yi bana getiriver!" buyurdular. "Hayizliyim" diye cevap verdim. "Senin hayizin elinde degil ki!" dediler." Muslim, Hayz 11, (298) ; Ebu Davud, Taharet 104, (261) ; Tirmizi, Taharet 101, (134) ; Nesai, Hayz 18, (1, 192).

"Hz. Meymune radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bizden biri hayizli oldugu halde onun kucagina basini koyar, Kur"an okurdu. Bizden birimiz hayizli iken Resulullah"in humrasini mescide tasir ve yayardi." Nesai, Hayz 19, (1, 192).

Erkeklere altin helal mi haram mi?

"Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine altindan bir yuzuk yaptirdi. Bunun uzerine halk da altin yuzukler yaptirdi. Bilahare aleyhissalatu vesselam minbere cikip oturdu, yuzugu cikardi ve: "Vallahi bunu ebediyen takmiyacagim!" dedi. Halk da yuzuklerini cikarip attilar." Buhari, Libas 45, 46, 50, 53, Eyman 6, Itisam 4; Muslim, Libas 53, 55, (2091) ; Muvatta, Sifatu"n-Nebi 37, (2, 936) ; Ebu Davud, Hatem 1-2, (4218, 4219, 4220) ; Tirmizi, Libas 16, (1741) ;Nesai, Zinet 43, 53, (8, 165, 178) ; Ibnu Mace, Libas 40, (3642-3644).

"Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatuvesselam) bir adamin elinde altindan bir yuzuk gordu. Onu cikarip atti ve:"Biriniz tutup atesten bir parcayi alip eline koyuyor!" buyurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gidince adama: "Yuzugunu al (baska surette) ondan faydalan" dediler. O: "Hayir! Vallahi ebediyen almayacagim, onu Resulullah (aleyhissalatu vesselam) atti" dedi." Muslim, Libas 52, (2090). " Said Ibnu"l-Museyyeb anlatiyor: "Hz. Omer, Suheyb (radiyallahu anhuma)"e: "Niye parmaginda altin yuzuk goruyorum?" dedi. Beriki: "Onu senden daha hayirli olan da gordu, ama ayiplamadi" deyince, Hz. Omer: "O da kimmis?" dedi. Suheyb: "Resulullah!" cevabini verdi." Nesai, Zinet 42, (8, 164, 165).

"Arfece Ibnu Es"ad (radiyallahu anh) anlatiyor: "Cahiliye devrinde cereyan eden Kulab savasinda burnum isabet almis, bu sebeple gumusten bir burun taktirmistim. Bilahare kokmaya basladi. (Durumu kendisine acinca), Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana altindan bir burun yaptirmami soyledi." Ebu Davud, Hatem 7, (4232, 4233, 4234) ; Tirmizi Libas 31, (1770) ; Nesai, Zinet 41, (8, 163, 164).

Peygamber yuzugu sag eline mi takardi sol eline mi?

" Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah yuzugunu sag eline takardi." Ebu Davud, Hatim 5, (4226) ; Nesai, Zinet 49, (8, 175).

"Ibnu Omer (radiyallahu anhama) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yuzugu sol eline takardi ve tasini avucunun icine getirirdi. Ibnu Omer de boyle yapardi. Ebu Davud, Hatem 5, (4227, 4228). 8. (4237) ; Nesai. Zinet 39, (8. 156. 157)..

Fitrat bes mi on mu?

"Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatuvesselam) buyurdular ki: "On sey fitrattandir: Biyigin kesilmesi, sakalinuzatilmasi, misvak, istinsak (burna su cekmek), mazmaza (agza su cekmek), tirnaklari kesmek, parmak mafsallarini yikama, koltuk altini yolmak, etektrasi olmak, intikasu"l-ma yani istinca yapmak." Muslim, 56 (261) ; EbuDavud, Taharet 29, (53) ; Tirmizi, Edeb 14, (2758) ; Nesai, Zinet 1, (8, 126, 127).

"Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatuvesselam) buyurdular ki: "Fitrat bestir: Sunnet olmak, etek trasi olmak, biyigi kesmek, tirnaklari kesmek, koltuk altini yolmak." Buhari, Libas63, 64, isti"zan 51; Muslim, taharet 39, (257) ; Muvatta, Sifatu"n Nebiyy3, (2, 921) ; Tirmizi, Edeb 14, (2757), Ebu Davud Tereccül 16, (4198) ;Nesai, Taharet 10, 11, (1, 14, 15).

Ayakta yemek icmek serbest mi degil mi?

"Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatuvesselam)"a zemzemden sundum, ayakta oldugu halde icti." Buhara, Esribe16, Hacc 76; Muslim, Esribe 120, (2027) ; Tirmizi, Esribe 12, (1883) ;Nesai, Hacc 165, (5, 237).

"Ibnu Omer (radiyallahu anhama) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devrinde yururken yer, ayakta iken içerdik. "Tirmizi, Esribe 11, (1881) ; Ibnu Mace, Et"ime 25, (3301). "Hz. Enes (radiyallahu anh) : "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ayaktaiçmeyi yasakladi" demisti. Kendisine: "Ya yemek? (Bu husustaki hukumnedir)" diye soruldu. "Bu daha siddetle yasaktir!" dedi veya soyle dedi. "Bu daha serli, daha kotu!" Muslim, Esribe 113. (2024) ; Tirmizi, Esribe11, (1880) ; Ebu Davud, Esribe 13, (3717).

Yemek icin namaz ertelenir mi ertelenmez mi?

"Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhis salatu vesselam) buyurdular ki: "Yemek veya bir baska sey için namazinizi tehiretmeyin." Ebu Davud, Et"ime 10, (3758). "Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhis salatu vesselam) soyle buyurdular: "Namaz baslar ve aksam yemegi de hazir olursaaksam yemegiyle baslayin." Buhara, Et"ime 58, Ezan 42; Muslim, Mesacid65. (558).

"Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhis salatuv esselam) buyurdular ki: "Aksam yemegi hazirlanmis ise, yemege namazdanonce baslayin. Yemeginizi aceleye de getirmeyin." Buhari, Et"ime 58, Ezan42; Muslim, Mesacid 64, (557) ; Tirmizi, Salat 262, (353) ; Nesai, imamet57, (2, 111).

Su kabinin agzindan su icilir mi icilmez mi?

"Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhis salatu vesselam) su kaplarinin agzindan icmek icin agizlarinin disa kivrilmalarini yasakladi." Buharî, Esribe 23, Muslim, Esribe 111, (2023) ;Ebu Davud, Esribe 15, (3720) ; Tirmizi, Esribe 17, (1891).

"Ensardan bir zat olan Isa ibnu Abdullah, babasindan naklen anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Uhud gunu bir su kabi istedi. (Kapgelince) : "Kabin agzini disa kivirin!" dedi, ben de kivirdim. Sonra kabinagzindan su icti." Ebu Davud, Esribe 15, (3721).

Peygamber ayakta isedi mi isemedi mi?

"Huzeyfe radiyallahu anh dedi ki: "Arkadasinizin titizligi bu kadarileri goturmemesini tercih ederim. Ben, ResululIah aleyhissalatu vesselam"la bir beraberligimizi hatirliyorum. Beraber yuruyorduk. Derkenbir kavmin bir duvar gerisindeki kullugune rastladik. Resulullahaleyhissalatu vesselam, tipki sizden birinin ayakta bevletmesi gibi durupayakta bevletti. Ben bu esnada kendilerinden uzaklasmak istedim. Banayakin durmami isaret buyurdu. Geri gelip, hemen arkasinda dikilipabdestini bozuncaya kadar bekledim."" Buhari, Vudu 62, 60, 61, Mezalim 27;Muslim, Taharet 73, 74, (273) ; Ebu Davud, Taharet 12, (23) ; Tirmizi, Taharet 9, (13) ; Nesai, Taharet 24, (3, 25).

" Hz. Aise radiyallahu anh"dan rivayete gore soyle derdi: "Size kim, Resulullah aleyhissalatu vesselam"in ayakta bevlettigini soylerse, sakinonu tasdik etmeyin. O, daima comelerek abdest bozardi." Tirmizi, Taharet 8, (12) ; Nesai, Taharet 25,

xp0mpalanejatx 28.04.2005 21:29

HAYVAN DÜSMANI HADISCILER::
 
kaynaklari iyi acin okuyun ...:)
Hadis

Ebu Zerr "e dendi ki : "Siyahin kirmizidan, beyazdan farki nedir? "" Su cevabi verdi: "Ey kardesimin oglu! Sen bana, benim Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)"a sordugum seyi sordun. Efendimiz: " Siyah köpek seytandir"" buyurmustu. "" Müslim, Salât 265, (510) ; Ebu Dâvud, Salât 110, (702) ; Tirmizî, Salât 253, (338) ; Nesâî, Kible 7, (2,63) ;Ibnu Mâce, Ikâmetu"s-Salt 38, (952). 5099 -"Bulasici hastalik ve ugursuzluk yoktur.Sadece talihsizlik vardir ve o da üç seydedir.Kadin,ev ve hayvan"(Buhari 76/53)"Melekler içinde köpek ve resim bulunan eve girmezler"(Buhari ,Tasavir, 833)"Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, mecusi kopeginin avladigi avin etini yemeyi yasakladi." Tirmizi, Sayd 2, (1466). Ibnu Ömer radiyallahu anhümâ anlatiyor: "Resülullah aleyhissalâtu vessselâm buyurdular ki: "Av ve çoban köpegi disinda köpek besleyenin ecrinden her gün iki kiratlik eksilme olur." (Sâlim der ki: "Ebu Hüieyre (bu hadisi rivâyet ederken): "... Veya ziraat köpegi "" derdi) çünkü o ziraat sahibi idi. Buhari, Sayd 6; Müslim, Müsâkât 50, (1574); Muvatta, Isti"zan 12, (2, 969); Tirmizi, Ahkâm 4, (1487); Nesâi, Sayd 12-14 (7, 187-188).

Kur"an

"....köpekleride iki kolunu girise uzatip yatmistir" (17:18) "...derler :7 kisidirler,sekizincileri de köpekleridir..." (17:22) "Kanatlariyla uçan kuslar dahil yeryüzündeki tüm yaratiklar sizin gibi birer toplum. Biz bu kitapta hiç bir seyi eksik birakmadik. Sonra onlar (tüm yaratiklar) Rablerinin huzuruna toplanacaklar" (6:38)

28.04.2005 21:48

Birisi bana sabatoj yapiyor ! KIMSE...
 
CIKSIN ORTAYA !!!!!

xp0mpalanejatx 28.04.2005 21:52

PEYGAMBERE İTAAT NE DEMEKTIR
 
Kuran"daki İslam"a delil getirme çabasında olan Gelenekçi İslamcılar "Allah"a ve Resulü"ne itaat edin" şeklindeki ayetleri göstererek, "Kuran"da, Allah"a ve Resulü"ne uymamız söyleniyor. Kuran"a uymak Allah"a uymaktır, Sacma sapan hadislere uymak Peygambere uymaktır" demektedirler.
"KİM ALLAH"A VE ELÇİSİNE İTAAT EDERSE VE ALLAH"TAN KORKUP SAKINIRSA, İŞTE KURTULUŞA VE MUTLULUĞA ERENLER BUNLARDIR." (24/52)
"ALLAH"A VE ELÇİSİNE İTAAT EDİN Kİ, MERHAMET OLUNASINIZ." (3/132)
Biz, Peygamberimiz Hz.Muhammed"e niye uyarız? Çünkü O, Allah"ın elçisidir. Yani Allah"ın mesajını alıp getiren kişidir. Elçinin mesajı, Allah"ın gönderdiği mesajdır. O MESAJA UYULUNCA hem Allah"a, hem o mesajı getiren elçiye uyulmuş olunur. Elçiye "Elçi" denmesinin sebebi, kendisinden olmayan mesajı taşımasındandır. Elçiyi devreden çıkartıp Allah"a varmamız mümkün değildir. İtaat edilmesi emredilen kişi olan Elçi, kendisi namına değil, göndericisi Allah namına konuşmaktadır. Bu yüzden "O"na itaat, gönderene (Allah"a) itaattir" mantığı, Kuran"ın bu ayetleriyle verilmektedir. Allah"ın elçi yollaması, bizimle irtibat kurmak kurmak için seçtiği tek yoldur. Elçi, mesajı insanlara ileteceği, O"na davet edeceği için, Elçi"ye itaat, O"nu gönderene itaat olacaktır.

xp0mpalanejatx 28.04.2005 21:58

Hz MUHAMMED sadece KURANLA uyardi..
 
Hadisci sünnetci mahlukatin kuranda zikr edildigi gibi kuran ayetlerini duyduklarinda yabani essekler gibi zip zip zipliyarak kurani görmezlikden gelip sinir yapmalari hepimze malumdur arkadaslar..

"DE Kİ: "BEN SİZİ YALNIZCA VAHİY İLE UYARIP KORKUTUYORUM." (21/45)
"ONLARA BİR AYET GETİRMEDİĞİN ZAMAN, "ŞURADAN BURADAN DERLESEYDİN YA" DERLER. DE Kİ: "BEN SADECE RABBİMDEN BANA VAHİY EDİLENE UYUYORUM. BU, RABBİNİZDEN OLAN BASİRETLERDİR, İMAN EDECEK BİR TOPLUM İÇİN DOĞRUYA İLETİLME VE RAHMETTİR"." (7/203)
Hz.İsa gibi Allah"ın sevgili bir kuluna ilahlık makamının verilmesinin Hristiyanlık Dünyası"ndaki sonuçları ortadadır. Peygamberimizle ilgili uydurmalar ise, Peygamberimize Allah"ın yanında ikinci bir hüküm koyucu sıfatının verilmesiyle gerçekleşmiştir. Bu sıfatla Gelenekçiler, Allah"ın vahyi olan Kuran"da olmayan hükümleri, kendi uydurdukları ve yanlış yorumladıkları hadis, sünnet adlı Peygamberimize iftiralarla dolu kitaplarda toplamışlardır. Oysa Peygamberimize Kuran"da şunlar söyletilir:
"DE Kİ: "SİZE, -ALLAH"IN HAZİNELERİ YANIMDADIR- DEMİYORUM, GAYBI DA BİLMİYORUM VE BEN SİZE -BİR MELEĞİM- DE DEMİYORUM. BEN BANA VAHYEDİLENDEN BAŞKASINA UYMAM"." (6/50)

ne anliyoruz bu ayetlerdem..bütün hadisleri at cöpe !!!!

xp0mpalanejatx 28.04.2005 22:05

sinirinden kudurdu putpeerest :)
 
kuran ne güzel diyor senin gibi cahiller icin,,kuranin gercegini isittiklerinde kuran ayetlerini duyduklarinda icleri karari sinirlerinden nefislerinde kudururlar..sen bize kuranin yine ne kadar hakli oldugunu canli canli gösterdin..
kudur evladim kudur...

6666mahfuz 28.04.2005 22:10

äh, özur dilerim, Tanrin kabul etsin-))
 
..dich muß man einfach lieben, ehrlich bist du ja, ama din kardeslerini nasil selamlasiyorsun...äh...huzurlasiyorsun.."huzurunuz üzerinize olsun" mu???

6666mahfuz 28.04.2005 22:15

Benim kücük oglum derki....
 
...ne dersen, kendinsin...

6666mahfuz 28.04.2005 23:16

Bütün hadisleri??? 100% ???
 
...sirk ve batil cok uzun bir konu, ve senin bahsetigin tehlikeli düsünmeler, hareketler, günahlar ve cahillik ortada,.. sidetle mubarek Kur`an da uyariliyoruz sirk ve batillikten, ..ilk önce Kur`an...tek bir harf degistirilmedi ve süphesizbizim öz kaynak...ikinci sirada tabiki hadisler masal degil...Peygamber Efendimiz gibi imanli insanlar yazdi..kusurlari olabilir...Allah daha iyi bilir..ama nasil cesaret edip bütün hadisleri cöpe diye tavsiye verebilirsin???
Allah sevgisi ve korkusu nasildir sence???

6666mahfuz 28.04.2005 23:35

Sacma sapan yazilarin kaynagini ver..
 
...bizde güllelim,...kaynagi...hangi hadis yazari, hangi baski, hangi sayfa...kaynagin yoksa, hem yalanci, hemde serefsizin tekisin..kaynagin varsa...ben öyle okumadim, bu mubarek gecede ins`Allah hakkini helal edersin yanlissam....

xp0mpalanejatx 29.04.2005 00:02

KURAN NEDEN SANA YETERLI DEGIL `?
 
simdi bu yazdiklarimi anliyabilecenmi dogrusunu istersen merak ediyorum..
hadislerin hepsini atalimmi diye soru sorarken sana 2 ayri yönde cevab verilebilir..
tabiki anlayabilme dilegiyle :)
..
birincisi kuran sana yetmiyormu ? kuran hz muhammede yetti sana neden yetmiyor ? kuran eksikmi ? neden kurani masallarla hikayelerle felsefelerle tamamlamaya calisip kuran kuma getirmeye calisiyorsun ? sence allah unutkan mi allah unuttumu ..allah hükmüne ortak kosarmi ? kurandaki peygamberi uyarici ayetlere ne dersin ?Kuran kusursuz tamamlanmis övgüye layik detayli bir kitap iken neden peygamberden 200-300 yil sonra yazilmis kitaplari kurana yardimci kitap yapma cüreinde bulunuyirsun ?

peki bu ayetlere ne dersin ?
"ALLAH SİZE KİTABI DETAYLANDIRILMIŞ BİR HALDE İNDİRMİŞKEN, ALLAH"IN DIŞINDA BİR HÜKÜM KOYUCU MU ARAYAYIM?" (6/114)
sana göre sahabe buhari hz ali hz muhammed hüküm koyucumu ? neden allahdan baska hüküm koruyucu ariyorsun ?
"ALLAH SİZE KİTABI DETAYLANDIRILMIŞ BİR HALDE İNDİRMİŞKEN, ALLAH"IN DIŞINDA BİR HAKİM Mİ ARAYAYIM?" (6/114)
allah kurani perfekt ve iman eden bir kisiye her detayi iceren bir kitap olarak sunarken senin masalci hadiscilerin neden bunun aksini eylemliyor ?
"RABBİN ASLA UNUTKAN DEĞİLDİR." (19/64)
KİTAPTA HİÇBİRŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK." (6/38)
diye ayet varken sen aklini atalarinin dinine kiralamis kisi cikip caart curt hadisler 2. kaynakdir kurani tamamlar dersin..evliya kirintilarinami inanalim yoksa kuranami ?
....
200 yil sonra binlerce entrikadan gecen ve buharali yahudi buharinin yazdigi hadislerin yaklasik 600.000 tane hadise mi inanalim parantez icinde bu zatin..allah belasini veriyordur kesin..
onlara mi inanalim yoksa kuranami ?
hadisse at cöpe yeni sloganimiz !

xp0mpalanejatx 29.04.2005 00:02

KURAN NEDEN SANA YETERLI DEGIL `?
 
hadislerin hepsini atalimmi diye soru sorarken sana 2 ayri yönde cevab verilebilir..
..
birincisi kuran sana yetmiyormu ? kuran hz muhammede yetti sana neden yetmiyor ? kuran eksikmi ? neden kurani masallarla hikayelerle felsefelerle tamamlamaya calisip kuran kuma getirmeye calisiyorsun ? sence allah unutkan mi allah unuttumu ..allah hükmüne ortak kosarmi ? kurandaki peygamberi uyarici ayetlere ne dersin ?Kuran kusursuz tamamlanmis övgüye layik detayli bir kitap iken neden peygamberden 200-300 yil sonra yazilmis kitaplari kurana yardimci kitap yapma cüreinde bulunuyirsun ?

peki bu ayetlere ne dersin ?
"ALLAH SİZE KİTABI DETAYLANDIRILMIŞ BİR HALDE İNDİRMİŞKEN, ALLAH"IN DIŞINDA BİR HÜKÜM KOYUCU MU ARAYAYIM?" (6/114)
sana göre sahabe buhari hz ali hz muhammed hüküm koyucumu ? neden allahdan baska hüküm koruyucu ariyorsun ?
"ALLAH SİZE KİTABI DETAYLANDIRILMIŞ BİR HALDE İNDİRMİŞKEN, ALLAH"IN DIŞINDA BİR HAKİM Mİ ARAYAYIM?" (6/114)
allah kurani perfekt ve iman eden bir kisiye her detayi iceren bir kitap olarak sunarken senin masalci hadiscilerin neden bunun aksini eylemliyor ?
"RABBİN ASLA UNUTKAN DEĞİLDİR." (19/64)
KİTAPTA HİÇBİRŞEYİ EKSİK BIRAKMADIK." (6/38)
diye ayet varken sen aklini atalarinin dinine kiralamis kisi cikip caart curt hadisler 2. kaynakdir kurani tamamlar dersin..evliya kirintilarinami inanalim yoksa kuranami ?
....
200 yil sonra binlerce entrikadan gecen ve buharali yahudi buharinin yazdigi hadislerin yaklasik 600.000 tane hadise mi inanalim parantez icinde bu zatin..allah belasini veriyordur kesin..
onlara mi inanalim yoksa kuranami ?
hadisse at cöpe yeni sloganimiz !

berlinfatih 29.04.2005 00:30

Ey Müslümanlar ! Bu Daveti Okuyun
 
MÜSLÜMANLARIN DURUMU VE NİÇİN HİZB-UT TAHRİR



Bir saatte olsa Müslümanların durumu hakkında düşünme zamanımız hâlâ gelip geçmedi mi?!

Oysa ki; onların durumunu düşünmek üzerimize farzdır.

Yoksa; bizler şöyle diyen Muhammed (sav)’in ümmetinden değil miyiz?!

“Birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte, birbirlerine şefkât göstermekte mü"minlerin misâli, bir bedenin misâli gibidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona iştirâk ederler.”

Filistin’de olanları hâlâ görmüyor muyuz?!

Müslümanların kafirlere karşı tepki vermemeleri, kafirleri iyice cesaretlendirmiş ve dolayısıyla cürümlerini artırmışlardır. Çünkü; mü’minler, birbirlerine karşı bir beden gibi oldukları bilincinde değillerdir. Bu yüzden cesaretlenen kafirler, Filistin’in peşinden Çeçenistan’ı, Afganistan’ı, Bosna’yı, Kosava’yı, Sudan’ı, Cezayir’i ve sonra da Irak’ı işgal etmişler ve de akıl almaz cürümler işlemişlerdir.

Bizler, batının bu katliamlarla asla yetinmeyeceğini ve İslam ümmetinin belini kırıncaya dek asla rahatlamayacağını hâlâ idrak etmeyecek miyiz?!

Rasûlullah (sav)’in şu hadisini nereye koyuyoruz?! Yoksa onu görmezden mi geliyoruz?!

“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez onu tehlikeye atmaz onu yardımsız bırakmaz ve onu hakir görmez.....”

Öyleyse; ümmetin başına çöreklenen bu belâdan çıkış yolunu araştırmamızın zamanı hâlâ gelmedi mi?

Bilfiil Allah’ın emri üzerine yürüdüğümüzü görmek, genişliği gök ve yeryüzü kadar olan cennete nail kılacak davranışlarımızın, Allah’ın rızası dairesinde deveran edip etmediğini anlamamız için hala müracaat zamanı gelmedi mi?!

Yoksa; bizler gâfil olmak, câhil olmamız açısından kişiyi helak ve bedbahtsızlık derekesine götürecek bir yaşam mı yaşıyoruz?!

Bunları, vaaz ve irşâd için söylemiyoruz. Bilakis bu çağrıyı bizlere-ümmete yöneltmemizdeki maksat sadece aklı selîm olarak düşünmemiz içindir.

Umulur ki; içtenlikle yaptığımız bu çağrı ve bütün samimiyetimizle dile getirdiğimiz bu kelimeler; Allah’a iman eden, rızasına nail olmayı seven ve âlemlerin Rabbinin yegâne doğru olarak beyân ettiği yola suluk etmekten hoşlanan kalplerin iç zarına dokunur ve onları uykularından uyandırır. Allah’ü Te’âla şöyle buyurdu:

“Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah"ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti”

Kafirler bütün gücüyle Müslümanların topraklarında fesâdı yaymayı ve onlara zehrini kusmayı sürdürüyor. Erkek çocuklarını katlediyor, kız çocuklarına tecavüz ediyor, yaşlılarını sokakta soyuyor, gençlerini bukağıya diziyor ve iffetli Müslüman kadınların Allah’ın kendilerine emrettiği şekilde başörtü takmalarına ve giyinmelerine engel oluyor. Hatta; kafirler, Allah’a, Rasûlüne ve mü’minlere düşmanlıkta zirvededirler.

Nitekim, Allah’ın düşmanı Bush, bir çok yerde açıkça İslam’a ve Müslümanlara karşı harbinde; ‘yeni bir haçlı seferleri ilan ettiğini’ işitmedik mi?!

Enkazı üzerine yönetici kafirlerin demokrasi olarak isimlendirdikleri kokuşmuş, köhneleşmiş sistemlerini ikâme etmek amacıyla, Washington’un, Londra’nın ve Paris’in İslâm’ı yeryüzünden silmek istedikleri haberleri bizlere ulaşmadı mı?!

Amerikan’ın, geçen bir sene zarfında İslâm’a ve Müslümanlara karşı, haçlı hamlesinde zalimce, yüz binlerce Müslüman’ı katlettiğini bilmiyor muyuz?!

Bir sene içerisinde Müslümanlar, Amerikan terörizmine 200.000’den fazla kurban vermişlerdir. 11 Eylül’de ölenler üzerine gözyaşı dökenler buna mukabil katledilen Müslümanlar hakkında niye katledildiklerine dair soru sormamış veya katledilmelerinin sebebi Amerika’dır diyememiştir. Amerika ve Batı terörizmi sebebiyle bir sene içerisinde ölüme terk edilen Müslümanların sayıları şöyledir:

1- Dünya istatistiklerinin verilerine göre 12 ay içerisinde Irak’ta ölen çocukların sayısı 121.237’dir. Dünya örgütleri, bunların ölüm nedeninin Amerika’nın Irak’a uyguladığı ambargodan kaynaklandığını zikretmişlerdir. Zira ambargo çocuk ilaçları alımına engel oluyor ve onları ölüme terk ediyordu.

2- Amerika’nın Ekim 2001’den itibaren Afganistan’a karşı başlattığı askerî saldırısında ölen sivil Afganların sayısı 31.202’dir. Öyle ki; Amerikan savaş uçakları rasgele Afganlıların köylerine, evlerine, mescitlerine, hastanelerine ve düğün yerlerine bomba yağdırmıştır.

3- Hint hükümetinin kontrolü altında 12 ay içerisinde, Kucurat eyaletinde Hinduların elleriyle katledilen ve yakılan Hintli Müslümanların sayısı 1084’dir.

4- Rusya’nın, Amerika’dan yeşil ışık almasının ardından bir senede Rus hava bombardımanından ölen Müslüman Çeçenlerin sayısı 5078’dir.

5- Aynı sene içerisinde Amerika tarafından (İsrailli askerlerin ellerine verilen Amerikan ve İsrail silahları) katledilen Filistinlilerin sayısı 3039’dır.

6- Özellikle Amerika’nın, Hilâfet propagandası yapan Hizb-ut Tahrir gençlerini ve diğer aktif İslamî hareketleri kontrol etmek amacıyla, sözde terörizmle mücadele adı altında Kerimov hükümeti tarafından evlerinden zorla alınıp götürülen Müslüman Özbeklerin sayısı 2170’dir.

7- Zorla, kuvvet kullanılarak sakallarının kesilmesinin ardından Guantinamo’da tutuklu bulunan Müslümanların sayısı 598’dir.

İşte, bir sene içerisinde Müslümanlara uygulanan terörizme delâlet eden bazı kesitler bunlardır. O halde bunlara ağlamak, Amerikalılara ağlamaktan daha evla değil midir?!.

Müslümanlar, 14 asır boyunca Çin’den Endülüs’e kadar olan topraklara hükmeden İslam’î Hilâfet devletinin gölgesi altında yaşamışlar, bu dönemlerde kadınların ırzlarına tecavüz edildiğine dair tarih kitaplarında bir tek olay dahi varit olmamıştır. Bu ender hadarî uygulamanın, bir hadaretin insanlığa sunduğu en yüce hususlardan addedildiğini bilmiyor muyuz?!

Râşid-i Hilâfet’in ilga edilmesinden günümüze kadar, iffetli Müslüman kadınlara, insanlığın gözleri önünde saldıran pis ve murdar kimselere ne demeli?!

Allah’ü Te’âla onlara yapılanlar hakkında bizleri hesaba çekmeyeceğini mi zannediyoruz?!

Allah’ü Te’âla’nın, onlar hakkında bizleri sorumlu kıldığı ve Kıyâmet günü onlardan her birinin yakamızı tutarak Âlemlerin Rabbine şöyle niyaz edeceği hiç hatırımıza gelmiyor mu yoksa?!

“Sen, akidede bizleri kardeş kılmadın mı? Sen, Kitab-ül Muhkem’de bizlerin kardeş olduğunu beyân etmedin mi? Ya Rabbi! Sen -ki Sen’in sözün haktır-, Müslümanların kardeş olduğunu buyurmadın mı? Madem kardeştik, kardeşlerim, Allah’ın pis ve murdar düşmanları benim ırzıma geçerken ne yaptılar?”


Ey Müslümanlar!

Bizler, bu sorular karşısında alemlerin Rabbi’ne ne cevap vereceğiz? Bizler, ırzına geçilen kimse annemiz veya kız kardeşimiz olsaydı hareketsiz durabilir miydik?

Mescid-ül Aksa’da oluk oluk kanları akan kardeşlerimizi Yahudiler katlederken, sürgün ederken, aç bırakırken ve en kötü azabı onlara reva görürken, bunları bizler ekranlardan izlemedik mi?! Allah’ü Te’âla, onlar hakkında bizlere sorduğunda ne cevap vereceğimizi acaba hiç kendi kendimize sorduk mu? Veya “mallarımız, ehlimiz bizi meşgul etti” sözümüzün bizlere fayda vereceğini mi sanıyoruz?! Son pişmanlık fayda vermez iyi biliniz!..

Âlemlerin Rabbi, bizlerin rızkına kefil olmadı mı? Dinine yardım etmek için çalışmayı bizlere emretmedi mi? Ve eğer yüz çevirirsek en kötü azaptan sakındırmadı mı?

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah"tan, Rasûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez”.

Belki bizler; “elimizden ne gelebilirdi ki” diye sorabiliriz? Yine bizler; “ne devletiz, ne yöneticiyiz, ne bakanız, ne orduda subayız, hatta bu zındıklara nasıl baskı yapacağımızı da bilmiyoruz” diyebiliriz? Buna karşılık deriz ki; “bilakis, bütün dünyayı değiştirmek ve dünyada ve âhirette kurtuluşunuz için çalışmak sizin elinizdedir.” Öyleyse; Allah’ın sizleri ve bizleri faydalandıracağı, dünyada ve âhirette kurtuluşumuza vesile olacak sözü işitmek için kalplerinizi ve kulaklarınızı açıp bizi can havliyle dinleyiniz.

İster Filistin sorunu olsun, ister Irak sorunu olsun, yağmalanan petrol sorunu olsun, tarumar edilen mallar olsun, gasbedilen haklar olsun, Afganistan, Çeçenistan sorunu olsun, ağızlarımıza vurulan gemler sorunu olsun, fakirlik, cahillik, geri kalmışlık sorunu olsun veya ümmetin boynunu ve hayratını düşmanlarına teslim eden ve geçici bir koltuk, az bir para uğruna ümmetini satan, İslâm’î âlemi elli küsur devletçiğe parçalayıp idaresine sahip olmayan ve ümmetin çocuklarını en rezil ümmetlere karşı himaye edemeyen kötü liderlerin, rüveybida yöneticilerin tahakküm sorunu olsun, muhakkak ki; bütün İslâm’î âlemdeki sorunlara bakan kimse Müslümanların merkezî sorununun İslâm’ın hayatlarından yok oluşu olduğunu, yani Allah’ın indirdikleriyle hükmetmemenin, hayatlarını bildik ve yaşadığımız cehenneme dönüştürdüğünü görür. Allah’ü Te’âla bunu şöyle tasvir eder:

“Kim benim zikrimden yüz çevirirse, şüphesiz onun için zor bir yaşam vardır ve onu kıyâmet günü kör olarak haşrederiz”.

Müslümanlar; kendilerini şeriata göre yöneten, Allah’ın ve Rasûl’ünün hükümlerini içlerinde tatbik eden Halife’nin yok oluşuyla neler kaybettiler?

1- Hayatlarında İslâm’a göre yaşamayı kaybettiler.

Zekât, zenginlerinden alınır fakirlerine verilir. Acaba bugün biz, bir senelik malın ve petrol gelirlerinin zekâtının İslâm’î âlemde hiç bir fakir bırakmayacağını biliyor muyduk? Yaklaşık olarak bir varili otuz dolardan, günlük 9 milyon varil üreten Suudi Arabistan gibi bir devletin 2001 senesindeki bütçesinin 271 milyar dolar açık vermesi şaşılacak bir şey değil midir? Oranın petrol ve gelirlerini Amerika’nın yağmaladığını acaba biliyor muyduk? Petrol ve gelirlerinin ümmete iâde edilmesi gerekirken, hain yöneticiler sayesinde bu gelirler Müslümanların kanlarını emen Amerikan kapitalistlerine ve silah fabrikatörlerinin cebine gitmektedir. Ömer İbn-u Abdülaziz günlerinde, Hilafet uygulanmasının üzerinden daha yetmiş sene gibi kısa bir süre geçmesine rağmen İslâm’î âlemden fakirliğin kökünü kazımıştır. Öyleyse; Hilafet’in yıkılmasından daha feci ne olabilir?..

2- Müslümanlar Hilafet’in kaybolmasıyla icat edici akıllarını kaybettiler.

Çünkü onları ne bir güden var, ne onlara araştırma merkezi kuran var, ne de ağır sanayini mukadderatımıza tahakküm ve hayratımızı tarumar etmekten düşmanlarımızı engelleyecek keyfiyet üzerine oturtacak şahsiyetler var!..

Ümmet, insanlık için ilmi, hadareti, gelişmeyi, medeniyeti üreten ve dünyanın her tarafından ilim talebelerinin gönüllerini cezbeden üniversiteleri, Endülüs’te kurarken ve sayısız alimler yetiştirir iken, bu gün kartondan devletçiklerin düşünme, üretme ve refah yaşamına engel olmasından dolayı bir lokma uğruna Batıya taşınan beyin göçünü insanlarımız hala neden görmüyor?

3- Müslümanlar, Hilâfet’in kaybolmasıyla düşmanlarının kalplerinde olan heybetlerini kaybettiler.

Heybetlerini kaybetmeleri, düşmanlarının kendilerine saldırma cüretine sebep oldu. Dolayısıyla Müslümanların erkeklerini öldürdüler, kadınlarının ırzlarına geçtiler, çocuklarını diri diri gömdüler; ülkelerini, zenginleştirilmiş uranyum gibi uluslararası yasak olan silahlarının deneme sahası yaptılar. Eğer İslam beldelerindeki yöneticiler ve Müslümanlar, Allah’ın düşmanlarının yaptıklarına karşı susmasaydı, kafirler cihad ve şehâdet ümmeti olan bu Müslümanlara saldırma cüretini gösteremezlerdi. Zira yöneticiler, Müslümanları düşmanlarına karşı savaştan ve ırzlarını savunmaktan alıkoydular. Oysa ki Müslümanlar, Allah’ın adıyla bölgeleri fethediyorlar, adaleti, fazileti yaymak ve insanlığa en hayırlı kanunları tatbik etmek için atlarıyla denizlere dalıyorlardı. Allah’ın Rasûl’ü ne kadarda doğru söylemiştir:

“İmam bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” Yani Müslümanları himâye eden koruyucu zırhtır. Zırh düştüğü zaman bu ümmet düşmanlarının oklarına hedef olur.

4- Müslümanlar, Hilâfet’in yıkılmasıyla ordularını kaybettiler.

Müslümanların orduları topraklar fethederken, sınırları korurken ve Allah düşmanlarına korku salarken, günümüzde Müslümanlar üzerine bir yük olmuştur. Ne zaman batı ekonomik problemle karşı karşıya kalsa, ümmetin başındaki hain yöneticiler; (kullanılması izne bağlı) silahları en fahiş fiyatla satın almak için âdete yarışmaktalar. Hatta almaya kalktıkları silahlar paslanmış, depoya kaldırılmış silahlardır.

Müslümanların kızları; “Yetiş ya Mu’tasım, yetiş ya Halife ve Ey Allah’ın orduları! neredesiniz” diye haykırırken, onları duyan yok! Ordular, mücahitlerin ateşinden İsrail’i korumakta, Şaron’un güvenliği için gece gündüz uykusuz kalmaktadır. Görevleri; sadece ajanların kuş tüyünden yataklarını ümmetin muhlis evlatlarından korumaktır.

5- Müslümanlar, Hilâfet’in yıkılmasıyla birliklerini kaybettiler.

Onlar bir ümmet iken ve Halife Rab’lerinin kitabıyla onları yönetirken, onlar için uykusuz kalırken, onları hiç bir şeye değişmezken, hak ortaya çıkıncaya kadar onun katında kuvvetli zayıf ve zayıf da kuvvetli iken, onlar arasını düşmanlarının çizdikleri sanal sınırlar ayırmazken; Hilâfet’in yıkılmasıyla Suriye’liler, Türkiye’liler haccetmek için pasaport ibraz etmeye ve Iraklılar gibi diğer Müslümanlarda Mısır’a girmek için vize almaya mecbur bırakılmışlardır.


6- Müslümanlar, Hilâfet’in yıkılmasıyla Kur’an’ın hakemliğini kaybettiler.

Ki; bu en büyük kayıptır. Şeriat hayattan kaldırıldıktan sonra, kinci haçlı seferlerine karşı Allah’ın hükümlerini gözeten, hadleri ikâme eden, İslâm’î akideyi koruyan bir sulta yoktur. Durum böyle olunca; Mekke’yi Mükerreme civarında faiz bankalarının gökdelenleri yükselecektir.

Yine durum böyle kabullenildikçe; İslâm risaletini taşımak için cihadın yapılmadığını göreceğiz. Ve yine Suriye halkının, Filistin halkına yardım etmesine, Hicaz ve Bahreyn halkının da Irak halkına yardım etmesine engel olunmuş ve Pakistan Müslümanlarıyla Afganistan’daki kardeşleri arasına barikatlar konulmasına seyirci kalınacaktır.

Evet, günümüzde Müslümanların durumu Hilâfet’in olmamasıyla içler acısıdır. Bu, (ümmete nispetle) “Tarihin sonu” mudur? Elbette hayır!.. Zira Allah’ın -ki O’nun vaadi haktır- ve Rasûlullah (sav)’in (ki; asla o hevasından konuşmaz) vaadi vardır. Allah azze ve celle şöyle buyurdu:

“Allah, sizlerden îmân edip sâlih amel işleyenleri, kendilerinden öncekileri yeryüzünde Halîfe kıldığı gibi onları da yeryüzünde Halîfe kılacağını, onlar için seçtiği dinlerini (İslam’ı) yeryüzünde hâkim kılacağını, (geçirdikleri) bu korkularını güvene çevireceğini vaâdetti. Zira onlar yalnız Bana kulluk ederler ve hiçbir şeyi Bana ortak koşmazlar. Kim de bundan sonra inkâr ederse işte onlar fâsıkların ta kendileridir”.

Bu; korkudan sonra Allah’ü Te’âla tarafından yeryüzünde Halîfe ve hâkim kılacağına ve kırılmalardan, musibetlerden, büyük belâlardan sonra yardım edeceğine dair vaattir.

Yine Allah’ü Te’âla, Allah’ın nurunu söndürmek isteyen küfür ve kafirlerin teşebbüslerini niteleyerek şöyle buyurdu:

“Onlar ağızlarıyla Allah"ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır. Müşrikler istemeseler de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O"dur”


Ey kardeşler!


Bu, Allah’ın dininin bütün dinler, bütün şeriatlar üzerine egemen olacağına ve İslam anayasasının bütün anayasalar üzerine üstün geleceğine dair bizlere bir müjdedir. Allah’ü Te’ala bu vaadi Kur’ân’ı Kerim’in bir çok yerinde zikrederek iyice pekiştirmiştir:

“Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O"dur. Şahit olarak Allah yeter”.

“Allah"ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez. O, müşrikler hoşlanmasalar da dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasûlünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir”.

Allah’ü Te’âla, İslâm’ın girmediği hiç bir yerleşik ya da göçebe ev ve oda kalmayıncaya kadar nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez ve vazgeçmeyecektir. Sevbân’dan Rasûlullah (sav)’in şöyle buyurdukları rivâyet olunmuştur:

“Allah Te’âla yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır.”

İmam Ahmed Müsned-i Şamiyyin’de, Temîm Ed-Dârî’den Nebî (sav)’in şöyle buyurduklarını işittiğini rivâyet etmiştir:

“Bu din, gecenin ve gündüzün ulaştığı yere ulaşacaktır. Allah; bir azizin izzetiyle veya bir zelilin zilletiyle, Allah’ın İslam’ı üstün kılacağı bir izzetle ve kafiri zelil kılacağı bir zilletle, yerleşik ya da göçebe herkesin evine bu dini mutlaka sokacaktır.”

Ve hepimiz Rasûlullah (sav)’in Roma’nın fethine dair vaadini tasdik ediyoruz. Nitekim daha önce Rasûlullah (sav)’in Kostantiniyye’nin (İstanbul) fethine dair müjdesi gerçekleşmiştir.

Öyleyse Roma Hilâfetsiz nasıl fethedilecek? Kudüs Hilâfetsiz nasıl kurtarılacak? Hilâfetsiz İslâm yeryüzüne nasıl egemen olacak? Halifesiz, Müslümanların sorunlarını halletmek ve ırzlarını müdafaa etmek için Müslümanların ordularını kim harekete geçirecek?


Ey Müslümanlar!


Sizleri bu sorunları halletmek ve yeryüzüne İslâm şeriatını tatbik edecek, İslâm’ı adâlet, hidâyet ve nur risâleti olarak insanlığa davet ve cihad yoluyla taşıyacak olan İslâm’î Hilâfet devletini ikâme etmekle İslâm’î hayatı başlatmak için ciddi bir çalışmaya davet ediyoruz. Böylece zimmetlerinizi temize çıkaracak, Rabbinizin rızasına nail olacaksınız. Yine sizlere bu azametli ve yüce işin, ancak bunu gerçekleştirmek üzere çalışan bir cemâatle olacağını hatırlatırız.

İşte bunun içindir ki, sesimizi yükselterek, yeryüzünde ya Hilâfet’i ikâme etmek ya da bu uğurda bütün gençlerini telef etmek üzere Allah’a ahdeden bu cemâatin Hizb-ut Tahrir olduğunu müjdeliyoruz ve niçin Hizb-ut tahrir olduğuna değinmek istiyoruz.

Hizb-ut Tahrir’dir diyoruz, çünkü; yirminci asır içerisinde Müslümanlar, davetleri ve İslâm’î hareketleri boyunca şeriatı uygulamak veya fâsit vakıayı değiştirmek için değişik yollar denemişlerdir. Bu bağlamda parlamento ve oy kullanma yolunu denemişler, nihayet şek ve şüphe kalmayacak şekilde (onlar) bu yolun kendilerini o yüce gayeye ulaştıracak bir yol olmadığını anlamışlardır. Cezayir, Mısır, Türkiye ve Ürdün’de olanlar daha hafızalarımızdan silinmiş değildir. İslâm’î hayatı başlatmanın şer’î metoduna muhalif olan bu sarp yol ile sadece, İslâm’ı tatbik etmekten ümmeti bir adım daha uzaklaştırmışlardır.

Yine Müslümanlar; Mısır’da yöneticilere silahla ve maddî eylemlerle karşı çıkma yolunu denemişler ve bu bağlamda ümmet hâini Sedat’ı katletmişlerdir. (Allah’ü Te’âla’dan ecrini kendilerine vermesini temenni ettiğimiz, iyiliklerinin artırmasını arzuladığımız) bu amelle, silahlı hareketlerin zirvesine ulaşmışlar, fakat gayeye ulaşmakta başarısız olmuşlardır. Çünkü düşman, sadece yönetici şahıs değildir. Bilakis Müslümanların omuzları üzerine çöreklenen, onları Allah’ın indirdikleriyle yönetmeyen, ordularını, güvenlik güçlerini ve istihbaratını, Müslümanların, şeri hükümleri hayatlarında tatbik etmelerine engel olması amacıyla kurduğu batıl üzerine bekçi olarak diken küfür sistemidir.

Yine Müslümanlar; mevcut vakıayı etkin hitab ve açık vaazlarla islah etme yolunu denemişler, toplumlardaki bu bozuk vakıayı tenkit ederek, ümmetin çocuklarından, içlerinde hayır bulunan kimseleri bu pislikten kurtarmaya çalışmışlardır. Böylece de ümmetin fertlerini, tek tek ele alarak toplumu ıslah etmeyi ümit etmişlerdir. Fakat toplumlarımızda fazileti yıkmak için gecesini gündüzüne katarak çalışan kafirlerin çalışmaları otoriteden cesaret almaktadır. Zira basın ve basının kustuğu zehir, eğitim ve eğitimde bulunan tahrifat, zulmü ve taşkınlıkları empoze eden otorite gücü onlarla birliktedir. Muhlis fikir sahiplerine zalimlerin yaptıkları diktatörlük, onları hapse atmak, fesâdı teşvik etmek ve gençlerin evlenmesine engel olacak fakirliği icat ederek, onları zina yapmaya zorlamak gibi baskı araçları hep onların elindedir. Bütün rezâlet kapılarını sonuna kadar açıp, bütün fazilet kapılarına anahtar vurmak, ıslah etmeye çalışanların gayretinden daha kuvvetlidir.

Öyleyse; Müslümanların dağarcığında, en son kendilerini savunma hattı olarak, bayraktarlığını Hizb-ut Tahrir’in yaptığı kapsamlı, köklü, inkilabî değişimden başka geriye ne kaldı. Çünkü, Hizb-ut Tahrir; İslâm’î âlemdeki mevcut statükoyu değiştirmenin metodunu araştırdığında, (Allah’ın izniyle) davette Allah’ın yardımına götüren yegâne yolun Rasûlullah (sav)’in metoduna bağlanmak olduğunu görmüştür. Ardından davetin yükünü taşımaya muktedir, hak üzerinde sabretmeye müstahak ve daveti taşımadaki gücü sebebiyle Allah’ın yardımının kendilerine ineceği İslâm’î şahsiyetleri icat etmek için yerleşik İslâm’î kültürle Müslümanları kültürlendirmeye başlamıştır.

Sonra topluma tahakküm eden küfür fikirlerine çatarak toplumla kaynaşmaya yönelmiş, nihayet İslâm’a muhalif çatmadık hiçbir akide ve fikir bırakmamış, Müslümanlara ayan beyan olacak şekilde o akide ve fikirlerden sır perdesini izale etmiş ve bunların yerine bütün şaibelerden soyutlanmış İslâm’î alternatifi koymuştur.

Sonra susmaksızın ve cezadan korkmaksızın ümmetteki hastalığın ve bataklığın kaynağına yönelmiştir. Ki o; yöneticileri ve küfrün bekçiliğini yapan, Allah’a, Rasûl’üne, mü’minlere gece gündüz savaş açan kafir batının uzantısını ümmet içerisinde uygulayanlardır. Yani Müslümanların yöneticileri ve onların zebanileridir. Onların ayıplarını ifşa etmiş, onları muhasebe etmiş ve onların, İslâm’dan kurtulmak için kurdukları entrikaları bir bir deşifre etmiştir.

Aynı zamanda Hizb-ut Tahrir; ehli kuvvetten olan Müslümanların ordularındaki muhlis subaylara, kabile ve aşiret reislerine, toplumda ağırlığı olan kimselere ve içlerinde hayır bulunan ehli nusrete yönelerek, onlara daveti taşımış ve aynen Rasûlullah (sav)’in yaptığı gibi onlardan İslâm’a yardım etmelerini talep etmiştir. Zira Rasûlullah (sav), yardım talep etmek amacıyla kendisini kabilelere arzediyordu. Nihayet Allah Te’âla, ona Ensar’ı bahşetmiştir. Onlar da onu desteklemişler ve ona yardım etmişlerdir. Böylece Allah’u Te’âla, onlarla İslâm’ı izzetlendirmiştir.

Hizb-ut Tahrir; değişimin, İslâm’ı bütün tahrifat veya manüpilasyonlardan uzak aydınlatıcı bir şekilde ümmet içerisinde yaymakla gerçekleşeceğini idrak etmiştir. Bu husus, ehli kuvvet içerisinde yapılan çalışmayla beraber olması gerekir ki, ehli kuvvet, ümmetin boynuna Demoklesin kılıcı gibi dikilmiş olan otorite sahiplerinin safında durmasın. Velhasıl ümmetin gücünü ve ehli kuvveti kendi etrafında toplamakla, otorite sahipleri için bir dayanak bırakmamak onların tahtlarını sallandırır. Sonra yeryüzünde İslâm devletini ikâme ederek, Müslümanların ülkelerini tek bir devlette, tek bir Halife yönetiminde birleştirmek üzere çalışmaya koyulur.

Bugün ümmet; Rasûlullah (sav)’in sahih hadiste müjdelediği Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşid-i Hilâfet devletinin bir adım önünde durmaktadır.

İmam Ahmed Müsned’inde Nu’man İbn-u Beşîr’den şöyle rivâyet eder:

“İçinizde Allah’ın dilediği kadar Nübüvvet olacak, sonra kaldırmasını dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilâfet olacak, Allah’ın dilediği kadar olacak, sonra Allah dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra ısırıcı meliklik olacak, Allah’ın dilediği kadar olacak, sonra kaldırmasını dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra zorlayıcı meliklik olacak, Allah’ın dilediği kadar olacak, sonra kaldırmasını dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilâfet olacak dedi, sonra sustu”.

Bugün Müslümanlar, zorlayıcı meliklik (diktatörlük) döneminin sonundadırlar ve gözlerini, yıkılmasına ramak kalmış o tahtlara dikmişlerdir.

Onun için ey Müslümanlar!

Sizleri, Hilâfet devletini ikâme etmek, küfrün ve kafirlerin kökünü kazımak ve Amerika’nın hilesini başına geçirmek için İslam davetini yüklenen Hizb-ut Tahrir’le birlikte ciddi şekilde çalışmaya davet ediyoruz.

“Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlüne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız. Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz. Biliniz ki, Allah"ın azabı şiddetlidir”.





Ercan Tekin

29.04.2005 07:00

dankeschön...ama YNÖ demistiki..
 
-----"ohje ile namaz kilabilirsiniz".....

ama yinede okuyacam kitabini...

balikiz 29.04.2005 08:42

sen dahami iyi biliyorsun?
 
Sana Sünnete inanmak neden bu kadar zor geliyor? Nefs agir bastigi içinmi? Madem Kurani Kerim yetiyor sana, iyi bir müslüman olmak için, Kuranin neresinde yaziyor, nasil namaz kilindigini? Hiç kendine sordunmu, neden Allah seçkin kullarini pergamber yapiyor diye? ? Onlari ÖRNEK olarak almamiz için tabi? Ve vahiy ona (sav)e indirildigine göre, elbette o Kuranin tevsirini en iyi bilen insandir! Sen (kisa) aklina güvenmeye devam et bakalim!
Sen Hz. Muhammed (sav)?i bu kadar küçük düsürürsen, mahserde sana sefaatcimi olacagini zannediyorsun? Onun Sünnetlerini uygulamazsan, o seni ümmeti olarak taniyacagini zannediyorsun? Sen Islami baya hafife aliyorsun! Biraz dikkat et, imanindan olursun!
Senin yaptigin kibirden baska hiçbirsey degil, ve kibir müslümanlikla hiçbir alakasi yok, gelipte burda Islamdan ve müslümanliktan bahsediyorsun küstahcasina!
Senin inanç sistemin suna benzer: tip okumak için, sana sirf kitaplar yeter: ameliyat nasil edindigini yanliz kitaplardanda ögrenebilirsin GIBICESINE? o kadar mükemmelmi senin aklin?

balikiz 29.04.2005 08:46

Resule itaat etmek
 
Sünnete uymak demektir. bu kadar basit!

6666mahfuz 29.04.2005 09:07

evet, yetmiyor...
 
isime gelirse hadisleri icerliyorum...biz ilk önce Kur`an daki okumayi birak, anlamak ve yasamak...ve okumasini bikmayarak, tekrar, tekrar, sevgiyle yavas, yavas...nasil bizim icimiz zaman, zaman degisdigi gibi, Kur`an daki yazilari degisik bir kavram ortaya cikabilir...o bakimdan hayirlisin..hadislerden bahsetcegine...Kur`an da Allah C.C. sevgisi ve Peygamber sevgisi surelerinden bahset, bilmiyorsan, yazmiyorsan, ben yazacagim.. ins`Allah...yoksa buda mi sirk ve batil??? ...sevgiyi tek Allaha yönlendirmedim diye???...

6666mahfuz 29.04.2005 09:15

Seni hadislerle cok üzmüsler....
 
hirsini o cahil insanlardan alcagina, sen hirzini hadislerlen almaga kalkiyorsun...fazla hadisleri okuyunca, bilhassa yanliz...tabi insan sasirir, yeda kafayi yer...seytana ve nefsimize her zaman dikkat etmemiz gerekiyor, cooooook zor, biliyorum, ...cok zaman mantigimizi ve aklimizi seytan`dan ve nefsimizden yönetiyoruz, kardesim pompalanejat ...dikkat et..-)) yolun acik ve kisa olsun-))) Bizim icin cuma namazinda dua et lütfen-)) Bende senin icin...
Birlik, sevgi ve anlagis bize gerekiyor...malesef öyle degil gercekler...

6666mahfuz 29.04.2005 09:32

itaat = söz dinleme = ibadet
 
...ottoman dictionary de öyle yaziyor...yetmiyormu???

kerio 29.04.2005 10:29

öglen namazin farzinin 4 rekat
 
oldugu kuranin neresinde yaziyor?

xp0mpalanejatx 29.04.2005 11:51

EVET $irk MUHAMMED SEVGISI ALTINDA
 
sirke giriyorsun..caktirmadan yapmaya acalisiyorsunuz ama nafile..
ne gariptir allah kuranda muhammede BANA KURAN YETER De .....detirtirken senin gibi kuran cahili cühelat aksini savunuyor hatta hadisleri imanli kisiler yazdi diye kuran yetmez kuranin yanina yani allahin hükmünün yanina masallarida alicam allahin hükümnede ortak kosucam diyorsun ..
sen müminmisin ?
bence degil..müsrik ? putperest ??ehli kitap `? sünnetci ? muhammedci bilemiyorum ne oldugun ama kurandan haberin olmadigi kesin..
ve dönüp dönüp peygamber sevgisi altinda buharinin tirm,izinin malikinin peygamberin ölümünden 300 yil sonra toplanmis hadisleri sevmeyi kast ediyorsun ????sen iyimisinj hosmusun bu8 kadar mi akildan yoksun ? kurandaki muhammede itaat edmek onu sevmek buda kurani uygulayarak olur buhaarinin tirmizinin bilmm hnagi ebu leblebinin yazdigina tapmakla degil....aklnizdan süphe edicem yavas yavs anlamak idrak etmek ne zormus meger yahu...
yüzlerce kez ayni seyi yazdirmak zorunda birakiyorsunuz NEDEN ?????????? cünkü yazilanlari söyle saglam kafayla seytansiz bir kafadan gecmiryorsunuz diye ..acaba ne diyor bu adamlar ?????

xp0mpalanejatx 29.04.2005 11:57

edebiyat yapma gercekleri gör!!!!!!!
 
kuran okursan yalin bir sekilde allah kalb gözünü acar ..bu dallinlikden müsriklikten hadisperest muhammedperestcilikden kurtulursun insallah.. sizin gectiginiz yollardan oldugunuz mekanlarda biz gece geri döndük ...sizin bulundugunuz evrelerden geceli yillar oldu...
bak mesela bazi salak cahil cühelat sadece kurana göre nasil namaz kilinir diye sacma soru soruyor..ne namazin ne oldugunu biliyor nede kurandada namazin secdenin kuran okumanin abdestin kiblenin oldugunu biliyor..cahil cühelat iste simdi bunlara ne yazayim senden beterdirler ne anlatayim ki dostum söyle ...anlatsamda anlamiyacak..hz muhammed ebu cehillere 23 yil anlatti halen anlamadilar böyle sanal ortamdami bu cehalet anliyacak ..namazin kurana göre nasil kilindigini namazin robot harketlerinden olmadigi allahla iletisim oldugunu bir nevi meditasyon oldugunu ?????

xp0mpalanejatx 29.04.2005 12:14

tipik bir cahil cühelat muhammedperest.
 
yazinda o kadar yanlis varki uzun uzun yazmiyacam..yazilarimi okursan yazilarimda sana cevab lar var..
elbette kuranda namaz var fistik gibide kurana göre abdestimizide aliyoruz namazida kiliyoruz..
catlayin !allah unutkan degildir kuran eksik degildir
ikincisi allahdan baskasindan sefeaat istenilmez sefeeat sadece gercege taniklik etmek ise kula yani muhammede nasib olur..
oda vefat etmistir..ancak yakinlarina sefeeat edebilir..
bakiniz genis aciklama diger yazilar..
peygamberlerin sünneti yoktur bir sünnet vardir yani yasaa vardir oda sünnetullah ..allahin sünneti...
sizin yazinizdan muhammedperest bir kuran fakiri oldugunuz sünni sacmaliklarla telkin edildiginiz ortaya cikiyor ..buyrun birazda kuran okuyun...
lütfen simdi peygamberin ölümünden sonra türemis 200-hatta 300 yil sonra kaleme alinmis hadis adi altindaki sacmaliklari bana peygamber ve sünneti demeyin seytan bile size kiciyla güler..

29.04.2005 12:28

o bu ne tepki?
 
Bu kadar agresif olmaya ne gerek var? Yoksa vicdaninmi rahatsiz etti seni? Demek senin için müslümanlik Islamin 5 sartiyla bitiyor, öylemi? O kadar basitlestiriyorsun Islami demek? Namazi nasil kiliyorsun peki? Neresinde yaziyor, namazin nasil kilinmasi, bunun cevabini vermedin? veremezsinde!

Herneyse. Bakiyorum senin nefsine agir geliyor Sünneti yasamayi. Sünneti kabul ettmedigine göre, sünnetli degilsindir herhalde?

balikiz 29.04.2005 12:33

o.T.
 
danke chatting! :-)

xp0mpalanejatx 29.04.2005 12:41

kildigin namazda farz diye ögretilenler
 
nerden okundu nerden cikarildi diye bir basit akil yürütme yapsana ..yaptiginda kurana göre nasil namaz kiliyorswun diye sacma bir soruyu sormazdin bu sorudanda utanirdin :)
burda hep sonderschulelerle muhattab kaldim galiba sevyenin bu kadar düsük oldugunu bilmiyordum...
sana sayfalarca kurandaki namazi anlatirim ama bu rahmeti herkese göstermek zorunda degilim..seciciyim biraz ancak bu adam anlar cahil cühela degil dedigim kisilere anlatirim..
allah kuranda namazi emrediyor..herseyide detayli sekilde anlatiyor..allah unutkan degil kuranda eksiksiz degil anlayin artik bunu...

6666mahfuz 29.04.2005 13:10

Cevabini Kur`andan yerini yazacagim...
 
..sana, evet cahillim, senin gibi Kur`an yüzde 100% aklimda degil, sabir et, mesgullum ...günahsiz mumin-)))

balikiz 29.04.2005 13:13

o.T.
 
soru hicte sacma degil, yanlis sen cevabini bilmedigin icin sacma damgasini vuruyorsun.
Eger gercekten cahilsek, neden bizim gibi cahillere Kurandaki namazi ögretmiyorsun? Sevap kazanirdin. bizde sana dua ederdik ve senin seviyene ?cikardik??

Son defa soruyorum: Kuranin NERESINDE yaziyor, namaz nasil kilindigini???

29.04.2005 13:18

sag olun...
 
benim ALLAH in tek oldugundan süphem yoktu lütfen yanlis anlasilmasin...
Ellerinize saglik...

6666mahfuz 29.04.2005 13:23

Evet, Namaz en güzel meditasyon...
 
...ama daha tatli bir dille niye bunlari killana, ...robot gibi...veya kalblen..herneyse..Allah daha iyi bilir...veya kilmayana anlatmiyorsun???
Bu dünya ve öbür dünya icin faydali, hayirli oldugundan bahsetsen...mesela Neuro-Linguistische-Programmierung, yani dilen, kalblen beynini programlastiriyorsun, zamani iyi bir sekilde gününü degerlendirmege bakiyorsun (Zeitmanagement), nevsine terbiye, seytandan siginarak, yüce Allah tan huzur, sevgi dilemek, vs.vs. .....bizim icin dualarin kabul olsun, hepimize dua et ins`Allah-)))

xp0mpalanejatx 29.04.2005 13:31

Wo findet man Salah (namaz) im Quran?!
 
Besme Ellah Alrahman Alrahim
Im Namen Gottes Des Gnädigen Des Barmherzigen

Eine der berühmtesten Fragen, die viele Mosleme bezüglich ihrer eigenen Religion fragen, ist,

"Wo im Quran finden wir Details, wie man Salah durchführt? "

Diese Lieblingsfrage von potentiellen Gläubigern stellt ihre Unwissenheit mit dem Quran aus ebensogut wie beweist, dass ihre Religion rein auf Häresie und Vermutungen ihrer Eltern, der Gelehrten oder der lokalen mullas beruht.

Durch die oben gestellte Frage haben sich solche Menschen in drei Situationen verwickelt:

1. die Herausforderung gegen Gottes Beteuerung und eine unterbewußte Bemühung zu beweisen, dass sich Gott in Seinen mehrmaligen Behauptungen, dass der Quran "Vollständig", vollkommen und "Völlig Ausführlich" ist, geirrt hat.

2. dass Hadith die Details von Salah enthält und deshalb kann man Hadith anders als der Quran für religiöses Gesetz verwendet werden.

3. dass sich Gott irrte, wenn er uns im Quran sagt, dass alle Rituale des Islams, einschließend Salah, Abraham gegeben wurden.

Diejenigen, die vom Quran kenntnisreich sind, wissen, dass es zwei Quellen für die islamische Religion (Unterwerfung) gibt.

1. Der Quran, der VOLLSTÄNDIG, vollkommen ist und völlig das ganze religiöse GESETZ detailiert.

2. Religiöse Praxen wurden dem Propheten Abraham gegeben und uns Generation nach Generation seit der Zeit von Abraham weitergegeben.

Der Quran lehrt uns in keinen unsicheren Bezeichnungen, dass Abraham der Gründer des Islams ist, so wie es heute praktiziert wird. Als solcher, was trug Abraham zu unserem täglichen Leben als Mosleme bei ?

Quran lehrt uns, dass ALLE RELIGIÖSEN PRAXEN IM ISLAM, (Salah, Zakat, Fasten, und Hajj) zu uns Generation nach Generation vom Abraham kamen.

Die Mehrheit von Moslemen fragt immer, wie diese Praxen zu uns von Abraham und nicht von Mohammed kommen kann. Sie vertrauen nicht, dass unser Mächtiger Gott Seine eigenen religiösen Rituale bewahren kann, um zu uns rein, klar und vollständig zu geben.

Mit anderen Worten, existierten alle religiösen Praxen im Islam schon vor Mohammed. Alleinige Mission von Mohammed war, dem Quran zu liefern.

".......dir obliegt nur die Verkündung (Quran) und Uns die Abrechnung." 13:40

".......so haben Wir dich nicht als Wächter über sie entsandt. Deine Pflicht ist nur die Verkündigung (Quran)......." 42:48

"Dem Gesandten obliegt nur die Verkündung (Quran)..." 5:99

Es ist auch interessant zu wissen, dass viele dieser Mosleme, die diese Frage stellen, nicht wissen, dass der Hadith und Sunna-Bücher nicht genug Informationen darüber haben, wie man Salah durchführt, und die Anzahl Rakaat (Einheiten), oder was man bei ihnen sagt.

Der Hadiths und Sunna-Bücher sind mit widersprüchlichen Behauptungen ziemlich voll.

Es wurde kein einziges Mal berichtet, dass Mohammed den Leuten sagte; lasst mich euch erzählen, wie man Salah Gebete durchführt, oder die Anzahl von Rakaat (Einheiten) in den Gebeten erzählen.

Hätte Mohammed gewünscht oder war es zu seinen Aufgaben, die Gemeinschaft ihr Gebet und die Anzahl von Rakaat (Einheiten) zu lehren, er hätte es in der öffentlichen für jeden getan, um es zu bezeugen. Es geschah aber nie. Weil dem Propheten Mohammed und die Leute vor ihm die Art, wie man betet, schon gegeben wurden, gehändigt von Abraham bis zu Generationen von Gläubigern, die die Gebete intakt hielten, so wie es Gott versprochen hatte. Ausserdem hätte Gott dem Propheten Muhammed nicht gesagt, der Religion von Abraham zu folgen, wenn keiner diese Religion oder ihre Praxen kennt.

Abraham war der Gründer des Islams (Unterwerfung) wie wir es heutzutage praktizieren, und derjenige, der uns "Mosleme" (Gottergebene) nannte.

"Und eifert in Gottes Sache, wie dafür geeifert werden soll. Er hat euch erwählt und hat euch keine Beengung in der Religion auferlegt; die Gemeinde eures Vaters Abraham. Er ist es, Der euch vorher Muslime (Gottergebenen) nannte und darmit sollte der Gesandte ein Zeuge über euch sein und damit solltet ihr Zeugen über die Menschen sein. So verrichtet das Gebet und zahlet die Zakat und haltet fest an Gott. Er ist euer Gebieter. Ein vortrefflicher Gebieter und ein vortrefflicher Helfer!." 22:78

"Abraham war weder Jude noch Christ; doch er war ein monotheist, ein Gottergebener, und er war nicht einer der Idol-Anbeter. Sicherlich sind die Abraham Nächststehenden unter den Menschen jene, die ihm folgten, und dieser Prophet und die Gläubigen. Und Gott ist der Helfer der Gläubigen." 3:67-68

"Und Wir haben dir offenbart: Folge der Religion Abrahams, Monotheism; und er war nicht einer der Idol-Anbeter." 16:123

Logisch, wenn Mohammed ein Anhänger von Abraham war, und wir Anhänger von Mohammed sind, dann sind wir Anhänger von Abraham. Was lernten wir und Mohammed von Abraham???

Der Quran lehrt uns, dass wir ALLE RELIGIÖSEN PRAXEN des Islams von Abraham lernten. Die ganze arabische Gesellschaft vorher und während der Zeit von Muhammed hatte viele Anhänger der Religion von Abraham. So Abu Lahab, Abu Jahl, und der idolators von Quraish pflegte, Salah Gebete zu beobachten, wie wir in 8:33-35 sehen können.

"Und ihr Gebet vor dem Haus (Ka"ba) ist nicht mehr als Täuschung und Hinderung......"

In Sura 73, wenige Wochen nach der Offenbarung des Quran, 73:20 sagt den Moslemen, auf Salah und Zakat zu achten. Macht es Sinn, dass Gott ein Gebot ausgäbe, um auf etwas, was nicht bereits bekannt sei, zu achten.???

"......verrichtet das Gebet und zahlet die Zakat und leihet Gott ein Darlehen der Rechtschaffenheit. Und was ihr an Gutem für eure Seelen vorausschicket, ihr werdet es bei Allah finden....." 73:20.

In 2:128 sehen wir Abraham, und Ismail beten zu Gott, um sie " DIE RELIGIÖSEN PRAXEN DES ISLAMS " zu lehren

"Und als Abraham und Ismael die Grundmauern des Hauses errichteten : «Unser Herr, nimm an von uns; denn Du bist der Allhörende, der Allwissende. Unser Herr, mache uns beide Dir ergeben und aus unserer Nachkommenschaft eine Nation, die Dir ergeben sei. Und zeige uns unsere religiösen Praxen, und erlöse uns; denn Du bist der Erlöser, der Barmherzige" 2:127-128

Die Propheten und Boten vor Abraham wurden keine religiösen Praxen gegeben. Die menschliche Gesellschaft war nur so primitiv, dass der GLAUBE AN GOTT ALLEIN alles war, was für die Rettung verlangt wurde. Sieh zum Beispiel, Sura 71, betitelt "Noah", religiöse Praxen erscheinen in Quran NUR nach ABRAHAM; nie vor ihm.

"(O ihr Kinder Israels) Und verrichtet das Gebet und zahlet die Zakat, und beugt euch mit denen, die sich beugen." 2:43


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 18:13 Uhr.