![]() |
ENIS YINE ZIRVALADIN...
Rusya ile Türkiye´nin kiyaslanmasi kadar yanlis bir sey olamaz....
|
Saudi Arabien und den Iran angreifen
lassen ?
Corc Dabbelyuh Buş wäre sofort dafür zu haben ;-) |
Benim neyi kast ettigimi
anlamamissinki sen... ayni Coach01 gibi ayni seyleri tekrar edip duruyorsun.....
Yazilarimin ruhunu ve icerigini anlamamissinki...... anlayacagada benzemiyorsun, ama bilki sadece ikiniz burada yazilarimi anlamiyor yada anlamak islerine gelmiyor... wie auch immer, das ist mir MEGA Egal.... |
Du kannst deine Frau gut behandeln
ihr treu sein, sie nicht betrügen und belügen und sie nicht mit aids infizieren weil du mal dachtest im Puff gibt es besseren Sex als bei dir zu Hause.
|
Wenn man die Weißheit mit Löffeln frißt
Ein Staat kann kein Rligion haben
-> das ist falsch, was ist ein Staat? kannst du Staat in den Händen halten? kannst du damit fußballspielen? wer errichtet denn den Staat? wer macht die Gesetzte, die für die Menschen gemacht werden? Irgendein Zauberer? da Religion Personen bezogen ist.... Staat ist werte bezogen also hat nichts mit Gott zu tun.... -> ist natürlich auch falsch. Siehe Definition vom Staat. Staat ist doch kein Mensch...... -> ach nein? wer entscheidet denn im Namen des Staates? Oder Entscheidet der Staat selbst?Dann ist ja dummbacke Bush an nichts schuld. Es ist der Staat der entscheidet nicht er. Er ist nur die ausführende Hand des heiligtums Staat. Ama gel görki geri zekalilarin beynine sigmayacak kadar aciktir bu olay.... -> ah ulan ah Devleti yöneten insan... kanunlari cikaran insan.... eeeeeeee simdi devlet Islam devletimi oldu... yoksa o devleti yönetenin Ideoloji devletimi oldu...... ->ee napacaz? yasakci laik zihniyetine göre müslümandan basbakan olmaz, sadece yasakci bagnaz bir laikten olur. niye? cünkü imani pek zayiftir alcagin, yeri geldiginde yapistirir müslümana. ... Her bir kim baskasina kendi Ideolojisini yani din anlayisini dayatirsa....... tam anlamiyla dinin yasakladigi Allahin Jandarmaligina soyunmustur demektir. -> din kelimesi bugün ateistlerinyüzünden farkli bir boyuta cekilmistir. tekrar edeyim din bir hayat felsefesidir.Herhalde birileri Allah"in kanunlarini uygulayacaktir. Mesela vatandas müslümanlarin yasadigi ülkede zina isliyor, hirsizlik yapiyor, adam öldürüyor. simdi kimse Allah"in jandarmaligini yapamaz diye bu vatandasi cezalandiramaz. bu devlet icinde gecerlidir. devlet dinsiz oldugu icin zina ile bir sorunu yok. nede olsa prezervatif kullanacak vatandas ve milli gelir hasilatinin artmasina katkida bulunacaktir. vs. SEN KIM OLUYORSUNDA BANA KENDI IDEOLOJINI DAYATMAYA KALKIYORSUN...... ->evet Sen bana fetva veremezsinki.... fetva HZ. Muhammede mahsustur..... ->nasilda isine göre kivirtiyorsun. peygamber zamaninda laiklik mi vardi? nasil olurda devlet laik olmasi gerek fetvasi veriyorsun? nitekim Kuranda 3 Vakit namaz varken HZ. Muhammed fatvasiyla 5 Vakit Islam dininde sabittir...... ->sünnet derler ona o yüzdendirki namazda CEM olayi vardir.... Ama gel gör bezi cehalet insanlari annelerinin babalarinin dinlerini satmaktalar.... |
Iste Teröristin beynide seninki
gibi calisiyor.....
Bu düsünceli insanlar iste siddet fikihiyla beslenmislerdir.... Ne demek ben simdi senin din algilayisini din olarakmi secmem lagzim...... veya benim din anlayisimimi sen din olarak secmemn lagzim.... Eger böyle bir algilayis icindeysen sen ne dini nede devleti anlamissin... Devlet sadece bir ortak degerler toplulugudur... din ise insani Allaha tasiyan mekanizmadir.... Ama sende bunu anlayacak akil nerdeeeeee.... Yapin siddetinizi durun... |
Islam keilmesinin manasi
İSLAM NEDİR?
İslam kelimesi (S-L-M) kökünden gelip; itaat, inkiyad ve bir şeye teslimiyet manalarına gelir. Arapçada "barış" kelimesiyle aynı anlama gelir. Sen Allaha teslimiyet yada Kurana yada Resüle teslimiyet diye algila.... istedigin sekilde anlayabilirsin yani... Iste böyle bir insan zaten demokratik ve bariscil bir insandir... |
Ey Müslümanlar :-)
Müslümanların bugünkü vakıası, her Müslümanın hissettiği gibi, hiçbir beyan ve izaha muhtaç değildir. Memleketleri küfür nizamları ile yönetilmektedir. Onun için bu yerler kesinlikle ve tartışmasız “Dar-ül Küfür”dür. Şöyle ki, İslâm memleketleri bu günkü durumda; kırktan fazla devlete, emirliğe, şeyhliğe ve sultanlığa ayrılmış olduğundan, kafirlere karşı duracak bir vaziyette değildirler. Binaenaleyh, Müslüman memleketlerinden her birinin davası, varlığını “Dar-ül İslâm”a çevirerek diğer İslâm memleketleriyle birleşmeye çalışmaktır. Bu dava hayatî bir davadır. Hatta bütün hayatî davaları içine alan ana hayatî davadır. Bu mesele ile ilgili icraatlar ölüm-kalım icraatı olarak algılanmalıdır. Yalnız bu hayatî dava, yani İslâm memleketlerini “Dar-ül İslâm”a çevirmek ve diğer İslâm memleketleriyle birleştirmek meselesi, gerçekleşmesi için çalışılan bir hedeftir. Bunun gerçekleşmesi için takip edilecek yol, Hilâfet"i tekrar kurmaktır. Bugün Müslümanların üzerine borç olan en mühim mesele, İslâm memleketlerini Dar-ül İslâm"a çevirebilmek için Hilâfet"i yönetim sistemi olarak iş başına getirmektir. Sonra bu memleketleri Dar-ül İslâm’a çevirerek diğer İslâm memleketleriyle birleştirmektir
|
beendet
ich bevorzuge es, eine diskussion ohne schlammschlacht zuführen.
deswegen beende ich diese hier. |
DEMOKRASİ ???
Demokrasi, Kapitalist düşünceye ait genel bir çerçevedir. Yani Kapitalist devletlerin ve Kapitalizme göre hareket eden devletlerin uyguladıkları yönetim sisteminin adıdır. Demokrasiye inananlara göre Demokrasi; halkın kendi koyduğu kanunlarla kendi kendini yönetmesidir. Kapitalistlerden birçokları sistemlerini "Demokratik Sistem" olarak isimlendirmektedirler Ancak bu isimlendirme birçok sebepten dolayı doğru değildir. Demokrasi orijinalliği itibarı ile Kapitalistlerin buluşu da değildir. Demokrasiyi kullanmada eski Yunanlı"lar onlardan öncedir. Demokrasiyi uygulamada Kapitalistler tek olmadıkları gibi Marksist Sosyalistler de Demokrat olduklarını söylerler ve sistemleri yıkılıncaya kadar da bu iddialarını sürdürmüşlerdir.
Demokraside en önemli husus kanun yapma hakkının yaratıcı yerine insana verilmesidir. Dinin hayattan ayrılması gerektiğini söyleyenlerdeki mantık da budur. Çünkü dini hayattan ayırmak demek yaratıcı yerine insanı kanun koyucu yapmak demektir. Bu noktada Kapitalistler, insanın yaratıcı tarafından konulan muayyen bir şeriata tabi olmakla ve hayatında bu şeriatı uygulamakla mecbur tutulduğunu araştırmazlar. Hatta böyle bir konuyu tartışmak bile istemezler. Müslümanlar açısından ise böyle bir durum; -Allah korusun- delaleti ve subutu kat"i bütün delilleri ve müslümanlara; Allah"ın şeriatına bağlanmayı, Allah"ın şeriatının dışındakileri de tamamen terketmeyi emreden birçok Kur"an ayetini inkâr etmek demektir. Hatta İslâm, Allah"ın şeriatına tabi olmayan veya uygulamayan kimseyi kâfir, zalim veya fasık olarak nitelemektedir. Allahu Teâla ayeti kerimelerde şöyle buyurmaktadır: "Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar kâfirlerdir." "Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar zalimlerdir" "Allah"ın indirdikleri ile hükmetmeyenler işte onlar fasıklardır." Demokrasiye inananlarda olduğu gibi yasama yani kanun yapma hakkının Allah"a ait olduğunu inkâr ederek Allah"ın indirdikleri ile yönetmeyenler Kur"an"ın açık nassı ile kâfirlerden sayılırlar. Çünkü böyle yapmakla delaleti kat"i ayetleri inkâr etmiştir. Delaleti kat"i olan ayetleri inkâr eden kimse ise müslüman fakihlerin icması ile kâfir olur. Kâfirler ve müslümanların topraklarında kâfirlere uşaklık yapan idareciler, fert veya hareketler olarak kendilerini müslümanlardan saydıkları halde demokrasiye çağıran herkes, demokrasinin temelde şeriatı terketmeyi gerektirdiğini ve insanı yaratıcı konumuna getirdiğini bilmelerine rağmen demokrasiye bu açıdan yaklaşmayarak, demokrasinin halkın kendi kendini yönetmesi olduğunu, insanlar arasında eşitliğin ve adaletin yayılması, yöneticilerin muhasebe edilmesi anlamına geldiği, Demokrasinin başından sonuna kadar Allah"ın şeriatını terkedip yaratılmışların şeriatına uymak demek olduğu halde demokrasi ile Allah"ın şeriatının terkedilmesinin kastedilmediğini iddia etmektedirler. Demokrasi hakkında söylenen diğer sözler ise fiiliyatta vakıası olmayan, teoride kalan sözlerdir. Örneğin halkın kendi kendini yönetmesi sözü büyük bir aldatmacadan ibarettir. Demokratik kapitalist toplumların tamamında halk kendi kendini yönetmemektedir. Çünkü bu düşünce hayali bir düşüncedir. Demokratik Kapitalist ülkelerin en köklülerinden olan Birleşik Devletlerde ve İngiltere"deki Lordlar kamarasında olduğu gibi halk değil etkili bir grup halkı yönetmektedir. Kapitalist ülkelerdeki bu etkin grupların elinde dilediği kimseleri yasama meclisine ve yönetim kademesine ulaştıracak araçlar vardır. Böylece etkin gruplar tarafından meclislere gönderilen kimselerin çıkaracakları kanunlar onların çıkarlarına hizmet edecek kanunlar olmaktadır. Eşitlik, adalet, idarecileri muhasebe etme gibi Demokrasi hakkında söylenen diğer sözler ise fiiliyatta vakıası olmayan, teoride kalan sözlerdir. Bunu anlamak için Demokrat dünyanın lideri olan Amerika"ya bir göz atmak yeterlidir. Burada eşitlik, adalet ve idarecileri sorgulama hakkının belli bir ırka, din mensuplarına, belli çevreye veya belli büyüklükte ekonomik gücü bulunan seçkin bir tabakaya ait olduğu görülmektedir. Eskiden beri çile çeken ve halen daha çekmekte olan zenciler, kızılderililer, Latin ve Asya asıllılar, Protestan olmayanlar veya Batı Avrupa kökenli olmayanların karşılaştıkları güçlükler -her ne kadar bazen bu duruma aykırı gelişmeler olsa da- Demokrasinin teoriden ibaret olduğunu göstermesi için yeterlidir. Bu nedenle müslümanın Demokrasiyi kabul etmesi caiz değildir. Zira Demokrasi küfür sistemidir, insanı yaratıcı konumuna getirmektedir. Her müslümanın ondan tiksinmesi ve onu yaymak için çalışanlara karşı çıkması farzdır. |
ÇOĞULCULUK ????
Çoğulculuk Kapitalistlerin topluma bakışlarının ürünüdür. Zira Kapitalistlere göre toplum fertlerden meydana gelmektedir. Bu fertlerin ise, farklı inançları, görüşleri, çıkarları, çeşitli çevreleri ve ihtiyaçları vardır. Bu nedenle Kapitalistlere göre, toplumda birbirinden farklı grupların varlığı kaçınılmazdır. Her grubun hareket, örgüt veya parti ile temsil edilen özel hedefleri vardır. Dolayısıyla bunların kabul edilmesi ve siyasete katılmalarına izin verilmesi gerekir.
Onlara göre çoğulculuk, tek bir grubun veya partinin düşüncesine ters düşmektedir. Ancak bu çoğulculuk, Kapitalist sistem çerçevesindeki bir çoğulculuktur. Kapitalist ideolojiye inanmayan veya kurulu Kapitalist sistemi yok etmeye çalışan grupların Kapitalist toplumlarda yeri yoktur. Bu mantık yani partilerin çok olması mantığı, tek bir akide içerisinde ve tek bir sistem çerçevesinde geçerlidir. İslâm"da da çok sayıda partilerin bulunması sözkonusudur. Ancak bu, Kapitalistlerin çağırıp durdukları çoğunluktan farklıdır. İSLÂM; İslâm akidesine göre kurulu oldukları, sistem ile ters düşmek için çalışmadıkları, görüşleri İslâm’ı olduğu yani İslâm akidesinden kaynaklanmış veya İslâm akidesine dayalı olduğu sürece partilerin ve hareketlerin çokluğuna izin verir. Ancak bu ifade, gelişigüzel çoğulculuğun veya genel olarak Amerika veya Batının çağırdıkları şekilde Kapitalizme göre çoğulculuğun kabulü anlamına gelmez. Kapitalizme dayalı çoğulculuk dini hayattan ayırmayı esas alan kapitalist akideden kaynaklanmaktadır. Kapitalizmdeki çoğulculuğa göre, dinin hayattan ayrılması (Laiklik) inancı gibi küfür akidesine çağrıda bulunan veya milliyetçilik ve vatancılık gibi İslâm"ın haram kıldığı bir esasa göre kurulu hareket veya partilerin kurulmasına izin vermektedir. Aynı şekilde Kapitalizm, cinsel sapıklık, (homoseksüellik), zina, kumar, içki, kürtaj gibi Allah"ın haram kıldığı şeylere çağıran hareketlerin kurulmasına da izin vermektedir. Bu nedenle Amerika"nın çağrıda bulunduğu çoğulculuğu müslümanların kabul etmesi caiz değildir. Çünkü bu çağrıyı kabul etmek; Allah"a ve Rasülüne inanan bir kimsenin kabul etmeyeceği işlerden olan küfre daveti, Allah"ın haramlarını mübah görmeyi kabul etmek demektir. Çünkü müslüman, bu türden davranışlardan dolayı Allahu Teâla"nın onu cezalandıracağını yakinen bilmektedir. |
ZAVALLI KARDESIM...
SEN HERSEYI KUR´AN-i KERIME BAGLIYORSUN ! AL SANA O ZAMAN AYETLER ILE DUA !!!!
Kaynak: Samil Islam Ansiklopesidi ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Seslenmek, çağırmak, yardıma çağırmak, Allah"a yalvarmak, O"ndan dilekte bulunmak, O"na yakarmak. Dua, insanda fıtrî bir olgudur. Bu sebepledir ki, bütün dinlerde mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan şu veya bu şekilde dua eder. İnsanlar hayatları boyunca, üstesinden gelemeyecekleri birçok şeylerle karşılaşmakta, keder, sıkıntı, acz ve ümitsizliklere maruz kalmaktadırlar. Yüce Allah şöyle buyurur: "İnsana bir darlık dokunduğu zaman yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır, ama biz onun sıkıntısını giderince sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir." (Yunus, 10/12) "(Denizde) onları gölgeler gibi dalgalar sardığı zaman dîni yalnız kendisine has kılarak Allah"a yalvarırlar. Fakat o, onları kurtarıp karaya çıkarınca içlerinden bir kısmı orta yolu tutar, (birçoğu da inkâr eder). Zaten bizim ayetlerimizi (öyle) nankör gaddarlardan başkası inkâr etmez. " (Lokman, 31/32) Bu âyetlerden de anlaşıldığı gibi dua, insanda fıtrîdir ve özellikle sıkıntılı anlarda Allah"a dua etmek, sadece samimî olarak Allah"a inananlara has bir durum değildir. Allah"a ortak koşanlar da bu gibi durumlarda Allah"a yönelir ve O"na dua ederler. Dua ettikten sonra insan gönlünde bir ferahlık ve serinlik hisseder. İsteğinin yerine getirileceği konusunda ümidi artar. Bu yönüyle dua, insana bir şifa ve rûhî bunalımlara karşı koruyucu bir sağlık tedbiridir. Bu nedenledir ki, dua etmeyen toplumlar rûhen çökmüş toplumlardır. Âyet ve hadîslerde dua teşvik edilmiştir: "Rabbiniz, şöyle buyurdu: Bana dua edin, size cevap vereyim (duanızı kabul edeyim)" (Mü"minûn, 23/60). Hz. Peygamber (s.a.s.) de şöyle buyurur: " Allah katında duadan daha şerefli bir şey yoktur." (Tirmizî, Daavat,1; İbn Mace, Dua,1) Dua aynı zamanda bir ibadettir. "Dua ibadetin ta kendisidir. " (Tirmizî, el-Bakara Sûresi Tefsiri, 16) O halde dua sadece Allah"a yapılmalı, araya başka biri aracı olarak sokulmamalıdır. Nitekim namazın her rekâtında tekrar ettiğimiz Fatiha Sûresi"nde: "Sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardım dileriz. " (el-Fatiha, 1/4) buyurulur. Kullardan istenecek yardım, onların güçleri dahilinde olan bir şey olmalıdır. Güçlerinin yetmediği bir şey onlardan istenemez. Hatta kulların güçlerinin dahilinde olan bir şeyin yapılmasını kendilerinden istediğimiz zaman bile asıl sebebin Allah olduğunu, O"nun dilemesi olmadan o şeyin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını bilmek gerekir. Allah insana şahdamarından daha yakındır ve O"nun insana merhameti, bir annenin çocuğuna merhametinden çok fazladır. Bir âyette şöyle buyurur: "Kullarım sana beni sorunca, haber ver ki, ben şüphesiz onlara yakınım. Bana dua edenin duasını kabul ederim. " (el-Bakara, 2/186) Duanın muhteviyatı, Allah"tan istenen meseleyle ilgili olmalıdır. Meselâ yemek duası ayrıdır yolculuğa çıkıldığında yapılacak dua ayrıdır... Birçok konuda Hz. Peygamber (s.a.s.)"den nakledilmiş dualar mevcuttur. Kur"ân-ı Kerim"de geçmiş peygamberlerin duaları zikredilir. Dua bu me"sur dualarla yapılabileceği gibi, kişinin kendi gönlünden kopanın anlatımı da olabilir. Ancak belli davranışlarda; meselâ kabir ziyaretlerinde, yemeklerden sonra, helâya girerken, yeni bir elbise giyerken, yolculuğa çıkarken... Hz. Muhammed (s.a.s.)"den nakledilmiş dualarla dua etmek hem sünnet, hem de daha güzeldir. Dua eden kişi gönülden etmeli, duasında iyi şeyleri isteyerek kendisi de o doğrultuda çaba sarfetmelidir. Kişi duasında samimiyetini tavırlarıyla da ortaya koymalıdır. Meselâ duasında Allah"ın emirlerine itaat eden samimi bir müslüman olmayı ifade ediyorsa, hareketleriyle de böyle bir müslüman olma çabası içerisinde olmalıdır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Biliniz ki, Allahu Teâlâ, kendisinden gafil bir kalbin duasını kabul etmez." (Tirmizî, Daavât, 64 |
o.T.
Vielleicht solltest NOCH einmal meinen Beitrag und MEINE FRAGEN lesen ...
Ich habe nicht nach der wörtlichen Bedeutung gefragt! Also los ! |
Ist der Islam ein Religion von Sklaven?
besonders wenn ich unter Moslem sehr verbreitete Meinungen-wie die Beiträgen unten-höre und lese,die mit voller Hass gegen Werten und Errungenschaften wie Demokratie,Pluralismus,Gesetzgebung durch Parlament etc. gekenzeichnet sind,wird die obige Fragestellung in meinen Augen noch ernsthafter..
oder noch eine mildere Aussage: Die Religionerleben kann in einer masochistischen Form passieren,wenn man mit Herasforderungen der modernen(zur zeit existierenden) Gesellschaft und mit Freiheit nicht klar kommt(Escape from Freedom) Wie kann man sonst diese Hervorhebung der wörtlichen Bedeutung des Islams(mutlak Teslimiyet,absolute Unterworfensein)und gleichzeitig Verachtung der Selbstbestimmung und des freien Handelns erklären? |
Bu yazinin dayandigi temel veriler:....
Zuhruf 36-39,
Mücadile 19, Yusuf 42 nci ayetlerdir...! Kurana karsi olmak SEYTANCILIGIN belirliyici niteligidir arkadasim. Kurana bir bicimde sirt dönmüs olmak ise bir bicimde SEYTANIN egemenligine girmis olmakla e$ anlamlidir. Kuran yeryüzünde ALLAH in elidir(nizami)...! Islam ALLAHIN bu eline TESLIMIYETTIR. Daha dogru bir ifade ile bu EL di$inda hic bir ELE TESLIM olmaMAKtir. KURAN buna RAHMANA KUL olmak dedigine göre, KURANA teslimiyeti RAHMANA (ALLAHA) TESLIMIYET olarak da anabiliriz...! DIN, esas anlamiyla TESLIMIYET oldugundan her DIN bir teslimiyeti gerekli kilar. KURAN DINI ALLAH a teslimiyeti.. Budizm Buda ya teslimiyeti.. Pavlus hristiyanligi da Pavlus a teslimiyeti gerektirir. Isa Tebligatinin Dini, Allah a Teslimiyeti gerekli kilar. Cünkü Tipki o da Kuran Dini Gibi ISLAMDIR !.. Yani TEK yaraticiya TESLIMIYET ! SEYTAN in DINI de SEYTAN a teslimiyeti gerekli kilar !.. Mesele Belirginlesmistir: Islam Rahman a ve Rahman in Kitabi olan KURANA teslimiyete oturan Bir dindir. Seytancilik ise Rahman in Kitabina Sirt dönüp SEYTAN a teslimiyeti Öne Cikarmaya Oturan bir dindir. Zuhruf Suresi 36 ve devami ayetler bunu Gösteriyor: <<Rahman in Zikrine Yani Kuran a Sirt dönenler,Baska bir aciklama ve Ikrar Ifadesine gerek kalmadan Otomatik olarak SEYTAN a Teslim olurlar...>> Zuhruf 36 ve devamina göre, SEYTANCILIK tek bir tavirda vucut bulmaktadir: <<RAHMAN in Kitabina sirt Dönmek ! >> Rahman in ZIKRI veya Rabb in ZIKRI Tabirleri asirlarca KURANSAL Cercevenin icine sokulmamis, anlam kaydirmalariyla gercek mesajin disinda tutulmustur. ZIKIR Sözcügünün KURAN in adlarindan biri oldugu hemen hemen unutturulmus,meal ve tefsirlerde bu gercegin bizi götürdügü sonuclara asla deginilmemistir. Ustalikli bir IBLIS oyununa Kurban gidilerek RAHMAN in ZIKRI : Tarikat dergahlarinda Tef calip ALLAH diye ziplamaya özgülenmi$tir...! Bir Kavramin KURAN anlaminda olmasiyla ** ALLAH ** Diyerek def calip ziplamakla Esitlenmesi arasindaki fark, gercek ISLAM ile günümüz sahte Örf ( Nak$ibendi ) Islami arasindaki fark kadardir. KURAN dan koparilip, Ulema, $eyh efendi, Sultan dini haline getirilmi$ günümüz Örf Islami: Rahman in Dini Olmaktan cikarildigi icin bir HÜSRAN IDEOLOJISINE dönü$mü$ bulunuyor. $asmaz kanit bu Dini izleyenlerin Dünya önünde HÜSRAN a gömülmüs bulunmalaridir. KURAN dan RAHMAN a $EYTAN dan HÜSRAN a gidilecegini KURAN söylüyor....! Bu Tarikat Örf Dininin HÜSRAN icinde bogulmasindan daha dogal ne olabilir ? Müslüman Toplumlar bu gercegi anlayip RAHMAN a ve onun ZIKRI olan KURAN a döndüklerinde : DÜNYA nin KADERI DEGI$ECEKTIR ARKADA$IM...! Selam ve Dua ile...! |
Kuran kimsenin dilinden konusmaz
Biz kuranin dilinden konusmaya calisiriz das ist fakt !
|
Akaid ilmi
Akaid ilmi denir buna. Madem vurguluyorsun o zamanda yaz ismini. Sizinkiler filan yazma benim neyle ugrastigimi bilmeden mesheplere niye tosluyorsun. Ben Peygamber efendimizin sünnetinden bahsediyorum. Mesheplerden degil!
Allah tanimak Allahi sevmek onun koydugu kanunlari reformlastirmaklami geciyor ? Ya reform reform diye inleyen senmisin benmiyim ? |
Ilahiyatcilardanmi saniyorsunun
kendini.
Ben duyduklarimi satiyorsam sende satiyorsun bunun adi satmak ise dedigim gibi sende satiyorsun. Benim kaynaklarimda ilahiyatcilardandir. Ilahiyatci meshepci tartismaya yürütmek istiyorsun. Ama tartisma orada degil asil tartisma ilahiyatcilar arasinda. Yasarci sihniyet var. Yani karsini yirtmacla erkeklere pazarlayan ilahiyatcilar. Bunuda reformlasma adina yapiyorlar. Yazik. Bir de muhafezekar kesim var. Onlar reformlasmayla hic bir alakasi yoktur. Fetvalari yenilerler sadece. Ama farzi ayinlara dokunmazlar ! Mesele bundan ibarat. Sen o Yasarci sihniyetin pencesindesin. Ben ise öbür görüse sahibim. Sen susun busun diyemezsin bana. Bende ilahiyatcilardan aliyorum kaynaklari. Acik konusalim artik. |
o zaman ötüp durma burada o.T.
ohne Text
|
das hat doch
mit der Religion zu tun.
Das ist die Kultur die das macht. Wieso lassen die türkischen Männer die Frauen die *aldi-tüten* tragen und laufen vorne weg, mit ihrem sabir tesbih? Sagt der Kuran sowas oder sind unsere Menschen so wenig gebildet? |
o.T.
Islamist gibt es in der Muttersprache des Islams nicht. Es gibt den Mumin oder nicht Mumin.
|
Und was sol ich damit
Ben her zamanki gibi Kuranin sadece bir cerceve cizdigini söylüyorum..... bu evrensel cerceve zamansizdir.... yani kanunlarla bos olan yerlerini zamana göre ayarla...
Kurani Kuranin cercevesinde zamana göre yorumla..... Das ist der Trick..... Von mir aus schreib deine Duas weiter... |
wie war das doch ? zum Pornodreh .......
animieren ? ist das dein Beitrag zur Gleichberechtigung ?
|
Düsncen baska istikametten beslense
de dediklerin dosdogrudur....
Islam Alemi su anki Cehalet genetiginden kurtulmak ümitleri tasiyorlar..... ama ne yazikki..... 50 ye yakin haremlerinde kari besleyen Arap Krallari, Emirleri ve diger Serefsiz laf ile Müslümanlarin elinde...... Aslinda Araplarin durumunun valasi.... din ile baglantili degil.... Devlet ile baglantili...... devletin nasil bir mekanizma oldugunu bilmiyor ve din ne icin indigini bilmiyor.... din nedir devlet nedir bunlarin farkinda degil..... Bir insan veya bir cisim olmayan devlete bir din yapistirma pesinde olanalar var..... amac kendi sahsi dinlerini baskalarina dayatmak yani kendi kafasindaki dini bana sana va coluk cocuklarimiza kendi sahsi dinlerini dayatmakpesinde..... Saltanat kurup Allahalik taslamak amaclari..... Bu bizim devletimizdede ayni.... bazi Allahsizlar Allahlik taslamak pesinde.... bunu apacik biliyoruz ve farkindayiz...... Biz bunlarin üstünden geldik... cünkü bilginin Ilimin yaninda kim tutunabilirki....?? Araplar ise kurtariciya ihtiyaclari vardir.... su anki halleriyle kurtulamazlar.... her kim ise onlarin pesinde kosar ise oda kurtulamaz.... |
Milliyetcilik yapma Haram dir
Ancak Müslümanlar Kardestir diyor ALLAHu Teala Kitabinda. Araplarda Müslümanlardir ve Bizlerin Kardesidirler. Yalniz Müslümanlarin basinda olan tüm Yöneticiler ister kral olsun ister demokrat olsun isterse cumhuriyetci olsun hepsi küfre yani kafirlere hizmet ediyorlar ve dolayisiyla Müslümanlarin Lideri degillerdir unutma. Ben bunlari biliyorum demenle kurtulamazsin, önemli olan bu küfür sistemlerinin yikilmasidir ve bu yolda calismandir tamam, yoksa kafirlerin katliamindan hicbir islam beldesi güven altinda degildir.
|
Das ist doch ganz einfach
das kommt daher... das die meisten Müslime sehr ungebildet und sex orintiert denken......
Jetzt fallt nicht vom Stuhl es ist so.... Namus Namus und nocmals Namus... yani hikaye hoch unendlich..... Ist doch so..... Wer Gott und seine Sünnetullah nicht versteht, der bringt es weder im leben noch nach dem Tode weit.... Sünnetullah ist nicht = Sünnet wie Sie die meisten unwissenden rum posaunen.... Werd die zusammensetzung von Religion und der Demokratie nicht versteht.... versteht auch das Leben nicht und vor allem Gott nicht.... Bildung Bildung und nocmal Bildung...... Eina nderen ausweg gibt es nicht aus der misere |
cok günücsün
Ben seni bilemiyorumda sen beni nasil taniyorsun o zaman. Bana vahiy inmiyor yoksa sanami iniyor? Yani su vahiy muhabbetinden bikmadinmi artik? Birak su ucuk kurtulus laflarini! Adam gibi cevap ver acik konus
|
Einen anderen Bedeutung hat es nicht
versteh nicht worauf due hinaus willst....
Islam ist eine der vielen Namen das die Religion represäntiert was Gott für die Menschheit empfohlen hat...... Also nur 1 Name davon...... es gibt tausenda aber tausende Namen dafür... Die bakanstesten sind der Islam, Christentum, Yudentum usw..... im Grunde erzählen die alle das einzige Religion das für uns bestimmt ist.... |
Skalven ?!?
Was ist modern die Demokratie ?
Wo wird denn heut zu tage noch die demokratie angewand. Ich sehe kein Land das keine skalaven haben will. Vor allen die möchtegern demokratischen Staaten. Jedes andere Volk ist sklave in einem fremden Land. Jeder redet hier vom islamischen Terror. Was tut dann die USA in Irak. Kann man dies den Demokratischn Terror nennen ? Oder gar einen NEO Kreuzzug der Christen ? Wer ist sklave und wer versklavt wen ? Es wird vieles vertuscht. Und das was durchsickert ist die Spieze vom Eisberg. Keiner will das war haben. Was wird unter dem Namen *Kampf gegen den Terror* alles getan. Bekämpft man den Terror mit Misshandlugen ? Oder sucht man den Terror unter den Kopftüchern der Lehrer? Ich würd mal sagen das jedes Land den Terror anders definiert. Die westlichen Länder sehen sich am vollkommensten, das dies nicht der Fall ist sehen wir jeden Tag aber drücken ein Auge zu. Jeden Tag sterben im Irak was weis ich wie viele Menschen (Zivilisten). Dafür interessiert sich glaub niemand. Sagt die Demokratie nicht das alle Menschen gleich sind ? Wie schon gesagt jedes Land definiert die Demokratie nach ihren eigenen Wünschen ! |
Bakma sen o Yasarciya
kendisi bile neyi savundugunu bilmiyor o
|
Dinler Arasi Dialog
Son günlerde bazilari cikmis dinler arasi diyalogtan bahsediyor.
Bunun öncülügünüde bazi Islami kesimler yapiyor bizlerden terör icin yürüyüs yapmamizi istiyenler bizden hos görü istiyenler acaba kendileri ne kadar hos görülüler. Istanbulda gecen sene yahudilerin sinagiglarina ve ingiliz binalarina saldirilar gerceklesti. Haham Baslari bagirib cagiriyorlardi nerde Islam büyükleri neden eylemleri kinamiyorlar diyordu hiristiyan ve yahudiler buna islami terör damgasini vurdular ve kinadilar. Haham Baslarina ve barbar hiristiyan alemine sormak istiyorum. Irakta Müslimanlarin Ibadat hanelerine bombali saldirilarda bulunan ve ibadat hanelerde hunharca yaralilari öldüren. Hiristiyan Yahudi terörünü neden hic biriniz TV ler karsisinda kinamadiniz. Dinler arasi dialog tan bahsedenler birazda baskalarinin bir adim ileri atmasini neden TV lerinde söylemiyorlar. Hirstiyan ve musevi tarihlerine baktigimizda karsimiza herzaman kalleslikleri cikacaktir. Bugün ne kadar cici bir demokrasiyi bizlere göstermek isteselerde o demokrasoleri kana bulanmus birer vampir olduklarini görmüyoruzmu. Bosna Cecenya Filistin Irak taki katliyamlara kalkis calan batiyi herzaman insani görmüyecegim. |
Haçlı seferi başarıyla de
Haçlı seferi başarıyla devam ediyor" mesajı!
Irak?ta ABD askerleri direnişçilerin damarına basıyor... Son olarak ABD askerleri silahlarıyla camilerde konaklamaya başladı.. Irak?ta camilere silahla girip böyle sere serpe yatan Amerikan askerinin amacı halkı isyan ettirip sokağa dökmek, sonra da tek tek öldürmek... ?Irak?ı özgürleştireceğiz? bahanesiyle binlerce kilometre uzaktan geldiler. Sokakları kan gölüne çevirdiler. Masum insanları çoluk çocuk demeden katlettiler. Yetmedi, Müslümanlar?ın en kutsal mekanı camileri yakıp yıktılar. Felluce?nin en büyük camilerinden Raşid Camii kışla olarak kullanılıyor. Amerikalılar?ın amacı belli: Camiye girerek halkı tahrik etmek, buna isyan edip sokağa dökülenleri de tek tek avlamak. Bir diğer amaçları ise bu fotoğrafları ABD?de yayınlatarak, aşırı Hıristiyan Evanjelistler?e ?Haçlı seferi başarıyla devam ediyor? mesajı vermek. Source: STAR |
gine sacmalamissin
sana ahmak demistim beni azarlamistin caminin parasina karisirsin sonrada her Müslimani sex düskünü olarak tanitirsin.
kendiniyse melekmis gibi göstermeye calisirsin dogru söyle sen kerhaneye gic gitmedinki yasin baya ilerlemis kendine nasil hakim olabiliyorsun? terbiyesizlik yapma burda baskasini karalayip kendini melekmis gibi göstermenin bir manasi yok? |
Thomas Carlyle und der Prophet
Über den großen schottischen Dichter und seine Verehrung des Gesandten Allahs
Thomas Carlyle (1795-1881), wurde als zweiter Sohn von James Carlyle in Ecclefechan, Dumfriesshire in Schottland, geboren und war Historiker, Schriftsteller und Essayist. Sein Vater war ein tief religiöser Mann, ein überzeugter Calvinist und sein Charakter und seine Lebensweise hatten auf seinen berühmten Sohn einen bleibenden Einfluss. Als Jugendlicher besuchte er die Dorfschule in Ecclefechan. Danach ging er in die Annan Academy, wo er eine unglücklich Zeit verbrachte und oft aneckte. Danach studierte er an der Universität von Edinburgh. Er war ein tief religiöser Mann, sein Vater hoffte er würde ein Pfarrer, Thomas wurde jedoch immer unsicherer, was diesen Plan anbetraf. Seine Neigung galt der Mathematik, die er dann als Lehrer unterrichtete. Bald wurde ihm der Unterricht jedoch unmöglich, er kehrte 1819 an die Universität von Edinburgh zurück, um dort Recht zu studieren. Erneut ergriff ihn jedoch Unzufriedenheit, er wurde immer bedrückter und einsamer. Während dieser Zeit war er arm, vereinsamt und sich seiner inneren geistigen Spannungen bewusst. 1821 erfuhr er eine Art religiöser Erneuerung, die persönliche Erfahrung von Taqwa. In dieser Zeit erlernte er die deutsche Sprache und die deutsche Philosophie und übersetzte Goethes ?Wilhelm Meisters Lehrjahre?. 1826 heiratete er Jane Welsh, der er ein schwieriger, reizbarer Mann gewesen sein soll, denn obwohl sie einander herzlich zugetan waren und sich achteten, war ihr Leben voller Streitereien und Missverständnisse. Er war regelmäßiger Mitarbeiter der Edinburgh Review und schrieb Sartor Resartus, eine merkwürdige Mischung aus Autobiographie und deutscher Philosophie. Das Hauptthema dieses Buches lautete: Die althergebrachten geistigen Formen der tiefsten Überzeugungen der Menschen seien tot, weswegen man neue Formen für die heutige Zeit finden müsse. Nachdem er keine aussichtsreiche Anstellung gefunden hatte, zog er 1834 nach London, wo eine Zeit großer finanzieller Unsicherheit für ihn begann. Ein Jahr lang lebte das Paar von seinen Ersparnissen, während er sein ehrgeiziges Werk über die Französische Revolution verfasste. Carlyle sah die Französische Revolution als unvermeidliche Folge der Torheit und Selbstgewissheit der Monarchie an. Nach Beendigung des Manuskriptes lieh er es dem Philosophen John Stuart Mill, wo es jedoch in einem Feuer zerstört wurde. Obwohl dies für ihn ein enormer Schlag war, entschloss er sich dieses Werk erneut zu schreiben und beendete es 1837. Das Buch brachte ihm schließlich deutliche Anerkennung und populären Erfolg ein, der auch zu zahlreichen Vortragsverpflichtungen führte. Finanzielle Sicherheit stellte sich ein. 1840 veröffentlichte er seine Schrift ?Chartrismus?, in der er sich als erbitterter Gegner konventioneller Wirtschaftstheorien erwies. 1841 erschien sein großes Werk ?Über Helden, Heldenverehrung und das Heldische in der Geschichte?. Darin verlieh er seiner calvinistischen Verehrung der Stärke Ausdruck, besonders wenn sie im Zusammenhang mit Reinheit, Aufrichtigkeit und der Gewissheit einer gottgegebenen Mission auftritt. Er untersucht darin die Entwicklung des Bildes vom Helden, seit den heidnischen Mythen, die Helden als Götter verehrten, bis hin zu jenen, die Helden als Propheten, Dichter, Literaten, Priester und Könige verehrten. Als Dichter hatte er Dante und Shakespeare gewählt, als Geistliche Luther und Knox, die Literaten waren Johnson und Burns, die Könige Cromwell und Napoleon. Interessanterweise wählte er unter allen möglichen Propheten Muhammad, den Propheten des Islam, möge Allah ihm Frieden geben, als den besten Vertreter seiner Art. Carlyle hatte oft Schwierigkeiten mit seinen Zeitgenossen. Bei ihnen empfand er oft einen Mangel an Konsequenz. Sein calvinistischer Hintergrund erfüllte ihn mit dem aufrichtigen Streben, das Schlechte und Schwache in sich selbst zu überwinden. Die Stärke Muhammads, sowie seine unbedingte Hingabe an Gott, ebenso wie seine Religion, die sich nicht auf eine Mythologie gründet, sondern sich im Einklang mit natürlichem und wissenschaftlichem Verstand befindet und eine disziplinierte persönliche Glaubenspraxis anbietet, verfehlten nicht ihre Anziehung auf Carlyle auszuüben. Seine Betrachtung des Propheten des Islam, möge Allah ihn segnen und ihm Frieden geben, gewährt uns eine faszinierende Einsicht in die ernste Gedankenwelt eines Mannes, der auf seine Art an die Schwelle des Islam gelangt war, der diesen Schritt sogar hätte gehen können, wären die ?Hilfsmittel?, mit denen er den Qur?an studierte, nicht so mangelhaft gewesen. Leider verstand er kein Arabisch und beging den ebenso verständlichen wie folgenschweren Fehler, sein Urteil auf die Übersetzungen des Qur?ans zu gründen, die ihm zur Verfügung standen und die er als hinreichend und getreu akzeptierte. Bei der Lektüre Carlyles werden muslimische Leser, manchen seiner für sie schwer nachvollziehbaren Ansichten über den Qur?an zum Trotz, feststellen, dass er dem Islam, den Muslimen allgemein und insbesondere dem Propheten eine große Hochachtung entgegenbrachte. Wenn wir seine Gedanken über den Islam heute lesen, so erkennen wir, wie sehr sich das westliche Bild des Islam seit Carlyles Tagen verändert hat. Nur wenige Heutige unterstellen dem Islam aus Unwissenheit Dinge, die zu Carlyles Zeit noch üblich waren. Carlyle war das, was wir heute einen Orientalisten nennen würden: Trotz seines tiefen Respekts und seiner Hochachtung für den Islam, sah er ihn nichtsdestotrotz immer mit den Augen eines Christen, das heißt als dem Christentum unterlegen an. Dass ein Christ seinen Glauben verlassen und in den Islam eintreten könne, war ihm noch undenkbar. Dies erklärt die starken geistigen Spannungen, die ein Geist seines Formates zu ertragen hatte, der gleichzeitig zu derartig positiven Einsichten über den Propheten gelangen konnte. Unaufhörlich betont Carlyle die Wahrheiten des Islam, die überlegene Glaubensgewissheit und Lebensführung, seinen hohen moralischen Anspruch, seine tiefen Einsichten usw. Zu Carlyles Zeit waren nicht nur die bekannten westlichen Stereotype über den Orient vorherrschend: Dem typisch dekadenten, verweichlichten Orientalen stand andererseits der edle Wüstenbeduine gegenüber, dessen Gastfreundschaft und Freiheitsdrang man bewunderte. Er blieb jedoch der Andere, der Fremde, dem sich nur wenige abenteuerliche oder vermögende Europäer tatsächlich nähern konnten. Als ungewöhnliches Kind seiner Zeit schönt Carlyle zumindest an keiner Stelle sein aufrichtiges Bild des Islam. Dies muss man ihm zugute halten. Der Islam ist bei ihm nicht etwa die letztgültige Botschaft Gottes an die Menschen, sondern die ?raue, schlichte Botschaft? eines analphabetischen, beinahe wilden Einzelnen, der ihm jedoch aufrichtig und bewundernswert erschien. Er schrieb immer in der Annahme, dass seine Leser niemals in Gefahr stünden zu ?Mohammedanern? zu werden. Vor diesem zeittypischen geistigen Hintergrund, dem auch Carlyle sich nicht entziehen konnte, erscheint es umso erstaunlicher, dass er sich der landläufigen konventionellen christlichen Verleumdung des Propheten, Allah segne ihn und gebe ihm Frieden, als Anti-Christen usw. nicht anschloss, ja dieser charaktervoll widersprach. Trotz aller zeitbedingten Hindernisse und der vehementen Gegnerschaft seiner Zeit zum Islam, konnte er im Propheten Muhammad und in seiner Botschaft nur Gutes erkennen. Die Eigenschaften eines unerschrockenen Calvinisten, der sich um die Meinungen seiner Zeitgenossen nicht kümmerte, sondern nach Wahrheit und einer ehrenhaften, gottesfürchtigen Lebensführung strebte, schützten ihn vor der haltlosen Kritik vieler Nichtmuslime. Carlyle war zweifellos davon überzeugt, dass der Prophet ein aufrichtiger Mann war, ohne die geringste Spur von persönlicher Motivation oder Falschheit. ?Ein falscher Mann gründete eine Religion? Wie soll das gehen, wo doch kein falscher Mann auch nur ein Steinhaus bauen kann!? Sein Haus würde sicherlich keine vierzehn Jahrhunderte stehen bleiben, sondern wäre längst verfallen. Was Carlyle über den Propheten wusste, das gab er auf eine sehr positive, klare und faire Art und Weise wieder. Seine Beschreibung der äußeren Erscheinung des Propheten, sein Leben und seine Ehe mit Khadidscha sind auf anrührende Weise gelungen. Wenn Carlyle den Islam an anderer Stelle gar ?ein verschnittenes Christentum, aber von lebendiger Art? nennt, so darf man diese Aussage nicht etwa als Beleidigung des Islam sehen, sondern muss es vor dem Hintergund der aggressiven und selbstsicheren Attitude des Christentums seines Jahrhunderts geradezu als Lob auffassen! Seine höchste Anerkennung des Islam sprach Carlyle mit den Worten aus, wonach Islam die ?eigentliche Seele des Christentums? sei. Und genau dies ist, was heutige Christen, die zum Islam konvertieren, empfinden. Sie empfinden sich nicht als Verräter des Christentums, sondern erkennen, dass der Islam das lehrt, was das Christentum eigentlich lehren sollte. Wenn diese neuen Muslime dann das Evangelium studieren, erkennen sie, das der Islam tatsächlich das ist, was Jesus, Friede sei mit ihm, in Wahrheit gelehrt hatte. Carlyle sagte: ?Den Glauben Mohammeds nennen wir eine Art Christentum ? ein besseres als das, jener erbärmlichen syrischen Sekten mit ihrem Geplapper!? Die missratene Sale?sche Übersetzung des Qur?an, die ihm zur Verfügung stand, konnte er nicht mit Gewinn lesen. Die Lektüre war ihm eine schwere Pflichtübung: ?eine der mühevollsten Lektüren, die ich je unternahm?. Er kommt zu Aussagen über den Qur?an, die bedrückend falsch sind. Der empörte muslimische Leser mag sich jedoch vielleicht an seine eigene, frühe Leseerfahrung mit einer mangelhaften Übersetzung des Qur?an erinnern, um Carlyle in diesem Punkt zu verstehen. Im Jahre 1865 wurde Carlyle das Rektorat der Universität von Edinburgh angetragen, wo er bald zum Inbegriff eines hohen moralischen Anspruchs wurde. Der plötzliche Tod seiner Frau war ein Schlag, von dem er sich nie mehr erholen sollte. Es waren ihm 15 weitere Lebensjahre gegeben, in denen sein Leben weitgehend zurückgezogen ausklang. Er schrieb noch ?Die frühen Könige Norwegens?, ?Essay zu einem Porträt von John Knox? und seine ?Erinnerungen?. Schließlich edierte und veröffentlichte er die Briefe seiner Frau. Als er starb schlug man vor, ihn in der Westminster Abtei zu bestatten, seinem eigenen Wunsch gemäß ruht er jedoch neben seinen Eltern in Ecclefechan. o Quelle: Islamische Zeitung |
Ich kenn dich schon insoweit gut genug,
dass ich zu wissen denke, dass du KEINE Leseschwäche hast!
LIES NOCHMAL MEINE FRAGE! Du sollst mir nicht den ISLAM erklären!! Sondern (d)eine "Definition" des Begriffes "ISLAMIST" liefern. Daaankeeeee |
sen anlamissin ya yeter
yazdiklarimi dikkatlice okumadigin acik ortada.
|
Kardes, Müslümanlari tekfir etme
Eger o neyi savundugunu bilmiyorsa, biz ona neyi savunmasi gerektigini aciklamaliyiz.Eger Bizler Müslüman isek ve Kardes sez, o zaman yanlis yapanlari dogru yola cekmeye calismaliyizki, hic bir Müslüman Cehenneme girmesin.Sunu unutma bugün Müslümanlar paramparcaysa ve sapik düsünceleri varsa, bunun nereden kaynaklandigini bilmeliyiz önce tamam, yoksa kurtulmamiz mümkün degildir.
|
Ach soooo
auch das denke ich versteht jeder ezwas anders....
Ich sage dir mal was ich darunter verstehe... kann aber Falch sein..... En Islamist ist nach meiner Meinung jemand der sich mit dem Islam auseinander setzt... also ein wahrhaftiger Moslem der sein wissen über Gott nur aus den Heiligen Büchern holt..... Das ist die eigentliche definition.... Ja wie sieht die Realität aus..... die Realität sieht so aus das die meisten Islamisten Terorristen sind bzw.... deren Länder auf Mord und todschlag regiert wird und ein normaler Mensch automatisch zu einem möchte gern Gotteskrieger erzogen werden...... Ich denke heut zu Tage ist der Nae Islamist besudelt... das durch die Islamischen Länder.... alle samt sind daran schuld..... es ist kein firedlebendes Wort mehr... sondern verbreitet Angst und schreckien..... Was nach meiner Meinung nach auch berechtigter Angst ist..... Auch ich fürchte mich vor diesen Leuten... das sind wahre Killermenschen...... und nutzen dazu Gottes Namen...... Also es sind zwei Bilder vorhanden... das eine wie es sein sollte und das andere wie es ist... Selamlar Enis |
Ben kimi karaladimki
hemde kerhaneyle bir seyleride karistirmadimki.....
Ben normal Aile ortamindaki yobazliktan ve cehlaetten bahsediyorum...... Ha soruna cevap vereyim.... o dedigin yerlere ben hic gitmedim.... öyle yerlere ihtiyacim yok.... efendice birileriyle beraberlik yasa bunda mahsur yok..... ayri bir konu... Bunu sana biraz persönlich oldugun icin acikladim...... giden gitsin..... sistemde buna izin var... jedem das seine.... Benbim kast ettigim olay sudur..... Klasik din anlayisi yani piyasada dönen Hurafet dini.... tümüyle kadinlari ezmekle ilgili... yani kadin 2 hatta 3 sinif vatandasidir... erkegin gönlünü eglendirsin yeter.... ha bu aradada kimse ona yan bakmasin..... veya elinden alirlarmis gibi korku icindeler..... Isna Namusu icin yasarmis..... SO EIN SCHEIß....... Insanlara din yerine bak nereleri gösteriyorlar.... haaa tam orasini... dogru anladin..... Inanmiyormusun.... o zaman git piyasayi biraz izle gez gör etrafa bak..... Söylediklerimin benim alakasi yok... genel olarak söylüyorum.... ISlam dünyasinda kadinlar sex objesi olarak yasamaktalar... baska bir sey olarak degil.... Kuran esit haklar veriyor... ama kendine Müslüman diyip emri baska yerinden alan erkeler varken... bu olay düzelmez.... Islam Aleminde Müslümanlik diye bir sey kalmamis..... Mord und Tod schlag und nichts anderes.... Bazilarida bunlari Yahudiye, Hiristiyana, Türklere bagliyor... Yahu arkadas is son derece basit...... aklin yoksa Allaha yalvar..... Aliye Veliye degil.... veya Allahin kimse ondan medet um..... Herkes Allaha Allah diyor ama Allahi tanimiyor.... Sen zannetmeki Hiristiyanin Allahi algilayisiyla Müslümanin Allah algilaysisi aynidir... hatta Muhammedin Allahi bambaskaydi..... su an piyasada o Allah cok ama cok az kisiler tarafindan biliniyor..... Ben bile basindayim... tam anlamiyla taniyamadimki.... |
Evet hacli seferler aynen devam etmakte
Zamaninda yesil seferler düzenlenmisti...
Emeviler Osmanlilar..... Iranlilar.... bunlarin hepside din adina sefer düzenlemislerdir..... Kardeslerini katleden Yavuz Sultan Selim... Halife olrak Istanbula dönmüstür.... Ararplarin din adina Ispanyol topraklarini isgal edip Yüz yillarca adamlardan yilda 100 bakire kiz aldiklari bilinen bir gercektir... Osmanli din adina savas yapip... yok efendim biz medeniyet götürüyoruz.... diyerek savaslar yapip ondan sonra aynisini sana Hiristiyanlar düzenlerken bagirip cagiriyorsun..... niyeki..... ISTE ALLAH INSANIN BÖYLE BELASINI VERIR.... Allahin Sünnetullah diye bir evrensel ve evren diye bir sistemi var.... kim ise bu siteme karsi gelierse... aninda karsiligini alir.... Öale Müslümanlik lafinin yada Hiristiyanlik lafinin arkasina gizlenmekle olmaz bu isler..... Amac ne.....ha bakin adamlar Hacli sefer yapiyor..... yahu sen yaptiginin cezasini cekiyorsun..... Adam olsaydinda kendi yaginda kavrulup kimseye zulüm etmeseydin..... ne bekliyorsun... simdi Allah kalkip seni gayirsinmi..... Iste bu Allahin sisteminde yok arkadas..... sistem ve mekanizmayi anlamak mecburiyetindedir Islam Alemi....... Etme bulma dünyasidir ettigini cekersin... |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 20:32 Uhr. |