Thema: Musik
Einzelnen Beitrag anzeigen
  #1684  
Alt 30.12.2005, 17:48
gelincik02
 
Beiträge: n/a
Standard yalnizlikla bas eden varmi?

Yalnızlıkla baş eden var mı?

Her giden aynı gitmiyor ne yazık ki. Her yolcu eden de aynı olmuyor...
03.10.2005










Puan Verin



62 Kişi

9,4
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10













18 AYAR SQUARE AND ARROW 9.8 GR YÜZÜK
Modern ve şık tasarımlar...
World Card ile peşin fiyatına 12 Worldtaksit





Sağanak yağmur altında, silecekler hızla çalışırken bir türlü bulamıyordum "ada 27" adresini. Bu senin yeni adresin Nurettin Abiciğim. Tam bir yıldır burada yatıyorsun. Sen bir yıldır buradasın diye sevgili karın bir yıldır ağlıyor. Gittiğin ilk gün nasıl döküyorsa gözyaşlarını, aynı şekilde döküyor hem de...

"Bak Gönül Abla" diyorum; "yapma böyle."

Ama dinlemiyor, sürekli ağlıyor.
Geçen hafta biz seni sevenler yeni adresinde buluştuk. Bir araya gelmiştik ki yağmur durdu. Dualarımızı ettik, senden bahsettik, Gönül Abla"ya evlenme teklif ettiğin gece ona yazdığın şiiri okuduk... Gönül Abla kıymalı börek ve acıbadem kurabiyeleri getirmişti...

Törenden sonra arabaya bindiğimde acıbademden ısırmıştım ki yağmur başladı.

Yağmur altında hem araba kullanıp hem kurabiye yemek hem de kurabiye ağzımdayken ağlamak zor oluyormuş. İnsanın boğazında koca bir yumruk varken kurabiyenin şekeri acı geliyor sanki...

Bir senede ne değişti dersen, seni güldürecek ve kızdıracak çok şey sırlayabilirim ama ben kafamdaki yalnızlık tanımını tamamen değiştirdim, bunu söylemeliyim. Seni üzmek istemem ama Gönül Abla gerçekten çok yalnız kaldı senden sonra. Ona baktığım zaman gözlerindeki tenhalıkta ve ellerinin iki yana düşen çaresizliğinde gerçekten yalnız bir insan görüyorum.

İnsan böyle bir gerçek karşısında öyle çaresiz kalıyor ki...

Siz birbirinizi geç bulmuştunuz ve belki bu yüzden çok kıymetlisiydiniz birbirinizin. Oturup şöyle güzel mi güzel bir evlilik hikayesi yazsam, Nurettin ve Gönül koysam kahramanlarımın adlarını; ikinizi anlatırdım emin ol.

Gönül ablamın o muhteşem sofralarını, senin o klasik şarkılarını, kahkahalarınızı ve o güzelim dünya endişelerinizi unutmazdım ve de...

"Bu hayat şimdi nasıl geçecek?" diye soruyor Gönül Abla. Yanıtını bilmiyorum.

Bildiğim tek şey; dünya üzerindeki hiçbir şey senin yerini tutmayacak onun için...

"Ayrıldın" dedi bana. "ama dua et, kızının babası yaşıyor. Ölmedi, sadece ayrıldın ve bir yerlerde nefes aldığını biliyorsun. Bazen keşke Nurettin ölmeseydi de ayrılmış olsaydık diyorum. Keşke bana bıktım senden Gönül deseydi, bitsin artık deseydi ama yaşasaydı... Niye böyle oluyor İclâl? Neden ayrılanlar bu kadar çokken sevenler ölüyor? Neden?..."

Bu soruya da yanıtım yok elbette.

Arkadaşım anlatmıştı: Boşanırlarken eşi bir mektup yazmış; "keşke ölüm haberini verseler bana, keşke ölseydin, hiç olmazsa iyi bir şeylerini anardım" diye.. Çok ağlamıştı arkadaşım mektubu aldığında, zor teselli etmiştik. "Öyle düşünmüyordur, kızdığı için öyle yazmıştır" diye avutmaya çalışmıştık ama "öyle düşünüp düşünmemesi neyi değiştirir ki?" demişti, "bir kere bana ölüm diledi ya.."

İşte böyle Nurettin ağbi.
Bir Pazar günü canını sıkmak istemezdim ama kafam karışıyor sürekli. Sen buralarda olsaydın koyardık güzel bir alaturka müzik, Gönül Ablam humus yapardı, nar ekşili salata, patlıcan ezme yerdik. Oturup konuşurduk uzun uzun "kimdir yalnız insan", "nedir ayrılık" diye...

Her giden aynı gitmiyor ne yazık ki. Her yolcu eden de aynı olmuyor...

Ama gir şu Gönül Ablamın rüyasına "ağlama artık" de...

"benim sana bıraktığım güzel hatıranın hatırına ağlama Gönül" de...

Sonbahar başladı.
Her şey bildiğin gibi... Yalnızlıkla baş etmeyi öğrenebilen yok.