Hangi birine şey yaparsın ki yakın tarihte Dursun Amcanın olayı. Şimdi adam 1938’lerde göçe zorlanmış bütün aile gelmiş buraya. Bunlar sonra 46’larda geri dönüş yapmışlar. Dersim’e geri dönüş yapmışlar. Bu amca burada kalmış. Göçmen bir kızla evlenmiş muhacir bir kızla evlenmiş amcam. Tabi bu amca geri dönmüyor Bayındır’da kalıyor. Amca hastalandı, amca hastalanınca yatalak. Biz bakmak için geldik kalıyoruz burada. Biz hani birbirimize bağlıyız akraba olarak. Tek akrabayız gidip amcanın yanında kalıyoruz. Ölecek yani ölüm derecesinde. Amca öldükten sonra amcanın gelinleri var, karısı var, çocukları var, torunları var Bayındır’ın yukarısından. Tahtacılar diye amcayı seven tahtacılar geldiler. Tabi mevlüt okunuyor hani cenazede dua falan okunuyor mevlüt ya. Onlar kadınlar bir baktım oradan amcanın karısı, kızı ve gelinleri birbirlerine bir şey söylüyorlar. “Ne oldu?” dedim. “Ya,” dedi, “pis bunlar, tahtacı bunlar, Kızılbaş bunlar abdest almamış burada oturuyorlar.” Gelini, karısı ve torunları söylüyor. Adamın kendi karısı dahi Alevi olduğunu bilmiyor. Söylememiş adam yani. Adam zaten katliamdan kaçmış gelmiş ki onun ailesini diri diri yaktılar. Yakmışlar yani. Şimdi amca da bir daha dönmemiş. Kardeşleri falan dönmüşler, amca dönmemiş. Kalmış. Öyle deyince benim cinlerim attı yani artık bunu söylemek zorundayım bir şey bu. Büyük bir kayıp. Bizim senelerdir beraber yediğimiz içtiğimiz, geliyoruz gidiyoruz; bunlar beğeniyorlar bir aile olmuşuz niye söylemeyim. Ben de teyzeye dedim ki: “Teyze kusura bakma,” dedim, “sen amcanın ne olduğunu biliyor musun? Kürt olarak biliyorsun. Alevi olduğunu biliyor musun?” Aynen böyle Bayındır şivesiyle dedi: “Gari kızım bunu söyleme,” dedi. “Bayındırlılar çocuklarımı öldürürler,” dedi. Yani söyleme sakın çocuklarımı öldürürler, bir de bana diyor ki ne diyorlar ben dua falan da bilmiyorum ya “kelime-i şahadet mi getir,” bir şey söylüyor. “Bir şey yap,” diyor, “günahtır” diyor, “çarpılırsın.” “Ya teyze niye çarpılayım?” Bu amca benim öz amcam. Amca benim öz amcam kökenini biliyorum. Ben bu amcayı tanıyorum Alevidir yani ben niye çarpılayım yani. Amcayı yalan mı söylüyorum. Cenaze kaldı burada bunlar bir curcuna oldular. Birbirlerine girdiler. Olaylar yaşandı. Benim teyzem de bu amcamın öbür kardeşiyle evli. Teyzemin de çocukları var, Çanakkale’de onlar da hepsi okumuş insanlar. Onlar da gelmiş gelinler falan. Teyzemin gelinlerinden birisi de Bursa’nın Sünnilerinden tutucu İslamcı Sünnilerinden gelin kaçmış teyzeme gelmiş ve yıllardır bak torun sahibi oldu halen babalarıyla görüşmüyor anneleriyle görüşüyor. Yani yasakladılar kızın görüşmesini, istemiyorlar. O da gelmiş: “Ne oldu Nimet niye bunlar kavga ediyor seninle?” Biz birbirimize girdik kavga ediyoruz. Yani cenaze orada erkeler toplanmış biz kadınlar kavgadayız. Ya ne yapayım canıma tak etti artık her şey söyleniyor bir sabret iki sabret. Fatoş geldi o da Sünni ya, ben geldim Fatoş böyle böyle dedim. Bunu söyledim ortalık karıştı dedim. Fatoş oradan kaktı dedi ki: “Teyze bak ben Sünniyim,” dedi. “Ben kaç yaşında bir insanım,” dedi tabi o zaman bir on yıl falan oldu, “çocuklarım kaç yaşında babam beni evlatlıktan reddetmiş,” dedi. Hatta babası onun ölü yemeğini verdi. Aleviyle evlendi diye bu hakikaten teyzemin gelini şu an. Babası kızına Bursa’nın yerlilerinden böyle bir ölü yemeği, üç günlük yemek veriliyor ya ölülere. Ölü yemeği dağıtıyor. Kızım öldü diye yemek dağıtıyor. Reddediyor Tuncelili bir oğlan aldı diye. O da geldi dedi ki: “Fatoş Teyze,” dedi “bak ben Sünniyim.” Şimdi öbür teyzemin oğlu evlenirken teyze çocukları evlendi. Teyzemin kızının arkadaşı. Liseden arkadaşı. Bu öbür oğlana aşık oluyor kaçtı geldi biz düğün yaptık Hozat’ta. Bunlar evlendiler. Halen de çok mutlular yani. Dedi bak: “Ben evlendim kaç senedir ben Hozat’a gidip geliyorum Tunceli’ye gidip geliyorum; babam beni reddetmiş, bana da çok kötü anlatılmıştı, ben gittim Aleviyle evlendim şimdi siz niye böyle yapıyorsunuz yani. “Ben,” dedi, “pişirdiklerini yedim, hiçbir şey olmadı zehirlenmedim. Ben onlarla yatıp kalkıyorum, temizliği desen, bir şeyleri desen ben onlardan daha çok öğrendim.” Ya sen kendini bu kadar niye mahvediyorsun. O gene tutturmuş, Bayındırlılar çocuklarımı öldürürler. Demeyin ki Dursun Alevidir. Neyse biz kalktık hepimiz apar topar İzmir’e geldik. Cenazeyi götürdü, ben tabi sinir oldum o arada birkaç ay gitmedik onlara.
|