cok dogru !
ben 98 de Ankarada kalmisdim.6 ay ! Bu 6 ay icerisinde ne kadar argo konusdugumu ögrendim.... ben güzel konusmaya ugrasirken etraf bön bön yüzüme bakiyordu gülümseyip geciyordu. ben iyi niyetimden ve bilgisizligimden anlamiyordum, meger hos görün, kiz almanyali, baska türlü bilmiyor gülümsemesiydi...
ama yargilamak kolay... bunun perde arkasida var :
1) aile :
kendi ailem düzgün türkce bilmiyorsa ben nasil ögrenigim? belli bir yasa kadar temel egitimi aileden alirim
2) cevre:
özellikle genclerde ve ergenlik caginda hemen hemen her kültürde oldugu gibi, genclerin kendilerine ve guruplarina has bir dil üretiyorlar. Almamanyadaki gecnler ama daha zor sartlardalar, cünkü ne türkce dersi görüyorlar nede türkce egitimi.
3) Destek yok
Belli bir yasa kadar dil egitimi maddi ve manevi desdeklenmesi gerek bence.
Okuma sevgisini bir cocaga Allah vermiyor, etrafindan görüp özenir. Bizim kültürümüz okuma kültürü degil malesef, aslinda öyle olamli, eger Kuran"in anlamini türkceye cevirsek bunun neden öyle oldugunu anlariz.
Belli bir yasdan sonra insan akli basinda okumasini türkcesini herseyini gelisdirir. sanirim cogumuz bunu yapiyor.
Ama her iki devletten dil egitimini gelistirme yada sürdürme gibi destek amaclari yok malesef.
4) Dil politikasi
ne Almanyada nede Türkiyede bir Dil egitim Kurumu var.
Goethe Institut (ALmanan Kültür Merkezi) ve Türk Dil Kurumunu öne almayin, cünkü:
GI artik destek almaiyor devletten, kitaplar ise eskimis hala Steffi Graf bir numara olmamis ve Berlin duvara hala mevcut
TDK gelince 82 kadar güzel ve düzenli yürüyen bir kurumdu, sonra malesef özellestirildi ve parasi olan basa gecti, egitimi olan degil. Bunun sonucuda abuk sapuk bir türkce ortaya cikmasi...yani su an kimse dilimize sahip cikmiyor.
Bu konuda fransizlar cok öncüler !
|