güzel yazmissin
bir yazi eklemek istiyorum:
nedir aşk ?
o en bilinen tanımı yapmak,soruyu hafife almak ve kolayına
kaçmak olur......hani,elma şekeri falan...
ne demiş nâzım ? " sen mutluluğun resmini yapabilir misin
abidin / işin kolayına kaçmadan ama..."
ne dersem diyeyim,farkındayım,yine de kolayından dem
vuracağım......
aşk,körlerin fili tarifidir !..
kimi bacağından tutar,kimi kulağından,kimi hortumundan...
herkes tuttuğunu anlatır fil diye......
"fil mi ? kocaman bir bacaktır...."
"fil mi ? kocaman bir kulaktır......"
"fil mi ? kocaman bir hortumdur....."
"fil mi ?................."
ve doğal olarak herkes haklıdır...
pekiyi fili gerçekten,gerçek anlamıyla tanıyan,bilen yok mudur ?
olmaz mı,vardır harhalde.....ama onlar aşkı anlatmaz,yaşarlar...
nereden biliyorsun,derseniz.....bildiğimden değil,uydurdum !
böyle gelmiş böyle gidiyor aşk sohbetleri....benim gibi,aşka
kendince bir anlam yükleyip, "işte de böyle aşk böyledir..." diye
(alpayın mıydı bu ?) öylesine konuşursun....birileri de ciddiye
alıp "hadi canım sen de,aşk o değil,bu"dur..." der .böylece,
biz o muydu,bu muydu...şeytan aldı götürdü...derken,birileri
aşk oduna yanar ! birileri de (insafsızlar !) onun ateşinde ısınır....
aşk bazılarını da kör ve sağır eder....onlar için şarkı bile bestelenmiştir !
"aşıka BAĞDAT sorulmaz...." neden sorulmaz ? çünkü aşk kör ve
sağır ettiğinden,abd bağdada saldıracakmış,savaş çıkacakmış...
umurlarında değildir...çünkü görmez ve duymazlar.....
bir de var,hani aşk kaç kişiliktir ?
ataol behramoğlu"na sorarsanız,aşk iki kişiliktir.....
bana sorarsanız......yok yok,sormayın..fil muhabbeti daha yeni bitti..
ama yine de azıcık çıtlatayım..en iyi aşk tanımını,filin yüreğini
tutanlar yapıyor gibi geliyor bana......
ama aşk bu....tek tanıma sığar mı ? sığsaydı,amatör profesyonel binlerce,
onbinlerce aşk şiiri yazılır mıydı ? yaz yaz bitmiyor...hala yazılıyor..
ve biz buna karşın bir "aşk" tanımında uzlaşmaktan hala çok uzağız...
bir zamanlar timur selçuk,bir şarkısında şöyle tanımlıyordu aşkı :
deli midir,nedir insanlar ?
aşık oluyorlar,
arıyorlar durmadan aşkı..
sevmek bir acı,sevmek bin acı..
sevmek sevmek delilik sevmek,
sevmek sevmek delilik...
bugün seven yarın gider,
şu gönlümüz yok,yok mu,
er geç yine aşkı özler
uslanmaz,o yine sever
olur mu acaba,acaba,acaba,
sevmeden yaşamak bu dünyada ?
* * *
çocukluktaki aşkımız,
şu kadın mı yoksa ?
aman allah olmuş küp gibi !
sevmek bir acı,sevmek...
.......................
* * *
biz insanlar hep böyleyiz
her sefer bu son deriz,
uslanmaz yine severiz..
sevmek bir acı,sevmek bin acı,
sevmek.......
.......................
ya,işte böyle....bu da aşka bir bakış.....olabilir,kimini kör sağır eder
kimini de deli....( tek l ve i ile )......
bazan,iletimde savladığımı vurgulamak üzere, savımı bir fıkra ile
ilişkilendiririm...zaman zaman can sıkıcı sonuçları olsa da,bu aşk
konusunu da kendi adıma noktalarken,bir nasrettin hoca fıkrasına
yollamada bulunayım dedim....
bizim hoca bir gün oturmuş,almış eline bir saz,sapın bir perdesine basmış
parmağını,elini hiç oynatmadan,kaydırmadan aynı perdede ha babam
vuruyor mızrabı tellere....diyorlar ki "yahu hoca ne yapıyorsun ?"..
"saz çalıyorum " diyor hoca...."aman bre hoca " diyorlar," bu nasıl saz
çalmak,basmışsın parmağını bir perdeye,ne aşağı ne yukarı...bak başkalarına,
çalarken elleri sazın sapında nasıl dolaşıyor ! "....."dolaşacak tabii " demiş
hoca nasrettin," onlar bu benim bastığım perdeyi arıyorlar da ondan ! ".........
siz aşkın çeşit çeşit tanımını yapa durun....
aslında benim yaptığım tanımı arıyorsunuz !
(bu arada fıkrayı yanlış anlayacaklar için tedbiren ön açıklama : örnekte
saz çalmayı bilmeyip ukalalık eden hoca ben oluyorum...püüüüf ! ( bu
püff,yoğurt üfleme efekti oluyor...)
gelelim benim tanımıma ; sevginin bir boyutudur aşk......
sevgiye gelince...o da çeşit çeşit....
haset değil kin değil
sevgi bu çeşit çeşit
uslanmaz aşıkların uykusuz geceleri
karşılıksız sevginin katmerli acıları..
kimi doğayı sever,
kimi parayı pulu,
dost sevgisi,
şan şöhret, kumar, bayrak, meslek sevgisi.
ama en önemlisi
dokuz numarada çalışan sevgi...
asıl adını kendi de unutmuş ,
dokuz numara dediğin
dört duvar,bir somya..
iliğini emmiş sevginin,
sevgiyi kurutmuş...
aşkla,meşkle kalın....ve de aşkı aramayın...o sizi bulur !
sevgi,saygı,sağlıkla....
|