Einzelnen Beitrag anzeigen
  #695  
Alt 30.06.2005, 15:15
Benutzerbild von nokta29
nokta29 nokta29 ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard MIT görevlisinden Iran analizi(28.06)

Yillardir MIT de görev almis Mahir Kaynak"in Iran secimleri üzerine yorumu.Stargazetesinde kendisi köse yazaridir ve bircok kitap yazmistir.Yanilmiyorsam kendisi ASAM (Avrasya Stratejik Arastirma Merkezi) üyesi.
____________________________________________


İran’da Mahmud Ahmedinecad’ın cumhurbaşkanı seçilmesi bölgede ve dünyada önemli değişiklerin başlangıcı olacak gibi görünüyor. Stratejik hesaplar yeniden şekillenecek ve İslam politikası iki ucu keskin bir kılıca dönüşecektir.

İran, nükleer silah peşinde olmadığını kesinlikle ilan edecek ve bu konuda istenen garantileri verecektir. Rusya’nın bu konuda güvence vermesi ama aynı zamanda İran’a yönelecek nükleer saldırılara karşı onu koruyacağını ilan etmesi ve bir anlaşma imzalanması beklenir. Bu, İran’ın nükleer silah edinme gerekçelerini de ortadan kaldıracaktır. Kendisini güvenceye alan bir İran neden böyle bir silahı geliştirmeye uğraşsın? Böylece bu yönde yapılan propagandalar temelsiz kalacaktır.

Büyük Ortadoğu Projesi orta noktasından bıçakla kesilmiş gibi bölünecek ve bütünlüğünü kaybedecektir. Asıl önemli olan burada başlayan siyasi ve ideolojik gelişmenin bölgede yayılma eğiliminde olmasıdır. Bugüne kadar halkın dini taleplerini karşılamakla yetinen ama iktisadi açıdan tatmin edici olmayan uygulamalar yerini ekonomik ve teknolojik gelişme çabalarına bırakacak gibi görünüyor. Bundan önceki yazımda Suudi modeli olarak tanımladığım ve zenginliğin dar bir grubun kontrolünde olması ve buradan çevreye dağıtılması biçimindeki uygulamanın yerini üretim sürecinde gelir sağlama modeline terk edeceğinin ip uçları seziliyor. Petrolden elde edilen ve gerçek bir üretim sonucu olmayan gelirlerin paylaşılması daha doğrusu yağmalanmasından ibaret olan iktisadi hayat, bu kaynakların önce üretim sürecine tahsis edilmesi ve gelirlerin buradan sağlanması biçimine dönüştürülecektir. Bu, bölgedeki tüm uygulamaları değiştirecek etkiler yaratırsa dünyadaki ekonomik dengelerin değişmesi sonucunu yaratır. Yani petrolü sat karşılığında tüketim malı al ya da zenginler paralarını Batılı finans kurumlarına yatırsınlar biçimindeki uygulama, parayı yatırımlarda kullan, geliri üretimden elde et biçimine dönüşecektir.

Asıl önemli olan sadece dini taleplerle sınırlı kalan, çatışmanın farklı dinler arasında olduğu izlenimini yaratan karşıtlık, iktisadi bir içerik kazanması, dinin bu çatışmanın ana unsuru iken bir örtüsü konumuna gelmesidir.

Eğer bu değişim sadece İran’la sınırlı olsaydı bastırılması büyük bir sorun olmazdı. Ancak bu cephedeki asıl aktörün Rusya olduğunu unutmamak gerekir. Satranç masasının öbür ucundaki oyuncu Rusya’dır. Kendisini çevreleyen projeye, onu bölerek cevap vermekte ve bu hamlesiyle bölgedeki renkli devrimleri anlamsız ve kırılgan hale getirmektedir. Karşı tarafın demokrasi iddiasına İran’daki seçimle cevap vermekte ve ilk defa halk oyuyla demokratik cepheye karşıt bir güç yaratmaktadır.

Henüz ortada olan ama liberallerin üstün göründüğü bilek güreşi yeni bir aşamaya gelmiş görünüyor. Ilımlı İslam elbisesini giyen liberal düşünce karşısında ekonomik içeriğe bürünmüş köktenci İslam’ı bulmuştur. Köktenci İslam ekonomik taleplerle donanmış olarak mücadele alanına girerse hangi taraf diğerini etkileyecektir? Ilımlı İslamcılar da ekonomik talepler ileri sürüp, görünümleri modern ama iddiaları aykırı bir biçime mi girecekler yoksa modernlik, ekonomik talepleri anlamsız hale mi sokacak?

Türkiye iki açıdan çatışmanın sınırında ve kavganın göbeğindedir. Bulunduğu coğrafya, ister askeri ister örtülü operasyon olsun, bir köprü başı konumundadır. İktisadi sorunları olan ve Suudi ekonomik modelinin egemen olduğu Güneydoğusu bu yeni akımla sınır komşusudur. Irak bütünüyle bu gelişmeden etkilenecek konumdadır. Bunun yanında ılımlı İslam’ın örnek olarak sunulmasının planlandığı bir ülkedir ama halkın ekonomik şikayetleri işitilir hale gelmiştir. Ülkemiz İran’daki gelişmelerin filizlenebileceği uygun bir ortam mı olacaktır yoksa onu frenleyecek bir unsur mu olacaktır? İslam mı liberalleşecek yoksa liberalizm karşıtlığı İslam elbisesi mi giyecek? Sonuç ne olursa olsun tüm dünya derinden etkilenecektir.