![]() |
Ana Rahmindeki Ikizler
Anne rahmine düşen ikiz kardeşler önceleri herşeyden habersizmiş. Haftalar birbirini izledikçe onlar da gelişmişler. Elleri, ayakları,iç organları oluşmaya başlamış. Bu arada, etraflarında olup biteni farketmeye başlamışlar. Bulundukları rahat, güvenli yeri tanıdıkça mutlulukları artmış. Birbirlerine hep aynı şeyi söylüyorlarmış:
"Anne rahmine düşmemiz, burada yaşamamız ne harika değil mi? Hayat ne güzel şey be kardeşim!" Büyüdükçe, içinde yaşadıkları dünyayı keşfe koyulmuşlar. Öyle ya, hayatın kaynağı neymiş? İşte bunu araştırırken, karşılarına anneleriyle onları birbirine bağlayan kordon çıkmış. Bu kordon sayesinde, hiçbir zahmet çekmeden, güven içinde beslenip büyütüldüklerini tesbit etmişler. "Annemizin şefkati ne kadar büyük! Bize bu kordonla ihtiyacımız olan herşeyi gönderiyor." Artık aylar birbiri ardınca geçiyor, ikizler hızla büyüyor, diğer bir deyişle " yolun sonu"na yaklaşıyormuş. Bu değişiklikleri hayretle gözlemlerken, bir gün gelip bu güzelim dünyayı terkedeceklerinin işaretlerini almaya başlamışlar. Dokuzuncu aya yaklaştıklarında, bu işaretleri daha kuvvetli hissetmeye başlamışlar. Durumdan telaşlanan ikizlerden birisi diğerine sormuş: "Neler oluyor? Bütün bunların anlamı nedir?" Öteki daha sakin ve aklı başındaymış. Üstelik, bulundukları bu dünya çoğu zaman ona yetmiyor; duyguları daha geniş bir alemi arzuluyormuş. O cevap vermiş: "Bütün bunlar, bu dünyada daha fazla kalamayacağız anlamına geliyor". Ve eklemiş: "Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz." "Ama ben gitmek istemiyorum" diye haykırmış kardeşi. "Hep burada kalmak istiyorum.""Elimizden gelen birşey yok. Hem, belki doğumdan sonra hayat vardır." "Bize hayat veren o kordon kesildikten sonra bu nasıl mümkün olabilir ki?" diye cevaplamış öteki. "Bize hayat veren kordon kesilirse nasıl hayatta kalabiliriz, söyler misin bana? Hem, bak bizden once başkaları da buraya gelmiş ve sonra da gitmişler. Hiçbirisi geri gelmemis ki bize doğumdan sonra hayat olduğunu söylesin. Hayır, bu herşeyin sonu olacak." Bütün bunları söyledikten sonra eklemiş: "Hem, belki de anne diye birşey de yok!" "Olmak zorunda" diye itiraz etmiş kardeşi. "Buraya başka türlü nasıl gelmiş olabiliriz, nasıl hayatta kalabiliriz ki?" "Sen hiç anneni gördün mü?" diye üstelemiş öteki. "O belki de sadece zihinlerimizde var. Bir annemiz olduğu düşüncesi bizi rahatlattığı için onu belki de biz uydurduk." Böylece, anne rahmindeki son günleri derin sorgulamalar ve tartışmalarla geçmiş. Sonunda doğum anı gelmiş çatmış. İkizler dünyalarını terkettiklerinde gözlerini başka bir dünyaya açmışlar ve sevinçten ağlamaya başlamışlar. Çünkü gördükleri manzara hayallerinin bile ötesindeymis... |
Gevis getirmekten bikmayan Kemalizm
ve ortacagi aratacak despotlugu.
Atatürk ile kemalizmin arasinda baglanti kurulabilir mi? |
mizrak cuvala gizlenmez
Rabbimiz kurani kerimin yaridan cogunu Tarihi olaylara ayirdiginin hikmetlerini düsünebilseydik, Tarihi gizleme gibi bir gaflete düsmezdik.Yine Islam ögretisinden yola cikarsak görecegiz ki;Tarihte liderlerine kayitsiz sartsiz itaat edenler, yanlislarina boyun egen milletler, ya Tarih sahnesinden silinmisler, yada zelil sefil olmuslardir.
Alpininda degindigi vecihle, M kemali tabulastiranlar,Türk milletine yaptiklari kötülüklerin hesabini vermeleri mümkün degildir. M.kemalin/Kemalizmin tabulastirilmasinin altinda ki en büyük etken , Hilafetin ilga edilmesinin, Büyük israil emelleri ve batililarin Islam beldelerini sömürmesi icin yapildigidir.Tabular kalkarsa Sömürgecilerin sapkasi düser kaygisi var!!! Tarih mizraga benzer hic bir cuvala sihmaz!!Sapka düsmek üzeredir Aydinlik yarinlara merhaba! Bakin Arif Kemlizmin gecersizligini ne güzel ineli sözlerle aciklamis Asıp kesiyor sizi. Siz de anlayın bizi! Yurtda sulh, Cihanda sulh! Yunan da uzattı dil, Tutturdu oniki mil. Fakat önemli değil, Yurtda sulh, Cihanda sulh! "Yahu yirminci asır, Yamyamlar hür, Türk esir" Yani bizde mi kusur? Yurtda sulh, Cihanda sulh! Düşmüşsünüz denize, Ârif ne yapsın size? Atamız dedi bize, Yurtda sulh, Cihanda sulh! Ozan Arif .................................. |
yüreginize saglik o.T.
ohne Text
|
Misallendirmen
Güzelde senin bu tezine göre ateistler akilsizmi?
Onlarin olmadigina inanmasinin hicbir dayanagi yoktur; bizimse inanmamizi mecbur kilan Eserler vardir...Bundan dolayi bizim inancimiz vahiyle aydinlanmis akliselime dayanir.Biz Terziye gidip ölcü aldirip bire bir elbise diktirseydik senin dedigin dogru olurdu, Terzi bize elbise yolladiysa, biz Terzinin varligina inaniriz..Buna binaen Rabbimiz bizlere "EY IMAN EDENLER" inananlar olarak hitab eder. |
Bence bazi yerlerde kurulabilir.
Fakat her yerde degil..
Kemalizm i rotasindan saptiranlar Ondan despotizm yaratarak palazlanan ve ülkenin basina bela olan asalaklardir. Bu insanlar bu duruma gelebilmek icin Cok seyler düsünmüslerdir. Fakat Bir tek seyi unutmuslardir: TÜRKIYE"YI !.. |
ey Iman edenler !..
Yani Ey IDRAK edenler !..
Onlar Iman etmediler !.. Kalpleri Islam a isindirldi !.. Iman Inanmak degildir. Teslimiyettir. Arkadasin yazisini " Muhtesem " olarak niteliyebilirim acizane.. Fakat Bu senin Yanlis olduguna delil degildir 1insan kardesim Ateistler Bilim sayesinde Allah a inanacaklardir. Fakat iman etmiyeceklerdir. |
Ne kadar Güzel bir anlatim
Bu dünya yi terkettiginizde Gözlerimizi Hayallerimizin Ötesinde bir yere acacagimiz kesin.
Insallah Müslümanlar icin " Gazaplarin Hayal ötesi " olmasin.. |
Eline saglik
Benzer bir misali yillar önce bir Alman ateiste anlatmistim..Benim misalimde söyle ilave vardi, Anne karnindaki bebelere bir ses, bir haber gelir Evlatlarim Orda sakin olun! yakinda kavusacagiz. isyan etmeyin, kordonu zedelemeye calismayin yoksa ya sakat yada ölü dogarsiniz...
Inanmak istemeyenin gercekleri gözüne soksanizda inanmaz!Cünkü bize bahs edilen iradede bu Hürriyet özgür birakilmistir.Secme hakki |
o.T.
Arkadasin Allah`a Iman edenlerin Inancini ateistlerin inancsizlik inanciyla özdelestirmesinin gerceklerle bagdastiramadim..yoksa Imani kamil olan idrake karsi cikmamiz mümkün degildir...
|
ben seni anladim 1insan dostum
Sagol.
|
o.T.
Amin!
Sonsuz olan sona.. Topraga düsen tohum cürüdü Cürüklere kanamadim ruhumce Tohum kadar degerin yokmu dedim Yerden cikan bitkileri görünce.. Nasil oldu sebeplere dalarken Rüyalarim kabuslasti ruhumde Coklugumu yokluklarda ararken elektronlar Allah dedi dilince Nokta nokta birlesirken hücreler.. Ruhuma elbise bicenler gördüm Akillar akili ba$danmi aldi Sonsuz olan sona surda ne kaldi? _1i_ Seytan ayaklarimizi kadirmasin Saglicakca kalin degerli kardeslerim |
Kamil Olan Iman
bahsettigim inanc sekliyle ayni degildir. Idrak ederek inananlarla, körü körüne bilmedigi bir seyin ardina düsen insanlarin arasindaki farki kendi fikrimce anlatmaya calistim o kadar.
Allah´in varligina inandigini iddia eden bircok insan var, ama O´nu ne kadar tanidiklari tartisma konusu olabilir. Kamil Iman, zandan uzak, kesin kanaate dayanir, ben sadece bunu izah etmeye calistim. Inanarak ateist olanlara gelince, onlar Kur-an´da tarif edildigi gibi, yalnizca "zanneder dururlar"... |
Siir yazabilen Yürek temizdir.
yüregine saglik.
|
Cokta Güzel anlattin..
4- O Allah o yüce zattır ki müminlerin kalplerine o sekineti indirdi.
SEKİNET, sükûn ve güven, rahat ve ağırbaşlılık mânâsına masdardır ki, nefisteki telaş ve heyecanın kesilmesiyle meydana gelen ve kalp oturması, yürek ısınması, gönül rahatı denilen huzur ve sükûn hâline veya onun kaynağına isim dahi olur. Sekinetin inmesi yaratılması ve meydana gelmesi demektir. Şanının yüksekliğine işaret için inzal denilmiştir. Rağıb der ki: "Allah Teâlâ"nın kuluna nimetini indirmesi ihsanı demektir ki ya o şeyin kendisini indirmekle olur, Kur"ân"ın indirilmesi gibi yahut da sebeplerini indirip ona yol göstermekle olur. Demiri vesâireyi indirmek gibi... Bununla beraber burada kondurmak, kalplerini sekînete konak ve karargah yapmak mânâsına da olur. Hz. Ali"den rivâyette de denilmiştir ki "Sekînet müminin kalbine sakin olup onu güvenli kılan melektir." Sekine hakkında Fütühât-ı Mekki"yenin şu düşüncesi hoştur: Sekinetin başlangıcı, emri bir yönüyle kapsama yoluyla düşünmektir. Böyle olmayınca sekinet tam olmaz. İbrahim (a.s.) "Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster, (demişti). Rabbi ona "Yoksa inanmadın mı?" deyince, "Hayır! inandım, Lâkin kalbimin mutmain olması için görmek istedim, dedi." (Bakara, 2/260) itminânı yanı kat"i güvenmeyi sekine"ye başlangıç yaptı, çünkü ona diriltmenin yönleri çeşitli gelmişti, kendisini her taraftan çekiştiriyordu. Allah Teâlâ ona nasıl olduğunu gösterince o çeşitli yönlerden gelen çekiştirmelerle duyduğu acı ve sıkıntıdan sekinete eriverdi. İşte bu şekilde istenilenin meydana gelmesi veya elde edilmesinden duyulan kaygı o istenilen şey hakkında sekinetin başı olduğu gibi korkulan şeylerde de tam mânâsı ile böyle olur. İnsan böyle imanın şartlarını tamamlayıp yerine oturtunca haktan o müminin kalbine bir doğuş meydana gelir ki, o doğuşa zevk denilir. O sekineti o vasıftaki müminin kalbinde o meydana getirmiştir ki, o sekinet onun için iman edilecek gâib emrin meydana gelmesine bir kapı ve bir merdiven olsun da onun beraberinde önceki emrin mânâsına dönerek sükûn yüz gösterip sebeplere alışmış olan kimselerin sebeplere sükûn ve güveni gibi alışılmış bir sükûn halini alsın. Bu ise asla gayb"den olmaz; belki zevkten yani müşahededen olur. Meselâ insanın yanında bir günlük yiyeceği bulunursa o günün vereceği sıkıntı ve acıya karşı nefis, bir güven bulur. Çünkü yiyeceğinin kendi mülkünde mevcut olduğunu bizzat müşahede ile görmektedir. İşte iman bu derecede kendinde mevcut olmuş ise, o sekinet sahibidir. Ve eğer insan, imanın hükmü altında iken kesin belirlilik kendisi ile çekişiyorsa onda sekinet meydana gelmemiştir. Şu da bilinmeli ki, kalplerin nitelendiği mânâlar; bazen Allah Teâlâ onların, kullarından dilediği kimselerin nefislerinde oluşmasına dışardan bir işaret yapar o işarete de nefiste oluşan mânânın ismi verilir. Ki o, onun kalbinde meydana geldiğine işaret olduğu bilinsin. Nitekim İsrailoğulları"nın tâbutunda böyle bir sekine konulmuştu ki, o bir şekil, o bir sûret idi, ihtilâflı olan açıklamasına gerek yok, o suretin bir halinden veya hareketinden yardım mânâsı anlayarak kalpleri onu görünce sükûnet bulurdu, âlâmet olan o surete de sekine denilmişti. Fakat bilinen sekine"nin yeri ancak kalptir. Allah Teâlâ, bu ümmet için sekinetin oluşmasına kendilerinin dışında bir alâmet yapmamıştır. Onlar için, onun kalplerinde oluşmasından başka bir alâmet yoktur. Bu ümmetin sekineti İsrailoğulları"nda olduğu gibi dışardan bir delile muhtaç olmaksızın bizzat kendi nefsinde kendine delildir. Sekinetin kaynağı anlaşıldıktan sonra kendisine gelelim: Sekinet şu iştir ki, nefis onunla kendisine yapılan vaade veya kendisinde oluşan bir isteğe gönül hoşluğu ile razı olur ve o konuda sükûnet bulur. Buna sekine veya sekinet denilmesi şunun içindir ki, bu meydana gelince nefsin diğer bir yöne olan esintilerini keser atar, nitekim bıçağa sikkin denilmesi onunla sahibinin kesecek şeyleri kesmesinden dolayıdır. Ve bu kelime sükûn"dan alınmadır. Sükûn ise hareketin zıddı olan sabitliktir. Çünkü hareket bir nakil"dir. Sekinet ise nefsin doyum duyduğu şey üzerine sübut verir ki, isterse hareket olsun farketmez. İşte sekinetin hakikati budur. Ve bu ancak bir yoklama veya bizzat görmekle olabilir. Bu sebeple müminlerin üzerine iner ve inmesiyle onları bulundukları iman mertebesinden müşahede makamına nakleder. Ve böyle müşahede ile imanlarını katlar. Ki imanlarına iman katsınlar diye, basit olan imanın aslında fazla veya noksan olmasa bile yaptırımları arttıkça aslı tevhid olan iman, bir ağaç gibi kol ve dallarını artıra artıra büyüyüp serpilerek sonunda istenilen meyvelerini verir. İmanın aslına göre ise fazlalık ve eksiklik kuvvetlilik ve zayıflık ile açıklanır çünkü asıl tasdik kemiyet gibi değildir. Ve göklerin ve yerin orduları hep Allah"ındır. Sekinetin kaynağı olan geniş görgü ile bütün eşyayı Allah Teâlâ"ya teslime işârettir. Yani gökleri ve yeri tutan yukarda ve aşağıda var olan bütün kuvvetler O"nundur. Dilediğine dilediği gibi yardım eder ve işte müminlerin kalbine indirdiği sekinet de O"nun ordularından biridir. O"nunla cahiliyyenin verdiği öfkeler defedilerek imanlar artırılır, o sayede haller, iyilikler muvvaffakiyetlerle öyle büyük fetihler kazanılır. Ve Allah bilendir herşeyi hikmetle yapandır. Her şeyi ve bütün işleri yüksek ilmi ile bilir ve hikmet ile takdir edip yönetir. ( FETIH ) Dogrusunu Allah Bilir !.. |
CANAKKALE SEHITLERINE !..
Bu gün Emperyalizm e DUR deyisin,Dünya tarihinde " Bir Ilk in " destanini yazanlarin Günüdür.
Islam Ordusunun Saflarindan Cenab-i HAKK"in Ordusuna Katilanlarin günüdür. KUTLU OLSUN !.. Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara"ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!" Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında, Ostralya"yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâ"ûna da zuldür bu rezil istilâ! Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil, Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel"undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb. Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a"mâkı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam, Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak, Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal"a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te"sis-i İlâhî o metin istihkâm. Sarılır, indirilir mevki"-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun"-i beşer; Bu göğüslerse Hudâ"nın ebedî serhaddi; "O benim sun"-i bedi"im, onu çiğnetme" dedi. Âsım"ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek. Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar... Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid"i... Bedr"in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? "Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istiâb. "Bu, taşındır" diyerek Kâ"be"yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ"yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına; Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin"i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran... Sen ki, İslâm"ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a"sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât! Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber. Mehmet Akif Ersoy |
ATEIST KIBIR !..
Ben bir süre avet Üzerine " ateist Forum "da yazdim.
Bir Cok tartismalar yaptik,Sonunda careyi " fisimi cekmek "le buldular.Ki bu tabir Bir Doktor arkadasindi .. Bana " Alpi sen cok fazla oldun senin fisini cekeriz " demisti.. Bu tartismalarda bu "Akademik ünvanli " arkadaslardan sunu ögrendim.. Diyorlardi ki: " Biz Özgürüz !.. Kimsenin Dikte ettigi emirler verdigi bir sisteme boyun eymeyiz. Bu yüzden bir Hüküm sahibi Yaraticiyi red ediyoruz. Yoklugunu varligini Kabul etmek bir yana,Yaratici olsa da kabul etmiyoruz ".. Iste arkadaslar Bu Özgürlük filan degil " KIBIR " dir. |
Fragen und Antworten zum ISLAM
*selamün aleyküm*
Also die Dame hat sich mal gedacht... Sie könnte mal ein Thema aufmachen, wo einfach Fragen zum Islam gestellt werden können, bei denen man sich selber unsicher ist und WIR versuchen sie alle zubeantworten...bitte NUR mit Beweisen..(sprich...hadithe ayat...etc) - Diese Frage habe ich mir gestern mal so selber gestellt..und auch eine Antwort von mehreren Personen aus meinem Umfeld bekommen. 1. Warum ist es verboten, auf dem Bauch zu schlafen? Ist es sowohl für Männer als auch für Frauen verboten? Antwort: Der Grund dafür ist, dass es vom Propheten (Frieden und Segen Allâhs seien auf ihm) verboten wurde, der nichts Gutes ausließ, ohne uns davon zu erzählen, und kein Übel ausließ, ohne uns davor zu warnen. Ya;îsh ibn Tihfah al-Ghifâri berichtete, dass sein Vater sagte:Ich war zu Gast beim Gesandten Allâhs (Frieden und Segen Allâhs seien auf ihm) mit den Armen, die er beherbergte. Der Gesandte Allâhs (Frieden und Segen Allâhs seien auf ihm) kam in der Nacht heraus, um seine Gäste zu überprüfen, und sah mich auf meinem Bauch liegen. Er bewegte mich mit seinem Fuß und sagte:Liege nicht so, denn diese Art, sich hinzulegen, verabscheut Allâh! Gemäß eines anderen Berichts stieß der Prophet (Frieden und Segen Allâhs seien auf ihm) ihn mit seinem Fuß an, weckte ihn auf und sagte:Liege nicht so, denn so liegen die Leute der Hölle.(Berichtet von Ahmad, al- Fath al-Rabbâni, 14/244-245; von al-Tirmidhi, Nr. 2798, Shâkir-Ausgabe; und von Abu Dawûd, al-Sunan, Kitâb al-Adab, Nr. 5040, al-Da âs-Ausgabe. Ebenso berichtet in Sahîh al-Jâm, 2270-2271) Dies ist ein allgemeines Verbot, das sowohl für Männer als auch für Frauen gilt, weil das Grundprinzip ist, dass die Regeln für beide Geschlechter gelten, außer in Fällen, wo kenntlich gemacht wird, dass es eine Differenzierung zwischen beiden gibt. Und Allâh weiß es am besten. |
Bir dostun gidisi...
DEVLETİN lojmanlarında kedi-köpek besleyen binlerce aileye, yıllardır "ya onu at, ya çık" denildi. Memurların parası azdır, çoğu lojmandan çıkmak yerine ağlaya ağlaya evin çocuğu gibi gördükleri hayvanlarını sokaklara attılar.
Çünkü yönetmelikler, lojmanlarda kedi-köpek beslenmesini yasaklıyordu. Ama artık yasak değil. Aşağıdaki hazin öykü, bu yasağa kaldıran adamın öyküsüdür. * Deniz Sayın’ın bir gün bir köpeği oldu, adı Postal. Postal sokak köpeğiydi ve annesini öldürdüklerinde o avuç kadardı, Deniz çöplükte onu bir karton kutuyu yerken bulmuştu. Bir süre sonra Postal, lojmandaki dairenin bebeğiydi artık. Minderi ve su tası oradaydı. Akşamları kapının arkasına sinip Deniz’in yolunu bekliyor, o gelince deliye dönüyordu. Ama kötü insanlar hiçbir zaman geç kalmazlar. Lojmanın kapısını çalıp Postal’ı oradan atmasını istediler. Zor günler başlamıştı. Evde bu konu konuşulduğunda Postal sanki anlıyor ve her zaman bir koltuğun arkasına saklanıyordu. * Deniz Sayın, "Devlet bir yandan hayvanları koruma yasası çıkartırken, bir yandan kendi lojmanlarından nasıl onları sokağa atar" diyerek Danıştay’a dava açtı. Bir hukuk mücadelesine girişmişti Deniz Sayın, bir yandan da Postal’ı alıp gideceği kirası ucuz bir evin peşine... Geçen hafta başı Danıştay’dan hiç ummadığı bir haber aldı: Yüce mahkemenin merhametli ve yürekli yargıçları, "Lojmanlarda kedi-köpek beslenmesine ilişkin yönetmeliği" durdurmuşlardı. O sevinçle evden fırladı Deniz Sayın. Ama kim bilir hangi duygular içinde yolu geçerken bir aracın altında kalıp can verdi. * Postal, o gün ve sonraki günler kapının arkasında onu bekledi. Hálá bekliyor... O iyi insan ise; hem biz hayvan dostlarına, hem lojmanlardaki kedilere-köpeklere, hem onları çok seven ve onlar her sokağa atıldığında ağlayan çocuklara çok büyük bir armağan bırakarak bu Mart ayının 14’ünde çekip gitti. Onu asla unutmayacağız. Postal’ın yiğit dostu Deniz’i... Bekir COŞKUN bcoskun@hurriyet.com.tr |
Gerceklere Tahamül edemezler
Bende onlara bir kac soru sorunca, Sanalin verdigi rahatlikla nekadar fikir yoksunu olduklarini isbat etmislerdi....
senin deyiminle fisimi cektiklerini sandilar:-) Bizde Ateizmin Sonu sitesine onlarin bagnazliklarini sergilemeye devam ediyoruz. Fis cekmeme sebebi olan yazinin bir kismini asagiya aktariyorum. A... Üye Profili Arkadaşım olarak ekle Özel mesaj gönderimi Başlıklarını Bul Mesajlarını bul Mar 1 2007, 06:01 PM İleti #1 Advanced Member Grup: Katılımcı İleti: 73 Katılım: 19-February 07 Üye No: 58 Merhaba Arkadaslar --------------------------------------------.................................................. ............. Ateist ahlak var mıdır? İyi ve kötüyü ayırt edebilmek için Tanrı inancının gerekli olduğu fikri de ateistlere göre geçersiz bir önyargıdır. İyi ve kötünün tespitinde dinler ve Tanrı fikri haricinde herhangi bir prensibe dayanan her ahlak felsefesi "ateist" kabul edilebilir (teistik olmayan anlamında) ve bu tür pek çok örnek bulunmaktadır. ATEIST FORUMDAN ALINTI ............................................... Efendim bu sözlerinizden yola cikarak diyebiliriz ki; Ateistler bir yamyamin felsefi ahlak kuralini alabilirler.. antik cag kalintisi bir sapigin felsefi kuralini alabilirler... fakat, herhangi bir dinin ahlak kuralini almalari mümkün degildir... Bu durumda ateistler Islam`in su ahlak kurallarini asla uygulayamazlar. -Namusu korumak, Zinaya yaklasmamak, -Haksiz kazancdan kacinmak -Kücükleri sevmek büyükleri saymak -$efkat merhamet sahibi olmak, düskünlere yardim etmek -Ebeveyene iyi davranmak -Kötülüklere karsi mücadele,Vatani koruma -Kendin icin istemedigini baskalar icin istemememek. -Yemekten önce/sonra, elleri yikamak,Gusl etmek. Wc de su kullanmak -Kandavalarini sürdürmemek -Insan haklarini Dogayi korumak Listeyi cogaltabiliriz.Cünkü Islam`in bütünü ayni zamanda ahlak sayilir "BEN GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK ICIN GÖNDERILDIM" HZ Muhammed(sav)(1) Efendim bize Dinimiz "Ilim Cindeyse Gidin Alin" derken, Ateistlerin bu marjinal inadinin, hangi ilim daliyle,hangi mantik kuraliyle bagdastirabilirsiniz? Saygi saygi degerlere Ey Labuartuarlarda hava atmaya kalkan akil ! söyle bana yoktan birseymi buldun! Bahcemdeki bir avuc topragi; senden daha vefakar gördüm! En büyük evrim; batildan arinip Hakki bulmaktir; Zerrelerden hisse kapip, maddeye tapmamaktir; göz kendini aynasiz göremezken, görmüyorum demek,sacmalaktir. ----------------------------------------------- o.. Üye Profil İzlenimi Arkadaşım Olarak Ekle ÖM Gönderimi Başlıklarını Bul İletilerini Getir Bugün, 05:13 PM İleti #31 Advanced Member Grup: Root Admin İleti: 1,483 Katılım: 8-December 06 Üye No.: 5 ..., a... denen ahlaksiz ise topun ucuda, atilmak uzeredir.. Baslik altindaki uygunsuz iletiler temizlenecektir.. ------------------------------------------------------------------------ se.... Üye Profil İzlenimi Arkadaşım Olarak Ekle ÖM Gönderimi Başlıklarını Bul İletilerini Getir Bugün, 05:16 PM İleti #32 Advanced Member Grup: Ateistforum Moderatör Grubu İleti: 903 Katılım: 24-December 06 Üye No.: 233 ARKADASLAR COK GEREKSIZ BIR TOPIK AYNI GERKSIZ BAZI INSANLAR GIBI O YUZDEN TOPIGI KITLIYORUM GEREKSIZ ILETILER SILINECEK |
Yehova’nın Şahitleri
bilgi almak istiyen yazsin...
volkan |
o.T.
Yehova Şahitleri "nin inanç ve adetleri maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz :
1 - Mukaddes Kitap, Tanrının Sözüdür ve hakikattir. Mukaddes Kitaba her türlü insan sözünden daha çok güvenilir. " Yeni Ahit" , ruhi İsraillilerle yapılmıştır. Tanrının Kanununa insanların kanunundan ziyade itaat edilmelidir. Yehova "nın Şahitleri, bütün insanlara, Mukaddes yazılardaki hakikati bildirmek sorumluluğu altındadır. Mukaddes Kitabın ahlak standartlarına uyulması şarttır. 2. - Tanrı tektir ve ismi Yehova "dır. Tanrı, dünya üzerindeki kötü sistemi Armagedon Harbi ile ortadan kaldıracaktır. Tanrı, her fert için kader ve alın yazısı çizmemiştir; herkes davranışlarında bizzat sorumludur. 3. - İsa Mesih, Tanrı tarafından mucizevi olarak doğması sağlandığından, Tanrının Oğludur ve Tanrıya eşit değildir. İsa "nın insan öncesi hayatı vardır; Tanrının yarattığı ilk varlıktır. İsa Mesih; bir haç üzerinde değil bir direk üzerinde ölmüştür. İsa, hayatını, insanlığın kurtuluşu için gerekli olan fidye olarak ödemiştir. Kurtuluş için İsa "nın kurbanlığı yeterlidir. İsa Mesih, ölümünden sonra ruhi bir şahıs olarak yaşamaktadır. İsa "nın yönetimindeki " Gökteki Tanrısal Krallık" , yeryüzünü adaletle ve sulh içinde yönetecektir. Bütün milletlerden seçilen ve sayıları 144.000 olan sadece küçük bir sürü, İsa Mesih ile birlikte hüküm sürmek üzere " Göğe" gidecektir. İsa, cemaati kendi üzerine bina etmiştir (Petrus "un üzerine değil). Dua, tanrı Yehova "ya ancak İsa Mesih vasıtasıyla yapılır. İsa, Tanrıya hizmet etmekte takip edilmesi gereken bir örnek bırakmıştır. İsa "da ilahi tabiat bulunmaz. 4. - İlahi Krallık, yeryüzüne insan için en iyi hayat standardını getirecektir. Yeryüzüne asla imha veya yok edilmeyecektir. Kötülük ebediyen yok edilmiş olacaktır. Hayata götüren yol, ancak bir tanedir. Şimdi biz son günlerde yaşamaktayız. 5. - İnsanlık, Ademin günahlarından dolayı ölmektedir. İnsan onu, ölümle birlikte yok etmektedir. Ölüler, insanlığın müşterek mezarına gidecektir. Ölümden kurtulmak için yegane ümit, diriltilmektir. Bu da Yehova Şahidi olmaya bağlıdır. Adem "den miras alınan günah sona erecektir. İnsan, tekamül etmemiş, fakat yaratılmıştır. 6. - Cehennem diye insanların ruhlarının azap çektikleri bir yer yoktur.ve kadere inannazlar 7. - Din, sadece Yehova Şahitlerininkidir. Diğerleri sahtedir. 8. - Şeytan, bu dünyanın görülmez yöneticisidir. 9. - Tapınmada suret, resim, haç, tespih, mum kullanılamaz. 10. - Ruh çağırmak, fal bakmak, büyücülük, ispirtizma yasaktır. 11.- Yehova Şahidi, dinlerarası işbirliği faaliyetlerine katılamaz. Yehova Şahidi, kendini bu dünyadan uzak tutmalıdır. Yehova "nın şahidi, Yehovanın askeridir, askerlik yapmaz, bayrağı put olarak görür. 12. - Ağızdan veya başka bir yolla bedene kan almak " Tanrının Kanunu" nun ihlalidir. 13. - Yehova Şahitleri, milli marşı, milli duyguları, milli sınırları kabul etmez. 14. - Sebt Günü, sadece Yahudilere verilmiştir ve Musa "nın Kanunu ile birlikte son bulmuştur. 15. - Ruhani sınıfı, dini rütbe veya unvanlar Kutsal Kitaba uygun değildir. 16. - Sakramentlerden sadece vaftiz ile Ekmek Şarap Ayini " Hatıra Yemeği" şeklinde nitelendirerek kabul ederler. Vaftizin çocuklara değil, yetişkinlere ve tamamen suya daldırmakla olacağına inanırlar. 17. - Kendini Yehova Şahitlerine adama (vakıf), vaftiz vasıtasıyla sembolize edilir. 18. - Yehova Şahidi olmayan herkes " keçi" dir ve onlara karşıdır. 19.- Yehova Şahitleri prensip olarak yaşadıkları ülkede siyasi ve politik yapılanmayı,devlet sistemini kabul ederler.Hiçbir şekilde siyasetle ilgilenmezler Türkiye "de ise 1933 de 5, 1950 de 60 kişi olan Yehova Şahitlerinin sayısı 2002 de 1.600 kişidir. Ülkemizde yaklaşık 25-30 cemaatleri vardır ve ayrıca İbadet Salonları da mevcuttur.Yargıtay "ın 1986 "daki kararıyla Yehova Şahitliği farklı bir din olarak kabul edilmiş ve ibadet özgürlükleri Anayasa güvencesi altına alınmıştır. Yehova Şahitleri ülkemizde son yıllarda artan oranda örgütlenme faaliyetlerine başlamış olup, " Uyan" adlı aylık " Gözcü Kulesi" adlı 15 günlük 2 düzenli dergi yayınlamaktadırlar. Ayrıca " Kule Yayınevi" adı altında bir de yayınevleri vardır ** Enteresandir :o) Kuran Kurslarini Yasaklayan devlet Yehova Sahitlerini Anayasal Koruma altina almistir :o) |
Kurucusu :o)
Yehova Şahitleri adlı örgütün kurucusu bir papaz olan Charles Taze Russel (1852-1916)"dir. Yehova şahitleri ile ilgili kitaplarda "Bin yıllık kral-lığın peygamberi" olarak kabul edilir. Önceleri
Protestan Presbiteryan kilisesine bağlı iken, sonra Protestan Congregasionalist kilisesine geçip oraya üye oldu. Kendisi ilkokul mezunudur. Bu kiliseden de ayrılarak Hıristiyanlığı tekrar incelemeğe başladı. Çevresine kendisinin bir çoban olduğunu söyledi. Russel, satışa çıkardığı bir buğdayın az miktarının bile çok fazla ürün vereceğini, bu buğdayın mucizeli olduğunu ilan etti. Buğdayın içindeki büyük mucizeye inananlar bir avuç buğdayı 60 Dolara alarak ektiler. Fakat doğru dürüst bir mahsul alınmayınca dolandırıldıklarını anlayanlar mahkemeye verdiler. Mahkeme huzurunda bu buğdayın diğer buğdaylardan farkı olmadığını itiraf etti ve mahkum oldu. İsa"nın dünya krallığının başladığını ileri sürerek devletlerin ve hükümetlerin sonunun yaklaştığını, tarihler vererek ortaya atmıştir. Bu tarihler, 1914, 1918, 1925 ve 1975"tir. Fakat iddialarının hiçbiri gerçekleşmemiştir. Yani Tam bir Fiyasko :o) Tam Bir rezalet. |
o.T.
13. - Yehova Şahitleri, milli marşı, milli duyguları, milli sınırları kabul etmez.
------------ hepiniz ermenisiniz gibimi yani hahahahah |
tesekkürler
senin makalelerini zaten büyük begeniyle okuyorum, buda cok güzel.
|
o.T.
<a href="redirect.jsp?url=http://video.google.com/videoplay?docid=6301918621358674377&q=genre%3AMOVI E_FEATURE" target="_blank">http://video.google.com/videoplay?docid=6301918621358674377&q=genre%3AMOVI E_FEATURE</a>
|
aynen Öyle :o) o.T.
ohne Text
|
burada da haklisin
ama bende aynen bunu demek istiyorum, Türkiye`yi unutanlari Atatürk´le bagdastiralimmi? :)
|
Insallah öyle olur :) o.T.
ohne Text
|
Ruhlari $ad olsun
Rabbim bizlerede $ehidligi nasib etsin
Çanakkale cephesinde asker Mehmet Komutanına soruyor: -Komutanım biz burada neden bunlarla savaşıyoruz? -Düşmanın bogazdan geçmesine izin vermemek için -Peki düşman bogazdan geçerse ne olur -istanbula girer -Peki istanbula girerse ne olur -Ayasofyayıda klise yaparlar, kadınların başlarını açarlar, kendi hıristiyan kültürlerini bize zorla uygulatmaya kalakarlar, Cumamaızı pazar, harflerimizi Yunan harfleri yaparlar, . -demek biz bunun için savaşıyoruz -Evet Mehmet bunun için savaşıyoruz. Bu ruhla yapılmıştır Çannakale savaşı. resimde namaz vakti namazını kılan sonra savaşmaya giden islam coğrafyasının değişik yerlerinden Trablusgarpten, Suriyeden, Anadoludan, Balkanlardan gelen Müslüman Türk, Arap, Kürd, Arnavut, Boşnak, Çerkez ,laz müslüman askerler görülmektedir. Bu insanlar bunun için savaştılar ve şehid oldular Yakarışa geçivermişti hepsi de birden... İçini döküyordu Hakk}a herkes derinden... Kuduruyordu mütegallipler kederinden. ...Ve emindi Mehmetçik yarınki zaferinden. <a href="redirect.jsp?url=http://www.doguturkistan.net/modules.php?name=News&file=print&sid=2520" target="_blank">http://www.doguturkistan.net/modules.php?name=News&file=print&sid=2520</a> Resmi tam sayfa görmek için üzerine tıklayınız. |
Sagol alpi
Yargıtay "ın 1986 "daki kararıyla Yehova Şahitliği farklı bir din olarak kabul edilmiş ve ibadet özgürlükleri Anayasa güvencesi altına alınmıştır.
--------------------------------------- Her firsatta dile getirmege calistigim cok önemli bir karara parmak bastin..Üc Müslümanin biraraya gelip Zikr edemezken, Müslümanlarin Faliyetleri Laiklik ilkelerine takilirken, Askerlik gibi önemli bir vatani görevi engelleyen,Toplumal degerlerin temeline dinamit koymaya calisan Yehoacilarin anayasa korumasi altina alinmasi Memleketimizin kimlerin inhisarinda oldugunun en bariz isbatidir.... Bazi insanlarimiz bu gercegi anlamak istemesede ; Komünizm Bütün Dinlere Düsmanken, Kemalistler sadece Islam`a düsmandirlar... |
T$K ederim
in$ öyleyiz...
seninde algilayan gönlüne saglik |
vay ermeniler vay :) o.T.
ohne Text
|
tsk cok güzeldi hikaye o.T.
ohne Text
|
Türkiye yi Unutanlari Atatürk ile..
Bagdastirmak Haksizlik Olur.
Cünkü Atatürk Müthis Milliyetci Bir portre ciziyor. Islam a karsi Olan " pervasizligida " buradan Kaynaklaniyor. Türkcü söylemlerin etkisinde: "Önce Türküm sonra Müslüman " Felsefesine yakin duruyor. Milliyetci Rüzgarlarin estigi ve bir Kurtulus savasinin Kazandigi dönemde Dahasi kilicinin tersinin Bile kestigi bir OrtamdaOnun bu tutumunu mazur görebiliyorum ben.. Dua edelim ki Milliyetci Rüzgarlara Takildi ,Bu rüzgarlarinn Hatiplerinin Doldurusuna geldi.. Aksi Olsaydi Türkiye yi Komunist bir ülkede yapabilirdi..ki Ortam buna cok elverisli idi. Onu Mazur Görmemin yaninda Ondan sonrakileri Af etmeme Imkan yok. Mesela Ismet inönü.. Türkiye de Islam a en Büyük darbeyi vuran O dur. Ama Ne yazik ki kabak Atatürk ün basina patlamistir. Ben Atatürk ü Bir sekilde af edemiyorum.. O da Halife yi Hain olarak Lanse etmesinden dolayi. Isin asli öyle degil.. Devletin Bekaasi mi desek ;öyle gerekiyor muydu desek bilemiyorum..# ama gercek Atatürk ün Halife yi harcadigidir. Alasag etmesinin Önemi yok.. Hain olarak Lanse etmesi cok önemli.. Anlamadigim diger nokta ise Halife nin Vatanini terk etmesi.. Ben korktugunu sanmiyorum.. Karisiklik cikmasin diye mi terk etti,siyasal sartlar mi öyle gerektirdi.. Yoksa Ingilizler: " Siz su an dinlenin ,bunlarin Bir sey yapacagi yok siz tekrarIktidar olacaksiniz " filan diye mi kanina girdi bilemiyorum.. Tarihe burada Biraz yalan Söyletiliyor. Cünkü Koskoca bir Halife nin bu kadar kolay Pes etmesi Normal degil. |
Uzun Lafin Kisasi
Kemalizm"in mimari Ismet Pasa dir. Atatürk ün Isaret ettigi cizgiden Uzaklasmis "Milli Sefligi " Kemalizm maskesi altinda Diktatörlüge Dönüstürmüstür.
Islam Dinini tamamen Dislamistir. |
Emekli Generallere Rahatlama klavuzu
DEĞERLİ paşalarım...
Muvazzaflık bitip, emeklilik başa gelince... Önce kendi kendinize "Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini / Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini" dizelerini okuyorsunuz... Sonra da... Şiirde sorulan soruya bütün gücünüzle "Var!" diye haykırarak yanıt veriyorsunuz... Sevr’i hortlatmak isteyenlere... Lozan’ın intikamını almak için çırpınanlara... Dahili ve harici bedhahlara... Satılık ve kiralık aydınlara... Holding medyasına... Amerika’ya... Avrupa Birliği’ne... Yani bütün "Düşman kuvvetler"e karşı, "İman dolu göğüslerinizi siper ederek" büyük bir savaşım başlatıyorsunuz... Mücadeleniz için platform bulma sıkıntısı da çekmiyorsunuz... "Fedakar bir Türk çocuğu" olan ulusalcı Sinan Aygün evladımız ne güne duruyor? Atıyorsunuz kendinizi ATO’nun geniş salonlarına... Başlıyorsunuz saydırmaya: "Kiralık aydınlar! Satılık gazeteciler! Vatan hainleri!" * * * Sayın paşalarım... Heyecanınızı anlıyorum, özverinizi takdirle karşılıyorum. Ancak... Eğer bu memleket, "Yandı / Bitti / Kül oldu" durumunda ise... Siz çok daha iyi bilirsiniz ki, memleketimizin güçlü, çok güçlü bir ordusu vardır... Her daim uyanık olan şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri, bu vatanın bağrına dayanan hançeri söküp atabilecek kudrette değil midir? Yani... Sizin emekli olmanız, ordumuzdaki duyarlılığın rafa kalktığı anlamına gelmeyeceğine göre... Bu güvensizlik duygusu da neyin nesidir? Yani telaşa mahal yok sayın paşalarım, lütfen biraz rahatlayın! Ayrıca... Unutmayın ki: Bu ülkede aydınlar, ne kadar satılırlarsa satılsınlar, pek de para etmiyorlar... Satılarak lüks ve refaha kavuşmuş tek bir aydın bile gösteremezsiniz... En "liboş" aydınlar bile üç kuruş maaşa talim ediyorlar, daha ne olsun? Yani bu "satış edebiyatı"nı da fazla abartmamakta büyük yarar var... Ve yine unutmayın ki: Amerika’yı "Büyük şeytan" ilan etmenizin de, maalesef pek tutarlı bir tarafı yok... Kendi kendinize lütfen şu soruları sorun: Eğer Amerika, "Büyük şeytan" ise... Türk Ordusu’nun en başındaki komutan, "Büyük şeytan"ın ordusunun başındaki mevkidaşlarıyla neden işbirliği zemini arıyor? Şeytanla işbirliği mi olurmuş? * * * Sayın paşalarım... Demem o ki: Biraz rahatlayın lütfen... Şu emeklilik günlerinizde Sinan kardeşimiz gibilerin gazına gelerek kendinizi perişan etmeyin... Gidip bir kıyı kasabasına yerleşin... Resim yapın... Sinemaya gidip, sevgili Apo kardeşin Zülfü Livaneli’nin romanından çektiği "Mutluluk" filmini görün... Bir öğle vakti, paşaların paşası Evren Paşamız gibi, Papermoon’a uğrayıp bir ziyafet çekin kendinize... Sergi gezin, konserlere takılın... Torun gezdirin... Unutmayın: 1950’de, 1960’ta, 1970’te, 1980’de, 1990’da... Yani her daim... Bu memleketin bağrında hançer olduğu varsayımı hep geçerli olmuştur... Bu nedenle yeni bir durumla karşı karşıya değiliz... Siz en iyisi "Vardır kurtaracak bahtı kara maderini" deyin ve emekliliğin keyfini çıkarın... Ahmet HAKAN |
ihr seit doch alle so....
neyse.. wie soll man steuern wie man schläft.. uykuda dönersen cehennemlikmi oluyorsun.. oglum baska isiniz yokmu sizin ... warum beschäftigt ihr euch mit solchen bescheuerten fragen..
|
Endlich mal was sinniges hier! Tebrikler
ohne Text
|
o.T.
Kemalistler dinsizmi diyorsun???
Ne alaka simdi??? Su an yönetim kimin elinde?? sözde dinine sagdik bi parti, degilmi?? ne yapiyor peki bu parti??? Siz Atatürke sükredin.. Carpitilan yazilarida okumayin!! Yoksa Iran gibi bi sapik ülkede yasamayi mi tercih ederdin?? Tarihe bi göz at bakalim, Atatürke kim rica etmis derhal basa gecmesini! Bizim milletimiz ne zaman nankörlük yapmadiki, simdi yapmayacak?? |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 04:36 Uhr. |