Einzelnen Beitrag anzeigen
  #6  
Alt 03.06.2014, 01:50
Benutzerbild von turkogluturkiye
turkogluturkiye turkogluturkiye ist offline
Erfahrener Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 240
Standard

6- Almanya’da Stuttgart şehrinde 1888’de yayınlanmış olan Kürschner ansiklopedisinin (Muhammed ve İslam dini) hakkındaki yazısından bir bölümü şöyle:
(Hazret-i Muhammed, gayet güzel huylu, güler yüzlü, kibar tavırlı ve çok dürüst bir zattı. Daima hiddet ve şiddetten kaçmış, hiçbir zaman zulüm yapmamıştır. Müslümanların daima iyi huylu, güler yüzlü olmasını istemiş, Cennete iyi huy ve sabırla gidileceğini bildirmiştir. Doğru sözlülüğün, merhametin, fakirlere yardımın, misafirperverliğin, şefkatin, Müslümanlığın esas temelleri olduğunu beyan etmişti. Daima kanaat ile yaşamış, debdebe ve gösterişten kaçınmıştır. Müslümanlar arasında hiçbir sınıf farkı tanımamış, en fakir bir Müslümanın bile hatırını gözetmiştir. Büyük bir zaruret olmayınca, zora başvurmamış, bütün meseleleri tatlılıkla, anlaşmayla, nasihat ve izahla halletmeye uğraşmış ve başarılı olmuştur. 630’da tekrar Mekke’ye dönerek, bu şehri kolayca fethetmiş ve çok kısa zaman içinde, vahşi Arapları, dünyanın en medeni insanları haline getirmiştir.)

7- 1893–1898 seneleri arasında İstanbul’da İngiltere elçiliği birinci kâtibi olan Sir Charles Eliot 1900’da basılan (Turkey in Europe = Avrupa’da Türkiye) adlı eserinin (Müslümanlık dini) kısmında şöyle demektedir:
(İsa peygamberin mülkü, bu dünya değildi. Eğer Hıristiyanlık, belli bir hükümet veya teşekküle bağlı olsaydı, bu din arada kaynar giderdi. Müslümanlıkta ise, bunun tamamen aksi olduğu görülür. Muhammed peygamber, yalnız bir din adamı değil, aynı zamanda, çok büyük bir liderdi. Kendisini ziyarete gelenler, Ona karşı, Papa’ya ve Sezar’a duyulan saygıların birleşimi halinde bir saygı duyarlardı. Muhammed peygamber, daima dikkatli bir devlet adamı olmuş, yaptığı fevkalade işlere ve bütün mucizelerine rağmen, kendisinin tevazu sahibi bir insan olduğunu söylemiştir. Hayatında hiç bir hatası yoktur.)

Sir Eliot devam ederek diyor ki:
(Müslümanlığın en güzel bir tarafı da, vatandaşları ve yabancıları birbirinden ayırmayışıdır. İslamiyet’in insana verdiği önem çok büyüktür. Mesela, İslamiyet’e inananların en güzel örneklerinden olan Türk askeri, son derecede emir dinler. Diğer milletlerde böyle bir asker hemen hemen yoktur. Türk askerinin disiplini, amirlerine itaat etmesi, cesareti, onun Müslüman oluşundan ileri gelmektedir. Bu güzel huyları ona Müslümanlık öğretmektedir. Müslümanlık aynı zamanda, (Zekât vermek) sayesinde, insanlar arasında (servet birliği)ni de kurmakta, birçok felaketlere sebep olan zengin fakir farkını kaldırmaya gayret etmektedir. Bu haşmetli din, herkesin anlayacağı kadar basittir. Muhammed peygamberin hayatı üzerinde insaflı ve etraflı tetkik yapmış olanlar, Ona karşı büyük bir muhabbet ve hürmet duyarlar.)