Enis Merhaba!
Sana kısa bir şekilde ilk okul dönemimde nasıl bir ortamda okula gittiğimi yazayım.
Hem ailemizde, hem okul yöneticilerinde bizleri yönlerdikleri bir kültür olurdu.
Çingenelerden uzak durun, Macurlardan uzak durun, Giritlilerden uzak durun, kuyruklu Ermenilerden uzak durun, Kürtlerden uzak durun.
Ve bu çevrelerin çocuklarıda sınıfımızda bizim sıra arkadaşlarımzdılar. Oyun arkadaşlarımızdılar sokaklarımızda. Ben gerçekten Ermeni arkadaşlarımızın birer kuyrukları olduğuna inanıyordum, benim gibi Türk kökenli olduğunu düşünen her çocukta inanıyordu. Ama, bir türlü sarkan bir kuyruk göremiyorduk bizim yaşlarımızda olan arkadaşlarımızda, bizlerde bunlar daha küçükler henüz kuyrukları görünebilecek kadar büyümemiştir diye düşümüyorduk. Ve çocuk yüreğimiz ile sınıf arkadaşlarımızı saf bir sevgi ile sevmemize rağmen, ürküyordukta onların kuyruklu olmalarından. Şeytanıda kuyruklu olarak anlatırdı büyüklerimiz ve kuyruklu olan sınıf arkadaşlarımız da acaba birer şeytan çocukları mıdır diye kendi aramızda tartışırdık. Bizler bu psikolojinin altında ezilmekte ne yapacağını bilemekte olan çocuklardık. Bir de onları bu şekilde gösteren kişilerin o çocuklarda bıraktığı psikolojiyi bir an için düşünün!!!
İşin tuhaf ve gülünç olan yanı onlarda benim gibi Türk vatandaşlarıydılar. Anayasada ben nasıl korunuyorsam onlarda korunuyorlardı yasal olarak.
Yıllar geçti ve benim aklıma hep bizi kültürel olarak çocukluğumuzda ayırmaya, ayrım yaptırmaya çalışanların o etkileyici kültürü ile bu gün bile kendim ile boğuşmak zorunda kaldığım büyük bir psikolojik sıkıntı halen kaldı.
Bir ülkenin vatandaşları o ülkenin vatandaşlarıdır. Ben eminim ki burada ben milyon kere Türküm diyenlerden ailesel büyük bir kök olarak bozulmamış Türklerdenim. Babam olabildiğince sağcı ve sağlam kariyeri ve kökleri olan bir bürokrattı da. Bir toplum ve devlet içinde yaşayan vatandaşları üzerinde etnik olarak ayırım yapıyorsa ve bu ayırım anayasada bir kanun ve yasa olarak bulunmu yorsa tüm vatandaşlarının yaşam güvencesini ve özgür yaşamasını sağlamakta yükümlüdür.
Hrant ile bir Roman, bir Enis,bir Özsu, bir Alpi, bir Halil, bir Andua vs ler arasında en küçük bir vatandaşlık farkı yasalar üzerinde bulunmaz. Hepsi eşit olan vatandaşlık haklarına sahiptirler: Osmanlıda Ermeni vatandaşlarıda aynı güvenceye sahiptiler, ne onlar korunabildi, ne Hrant korunabildi.
Nedense tüm ülkelerde ultra milliyetçiliği savunanların hepsi devşirmelerden oluşur, aşağılık komplexini yenemeyen, kendisini daha fazla vatandaş olduğunu savunan kesimlerdirler bunlar.
Ben Anadolu Türkü olan bir insanda IRKÇILIK olabileceğine inanmıyorum. Çünkü vatandaşlık denilen bir komplex olmaz bu tür çevrenin olgundur, hoş görülüdür, insan canına değer veren ve saygı duyandır.
Selamlar...
|