Faiz sisteminin dışında kalamazsınız
So wollen wir mal sehen was unserer Lieber Herr Süleyman Ates dazu aktuelle sagt.... cükü insan zaman zaman kendini gelistirerek yanlislardan döner....
Diger yanlislarindan dönen Hocalarda, Yasar Nuri Öztürk ve Salih Akdemirdir.......
Degerli insan ancak hatalarini kabul edendir.....
Süleyman Ates
Faiz sisteminin dışında kalamazsınız (11/10/2004)
Soru: 28.8.2004 tarihinde "Asıl yasak Faiz hangisi?" başlıklı bir yazı yazmıştınız. Yazınızda, İslam"ın yasakladığı Faizi, yoksuldan alınan para olarak tanımlıyorsunuz. Bankalara yatırılan paraya tahakkuk edecek Faizi de "bankanın işlettiği paradan elde edilen gelir" olarak. Bu kendi kanaatiniz. Başka İslam alimleri de farklı düşünceler ileriye sürüyor. Vatandaşlar bu farklı düşüncelerin arasında bocalıyor. İslam alimleri toplu bir açıklama yapmalı. Faiz konusunda din bilginlerinin mütalaalarına göre hareket eden vatandaşlar günaha girerse, görüş açıklayan din adamlan da en az vatandaş kadar günaha girmiş sayılmazlar mı?
Mustafa BAŞOĞLU
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası
Genel Başkanı
Cevap: Hangi devlet bu Faiz sisteminin dışında kalıyor? Sultan Abdülhamit bile Osmanlı Bankası"na yatırdığı paranın Faizini almıştı. Faizsiz işlediği sanılan fınans kuruluşlan da bir yerde Faizle yüz yüzedir. Verdikleri kâr paylan gerçekte kâr payı mı, yoksa bir çeşit Faiz mi? Tartışılır. Milyonlarca insan bu sistemin içinde yaşıyor. Memurlar maaşlarını nasıl alıyor? Emekli sandığı emeklilere ödediği maaşlan nereden temin ediyor? Sistem hep Faizle çalışmıyor mu?
İslâm âlimleri toplansın da oybirliğiyle açıklama yaparak bizi rahata kavuştursun diyorsunuz. Güzel ama İslâm alimleri dediğiniz kişiler, hangi noktada oybirliği sağladılar ki bu noktada sağlasınlar? Osmanlı devletinde şeyhülislamlığın verdiği fetva ile bankalar açılmıştır. Şeriatla yönetilen Arabistan"da da bankalar vardır.
Ribanın (reel Faizin) alışveriş gibi olmadığını, bereketi gidereceğini belirten Kur"ân (Bakara: 92/276), biraz sonra ribanın yasaklanmasındaki hikmeti, âyetin satır aralığında anlatmaktadır: "Eğer borçlu, darlık içinde ise bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek lâzımdır. Eğer bilirseniz (eli darda olan borçluya verdiğiniz borcu) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır." (Bakara: 280)
Demek ki riba, yoksulun ezilmemesi için yasaklanmış. Çünkü eli darda olana ödüncün sadakaya çevrilmesi öğütlenmektedir. Şimdi borç şayet yüzde yüzleri aşan oranlara varırsa bu, yoksulları sarsar. Onun için Bakara Suresi"nden sonra inmiş olan Al-i İmran Suresi"nde kat kat riba (reel Faiz, bileşik reel Faiz) yasaklanmaktadır (Âl-i İmran: 94/130).
Bir ihtiyacını gidermek için ödünç alan yoksuldan paranın değerinden fazlasını almak; işte Kur"ân"ın yasakladığı budur. Vatandaş zorunlu olarak parasını bankada saklar. Yastığın altında saklasa para erir. Hele emeklilerimiz aldıkları ikramiyelerini ne yapacaklar? Bunlar bankaya yatırdıklan paranın bir miktar getirişini almazlarsa yoksula değil, zengine yardım etmiş olurlar.
Link dazu... damit amn nicht schon wieder sagst ich würde ohne Quellen reden
<a href="redirect.jsp?url=http://www.gazetevatan.com/cat/haber_detay.asp?Newsid=37847&Categoryid=4&wid=31&a ranan=Faiz&aranan=Süleyman" target="_blank">http://www.gazetevatan.com/cat/haber_detay.asp?Newsid=37847&Categoryid=4&wid=31&a ranan=Faiz&aranan=Süleyman</a>
|