ho$.....güne$li bir sonahar günüydü....
istanbul da dolmabahce sarayini ziyaret etmi$dim....
ciki$da.... meydandaki kücük yemek büfesine oturup .....kendime güzel bir yemek söylemi$dim........
ben yemegimi yerken arkamda beni gözetliyen, ya$li degnekle yürüyen amcayi hic farketmemi$im.
Ta ki büfede cali$an gencin ..."buyur amca, birini mi aradin, karnin agacmi, buyur misafirim ol" diyene kadar.
Ya$li amca utancindan hemen ordan devam yürümek istedi, ama cali$an genc müsade etmeyip amcayi elinden tuttugu gibi bi masaya oturtudu ve masayi donatti.
Bu olaya tanik olan ben ise... amcayi farketmeye$imden dolayi büyük üzünütü duymu$dum.
Hemen garsonun yanina gidip, "bu amcanin tüm yemeklerini ben ödiyecem" dedim.
Fakat garson kabul etmeyip, "amca benim tanri misafirim, olmaz" dedi.
Bende ona : "ama bende yaptigin sevaba ortak olmak istiyorum" dedim ve "gel $u hesabi o zaman payla$ip ikimizde hayir bi i$e vesile olmu$ olalim" dedim.
Bunun kar$isinda garsonda gülerek "tamam" dedi.
bizi gözetleyen ak sakali amca ise olaylarin kar$isinda gözya$larini tutamadi.
bu ho$ animi sizinle payla$mak istedim.
"İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı"