Einzelnen Beitrag anzeigen
  #99  
Alt 05.03.2006, 14:44
Benutzerbild von rebellerisch20
rebellerisch20 rebellerisch20 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard cagdas ülke uygar ulus (Turkan saylan)

Çağdaş ülke, uygar ulus


Cumhuriyetimizin oluşum öyküsü, daha adı belirtilmeden çok önceleri başlamıştır. Burada, Fransız İhtilali"nin ve 19. yüzyılın son dönemlerindeki Hürriyet şairlerimizin, yazarlarımızın etkisinin büyük olduğu bilinmektedir.

Yeryüzünün en destansı tarihlerinden birini oluşturan Kurtuluş Savaşımız, ülkemizi hiç hakları olmadığı halde işgal eden güçlere karşı verilmiş, işte bu nedenle de, olanaklar asla eşit olmadığı halde, haklı olduğuna inanmanın verdiği özgüvenle zafer, topraklarının sahibi ulusumuzun olmuştur.

22 Ekim 1923"te ""Yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz"" diyen Mustafa Kemal Atatürk, uzun bir hazırlık sonrasında TBMM"mizin, 5 Şubat 1937"de varlığımızın temeli olan altı ilkenin anayasamıza girişini kabul etmesiyle, çağdaş bir ülke, uygar bir ulus olacağımız da dosta, düşmana ilan edilmiştir.

Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik olarak belirlenen altı ilkemiz, her biri kendi içinde derin anlamlar taşıyarak, bütün bu gelişmelere karşı olanların neredeyse intikamcı yorum ve eylemlerine karşın bizi bugünlere ulaştırmış, aynı inanç sisteminde doğduğumuz diğer Ortadoğu, Asya ve bazı Afrika ülkelerinden çok farklı konuma getirmiştir.

Bunların bazılarına seyahat ettiğimde, sokaktaki yoksul insanlarla konuşup Türkiye"den geldiğimi söylediğimde, bana, ""Ne yazık ki bizim bir Atatürk"ümüz olmadı, ama O"na yakılmış türkülerimiz, şiirlerimiz ve adını verdiğimiz çocuklarımız var"" dediklerinde ne denli duygulandığımı anlatmak çok güç!

İlkelerimiz arasındaki ""devrimcilik"" Sevgili Ahmet Taner Kışlalı"nın da değindiği gibi, sürekli gelişim ve değişimi, daha iyiye, daha güzele ve yeniliklere ulaşmayı simgeler. Bu nedenle de, o dönemin tek çözümü olan ""devletçilik"" ilkesinde büyük değişimler olabiliyor. Ancak unutmayalım ki, bugünkü sanayi gelişmelerimiz, o dönemin yoksul Türkiye"sinin kurduğu Şeker, Bez, Ayakkabı, Cam vb. fabrikalarıyla başlamış, buralarda yetişenler günümüzün yeniliklerinin öncüsü olmuşlardır.

Altı ilkemizin, hiçbir zaman önemini yitirmeyen ve her zaman gündemin başında kalan ""laiklik"" ilkesi ise çağdaş Türkiyemizin özenle korunması, örselenmemesi gereken temel felsefesini oluşturmaktadır. Ne yazık ki çeşitli beklentiler içinde olan bazılarınca en çok saldırıya uğrayan, oysa bizi biz yapan da bu ilkemizdir. Yasalara uyulması koşuluyla, kimsenin diğerine baskı kuramayacağı laik düzenimiz, her kesimden insanımızın önünü, ufkunu açmaktadır ve hepimize gereklidir.

Prof. Dr. Türkan Saylan
Cumhuriyet 08.02.2006