Alimin dindeki yeri
Kur"anı Kerimden meal okuyarak dinini öğrenmeye kalkanlar, tıp kitabı okuyarak ameliyata girenlere,veya hukuk kitabı okuyarak adliyeye gidip savcı ve hakimliğe soyunanlara benziyor. Zamanımızda alimin kıymetini tam kavrayamadığımız için çala kalem yazılıp çiziliyor. Alimin dindeki yerini bilmeyenler "Elimizde Kur"an var iken âlime ne lüzum var" diyorlar. Halbuki bu mantığı dünya işlerinde yürütmüyorlar. Başı ağrıyan notere gitmiyor, doktora yani ehline gidiyor.
KOLAYCA ANLAŞILSAYDI
Kur?an-ı kerimi herkes kolayca anlasa idi, Peygambere ihtiyaç kalmazdı. Hadis-i şerifler, Kur?an-ı kerimin açıklaması mahiyetindedir. Hakiki âlimler de, hadis-i şerifleri açıklamışlardır. Arapça bilen herkese alim denmez. Gerçek ilim adamı, Kur?anı, hadisi şerifleri açıklayan yetkili, yüksek insandır. Sünneti, bid?ati bilir. Hakkı batıldan ayırır. Selef-i salihin itikadındadır. Yani Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadındadır.
İBNİ TEYMİYYENİN DE İLMİ ÇOKTU
Çok ilmi olduğu halde, hakkı batıldan ayıramayan, hakiki âlim değildir. Yetmiş iki sapık fırkanın önderleri de derin âlim idi, hakkı bâtıldan ayıramadıkları, Ehl-i sünnetten ayrıldıkları için sapıklığa düşmüşlerdir. Mesela Vasıl bin Ata, Hasan Basri hazretlerinin talebesi iken, hocasına itiraz edip, Ehl-i sünnetten ayrılarak Mutezile fırkasını kurdu. İbni Teymiye?nin de ilmi çok idi. Selef-i salihinin yani Ehl-i sünnet âlimlerinin sözbirliğinden ayrıldı. Necdi fırkasının kurulmasına sebep oldu. Bugünkü mezhepsizlerin de önderi durumundadır.
Alimlerin kıymetini ve onlara uymamızı emreden de şu ayetlerdir:
"Bilmiyorsanız âlimlere sorun!" [Nahl 43]
"Bu misalleri ancak âlim olanlar anlar." [Ankebut 43]
"Bunun hükmünü Peygambere ve ülül-emre [âlimlere] sorsalardı, öğrenirlerdi." [Nisa 83]
[Âyet-i kerimede geçen ülül-emrin âlim demek olduğu tefsirlerde yazılıdır. Peygamber efendimiz de (Ülül-emr, fıkıh âlimleridir) buyurdu. (Darimi)]
"Allah?tan en çok korkan ancak âlimlerdir." [Fatır 28]
[Allah?tan korkmak büyük mertebedir. Peygamber efendimiz (Allah?tan en çok ben korkarım) buyurdu. (Buhari)]
"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" [Zümer 9]
Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
"Âlimin âlim olmayana üstünlüğü, peygamberin ümmetine üstünlüğü gibidir." [Hatib]
"Âlimin abide üstünlüğü, dolunayın, yıldızlara olan parlaklığı gibidir." [Ebu Nuaym]
"Âlim, abidden (çok ibadet edenden) yetmiş derece üstündür. Bid?at ortaya çıkınca âlim, halkı ikaz eder. Abid bid?atten habersiz, ibadetle meşgul olur. Bu bakımdan da âlim, abidden kıymetlidir." [Deylemi]
"Âlimlerin mürekkebi, şehidlerin kanı ile tartılır, âlimlerin mürekkebi, ağır gelir." [İ.Neccar]
BU KONUDA GENİŞ YAZILAR MEVCUT.. Şimdilik bu kadar
Kolaygelsin
|