Einzelnen Beitrag anzeigen
  #3474  
Alt 10.06.2007, 13:23
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard Insan Haklari Samatacisi EU

Berlin"in Magdalenen Caddesi"nde bir müze var. Doğu Alman Gizli Servisi ile ilgili birçok bilgi ve belgenin yer aldığı Stasi Müzesi"nde, hermetik kapaklı (hava geçirmeyen) 20-25 santim yüksekliğinde cam kavanozlar sergileniyor. Aynı kavanozları, Leipzig"deki "Runden Ecke" Müzesi"nde de görmek mümkün. Herbirinin içinde, dörde katlanmış sarı toz bezine benzer yumuşak kumaş parçaları bulunuyor. Kavanozların üzerindeki etikette, "Geruchsprobe", yani "koku örneği"nin kime ait olduğu, ne zaman, nerede alındığı gibi bilgiler kayıtlı.

Doğu Alman polisi

Doğu Alman polisinin, kimi zaman gizlice (örneğin şüphelendikleri kişilerin evlerinden iç çamaşırı çalarak ya da ifadesi alınanın oturduğu iskemleye bez sererek), kimi zaman açıkça (örneğin bezin, koltukaltına ya da bacakarasına sürülmesini emrederek) ele geçirdiği insan kokuları bunlar. Sayıları, yüz binlerle ifade ediliyor. Olay yerlerinden ya da suç aleti üzerinden alınan kokularla karşılaştırmak üzere toplanmışlar. Yarım asır geride kalan bu karşılaştırmayı, o tarihte köpekler yapıyor, aradıklarını bulduklarında havlıyorlar veya kuyruk sallıyorlardı. Halen birçok ülkede, kaçanların izlenmesi, kayıpların bulunması amacıyla, olağanüstü ayırıcı güce sahip bu burunlar kullanılıyor. Ancak günümüzde de, tıpkı Doğu Alman polisinin yaptığı gibi, şüphelilerden koku örneği toplandığını yeni öğrendik.

KOKU İLE TERÖRİST AVI

Geçen haftalarda, Hamburg ve Berlin’deki 20’ye yakın ev ve otomobile molotof kokteylleri atıldı. Araçlardan biri, Bild Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’a aitti. Hemen ardından, eylemlerin, yaklaşan G8 toplantısını protesto amaçlı olduğunu bildirir, imzasız tehdit mektupları ele geçti. Polisin, Hamburg’un St. Pauli bölgesinde oturan 68 yaşındaki, sol görüşlü, yıllardır nükleer silah karşıtı eylemlere katıldığı bilinen bir kişiyi ziyaret etmesi ve birkaç metal çubuğu iki dakika süreyle elinde tutmasını istemesi üzerine açığa çıkan uygulama, ortalığı ayağa kaldırdı. Tehdit mektuplarını yazanların kimliğini belirlemek amacıyla, zarf ve kağıtların üzerinden koku toplandığı ve bunları karşılaştıracak örnekleri elde etmek üzere, ev ziyaretlerinde bulunulduğu ortaya çıktı. Hatta polisin, merkez postanelerdeki henüz sahiplerine ulaştırılmamış mektupların kokularını araştırdığı ve kuşkulandıklarını açıp, okumuş bile olabileceği ileri sürüldü.

Şüphelilerden örnek alma işlemi, bir Doğu Alman gizli servis elemanının yaşamını konu eden ve Türkiye’de gösterilmiş 2006 yapımı, bol ödüllü Alman filmi "Das Leben der Anderen"de (Başkalarının Yaşamı) gösterildiği biçimde gizlice değil, mahkeme kararı ve rıza formu imzalatılarak yürütülse de, özel yaşamın gizliliğini savunan pek çok Alman’ın eleştirisiyle karşılaştı. Polisi, koku elde etmek için genç kızları öldüren, Patrick Süskind’in Koku adlı romanındaki seri katile bile benzetenler oldu.

Bu kişilere sormak gerek, terörle mücadele amacıyla, uzaktan bilgisayarlara girildiği, ziyaret edilen internet sayfalarının, e-postaların, indirilen belge ve fotoğrafların araştırıldığı, kişilerin biyometrik özelliklerinin yüklendiği akıllı kameraların, onlarca kişi arasından zanlıyı tanıyıp izleyebildiği bir dünyada, özel yaşamın gizliliği mi kaldı? Bunların yanında, koku delilleri öylesine masum ki. Şükretsinler, Alman yasaları, polisin koku örneği almasını yasaklayan bir madde içermese de, henüz mahkemeleri, kokuları eşleştiren köpek havlamasını yeterli delil olarak kabul etmiyor.

Özel hayatın kırıntısı bile kalmayacak

Köpeklerin kokuları ayırt etme becerisini, bir gerece yaptırabilme çabaları sona yaklaşıyor.

Amerikan Savunma Bakanlığı’nın İleri Araştırma Projeleri Kurumu DARPA’nın 4.5 yıllık projesi, bu sonbahar tamamlanacak. Bazı başka Amerikalı grupların, Alman, İsrail, İngiliz ve Çinli araştırmacıların da bu hedefe yönelik çalıştığını biliyoruz.

Kimi duyarlı okuyucularımın, bana gene mesaj gönderip "Bunları anlatma, suçlulara yol gösteriyorsun" demesini göze alarak yazıyorum.

Pek yakın bir gelecekte, bir suç işlerken üzerimizde bulunan giysileri değil yıkamak ya da kuru temizleyiciye göndermek, yakmak bile işe yaramayacak. DNA bırakmamak için aksırıp öksürmemek, maskeli, eldivenli, takkeli, galoşlu olmak bile fayda getirmeyecek.

KOKULAR 50 YIL KALIYOR

İnsan kokusunun, DNA kadar bize özgü olduğu ve hiçbir sabun, parfüm ya da beslenme biçimiyle değiştirilemeyeceği ve kokunun, hava geçirmez cam kavanoz gibi çok basit bir düzenekte bile, en az 50 yıl korunduğu kanıtlanmıştır. Kokuları ayırt eden bir gerecin belleğine bizimkinin özellikleri yüklendiğinde, şehrin nerelerinden geçtiğimiz, hangi havaalanında bulunduğumuz belirlenebilecek.

Koku peşindeki polislerini eleştiren Alman dostlarımıza sevgilerimi gönderiyorum. Yarın, özel hayatın kırıntısı bile kalmayacak.

Neden Elestiriyorsunuz ?..

Bir hayvan sürüsüne dönüsmek fena mi " Global dünya " etiketi altinda )

Ne Hak Ne hukuk ne özgürlük..
Tüket diyecekler Tüketeceksin
Sev diyecekler seveceksin
Öl diyecekler Öleceksin..

Parmak izinle Bilmem Kac haneli vergi numaran ile Eloktronik izleme aygitinla Bir hayvansin artik sen Ey Insan kardesim..

Daha ne ?..
Bundan alasi Sam da Kayisi )

_________________________________________