![]() |
Zieht Euch mal die Diskussion
um Orhan Pamuk im Kommentarbereich des Artikels rein!
Die diskutierenden sollten hier weitermachen. |
ben okumadim...:o)
..hangi yazarin mis? Ve almanca Titeli rici edeyim lütfen ;-)
|
orhan yamuk ve ab,li amcalari
orasi turkiye evet sende bir turksun oylemii? o onun gercekleri(yada yalanlari) GERCEKLER ama hangi gercekler musluman anadolu halki yalanci ama ab ve orhann p. gibi taseronlari gercekciii hee uyutmayin bizi beylerr biz gerceklerimizi cok iyi biliyoruz ama sizin gibi ab borazanlari anlasin yada anlamasin onemli degil . orhan pamuk ve ab li abileriyle yaptiklari show gercekten buyxuleyiciydi niyetlerii zaten buydu kisaca provakasyon .. o yazar bozuntusuna artik hic bisey demek istemiyorum onun hakkinda yeteri kadar yazdim burda artik yazmaktan zevk almamaya basladim . söhret olsun oo gelecekte alacagi nobeli basina calsin o ab nin birgun en buyuk yazari olabiulir ama turkiyenin en kucuk yazari olarak kalacaktir
|
.....
also das Buch heißt: Mit geschlossenen Augen - von Melissa P. (ist ein Tagebuch)
|
Nichts für anständige Mädchen ;-)
Dieses Buch wird eine "anständige türkische Jungfrau" nur unnötig aufregen, zumal eine "anständige türkische Jungfrau" gar nicht verstehen kann wovon eine 16 jährige da eigentlich redet. Und sollte dann auch noch der zukünftige Ehe man dieser "anständigen türkischen Jungfrau" dieses Buch bei ihr finden, dann ist sie in seinen Augen schon keine Jungfrau mehr ... oder irgend einer der Nachbarn hört das diese "anständige türkische Jungfrau" dieses Buch gelesen hat ohhhhhh ... also immer schön daran denken wenn man noch Wert auf die "Moralvorstellungen" seiner Umwelt legt ... ich schreibe das nur, weil ich weiß, daß es Dir bei anderen Büchern so wichtig war was andere darüber denken, wenn Du ein bestimmtes Buch liest. Ich denke, es ist in Deinem Sinne, dann mußt Du Dir selber nicht die Mühe machen Dir Deine Meinung zu bilden.
|
Candlelight Döner
Super lustiges Buch über Deutsch-Türkisvhe Beziehungen mit allen möglichen Klischees vertreten aber sowas von amüsant beschrieben.... vom "typischen vater", der seine Töchter nur schützen möchte bis hin zur "typischen mutter", die irgentwie zwischen Vater und Töchter hin und her gerissen ist dann die eingedeutschten schwesternund natürlich die Kartoffel zum Freund.....echt empfehlenswert
|
hmm
..also ich kann mich überhaupt nicht daran erinnern,gesagt zu haben, dass ich bei der Wahl der Bücher, die ich lese,auf die Moralvorstellungen anderer achte... Sowas hat mich Anständigkeit nichts zu tun.Ich beziehe Anständigkeit nicht auf sexuelle Tätigkeit, die jmd ausübt, sondern mehr auf den Charakter eines Menschen. Irgendwelche Phantasien kann einer Jungfrau niemand abnehmen :-) Das sind auch nur Menschen.
|
?????
kan ich davon aus gehen, das du es gelesen hast??? Oder wie kannst du nur auf so eine Meinung kommen....wenn dies deine Meinung ist ohne zu lesen sondern nur von Erzählungen ausgehst, dann sage ich lieber nichts dazu...
ama biseyi yazmak isterim...bir insanin kisiligi, karekteri, ve cinsel hayati okudugu kitap tarafindan anlatabilinecegini hic sanmiyorum...Sen direk okurlari belli bir kisilige bürüdün... bence cok yanlis.Sen sadece kitap hakkinda yorum yap... Okurlar HAKKINDA deyil??? |
Aufwachen !!!
Wirklich traurig!!!
Verstehen junge Menschen nicht mehr die Ironie in einem Text zu deuten, Hintergründe zu erkennen? Sicherlich habe ich das Buch gelesen, wie könnte ich mir sonst ein Urteil erlauben. Ich persönlich rede immer nur über Dinge zu denen ich mir selber eine Meinung gebildet habe ... ganz im Gegensatz zu "der Einen oder Anderen" hier ... wie war das noch: Eigene Meinung zählt ... (wenn ich die Stellen, in denen die pure Ironie heraus spricht, rot anstreichen soll sagt mir bitte Bescheid ... Pisa-Studie lässt Grüßen) Und noch was ... das Buch hat mir gefallen, man hat als Erwachsener selten die Möglichkeit Einblicke in die Gedanken von Teenagern zu bekommen. |
!!!!
.. dass du hier so eine Anspielung auf einige Mitglieder gemacht hast, hab ich erst etwas später rausgelesen... :) nach dem ich schon geantwortet hatte war wohl zu schnell (:
verfolge die ganzen Foren nicht so intensiv...um einige Andeutungen auf bestimmte personen rauslesen zu können..;-) |
ORHAN PAMUK OLAYI okur gorusleri
okurlarının görüşleri
16 Aralık, 2005 15:06:00 (TSİ) Orhan Pamuk davasıyla ilgili görüşler Basri Alp Akıncı / İstanbul Orhan Pamuk bence talihsiz bir açıklama yapmıştır. Bütün önemli tarihçiler toplanıp bu konu hakkında Pamuk"la tartışmalılar. Bunun sonucunda düşünce özgürlüğünü ve Türkiye"deki demokrasiyi eleştirenler biraz olsun susarlar diye düşünüyorum. Bu açık oturum derhal acil olrak yapılmalı, hem Türk halkı hem de dünya bilimsel olarak aydınlatılmalı. Avrupalıların eline de koz vermemiş oluruz. (17 aralık 2005, 15.20) Kürşat Göksu / Mersin Türkiye Cumhuriyeti bağımsız, özgür bir ülkedir. Hiç kimse, kurum veya kuruluş devletime ülkeme ve onun yargısına müdahele edemez. Orhan Pamuk Avrupa"dan ödül alabilmek için ülkesini sattı. Bu adamı kimse savunamaz, savunan da zaten bizden değildir, misyonerdir. Sorarım eğer bu adam düsünce suçlusuysa Apo da düşünce suçlusu, aradaki fark ne? İkisi de bu ülkeye zarar veriyır. Birisi maddi olarak birisi manevi olarak. Atatürk"ün kurduğu bu güzel ülkeyı bu insanlar yıkmaya çalışıyor. Lütfen biraz daha temkinli olalım. Metin Biniş / İzmir Pamuk, müslüman mahallesinde salyangoz satacak da müslümanların buna tepkisi olmayacak. Olur şey değil. Ayrıca, İsviçre "soykırım yok" diyeni tutuklayacak da biz "var" diyeni yargılamayacağız. Olmaz öyle şey. Orhan Pamuk"u protesto ediyor ve bundan sonra onun hiçbir kitabını almayacağımı beyan ediyorum. Kerim Buğrahan / Konya Orhan Pamuk dua etsin laik Türkiyede yaşıyor. Padişahlık döneminde yaşasaydı onu asarlardı. Selda Kamışkıran / Ankara Orhan Pamuk"un ""1 milyon ermeni ve 30 bin Kürt"ü öldürdük"" açıklaması Türk milletini aşağılayıcı bir ifadedir. Türk Tarih Kurumundaki profesörlerden, laik Fransa"daki ünlü 19 tarihçi bilim adamından (Ermeni konusunda Türkiye"nin tezlerini haklı buldular) tarihi daha iyi mi biliyor? Adama bak kendini haklı çıkarmak için ""bunu söylemeye kimse cesaret edemedi bir ben cesaret ettim"" diyerek milletin ve bütün aydınların kendi gibi düşündüğünü ima etmeye çalışıyor, bu ne pişkinlik! Yargılanıp yargılanmaması konusundaki düşüncem, adamı yargılayıp cezaya çarptırmak vatan haini bu adamı fikrinden vazgeçirmeyeceği için hiç önemli değil (idam cezası olsa ve idama mahkum edilse o zaman yargılansın derim, temizlik olmuş olur). Cezasını biz Türkler onu unutarak vermeliyiz. Mustafa İslam / Ankara Yorumların geneli bu davanın haksız olduğu ve düşünce özgürlüğü yönünde. Peki sorarım düşünce özgürlüğü şimdi mi aklınıza geldi? Ya diğer düşüncelerini ifade edip hapisle mükafatlandırılanlar. O zaman aklınız neredeydi? Savunulmak için illa popüler mi olmak gerekiyor? Dinini ifade edip yargılananlar, madem düşünce özgürlüğünü savunuyorsunuz ki olması gereken de budur, o zaman ayrım yapmayın. Osman Ayyıldız / Denizli Orhan Pamuk ve benzerleri bu tür milliyetleri ve geçmişleri ile ilgili şüpheleri varsa veya milliyetlerinden utanıyorlarsa önce gereğini yapsınlar. Bu tür konuşmalarla sadece bizi dünya kamuoyunda küçük düşürmekten başka birşey yapmış sayılmazlar. Kendini aydın kabul eden bu tür insanların öncelikle tarihi çok iyi bilmelerini ve konuşurken belgelerle konuşmalarını tavsiye ederim. Eyüp Ergin / İstanbul Türklüğe her hakeret eden, bayrağa her hakeret eden bu ülkede ödüllendiriliyor. Bugün Orhan Pamuk"u savunanlar yarın umarım onun durumuna düşmezler. Bu ülkede yaşayan herkes bu ülkeye sahip çıkmalı, Pamuk ve diğerleri gibi satmamalı. Ertuğrul Ertan / Orhan Pamuk"un söylediklerinin düşünce özgürlüğü konusuna girdiğini dusunmuyorum. Yetkin olmadığı halde tarihi olaylarla ilgili sözler soylemis. Avrupalıların üçüncü dünya ülkelerinde, ülkelerinin aleyhinde demeç veren ya da sanat icra edenlere bu kadar yakın durmasını anlayamıyorum. Şu anda Türkiye"de rekorlar kıran "Şu Çılgın Türkler" adlı kitap yakın tarihimiz hakkında çok daha gerçekci bilgiler veriyor. Gerçekleri araştıran Avrupa"nın bu kitaba duyarsız kalmasını anlamak zor. Selçuk / Benim anladığım şey insanların özgürlükleri başkalarının özgürlüklerinin başladığı noktada bitmiyor muydu? İfade özgürlüğü denilen özgürlüğün böyle bir sınırı yok mu? Yani bu ve bunun gibi adamlar topluma çıkıp da sövseler ifade özgürlüklerini mi kullanıyor olacaklar? Avrupa"nın arkasında durduğu insanlara bir bakın, hepsinin ortak noktası bu ülkenin zararına işler yapmaları. Yazık çok yazık. Benim ülkemin insanlarından topladıkları paralarla kuvvetlenip bu raddeye geldikleri için de yazıklar olsun. Ali Senlikoğlu / Hollanda Ben Hollanda politikasını hergün takip eden biriyim. Hollanda"dan gelen parlementer Mr. Eurlings, burada her fırsatta Türkiye"yi yerden yere vuran bir kişi ve Türkiye"nin AB ülkesi olmasına en çok karşı çıkan biri. Böyle birinin ne denli sağlıklı tespit yapacağını siz düşünün. Adam tam bir Türk düşmanı. Siz de böylelerinin Türkiye"de itibar görmesini sağlıyorsunuz. Ali Uzun / Miami Cihan Kardeşler adlı okur "ABD kızılderileri katletti açıklamasını yapan bir yazara ABD"de nasıl bakılırsa burada da haklı olarak olarak Pamuk"a öyle bakılıyor" demiş. ABD de tam baskentin gobeğinde, beyazlarca yuzyıllarca katletilen Kızılderililer için bir müze açılmış ve bu katliamlar anılmaktadır. Kimse de ne Kızılderililerin ne de zencilerin katlini eleştiren ve hatırlatan kimseyi hapse atmaktadır. Kaldı ki öyle olsa bile, Türkiye"nin ne ABD ne de AB ile "sen yapmışsın da, etmişsin de" tipinden bir yarışa girmemesi gerekir. İfade özgürlüğünü bir kere bile tam olarak tadabilmemiş bir ulus olduğumuzdan, ne olduğunu bilemiyoruz. Tufan Huseyni/İstanbul Olayin dusunceleri ifade ozgurlugu ile alakali oldugunu dusunmuyorum. Orhan Pamuk dusuncelerini belirtmemistir. Neyin ne oldugunu anlamsizca iddia etmistir. İlyas Cebeci/İstanbul Esasen benim düşüncem kesinlikle öz güvenimizin olmadığı yönünde, yani şu Orhan Pamuk olayının gelişimine bakarsak, adam tarihçi olmadığı halde sadece birilerine hoş görünmek adına tarihçilerin bile üzerinde kati bilgi sahibi olmadıkları bir konuda ahkam kesiyor, basınımız yine bir yerlere yaranmak adına olayı körüklüyor, büyütüyor. Vatanseverliği kendi tekellerinde sanan insanlar mahkeme kapılarında olay çıkarıyor, yetkililer Ankara"dan yorum yapmaktan çekiniyor yani bu Orhan Pamuk belli ki kendine malzeme arıyor. Neden malzeme oluyoruz? O zatı beynimizin en ücra köşesine atalım, bırakalım orada kalsın. Biz bu vatanın insanları ona en büyük cezayı verelim unutarak..... Cihan Kardeşler/İstanbul Düşünce özgürlüğünden yanayım herkes gibi,ama neden bu çifte standart?ABD kızılderileri katletti açıklamasını yapan bir yazara ABD"de nasıl bakılırsa burada da haklı olarak olarak Pamuk"a öyle bakılıyor. ABD hükümeti kızılderileri katlettiği yönünde gerçekleri saptırmak için uydurma belgeler ortaya çıkarırken bu demokrasi aşığı Avrupalılar neden ses çıkaramıyorlar acaba? Ali Eran/İstanbul Bu ülke İnsanları 21.yy"da örn.17 yy"da yaşamış Voltaren kadar bile ifade özgürlüğüne sahip değilse yazıklar olsun bu halka ve yazıklar olsun onu yönetemeyenlere . Atatürk cumhuriyeti yaklaşık 18 yıl yönetti. Bizler ise 1938"den beri yıkmaya çalışıyoruz. Ve bugünümüze de şükür diyoruz. Bu ülkeyi ağzı ile sevenler yürekten sevenlere kıyasla daha cesur davranıyor ve onları sindiriyor. Bu ülkenin çok ciddi anlamda bie sol partiye ihtiyacı var. Murat Duman/İstanbul İsviçre"de, Fransa"da "Ermeni soykırımı yok" diyenler yargılanırken bu AB heyeti niye ifade özgürlüğü diye yaygara koparmıyordu acaba diye düşünüyor insan. Süleyman Kasım/İstanbul Türkiye"nin bu tarihi sorunu ile ilgili açıklama yapmak Sn.Orhan Pamuk"a mı kalmış. Avrupa Parlamentosu"ndan bir grup heyetin Türkiye"ye gelip mahkemeye katılması, bu konu ile alakalı tehditkar açıklamalar yapmaları bana Osmanlı Devleti"nin son dönemini anımsatıyor. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir ülke ise neden bu heyet bizim içişlerimize karışıyor. Kendini uygar sanan Avrupa ve Avrupa"ya başkentlik yapan Belçika önce Fehriye Erdal ve onun gibi teröristleri teslim etsin. Niçin bizi idare edenler bu tür olaylar karşısında çaresiz ve köşeye sıkışmış bir ruh haliyle davranıyorlar. Teşekkür ederim. Murat Şamasas/Çankırı Bence Orhan Pamuk"un söyledikleri kendisini bağlar. İnsanların neyi söyleyeceklerini belirleyemezsiniz. Ne dediği ise kendine güveni olan, böyle bir soykırım suçunu işlememiş olan bir halkı sarsmamalı. Bu bir travmaya dönüşmemeli. Büyütecek fazla birşey yok diye düşünüyorum. Biz de "Hayır, böyle birşey yapmadık, olaylar o günün şartlarında değerlendirilmesi gerekir." deriz. Yani Orhan Pamuk hiç bu konulara girmese daha iyiydi. Bunlar hassas konular. Siyasete girecekse bunun yeri farklı bir platformdur ama biz de galeyana gelmemeliyiz. Daha sakin, kendine güveni olan bir toplum olarak gereken cevabı muhataplarına vermeliyiz. Yavuz Keskin/Artvin AB"ye göre Türkiye alehtarı eylemler nedense düşünce özgürlüğü sıfatı içine giriyor.İçimizdeki bazıları da batılıyım, çağdaşım, ilericiyim gibi yakıştırmaları üstüne alarak birşeyler yapmaya çalışıyor kendi çapında. Ama ne yazık ki biz böylelerini yıllarca gerçekten modern sandık... Ama bu son olmayacak daha ne Orhan Pamuk tipli insanlar çıkar.Bu ülkeye nasıl zarar veririmin hesabını yapar. Ama şunu unutmayalım ki hep kendi çıkarlarına çalışmak, ülke çıkarlarından çalmaktır. Mehmet Adisen/Londra “Bu topraklarda bir milyon Ermeni, otuz bin Kürt öldürüldü ve bu konuda benden başka kimse konuşmaya cesaret edemiyor” Nerede? Bu topraklarda, Ne zaman? Geçmişte. Kimler öldürüldü? Ermeni ve Kürtler (O.P. öldürülen Türklerden bahsetmiyor) Kim öldürdü? – O.P. söylemiyor ama anlaşılan Türkler ( Bugün Yahudi soykırımını kim yaptı derseniz Avrupa’da alacağınız cevap “Naziler”dir Alman’lar değil), Nasıl öldürüldüler? O.P. söylemiyor, isteyen istediği yere çeker. (Bu sorunun cevabı suç olup olmadığını varsa ne olduğunu belirler) Ne için öldürüldüler? O.P. söylemiyor. Yine isteyen istediği yere çeker. (Bu soruda suçun belirlenmesinde önemli). Ne anladınız bu cümleden? Bir de utanmadan ekliyor “bu konuda benden başka kimse konuşmaya cesaret edemiyor”. Halil Berktay, Taner Akçam, Murat Belge ve arkadaşlarının yerinde olsam savcıyı beklemez O.P.’u ben mahkemeye verirdim! Mete Kahraman/Bursa Ülkesi aleyhine konuşan ve bunu AB"ye kritik geçiş döneminde yapan vatandaşın ülke, vatan sevgisi tartışılır. Bu düşünce tarzının vatandaşlarımıza ,ülkemize zarar verdiğini düşünmelidir düşünce insanı!!! Bekir Akıncı/Konya Yazar Orhan Pamuk davasını izlemek üzere Türkiye"ye Avrupa"dan heyet gelmesi ve bu heyetin davanın davalı Orhan Pamuk lehine sonuca bağlanması yönündeki söylemleri "yargıya müdahale" niteliğini taşımaktadır. TCK"nın 277. maddesine göre "yargı görevi yapanlara emir veren, baskı yapan, nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa olsun etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir" denmekte. Ceza kanunlarının mülkiliği ilkesine göre de fiilin kısmen ya da tamamen Türkiye"de işlenmiş olması veya neticenin Türkiye"de gerçekleşmiş olması durumunda faile Türk kanunları uygulanır. Bence Orhan Pamuk davası ile ilgili olarak da sözkonusu kişinin lehine veya aleyhine karar alınmasını sağlayacak şekilde beyanlarıyla baskı oluşturan kimselere de hiç çekinilmeden bu hükümler uygulanmalıdır. Altuğ Erturan/İstanbul Öncelikle AB"nin tutumunun şantajdan hiçbir farkı yoktur. "Bu davada Türkiye yargılanıyor ve Türkiye"nin AB"ye girişi bu dava sonunda belirleniyor" demek Türkiye"yi AB"nin istediği şekilde yönlendirmesi demektir. AB temel hak ve özgürlüklere bu kadar öndem veriyor ise Prof.Dr.Yücel Aşkın"ın davasında neden bulunmuyor? Orhan Pamuk"a da gelirsek öncelikle başarılı bir edebiyatçı olduğunu inkar etmemek lazım. Herkesin belirli konularda belirli görüşleri olabilir, fakat konusunu da ilgilendirmeyen ve açıklama yapmak için belgeler gerektiren bir konuda neden bir açıklama yapma gereği duydu? Orhan Pamuk tabii ki belirli kişiler tarafından desteklenen bir piyon. Belirli vaatlerle kandırıldığının da farkında. Benim en çok sinirlendiğm durum ise bu durumun dışa yanlış yansıması. Geçenlerde okuduğum bir habere göre Umberto Eco, Gabriel Garcia Marquez gibi önemli yazarların bu konuda Orahn Pamuk"a destek çıkmışlar. Bu durum da bize Orhan Pamuk olayının bir sürü insan tarafından dış çevrelere yanlış aktarıldığını göstermektedir. Sonuç olarak Orhan Pamuk"un sözlerinin kanıtsız ve gereksiz olduğunu düşünüyorum. Hamiyet Anılmış/İstanbul Orhan Pamuk"un söylediği sözler nedeniyle yargılanmaması gerektiğini düşünüyorum. Ancak Türkiye"deki yasalar çerçevesinde yargılanan biri ile ilgili olarak bu kadar dış müdahaleyi de kabul edemiyorum. Peki siz Avrupa ülkelerinde Ermeni soykırımı yoktur dediği için yargılananlara neden sahip çıkmıyorsunuz? Bunu söylemekte bir fikirdir. Onlar "yoktur" diyenleri nasıl yargılıyorsa vardır diyenleri de Türkiye yargılıyor. Bundan doğal ne olabilir? Bekleyip mahkemenin ne diyeceğini görmek gerekmez mi? Murat Duman/İstanbul Düşünce özgürlüğü deniyor. İyide Pamuk’un dedikleri niye düşünce oluyor.Adam resmen Türk miletini kanıtsız itham ediyor. Daha doğrusu suçluyor. Sonrada kelime oyunlarıyla kendini savunuyor. Nazan Yargıcı / İstanbul Düşünce serbestce ifade edilebilmeli. Ancak sayın Pamuk şu kadar Ermeni şu kadar Kurt katledildi diyor. Bu sayıları neye dayanarak soyluyor. Ve kimim hangi sorusuna karşılık veriyor. Durup duruken sırf ödül almak için mi konuşuyor. Bence yeterince alçaldı. Hakkında dava açarak gözlerde büyütmeyelim. Nevrez Kartal / İstanbul Bırakın istediğini söylesin ABD"de başkana terörist diyen adama bile dava açılmıyor bu tip kişilere yapılası gereken konuşmalarına mani olmak değil dayanaklarını irdelemektir demokratlığın gereği bu olsa gerek. Selnur Keleş / İstanbul Bugün Türkiye için Nobel ödülü bir şey ifade etmediği için O.Pamuk ve nice sanatçılar, düşüncelerini özgürce söyleyenler yargılanmaktadırlar. Pamuk"a bir cevap mutlaka verilecekse bunu tarihçiler vermelidir,yasalar değil. Orhan Pamuk davası bizim ayıbımızdır.Ayrıca Türkiye ile ilgili her meseleye duyarlı(!)AB,Yücel Aşkın davasında neredeydi diye düşünmeden edemiyor Hasan Menteş / Adana Ben her insanın hür iradesini kullanmasından yanayım.Dünyadaki tüm insanlar görüşlerini ve fikirlerini özgürce söyleyebilmeli.Ancak altını özellikle çiziyorum Tüm dünya insanı fikirlerini özgürce söylemeli ve tüm Dünya devletleri de bunu olgunlukla karşılamalı.Ancak görüyorum ki durum böyle değil. Örneğin Türkiyeden Tarih kurumu başkanı ve Sn.Doğu Perinçek,Türkiyede ermeni soykırımı olmamıştır bu bir yalandır dedi ve bu iki değerli insanımız avrupada saatlerce sorgulandı.Yani fikirlerini özgürce avrupada söyleyemediler.Gelelim Sn.Pamuka. Bu insanımız da dedi ki Türkiye Ermeni soykırımı yapmıştır.Türkiye ne yaptı avrupanın yaptığını yaptı.Sn.Pamuka gel bekelım sorgulayacağım dedi.İki tane fikir.Birine avrupa böyle bir şey söyleyemezsin bu fikir özgürlüğü değil diyor.Diğerine ise Türkiye böyle bir şey söyleyemezsin diyor.Kafam karmakarışık... Avrupa fikrini söyleyeni sorgulayınca kimsenin sesi çıkmıyor.Ama Türkiye fikrini söyleyeni sorgulayınca kıyamet kopuyor. Çözülmesi gereken zor bir problem |
ya pardon ama...
Orhan Pamuk´tan baska yazar kalmadimi türkiyede, ki sürekli bu adami gözümüze sokuyorsunuz?
|
:))))) o.T.
ohne Text
|
Böyle yazarlarin cani cehenneme!!!!!! o.
ohne Text
|
Bence onun yazar olarak görmek bile bir
ohne Text
|
o.T.
yani yazmak istedim onu yazar olarak görmek bile suc olmali!!!!
|
Applaus Applaus =) o.T.
ohne Text
|
Danke, danke... *sich verneig* :-) o.T.
ohne Text
|
Brauche hilfe bei einem geburtstagsgruss
hey ihr lieben!!!!
ich bräuchte eure hilfe... ich würde gerne der Mutter meiner türkischen Freundin eine Glückwunschkarte gestalten.. hätte allerdings gerne einen schönen geburtstagsgruss auf türkisch. meine freundin kann ich ja net fragen, soll eine überraschung werden... könntet ihr eine zusammenfassung auf deutsch nebendranschreiben? kann ja kein türkisch.. -.- LG Jessi |
Empfehlung: Su cilgin türkler o.T.
ohne Text
|
yep
kesinlikle katiliyorum
|
DUMUR DUMUR ; MEMLEKETTEN DUMURLAR
bilmem dumur yazilarini bilirmisiniz türkiyede ki genclerin yolda ,kirda , bayirda rastgeldikleri olaganüstü ,komik garip, durumlari anlatan bu tur yazilara dumur yazisi derler , olayi sahit olan da dumur oldum filan der.ya ni bir baska anlamiyla gordugum karsinda saskinlikla aptallastim gibi bisey okuyun begeneceksiniz........DUMUR DURUMLARI
-------------------------------------------------------------------------------- Akşam gezmesinden dönerken duyduğum tanıdık melodi duraksamama neden oldu. Çalan müzik meşhur lambada dansının müziğiydi. Kafamı çevirip baktım, düğün salonundan geldiğini anladım. Merakımı yenemeyip camdan içeri baktığımda dumur da bana bakıyordu. Bir sünnet düğünü, piyanist-şantör lambada çalıyor ve davetliler pistte halay çekiyor. İşte gerçek doğu-batı sentezi. Ceyhun Öğüt/Tekirdağ Haziran ayında otobüsle Van"dan Mersin"e gidiyordum. Yola çıkmıştık. 2 saat geçtikten sonra muavin mikrofonla otobüste bir anons yaptı: "Değerli yolcularımız arabada kaset yokmuş hepiniz sırayla şarkı söyliyeceksiniz" dedi ve bütün otobüs dumura uğramış bir şekilde kahkahayı bastı:)) Selim Önler Ben Bilkent Üniversitesi ne yeni başlamış bir gencim. Ortama yeni yeni adapte olmaya başlamışken işte bu dumur dalgasına kapıldım. Evim üniversiteye bir hayli uzak ve dolayısıyla ben de metroyu kullanıyorum. Bir gün saat gece 10 gibi metrodan inmiştim ve evime doğru ufak ufak seyirtiyordum. Okul kıyafetleri hala üstünde olan bir kız dikkatimi çekti ve cep telefonuyla konuşuyordu. Ama diyalog beni şok etti. "Kız selin, buradan şahane üniversiteli tipler geçiyor, kap gel eteğini aşağıda bekliyorum bak. Acele et kaçıracaksın". Hala bu dumur dalgasından kurtulamadım. Eren Kumbay /Ankara Bir gün arkadaşlarla sinemaya gitmiştik. Hangi filmi seçeceğimizi düşünüyorduk ve sonra "görevimiz tehlike" filmine girmeye karar verdik. Sırada beklerken birden dumura uğradık. En önde bilet alan kız aynen şöyle demişti: ""Mission in possible yani görevimiz tehlikeye iki bilet alabilir miyim?"" Serhat Emre AKHANLI / İstanbul 1998 Kıbrıs taki öğrencilik hayatımızda arkadaşlarla ucuz olduğu için sık sık gittiğimiz lokantada arkadaşın lahmacunundan (dünyanın en ağır hayvanı)sümüklü böcek çıkınca hepimiz dumurlar kulübüne üye olduk. Bu durum karşısında garsonun bize verdiği cevap ise, -İsterseniz değiştireyim- olunca okulu bırakmaya karar verdik. Gencay Demirayak-İstanbul Kırşehir"de okuyorum. O gün derbiyi seyretmek için arkadaşlarla birahaneye gittik. Devre oldu, reklamlar ve hani ineklerin futbol oynadığı bir reklam varya o başladı. Önümdeki dayıda pür dikkat bu inekli reklamı seyrediyordu. Reklam bitti ve önümdeki dayının tepkisi "Vay anasını yav ne güzel eğitmişler inekleri futbol bile oynuyorlar" Bu sözleri duyunca yaşadığım dumur bana epeyce yetecekti. Sadettin Ertan / KIRŞEHİR Bu dumur hayatımda özel bir yere sahip. Bir gün oda arkadaşım Fatih"le yurt parasını yatırmak için bankaya giriyoruz. Tam mesai bitecek biz yetişelim diye uğraşıyoruz. Fatih kapıdaki güvenlik görevlisine saat kaç diye sordu. Adamın cevabı "şimdi mi?" Adam rölativiteyle falan uğraşıyordu galiba. :) Caner Sandık / Denizli Merhaba ben İstanbul doğumluyum ve İstanbul"da yaşıyordum. 8 ay önce Aksaray"a geldim ve İstanbul hayatında alıştığım şeyleri tabi ki yapmak istiyordum ama burada onları yapmak neredeyse imkansız yani. Neyse dumur olayına geçeyim Aksaray"a ilk geldiğimden beri nargile içmek istemiştim. Burada bir, iki cafe varmış bende yeni öğrendim. Geçenlerde nargile içmek için cafeye gittim tabiki. Neyse cafeyi buldum ve içeri girdim. Selamünaleyküm filan diye muhabbete girdim elemanla nargile varmı diye sordum var dedi bende alabilir miyim ? bir tane diye sipariş verdim eleman bana ne cevap verdi dersiniz. Damsız almıyoruz birader dedi. Murat Talaşlı Ders çalışırken, klasik müzik dinlemenin insanı rahatlattığını duymuştum. Bende bunu denemeye karar verdim. Aslında hiç de fena değildi, hatta o kadar rahatlamışım ki kendimden bile geçmişim. Sonra babaennemin sesiyle irkildim. Herhalde müzikten sıkılmış olacak ki, yarı kızgın yarı sıkılmış bir şekilde oğlum şu müziği kapat be! Zaten adamın ne dediği de anlaşılmıyor!!!. Bu seferde müzikten değil, gülmekten kendimden geçtim. Mehmet Soner Lenger Bir gün diş çekimi yapıyordum. Dişi uyuşturmadan önce herkese sorduğum gibi koltukta oturan adamcağıza da sordum: -Herhangi bir hastalığınız var mı ? Sanki adamdan sigara, çakmak vb. bir şey istemişim gibi bir cevap geldi: -Malesef yok. Özden Demirel/Ankara Bir arkadaşım anlattı. Arkadaşım yanında bir arkadaşıyla beraber bir işyerine giderler. 4. kata çıkmaları gerekiyormuş. Asansörü çağırmışlar. Asansör geldiğinde Yanlarında ilginç tipli üç kişi belirmiş. Diğer üç kişinin de işi 4. kattaymış.4. kat düğmesine basmışlar. Adamlardan biri "bu niye yavaş gidiyo" demiş. Diğeri de "e tabi sen 4 kişilik arabaya beş kişi bin , bi de sür rampaya daha nolcekti" demiş. Ersin Atay/Antalya Biz okulla topkapı sarayına geziye gitmiştik. Topkapı sarayıda Ayasofyanın yanında bildiğiniz gibi. Yalnız topkapıya girerken ayasofyanın arka kapsındaki yazı dikkatimi çekti. Sıkı durun dumur geliyor. Kapıda yazı aynen şöyleydi."kusura bakmayın açığız"!!! Gökhan Ünal İçel"in bir ilçesi, bir minibüse biniyoruz. Muavin gelince parayı uzatıp "iki kişi" diyoruz. normal hesaabı, Muavin "öğrenci mi tam mı?" diyor yine normal hesabı, Biz de "öğrenci" diyoruz daha da normal hesabı, Muavin "abi öğrenci alamıyoruz" diyor bilmiyorum artık ne hesaabıysa.. Rumuz: yildizione Abim ben ve abimin eşi Özgül Antalya"ya bir iki günlüğüne gitmiştik. Gece dışarıya çıktık. Özgül ve ben lunaparka gittik expolera binmek için,hani şu insanı tepetaklak yapan hadise, bi çok kişi çekiç tabir eder. Abim korktu, dravdan işim var diyip gitti. Biz bindik dönüyoruz filan birden önümüzdeki koruma demiri çıktı. Korkudan ölmek üzereyken o an hayatımın dumuruyla karşılaştım. Özgül, rimelim akıyooo dedi. Kendisiyle hala görüşmem. Volky/KONYA Bu dumur hadiseleri Leman Dergisi"nden alınmıştır. |
DUMUR DETAYLARININ DEVAMI
orta okulda (bkz: bornova anadolu lisesi)nin dandik almanca hocalarında binnaz filiz ders işliyo.biz de arkada pişti oynuyoz.
ben pişti yapınca biraz sesli bi şekilde "koydum çocuuuuu" diyorum ve binnaz bizi farkediyo...tabi bu saate almanca kalmayınca(o zaman da yoktu zaten) ben de size devamını yarı almanca yarı okunuşlarıyla yazıcam. binnaz: was mahst du_? bay9:....._?!_?! piç arkadaş:"ich fike dayne mutter!" diiicen. bay9: ich fike dayne mutter!!! bütün sınıf: puhahahahahahahaahhahahaah ( bi ben mi bilmiomuşum mına koyiiiim) binnaz: !!!dumur!!! (neden bilmem ama bişey demeden devam etti derse) Sene 1994, Giresun"da Rus Pazarı"nda dolanıyorum. Tezgahın önünde bir Rus vatandaşı getirdiği T-Shirt"ler satıyor. Türkçe bilmediği için de T-Shirt"lerin fiyatını bir kağıda hemşerilerimden birine yazdırmış muhakkak. Kağıtta aynen şöyle yazıyordu. " 80 Bin, En son 70 Bin" Nasıl yani? Diye kendi kendime sorup uzun süre gülmüştüm. Özgür Öztürk Sıcak, nemli bir yaz akşamı... Taksim civarında yolda dalgın dalgın yürürken kolumu midye kesti... Nasıl mı?.. İnanılmaz ama aynen şöyle oldu; Zabıtalardan hızla kaçan bir midye dolmacının tezgahındaki midyeler koluma sürtündü ve çizdi... Kaçan ve ortadan kaybolan midye dolmacıların ardından kolumdaki kesiğe şaşkın şaşkın baktım. Bazen neler yaşadığımı ben bile algılayamıyorum. İster inanınız, ister inanmayınız!... Geçenlerde yine kafam çok bozuktu... Eski bir arkadaşımı aradım. Bu arkadaşım evleneli üç-dört ay olmuştu. Hem evliliğini kutlayayım hem de halini hatırını bir sorayım dedim. Çevirdim numarayı. Şu dialogları bir dinleyiniz hele; - Alo, Memet naber nasılsın?.. - İyiyim çok iyiyim abi... - Oolum işler güçler nasıl?.. - İyi abi iyi hepsi çok iyi... - Herşey yolunda mı?.. - Yolunda abi yolunda... - Dolar birbuçuğa dayandı, ee krizle aran nasıl?.. - İyi abi şükür abi, beni etkilemedi... - Peki evlilik nasıl gidiyo?.. - Evliliği sorma abi... - Evliliği sorma mı?..Oolum sen evleneli daha üç ay olmadı mı lan?.. - Yok abi üç yıl oldu... - Nee!.. Alo Memet sen misin?... - Yok abi ben Memet diilim, hiç alakam yok... Numarayı kontrol ettim. Meğer yanlış numara çevirmişim. Bu durumda bile adamın ısrarla konuşmaya devam etmesi şaşırtmıştı beni. Ben de devam ettim... - Yaa kusura bakmayın, bu sıcakta bu vesileyle sizin de halinizi hatırınızı sormuş olduk... Diye özür diledim. - Abi o kadar iyi ettin ki aramakla, çok ihtiyacım vardı... Dedi. Neyse kapattım telefonu ve doğru numarayı ararken şunu düşündüm; Yahu herşey iyi iyi de " evliliği niye sorma " dedi... Keşke sorsaydım. Benim de bunu öğrenmeye ihtiyacım vardı... Marmaris"te bir aksam arkadasimla birlikte bir restorana yemege gitmistik.Masamiza bir sef garson ve onun acemi yardimcisi servis yapiyordu.Neyse biz yemeklerimizi yedikten sonra garson yardimcisi genc adam masamiza boslari toplamak üzere geldi.Oldukca heyecanli ve hata yapma korkusuyla dopdolu görünen bu genc arkadasimiz bir an bana dumur carpmasi nasil olurmus ögretti.Masamizdaki tüm boslari topladiktan sonra masa üstünde duran sigara paketime uzandi(bos paket sandi)tam o sirada arkadasim "napiyorsun paket bos degil"diye ani bir tepki gösterince,garson yardimcisi arkadas panige kapilip sigara paketimin icindeki 5 sigarayi cikarip masaya ani bir hareketle birakti ve bos sigara paketini israrla alarak oradan hizla uzaklasti.Ben ve arkadasim cocugun arkasindan uzun uzun bakarken duble dumur carmasinin yogun soku icindeydik. Elvan Kohout 1993 senesinde çöplüğe bırakılmış bir televizyon görüp dumur kayıtlarıma geçirmiştim.* Geçenlerde bir hurdacının arabasında, demirlerin, bakırların üstünde, klavyesiyle bir bilgisayar gördüm. "Hah şimdi oldu" dedim. Bakalım bir hurdacı arabasında kolu bacağı kırılmış bir saybörgü ne zaman görücem. Bu yazının altına düşeceğim not şudur; "Süper teknoloji var ama, hala hurdacılar da var" * Bkz. Dumur detayları, Leman yayınları 1999, s.19. Hava çok güzeldi, Gürcan Özkan"la dergiden çıkıp Tünel"e doğru yürüyelim dedik.. Biraz yürüdükten sonra bir kitabevine girdik.. Gürcan çizgiroman kitaplarına öyle sardırmıştı ki, dışarı çıkıp bir sigara içeyim dedim.. Kitabevinin kapısında hem sigaramı içiyor hem de gelen geçeni seyrediyordum. Bir ara parmaklarımın arasından sigaramın yok olduğunu hissettim. Ve hemen önümden sigaramın markasını inceleyerek yürüyen tinerci çocuğu gördüm. Uzun uzun sigaramın markasını anlamaya çalıştıktan sonra getirip geri verdi. Çünkü sigaram yerli markaydı. Derya Sayın Beyoğlu"nda bir sinemada "BALKONA TEK NOLAR" yazan bir levha gördüm. Yazı böylesine bitişik yazılmıştı. Bileti tek numaralı olanlar değil de tekno şahıslar balkonun bu kısmında seyretsin şeklinde algıladım bir an için... Dört sayı önce yazdığım "Pazarda numaralı gözlük satan adam"ın benzerini Fatih Solmaz başka bir pazarda görmüş. Bu kez gözlükçü elinde tuttuğu harfleri belli bir mesafeden okutup, sattığı gözlüğü denettiriyormuş. Yani bir nevi muayene yapıyormuş. Geçen gün akşam vakti dolmuşta gidiyorum arkadan teyzenin biri bağırdı evladım şu sarı kamyonetin yanında indiriver. Dolmuş şoförü dumur olmuluşbir vaziyette iyi de teyze o kamyoney hareket halinde nerde duracağını nerden bileyim.... Ali Kaya Akşam üzeri Beylerbeyi"nde trafiğin yoğun olduğu işlek cadde üstünde bir çay ocağının önünde oturmuş çay içiyordum. Yol kenarında bir taksi, birşeyler almak için taksiyi park ettirip yandaki şarküteriye gitmiş olan müşterisini bekliyordu. Park etmiş taksi şoförü ocaktaki çaycıya "Kazım abi bi çay ver de içelim" diye seslendi. Çaycı hemen verdi çayı. Bu arada alışverişini bitirmiş olan müşterisi çabucak geldi. Taksi şoförü daha bir yudum bile almadığı sıcak çayın tabağını çaycıya uzatarak. "Kazım abi al şu çay tabağını, bardağı da dönüşte veririm." dedi ve direksiyonda sıcak çayı yudumlayarak süratle gaza bastı, büyük bir hızla yoluna devam etti. Ardından bakakaldım. Ağzı, dili ve eli yanmadan çay içerek araba süren bir şoförü ilk kez görmenin şaşkınlığıyla çaycıyla gözgöze geldim. Çaycıdan duyduğum "Bu giden kaçıncı bardak" sözleri uğradığım dumurun etkisini daha da arttırdı. Birkaç yıl önce eşimle otobüs ile ankara"dan samsuna gidiyorduk...Otobüs merzifonda yolcu indirmek için otogara girdi. Tam karşımızda bulunan bir kuruyemiş dükkanının önünde satıcı çeşitli yemişleri tartarak poşetliyordu. Çalışma sistemi ilgimi çektiği için adamı öylesine izliyordum. bir ara adam dalgınlıkla ağzını bağlamadığı leblebi poşetlerinden birini yere düşürdü ve leblebiler yere saçıldı. Adam hemen kenarda bulunan bir süpürge ile yerdeki leblebileri tezgahın altına doğru süpürdü. Daha sonra adam içeri her giriş çıkışında tezgahın altında yerde bulunan leblebileri , beşer onar tezgah üstünde açıkta satılan leblebi-kuruüzüm karışımının içine atıp hiç birşey yokmuş gibi işine devam etti. Adamın 100 gram leblebiden zarar etmemek için insan sağlığını hiçe sayması karşısında eşimle birlikte dumur katsayımız tavana vurmuştu. CEM CETIN bayram dolayısıyla hınca hınc ınsan dolu olan kemeraltıya(ızmır) kız arkadasımla bı zorunluluk uzerıne gıttık ve kız arkadasım bana toka alacagını soleyıp benı tokacıya soktu.ıcersı ole doluydu kı ıgne atsan yere dusmez deyımı o an ıcın yapılmıs olsa gerek.dukkan buyuktu ve hıcbır guvenlık sıstemı yoktu.yanı goturen goturuyodu.asıl dumur sımdı gelıyor sıkı durun:gorevlılerden bırı sole dıyordu:""bayanlaaaarrr bayanlaaaarrr dukkanımızda guvenlık kamerası vardır ona goreeeee.""arkasından bı dakka sonra yıne aynı adam:""bayanlaaarr bayanlaaaar kameradan SİNYALLER ALIYORUM aman haaaaa!!!"" Yani bi insan nasil sinyaller alabilir.bu ne insan mı yoksa yarı ınsan yarı robot filan mı!!veya ben cok eşşeğim teknoloji cook ilerlemis ben hala sekiyom oldugum yerde. Ulaş Kuşku Marmaris"ten bir arkadaşımla birlikte işimiz gereği tatilimizi erken kesip dönmek zorunda kalınca ilk bulduğumuz otobüsle Bursa"ya doğru yola çıktık.Arka beşli koltuğun bir önünde oturuyoruz ve arkamızda normalin dışında makyajlı,biraz abartılı iki bayan kendi aralarında konuşuyorlar "herifi bulmak için buralara kadar geldik ortada yok,kumsalda yatmaktan böbrekleim üşüdü vallahi..." derken cep telefonları çaldı ve konuşmalardan az önce bahsettikleri adam olduğunu anladığımız(yüksek sesle konuştuklarından istemsiz kulak misafiri durumundayız) kişi ile şu diyalog başladı :"haytım bodrumdan geliyorduk sana da uğraycaktık ama işimiz çok istanbul"a dönüyoruz ...." Konuşmaları iyice uzatınca esas dumur vaziyeti oluştu. Muavin dayanamayıp kadınların yanına geldi ve "hanımefendi lütfen telefonunuzu kapatırmısınız, arabanın ABS sistemi bozuluyor" kadın avazı çıktığı kadar bağırdı "aaaa neden ben kapatıyormuşum ayol,sen ABS yi kapat !" Tam anlamıyla bir kaç dakika yaşamla bağlantımız kesildi gülmekten. Melih YAVUZ Bahar aylariydi. Antalya Bolgesi"nde isim geregi otelleri ziyaret ediyorum. Birgun gorusmem bittikten sonra, cografyamizda yasayan herhangi bir insanin bulusu, hem butun gunumu eglenceli hale getirdi, hem de o kare fotograf albumumde guzel bir yer kapladi. Yaratici mucit amca kamyonetinin kapi aynasi kirilinca yerine herkesin bildigi yuvarlak, cicekli, dis fircalari konulacak yerleri bile olan, tuvalet aynasini ayni yere ikame etmisti. Buna da sukur hic olmayadabilirdi de...:) Nevzat Gunay Bir iki ay önce Marmariste sahilde gezerken elimdeki boş su şişesini bir marketin önündeki çöp kovasına attım.Televizyona gözünü dikmiş olan market sahibinin gözü bir anda bana çevrildi.Adam gayet asabi bir şekilde "O çöp bizim" dedi.Bende "Yere mi atayım" dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.Adamın arkamdan bağırdığını duyuyordum ama aldırış etmedim.Omzuma dokunup elime boş şişeyi veren değerli esnafımız büyük bir iş yapmış gibi kasıla kasıla yürüyerek marketine döndü. Pınar Balıkçı Benim başımdan geçen olay şöyle: Antalyada bir umumi tuvalet kapısına gayet güzel bir yazı ile şöyle yazılmıştı 0-6 yaş ücretsiz 6-12 yaş 100,000 12-üstü 250,000 Antalyada herşey turistik olmuş sevgiler. İzzet Elli Tekirdag"dan gecerken bır benzıncıde durduk.Benzıncıde bır tane berber dukkanı vardı. Gayet duzgun herseyı dort dortluk bır berber dukkanı. Buraya kadar normal gelıyordu kı cama yapıstırılmıs yazıyı gorene kadar. Soyle yazıyordu "Harıcen tras yapılmaz , sadece benzın alana tras yapılır ". Dumurun allahını yasadım. Coşku Altuğ Merhaba.Bu olay Trabzon Farabi tıp fakültesinde aynen yaşanmış bir olaydır. Acil kapısının önüne kornalar çalarak 2-3 araç geliyor. içinden insanlar fırlayarak klasik doktorlar nerde sedye getirin şeklinde bağrışmalar oluyor. Öndeki arabadan çıkan bir kişi arkadaki arabaya hastayı arabadan çıkarmasını söylüyor. Ve arkadakinin yanıtı SİZİN ARABADA DEĞİLMİYDİ . Yani vatandaşlar hastayı Rizede bırakıp diğer arabada olduğunu sanarak Rize"den yani 1 saatlik yoldan son sürat gelmişler. Devrim Bektaş izmirde bir dolmusa binmistik arkadasimla.paramızı uzatmak istediğimiz anda arkadan birisi 500 bin lira uzattı ve "bir kişi" dedi. parayı aldık,biz de 500 bin lira verecektik. iki 500 binliği öne uzatıp önümdeki amcaya "birinden 2 kişi birinden 1 kişi"dedim. öndeki amcam arkaya döndü ve... "hangisinden bir,hangisinden iki kişi" dedi. kahkayı patlatmadan önce güçlükle açıklayabilmiştim amcaya fark etmediğini! AYTAÇ DİNÇER/İZMİR İstanbul"a bir iş için gelmiştim...Aksaray"dan dolmuşlara bindim ve iş görüşmemi yapacağım semte, Taksim"e doğru gidiyOrUm...Hemen yanıbaşımda oturan terleyen ve sürekli panik halindeki Bond çantalı şişmanca adamın telefonu çaldı...Ve "Abicim, şu an ankaradayım. Bugün uğramam size imkansız.Fakat sizin borcunuzu mutlaka ödeyeceğim" şeklindeki diyaloğu istanbulla yaptığım iş bağlantılarını tekrar gözden geçirmeme müsebbib olan bir dumur yaşatmıştır... |
YURTDISINDAN DUMURLAR
dünyadan dumurlar :::
Kanada"da bizimkilerin acmis oldugu bir pizzaci dukkaninin, pizza yapilanbolumunun kapisinda aynen soyle yazmaktadir.Iceriye gorevliden baska kimse giremez. Ne arkadasi, ne de herhangi birisi. Fırat Say / Kanada Bu dumur olayı hergün karşılaşabildiğimiz türden olduğundan ilginç gelmeyebilir, ama siz genede bir göz atın, materyal ilginç; trafikteyken görmüşsünüzdür, arabasının dikiz aynasına CD, çocuk papucu, vs. vs.takanlar çoktur.kırmızı da durmuş, yeşili beklerken yanımda duran otonun dikiz aynasindakı "STETESKOP" beni dumurun sınırlarının derinliklerine attı, gitti.olayın bir diger ilginç yanı ise dumur vakasının Kanada"nın bir sehirinde meydana gelmesi… Ali Saltık / Kanada Sevgili Güneri.4 senedir ABD`de yaşıyorum ve inan ki en çok özlediklerimin başında yemeklerimiz ve Leman geliyor..İnternette detaylı bir sayfa yaptığın için sana çok minnettarım.Demlenmiş dumurlardan beni rahatsız eden bir-iki tanesini sana aktarmak istiyorum-elbette ki müsadenle;Ali Saltık isminde bir arkadaş Kanada`dan bir dumur göndermiş.Aynada asılı stetoskop.Inan ki stetoskopu aynaya asma olayıburada da çok yaygın.Burada sigorta şirketleri yeni taburcu olmuş hastalara,yaşlı insanlara özel bakıcı/hemşire gönderiyorlar ve bunların çoğu da stetoskoplarını arabalarının aynasına asıyorlar.Benim kız arkadaşımda hemşire ve ondan biliyorum...Yani dumur olacak birsey yok. A.B.D`den saygılar,sevgiler E. ERDOGAN 4 gün önce Cezayir"den geldim,orada ne yapıyorsun diyeceksiniz,ben üniversite bitirmiş ve işsizlikten hosteslik yapmaya başlayan bir güzel sanatlar mezunuyum...:( Sahra çölleri üzerinde uçarak afrikanın bamako isimli bir yerine mütemadiyen her hafta 3 kez uçuyordum,her seferinde birşeyler eksik olur, son anda sanki minibüsmüşcesine uçak tekrar durdurulur,yakıt bittiğine göre yakıt alınması gerekir ama herzaman hepsi eksik olurdu :) son uçuşta herşey tıkırında giderken (bu başka bir dumur olayıdır)hayretler içersinde kaptan yakıt alma işleminin tamamlanmasını kontrol etmeye inmişti..tabi afrikalı arkadaşlarımız bu sefer herşeyi doğru yapmış olmanın heyecanıyla bana koştular "MADMAZEL KAPIYI KAPATIYORUZ READİ FOR TAKE-OFF"dedi o anda yardımcı pilot ve ben dumurdan dumura koşarken 2.ci pilot şöyle dedi:"NEYİNNE HAZIRSIN HA NEYİNNE,KAPTAN YOK KOKPİTTE..(KAPTAN HALA DÖNMEMİŞTİ :))) Fulya Yaman Gorevim nedeniyle ABD"ye gonderilmistim.Jack In TheBox isimli bir Fast Food restorantina girdik, yemektensonre kahve aldik.Kahve bardaginin uzerinde "InsideHot liquid is HOT" (icindeki sicak sivi sicaktir)yaziliydi. Serkan Virlan Bu köşede bir arkadaş Amerika"da içtiği kahvenin kağıt bardağının üzerinde yazan yazıyı aktarmış. Bu arkadaş herhalde bir Fast Food şirketinin o yazıyı yazmadığından dolayı yaşı geçkince bir bayana,ellerini kahveyle haşladığı için, milyona varan miktarda tazminat ödediğini bilmiyor herhalde. Kadın bardağının içindekinin sıcak olduğunu bilmiyormuş. Ben yurtdışında yaşıyorum burada da yazıyor. Evren AYDIN Olay Manhattan-New York"ta, sehrin gobegindeki romantik ve tarihi tren istasyonu Grand Central Terminal de geciyor. Terminal"in icinde alt kattaki bir gecidin tavan kisminin akustik ozelliginden dolayi koseye yuzunuzu donup kisik sesle konussaniz bile 10-15 metre otedeki karsi kosede ayni sekilde yuzunu donmus olan kisi ne soylediginizi cok net ve amplifiye edilmis sekilde duyar. Bir nevi amfitiyatrolardakine benzer dogal ses yukseltici. Ama o sirada yoldan, tavanin altindan gecen insanlar cok yakin degillerse ve dikkatlerini size yoneltmemislerse birsey duymazlar. Ben tavanin bu ozelligini bildigim icin orada kosede yuzustu donuk birisini konusurken gorunce dikkatimi cekti. Karsi koseye baktim, arkadasi da oraya yuzustu donmus, tavanin akustik ozelligini deniyorlardi. Acaba nasil bir deneme yapiyorlar diye kulak kabarttigimda Turk olduklarini "...goyyim" kelimelerinden anladim... Oner Ayan Bu bir Rus dumuru..Moskovada calisiyorum..Rus magazasindan 2 kisilik yatak sungeri satin aldim..Biz eve getiririz dediler..Tamam felan dedik bekliyoz..neyse adamlar geldi apartmanin onune..indim assaya..6.kattayiz dedim.cikariverin yukariya...ama bi dakka dediler..para isteris cikarmak icin... hoop 1.DUMUR!..ilk once uyuz kaptim..sttir lan .alt tarafi 6.kata cikarican..eee dedim kac para istiyonuz..kat basina 50 ruble (2 $) ..Carp alti katla .. 300 ruble ..oda eder 12 dolar..yani sungeri alti kat yukariya cikarmak bugunun kuruyla 18 milyon TL.yermisin kafayi yemezmisin..kocaman sunger..kapidan gecmiyo..neyse ben dumur deryasinda yuzeriken aklima fikir geldi..herifleri kovdum..sokaktan 2 tane alkolik buldum hemen..verdim ceplerine 2 kurus..adamlar takla ata ata cikardilar..yani bu rusya varya Dumur cenneti valla..dumurlar devam edicek.. Moskova disinda bir koye gittim.ormanlik falan guzel ... bi yeri telefonla aramam lazim..neyse cep calismadi..bi telefon ediyim ankesorden dedim..zar zor ankesorlu buldum.ses yok..neyse ara tara ..bi tane daha buldum..ondada ses yok..bi tane rus yanasti..bunlar calismaz dedi..ee biliyoz neden peki.bi gece hirsizlar telefon direklerini sokup goturmusler dedi..ooops..ulkenin fakirligi bunuda yaptiriyo..yakinda tren raylarinida sokerler heralde...yada bi sabah kalkmissin..evin bacasi ucmus.:)) neyse dumur yani.. Aktug Ates / Moskova 2001 Agustosunda bir aksam isten ciktim eve gidiyorum..Uzerimde sevdigim bir Deep Purple tisortu var.Moskovanin islek caddesinin birinde ilerliyorum..Birden karsima iki tane genc tip cikti.Ustleri baslari daginik falan..Takilmadan geceyim derken birisi atildi.Kafasi punkci tarzinda trasli elemanin.Ve sarfettigi sozlere bakin.... - Deep Purple seviyorsun heralde - EVET DINLERIM - Bizde bu mahallenin punkcilariyiz - EEE NABAYIM - uc bes kurus atsana - PARAM YOK - cok az bisey fazla istemiyoruz - BOZUGUM YOK - Problem degil surda kosede bozdururuz hemen..Hadi gidelim - DUMUUURRR.. Adam ne kadar rahat yaw..Oldu olacak cuzdani vereyim sen takil yarin getirirsin yani..Gene burda bulusuruz yarin..Git isine leeeen dedim elemana ve hizla uzaklastim oradan...(tabi rus punkci turkce bilmedigi icin hoduk hoduk arkamdan bakmayi ihmal etmedi)..:)) Aktuğ Ateş / Moskova By ÖnİzLeMe HABER KOMİK dünyadan dumurlar Olay Manhattan-New York"ta, sehrin gobegindeki romantik ve tarihi tren istasyonu Grand Central Terminal de geciyor. Terminal"in icinde alt kattaki bir gecidin tavan kisminin akustik ozelliginden dolayi koseye yuzunuzu donup kisik sesle konussaniz bile 10-15 metre otedeki karsi kosede ayni sekilde yuzunu donmus olan kisi ne soylediginizi cok net ve amplifiye edilmis sekilde duyar. Bir nevi amfitiyatrolardakine benzer dogal ses yukseltici. Ama o sirada yoldan, tavanin altindan gecen insanlar cok yakin degillerse ve dikkatlerini size yoneltmemislerse birsey duymazlar. Ben tavanin bu ozelligini bildigim icin orada kosede yuzustu donuk birisini konusurken gorunce dikkatimi cekti. Karsi koseye baktim, arkadasi da oraya yuzustu donmus, tavanin akustik ozelligini deniyorlardi. Acaba nasil bir deneme yapiyorlar diye kulak kabarttigimda Turk olduklarini "...goyyim" kelimelerinden anladim... Oner Ayan Bu bir Rus dumuru..Moskovada calisiyorum..Rus magazasindan 2 kisilik yatak sungeri satin aldim..Biz eve getiririz dediler..Tamam felan dedik bekliyoz..neyse adamlar geldi apartmanin onune..indim assaya..6.kattayiz dedim.cikariverin yukariya...ama bi dakka dediler..para isteris cikarmak icin... hoop 1.DUMUR!..ilk once uyuz kaptim..sttir lan .alt tarafi 6.kata cikarican..eee dedim kac para istiyonuz..kat basina 50 ruble (2 $) ..Carp alti katla .. 300 ruble ..oda eder 12 dolar..yani sungeri alti kat yukariya cikarmak bugunun kuruyla 18 milyon TL.yermisin kafayi yemezmisin..kocaman sunger..kapidan gecmiyo..neyse ben dumur deryasinda yuzeriken aklima fikir geldi..herifleri kovdum..sokaktan 2 tane alkolik buldum hemen..verdim ceplerine 2 kurus..adamlar takla ata ata cikardilar..yani bu rusya varya Dumur cenneti valla..dumurlar devam edicek.. Moskova disinda bir koye gittim.ormanlik falan guzel ... bi yeri telefonla aramam lazim..neyse cep calismadi..bi telefon ediyim ankesorden dedim..zar zor ankesorlu buldum.ses yok..neyse ara tara ..bi tane daha buldum..ondada ses yok..bi tane rus yanasti..bunlar calismaz dedi..ee biliyoz neden peki.bi gece hirsizlar telefon direklerini sokup goturmusler dedi..ooops..ulkenin fakirligi bunuda yaptiriyo..yakinda tren raylarinida sokerler heralde...yada bi sabah kalkmissin..evin bacasi ucmus.:)) neyse dumur yani.. Aktug Ates / Moskova 2001 Agustosunda bir aksam isten ciktim eve gidiyorum..Uzerimde sevdigim bir Deep Purple tisortu var.Moskovanin islek caddesinin birinde ilerliyorum..Birden karsima iki tane genc tip cikti.Ustleri baslari daginik falan..Takilmadan geceyim derken birisi atildi.Kafasi punkci tarzinda trasli elemanin.Ve sarfettigi sozlere bakin.... - Deep Purple seviyorsun heralde - EVET DINLERIM - Bizde bu mahallenin punkcilariyiz - EEE NABAYIM - uc bes kurus atsana - PARAM YOK - cok az bisey fazla istemiyoruz - BOZUGUM YOK - Problem degil surda kosede bozdururuz hemen..Hadi gidelim - DUMUUURRR.. Adam ne kadar rahat yaw..Oldu olacak cuzdani vereyim sen takil yarin getirirsin yani..Gene burda bulusuruz yarin..Git isine leeeen dedim elemana ve hizla uzaklastim oradan...(tabi rus punkci turkce bilmedigi icin hoduk hoduk arkamdan bakmayi ihmal etmedi)..:)) Aktuğ Ateş / Moskova Kanada"da bizimkilerin acmis oldugu bir pizzaci dukkaninin, pizza yapilanbolumunun kapisinda aynen soyle yazmaktadir.Iceriye gorevliden baska kimse giremez. Ne arkadasi, ne de herhangi birisi. Fırat Say / Kanada Bu dumur olayı hergün karşılaşabildiğimiz türden olduğundan ilginç gelmeyebilir, ama siz genede bir göz atın, materyal ilginç; trafikteyken görmüşsünüzdür, arabasının dikiz aynasına CD, çocuk papucu, vs. vs.takanlar çoktur.kırmızı da durmuş, yeşili beklerken yanımda duran otonun dikiz aynasindakı "STETESKOP" beni dumurun sınırlarının derinliklerine attı, gitti.olayın bir diger ilginç yanı ise dumur vakasının Kanada"nın bir sehirinde meydana gelmesi… Ali Saltık / Kanada Sevgili Güneri.4 senedir ABD`de yaşıyorum ve inan ki en çok özlediklerimin başında yemeklerimiz ve Leman geliyor..İnternette detaylı bir sayfa yaptığın için sana çok minnettarım.Demlenmiş dumurlardan beni rahatsız eden bir-iki tanesini sana aktarmak istiyorum-elbette ki müsadenle;Ali Saltık isminde bir arkadaş Kanada`dan bir dumur göndermiş.Aynada asılı stetoskop.Inan ki stetoskopu aynaya asma olayıburada da çok yaygın.Burada sigorta şirketleri yeni taburcu olmuş hastalara,yaşlı insanlara özel bakıcı/hemşire gönderiyorlar ve bunların çoğu da stetoskoplarını arabalarının aynasına asıyorlar.Benim kız arkadaşımda hemşire ve ondan biliyorum...Yani dumur olacak birsey yok. A.B.D`den saygılar,sevgiler E. ERDOGAN 4 gün önce Cezayir"den geldim,orada ne yapıyorsun diyeceksiniz,ben üniversite bitirmiş ve işsizlikten hosteslik yapmaya başlayan bir güzel sanatlar mezunuyum...:( Sahra çölleri üzerinde uçarak afrikanın bamako isimli bir yerine mütemadiyen her hafta 3 kez uçuyordum,her seferinde birşeyler eksik olur, son anda sanki minibüsmüşcesine uçak tekrar durdurulur,yakıt bittiğine göre yakıt alınması gerekir ama herzaman hepsi eksik olurdu :) son uçuşta herşey tıkırında giderken (bu başka bir dumur olayıdır)hayretler içersinde kaptan yakıt alma işleminin tamamlanmasını kontrol etmeye inmişti..tabi afrikalı arkadaşlarımız bu sefer herşeyi doğru yapmış olmanın heyecanıyla bana koştular "MADMAZEL KAPIYI KAPATIYORUZ READİ FOR TAKE-OFF"dedi o anda yardımcı pilot ve ben dumurdan dumura koşarken 2.ci pilot şöyle dedi:"NEYİNNE HAZIRSIN HA NEYİNNE,KAPTAN YOK KOKPİTTE..(KAPTAN HALA DÖNMEMİŞTİ :))) Fulya Yaman Gorevim nedeniyle ABD"ye gonderilmistim.Jack In TheBox isimli bir Fast Food restorantina girdik, yemektensonre kahve aldik.Kahve bardaginin uzerinde "InsideHot liquid is HOT" (icindeki sicak sivi sicaktir)yaziliydi. Serkan Virlan Bu köşede bir arkadaş Amerika"da içtiği kahvenin kağıt bardağının üzerinde yazan yazıyı aktarmış. Bu arkadaş herhalde bir Fast Food şirketinin o yazıyı yazmadığından dolayı yaşı geçkince bir bayana,ellerini kahveyle haşladığı için, milyona varan miktarda tazminat ödediğini bilmiyor herhalde. Kadın bardağının içindekinin sıcak olduğunu bilmiyormuş. Ben yurtdışında yaşıyorum burada da yazıyor. Evren AYDIN |
Karikatur
"Die Welt" veröffentlicht die Karikaturen ebenfalls.
Ihr habt die Möglichkeit, dieser ignoranten Zeitung Eure Meinung zu sagen...stimmt ab! hier der Link: <a href="redirect.jsp?url=http://www.welt.de/extra/service/128201.html?vote=1&poll_qid=839670&poll_aid=1&x=26 &y=7" target="_blank">http://www.welt.de/extra/service/128201.html?vote=1&poll_qid=839670&poll_aid=1&x=26 &y=7</a> |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 22:29 Uhr. |