Einzelnen Beitrag anzeigen
  #15498  
Alt 21.04.2005, 08:45
unknown
 
Beiträge: n/a
Standard SÜNNET NEDIR ??

Uzun uzun sakallar, yerlere kadar uzanan tespihler, cübbeler ve sariklar. Islamda, bu tarz giyime ve bazi hallere, yanlis bir yorumla "SÜNNETe uyma" deniyor. Tabii ki, dileyen diledigi sekillerde giyinebilir, sakal birakabilir, sacini uzatip kisaltabilir. Arzuya bagli olan bu tarza zerre kadar itirazimiz olmaz.

Ancak, bir noktayi gözden kacirmamak gerekiyor. Gercek manadaki "SÜNNET" kavramini, taklitci ve sahsi anlayisla karistirip, ISLAMI tekeline alma seklindeki hareketler yanlistir ve son tahlillerime söre ENISKAYA sürekli buna dikkat cekmeye calismakta, ama onunda anlatim METODU farkli.

Sayet bu tip hareketler SÜNNET ise bundan 1400 yil öncesinde Efendimiz’in yasadigi yillarda uydugu giyinme modelini EBU CEHIL ) de uyguluyordu, EBU LEHEP de... Onlarin simdi nerede olduklarina dair mutlaka bilginiz vardir; ikaza gerek var mi…?

SÜNNET; klasik anlamda yol, tavir, usül, dolayisi ile ahlak manasina gelir. Simdi söylemek istedigim özetle su; Kimseyi dinin gereklerini uygulamaya zorlamamak, Kuran "in koydugu kurallarin basinda gelir: "La ikraha fid diyn" (Dinde zorlama yoktur) Ayet-i Kerimesi bunu acikca belirtir. Zira, zorlama insani dinden cikarir, münafikligin kapisini acar, imani yok eder.

Resulullah Efendimize gelen hitapta dahi, "Onlari uyar, sadece teblig et, Risalet görevin bu kadardir" buyrulmaktadir. Bizim buradaki görevimiz de sadece uyari mahiyetindedir.

Önce sunu anlatmaya calisalim;

Dinden kasit, mekarimi ahlak olup, Allah’in ahlakiyla ahlaklanmak, Allah’i bilmek ve O’nun sonuclarini Öz benliginde yasamaktir. Bu yol &lt&ltSeriatla&gt&gt baslar. Ancak bir Seriat ki insana, kendi aslini, hakikatini bildirmiyor, Hakk’a ulastirmiyor, kalipci ve sekilden ibaret cerceveler ciziyor. O Seriat &lt&ltSeriat-i Muhammedi&gt&gt degildir.

Seriat; Hakikatin zahire ciktigi anda aldigi isimdir. Eger, Seriat(din) Hakikatle bagdasmiyor, bütünlesmiyorsa, gayeden uzaklasip tapinmaya yol aciyorsa, o sizin hayalinizdeki seriat(din)’dir.

Hakikat, burclari yildizlari, gezegenleri, galaksileri kapsayan entegre bir sistem ile zahire cikar.

Kuran, "...ve len tecideli SÜNNETallahi tebdiyla" (Fetih,23) (Allah SÜNNETinde [sisteminde] asla degisiklik olmaz) Ayet-i Kerimesi ile evrendeki bu olusuma,(sisteme), "SÜNNET" adiyla isaret etmektedir.

Asil olan, dünya üzerinde yasayan insanin bu sisteme tabi olmasi, ayak uydurmasi, etkilere karsi tedbir alabilecek hale gelmesidir. Müttaki"lerin yaptigi budur. (Bak: Bakara 2-3-4-5).

"SÜNNET’e uyma" denilen anlayis böyle olmalidir. Esasen Allah"in sistemi, kainatin var olusu ile baslamaktadir. Önce müsbet ilimden bir örnek verelim:

Yercekimi sonradan olma degil, Dünya’nin olusum devresinden itibaren vardir. Isaac Newton tarafindan ise formüle edilmistir. Newton, Fizik kurallarina göre bir cekim sabiti bulmus; bu, "G" ile gösterilmistir.

"G" sabitinin sayisal degeri, matematiksel yönle kuvvet, kütle ve uzakligin ifade edildigi bir birim sistemine baglidir. Bir sisteme göre olusur. Siz bu sisteme (SÜNNETe) uymak zorundasiniz.

Kuran’in "SÜNNETullah" kelimesi ile anlatmak istedigi budur. Ayrica Resulullah Efendimiz’in davranis bicimlerini de ele alarak konuyu cözümlemeye calisalim...

Efendimiz’in günlük yasaminda misvak kullanmasi, saclarini oldukca uzatmasi, zaman zaman kisa kestirmesi, evinden daima sag adimini atarak cikmasi, mescide girerken sag, cikarken sol adimini atmasi, mutlaka sag elle yemesi, su icerken diger elini tepesine götürmesi ve bu fiili olustururken cömelmesi, dua ederken ellerini koltuk altlari görününceye kadar yüksege kaldirmasi, belirli bir yere ikinci kez gitmesi gerektiginde ayni yoldan gecmemesi, Risaletin geregi sistemi okumasi ile ilgiliydi.

Ayrica, teravih namazi kilmak, Arafat’ta iki namaz arasini cem etmek, saflari düzenlemek, asure ve arife günlerinde, sevval ayinda, her ayin üc gününde oruc tutmak, mescid’de itikaf’a cekilmek gibi uygulanan tüm fiiller "SÜNNETillah" adi altinda sistemin etkileriyle baglantilidir.

Bizim basit manada "SÜNNET" diye gecistirdigimiz, üzerinde düsünme zahmetine katlanmadigimiz oluslar, bir anlamda sistemin calisma tarzina, karsilik verebilme ve kendini tanima amaciyla yapilmaktadir.

Efendimiz’in, giyeceklerde beyaz rengi tercih etmesi; terkibine hos gelen, sevdigi bir renk olusundan ötürü degil, bu rengin, menfi isinlari yansitmasi, üzerine cekmemesi; dolayisiyla, direkt sistemin calisma tarziyla ilgilidir.

Esasen, Allah Resulü’nün, kendisi icin bagimlilik yapabilen her fiilden uzak durmasi, tabularla yasayan bizler icin oldukca düsündürücü bir mesaj niteligindedir. Burada Sah-i Naksibendi Hazretlerinin sözünü hatirliyalim: "Nebiler halkin adetlerini yikmak icin gelmislerdir."

Adet, ibadet olmaz. Tutku, bagimlilik, kisinin karakterine yerlesip huy halini alinca; idrakte, birimlilikten öze ulasan bir adim dahi atilamayacaktir.

Allah’in "kün" (ol) emriyle var ettigi sistemini taniyamayanin bir anlamda, okuyamayanin, O’nu var eden mutlak Evrensel gücü tanimasina bu sartlarda olanak yoktur.
Kuran, uymamiz gereken fiilleri "SÜNNET" adi ile bize ulastirirken, biz adeta yeni bir SÜNNET anlayisi icat etmisiz.

Efendimiz, "mü’min, kardesiyle üc günden fazla dargin olmaz" demistir. Nedeni sudur;
Bize yaklasik 400 bin kilometre uzakliktaki uydumuz Ay, duygulari temsil eder. Ilk on bes gün her birimde, enerjiyi artirir, ikinci on bes günde ise, insandaki enerjiyi, sifiri tüketecek kadar azaltir. Iste Ay, hangi burctaysa o burca sahip olan insanin da duygularini menfi yönde etkilemektedir. Ayin bulundugu burca sahip olan kisilerin, normal yasamdaki sürelere göre daha duygusal olmalari dogaldir.

Ay, yaklasik iki bucuk günde bir burc degistirir ve bir ay icinde bütün burclari dolasir. Simdi diyelim, siz boga burcundasiniz, Ay, sizin burcunuzda ve iki-üc gün kalacak. O süre icinde, sizin birileriyle dargin düsme olasiliginiz, diger zamanlara göre daha fazla olacaktir.

Anlatildigi gibi, Ay’in duygulari yogunlastirmasi, bir anlamda hormonal faaliyetleri menfi bir sekilde azami noktaya cikarmasidir. Iste bu süre icindeki bir eylemi, Efendimiz (s.a.v), sistemin calisma tarzi ile ilgili olarak, mazur görüp dondurabilirken, ücüncü günün nihayetinde, yani Ay’in burcunuzdan ciktigi anda barismayi öngörüyor.

Efendimiz’in "Hilali görmedikce oruc tutmayin, onu görmedikce bayram da etmeyin. Sayet hava bulutlu olursa, onun miktarini hesap edin", bir rivayete göre de ‘sayiyi otuza tamamlayin’ seklindeki hadis-i serifi, acikca görülüyor ki sistemle ilgilidir.

Bu kurala bizde pek uyulmuyor. Ancak kimseyi yargilamaya hakkimiz yok. Her birim, yaptiginin neticesi ile karsilasacaktir.
SÜNNET, Kuran’da aciklandigi gibi sistemdir.

SÜNNET kavramini cok basite indirgemenin cehaletten baska izahi olamadigi gibi, taklit de insani hic bir yere getiremez.
Siz siz olun; nedenini, nicinini iyice arastirarak SÜNNETe uyun.