Kırk yıldır kapısında beklediğimiz AB"yi bizlere hep değerler bütünü, siyasi ve özgürlükler arenası, insan haklarının geniş plaftormu, demokrasi ve standartlar coğrafyası olarak tanıttılar. Bizde bu süslü laflara inanıp nihayetinde Papa 5. Sixtus"un heykeli önünde Avrupa Anayasası"nı imzaladık.
Her ne kadar AB bizlere değerler manzumesi olarak sunulsa da, 21 yy"lın anaforunda büyük bir kimlik bunalımı yaşadığı bilinen bir gerçektir. Türkiye"ye dayattığı şartları birliğe yeni katılan diğer ülkelere dayatmamıştır. Böylece ne kadar iki yüzlü olduğunu da belgelemiştir.
Bizimle adeta dalgasını geçercesine her istediğini almayı başarmıştır. Öyle ki şoför aleminin vazgeçemediği tutkusu olan Orhan Gencebay"ın arabesk türü müziğinin dolmuşlarda çalınmasının bile rahatsızlığını dile getirmiştir. Kokoreçlere de yasak gündeme getirmiştir. Nasıl oturup kalkmamıza varıncaya kadar standartlarını bir bir sıralamıştır.
Hayvanlarına bile doğal ortamlarından koparın onlara toplum hayatında standart getiren AB insan hayatına getirmez mi? İşte sizlere hayvan edinme standardı:
İngiltere"de uzun yıllar yaşamış bir Türk ailesi "belki bize can yoldaşı olur" diyerek belediyenin köpek evine müracaat etmişler. Müracatlar incelenip adresler alındıktan sonra "biz sizi ararız" denilince evlerine dönmüşelr. Bir hafta sonra iki kişi kapayı çalmış "biz belediyeden geliyoruz, köpek almak istemişsiniz, eviniz müsait mi diye bakacağız" diyerek içeri girmiş ve gerekli incelemeyi yapmışlar.
Köpeği nerede yatıracaklarını sormuşlar. Bizimkiler kapı önündeki merdiven altını göstermişler. İngiliz memurlar "Olmaz ışıklı bir yer lazım" deyince balkona yakın bir yerde karar kılmışlar. Birkaç gün sonra görevliler sıradan bir köpekle çıkagelmişler. Yanlarında da köpeğin ilaçları ve mamaları vardır. Hayvanın nasıl besleneceğini, ilaçların nasıl ve ne zaman verileceğini anlatmışlar. Köpek bakımı ile ilgili bir de kitap bırakıp gitmişler. Aradan 15 gün geçmiş, yine aynı görevliler çıkıp gelmişler.
Yanlarında getirdikleri terazi ile köpeği tartıp muayene etmişler. Bit, pire var mı yok mu diye incelemişler. Bizim Türk ailesi bu sınavdan başarıyla geçince köpeğin onlarda kalmasına karar vermişler.
İşte size Avrupa!.. Hayvanına bile böylesine sahip çıkan millet, arasına aldığı zaman siyasi ve ekonomik kararlarına önemli ölçüde etki edecek olan Türkiye"yi tepeden tırnağa sorgulamakta haksız mı?
Merak ediyorum, zina ve azınlıklar konusundaki hassasiyetini "TCK"yı Meclis"ten geçirmezseniz tarih alamazsınız" diye sıkıştıran AB acaba bizlere köpek edinme standardını unuttu mu? Biz de o kadar başı boş köpek var ki, yarın sınırların kalktığı bir zamanda AB için bir tehlike olabilir. Kimbilir belki de 17 Aralık"ta Türk heyetine bu dayatma yapılır.
Neden olmasın?
İlhan Nezor
<a href="redirect.jsp?url=http://www.vakit.com.tr/detail.aspx?id=3494" target="_blank">http://www.vakit.com.tr/detail.aspx?id=3494</a>