"Allah evreni kendisi için yaratmıştır"
Bundan uzun zaman önce Üstadlarimizdan Süleyman Ates, "Allah evreni kendisi için yaratmıştır" yazisini istek üzere yeniden yayinlamistir.... hatta Forumda bende aynisini anlatmistim..........
Din hakkinda ancak bilir kisiler konusabilir.... bir insaninda bilir kisi diye gecmesi icin, onun kariyeri ve toplumda kabul görmesi sarttir..... o yüzden ben cogunluk olarak Süleyman Ates Hocanin aciklamalarini misal olarak veririm.... digerleri ayni seyi söyleseler bile sizler tarafindan fazla kabul görmüyor.......
Kara Hocalar bizlere Kainatin HZ. Muhammed icin yaratmistir derler..... bu hatada Süleyman Celbinin Mevlidinde gecer.... yani Hocalar bunu Süleyman Celebinin Mevlidinde gectigi icin din sayarlar....
Oysa Yüce Allah Zümer Suresi 44 Ayetinde acikca sefaatin tümünün Allaha ait oldugunu aciklamistir.....
Selamlar
Enis
----------- Alinti -------------
Sayın Süleyman Ateş, daha önce Vatan Gazetesi"nde yayınlanan "Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım" sözleri ile ilgili açıklamanızı bir türlü bulamıyorum. Tekrar okumak istiyorum. Saygılarımla. Yusuf K. Kışlalı
Bu açıklamayı istek üzerine bir daha yayınlıyorum:
"Allah, kâinatı hiç kimse için değil, kendisi için yaratmıştır. Allah, varlığı zorunlu ve kendi kendine vardır. Evren de başka bir varlıktan değil, kendi düşüncelerinden var olmuştur. Bizler ayrı ayrı varlıklar olarak var değildik, ama Allah"ın bilgisinde vardık. Allah bizim varlığımız sonradan öğrenmiş değildir. Çünkü O"nun bilgisine yeni bilgiler eklenmez. O"nun bilgisi ne artar, ne eksilir, ezelde olduğu gibi hep aynıdır. Eflatun, evren varlıklarının, yaratıkların, bilgi yani ide halinde Allah"ın bilgisi durumuna ideler Alemi demiştir. İslâm Tasavvufunda ise bilgi durumundaki varlıklara a"yân-i sabite denir.
İşte Allah, bilgisindeki bu varlıkları görünür âlemde bilgisine göre biçimlere koymuştur. Bunu niçin yapmıştır? Kendi sıfatlarını etkinleştirmek için. Zira Muhyiddin ibn Arabi"nin dediği gibi rızk verilenler olmadıkça rızk vericiliğin, bilinen olmadıktan sonra bilenin, yaşayanlar olmadıktan sonra yaşatıcılığın anlamı kalmaz. Allah yaşatandır, öldürendir, yeniden yaratandır, rızk verendir, bilendir, hükümdardır, hükmünü yürütendir, hasılı sayısız sıfatların sahibidir. Bu sıfatların etkinleşmesi için yaratıkların var olması gerekir. Işığı olmayan güneş düşünülemeyeceği gibi, yaratığı olmayan yaratıcı da düşünülemez. İşte Allah, kendi sıfatlarının etkinliği için evreni yaratmıştır. Bir âyette "Ben insanlan ve cinleri bana tapmaları için yarattım" buyurulmaktadır. İbn Abbas bu âyetteki tapma fiilini bilme şeklinde açıklamıştır. Çünkü tapma, bilmenin en ileri boyutunu işaretler. Allah, bilinmesi, kendisine tapılması için evreni yaratmıştır.
O halde evrenin yaratılış sebebi herhangi bir varlık değil, bizzat Allah"ın kendisidir. Hocaların, "Allah âlemi, Hz. Muhammed"in yüzü suyu hürmetine yarattığı şeklindeki" ifadeleri, uydurma bir hadise dayanır. Güya Allah, Hz. Muhammed"e hitaben: "Levlâke lemâ halak-tu"l-eflâk: Sen olmasaydın, bu felekleri (yani evreni) yaratmazdım" demiştir. Kudsi Hadis şeklinde aktarılan bu rivayet, hadis bilginlerinin ittifakıyla uydurmadır. Bu inançlar, aşın peygamber sevgisinin bir tezahürüdür. Hıristiyanlar İsa"yı evrenin yaratılış sebebi görürken Müslümanlar geri kalacak değil ya, onlar da Hz. Muhammed"i evrenin yaratılış gayesi görmüşlerdir. Bunlar Peygamberleri putlaştırmaktır. Hz. Muhammed"in getirdiği tevhid inancına da aykırıdır. Bütün yaratıklar, bütün insanlar Allah"ın yaratığı ve kuludur. Allah, evreni, herhangi bir kimse için değil, kendisi için yaratmıştır."
Eski Diyanet İşleri Başkanı
Prof. Dr. Süleyman Ateş
Fax: 0212 356 26 81
E-Mail: suleymanates@gazetevatan.com
----------- Alinti Ende --------
Link:
<a href="redirect.jsp?url=http://www.gazetevatan.com/cat/sates.asp?Newsid=37584&Categoryid=29&wid=31&aid=0" target="_blank">http://www.gazetevatan.com/cat/sates.asp?Newsid=37584&Categoryid=29&wid=31&aid=0</a>
|