Allah"ın kanunu
			 
			 
			
		
		
		Hayatımızı Allah"ın bu dünyaya koyduğu sünnetullah  
yani sosyal ve tabii mahiyetteki ilahi kanunlar  
çerçevesinde yaşamak durumundayız. 
Bu kanunlara aykırı hareket etmek,  
Allah"ın koyduğu bu kanunlara meydan okumak  
anlamına gelir ki, başımızı kayaya çarpmaktan farksızdır.  
Bu bakımdan elimizde olan hususlarda üzerimize  
düşeni yapmak ve gerekli tedbirleri almak kap etmektedir.  
Çünkü Yüce ALLAH, bu hususta birtakım sebepler  
yaratmış ve bazı şeyleri bu sebeplere bağlamıştır.  
Sebepler işlenince bunun sonucu ile karşılaşılır.  
 
Ateş yakar,  
donma derecesine varan soğuk, dondurur.  
Sıcaklık derecesi kaynama noktasına ulaşan su buharlaşır.  
Yer çekimi vardır.Kendini yüksek bir yerden atan yere çakılır.  
Zehir öldürür. Hayatı devam ettirebilmek için  
vücudun ihtiyacı olan gıda ve suyun sağlanması gerekir.  
Sıcaktan ve soğuktan korunmak için giyinmek,  
açlık ve susuzluğu gidermek için yiyip içmek,  
ürün almak için tohum atıp tarlayı sürmek,  
ağaç yetiştirmek için fidan dikmek,  
kazanç sağlamak için de kazanç sağlayacak  
yollara başvurmak gerekir. 
 
ALLAH, dünya hayatında elde edilecek nimetlerin  
hepsi için birtakım sebepler yaratmıştır.  
Sebebine yapışmayan, bu nimetlerden mahrum kalır.  
Ahiret nimetIerine kavuşmak da böyledir.  
Herkesi yaşatan Allah"tır. Bununla birlikte  
yiyip içmeyeni yaşatmaz. Şifayı veren de odur.  
 
Fakat hastalığı için zaruri olan tedaviyi almayan  
genellikle şifaya kavuşamaz. Rızkı veren de odur.  
Fakat rızkı elde etmek için çalışıp çabalamak ve  
sebebine sarılmak gerekmektedir.  
Bir kimse, ALLAH rahimdir,  
beni korur diyerek öldürücü zehir içerse ölür.  
Bu sünnetullahtır.  
Yani Allah"ın bu kainata koyduğu kanundur. 
 
Vücudumuz emanettir.  
Çocuklarımız emanettir.  
Toplumun bireyleri, topluma ve dolayısı ile  
toplumun yönetiminden sorumlu kişilere emanettir.  
Bu emanetin muhafazası en önemli dini vecibelerdendir.  
Bunlar dinimizin, insanın canının ve malının  
korunması hususundaki emirleri kapsamında,  
farz-ı kifaye olan görevlerden sayılır. 
 
Hasılı nedeni ne olursa olsun, tedbirsizlik nedeniyle  
ortaya çıkabilecek olumsuz durumlara karşı  
alınabilecek her türlü tedbiri almak,  
dini ve insani bir görevdir. 
		
		
		
		
		
		
		
	
	 |