![]() |
Yilmaz Odabasi
EY HAYAT
(ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın aslında yokum ben bu oyunda ömrüm beni yok saysın…) yaşam bir ıstaka gelir vurur ömrünün coşkusuna hani tutulur dilin konuşamazsın! tırmandıkça yücelir dağlar sen mağlupsun sen ıssız ve kalbinde kuşların gömütlüğü tutunamazsın… eloğlu sevdalardan dem tutar aşk büyütür yıldızlardan yasak senin düşlerin dokunamazsın... birini sevmişsindir geçen yıllarda açık bir yara gibidir hâlâ hâlâ ne çok özlersin onu ağlayamazsın... yolunda köprüler çürür sesin, sessizlik sanki bir uğultuda savurur hayat kül eyler seni doğrulamazsın! yapayalnız bir ünlemsin dünyayı ıslatan şu yağmurlarda herşey çeker ve iter anlatamazsın... yaşam bir ıstaka gelir vurur işte ömrünün coşkusuna sesinde çığlıklar boğulur ama bağıramazsın… sonra vakt erişir, toprak gülümser sana upuzun bir ömrün ortasında ne hayata ne ölüme yakışamazsın! yazdırmalısın mezar taşına: ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın aslında hiç olmadım ben bu oyunda ömrüm beni yok saysın… |
Yilmaz Odabasi
KONUŞSAM SESSİZLİK SUSSAM AYRILIK
resmin rehindir gurbetimde gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığına konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana... ve akşam, bir kez daha saçlarını topla ve dağıt sesini rüzgârlara “bir of çeksen karşıki dağlar yıkılır” çekmiyorsun! akarsuları imrendiren yüzün de sabahçı kahveler de biliyor görüşmeyeli yorgunum yıkık kentler kanadı sevinçlerimle görüşmeyeli ya sen nasılsın adım, adresim durur mu defterinde? şimdi siirt'te koyun kokulu bir gecedeyim beynimde iklimsiz papatyalar ve kuşatılmış bir akşam duruyor penceremde sokakların gün batınca neden boşaldığını ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum konuşsam: sessizlik/gitsem: ayrılık sonra kıpırtısız yasladım göğsümü boğulmuş güne al bu çağrıları sulara göm, o uzak sulara gurbetini rehnetme özlemimde… |
Ibrahim Sadri
Ben seni hiç sevmedim ki
Durgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim Birde yıldızları sevdim Eylül akşamlarında gelip, Gözlerinde tutulan. Ben seni hiç sevmedim ki Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim Kurşunları sevdim beni vurduğunda Ağlamayı sevdim unuttuğunda Yalnız olduğumu anladığımda Ayakta kalmamı sevdim Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini İkindide yağmur gibi Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi Ben seni hiç sevmedim ki Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim Menekşeyle konuşmanı Nisan'a hatırlatmanı Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını Düştüğün zaman kanayan yaralarını Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman Sakız satan çocukları Yeni çıkan şarkıları Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte Ben seni hiç sevmedim ki Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın Ağlayan yüzünde İsa'nın Ferahlatan gücüyle duanın Korkutan yanıyla nar'ın İncirin, zeytinin ve kalbin üstüne Gülün üstüne Tutunduğum umudun üstüne Korkunun üstüne Hepsinin üstüne, hep senin üstüne Ben seni hiç sevmedim ki Gittiğin zaman gitmeni sevdim Evreni sevdim geldiğin zaman Kalmanı sevdim Korkuyordum sana alışmaktan Yine de sevdim gülümsemeyi Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından Kırlara ilk kar düştüğü zaman Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim Seni içimde öldürdüğüm zaman Ben seni hiç sevmedim ki Durgun akşamlarda söylenen şarkı neyse Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim Bir de yıldızları sevdim Eylül akşamlarında gelip, Gözlerinde tutulan. Düştüğün zaman kanayan yaralarını Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman Sakız satan çocukları Yeni çıkan şarkıları Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte Ben sevdim mi adam gibi severim |
Ask ve Ölüm
Yilmaz Odabasi
Ben iki şeyin apansız geldiğine inanırım: aşk ve ölüm.. İkisi de geldiğinde git diyemezsiniz. İkisinin de önemi ve büyüklüğü, belki de geldiklerinde git diyemediğimiz içindir. |
Nerdesin?
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin? Arıyorum yıllar var ki ben onu, Aşıkıyım beni çağıran bu sesin. Gün olur sürüyüp beni derbeder, Bu ses rüzgarlara karışır gider. Gün olur peşimden yürür beraber, Ansızın haykırır bana: -Nerdesin? Bütün sevgileri atıp içimden, Varlığımı yalnız ona verdim ben, Elverir ki bir gün bana derinden, Ta derinden bir gün bana “Gel” desin. Yazar : AHMET KUTSİ TECER |
Zitat:
Aldigim nefesten soruyorumda, Verdigim nefeste bulamiyorum, Iste iki nefes arasi ne kadar onu bilemiyorum!!! |
Sakız Ağacı
O bir sakız ağacıydı, alelade;
Bir gün o yeşil sahile çıktı geldi, O zaman bu zamandır memnun yerinden; Seyreder bulutları, göğü, denizi. Titreşirdi rüzgarla güneşli yaprakları; Ömür sürdü öyle hoşnut dünyasından, Aydınlıktan uyku tutmazdı bazı gece, Motor sesleri duyulurdu uzaklardan. Tanrı adın işitmedi ömründe; İnanmadan da madem yaşanıyor diye, Rüzgarlı bir kıyıda, sevinç içinde, Yaşamak dururken düşünmek niye? Anmadı geçenleri bir defa bile; Ne uğraşır mesut olan gelecekle? Bir avare misali, günü gününe, O bir sakız ağacıydı, yaşadı sade. Can Yücel |
Gıza Bak Hele
Böyledir kısrağın deli çağları Çalmadan oynuyo kıza bak hele Ben yarattım diyo alçak dağları Kafirin verdiği poza bak hele Bilmem neyin nesi kimin sıpası Çözüldü göynümün katmerli pası Göğüs göğüs değil füze rampası Şafak mı söküyo yüze bak hele Ten değil mübarek akrın sıcağı Koynuna girenin söndü ocağı Bir kalçayı seyret bir de bacağı Tornada çekilmiş dize bak hele Üst yanı Asyalı alt yanı Frenk Her adım atış bir başka ahenk Ela mı bela mı bilmem ki ne renk Şu cellat bakışlı göze bak hele Dedi ki "Nasibim senmişsin meğer On bin kez maşallah demeden eğer; Koklarsan solarım, nazarın değer" Ağzından yel alsın söze bak hele Dedim ki; "Ne olur tenhaya gidek, Gidek de feleği perişan edek" "Say" dedi "o hade saçımı tek tek" Haspanın ettiği naza bak hele Görenler altını ıslatmış derler Yatağı göl etti döktüğüm terler Yetişin; yanıyo bastığı yerler Giderken koyduğu ize bak hele Cemal Safi |
öpüyorsam ayrılığı gözünden
söküyorsam yüreğimi göğsümden geçiyorsam gözlerinin içinden sana olan sevdamdandır bilesin geçiyorsam bir çiçeğin özünden sana olan sevdamdandır bilesin meğer ne yalnızız insan olmuşsak yaprak gibi dalda sessiz solmuşsak yeri gelmiş acıya da gülmüşsek sana olan sevdamdandır bilesin yeri gelmiş ayrılığa gülmüşsek sana olan sevdamdandır bilesin biliyorum sen yine parmak uçlarında üşüyorsun. aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat, ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını, ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun. sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda. apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel! bütün parmakların tıkır tıkır işliyor. iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda delice bir yangın parmaklarının buzulunda ah şahrud, her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli! karşılıksız sevebilmekse sevda gerçek seven küle dönmüş her çağda elim kolum bağlanmışsa kıyında sana olan sevdamdandır bilesin seydunayım gebermişsem kıyında sana olan sevdamdandır bilesin |
Bız Bızı Sevıyoruz ! Kımse Kıskanmasın!
bütün siirlerin tek bir noktasi , bizi bize bagliyor, SEVGI !!
kim ne derse desin; BUKADAR FARKLI OLSAK BILE, BIZI KIMSE AYIRAMAZ !:D |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 18:40 Uhr. |