DIN VE TERÖR
Bütün dinlerin kutsal metinlerinde "insan öldürmek" büyük günahlardan sayılmıştır. İslam dini, "Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir" der. "On Emir"in birincisi, "Öldürmeyeceksin" şeklindedir. Kısacası, insan öldürmeyi yasaklayan metinler bütün dinlerin temel ilkeleri arasında yer almıştır. Ancak, insanlık tarihinin başından bu yana, değişik dinlere mensup bütün toplumlarda katiller, hırsızlar, yolsuzlar da varolagelmiştir.
Demek ki, Müslüman olmak, Hristiyan olmak ya da Musevi olmak günah işlememeyi garantilemiyor. Sonuçta insanlar, dinlerin yasaklamasına rağmen, katil ya da hırsız olabiliyorlar, sapkınlığa düşebiliyorlar.
İşte bu yüzden, savaşın ve şiddetin egemen olduğu dünyamızda "terörün adresi" olarak Müslümanları göstermeyi anlamak mümkün değil. Dünyanın kaderini sanki Müslümanlar belirliyormuş gibi, küresel güçlerin ısrarla İslam"ı hedefe oturtması, doğrusu dünyanın geleceği açısından endişe verici. Oysa, temelde bütün dinler, insanları kurtuluşa çağırır, cinayete değil.
Nitekim, düşmanlığın, savaşın ve şiddetin son bulacağı iddiasıyla insan hayatından dini çıkaran "aydınlanma dönemi" sonrasında da cinayetler işlendi, katliamlar yapıldı.
Demek ki, dünyayı hepimize dar eden gözü dönmüş insanlar ve gruplar, Müslüman da, Hristiyan da, hatta ateist de olabilirmiş.
Acaba ölümü, bu kadar yakınımıza taşıyan "terörü" bir inanca ya da ideolojiye mal ederek, barışçı bir dünyayı inşa edebilir miyiz? Sorun bu kadar basit mi? Bir kez olsun, bunca yaygınlaşan şiddetin perde arkasında kimlerin olduğunu, bu işlerden bazı güçlerin çıkarı olabileceğini düşünemez miyiz?
Bugün küresel güçlerin iştahını kabartan coğrafyalardaki "işgal haritaları" çok önceden yapıldı. İşgalcilerin, özellikle İslam coğrafyalarındaki talanları, katliamları masumane davranışlar olarak görebilir miyiz?
Hepimiz biliyoruz ki, özellikle İslam toplumlarının "emperyal sistem"e dahil edilmesi gerekiyordu. Bunun için de, "terörün İslam kaynaklı olduğu" konusunda, bölge toplumlarının ve dünyanın ikna edilmesi gerekiyordu. İşte şimdi yapılan tam da budur.
Kimse kendini kandırmasın, "terörün adresi" olarak Müslümanları göstererek, her yıkıcı eylemin arkasından ağıtlar yakarak dünyamızı daha güvenlikli hale getiremeyiz. Terör eylemleninin büyük bir bölümünü el-Kaide"nin yaptığını biliyoruz. Peki ne değişiyor, terörü önleyebiliyor muyuz? Hayır... Çünkü, Amerika"da, Avrupa"da ve dünyanın değişik bölgelerinde bir çok insanın kanı ve canı pahasına, emperyal planların işlemesi gerekiyor. Bu yüzden de, "terör" birileri için çok ama çok işe yarıyor. Öyle ki, neredeyse her ülkenin bir el-Kaidesi olduğuna inanacağız...
Psikopat olmayan normal insanlar olarak hepimiz ABD"yi de, İngiltere"yi de vuran bütün saldırılardan nefret ediyoruz. Amerika"daki, Avrupa"daki bütün insanlar da nefret ediyor. Ama ne hikmetse, aynı küresel güçler dünyadaki bütün katliamları, cinayetleri durduracak ve insanlığın geleceği için güvence oluşturacak ciddi girişimlere yanaşmıyor. Her terör eyleminin ardından kendi insanları için ağıt yakan Amerika ve Avrupa, işgallerle yüzbinlerce insanını kaybedenlerin acılarını, ağıtlarını duymuyor.
Bilelim ki, Amerika ve Avrupa "uygar dünya" olarak tanımladıkları kendi dünyalarının dışındaki dünyaya duyarsız kaldıkları sürece hiçbirimizin geleceği güvende olmayacak.
MEHMET OCAKTAN
|