Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

xmischkox 13.02.2005 13:08

Burda Fasist Kizilbaslar
 
Ikide bir irkcilik yaptimi nerdesiniz?

Isleri gücleri bitmis gelmis Sünni Kürtlere simdi iftira atiyorlar.

Bir aralarda aziznesine yalakacilik yapiyorlardi noldu kazma sapina koyarlar adami öyle.

Sünni Kürtlerinde ne oldugunu ona burda ispatladim haddini bilsin o fasist herif yoksam burda ona forumu darrrrrr ederim.

13.02.2005 13:17

Yavuz zamaninda sizler yoktunuzki piyasa
 
hem zamaninin en Üstad Sultanlarindan biriyken, sizlere ihtiyaci zaten olmazdi....

Hangi Sultanlar tarihinde yazmakta... dis devletlerin kaynaklarida gecerlidir....

Kaynakli konusalim lütfen

xmischkox 13.02.2005 13:20

YAVUZ SULTAN SELIM SULTANLAR SULTANI
 
YAVUZ SULTAN SELIM

Kaynaklarin, ortaboylu, toparlak ve kirmiziya çalan beyaz yüzlü, çatik kasli, beyaz disli, omuzlari ile gögüs arasi açik, sakalsiz, pala biyikli, sert bakisli, cesur, gayretli, çok mahir bir avci, harp sanatinda emsalsiz bir komutan olarak bildirdikleri Yavuz Sultan Selim, âlim ve edipleri seven, Sark dillerinden Arapça ve bilhassa Farsça"ya tam manasi ile vâkif bir hükümdar idi. Kendi el yazisi ile olan Farsça manzumeleri, Topkapi Sarayi Müzesi Arsivi"nde bulunmaktadirlar. Yavuz Sultan Selim, hem Farsça hem de Türkçe siir söyleyebiliyordu. Farsça olan Divân"i l306 yilinda Istanbul"da basilmis olup, l904 tarihinde de Alman Imparatoru Wilhelm II."nin emri ile Paul Horn tarafindan Berlin"de yeniden nesredilmistir. Trabzon"daki valiliginden itibaren meclisinde sairleri bulundurmayi aliskanlik haline getirmisti. Câfer Çelebi, Ahi ve Revânî, onun meclisinin müdavimleri idiler. Siyer ve Tarih ilminde epey mütalaasi oldugundan bu konuda mahir bir sahsiyet olarak kendisinden söz edilmektedir. Bos zamanlarini âlim ve ediplerin meclislerinde geçirmekten hoslanirdi. Ilmi sever ve ülemaya hürmet ederdi. Tarih, felsefe ve tasavvuf sahalarinda genis bir bilgisi vardi. Özellike edebî bir lisanla ve pek muglak olan "Tarih-i Vassaf"i çokça mütalaa ederdi ki bu, onun ilimdeki yüksek vukufunu göstermektedir. Hazarda olsun seferde olsun, vakit buldukça ilmî mütalaalar ile mesgul olurdu. Nitekim, Misir"dan Istanbul"a gelinceye kadar Ibn Tagriberdî"nin "en-Nücûmu"z-Zâhire" adli eserini Ibn Kemâl"e tercüme ettirerek menzillerde parça parça kendisine takdim edilen tercümeleri okurdu. Yine o, Misir"daki ikameti esnasinda, Hind ve Çin haritalarini yaptirmisti. O, sair, mutasavvif ve filozof bir hükümdardi.Uzunçarsili"nin degerlendirmesiyle o, Osmanli hükümdarlari arasinda ilim itibariyle en yüksegi idi. Sam"in Sâlihiyye semtinde câmi ve imâret insa ettiren Yavuz Sultan Selim, oradaki Muhyiddin Arabî"nin türbesini de bulup yaptirdi. Böylece o, ( ) Sam"daki bu tesisler ile Konya"da Mevlevî Tekkesi"ne getirdigi sudan baska bir hayir yapamamisti. Zira benzer hayir isleri için fazla zaman bulamamisti. Hatta Istanbul"daki kendi câmiinin bile temellerini attirmis fakat ikmâline imkân bulamamisti. Osmanli Devleti"nin 9. hükümdari olan Yavuz Sultan Selim, Müslüman - Türk âleminin ilk halifesi olarak dünyada ilk defa "Hâdimu"l-Haremeyn es-Serifeyn" ünvanini almisti. Babasi II. Bâyezid, annesi Dulkadiroglu Alaüddevle"nin kizi Ayse Hatun"dur. Babasinin sancak beyi olarak bulundugu Amasya"da dünyaya gelen sehzâdenin dogum tarihi hakkinda verilen kayitlar, hicrî 87l, 872 ve 875 (m. l466, l467 ve l470) yillari seklinde epey farkliliklar göstermektedir.

Kaynaklar, Ikinci Bâyezid"in, hayatta kalan ogullarinin en küçügü olan Yavuz Sultan Selim"in, sahsiyeti ve yönetimdeki enerjisi hakkinda yeterli bilgi verirler. Kendi ifadesine göre, Trabzon Sancak beyligine 887 (l482) veya 892 (1487) yilinda tayin edilmisti. Öyle anlasiiyor ki o, diger sehzâdelere göre daha cevval ve enerjikti. Ileri görüslü bir sehzâde olan Selim, sert bir yaratilisa sahipti. Yapacagi islerde karar vermeden önce çok düsünür, etrafindakilerle konusur ve bundan sonra kat"i bir karara varirdi. Istisare ve arastirmadan sonra varilan karardan dönmezdi. Bu konuda önüne çikacak bütün engelleri ortadan kaldirmak gayesiyle elinden geleni yapardi. Kararlarini uygulayabilmek için planli bir sekilde çalisirdi. Adam seçmesini iyi bilirdi. Bütün bunlar, onun, pâdisah olmasinda ve basarili isler yapmasinda birinci derecede rol oynadi. Babasinin yerine geçip Osmanli tahtina oturmayi kafasina koydugu zaman, en çok güvendigi adamlarini Istanbul veya sehzâdeler yanina gönderdi. Onlardan aldigi raporlar sayesinde gerekli tedbirleri alarak, varmak istegi hedefe emin adimlarla ulasmaya çalisti.Zira adamlari nasil hareket etmesi gerektigi hakkinda da kendisine yol gösteriyorlardi. Onun, tahta geçmeden önce kullandigi casuslar, Istanbul, Edirne ve Amasya"da esen havayi koklamakla kalmadilar, ayni zamanda Selim hakkinda genis propaganda yapma imkânini da buldular. Istihbarati saglam olan bu adamlari sayesinde dünya siyasetine de vâkif bulunuyordu. Bundan dolayi cülûsundan önce taninmayacak bir sekilde Iran ve Arabistan"i gezdigine dair söylentiler çikmisti. Devlet hazinesini devamli surette dolu tutmak ister, debdebe ve ihtisamdan hoslanmazdi. Sadeligi severdi. Milletleri idare etme hususunda büyük bir kabiliyet göstermisti. Ülkesinin her tarafinda yalniz adaletin hakim olmasini isterdi.

Gerek Selimnâmelerde, gerekse diger kaynaklarda onun nasil bir hükümdar olduguna, tebeasi (halki) için nasil çalistigina, devletinin daha iyi bir sekilde idare edilip bütün Müslümanlari nasil bir birlik altinda toplayacagina ve bizzat kendi özelliklerine dair epey bilgi bulunmaktadir. Kesfî"nin Selimnâmesi"nde ifade edildigi üzere tahta geçtigi gün, babasi II. Bâyezid, kendisine bazi tavsiyelerde bulunarak söyle demisti:

"Ey nur-i didem (ey gözümün nuru) ve ey surûr-i sinem, bugün ki emr-i Rabbânî ve takdir-i Yezdânî birle mâlik-i mülk-i diyar ve serîr-i saltanata sehr yar oldin, gerekdir ki âd u sanimiz ve nâm u nisanimiz gözleyip ve âbâ-i kiramimiz ve ecdad-i izamimiz izini izleyüb sâhân-i kadim muktezasinca ve padisahân-i azim müddeasinca def"-i mezâlim-i esrâr (kötülerin zulmünü ortadan kaldirip yok etmek) ve ref"-i mekâdir-i ahyar kilub nâm-i nikle (iyi bir isimle) âleme tolasin..." Kesfî"nin, devam eden ifadesinde, Yauz Sultan Selim"in, babasinin bütün isteklerini yerine getirdigini, iyi ve bilgili insanlarla nasil istisarede bulundugunu, dogruluktan ve devlet ile halkin menfaatlerini kollamaktan ayrilmadigini ögreniyoruz. Hammer, Cenabî"nin, kismen sadelestirdigimiz asagidaki ifadeleri ile ondan su sekilde bahseder:



<a href="redirect.jsp?url=http://www.enfal.de/otarih46.htm" target="_blank">http://www.enfal.de/otarih46.htm</a>

13.02.2005 13:21

centilmen?
 
en azindan nasil yazildigini biliyorsun ama baskada benzeri bi noktaniz yok.Senin gibi centilmenler iste "ibne" gibi kelimeleri kulanir...baska diyecek lafim yok Psycho.

xmischkox 13.02.2005 13:22

1000 SEMELIK KÜRDÜ TANIYORSUNUZ
 
IKIDE BIR BIN SENELIK KÜRT TARIHIMIZ VAR DIYENLER SENIN TÜRKIYE CUMHURIYETININ BILIM ADAMLARIDIR

SU 1000 SENE KÜRT TÜRK DOSLUGUNUN TARIHINI DAHI BILMIYEN LAHANA KAFAYI CIDDIYE ALACAGIMI SANIYOR HAHAHAHAHHAHAHAAM

13.02.2005 13:35

Nicht von Ihm
 
ondan önce Resül Muhammed aciklamistida... hani Vahyii diye bir sey varya... orada yaziyor

13.02.2005 13:38

Bu sekilde aciklamamisti
 
istersen bir kiyaslastir.....

Dinde aciklamalar genistir... herkes Vahye dayali binbir aciklama getirir ve hepsi birer bastaci olabilir...

Benzeri aciklamalari Salih Akdemirde yapmisti... hemde daha iyi sekilde.... hem zaman hemde vahye uygun.....

Ahmed Hulusinin aciklamalarini herkes anlayamaz.... en azindan bizim klasik Türklerin anlamasi mümkün degil......

13.02.2005 14:14

10 000 sene yapsak daha iyi olur
 
Demek Türklerden cok cok daha önce vardiniz o topraklarda..... hmmmm... da muss die Geschihcte neu Geschrieben werden......

Dermisin dünya Tarihi yeniden yazilir ???

13.02.2005 14:27

Sen merak etme,
 
Türkiye"de Türkler ile kürtlerin arasinda keskin bir sekilde hatlar belirleniyor. Türk ordusu simdi senin soyu bozuk magarali kardeslerinin Musul"da, Kerkükte Türkmenlere saldirmasini bekliyor. O takdirde Türk Silahli Kuvvetleri Kuzey Irak"a senin degim ile "güney kürdistan"a" intikal edecek. Sonrasini sen görürsün. Nefesi Taj Mahal"da, Hindistan"da alirsiniz. Eger nefes almaya saglam cigerleriniz kalirsa. Cigeri bes para etmeyen yobaz, kani bozuk, soyu bozuk sübyanci, ahlaksiz, kirmanci!

13.02.2005 14:29

Auch ich liebe die Menschen
 
aber bei safii kirmanci kurden mache ich eine Ausnahme *lol* Ich findes es schon bitter, dass man mit denen die selbe Luft atmen muss. ;-))


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 13:18 Uhr.