Enis sen beni kavrayamıyorsun yada ben
senin anlayabileceğin şekilde basitleştiremiyorum anlatmaya çalıştığım mevzuları.
Ben burada bir sosyalleştirilmiş politikanın toplum içinde bulunan pozitif yada negatif ekseninden çerçevesinden ve uygulanış biiçiminden, uygulatırılan doğma ve baskı ve kültürleştirilmiş kangreninden bahsetmiyorum.
Bu konular benim şu an ilgi alanımda değil ve benim için bir anlamda taşımıyor.
Ben yaşamın anlamı nedir, neden yaşiyoruz, madem ki ölünecek böylesine çaresiz düşülücek ve bütün bu yaşanan ızdırapların ve mücadelelerin bir anlamı kalmayacak neden insanlar tüm zorluklara rağmen yaşamı sürdürmekteler ve bu ızdırap dolu yaşamdan beklentilerinden öte anlamının ne olduğunun kavramı nedir sorusunun cevabının arayışıdır anlatmaya çalıştığım sorun.
Bu insanlar sadece çaresiz oldukları için, korku ve tabularla yaşatıldıkları için değil inançlı olmaları, bir başka gizem var onların tüm zor koşullarına rağmen yaşama sarılmaları ve yaşamı sevmeleri.
Benim aradığım ve sorduğum ve bir an için yaşadığım çok büyük bir Mistik deneyim ile yakalayabildiğim yaşam nedir, neden var ve daha ötesi varmıi varsa nasıli neden var sorularını bulabildiğim o deneyim ve bu sıradanlaştırılmış insanların yaşam sevgisidir, beni mutlu kılan, eğer ki karşılıksız, beklentisiz bir inançları ve vicdanları olmasa idi bu insanların yaşamalarının bir anlamıda yoktu.
Benim aradığım, sorduğum her yerde araştırdığım sorularımı ne entel çevre, ne bilim, ne sosyal bilimler veremediler bana, ben yaşamın nedeni aradım.
Bir noktada buldum ve o insanları kullananlar yine ulema, politikacı, din çevreleri olmasına rağmen o insanlarda bir başka inanç ve güç bulunmakta onları hem ayakta tutan hem yaşamın içinde içsel huzurlu ve güleç olmalarını sağlayan.
Fanatizmin her türlüsü insanlık düşmanıdır, ben ondan bahsetmiyorum...
|