![]() |
Tesekkür Ederim o.T.
ohne Text
|
ATATÜRK VE ISLAM
"Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır."
Mustafa Kemal Atatürk "Türkiye Cumhuriyetinde herkes Allah"a istediği gibi ibadet eder. Türkiye Cumhuriyetinin resmi dini yoktur. Türkiye"de bir kimsenin fikirlerini zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilemez." M.Kemal Atatürk "Taassupsuzluk o kimsede vardır ki, vatandaşının veya herhangi bir insanın vicdani inanışlarına karşı hiçbir kin duymaz, bilakis hürmet eder." M. Kemal Atatürk ( Yukardaki anlatımda dini inanışlar yerine vicdani inanışlar ifadesinin yer almasına dikkat edilmelidir. ) "Bizi yanlış yola sevkeden habisler, biliniz ki çok kere din perdesine bürünmüşlerdir." M. Kemal Atatürk Atatürk ve İslam -------------------------------------------------------------------------------- Atatürk"ün İslam Dini hakkındaki gerçek düşüncelerine geçmeden önce bilmek gerekir ki, bugüne kalmış yüzlerce fotografı vardır ancak içlerinde namaz kılarken çekilmiş tek bir fotograf karesi yoktur ve öldüğünde cenaze namazı kılınmamış, kardeşinin son anda isteği üzerine kısa bir dua okunarak, Dolmabahçe Sarayı bahçesinde bir tören yapılmıştır..Cenazesi herhangi bir camiden kalkmamıştır.. Halk önünde yapılan konuşmalarında, İslam"a karşı bir görüş belirtmediği gibi, Atatürk, 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir"deki Paşa Camii"nde verdigi hutbede, Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmistir. şeklinde konuşmuştur.. Burada unutmamalıdır ki, Napolyon gibi bir imparator dahi, Mısır seferi sırasında, Mısırlılara kendisinin de bir Müslüman olduğunu söylemiştir.. Atatürk"de aynı şekilde, uygulamak istediği siyaset icabı, halk önünde İslam"a karşı bir konuşma yapmamayı uygun görmüştür. Ancak, kendi öz düşüncelerine baktığımızda, İslam hakkındaki görüşlerinin Müslümanlar tarafından pek kabul edilebilir nitelikte olmadığı açıkça görülür. Türkiye"nin geleceğine yönelik aldığı bütün kararlarda, dehası tartışılmaz olan ulu önderin ilkelerini savunan her Türk"ün, O"nun, İslam Dini hakkındaki gerçek düşüncelerini de çok dikkatli bir şekilde okuyup anlaması gerekir. Atatürk diyor ki, 1-) Muhammed’in peygamberlik vazifesinin nasıl başladığını izah etmek en nazik ve en müşkül meseledir. Muhammed’in bir melek ve Allah ile hakikaten konuşmuş olduğu kanaatinde bulunanlar olduğu gibi, Muhammed’in isteyerek böyle söylediğini ileri sürenler de olmuştur. Bu faraziyeleri bir tarafa bırakmak ve meseleyi ilmi ve mantık çerçevesi içinde mutalaa etmek daha doğru olur. 2-) Din birliğinin’de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz. 3-) Türk’ler Arap"ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve nede Mısırlıların vesairenin Türk"lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. 4-) Bu pek tabii idi çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arab milliyeti siyasetine muncer oluyordu. Bu Arab fikri, ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdurlar. Bununla beraber, Allah’a kendi milli lisanında değil, Allah’ın Arab kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe, Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler.. 5-) Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, Türk milletince karışık cahil hocalar ağzıyla ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan dini hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa’da Allah kelimesinin ilası parulası altında, ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne onlarla birleşerek bir kuvvetli millet yaptılar. Mısır’da belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler, hırkasıdır diye bir palaspareyi hilafet alameti ve imtiyazı olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. 6- Kah şarka, kah garba veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini topraklarını menfaatlerini benliğini unutturacak, Allah’a mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaad ve temin eden dini akide ve dini his, millet uyandığı zaman onun şu acı hakikati görmesine mani olamadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara, kendilerinden evvel ölenlerin, ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatina kavuşmak telkin eden din hissi, dünyanın acısı duyulan tokatıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. Türk vicdanı umumisi derhal yüzlerce asırlık kudret ve kusayısiyle büyük heyecanlarla çarpışıyordu.. Ne oldu..? Türk’ün milli hissi artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk cenneti değil, eski hakiki büyük cedlerinin mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milliyetinde bıraktığı hatıra.. Gene Atatürk"le ilgili aşağıdaki kaynaklara baktığımızda, Atatürk"ün gerçekte İslam"ı hiç benimsemeyen yaklaşımlarını görebiliriz. 1- Atatürk"ün emriyle liselerde okutulan Tarih Kitabı (1931) II. cilt, "Kur"an ve Vahiy": "Muhammed"in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur"an denir..... İslam ananesinde bu ayetlerin Muhammed"e Cebrail adında bir melek vasıtasıyla Allah tarafından vahiy, yani ilham edildiği kabul olunur. Tarihi nokta-ı nazardan da mütalaa edildiği zaman görülüyor ki; Muhammed birdenbire Allah"ın Resulüyüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arapların ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunları islah için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri doğmuştur....." 2- Atatürk"ün El Yazmaları ( Medeni Bilgiler Afet İnan): "Gerçekte dinleri konusunda halkın hiçbir fikri yoktur; din dediği şey, bilinmeyen inanç dizgelerine ve gizle karışık emellere kör bağlılıktan başka birşey değildir..... Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerin cehaletlerinin yardımıyla, utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiğini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur. ""Tüm dönemlerde toplumun kutsallaştırdığı boş düşüncelerden tehlikesizce sıyrılmak imkansızdır." 3- Kralların ve Padişahların istibdadına, dinler mesnet olmuştur. Medeni Bilgiler Syf. 30 4- Kuvvetinin ve selahiyetinin Allah"tan geldiğini ve yalnız ona karşı, ahırette, hesap verebileceğini farzeden ve devleti, memleketi mevrus bir malikane kabul eyliyen bir hükümdar, hertürlü kayıttan kendini verasete görür. Medeni Bilgiler Syf. 33 Radikal İslami Düşünce"nin Atatürk Hakkındaki Düşünceleri Türkiye"de özellikle tartışma konusu olan meselelerden birisi de M. Kemal"in kimliğidir. Çeşitli çevreler, bu konuda farklı düşünürler. Rejim de M. Kemal"in söylediği sözleri bir idare düstûru olarak kullanmaktadır. M. Kemal ve avanesi, belli zaman Müslüman görünmüşler ve Müslümanları avutmuşlardırsa da, zaman zaman dinsiz ilkelerini göstermişlerdir. İslam"a karşı savas açmada gecikmemişlerdir. Bu hususta Cafer Tayyar Paşa şunları söyler: "Bu adamlar, iktidarı ellerine geçirmisler ve diledikleri gibi herseyi yapma sevdasına düşmüşlerdi. Ne yapacaklarını da doğru dürüst bilmiyorlardı. Kimisi komünist olma, kimisi dindar olma peşinde, kimisi de bilmem ne. Sonunda tabii bu güçlü grup laiklik namı altında din düşmanlığına ve diktatörlüğe yürüdü." (1) Durum böyleydi. Ama asıl amaç dinsizlikti! Çünkü M. Kemal tam anlamıyla dinsiz, Kur"an"a ve Hz. Peygamber (s.a.v.)"e Mekke müşriklerinin yaptıkları iftiraları atmaktan çekinmeyen bir kafirdi. Aşağıda bunların örneklerini göreceksiniz. 1- M. Kemal Allah"a inanmaz: M.Kemal, dünyayı ve insanları yaratanın Allah değil, tabiat olduğunu iddia eder ve der ki, Natür ( Tabiat ) insanları türetti, onları kendisine taptırdı da.. (2) M. Kemal yine bu fikrini pekiştirir ve materyalist batı felsefecileri gibi, "İnsanlar bu manada hürriyete hiç bir zaman sahip olmamışlardır ve olamazlar. Çünkü, malumdur ki, insan tabiatın mahlukudur." (3) "Tabiatın ve tarihin mahsulü olan bir milletin fertleri daima bu hakikatle karşı karşıya bulunur ve ona hürmet eder." (4) Allah korkusunu hiçe sayar ve bu konuda şöyle der: "Ibtidaî insan kümelerinde ata korkusu ve nihayet büyük kabile ve kavimlerde ata korkusu yerine kâim olan Allah korkusu insanların kafalarında ve hareketlerinde hesapsız memnular yaratmıştır!" Allah"ı değil de tabiatı büyük görür: "Tabiatın herşeyden büyük ve herşey olduğu anlaşıldıkça tabiatın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve haysiyetini anlamaya başladı." (5) Böylelikle M. Kemal Allah"ın yaratıcılığını inkâr etmekte ve ateistler gibi düşünmekte. İnsanı tabiatın yarattığını tereddüt etmeden söylemektedir. 2- Hz. Muhammed (s.a.v.) Hakkındaki Görüşleri: M. Kemal, Allah"ın yaratıcılığını kabul etmedikten sonra tabii ki, Hz. Peygamber"in peygamberliğini hiç kabul etmez. Hatta Mustafa Kemal Hz. Muhammed (s.a.v.)"ı yalancılıkla itham eder: "Muhammed, Mekke"de müşriklik muhitinde ve tesirinde büyümüş olmasına rağmen, dinî meseleler ve dinî düşünceler, pek derin bir surette, zihnini işgal ediyordu. Muhammed, 40 yaşına geldiği zaman, vatandaşlarını kendinin bulduğu ve doğru olduğuna inandığı yeni bir dine davete başladı. Muhammed"in davet ettiği bu dine, o zamanın Hanif"lerine imtisalen İbrahim Dini, yahud inkiyad manasina ifade eden "İslam" denilmiştir!" Mustafa Kemal aynı Mekke müşriklerinin dediğini diyerek Kur"an Muhammed"in sözüdür demiştir. Aynı müşrikler gibi Hz. Muhammed (s.a.v.)"ı cinli olarak gösteriyordu: "Tarihi nokta-ı nazardan da müteala edildiği zaman görülüyor ki, Muhammed, birden bire Allah"ın Resulü"yüm diyerek ortaya çıkmamıştır. O, Arap"larin ahlak ve adetlerinin pek fena ve pek ibtidaî ve islaha muhtaç olduğunu anlamış, bunların islahı için tenha yerlere çekilerek senelerce düşünmüş ve yıllarca tefekkürden sonra kendisine vahiy ve ilham fikri doğmuştur." Devamla Hz. Peygamber (s.a.v)"ı cinli olarak görür ve cinlerden ilham aldığını söyler: "Vahiy, ilham fikri Muhammed"den evvel de Arap"lar, şairlerin akıl erdiremedikleri kuvvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı. Bu kuvvetler Arap"lar için cinlerdi. Cinlerin güya kahinlere gaibten haber vermek kudretini ilham etmek kudretini ilham ederlerdi. Bu nev"i itikadlar Arabistan"da her zaman o kadar canlı ve derin olmuştur ki, Muhammed dahil cinlerin vücuduna samimi olarak inanmışlardı. O hakikaten cinlerin şairlere şiir ilham ettiğine kâni idi. Arap"lar şairleri bir kahin gibi telakki ederlerdi. Muhammed"in Musa, İsa dinlerine dair öğrendikleri de kendisinde bu itikadi kuvvetlendirmiştir. Bu peygamberlerde melek telakkisi vardı. Dinler nazarında cinler kötü olduğundan peygamberler onlardan mülhem olamazlardı. Muhammed de diğer peygamberler gibi kendisine ilham eden kuvvetin insanları iğfal eden bir kuvvet olmayıp onları hayır ve saadete irşad eden ilahî bir kuvvet olduğuna samimi olarak inandı." (6) M. Kemal, ilk inen ayetler belli olduğu halde bunları inkâr etmektedir: "Muhammed"in peygamberliğinin başlangıcına dair birçok rivayetler vardir. Bunlara pek çok efsaneler karışmıştır. Hakikatte Peygamber"in ilk söylediği Kur"an ayetlerinin ne olduğu kati surette mâlum değildir. Muhammed, uzun bir devirdeki tefekkürlerin mahsulü olan ayetleri lüzum ve ihtiyaçlara göre takrir ediyordu. Bununla beraber kendisini tahrik eden kuvvetin tabiat fevkinde bir mevcudiyet olduğuna samimi surette kani idi. Muhammed"i harekete getiren ilk âmil, bu samimi heyecanlar olmuştur. Muhammed, bidayete irticalen dini hitabette bulunan bir vaiz oldu. Vaizlikten Nebi"liğe, Nebi"likten nihayet Allah"in Resulü haline geçti." (7) Bununla da kalmayıp Kur"an hükümlerinin geçici olduğunu iddia eder. Halbuki Kur"an ve hükümleri ebediyyen kalıcıdır ve geçerlidir. O bunu inkâr ederek, "Hukukî hükümler zaman ve mekân içinde içtimaî heyetlerin uğradıkları değişiklere göre değişegeldiğinden on dört asır evvelki zaman ve mekânın ihtiyacına göre lüzumlu ve kafi görülmüş olan esaslar yerine bugün birçok mütenevvi kanunlar ve usuller konulmak zarureti görülmüştür. Bunlar dahi ebedî olmayıp zamanla değişmeye mahkûmdurlar." (8) Mustafa Kemal İslam"ın ilme mani ve fene aykırı olduğunu söyler, bu fikri savunurdu: "Tarihe ait mâlumata gelince: Yeni fenler sayesinde meydana çıkarılan hakikatler en yakın tarih bilgilerini bile temellerinden sarsmaktadır." (9) Hz. Muhammed (s.a.v.)"ı sorumsuz, kendi kafasına göre hareket eden bir kimse olarak niteleyerek Yüce Peygamber"e iftira atar: "Muhammed, gerek dinî meselelerde, gerekse içtimaî hususlarda bir islah yapmak lazım geldiği zaman kendini hiçbirseyle bağlı görmemiştir." (10) 3- Sahabe Hakkındaki Görüşleri: M. Kemal, Hz. Muhammed (s.a.v.)"in ashabı hakkında da kötü konuşmaktan bir adım geri durmaz. Peygamber (s.a.v.), "Ashabım yıldızlar gibidir!" dediği halde M. Kemal onlari "alık", yani aptal olarak görür: "Muhammed"in ölümünden Ebu Bekir"in ölümüne kadar geçen kısa bir müddet zarfında bunlardan hiçbiri mevcudiyetini ihsas edemedi: Bunlar tamamen alıklaşmışlardı !" (11) Sahabe-i Kiram"ı menfaatçi ve hırs düşkünü olarak nitelendirir: "Ne kadar ibrete sayan bir vakiyettir ki, daha Muhammed"in öldüğü anda bütün eski nifaklar, ihtiraslar, hirîicaklar zincirden boşandılar. O derece ki, hakkında korku ve hürmet beslenen Peygamber"in ılık cesedi, son nefesini verdiği basit odada unutulmuş ve ihmal edilmişti." (12) Müseyleme"yi, yani peygamberlik iddiasında bulunan kişiyi haklı görür ve sahabenin onları yok ettiğini söyler: "Müseyleme, taraftarlarının şarap içmelerine müsaade gösterdi. Müseyleme"ye imtisal eden başka adaklar olmuştur. Müseyleme, başlangıçta muvaffak olur gibi oldu. Müseyleme, Muhammed"e gönderdiği mektupta, Arap"lar üzerinde hüküm ve nüfuzun paylaşılmasını teklif etti. Hakikatte Müseyleme de kıymetsiz sayılmayacak ahlakî ve dinî mezhep İslamiyyet seviyesinden pek aşağı değildi. Nihayet Müseyleme ve onun gibiler birer suretle bertaraf edilmişlerdir." (13) 4- Ahireti Kabul Etmez: M. Kemal, imanın şartlarından birisi olan ahirete, hesap çekilmeye inanmaz, "Millî duyguyu boğan, fani dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler, zaruretler, felaketler his olunmaya başlayınca asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaad ve temin eden dinî akide ve dinî his, millet uyandığı zaman onun şu acı gerçeği görmesine mani olamadı." Devamla: "Artık Türk, cenneti değil, eski hakiki, büyük Türk cedlerini mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. Türk milleti, millî hissi, dinî hisle değil, fakat insanî hisle yan yana düşünmekten zevk alır." (14) 5- Hafızlık Hususundaki Görüşü: Hafızlık için, yani Kur"an"ı ezberleyenleri deli olarak görür, "Kur"an"ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler!" der. 6- Kaza Kader Hakkında: M. Kemal kaza ve kaderi kabul etmez. Bunları Arabî terimler olarak kabul eder: "Kaza ve kader, talih ve tesadüf tâbirleri Arapça"dır; Türk"leri âlakadar etmez." (16) 7- İmam Nikâhını Kabul Etmez: M. Kemal dinî nikâhı kabul etmez. Yani İslam"ın emri olan nikâhı kerih görür ve dinî nikâhın kıyılmasını kabul etmez. Bu sözü M. Kemal"in evleneceği Nazmiye Hanım söylemiştir. M. Kemal, "Ben prensiplere bağlı bir adamım. Nikâhimızı imam değil de sefir bey kıyacaktır!" dedi. (17) 8- Duaya İnanmaz: "Allahü Teala dua ediniz, ben de duanıza katılayım!" buyurduğu halde, M. Kemal duayı kabul etmez ve inanmaz. Ali Kılıç (bu adam meşhur Ali"lerden birisidir. İstiklâl Mahkeme"leri savcısıdır. Merhamet nedir bilmez) anlatıyor: "Meclise geldik. Bir de müezzin geldi. Müezzin ezan okudu. Meclis kapısından içeri girdiğimiz zaman Atatürk"ün önüne sırmalı elbiseler giyinmis bir imam dikildi. Atatürk ne istediğini sordu. İmam ellerini kaldırarak, "Dua etmeden girilmez!" dedi. Atatürk, "Bu yurt Mehmed"ciğin süngüsü ile kurtarıldı ve bu meclis onun gayretiyle kuruldu. Yoksa senin duanla degil! Çekil oradan!" dedi ve imamı eliyle iterek meclise girdi." (18) Aynı Atatürk yanına hocaları alıp dualarla meclisi açmıştı. Ama artık emeline ulaşmıştı. Kendisi tam bir dinsiz, faşist bir diktatördü. Bu durum ilkokul kitaplarına bile geçmistir. Ufacık yavrulara dinsizlik öğretilmektedir. Devletin dinsiz olduğu aşılanmaktadır. İlkokul kitaplarında "Atatürk, devletin dini olamaz ilkesini getirmiştir!" ibaresi yazılıdır. (19) Bu durum karşısında bu adama nasıl Müslüman denilir ve müslüman milleti kurtardı diye söylenebilir?!. 9- Kâbe Hakkındaki Görüşleri: M. Kemal Kâbe"nin ne zaman yapıldığı ve kimin yaptığı hususunda Kur"an"da ayetler var iken onları kabul etmez ve ne zaman yapıldığı ve kim tarafından yapıldığı belli değil der. Müşriklerin, batılıların, haçlı ordularının ve dünyada kimsenin söyliyemediği, yapmadığı veya yapamadığı hakareti yapmıştır. M. Kemal Kâbe hakında şunları söyler: "Kâbe, mikab, yani tavla zarı şeklinde demektir. Fil-hakika, Kâbe zar şeklinde, insan boyunda dört duvardan ibaretti; duvarlar harçsız, adi taştan yapılmıştı. Binanın çatısı da yoktu; dört köşesinde dört taş vardı; bunların en meşhuru Hacer-i Esved denilen bir kara taştı. Kâbe çok eskidir. Ne vakit ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Arab ananesi, Kâbe"nin insanı İbrahim Peygamber"e atfetmektedir. Bu mukaddes kara taş ananesi, aynen Frik"lerde de vardı. Frik"ler mukaddes sayarak ihtiram ve ibadet ettikleri kara taş, bugünkü Afyonkarahisar şimalinde, kadim Pessinüs şehrinde bulunuyordu. Bunun kudsiyeti ananesi, bu şehrin Romalı"lar tarafından zabtına kadar devam etmişti. Demek ki, Kâbe"nin bir köşesindeki kara taşın kudsiyet almasından, ziyaret ve tavaf edilmesinden çok evvel, Frik"ler de kara taşın mâbed ve ziyaretgâh esası olması adeti teessüs eylemiş bulunuyordu. Kâbe, bidayette mahalli bir mâbed iken, Mekke ahalisi burasını bir millî mâbed derecesine yükseltmişlerdi. Mekke"liler, Arap"ları kendi mâbedlerine celp edebilmek için, Arap yarımadasının muhtelif yerlerinde mâbud tanılan 360 putu Kâbe"de yerleştirmişlerdi. Kâbe"nin kudsiyetini, Yahudi ananelerine de rabt etmişlerdi. Bu uydurmalara göre, İbrahim, karısı Hacer ile oğlu İsmail"i buraya getirmişti; Zemzem de onlar için fışkırmıştı; İbrahim, oğlu İsmail ile birlikte Kâbe"yi bina etmişlerdi. Cebrail kendilerine o zaman beyaz ve mücella olan Hacer-i Esved"i getirmişti; bu taş sonradan günahkârların ellerine sürmelerinden dolayı kararmıştı. Bunların hepsi bit-tabi sonradan uydurulmuş masallardır." Kur"an"da bu konu açıkça bellidir. Ama M. Kemal Kur"an"a inanmaz ki, kabul etsin!.. M. Kemal hacc için de ağza alınmayacak sözleri sarf etmekten çekinmez ve şöyle der: "(...) Mekke zabt olunduktan ve Kâbe"deki putları parçalandıktan sonra da yıllık haccın müşrikler tarafından da eski müşriklik âdetleri dairesinde yapılmasına müsaade olundu. Onun için, müslümanlarla müşrikler aynı zamanda hacc ve aynı şenliklere iştirak ederlerdi. Bundan anlıyoruz ki, o zaman hacc, dinî maksatla yapılan ve her yıl kurulan büyük bir ictimadan ziyade her yıl kurulan büyük bir panayırdı." Kaynaklar: (1) Teklif Dergisi, Sayı 6 (2) Atatürk"ten Düşünceler, Derleyen: Prof. Enver Ziya Karal (3) Prof. Afet Inan, Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk"ün Elyazıları. (4) A.g.e. (5) A.g.e. (6) Tarih, c. 2, Orta Zamanlar, Devlet Matbaası, Ist., 1931 (7) A.g.e. (8) A.g.e. (9) A.g.e. (10) A.g.e. (11) A.g.e. (12) A.g.e. (13) A.g.e. (14) Prof. Afet Inan, Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk"ün Elyazıları. (15) A.g.e. (16) Prof. İlhan Arsel, Teokratik Devlet Anlayışından Laik Devlet Anlayışına. (17) Hürriyet Gazetesi, Atatürk"ün Gönlündeki Kadın, 8 Mayıs 1988 (18) Kemal Arıburnu, Atatürk"ten Anekdotlar-Anılar (19) İlkokul 5. sınıf, Din Kültürü ve Ahlak Dersi, sf. 85 (20) Tarih, c. 2, Orta Zamanlar, Devlet Matbaası, İst. 1931 |
Alakaya Maydanoz Olmus Biraz
cok saygiya deger dindar kardesim.
|
Önce Bir Hiyar Kadar Becerikli Ol
dindar taifun kardesim, bir hiyarin yapabildigini yapabilmekde marifet.
Niye bircok kadin erkek yerine hiyari tercih etme yoluna basvurur, önce o cükten baska konulara islemeyen, kemerinin altindaki gus beyninle kendine bir sor. Ben eminim, bir hiyar senden cok daha fazla ise yarar, küfür ederek orgazm olma meraklisi bir nonosun fantezilerinede saygim var bu arada. bol sanslar diyecem ama Muhammed elini nikahlayanlari lanetlemis ona göre, benden söylemesi! eline diline beline sahip ol dindar kardesim 32 hiyarlar seni korusun, 99 nonoslar sana sefaat etsin. fiii emanillah... |
tja, sowas... o.T.
ohne Text
|
tja, sowas...
lernt man nicht in deiner wundersamen zeitung nehme ich an.
aber gut, gib die hoffnung nicht auf. irgendwann wirds vielleicht doch noch... wenn du etwas weniger bild, islam-zeitung etc. liest. |
senin gibileri...
Atatürkün tirnagi kadar olamazsiniz. Artik anlayin bunu. Her lafi anlamli ve dogrudur Ata´mizin...
Sizin gibi geri düsünceli insanlar ulu Atatürkün tek bir lafini bile anlayamazlar... Anlayissiz yaratiklar icin zor bir is bu tabi. Siz sirf bildiginiz gibi devam ötmeye bakin. Bos bos laflar ve insanlar... geri kafalilar sizi. |
Türbanlıların topu cehennemlik
İlhan Selçuk"tan tartışma yaratacak yazı:
<a href="redirect.jsp?url=http://www.haberturk.com/haber.asp?id=44683&cat=160&dt=2007/11/18 " target="_blank">http://www.haberturk.com/haber.asp?id=44683&cat=160&dt=2007/11/18 </a> |
Yazinin Tamami
Türbanlıların topu cehennemlik
İlhan Selçuk"tan tartışma yaratacak yazı 18.11.2007 14:32 Kuranıkerim ve Türbancılar... Bugün cuma değil.. Pazar.. Ama olsun, ben Kuranıkerim"deki tesettüre, türbana, kadına ilişkin kutsal ayetleri sizinle paylaşmak istiyorum... İyi bir Müslümanın rehberi doğrudan Kuranıkerim"dir... Aymaz kişilere, çokbilmişlere, kendisinde bir hikmet görüp ulema geçinenlere boşverin... Müslümanlıkta papazlık yoktur... Kendi aklınıza güvenin... Allah"ın kitabı Kuranıkerim"i bilmeyen, Müslüman değil, Müslüman mukallidi olur... * Bugün Çankaya Köşkü"nde bir türbanlı hanım var... Başbakanlık Konutu da bir türbanlı hanımın elinin altındadır... Peki, türban devletin ve de hükümetin doruklarına tırmandı diye Türkiye eskisinden daha çok mu Müslüman oldu?.. * Bu soruya yanıt vermeden önce Kuranıkerim"in kadınlara ilişkin buyruklarından birkaçını anımsamak iyi olacaktır... Nur suresinden: "Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara yakışırlar..." Ey Müslümanlar!.. "Kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin!.." "İffetli olmak isteyen cariyelerinizi, dünya hayatının geçici menfaatını elde etmek için, fuhşa zorlamayın..." Ahzap suresinden: "Kadınların; babaları, oğulları, erkek kardeşleri, (...) hizmetçi kadınları ve cariyeleri hakkında bir sorumluluğu yoktur..." Nisa suresi: "Allah"ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin mallarından sarf etmelerinden dolayı, erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler (egemendirler)." "Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün..." * Görüldüğü gibi Kuranıkerim"de kadın-erkek eşitliği olmadığı gibi, cariye ve köle düzeni vardır... Demek ki İslamın anayasasında çağımızın insan haklarını benimsemek yolu kapalıdır... Önce bu gerçekler herkes tarafından biline!.. * Şimdi gelelim bizim türbancı Müslümanlara; Kuranıkerim"in kadınlar hakkındaki tüm yasalarına sırt çevirip türbancılığı politikada meslek edinenlere... Nur suresinde bu konuda şu kural konuyor: "Ey Muhammet , Mümin kadınlara söyle... Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar..." Kuranıkerim"de türban ya da sıkmabaş yoktur; boyun sarıp sarmalanmayacak, başörtüsü göreneksel usul üzerine yakaların üzerine salınacaktır... * Atatürk devrimi Anadolu Türklüğüne ve Müslümanlığına çağdaşlığın, uygarlığın, insanlığın yolunu açmıştır... Türbanı bir flamaya dönüştürüp siyaset sahteciliğinin en büyüğünü yaparak Müslümanlık taslayanlar ikiyüzlü yalancılardır... Bunlar Müslüman değil, kutsal Müslümanlığı kullananlardır... Topu cehennemliktir; çünkü Anadolu insanına en büyük kötülüğü yapıyorlar... |
Islam Yegane Hayat Nizamidir
<a href="redirect.jsp?url=http://www.ateizminsonu.com/forum/index.php?showtopic=14
Ateistlerin" target="_blank">http://www.ateizminsonu.com/forum/index.php?showtopic=14 Ateistlerin</a> çarpıtmalarına rağmen İslâmiyet bütün sadeliği ve yeniliğiyle beraber apaçık ortadadır. Kendisine ateistlerce (özellikle materyalistler) atfedilen olumsuz niteliklerin çok uzağında, çağımız insanına bir umut olma özelliğini muhafaza etmektedir. İnsanlığa hitap eden din (İslâmiyet) ateistlerin düşündüğünün aksine ne bir ideoloji, ne sadece ekonomik ve politik bir yapı, ne de felsefî bir dünya görüşüdür. O evreni ve canlıları kucaklayan, bütün insanları insan olmak bakımından hoşgörüyle karşılayan, onları dili, rengi, kültürü, sosyal statüsü, ekonomik durumu, cinsiyeti, nesebi ya da geçmişiyle yargılamayan tek Tanrı inancını savunan, putperestliği yıkan ve yeryüzünde adaleti amaçlayan engin bir inanç sistemi ve hayat düzenidir. Büyüklüğü ve kucaklayıcılığı içerisinde yaşamın her alanıyla ilgili olarak bizlere temel ilkeler sunan, hayatî konularda çözüm yolları öneren evrensel bir değerler sistemidir. Canlılara şefkatle yaklaşılmasını isteyen, insanlar arasında iyiliği ve dürüstlüğü tavsiye eden ve maddi âlemin geçici olduğunu düşündüren bir yaşam tarzıdır. Bu anlamda İslâmiyet herhangi bir teorisyenin zihnine sığacak kadar dar olmadığı gibi, bütün varlığa, tarihe, toplumsal yapıya ve insanlığa idelojilerin yaptığı gibi tek bir ilkeyle yaklaşacak kadar da sığ bir bakış değildir. Sosyal alanda toplum ve fert dengesini gözeten İslâmiyet, hem ferdin hem de toplumun haklarını koruyan, toplumsal düzenin yanında bireysel hakların da savunucusu olan ilâhî bir dindir. İslâm birtakım ideolojiler gibi toplumla fert arasında uçurum oluşmasına imkân tanımamış, birini diğerine feda etmemiştir. Hukukta adalet ve eşitlik ilkesini esas almış bütün insanların bunlara her koşulda riayet etmelerini tavsiye etmiştir. İslâmiyet çalışmayı, ticareti, dürüst yollarla para kazanmayı teşvik etmiş, aldatmayı, yalanı, sömürüyü ve borçluyu ezmeyi ise şiddetle yasaklamıştır. Bilimde araştırmayı ve tecrübeyi teşvik etmiş, hurafelerin, bâtıl inançların ve kâhinliğin şiddetle karşısında yer almıştır. Yönetimde danışmaya ve seçime önem vermiş, idarecileri de halkın hizmetçisi olarak görmüştür. Halkına zulmeden yöneticilere, krallara, sultanlara, diktatörlere lânet okumuş, onları müşfik ve merhametli olmaya çağırmış yönetimde yaşlı, yoksul, kimsesiz ve zayıfların kollanmasını tavsiye etmiştir. İslâmiyet her türlü egoizmi ve ırkçılığı reddetmiş, bu amaçla öldürmeyi ve zulmetmeyi reddetmiş, bir başkasının canına, malına, ailesine, inancına ve özel yaşamına müdahale edilmesini de yasaklamıştır. Müslümanlara, müslüman olmayanların inançlarına da saygı göstermelerini ve kesinlikle bir başkasının inancına kötü söz söylememesini tavsiye etmiş, kimseye de inanç konusunda baskı yapılmamasını öğütlemiştir. İslâmiyet günlük ibadetin temiz olan her yerde yapılabileceğini belirtmiş, bu iş için herhangi bir mekân şartını koşmamıştır. Namaz, oruç, zekât ve hac gibi belli şekil ve zamanlarda yapılması zorunlu olan ibadetlerde dahi insan vücudunun ve psikolojisinin yapısını göz önünde bulundurmuş, hastalık, bilgisizlik, tehlikelidurum, çocukluk, yaşlılık, unutkanlık vb. durumlarda kimseyi sorumlu tutmamıştır. İslâmiyet inancın kul (insan) ile Tanrı arasındaki bir mesele olduğunu belirtmiş bu konuda olumlu ya da olumsuz dış müdahaleyi yasaklamıştır. Âlimlere büyük önem vermesine rağmen, onlar dahil olmak üzere kimsenin Tanrı adına söz söyleyemeyeceğini ve insanlara dayatma yapamayacağını ifade etmiş, hıristiyanlıkta görüldüğü gibi ruhban sınıfına da (klerikal yapılanma) imkân tanımamıştır. İslâm ibadetlerde dahi insanla Tanrı arasına kimsenin giremeyeceğini belirtmiş, insanlar arasında hiçbir kimsenin bir diğerini cennete ya da cehenneme gönderme yetkisinin bulunmadığını ifade etmiştir. Din âlimi dahi olsa kimsenin din adına affetme ya da ceza verme durumunda olmadığını söylemiştir. İslâmiyet ibadetlere büyük önem vermekle birlikte insanların bunların eksikliğinden dolayı ümitsizliğe ya da karamsarlığa kapılmalarını da iyi görmemiş bir an önce bu tür insanların kendilerini toparlamalarını tavsiye etmiştir. İslâmiyet çeşitli gerekçelerden dolayı alkol, uyuşturucu ve kumar gibi alışkanlıklara kapılanların da kendilerini bırakıp, dinden uzaklaşmamalarını istemiş, zor olsa bile bu tür alışkanlıkların tedrîcen sona erdirilmesi gerektiğini hatırlatmıştır. İslâmiyet ümitsizliği de yasaklamıştır. Geçmişi ve yaptıkları ne olursa olsun bir insanın Tanrı’ya dönebileceğini ve yaşamın her safhasının da bu iş için güzel bir fırsat olduğunu ifade etmiştir. Görüldüğü gibi İslâmiyet gerek bireysel, gerek toplumsal ve gerekse evrensel açılardan mutluluğun temini yönünde ilkeler ortaya koymuş, niçin var olunduğu ve nereye gidileceğine dair getirmiş olduğu açıklamalarla insanlara bir vizyon sunmuştur. Ateizmin ise insanlara bir vizyon sunması ve varlık alemiyle ilgili tatmin edici açıklamalar getirmesi bugüne kadar mümkün olmamıştır. Sadece niçin var olduğumuzla alâkalı olarak değil ayrıca nasıl var olduğumuz ve nereye gideceğimizle ilgili olarak da ateizmin sunacağı bir şey bulunmamaktadır. Doğrusu ateizmden böyle bir izah beklemenin de anlamı yoktur. Çünkü kendisi reaksiyoner bir tavırdır. Sistemli ve ahenkli bir dünya görüşü ortaya koymak yerine dine ve Tanrı inancına karşı eleştirel bir tutum takınmakla yetinmiştir. Ortaya yeni bir şey koyamadığı gibi insanların ufkunu açacak, onlara ümit verecek ve geleceği aydınlatacak bir sistem de sunmamıştır. Yukarıdaki durum ideolojik ateizm için de söz konusudur. Orada dahi her türlü dayatmaya ve fikrî doğmatizme rağmen tıkanma olmuş ve insanların yeni arayışlara girdiği gözlenmiştir. Hâlâ bir kısım insanların teorik olarak ideolojik ateizmden vazgeçmemiş oldukları gözlense de sonuç itibariyle onların da özeleştiri de bulundukları bilinmektedir. Her şeye rağmen İslâmiyet bütün sadeleği ve çekiciliği ile insanlığın önünde durmaktadır. Geleneğin ve değişik kültürlerin her türlü olumsuzluğuna rağmen İslâmiyet"in öz kaynakları (Kur"an ve Hz. Peygamber"in dinle ilgili sözleri) bizlere tarihi kaynaklarca ulaştırılmıştır. Görünen o ki geleneğin bizlere sunduğu İslâmla kaynakların bizlere anlattığı İslâm arasında da azımsanmayacak ve küçümsenmeyecek farklılıklar bulunmaktadır. Özünde barış, kardeşlik, erdemlilik, temizlik, insan severlik ve hoşgörü olan İslâm ne yazık ki günümüzde, olduğundan farklı bir şekilde sunulmuştur. Bütün insanlığa hitap ettiği halde özellikle Ortadoğudaki bazı toplumların gelenek ve kültürleriyle özdeşleştirilen İslâm, kendine en fazla ihtiyaç duyulduğu bir asırda kenarda kalmış ve modernitenin ihtiyaç duyduğu manevi boşluğu doldurmasına müsade edilmemiştir. Bilgisiz ve kaba insanlar yüzünden de bazı çevrelerce kendisinden nefret edilen ve uzaklaşılan İslâm dini her türlü hurafeden, paganizmden, fetişizmden, büyücülükten, miskinlikten ve bilim düşmanlığından uzak olduğu halde gerici bir din gibi takdim edilmiş ve karalanmıştır. Geleneğin (özellikle son bir buçuk iki asırdır) bizlere sunduğu İslâm karşısında bazı ateistlerin itirazları da doğrusu anlamsız değildir. Her halükârda onların da insan unsurundan kaynaklanan birtakım olumsuzlukları görmeleri ve dinden uzaklaşmaları ihtimal dahilindedir. Nitekim günümüzde de böyle olaylara sıkça rastlanmaktadır. Ancak bunun sorumlusu ne dindir (İslâmdır), ne yaşamı bizlere bahşeden Tanrı, ne de "Birbirinizi sevin. Sevmedikçe iman etmiş olmazsınız..." diyen Hz. Peygamber"dir.(81) |
Fata Morgana
Dieser Beitrag erinnert mich an eine Fata Morgana, eine Luftspiegelung besonders in Wüstengebieten zu sehen sind und etwas unreales vorgaukeln.
Eigentlich klingt es wie ein Märchen, dass von der Wirklichkeit ablenken soll. |
Keine Chance dem RASSISMUS!!!!
guten tag,
würde gern was loswerden und zwar das sich hier ein user bzw. mitglied "alevibogan" mit diesem nick sich hier anmelden darf. ist ja wohl eine frechheit und umverschämtheit das das hier so durchgeht!! leider weiß ich nicht bei wem ich diese beschwerde loswerden kann, deshalb hab ich es hier gestellt. würde mich freuen wenn besagter mitglied drauf aufmerksam gemacht wird und "es" gelöscht wird. freundliche grüße! GuleSor |
Hmmm
Wie bitte?
!Alevibogan! Das Gästebuch beseitigt dann auch noch den letzten Zweifel das es sich um ein geschmackloses Wortspiel handelt. Wenn die Vaybeesupport Menschen den nicht sperren weiß ich auch nicht wofür die die Hilfe uns Support Funktion eingerichtet haben. Aber ich habe mich auch vor einigen Wochen per Mail bei denen beschwerd. Erst kam eine vielversprechende und rasche Antwort und dann nichts mehr. Das beste wird wohl sein eine alternative Seite jenseits des braunen Gestanks von Faschismus und Rassismus aufzubauen. Hochachtungsvoll Gabriel |
"Rassismus"
Ich gebe euch Recht und unterstütze die "Sperrung bzw. Löschung" solcher Mitglieder in diesem Forum. Es sollte zu fairen Diskussionen und Gedankenaustausch dienen und nicht zu Feindseeligen und Unqualifizierten splittungen führen.
|
"ot gelmis, ot gideceksin"
Atatürk kim????
Bizim dinimizi,kültürümüzü, dilimizi, yazimizi silip süpüren....iste ....O...Mustafa Kemal!!!! Yada: Mustafos Kemalos"mu acaba??? Kemalistler, sayet ileri görüslü, demokrasi, vs.....ise: hangi hakla, annelerimizin, bacilarimizin basörtülerini, arabca yazimizi (kurani okumamak icin) degistireni, tek dogru ve gercek bilen CAHIL seni !!!! Sen ve senin fikrindekilere aciyorum....kayib olmus kuzu gibisiniz........ oturun simdi kiristinaylarin kucaklarina, zaten soyundurup verdiniz analarinizi, bacilarinizi onlarin kucaklarina....simdide laiklik ürüryorsunuz NAMUZSUZ"lar!!!!! Sizin gibilerin Türkiyemde, Islamiyet"de yeriniz yoktur. YASASIN AKP, YASASIN MHP, YASASIN TÜRKIYE !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! !!!!!!!!!!!!!! |
"....eeey kabuklu seven Hocacim ;-)
senin bu ilan ettiklerin amacini bir bilsem???
seni üzen kim? derdin ne ?arayip, bulamadigin birsey nedir?? bize izah edersen, belki yardimcin ola biliriz !!!! Yani,dinsiz oldugunu anladik. Hiyari tercih ettigine"de anladik. Baska ?????? ey öküz aleyhisselam......... |
Affen gibts halt nicht nur im Zoo
man sollte solch einem asozialen geistigen Tiefflieger nicht zu viel Beachtung schenken...;)
mit solchen Äusserungen beweisst dieser Affenmenschen doch nur sein geistiges und kulturelles Niveau...wenn man überhaupt von einem sprechen kann:) |
Dini konularnan alay gecme
dindar kardesim,
esselamüaleyküe ve rahmetullahi ve beraketühüüü, ilk önce bir Hazreti Mehdi (S.A.V.) ve radiyallahuanhüma ile nasil konusulmasi gerektigini ögren, eger dini ve adab egitimi alma imkanin yoksa, sana Cübbeli Amad (S.A.V.) efendimizin kasetlerini tavsiye ederim. Yalniz orijinal olmasina dikkat et, kopi edenlere hakkini helal etmio, cehennemlik olursun sonra. Islam ahlakiyla ahlaklan, dört hatun al, karikatür-ü serif-ü günde 1500 defa"Medet, sefaat, ya ilahi Muhammed (S.A.V.)" diye papagan gibi tekrarla, ondan sonra benle muhatap ol. Bir Seyh Hazretleriyle, gayipden vahiyler alan bir mehdi peygamberle böyle konusulmaz. Eline diline beline ve gucci tangana sahip ol dindar kardesim, 99 öküzler seni korusun, hü dost fii emanillah... |
hem poh ye hemde tiksin
salaksin sen dindar kardesim, göklerden indiremedigin akp mhp bilmem neidügü belirsizlerin izledikleri "ha hepsin ya hic, ya türksün ya üic" sözlerine niye karsi cikmiyosun? oda ayni pohun yesili degilmi?
ha, muhammed´de türk olmayanlar kategorisindemi acaba? cübbeli amad hocam bu konuda fetva vermeyi unutmus, sana sorim dedim. eline diline beline sahip ol, hüü dost fii emanillah... |
dindar bacim
sen yazinin tamamini okudunmu? :)
fii emanillah... |
fikiret kardesim
bir türkün "arabca yazimizi" demesi, atin "havlamamizi" demesi gibi paradox olmus az bucuk. önce hatirlatim dedim.
arabca bizim yazimizmiydi geri zekali dindar kardesim? kilik kiyafet, din veya dil olsun, insanlara getirilen haksiz kisitlamalari bende hos karsilamiyorum. ama oda senin göklerden indiremedigin, fasist militarist rejimin bir meyvesidir kuzum. "Yasasin Türkiye" diye diye intihar edeceginize, yasatin türkiye´yi icindeki insanlari. alt tarafi üc bes capulcunun toplanip ne oldugunu bilmedigi bir türklügü tekeline aldigi bir ülke. eline diline beline sahip ol dindar kardesim, fii emanillah... PS: Türkiye türkce bir kelime degil :-) |
o.T.
es geht mir hier nicht um beachtung oder
sein niveau feststellen. worum es hier geht ist das er sich mit diesem nick die nunmal präsent und zu sehen ist, ohne jegliche probleme auftretten kann. wenn er das kann, heißt das das es ok ist und genau darum geht es RASSISMUS ist nicht und kann nicht Ok SEIN!!! niemand hat das recht eine andere glaubens richtung zu beleidigen, und mit diesem nick ist das mehr als nur eine beleidigung. rassismus muss man bekämpfen,in jegliche form !! leider habe ich bis jetzt noch keine mail oder beachtung vom vaybee team bekommen diesbezüglich, was ich sehr schade finde. bir insan olarak...gözu kapali davranamam irkci tavirlara yer veremem!! lütfen sizde vermeyin. |
Mann Braucht..
keinen solchen nick um jemanden zu beleidigen.
schau dir Aysenisahoca an, und ihr beiträge im forum. sie beleidigt permanent gläubige menschen. da finde ich das harmlos mit dem nick. |
o.T.
wenn jemand sich hier als "alevitenmörder"
einloggt und es für dich keine beleidigung darstellt....dann kann ich dir auch nicht helfen. |
o.T.
wer will den das du mir hilfst??
du verstehst nicht was ich schreibe ,also hilf dir selbst wenn du kannst...aber dir ist wohl nicht zu helfen. |
o.T.
keine sorge, das mache ich ganz bestimmt!
und als abschluss wirst du diesen so "nicht schlimmen nick" hier nicht mehr finden. das eigentliche ist das thema "rassismus" und nicht wie schlimm oder schwach einige mitglieder es hier präsentieren. hoffe war verständlich genug. |
cokmu dokundu dindar kardesim? :)
die beleidigung gläubiger menschen kann nicht schlimmer sein, als andersgläubige zu töten. es sei denn, die beleidigten sind islamistische yobaz, dann lieber andere töten ist harmloser.
keep cool brother, jesus knows me :) hüü dost, eline diline beline sahip ol, Hz. Mehdi´yle alay etme, karikatürü serif seni carpar sonra fii emanillah... |
ölmüslerinin ruhuna degsin
dindar kardesim, cok güzel yazmissin, devam et böyle.
"yag satarim, bal satarim, islam ölmüs ben satarim" " el- fatiha"... |
yazar yazmas kirmizi
genemi aybasili geziyo bu yariinsanol?
|
Görüs Meselesi..
Görüs Meselesi!
1.Allah insana Vatanina ve Hakkini yedirme diyor bende okudum ve biliyorum, ama Allah bunu can alarak demiyor! Und auch nicht mit HASS sondern man soll die Falschen auf den richtigen weg bringen.. Bu bizim görevimiz... Görevimizden fazlasi sarardir... 2.Türkler Berlini elbette ele geciremez bu dogru olmayan bi Mantik, ama büyük bi olayi unutuyorsunuz o ise su: Berlin hic birzaman türklerin degildi ve Almanlar Türklere hic birzaman Toprak sözü vermemistir, ve almanlar türklerin dilini hic birzaman yasaklamamistir... Tarih: Türkiye Osmanli döneminden ciktiginda Atatürk kürt halkina severes kontratinda toprak sözü veriyor, ve Kürt halki bu ülkeyi kurulmasinda katkisi oluyor.. Ülke kuruldugundan sonra Lousanne Kontratinda Ismet Inönü Kürt halki deyimini hic kullanmiyor bile, yani Kürt Halki yok sayiliyor... 1938 Dersim Isyani... Burda ülke Dersimde yasayan kürt halkini sornan Dersimden sürgün ediyorlar ve binlerce kürt insani katlediliyor... Dersim isyanindan sonra 1961 darbesinece ülke kürtleri unutturuyor darbeden sonra kürtler yine uyaniyor ve hakkini ariyorlar.. Ülke ama Kürt sorununu cözmek yandasi degil ve Kürtlere hic bir noktada hak verilmiyor.. 1.Dil yasagi.. 2.Kültür yasagi.. 3.Kürdüm deme yasagi.. Bunun üzeri 1980 Kenan Evrenin yaptigi askeri darbesinde Anayasasi üzeri Kürt dil yasagi konuluyor bu karardan sonra Kürt halki iyice kizginlasiyor ve belirli örgütlesmeler yapiyorlar.. 1983 bu yasaklardan dogan bir PKK doguyor.. Basda PKKnin teorisi toprak derdi degildi.. 1.Dil yasagi ortadan kalkmasi... 2.Kürt halkinin varligini kabul edilmesi... 3.Özgürce yasam Türkiye topraginda... Bunu Basaramadilar.. Ve sonuc bugüne geldi.. ve bugün Tarihden sizin gibileri kactigindan BARIS noktasini bulamiyoruz... Insallah anlata bilmistirim... P.s.: Allah Insana Hakkini savun diyor! Türkün Hakki varsa Kürdün Hakki yok mu? Hak söyle bir olay: Senin acindan Sen Hak yolundasin ve diger irklardan olan diger kisilikler ise onlarda Hak yolunda.. Simdi size bi soru KIM HAK yolunda????????? Siz mi yoksa Onlar mi? Benim icin tek dogru yol ise su: Vatan Insanlarin yarattigi olgu Insanoglu o yaratigi Vatani sevmeli ama yasanilan dogruluklari görmeli! Örnek: 1.Türkiyede suan 2007 yilinda halen Insan Haklari dogru bir düzeyde degil! 2.Türkiye bu sürecece halen yasanilan kanli tarihi kabullenmiyor! 3.Almanya 2.Dünya Savasinin en cok hasar alan ülkesi, ama bugün Almanya Türkiyeden cok daha gelismis, nedeni Tarihini kabuleniyor ve Ülkesinde yasayan her toplumu 100de 100 kabulleniyorlar! 4.Türkiye herzaman dogrulardan kacarlar, bir örnek örnek icinde Türkiye Futbolu: Hakan Sükür yaslandigi halde halen Hakan Sükür halen Hakan Sükür! Gercek ise Hakan Sükür yasli ve yenilere yol vermeli! Sistemde ayni halen Atatürkün yaptigi Devrimle övünüyoruz, oysa suan Türkiye coktan Atatürkün devrini asmis.. 5.Türkiyede Türkiyeye güzel ülke olmadigini söyledigin anda ülkede belirli cahil kalmis kesimler hemen saldiriya hazir! (Düsünce Özgürlügü yok) 6.Türkiyede nezaman ayri düsünce oldugu zaman o kisi hemen bölücülükle yargilaniyor! Oysa Atatürk düsüncesi ugruna Ülkeyi kura bildi! 7.Eger ki Düsünmek yasak ise Allah neden bize Düsünceyi vermis? 8.Insanoglunu kisitlamak Allah yolunda Hak yoluna vardirmaz... 9.Türkiyede yirminci yüzyilda halen ilkel topluluktakisi gibi yasayan egitimsizlikten dolayi halen 37 can diri diri yakila biliyor! 10.Türkiye iste böyle Türkiye... Bunlari ben söyleyince Ülke Düsmani olarak görülmem tam Ülkenin istedigi bir acidir!!!!!! Ben Türküm 100de 100.. Ama gercekleri gören ve Düsünceme Kilit vurmayan bir Türküm! Türkiyenin gelismesi icin Düsünceme Kilit vurdurmuyorum ve Okuyorum ögreniyorum ona göre yorum yapiyorum!!!!!!!!!!! Fasizimin Belirtileri: 1.Düsünce Özgürlügüne Yasaklar! 2.Askeriye halen Hükümete karisa biliyor! 3.Insan Haklari denen olay bitiyor! 4.Ayri dilden ayri Irktan Insanlar kücümseniyor! 5.Esas olan Tarihi gizliyorlar! 6.Kendi Ülkeni diger Ülkelerden üstün görme felsefesi! 7.Dogrular Yalnis Yalnislar Dogru oluyor! Fasist olmak iyi bir düsünce tarzi degil! Ülkeyi Sevmekle Fasist olunmaz! Milliyetcilik ülkeye Düsünce yaratmaktir! Milli duygu eger ki Ülkede bir sorun varsa o sorunun nerden dogdugunu bilmek ve Hakki yenilen halka hak vermektir! Fasizim Allah yoluna tam ters düsen bir düsünce tarzidir, Fasist düsünce tarzinda diger düsüncelere yer yok! Bazen hakli olmak istesen bile hakli olana hakli diye bilmek üstünlüktür! Eger ki gercekten Sehitlere üzülüyorsaniz ve gercekten o ölen bebelere üzülüyorsaniz.. Bunun temelini arastirin! Unutmayin ki Siz sizin acindan Hak yolundasiniz, bir Kürt ise kendi acisindan Hak yolunda ve sizin Askeriniz Sehit düsüyorsa onlarin Analari agliyorsa ve siz sizin askerlerin hak yolunda sehit düstü diyorsaniz, bunun diger yandan ayni sekilde oldugunu kabul etmek sorundasiniz! Allah her insana Hak verir ve o hakki sirf kendinde gördügün anda diger insani kücümsersin bu ise GÜNAH! Dogru yol sudur: Kendi yasamak istemedigini karsindakine yasatma! Bunu söyle anlatirim dil yasaklaniyorsa kendi dilim yasaklansa ne yaparim diye düsün! Ve Hak yolunu böyle görürsün! Tesekkürler........... |
Düsünmek Yasak!
Selamlar..
Insanlarin en önemli organi Beynidir, bir insan beynini kullanmadigi anda kalbi durur ayaklari tutmaz kollari kalkmaz v.s Bunu her birimiz biliriz.. Ilkel toplulukta eger ki Insanoglu Atesi icaat etmeseydi bugün beynimiz ayri düsünceleri üretemeyecekti. Örnek Ates olmasaydi bugün Isik olmayacakti. Ates olmasaydi bugün oturdugumuz sandalye olmayacakti. Yani Insanoglunun en önemli bulusu Atesdir. Nedeni su: Insanoglu ates olmadigi sürecte Cig et yermis ve cig et Beyni gelistirmez. Atesin bulusundan sonra insanlar Eti Kizartip yemeye baslamistir ve bu ise insanoglunun Beynini gelistirmesi icin cok önemli bir gidisatdir. Dedigim gibi Insanoglu Ates bulusundan sonra hizli bir sekilde belirli düsüncelerinden dolayi farkli farkli seylerin bulusunu yapmis. Örnek: Teker, Isik, Atom, düsünce tarzlari (demokratie, diktatörlük v.s) Demek ki Beyin kullanildigi zaman insanlar illerler. Eger ki böyle ise neden bazi ülkelerde düsünceye kilit vurulmustur? Örnek: 20. Yüzyilda 2. Dünya Savasi (Fasist Diktatörlük dönemi) Nice saairlerin, yazarlarin, resamlar, sanatcilarin eserleri yok edildi. Düsünmek Yasaktir denildi! Bir sistem kurulmustu bu sistemde sirf bi yol vardi o ise sirf alman toplulugu kurmakti! Biz Türkler bu 2.Dünya Savasinin dogru olmadigini söyleye biliyoruz, ama kendi ülkemizde 2.Dünya Savasinda oldugu gibi insanlarin düsüncelerine Kilit vuruyoruz. Eger ki Insanoglu düsünmeseydi ne olurdu? Bugün Insanoglu kurdugu dinleri, kurdugu ülkeleri, oturdugu sandaleysini, yedigi döneri v.s yasaya bilecekmiydi? Neden ben bu Basligi actim size söyle anlatayim! Dedigim gibi Düsünce Düsünmek icin vardir, eger ki bir düsünce arkasinda duruyorsaniz o düsünceyi düsünmek sorundasiniz ki illerleme yasayaniz! Bi Kac örnek Türkiyeden. Türkiye avrupa birligine girmek istiyor, ve halen 21. Yüzyilda insanlar düsüncesinden dolayi yargilaniyor. Düsünmek Yasak! 1.Mustafa Suphi 1883-1921 (Düsüncesinden dolayi Karadenize atildi ve Katledildi) 2.Nazim Hikmet 1902-1963 (Düsüncesinden dolayi yillarini mapusda gecirdi, sonra sürgün oldu ve Moskova topraginda kömüldü) 3.Deniz Gezmis 1947-1972 (Düsüncesinden dolayi Idam edildi ve ayni anda Yusuf Aslan ve Hüseyin Inanda ayni) 4.Mahir Cayan 1945-1972 (Düsüncesinden dolayi haince vuruldu) 5.Ibrahim Kaypakkaya 1949-1973 (Düsüncesinden dolayi aylarca iskence gördü, iskencenin sonucu ölüm oldu) 6.Metin Göktepe 1969-1996 (Düsüncesinden dolayi Polislerden haince dövülerek öldürüldü) 7.Ugur Mumcu 1942-1993 (Düsüncesinden dolayi katledildi) 8.Ahmet Kaya 1956-2000 (Düsüncesinden dolayi sürgün edildi ve Toprak hasretine dayanamayip öldü) 9.Hrant Dink 1954-2007 (Düsüncesi ugruna haince öldürüldü) 10.Sivas Madimak 1993 (Düsünceleri ugruna 37 can diri diri yakildi) Bunlar sirf 10 düsüncesi yasaklanan örnekler... Bunlar duyulanlari! Türkiyede ama Milyonlarca düsünce tutuklusu ve yüzbinlerce insanlar katledildi... Saygilarimla... |
Politik einatmen..
Hi Leute...
Ich wollte kurz auf das thema Politik eingehen! Alle menschen die auf dieser erde leben machen Politik, Politik bedeutet nicht das man sich über Politik unterhaltet man lebt es... Tag und Nacht! Jedes neugeborene Kind fängt mit Politik an zu leben, denn jedes neugeborene kind ist verschuldet.. Politik ist an erster Linie Ekonomie das heisst Geld! Es geht in erster linie darum viel Geld zu haben! Alleine dieser Terror was unser Land derzeit durchmacht da geht es ebenso um Geld, denn es geht um MACHT und MACHT ist Geld! Wir als normales VOLK sehen leider die dinge mit falschen perspektiven z.B für uns ist das LAND so wichtig das wir unsere SOLDATEN in den Krieg einmaschieren lassen! Aber für den Staat geht es nicht um das LAND sondern um MACHT also GELD! Wir sollten aufhören Falsche Patrioten zu sein und anfangen Richtige Patrioten zu werden! Richtige Patrioten: Das sind Menschen wie es Einst Atatürk war, keiner erwartet das jeder Atatürk wird, sondern anfangen das Volk was in unserem Land lebt zu LIEBEN! Egal Kurde oder Deutscher! Was in unserem Land lebt müssen wir Lieben! und anfangen den Hass auf andere Nationalitäten zu beendigen! Der Staat sorgt für den Hass der Bevölkerung alleine deshalb weil sie MACHT haben wollen! Wir sahen dies als Amerika mit 11. September kam und den ISLAM zu feinden machten! Sie gingen wie folgent weiter: 11.September=Islam sind Terroristen=Osama Bin Laden wurde gesucht=Saddam wurde zerstört=Und jetzt wird das ÖL in Irak Kontrolliert! Seltsam oder??? Es ist ein spiel der Staaten wo wir als Normales Volk niemals dahinter kommen.. Wir können nur eins machen, der staat kann uns füttern mit HASS und wir nehmen es an! ODER Wir nehmen den HASS der staaten nicht an und werden schlauer und bekämpfen den Hass mit LIEBE...! ps.: Habe einige Rechtschreibfehler sorry dafür Bye Leute... |
du arme Seele.....
.......Jesus knows you??? I hope he will fuck you deep and split your Ashole ;-)
Thats what you are missing in your pure life !!! Loser for EVER ! |
...ellerine saglik......
fakat umarim, bu büyük ve dogrulari buradaki bazi cahil (bil hassa: ..hoca..) rumuzlu, maalesef asla anlayamaz. Cünkü, anliyorda, gercekler ortada, fakat itirafla hayatini sürdürmeye cezalanmis...ZAVALLI !!!
diger bu sitede gercekce bu hayat, din vs. leri kardesce ve nizamli sohbetlesmek (ve bir kendilerine uyari duyanlara) hos fikir tartismalar dilerim. |
o.T.
------------
>Hi Leute... >Ich wollte kurz auf das thema Politik eingehen! Alle menschen die auf dieser erde leben machen Politik, Politik bedeutet nicht das man sich über Politik unterhaltet man lebt es... >Tag und Nacht! Jedes neugeborene Kind fängt mit Politik an zu leben, denn jedes neugeborene kind ist verschuldet.. >Politik ist an erster Linie Ekonomie das heisst Geld! Es geht in erster linie darum viel Geld zu haben! >Alleine dieser Terror was unser Land derzeit durchmacht da geht es ebenso um Geld, denn es geht um MACHT und MACHT ist Geld! >Wir als normales VOLK sehen leider die dinge mit falschen perspektiven z.B für uns ist das LAND so wichtig das wir unsere SOLDATEN in den Krieg einmaschieren lassen! >Aber für den Staat geht es nicht um das LAND sondern um MACHT also GELD! >Wir sollten aufhören Falsche Patrioten zu sein und anfangen Richtige Patrioten zu werden! >Richtige Patrioten: Das sind Menschen wie es Einst Atatürk war, keiner erwartet das jeder Atatürk wird, sondern anfangen das Volk was in unserem Land lebt zu LIEBEN! Egal Kurde oder Deutscher! >Was in unserem Land lebt müssen wir Lieben! und anfangen den Hass auf andere Nationalitäten zu beendigen! >Der Staat sorgt für den Hass der Bevölkerung alleine deshalb weil sie MACHT haben wollen! >Wir sahen dies als Amerika mit 11. September kam und den ISLAM zu feinden machten! >Sie gingen wie folgent weiter: 11.September=Islam sind Terroristen=Osama Bin Laden wurde gesucht=Saddam wurde zerstört=Und jetzt wird das ÖL in Irak Kontrolliert! >Seltsam oder??? Es ist ein spiel der Staaten wo wir als Normales Volk niemals dahinter kommen.. >Wir können nur eins machen, der staat kann uns füttern mit HASS und wir nehmen es an! >ODER >Wir nehmen den HASS der staaten nicht an und werden schlauer und bekämpfen den Hass mit LIEBE...! >ps.: Habe einige Rechtschreibfehler sorry dafür >Bye Leute... > ------------ wow..also ich bin sprachlos:) du hast vollkommen recht und es hat mich echt sehr beeindruckt was du hier geschrieben hast respekt;) |
o.T.
Ich danke dir.. :)
|
???
(Milliyetcilik ülkeye Düsünce yaratmaktir!
Milli duygu eger ki Ülkede bir sorun varsa o sorunun nerden dogdugunu bilmek ve Hakki yenilen halka hak vermektir! ) Merhaba.!!! Yukarıda aktardığım parağraf sizdendir. Milliyetçi düşünce, eğilim, yaklaşım ne adına olursa olsun sonunda kendi tebaasının dışında olanlara yaşam hakkı tanımaz, kendi tebaasının içinde milliyetçiliği benimsemeyenlere de yaşam hakını tanımaz. Fransız ihtilali ile ortaya çıkmış hastalıklı bir ideolojidir. Bir insan, bir birey salt insan olduğunun onuru ile onurlu işleri dünya insanlığı için hiç bir ayırım gözetmeden yapar... Tüm milliyetçi ideolojilerin, (ulus devlet) yapılanmasının varacağı sonuç mutlaka savaştır. Ortaçağda din şovenizmi, Fransız aydınlanma çağı ile yurtseverlik ve Hitler Mussoloni ile de milliyetçilik, şovenistlik ve ırkçılık ile dünya insanlığına yalnızca savaştan ve silah tüccarlarından başka bir şey sunmamışlardırlar. Miliyetçiliğin her türlüsü tehlikelidir, ama sol, ama sol ama başka versiyonları olsun. Selamlar... |
Bunun dışında.!!!
Yazınız genellikle olumlu, lakin milliyetçiliği, yurtseverliği bir gelişim ilkesi olarak sunmak, kabullenmek her nihayetinde varacağı yer mutlaka doğruluğunu kabullendirebilmek için bir karşıtını yaratmaya, bir düşmanı var etmeye adamış egemenliği bir kural, bir nizam, bir yasa olarak baskıcılığı bir ilke olarak gören en tehlikeli yapılanmadır. Bütün belaların temeli öz olarak sağ veya sol, yada kimisine göre tutucu, kimisine göre şoven dinsel baskıdır.
Tuhaftır Türkiye solunun da en büyük hastalığı sol milliyetçiliktir. |
Ayrıca Miliyetçilik ülkeye düşünce,
aktarmaz var olan hastalıklı düşünceleri yaymaya çalışır. Bir hastalık ancak hastalık yayabilir. ve miliyetçiliğin her türlüsü insanlığı yok eden temel bir hastalıktır.
|
Güzel kardeşim sordun ve cevabını aldın.
Ve lütfen bir de vaybenin Alman devletine sunduğu kuruluş bildirgesini oku.
Her türlü ırkçı yazılar burada yazılamaz yazar. Ve şimdi nerede olduğunu bir daha düşün. Selamlar... |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 18:55 Uhr. |