![]() |
yep
kesinlikle katiliyorum
|
DUMUR DUMUR ; MEMLEKETTEN DUMURLAR
bilmem dumur yazilarini bilirmisiniz türkiyede ki genclerin yolda ,kirda , bayirda rastgeldikleri olaganüstü ,komik garip, durumlari anlatan bu tur yazilara dumur yazisi derler , olayi sahit olan da dumur oldum filan der.ya ni bir baska anlamiyla gordugum karsinda saskinlikla aptallastim gibi bisey okuyun begeneceksiniz........DUMUR DURUMLARI
-------------------------------------------------------------------------------- Akşam gezmesinden dönerken duyduğum tanıdık melodi duraksamama neden oldu. Çalan müzik meşhur lambada dansının müziğiydi. Kafamı çevirip baktım, düğün salonundan geldiğini anladım. Merakımı yenemeyip camdan içeri baktığımda dumur da bana bakıyordu. Bir sünnet düğünü, piyanist-şantör lambada çalıyor ve davetliler pistte halay çekiyor. İşte gerçek doğu-batı sentezi. Ceyhun Öğüt/Tekirdağ Haziran ayında otobüsle Van"dan Mersin"e gidiyordum. Yola çıkmıştık. 2 saat geçtikten sonra muavin mikrofonla otobüste bir anons yaptı: "Değerli yolcularımız arabada kaset yokmuş hepiniz sırayla şarkı söyliyeceksiniz" dedi ve bütün otobüs dumura uğramış bir şekilde kahkahayı bastı:)) Selim Önler Ben Bilkent Üniversitesi ne yeni başlamış bir gencim. Ortama yeni yeni adapte olmaya başlamışken işte bu dumur dalgasına kapıldım. Evim üniversiteye bir hayli uzak ve dolayısıyla ben de metroyu kullanıyorum. Bir gün saat gece 10 gibi metrodan inmiştim ve evime doğru ufak ufak seyirtiyordum. Okul kıyafetleri hala üstünde olan bir kız dikkatimi çekti ve cep telefonuyla konuşuyordu. Ama diyalog beni şok etti. "Kız selin, buradan şahane üniversiteli tipler geçiyor, kap gel eteğini aşağıda bekliyorum bak. Acele et kaçıracaksın". Hala bu dumur dalgasından kurtulamadım. Eren Kumbay /Ankara Bir gün arkadaşlarla sinemaya gitmiştik. Hangi filmi seçeceğimizi düşünüyorduk ve sonra "görevimiz tehlike" filmine girmeye karar verdik. Sırada beklerken birden dumura uğradık. En önde bilet alan kız aynen şöyle demişti: ""Mission in possible yani görevimiz tehlikeye iki bilet alabilir miyim?"" Serhat Emre AKHANLI / İstanbul 1998 Kıbrıs taki öğrencilik hayatımızda arkadaşlarla ucuz olduğu için sık sık gittiğimiz lokantada arkadaşın lahmacunundan (dünyanın en ağır hayvanı)sümüklü böcek çıkınca hepimiz dumurlar kulübüne üye olduk. Bu durum karşısında garsonun bize verdiği cevap ise, -İsterseniz değiştireyim- olunca okulu bırakmaya karar verdik. Gencay Demirayak-İstanbul Kırşehir"de okuyorum. O gün derbiyi seyretmek için arkadaşlarla birahaneye gittik. Devre oldu, reklamlar ve hani ineklerin futbol oynadığı bir reklam varya o başladı. Önümdeki dayıda pür dikkat bu inekli reklamı seyrediyordu. Reklam bitti ve önümdeki dayının tepkisi "Vay anasını yav ne güzel eğitmişler inekleri futbol bile oynuyorlar" Bu sözleri duyunca yaşadığım dumur bana epeyce yetecekti. Sadettin Ertan / KIRŞEHİR Bu dumur hayatımda özel bir yere sahip. Bir gün oda arkadaşım Fatih"le yurt parasını yatırmak için bankaya giriyoruz. Tam mesai bitecek biz yetişelim diye uğraşıyoruz. Fatih kapıdaki güvenlik görevlisine saat kaç diye sordu. Adamın cevabı "şimdi mi?" Adam rölativiteyle falan uğraşıyordu galiba. :) Caner Sandık / Denizli Merhaba ben İstanbul doğumluyum ve İstanbul"da yaşıyordum. 8 ay önce Aksaray"a geldim ve İstanbul hayatında alıştığım şeyleri tabi ki yapmak istiyordum ama burada onları yapmak neredeyse imkansız yani. Neyse dumur olayına geçeyim Aksaray"a ilk geldiğimden beri nargile içmek istemiştim. Burada bir, iki cafe varmış bende yeni öğrendim. Geçenlerde nargile içmek için cafeye gittim tabiki. Neyse cafeyi buldum ve içeri girdim. Selamünaleyküm filan diye muhabbete girdim elemanla nargile varmı diye sordum var dedi bende alabilir miyim ? bir tane diye sipariş verdim eleman bana ne cevap verdi dersiniz. Damsız almıyoruz birader dedi. Murat Talaşlı Ders çalışırken, klasik müzik dinlemenin insanı rahatlattığını duymuştum. Bende bunu denemeye karar verdim. Aslında hiç de fena değildi, hatta o kadar rahatlamışım ki kendimden bile geçmişim. Sonra babaennemin sesiyle irkildim. Herhalde müzikten sıkılmış olacak ki, yarı kızgın yarı sıkılmış bir şekilde oğlum şu müziği kapat be! Zaten adamın ne dediği de anlaşılmıyor!!!. Bu seferde müzikten değil, gülmekten kendimden geçtim. Mehmet Soner Lenger Bir gün diş çekimi yapıyordum. Dişi uyuşturmadan önce herkese sorduğum gibi koltukta oturan adamcağıza da sordum: -Herhangi bir hastalığınız var mı ? Sanki adamdan sigara, çakmak vb. bir şey istemişim gibi bir cevap geldi: -Malesef yok. Özden Demirel/Ankara Bir arkadaşım anlattı. Arkadaşım yanında bir arkadaşıyla beraber bir işyerine giderler. 4. kata çıkmaları gerekiyormuş. Asansörü çağırmışlar. Asansör geldiğinde Yanlarında ilginç tipli üç kişi belirmiş. Diğer üç kişinin de işi 4. kattaymış.4. kat düğmesine basmışlar. Adamlardan biri "bu niye yavaş gidiyo" demiş. Diğeri de "e tabi sen 4 kişilik arabaya beş kişi bin , bi de sür rampaya daha nolcekti" demiş. Ersin Atay/Antalya Biz okulla topkapı sarayına geziye gitmiştik. Topkapı sarayıda Ayasofyanın yanında bildiğiniz gibi. Yalnız topkapıya girerken ayasofyanın arka kapsındaki yazı dikkatimi çekti. Sıkı durun dumur geliyor. Kapıda yazı aynen şöyleydi."kusura bakmayın açığız"!!! Gökhan Ünal İçel"in bir ilçesi, bir minibüse biniyoruz. Muavin gelince parayı uzatıp "iki kişi" diyoruz. normal hesaabı, Muavin "öğrenci mi tam mı?" diyor yine normal hesabı, Biz de "öğrenci" diyoruz daha da normal hesabı, Muavin "abi öğrenci alamıyoruz" diyor bilmiyorum artık ne hesaabıysa.. Rumuz: yildizione Abim ben ve abimin eşi Özgül Antalya"ya bir iki günlüğüne gitmiştik. Gece dışarıya çıktık. Özgül ve ben lunaparka gittik expolera binmek için,hani şu insanı tepetaklak yapan hadise, bi çok kişi çekiç tabir eder. Abim korktu, dravdan işim var diyip gitti. Biz bindik dönüyoruz filan birden önümüzdeki koruma demiri çıktı. Korkudan ölmek üzereyken o an hayatımın dumuruyla karşılaştım. Özgül, rimelim akıyooo dedi. Kendisiyle hala görüşmem. Volky/KONYA Bu dumur hadiseleri Leman Dergisi"nden alınmıştır. |
DUMUR DETAYLARININ DEVAMI
orta okulda (bkz: bornova anadolu lisesi)nin dandik almanca hocalarında binnaz filiz ders işliyo.biz de arkada pişti oynuyoz.
ben pişti yapınca biraz sesli bi şekilde "koydum çocuuuuu" diyorum ve binnaz bizi farkediyo...tabi bu saate almanca kalmayınca(o zaman da yoktu zaten) ben de size devamını yarı almanca yarı okunuşlarıyla yazıcam. binnaz: was mahst du_? bay9:....._?!_?! piç arkadaş:"ich fike dayne mutter!" diiicen. bay9: ich fike dayne mutter!!! bütün sınıf: puhahahahahahahaahhahahaah ( bi ben mi bilmiomuşum mına koyiiiim) binnaz: !!!dumur!!! (neden bilmem ama bişey demeden devam etti derse) Sene 1994, Giresun"da Rus Pazarı"nda dolanıyorum. Tezgahın önünde bir Rus vatandaşı getirdiği T-Shirt"ler satıyor. Türkçe bilmediği için de T-Shirt"lerin fiyatını bir kağıda hemşerilerimden birine yazdırmış muhakkak. Kağıtta aynen şöyle yazıyordu. " 80 Bin, En son 70 Bin" Nasıl yani? Diye kendi kendime sorup uzun süre gülmüştüm. Özgür Öztürk Sıcak, nemli bir yaz akşamı... Taksim civarında yolda dalgın dalgın yürürken kolumu midye kesti... Nasıl mı?.. İnanılmaz ama aynen şöyle oldu; Zabıtalardan hızla kaçan bir midye dolmacının tezgahındaki midyeler koluma sürtündü ve çizdi... Kaçan ve ortadan kaybolan midye dolmacıların ardından kolumdaki kesiğe şaşkın şaşkın baktım. Bazen neler yaşadığımı ben bile algılayamıyorum. İster inanınız, ister inanmayınız!... Geçenlerde yine kafam çok bozuktu... Eski bir arkadaşımı aradım. Bu arkadaşım evleneli üç-dört ay olmuştu. Hem evliliğini kutlayayım hem de halini hatırını bir sorayım dedim. Çevirdim numarayı. Şu dialogları bir dinleyiniz hele; - Alo, Memet naber nasılsın?.. - İyiyim çok iyiyim abi... - Oolum işler güçler nasıl?.. - İyi abi iyi hepsi çok iyi... - Herşey yolunda mı?.. - Yolunda abi yolunda... - Dolar birbuçuğa dayandı, ee krizle aran nasıl?.. - İyi abi şükür abi, beni etkilemedi... - Peki evlilik nasıl gidiyo?.. - Evliliği sorma abi... - Evliliği sorma mı?..Oolum sen evleneli daha üç ay olmadı mı lan?.. - Yok abi üç yıl oldu... - Nee!.. Alo Memet sen misin?... - Yok abi ben Memet diilim, hiç alakam yok... Numarayı kontrol ettim. Meğer yanlış numara çevirmişim. Bu durumda bile adamın ısrarla konuşmaya devam etmesi şaşırtmıştı beni. Ben de devam ettim... - Yaa kusura bakmayın, bu sıcakta bu vesileyle sizin de halinizi hatırınızı sormuş olduk... Diye özür diledim. - Abi o kadar iyi ettin ki aramakla, çok ihtiyacım vardı... Dedi. Neyse kapattım telefonu ve doğru numarayı ararken şunu düşündüm; Yahu herşey iyi iyi de " evliliği niye sorma " dedi... Keşke sorsaydım. Benim de bunu öğrenmeye ihtiyacım vardı... Marmaris"te bir aksam arkadasimla birlikte bir restorana yemege gitmistik.Masamiza bir sef garson ve onun acemi yardimcisi servis yapiyordu.Neyse biz yemeklerimizi yedikten sonra garson yardimcisi genc adam masamiza boslari toplamak üzere geldi.Oldukca heyecanli ve hata yapma korkusuyla dopdolu görünen bu genc arkadasimiz bir an bana dumur carpmasi nasil olurmus ögretti.Masamizdaki tüm boslari topladiktan sonra masa üstünde duran sigara paketime uzandi(bos paket sandi)tam o sirada arkadasim "napiyorsun paket bos degil"diye ani bir tepki gösterince,garson yardimcisi arkadas panige kapilip sigara paketimin icindeki 5 sigarayi cikarip masaya ani bir hareketle birakti ve bos sigara paketini israrla alarak oradan hizla uzaklasti.Ben ve arkadasim cocugun arkasindan uzun uzun bakarken duble dumur carmasinin yogun soku icindeydik. Elvan Kohout 1993 senesinde çöplüğe bırakılmış bir televizyon görüp dumur kayıtlarıma geçirmiştim.* Geçenlerde bir hurdacının arabasında, demirlerin, bakırların üstünde, klavyesiyle bir bilgisayar gördüm. "Hah şimdi oldu" dedim. Bakalım bir hurdacı arabasında kolu bacağı kırılmış bir saybörgü ne zaman görücem. Bu yazının altına düşeceğim not şudur; "Süper teknoloji var ama, hala hurdacılar da var" * Bkz. Dumur detayları, Leman yayınları 1999, s.19. Hava çok güzeldi, Gürcan Özkan"la dergiden çıkıp Tünel"e doğru yürüyelim dedik.. Biraz yürüdükten sonra bir kitabevine girdik.. Gürcan çizgiroman kitaplarına öyle sardırmıştı ki, dışarı çıkıp bir sigara içeyim dedim.. Kitabevinin kapısında hem sigaramı içiyor hem de gelen geçeni seyrediyordum. Bir ara parmaklarımın arasından sigaramın yok olduğunu hissettim. Ve hemen önümden sigaramın markasını inceleyerek yürüyen tinerci çocuğu gördüm. Uzun uzun sigaramın markasını anlamaya çalıştıktan sonra getirip geri verdi. Çünkü sigaram yerli markaydı. Derya Sayın Beyoğlu"nda bir sinemada "BALKONA TEK NOLAR" yazan bir levha gördüm. Yazı böylesine bitişik yazılmıştı. Bileti tek numaralı olanlar değil de tekno şahıslar balkonun bu kısmında seyretsin şeklinde algıladım bir an için... Dört sayı önce yazdığım "Pazarda numaralı gözlük satan adam"ın benzerini Fatih Solmaz başka bir pazarda görmüş. Bu kez gözlükçü elinde tuttuğu harfleri belli bir mesafeden okutup, sattığı gözlüğü denettiriyormuş. Yani bir nevi muayene yapıyormuş. Geçen gün akşam vakti dolmuşta gidiyorum arkadan teyzenin biri bağırdı evladım şu sarı kamyonetin yanında indiriver. Dolmuş şoförü dumur olmuluşbir vaziyette iyi de teyze o kamyoney hareket halinde nerde duracağını nerden bileyim.... Ali Kaya Akşam üzeri Beylerbeyi"nde trafiğin yoğun olduğu işlek cadde üstünde bir çay ocağının önünde oturmuş çay içiyordum. Yol kenarında bir taksi, birşeyler almak için taksiyi park ettirip yandaki şarküteriye gitmiş olan müşterisini bekliyordu. Park etmiş taksi şoförü ocaktaki çaycıya "Kazım abi bi çay ver de içelim" diye seslendi. Çaycı hemen verdi çayı. Bu arada alışverişini bitirmiş olan müşterisi çabucak geldi. Taksi şoförü daha bir yudum bile almadığı sıcak çayın tabağını çaycıya uzatarak. "Kazım abi al şu çay tabağını, bardağı da dönüşte veririm." dedi ve direksiyonda sıcak çayı yudumlayarak süratle gaza bastı, büyük bir hızla yoluna devam etti. Ardından bakakaldım. Ağzı, dili ve eli yanmadan çay içerek araba süren bir şoförü ilk kez görmenin şaşkınlığıyla çaycıyla gözgöze geldim. Çaycıdan duyduğum "Bu giden kaçıncı bardak" sözleri uğradığım dumurun etkisini daha da arttırdı. Birkaç yıl önce eşimle otobüs ile ankara"dan samsuna gidiyorduk...Otobüs merzifonda yolcu indirmek için otogara girdi. Tam karşımızda bulunan bir kuruyemiş dükkanının önünde satıcı çeşitli yemişleri tartarak poşetliyordu. Çalışma sistemi ilgimi çektiği için adamı öylesine izliyordum. bir ara adam dalgınlıkla ağzını bağlamadığı leblebi poşetlerinden birini yere düşürdü ve leblebiler yere saçıldı. Adam hemen kenarda bulunan bir süpürge ile yerdeki leblebileri tezgahın altına doğru süpürdü. Daha sonra adam içeri her giriş çıkışında tezgahın altında yerde bulunan leblebileri , beşer onar tezgah üstünde açıkta satılan leblebi-kuruüzüm karışımının içine atıp hiç birşey yokmuş gibi işine devam etti. Adamın 100 gram leblebiden zarar etmemek için insan sağlığını hiçe sayması karşısında eşimle birlikte dumur katsayımız tavana vurmuştu. CEM CETIN bayram dolayısıyla hınca hınc ınsan dolu olan kemeraltıya(ızmır) kız arkadasımla bı zorunluluk uzerıne gıttık ve kız arkadasım bana toka alacagını soleyıp benı tokacıya soktu.ıcersı ole doluydu kı ıgne atsan yere dusmez deyımı o an ıcın yapılmıs olsa gerek.dukkan buyuktu ve hıcbır guvenlık sıstemı yoktu.yanı goturen goturuyodu.asıl dumur sımdı gelıyor sıkı durun:gorevlılerden bırı sole dıyordu:""bayanlaaaarrr bayanlaaaarrr dukkanımızda guvenlık kamerası vardır ona goreeeee.""arkasından bı dakka sonra yıne aynı adam:""bayanlaaarr bayanlaaaar kameradan SİNYALLER ALIYORUM aman haaaaa!!!"" Yani bi insan nasil sinyaller alabilir.bu ne insan mı yoksa yarı ınsan yarı robot filan mı!!veya ben cok eşşeğim teknoloji cook ilerlemis ben hala sekiyom oldugum yerde. Ulaş Kuşku Marmaris"ten bir arkadaşımla birlikte işimiz gereği tatilimizi erken kesip dönmek zorunda kalınca ilk bulduğumuz otobüsle Bursa"ya doğru yola çıktık.Arka beşli koltuğun bir önünde oturuyoruz ve arkamızda normalin dışında makyajlı,biraz abartılı iki bayan kendi aralarında konuşuyorlar "herifi bulmak için buralara kadar geldik ortada yok,kumsalda yatmaktan böbrekleim üşüdü vallahi..." derken cep telefonları çaldı ve konuşmalardan az önce bahsettikleri adam olduğunu anladığımız(yüksek sesle konuştuklarından istemsiz kulak misafiri durumundayız) kişi ile şu diyalog başladı :"haytım bodrumdan geliyorduk sana da uğraycaktık ama işimiz çok istanbul"a dönüyoruz ...." Konuşmaları iyice uzatınca esas dumur vaziyeti oluştu. Muavin dayanamayıp kadınların yanına geldi ve "hanımefendi lütfen telefonunuzu kapatırmısınız, arabanın ABS sistemi bozuluyor" kadın avazı çıktığı kadar bağırdı "aaaa neden ben kapatıyormuşum ayol,sen ABS yi kapat !" Tam anlamıyla bir kaç dakika yaşamla bağlantımız kesildi gülmekten. Melih YAVUZ Bahar aylariydi. Antalya Bolgesi"nde isim geregi otelleri ziyaret ediyorum. Birgun gorusmem bittikten sonra, cografyamizda yasayan herhangi bir insanin bulusu, hem butun gunumu eglenceli hale getirdi, hem de o kare fotograf albumumde guzel bir yer kapladi. Yaratici mucit amca kamyonetinin kapi aynasi kirilinca yerine herkesin bildigi yuvarlak, cicekli, dis fircalari konulacak yerleri bile olan, tuvalet aynasini ayni yere ikame etmisti. Buna da sukur hic olmayadabilirdi de...:) Nevzat Gunay Bir iki ay önce Marmariste sahilde gezerken elimdeki boş su şişesini bir marketin önündeki çöp kovasına attım.Televizyona gözünü dikmiş olan market sahibinin gözü bir anda bana çevrildi.Adam gayet asabi bir şekilde "O çöp bizim" dedi.Bende "Yere mi atayım" dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.Adamın arkamdan bağırdığını duyuyordum ama aldırış etmedim.Omzuma dokunup elime boş şişeyi veren değerli esnafımız büyük bir iş yapmış gibi kasıla kasıla yürüyerek marketine döndü. Pınar Balıkçı Benim başımdan geçen olay şöyle: Antalyada bir umumi tuvalet kapısına gayet güzel bir yazı ile şöyle yazılmıştı 0-6 yaş ücretsiz 6-12 yaş 100,000 12-üstü 250,000 Antalyada herşey turistik olmuş sevgiler. İzzet Elli Tekirdag"dan gecerken bır benzıncıde durduk.Benzıncıde bır tane berber dukkanı vardı. Gayet duzgun herseyı dort dortluk bır berber dukkanı. Buraya kadar normal gelıyordu kı cama yapıstırılmıs yazıyı gorene kadar. Soyle yazıyordu "Harıcen tras yapılmaz , sadece benzın alana tras yapılır ". Dumurun allahını yasadım. Coşku Altuğ Merhaba.Bu olay Trabzon Farabi tıp fakültesinde aynen yaşanmış bir olaydır. Acil kapısının önüne kornalar çalarak 2-3 araç geliyor. içinden insanlar fırlayarak klasik doktorlar nerde sedye getirin şeklinde bağrışmalar oluyor. Öndeki arabadan çıkan bir kişi arkadaki arabaya hastayı arabadan çıkarmasını söylüyor. Ve arkadakinin yanıtı SİZİN ARABADA DEĞİLMİYDİ . Yani vatandaşlar hastayı Rizede bırakıp diğer arabada olduğunu sanarak Rize"den yani 1 saatlik yoldan son sürat gelmişler. Devrim Bektaş izmirde bir dolmusa binmistik arkadasimla.paramızı uzatmak istediğimiz anda arkadan birisi 500 bin lira uzattı ve "bir kişi" dedi. parayı aldık,biz de 500 bin lira verecektik. iki 500 binliği öne uzatıp önümdeki amcaya "birinden 2 kişi birinden 1 kişi"dedim. öndeki amcam arkaya döndü ve... "hangisinden bir,hangisinden iki kişi" dedi. kahkayı patlatmadan önce güçlükle açıklayabilmiştim amcaya fark etmediğini! AYTAÇ DİNÇER/İZMİR İstanbul"a bir iş için gelmiştim...Aksaray"dan dolmuşlara bindim ve iş görüşmemi yapacağım semte, Taksim"e doğru gidiyOrUm...Hemen yanıbaşımda oturan terleyen ve sürekli panik halindeki Bond çantalı şişmanca adamın telefonu çaldı...Ve "Abicim, şu an ankaradayım. Bugün uğramam size imkansız.Fakat sizin borcunuzu mutlaka ödeyeceğim" şeklindeki diyaloğu istanbulla yaptığım iş bağlantılarını tekrar gözden geçirmeme müsebbib olan bir dumur yaşatmıştır... |
YURTDISINDAN DUMURLAR
dünyadan dumurlar :::
Kanada"da bizimkilerin acmis oldugu bir pizzaci dukkaninin, pizza yapilanbolumunun kapisinda aynen soyle yazmaktadir.Iceriye gorevliden baska kimse giremez. Ne arkadasi, ne de herhangi birisi. Fırat Say / Kanada Bu dumur olayı hergün karşılaşabildiğimiz türden olduğundan ilginç gelmeyebilir, ama siz genede bir göz atın, materyal ilginç; trafikteyken görmüşsünüzdür, arabasının dikiz aynasına CD, çocuk papucu, vs. vs.takanlar çoktur.kırmızı da durmuş, yeşili beklerken yanımda duran otonun dikiz aynasindakı "STETESKOP" beni dumurun sınırlarının derinliklerine attı, gitti.olayın bir diger ilginç yanı ise dumur vakasının Kanada"nın bir sehirinde meydana gelmesi… Ali Saltık / Kanada Sevgili Güneri.4 senedir ABD`de yaşıyorum ve inan ki en çok özlediklerimin başında yemeklerimiz ve Leman geliyor..İnternette detaylı bir sayfa yaptığın için sana çok minnettarım.Demlenmiş dumurlardan beni rahatsız eden bir-iki tanesini sana aktarmak istiyorum-elbette ki müsadenle;Ali Saltık isminde bir arkadaş Kanada`dan bir dumur göndermiş.Aynada asılı stetoskop.Inan ki stetoskopu aynaya asma olayıburada da çok yaygın.Burada sigorta şirketleri yeni taburcu olmuş hastalara,yaşlı insanlara özel bakıcı/hemşire gönderiyorlar ve bunların çoğu da stetoskoplarını arabalarının aynasına asıyorlar.Benim kız arkadaşımda hemşire ve ondan biliyorum...Yani dumur olacak birsey yok. A.B.D`den saygılar,sevgiler E. ERDOGAN 4 gün önce Cezayir"den geldim,orada ne yapıyorsun diyeceksiniz,ben üniversite bitirmiş ve işsizlikten hosteslik yapmaya başlayan bir güzel sanatlar mezunuyum...:( Sahra çölleri üzerinde uçarak afrikanın bamako isimli bir yerine mütemadiyen her hafta 3 kez uçuyordum,her seferinde birşeyler eksik olur, son anda sanki minibüsmüşcesine uçak tekrar durdurulur,yakıt bittiğine göre yakıt alınması gerekir ama herzaman hepsi eksik olurdu :) son uçuşta herşey tıkırında giderken (bu başka bir dumur olayıdır)hayretler içersinde kaptan yakıt alma işleminin tamamlanmasını kontrol etmeye inmişti..tabi afrikalı arkadaşlarımız bu sefer herşeyi doğru yapmış olmanın heyecanıyla bana koştular "MADMAZEL KAPIYI KAPATIYORUZ READİ FOR TAKE-OFF"dedi o anda yardımcı pilot ve ben dumurdan dumura koşarken 2.ci pilot şöyle dedi:"NEYİNNE HAZIRSIN HA NEYİNNE,KAPTAN YOK KOKPİTTE..(KAPTAN HALA DÖNMEMİŞTİ :))) Fulya Yaman Gorevim nedeniyle ABD"ye gonderilmistim.Jack In TheBox isimli bir Fast Food restorantina girdik, yemektensonre kahve aldik.Kahve bardaginin uzerinde "InsideHot liquid is HOT" (icindeki sicak sivi sicaktir)yaziliydi. Serkan Virlan Bu köşede bir arkadaş Amerika"da içtiği kahvenin kağıt bardağının üzerinde yazan yazıyı aktarmış. Bu arkadaş herhalde bir Fast Food şirketinin o yazıyı yazmadığından dolayı yaşı geçkince bir bayana,ellerini kahveyle haşladığı için, milyona varan miktarda tazminat ödediğini bilmiyor herhalde. Kadın bardağının içindekinin sıcak olduğunu bilmiyormuş. Ben yurtdışında yaşıyorum burada da yazıyor. Evren AYDIN Olay Manhattan-New York"ta, sehrin gobegindeki romantik ve tarihi tren istasyonu Grand Central Terminal de geciyor. Terminal"in icinde alt kattaki bir gecidin tavan kisminin akustik ozelliginden dolayi koseye yuzunuzu donup kisik sesle konussaniz bile 10-15 metre otedeki karsi kosede ayni sekilde yuzunu donmus olan kisi ne soylediginizi cok net ve amplifiye edilmis sekilde duyar. Bir nevi amfitiyatrolardakine benzer dogal ses yukseltici. Ama o sirada yoldan, tavanin altindan gecen insanlar cok yakin degillerse ve dikkatlerini size yoneltmemislerse birsey duymazlar. Ben tavanin bu ozelligini bildigim icin orada kosede yuzustu donuk birisini konusurken gorunce dikkatimi cekti. Karsi koseye baktim, arkadasi da oraya yuzustu donmus, tavanin akustik ozelligini deniyorlardi. Acaba nasil bir deneme yapiyorlar diye kulak kabarttigimda Turk olduklarini "...goyyim" kelimelerinden anladim... Oner Ayan Bu bir Rus dumuru..Moskovada calisiyorum..Rus magazasindan 2 kisilik yatak sungeri satin aldim..Biz eve getiririz dediler..Tamam felan dedik bekliyoz..neyse adamlar geldi apartmanin onune..indim assaya..6.kattayiz dedim.cikariverin yukariya...ama bi dakka dediler..para isteris cikarmak icin... hoop 1.DUMUR!..ilk once uyuz kaptim..sttir lan .alt tarafi 6.kata cikarican..eee dedim kac para istiyonuz..kat basina 50 ruble (2 $) ..Carp alti katla .. 300 ruble ..oda eder 12 dolar..yani sungeri alti kat yukariya cikarmak bugunun kuruyla 18 milyon TL.yermisin kafayi yemezmisin..kocaman sunger..kapidan gecmiyo..neyse ben dumur deryasinda yuzeriken aklima fikir geldi..herifleri kovdum..sokaktan 2 tane alkolik buldum hemen..verdim ceplerine 2 kurus..adamlar takla ata ata cikardilar..yani bu rusya varya Dumur cenneti valla..dumurlar devam edicek.. Moskova disinda bir koye gittim.ormanlik falan guzel ... bi yeri telefonla aramam lazim..neyse cep calismadi..bi telefon ediyim ankesorden dedim..zar zor ankesorlu buldum.ses yok..neyse ara tara ..bi tane daha buldum..ondada ses yok..bi tane rus yanasti..bunlar calismaz dedi..ee biliyoz neden peki.bi gece hirsizlar telefon direklerini sokup goturmusler dedi..ooops..ulkenin fakirligi bunuda yaptiriyo..yakinda tren raylarinida sokerler heralde...yada bi sabah kalkmissin..evin bacasi ucmus.:)) neyse dumur yani.. Aktug Ates / Moskova 2001 Agustosunda bir aksam isten ciktim eve gidiyorum..Uzerimde sevdigim bir Deep Purple tisortu var.Moskovanin islek caddesinin birinde ilerliyorum..Birden karsima iki tane genc tip cikti.Ustleri baslari daginik falan..Takilmadan geceyim derken birisi atildi.Kafasi punkci tarzinda trasli elemanin.Ve sarfettigi sozlere bakin.... - Deep Purple seviyorsun heralde - EVET DINLERIM - Bizde bu mahallenin punkcilariyiz - EEE NABAYIM - uc bes kurus atsana - PARAM YOK - cok az bisey fazla istemiyoruz - BOZUGUM YOK - Problem degil surda kosede bozdururuz hemen..Hadi gidelim - DUMUUURRR.. Adam ne kadar rahat yaw..Oldu olacak cuzdani vereyim sen takil yarin getirirsin yani..Gene burda bulusuruz yarin..Git isine leeeen dedim elemana ve hizla uzaklastim oradan...(tabi rus punkci turkce bilmedigi icin hoduk hoduk arkamdan bakmayi ihmal etmedi)..:)) Aktuğ Ateş / Moskova By ÖnİzLeMe HABER KOMİK dünyadan dumurlar Olay Manhattan-New York"ta, sehrin gobegindeki romantik ve tarihi tren istasyonu Grand Central Terminal de geciyor. Terminal"in icinde alt kattaki bir gecidin tavan kisminin akustik ozelliginden dolayi koseye yuzunuzu donup kisik sesle konussaniz bile 10-15 metre otedeki karsi kosede ayni sekilde yuzunu donmus olan kisi ne soylediginizi cok net ve amplifiye edilmis sekilde duyar. Bir nevi amfitiyatrolardakine benzer dogal ses yukseltici. Ama o sirada yoldan, tavanin altindan gecen insanlar cok yakin degillerse ve dikkatlerini size yoneltmemislerse birsey duymazlar. Ben tavanin bu ozelligini bildigim icin orada kosede yuzustu donuk birisini konusurken gorunce dikkatimi cekti. Karsi koseye baktim, arkadasi da oraya yuzustu donmus, tavanin akustik ozelligini deniyorlardi. Acaba nasil bir deneme yapiyorlar diye kulak kabarttigimda Turk olduklarini "...goyyim" kelimelerinden anladim... Oner Ayan Bu bir Rus dumuru..Moskovada calisiyorum..Rus magazasindan 2 kisilik yatak sungeri satin aldim..Biz eve getiririz dediler..Tamam felan dedik bekliyoz..neyse adamlar geldi apartmanin onune..indim assaya..6.kattayiz dedim.cikariverin yukariya...ama bi dakka dediler..para isteris cikarmak icin... hoop 1.DUMUR!..ilk once uyuz kaptim..sttir lan .alt tarafi 6.kata cikarican..eee dedim kac para istiyonuz..kat basina 50 ruble (2 $) ..Carp alti katla .. 300 ruble ..oda eder 12 dolar..yani sungeri alti kat yukariya cikarmak bugunun kuruyla 18 milyon TL.yermisin kafayi yemezmisin..kocaman sunger..kapidan gecmiyo..neyse ben dumur deryasinda yuzeriken aklima fikir geldi..herifleri kovdum..sokaktan 2 tane alkolik buldum hemen..verdim ceplerine 2 kurus..adamlar takla ata ata cikardilar..yani bu rusya varya Dumur cenneti valla..dumurlar devam edicek.. Moskova disinda bir koye gittim.ormanlik falan guzel ... bi yeri telefonla aramam lazim..neyse cep calismadi..bi telefon ediyim ankesorden dedim..zar zor ankesorlu buldum.ses yok..neyse ara tara ..bi tane daha buldum..ondada ses yok..bi tane rus yanasti..bunlar calismaz dedi..ee biliyoz neden peki.bi gece hirsizlar telefon direklerini sokup goturmusler dedi..ooops..ulkenin fakirligi bunuda yaptiriyo..yakinda tren raylarinida sokerler heralde...yada bi sabah kalkmissin..evin bacasi ucmus.:)) neyse dumur yani.. Aktug Ates / Moskova 2001 Agustosunda bir aksam isten ciktim eve gidiyorum..Uzerimde sevdigim bir Deep Purple tisortu var.Moskovanin islek caddesinin birinde ilerliyorum..Birden karsima iki tane genc tip cikti.Ustleri baslari daginik falan..Takilmadan geceyim derken birisi atildi.Kafasi punkci tarzinda trasli elemanin.Ve sarfettigi sozlere bakin.... - Deep Purple seviyorsun heralde - EVET DINLERIM - Bizde bu mahallenin punkcilariyiz - EEE NABAYIM - uc bes kurus atsana - PARAM YOK - cok az bisey fazla istemiyoruz - BOZUGUM YOK - Problem degil surda kosede bozdururuz hemen..Hadi gidelim - DUMUUURRR.. Adam ne kadar rahat yaw..Oldu olacak cuzdani vereyim sen takil yarin getirirsin yani..Gene burda bulusuruz yarin..Git isine leeeen dedim elemana ve hizla uzaklastim oradan...(tabi rus punkci turkce bilmedigi icin hoduk hoduk arkamdan bakmayi ihmal etmedi)..:)) Aktuğ Ateş / Moskova Kanada"da bizimkilerin acmis oldugu bir pizzaci dukkaninin, pizza yapilanbolumunun kapisinda aynen soyle yazmaktadir.Iceriye gorevliden baska kimse giremez. Ne arkadasi, ne de herhangi birisi. Fırat Say / Kanada Bu dumur olayı hergün karşılaşabildiğimiz türden olduğundan ilginç gelmeyebilir, ama siz genede bir göz atın, materyal ilginç; trafikteyken görmüşsünüzdür, arabasının dikiz aynasına CD, çocuk papucu, vs. vs.takanlar çoktur.kırmızı da durmuş, yeşili beklerken yanımda duran otonun dikiz aynasindakı "STETESKOP" beni dumurun sınırlarının derinliklerine attı, gitti.olayın bir diger ilginç yanı ise dumur vakasının Kanada"nın bir sehirinde meydana gelmesi… Ali Saltık / Kanada Sevgili Güneri.4 senedir ABD`de yaşıyorum ve inan ki en çok özlediklerimin başında yemeklerimiz ve Leman geliyor..İnternette detaylı bir sayfa yaptığın için sana çok minnettarım.Demlenmiş dumurlardan beni rahatsız eden bir-iki tanesini sana aktarmak istiyorum-elbette ki müsadenle;Ali Saltık isminde bir arkadaş Kanada`dan bir dumur göndermiş.Aynada asılı stetoskop.Inan ki stetoskopu aynaya asma olayıburada da çok yaygın.Burada sigorta şirketleri yeni taburcu olmuş hastalara,yaşlı insanlara özel bakıcı/hemşire gönderiyorlar ve bunların çoğu da stetoskoplarını arabalarının aynasına asıyorlar.Benim kız arkadaşımda hemşire ve ondan biliyorum...Yani dumur olacak birsey yok. A.B.D`den saygılar,sevgiler E. ERDOGAN 4 gün önce Cezayir"den geldim,orada ne yapıyorsun diyeceksiniz,ben üniversite bitirmiş ve işsizlikten hosteslik yapmaya başlayan bir güzel sanatlar mezunuyum...:( Sahra çölleri üzerinde uçarak afrikanın bamako isimli bir yerine mütemadiyen her hafta 3 kez uçuyordum,her seferinde birşeyler eksik olur, son anda sanki minibüsmüşcesine uçak tekrar durdurulur,yakıt bittiğine göre yakıt alınması gerekir ama herzaman hepsi eksik olurdu :) son uçuşta herşey tıkırında giderken (bu başka bir dumur olayıdır)hayretler içersinde kaptan yakıt alma işleminin tamamlanmasını kontrol etmeye inmişti..tabi afrikalı arkadaşlarımız bu sefer herşeyi doğru yapmış olmanın heyecanıyla bana koştular "MADMAZEL KAPIYI KAPATIYORUZ READİ FOR TAKE-OFF"dedi o anda yardımcı pilot ve ben dumurdan dumura koşarken 2.ci pilot şöyle dedi:"NEYİNNE HAZIRSIN HA NEYİNNE,KAPTAN YOK KOKPİTTE..(KAPTAN HALA DÖNMEMİŞTİ :))) Fulya Yaman Gorevim nedeniyle ABD"ye gonderilmistim.Jack In TheBox isimli bir Fast Food restorantina girdik, yemektensonre kahve aldik.Kahve bardaginin uzerinde "InsideHot liquid is HOT" (icindeki sicak sivi sicaktir)yaziliydi. Serkan Virlan Bu köşede bir arkadaş Amerika"da içtiği kahvenin kağıt bardağının üzerinde yazan yazıyı aktarmış. Bu arkadaş herhalde bir Fast Food şirketinin o yazıyı yazmadığından dolayı yaşı geçkince bir bayana,ellerini kahveyle haşladığı için, milyona varan miktarda tazminat ödediğini bilmiyor herhalde. Kadın bardağının içindekinin sıcak olduğunu bilmiyormuş. Ben yurtdışında yaşıyorum burada da yazıyor. Evren AYDIN |
Karikatur
"Die Welt" veröffentlicht die Karikaturen ebenfalls.
Ihr habt die Möglichkeit, dieser ignoranten Zeitung Eure Meinung zu sagen...stimmt ab! hier der Link: <a href="redirect.jsp?url=http://www.welt.de/extra/service/128201.html?vote=1&poll_qid=839670&poll_aid=1&x=26 &y=7" target="_blank">http://www.welt.de/extra/service/128201.html?vote=1&poll_qid=839670&poll_aid=1&x=26 &y=7</a> |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 09:25 Uhr. |