Müslümanlarin Görevi Nedir ?
Müslümanların bugünkü vakıası, her Müslümanın hissettiği gibi, hiçbir beyan ve izaha muhtaç değildir. Memleketleri küfür nizamları ile yönetilmektedir. Onun için bu yerler kesinlikle ve tartışmasız “Dar-ül Küfür”dür. Şöyle ki, İslâm memleketleri bu günkü durumda; kırktan fazla devlete, emirliğe, şeyhliğe ve sultanlığa ayrılmış olduğundan, kafirlere karşı duracak bir vaziyette değildirler. Binaenaleyh, Müslüman memleketlerinden her birinin davası, varlığını “Dar-ül İslâm”a çevirerek diğer İslâm memleketleriyle birleşmeye çalışmaktır. Bu dava hayatî bir davadır. Hatta bütün hayatî davaları içine alan ana hayatî davadır. Bu mesele ile ilgili icraatlar ölüm-kalım icraatı olarak algılanmalıdır. Yalnız bu hayatî dava, yani İslâm memleketlerini “Dar-ül İslâm”a çevirmek ve diğer İslâm memleketleriyle birleştirmek meselesi, gerçekleşmesi için çalışılan bir hedeftir. Bunun gerçekleşmesi için takip edilecek yol, Hilâfet"i tekrar kurmaktır. Bugün Müslümanların üzerine borç olan en mühim mesele, İslâm memleketlerini Dar-ül İslâm"a çevirebilmek için Hilâfet"i yönetim sistemi olarak iş başına getirmektir. Sonra bu memleketleri Dar-ül İslâm’a çevirerek diğer İslâm memleketleriyle birleştirmektir
Cumhuriyetin yıkılışı ve yerine Hilafetin kurulması bazıları için ütopya, rüya, bir kabus olarak görülebilir. Gerçekte ise; bu başlıkta geçen Hilafeti milyonlarca ve hatta yüz milyonlarca Müslüman’ın yegane kurtuluş olarak gördüğü, acılarla dolu hayatlarına çare, ekonomik sosyal ve psikolojik krizlerle dolu yaşamdan kurtuluşun umudu olarak hasretle beklemektedirler. Bu gibi başlıklar çok yakın zamanda Türkiye dahil tüm dünya basın-yayın kuruluşlarında büyük manşetlerle verilecek İnşallah… Zira zafer çok yakın… Karanlığın en koyu anının aydınlığa en yakın olan anı olduğu gibi…
Zulüm ve küfür ebedi olmayıp sadece geçici bulaşıcı hastalıklar gibidir. İşte Cumhuriyet de böyle bir bulaşıcı hastalık ve küfür sistemi olup yıkılmaya, yok olmaya mahkumdur. Zira cumhuriyet doğarken sakat doğmuştur, büyürken yamuk büyümüştür, ölümü de çok çabuk ve şiddetli olacaktır. Saddam’ın bir aylık küfür rejiminin dirençsiz kısa ömrü buna en güzel örnektir
|