Islam daveti ve müslümanlar
Islam tamamlanmistir.
Onda hic bir eksiklik söz konusu olamaz.
Onun indirilisinin tek bir gayesi vardir.
O da hayati tümüyle kusatmis olan küfrün izalesi ve yerine ilahi nizami tesis etmek.
Namaz a , zekata, oruca vs davet etmekle bu gayeye ulasilamaz.
Bunlar kendileri icerisinde kapali birer ibadet türleridir.
Yani Namaz kilmakla namaz borcumuzu, oruc tutmakla oruc farizasini yerine getirmis oluruz ve olay biter.
Nasil ki namaz i eda etmekle orucu eda etmis olamayacagimiz gibi, tüm bu ibadetleri yerine getirmekle de islam i hayata hakim kilmis olmayiz.
Yapmis oldugumuz tek sey Insanlari islah etmekle icinde yasadiklari küfür sistemlerini yok olmaktan kurtarmak ve ömürlerini uzatmaktir.
Oysa bizden istenilen bunun tam tersidir. O da Küfrün yok edilmesi !
Islam, vakiayi degistirmek üzere gelmis bir dindir.
Vakia ise, hayat, toplum ve devletlerin küfür sistemleri üzerine kurulu olduklari gercegidir.
Icinde icki bulunana bir bardiga saf su doldurmak istediginizde, önce bardagin icerigini bosaltmaniz ve akabinde de ona su doldurmaniz gerekir.
Ickiyi tam bosalmaz, yari veya daha az birakirda gerisini suyla dorldurursaniz saf su degil, icki-su karisimi bir bardak elde edersiniz.
Tipki bu misalde oldugu gibi, küfrün hakim oldugu hayati, Allahin razi oldugu bir hayata cevirebilmek icin önce hayattan küfür izale edilmeli, sonra da yerine islam nizami hakim kilinmalidir.
Iste Toplumu degistirmenin tek ser`i yolu da budur.
Resulullahin mekkede yaptigi calisma da bundan ibaretti.
O, Mekkeye hakim olan batil inanc ve düsüncelere acikdan aciga savass acmis ve onlarla hic bir diyaloga ve orta cözüme razi olmamistir.
Dava belli idi. Küfrün izalesi ve hakkin ikamesi.
O, kendini kusatan sartlara ve zorluklara bakmaksizin vahye uyuyor ve kuranin emri dogrultusunda :
" Ey öttüsüne bürünen. Kalk ve uyar.."
ve yine
"sana indirilenleri onlarin kafalarini catltacasina teblig et"
Küfürle kiyasiya bir mücadeleye giriyordu.
Onlardan gelen hic bir orta cözüme ve anlasmaya yaklasmiyor:
" Sol elime ay i, sag elime de günesi verseniz ben asla bu dava dan vazgecmem. Ya davam da muzaffer olurum, ya da bu yoldu heder olur giderim "
diyor, yalnizligina ve gücsüzlügüne ragmen küfre boyun egmiyordu.
Iste Bugün de Islam davasini tasiyanlarin en bariz göstergesi bu tavizsiz ve caesaretli tutumlari olmalidir.
Islam, tüm boyutu ile biz müslümanlara inmistir. Onun sahibi süphesiz Allah(cc) tir. O Islami korumaktadir.
Fakat Islam sadece korunmakla insanlari kurtaracak ta degildir. Islamin hayata hakim olmasi ve onu düzenleyebilmesi ancak müslümanlarin bu yolda calismalari ile gereceklesebilir. Iste bizlere bu noktada cok ciddi sorumluluklar düsmektedir.
hatirlayalim :
Mekkede Islam ayet be ayet iniyordu. Fakat ayetlerin inmesiyle kalmiyor, onlari insanlara okuyor ve ona teslim olmalarini istiyordu Resulullah(sav)
Müsriklerden istenilen, batil fikir ve düsüncelerinden vazgecmeleri ve Islama teslim olmalariydi.
Bu yoksul ve kimsesizler icin zor degildi. Fakat idareyi ellerinde tutan ve lider konumunda olanlar icin de ayni cagri sözkonusu idi.Hatta resulullah agirlikli olarak bu liderlere yöneliyor, müslüman olmalarini ve güc kuvvetlerini islam icin seferber etmelerini istiyordu
Onlar Islama tabi olmadiklari müddetce onlara tabi olan halk ta Islama tabi olmuyordu. Zira güc, otorite ve yaptirim onlarin elindeydi.
Bundan dolayi bir Bedevi Islam davetini duyunca " Bu davete idareciler ve karallar karsi cakirlar ve kerih görürler " demisti.
Zira Onoarin Islama teslim olmalari demek, ororitelerinden ve konumlarindan vaz gecmeleri ve Bilal(ra) gibi bir köle ile esitlenmeleri anlamina geliyordu. Buna gurur ve kibirleri mani oldu. Ayrica onlar hayat sistemlerini sömürü ve cikar esaslari üzerine kurmuslardi.
Iste korktuklari sey de bütün bu imtiyazlarinin ve sistemlerinin ellerinden alinacagi idi.
Bir seferinde Resulullaha a(sav) geldiler ve söyle bir teklifte buundular:
"Ey Muhammed (sav). Bir yil biz senin dinine tabi olalim, bir yil da sen bizimkine tabi ol. Bakariz, hangi din daha faydali olursa digerinden vaz gecer ve ona uyariz "
Bu günümüzün deyimiyle bir diyalog ve koalisyon cagrisiydi.
Bunun üzerine kafirun suresi inzal oldu ve böyle bir ortakligi kesin kes reddetti.
Bugün küfürle yönetilen ülkelerde parti kurarark küfür yönetimlerine katilan müslümanlar bu duruma ne diyorlar acaba ?
Böyle bir yol vardi da Allah(cc) bunu bildigi halde Resulüne böyle bir birlikteligi yasaklamakla ona eziyet mi yapti, yoksa onlar bizim okumadigimiz ve bilmedigimiz baska ayetlere mi sahiptirler ?
Resulullahin yolu disinda tüm yollar batildirlar ve islam nazari acisindan kabul edilmezler.
Onlarin ne ser`i bir dayanaklari, ne de basarisiyla örnek gösterecekleri bir vakia vardir.
Onlar, Islam disi yönetimlere katilmakla birlikte Islamin bir parcasini alip, diger parcasini reddetmis gibilerdir.
Bununla da klmiyorlar, Müslümanlari bu yola davet ediyorlar ve vöylece küfre davet etmek gibi tehlikeli bir yol tutmus oluyorlar.
Bu tutumlari ayrica ugradiklari fiyaskolar ve lasgalaliklari yüzünden ümmete cok pahaliya mal oluyor. Rüsvet olaylari,, kisir makam cekismeleri, tavizler ve neticede sözden dönmeler müslümanlarin gücünü bosa cikariyor ve onlari umutsuzluga itiyor.
Kurtulus abcak ve ancak Resulullahin ayak izlerine basmakla gerceklesecektir.
Onun disinda kendine rehber arayanin rehberi ancak seytan (al) olacaktir.
S.a
|