"kimileri yolda kalir birileri yol alir"
Bazen 1997 yılını arıyorum. Türkiye"deki her şeyi, her şeyi delicesine özlediğim ve büyük bir coşkuyla ülkeme döndüğüm yılı. Kalkan gibi bir göğüsle of nasıl da hazırdım her yeni güne.
Bir şeyler mutlaka güzel olacaktı.
Önünde sonunda olacaktı...
Oldu da...
Her gece saat tam 21.30"da tencere kapaklarıyla camlara çıkıp aydınlık için ışıkları açıp kapatırken de inançlıydım.
1997 yılında ülkem için umut doluydum. Almanya"da gördüklerim, yaşadıklarım daha da çok sevmeme sebep olmuştu ülkemi.
Bulabildiğim tek Türkçe gazete Hürriyet"ti ve her kelimesini ama her kelimesini sonuna kadar okur, ezberlerdim o gazetenin. "Güzin Abla" köşesinde ne hikayeler çıkardı arkadaş sohbetlerinde anlatmak için...
Müthiş bir hasretle özlüyordum kalabalık otobüsleri, sulandırılmış salçayla yapılan sosisli sandviçleri, bakkal ekmeğini, İstanbul Boğazı"nı, Türkçe sözlü şarkıları, kendi dilimde tartışmayı...
Dönmeliydim.
Halikarnas Balıkçısı, Firuzan, Nazım Hikmet ve Tezer Özlü hasretimin en büyük arkadaşları oldu. Yer altı trenlerinden her inişimde, hızla geçip giden trenin rüzgarıyla kalbimin ateşi harlanıyordu.
Bir vapur geçiyordu boğaza doğru
Nazım usulcacık okşuyordu vapuru
Yanıyordu elleri, yanıyordu elleri...
Döndüm...
Yanan ellerime serin sular, ilaçlar buradaydı çünkü...
Yaşadığım günden daha iyisi olmalıydı ve o gün memleketimde doğmalıydı.
***
Şimdiyse, yaşadıklarımı asla anlatamam 1997"deki hevesli geçmişime.
2005 yılının ilk günü gazeteler diyor ki:
"Türk Lirası"ndan altı sıfır gitti."
"Semra Hanım televizyon programı yapacak."
"Mardin Kızıltepe"de öldürülen 12 yaşındaki Uğur ve babasının ardından hazırlanan iddianame akılları karıştırdı."
"Türkiye"nin baş imamı Semra Hanım."
Oya Başar, Semra Hanım taklidinde "Bütün Türkiye AB"ye girebilir. Ben de girmem oğlum Ata"yı da sokmam" dedi.
"Semra Hanım"ları kullanma kılavuzu."
"Sinem"den sonra Semra Hanım da kapak kızı oldu."
"Yılbaşı gecesinin yıldızı Semra Hanımdı."
***
Bütün dünyada televizyonlar kahramanlar yaratır ama...
Takip edebildiğim kadar netlikle söyleyebilirim ki, ana haber bültenleri, gazeteler, internet siteleri dahil bu kadar ucuz kahramanlara muhtaç bir medya yoktur.
Hint Okyanusu"ndaki depremden sonra Türk habercileri neden felaket yerine gitmedi dediler...
Semra Hanım gibi kolay bir işin ekmeğini paylaşanlar orada ne yapsın ki?
Doğru...
"Kimileri yolda kalır, birileri yol alır."
Semra Hanım yol aldı ve biz hepimiz yolda kaldık...
Iclal Aydın 02-01-2005
|