Einzelnen Beitrag anzeigen
  #604  
Alt 16.12.2003, 13:32
Benutzerbild von eysevgili
eysevgili eysevgili ist offline
Neuer Benutzer
 
Registriert seit: 06.05.2008
Beiträge: 0
Standard Hatti ülkesinin bin tanrisi

Hatti Ülkesinin Bin Tanrisi

Hititler pek çok dini birbirleriyle kaynastirarak inanç dünyasini bir çesit federatif anlayisla bütülüge ulastirmisti. Hitit tabletlerinde sik sik "Hatti ülkesinin bin tanrisindan" sözedilir. Metinlerdeki uzun tanri listeleri göz önüne alindiginda bu ifadenin pek abartili olmadigi söylenebilir. Hitit egemenligindeki her beylikte tanrilarin degisik tanimlamalari ve çesitlemeleri bulunuyordu. Hatti, Luvi, Pala, Hurri ve Mezopotamya?nin tanrilari baska baska adlar tasimalarina karsin, birbirlerine kosut tiplerden olusuyorlardi. Nitekim, Hitit metinlerinde "bütün gök tanrilari", "bütün istarlar" gibi ifadeler yer almaktadir. Yine Hitit metinlerinden, Hititlerin yerel tanrilara saygi duyduklarini ve bu hosgörüyü krallik çikarlari dogrultusunda gelistirmis olduklarini ögreniyoruz. iii. Hattusili (1275 ? 1250) döneminde Hitit dininde Hurri etkisi iyice artti. iii. Hattusili?nin oglu iV. Tuthaliya döneminde kurulmus olan Yazilikaya Açikhava Tapinagindaki Tanrilar tümüyle Hurri adlari tasimaktadirlar.

Firtina Tanrisi. Bazalt tasindan kabartma. (M.Ö. 14. - 13. yy.)

Hititlerde bas tanri Firtina (Gök) Tanrisi idi. Firtina Tanrisi, bas tanriça ile birlikte federal Hitit Devletinin en önemli birlestirici gücünü olusturuyordu. Ona hem yerli Hatti ve Hurri halklari, hem de Anadolu"ya göçen Hint- Avrupali Hititler tapiyorlardi. Hitit metinlerindeki "siu" sözcügü Yunancadaki "zeus" ve Latincedeki "deus"un karsiligidir. Ancak siu belirli bir tanrinin adi olmayip, Latincedeki gibi yalnizca tanri anlaminda kullaniliyordu. Firtina Tanrisina Hattiler "Taru", Hurriler "Tesup" diyordu. Hitit hiyerogliflerindeki isaretler ise Prof. Dr. Sedat Alp"e göre "Tarhu", "Tarhuna" ya da "Tarhunt" diye okunuyordu.

Firtina Tanrisi metinlerdeki tasvirlerde ve sanat eserlerinde daglar üzerinde durmaktadir. Hititler daglari kutsal sayiyorlar ve onlara tapiyorlardi. Hatti kökenli Tuthaliya, Arnuvanda ve Ammuna kutsal daglarin adlariydi ve krallara ad olmuslardi. Firtina Tanrisinin en önemli simgesi ise bogadir. Boga, Orta Tunç Çagi"nda Anadolu"da gök tanrisinin kendisiydi. Hatti dini ise, Eski Tunç çaginin zoomorph denilen hayvan biçimli tanri inanisi yerine, insan kilikli inanca sahipti. Hititler Hattilerin etkisiyle anthropomorph, insan kilikli tanri inancina geçtiklerinde, hangi tanriyi kastettiklerini anlatmak için her insan kilikli tanriyi, onun hayvan biçimli karsiligiyla tasvir ediyorlardi. Anadoluda Hititlere ait bogayla Firtina Tanrisini iliskilendiren çesitli tasvirlere raslanmistir.

Geyik üzerinde duran tanri. (M.Ö. 14. - 13. yy.)

Disi tanriya tapma gelenegi Anadolu?da Yeni Tas Çagi boyunca egemendi. Hatta o dönemde kadin tanri bas tanriydi. Hattilerin "Vurusemu", Hurrilerin "Hepat", Hititlerin "Arinna?nin günes tanriçasi", Geç Hititlerin "Kupaba" ve Yunanlarin "Kybele" olarak adlandirdiklari tanriçalar ayni gelenegin ürünleridir. Arinna"nin günes tanriçasi ile Firtina Tanrisi birbirlerinin esi idiler ve tüm tasvirlerde koca sagda, karisi solda yeralmaktadir. Bir metinden ögrendigimize göre Hititlerde de, modern protokolde oldugu gibi, sag yön daha önemli idi. Zaten bu gelenek Roma"ya da Anadolu"dan gelmistir [E. Akurgal].

***************
William Golding; Tercüme: Mina Urgan
Adam Yayınları;
Türkçe (Orijinal Dili İngilizce) 225 s. 13.5 x 19.5 cm. İstanbul, Kasım 1996 ISBN: 9754180539, İlk Baskı: 1979, Adam Yayınları"nda 1. Baskı: Ekim 1983, 10. Baskı
ISBN No: 975-418-053-9

"Sineklerin Tanrısı", günümüzde bir atom savası sırasında, ıssız bir adaya düsen bir avuç okul çocugunun, geldikleri dünyanın bütün uygar törelerinden uzaklasarak, insan yaradılısının temelindeki korkunç bir gerçegi ortaya koymalarını dile getirir. Konusu, R. M. Ballantyne"ın Mercan Adası gibi essiz bir mercan adasının cenneti andıran ortamında baslayan bu roman, çagdas toplumlardaki çöküntünün, insan yaradılısındaki köklerini gözönüne sermek amacıyla Mercan Adası"ndaki duygusal iyimserlikten apayrı bir yönde gelisir. Uygar insanın yüreginde gizlenen karanlıgı deserken "Sineklerin Tanrısı"; daha çok Conrad"ın kısa romanı "Karanlıgın Yüregi"ni andırır. Golding"in romanındaki çocuklar da baslangıçta tıpkı Kurtz gibi, uygar toplumun baskılarından uzak bir örnek düzen kurmak isterlerken, gitgide hayvanlasır, korkunç bir kisilige bürünürler. Bu yönüyle Sineklerin Tanrısı"nın Mercan Adası ile öbür ıssız ada serüvenlerinden ayrıldıgı en önemli nokta, ıssız ada yasamının çetin güçlüklerini ya da mutlulugunu anlatmaktan daha çok, bir insanlık durumunu, kisiler arasındaki çatısma aracılıgıyla ortaya koymaya çalısmasıdır.
**********

Siz tanriyi hangi anlamda kullanirsaniz kullanin günümüz dünyasindan tanri = insanlarin uydurdugu seyler için kullaniliyor,burdaki çokbasit bir örnek size.
Sorulaniza cevap verme geregi duymuyorum çünkü siz bilerek ve isteyerek Allah"a -hasa- tanri dediginiz için sizinle yapabilecegim bir fikir alisverisi yok,öyleyse sizinle nicin vakit kaybedeyim ki.