|
Evet hepsini okudum, şimdi ikinci soru,
nu bekliyorum Sevgili Özsu.
Ödülün büyük olduğunu söylemektesin ama sorduğun soru inan bana çok küçük. Sevgili Özsu ben senin neye karşı çıktığını anlamıyorum. Tolstoyun sanıyorum yalnızca Muhammet ile ilgili olanını okuyup diğerlerini hiç okumamış gibi bir izlenim edinmekteyim senden. Bunu neden mi yazmaktayım, bir ara o kitabı önermekte idin, bense onu çok önceleri okumuştum, sana bir uyarıda bulunayım, o kitaptan önce Tolstoyun İtiraflarını okuyunca neden Muhammet için böylesine bir kitap yazdığını daha iyi kavrarsın. Eğer benim ile edebiyatı ve edebiyatçıları tartışmak istiyorsan buyur başla lütfen. Lakin böylesine güzel ve onurlu bir başarıyı lütfen küçültüp, aşağılama... Tüm büyük sanatçılar her zaman toplumlar ve kişilerden bir kaç adım önde yürürler. Bazı kişilerin onları kavraması oldukça zaman alır. Selamlar... |
Kısa bir geçmiş, milliyet gazetesi.
PAMUK OSMANLIDAN BATI YAŞAM TARZINA DÖNÜŞÜM DENEYİMİNİ ANLATTI’
Açıklamada, Pamuk’un, büyürken geleneksel Osmanlı aile ortamından daha Batı yönelimli bir yaşam tarzına dönüşüm deneyimini içeren bir anlatımının bulunduğu vurgulandı. Yazarın bu konuya, Thomas Mann’i takiben, bir ailenin üç neslinin hikayesini anlattığı ilk romanında (Cevdet Bey ve Oğulları) değindiği kaydedildi. ‘BEYAZ KALE İLE ULUSLARARASI TAKDİR KAZANDI’ İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nden yapılan açıklamada, Pamuk’un uluslararası başarısının üçüncü romanı "Beyaz Kale" ile geldiği belirtilerek "Bu romanın 17. yüzyıl İstanbul’unda geçen tarihi bir roman olarak yazılmakla birlikte, içeriğinin farklı türdeki öyküler üzerinden egomuzun nasıl oluştuğuna ilişkin bir öykü" olduğu, kitapta kişiliğin değişen bir yapı olarak gösterildiğine dikkat çekildi. ‘DOĞUDA BİR YILDIZ YÜKSELDİ’ Beyaz Kale’yle ilgili olarak New York Times Gazetesi, "Doğu’da bir yıldız yükseldi" yorumunu yapmıştı. "ABC, kitabın "Kitapçı dükkanlarında gelmiş geçmiş satılan en mükemmel hayal ürünü" olduğunu savunmuş, Publishers Weekly de "Ustaca kurulmuş paradokslarla ölüm, hayranlık uyandıran zarif bir postmodern hikaye" demişti. BEYAZ KALE TÜM BATI DİLLERİNE ÇEVRİLDİ Romanda 17. yüzyilda Türk korsanlarınca tutsak edilen bir Venedikli, Istanbul’a getirilir. Astronomiden, fizikten ve resimden anladığına inanan bu köle, aynı ilgileri paylaşan bir Türk tarafindan satın alınır. Garip bir benzerlik vardır bu iki insan arasında. Köle sahibi, kölesinden, Venedik’i ve Batı bilimini, ögrenmek ister. Bu iki kişi, efendi ile köle, birbirlerini tanımak, anlamak ve anlatmak için, Haliç’e bakan karanlık ve boş bir evde, aynı masanın iki ucuna oturur, konuşurlar. Hikayeleri ve serüvenleri, onları, veba salgınının kol gezdiği Istanbul sokaklarına, Çocuk Sultan’ın Düssel bahçelerine ve hayvanlarına, inanilmaz bir silahın yapımına , ’Ben neden benim ?’ sorusuna götürecektir. 1.9 MİLYON YTL ÖDÜL ALACAK Pamuk bu prestijli ödülün yanı sıra 10 milyon İsveç kronu (yaklaşık 1.9 milyon YTL) para ödülünün de sahibi oldu. Bu sene Nobel Edebiyat Ödülü için şanslı görülen adaylar arasında Orhan Pamuk’un yanı sıra Suriyeli şair Adonis, İsveçli şair Tomas Tranströmer, Joyce Carol Oates, İsrailli yazar Amos Oz, Philip Roth, Mario Vargas Llosa, Çek yazar Milan Kundera ve Doris Lessing, Amerikalı yazar Paul Aster, Inger Christensen’in de adı geçiyordu. MEMLEKETİ İSTANBUL’A VURGU YAPILDI Nobel ödüllerini veren İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi Orhan Pamuk’un memleketi İstanbul’un melankolik ruhunu arayışına dikkat çekildi. 1952’de istanbul’da doğan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları ve Kara Kitap adlı romanlarında anlattığına benzer bir ailede, Nişantaşı’nda büyüyüp yetişti. New York’ta geçirdiği üç yıl dışında hep istanbul’da yaşadı. Liseyi Robert Koleji’nde bitirdi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde üç yıl mimarlık okudu.1976’da İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi. 1974’den başlayarak düzenli bir şekilde yazı yazmayı kendine iş edindi. İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları 1979’da Milliyet Yayınları Roman Yarışması’nı kazandı. 1982’de yayımlanan bu kitap 1983 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü de aldı. Aynı yıl ilk baskısı çıkan Sessiz Ev ile 1984 Madaralı Roman Ödülü’nü ve bu kitabın Fansa’a çıkan çevirisiyle de 1991 Pix de la Decouverte Européenne’i (Avrupa Keşif Ödülü) kazandı. 1990’da yayımlanan Kara Kitap, karmaşıklığı, zenginliği ve doluluğuyla çağdaş türk edebiyatının üzerinde en fazla tartışılan ve en çok okunan romanlarından biri oldu. Ömer Kavur’un yönetmenliğini yaptığı Gizli Yüz filminin senaryosunu da Pamuk 1992 yılında kitaplaştırdı. 1994’te yayımlanan ve esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli gençleri hikâye ettiği Yeni Hayat adlı romanı Türk edebiyatının en çok okunan kitaplarından biri oldu. 1998’de yayımladığı Benim Adım Kırmızı adlı romanı olağanüstü bir ilgi gördü. Romanları yirmi dile çevrilen Orhan pamuk 25 yıldır tuttuğu defterler, dergi ve gazetelere yazdığı yazılar, denemeler, eleştiri yazıları, röportajlar ve gezi notlarından yaptığı titiz bir seçme ile daha önce yayımlanmamış "Pencereden bakmak" adlı uzun hikâyesini aralık 1998’de Öteki Renkler başlığıyla kitaplaştırdı. 1982"den bu yana ödülü alanlar Nobel Edebiyat ödülünü 1982’den bu yana kazananların listesi şöyle: 2006: Orhan Pamuk (Türkiye). 2005: Harold Pinter (İngiltere). 2004: Elfriede Jelinek (Avusturya). 2003: John Maxwell Coetzee (Güney Afrika). 2002: İmre Kertesz (Macaristan). 2001: V.S. Naipaul (İngiltere). 2000: Gao Şingcian (Çin). 1999: Günter Grass (Almanya). 1998: Jose Saramago (Portekiz). 1997: Dario Fo (İtalya). 1996: Wislawa Szymborska (Polonya). 1995: Seamus Heaney (İrlanda). 1994: Kenzaburo Oe (Japonya). 1993: Toni Morrison (ABD). 1992: Derek Walcott (St. Lucia). 1991: Nadine Gordimer (Güney Afrika). 1990: Octavio Paz (Meksika). 1989: Camilo Jose Cela (İspanya). 1988: Necib Mahfuz (Mısır). 1987: Joseph Brodsky (ABD). 1986: Wole Soyinka (Nijerya). 1985: Claude Simon (Fransa). 1984: Jaroslav Seifert (Çekoslovakya). 1983: William Golding (İngiltere). |
Orhan Pamuk Kimdir? Milliyetten.
rhan Pamuk kimdir?
"Nobel 2006 Edebiyat Ödülü"ne layık görülen Orhan Pamuk’un adı Türk edebiyat tarihinde önemli bir yere yazıldı. Nobel Edebiyat Ödülü verilen ilk Türk yazarı olan Orhan Pamuk 1952’de İstanbul’da doğdu. "Cevdet Bey ve Oğulları" ve "Kara Kitap" romanlarında anlattığına benzer kalabalık bir ailede, Nişantaşı’nda büyüdü. Otobiyografik kitabı "İstanbul"da anlattığı gibi, çocukluğundan 22 yaşına kadar yoğun bir şekilde resim yaparak ve ileride ressam olacağını düşleyerek yaşadı. Liseyi İstanbul’da Robert College’de okudu. İstanbul Teknik Üniversitesinde üç yıl mimarlık okuduktan sonra, mimar ve ressam olmayacağına karar verip okulu bıraktı. İstanbul Üniversitesinde gazetecilik okuyan ama bu işi de hiç yapmayan Pamuk, 23 yaşından sonra romancı olmaya karar verdi. Pamuk’un ilk romanı "Cevdet Bey ve Oğulları" 1982’de yayımlandı. İstanbullu, zengin ve Pamuk gibi Nişantaşı’nda yaşayan bir ailenin üç kuşaklık hikâyesi olan bu roman "Orhan Kemal" ve "Milliyet Roman Ödülleri"ni aldı. Pamuk ertesi yıl "Sessiz Ev" adlı romanını yayımladı ve bu kitabın Fransızca çevirisiyle 1991’de "Prix de la Decouverte Europeene"i kazandı. Venedikli bir köle ile bir Osmanlı alimi arasındaki gerilimi ve dostluğu anlatan romanı "Beyaz Kale" (1985), 1990’dan sonra başta İngilizce olmak üzere pek çok dilde yayımlanarak Pamuk’a uluslararası ününü sağlayan ilk romanı oldu. "PRİX FRANCE CULTURE ÖDÜLÜ"NÜ KAZANMIŞTI Orhan Pamuk, 1985-1988 yılları arasında New York’ta Columbia Üniversitesinde "misafir alim" olarak bulundu. Büyük bir çoğunluğunu burada yazdığı, İstanbul’un sokaklarını, geçmişini, kimyasını ve dokusunu, kayıp eşini arayan bir avukat aracılığıyla anlatan "Kara Kitap", 1990’da Türkiye’de yayımladı. Fransızca çevirisiyle "Prix France Culture Ödülü"nü kazanan Pamuk, bu romanla ününü hem Türkiye’de hem de yurt dışında artırdı. Pamuk’un 1991 yılında "Kara Kitap"taki bir sayfalık hikayeden senaryolaştırdığı "Gizli Yüz" filme çekildi. Orhan Pamuk’un 1994’te Türkiye’de yayımlanan, esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli bir genci hikâye ettiği "Yeni Hayat" adlı romanı en çok okunan kitaplarından biri oldu. "BENİM ADIM KIRMIZI" Pamuk’un Osmanlı ve İran nakkaşlarını, batı dışındaki dünyanın görme ve resmetme biçimlerini bir aşk ve aile romanının entrikasıyla hikâye ettiği "Benim Adım Kırmızı" adlı romanı 1998’de yayımladı. Orhan Pamuk, bu kitapla Fransa’da "Prix Du Meilleur Livre Etranger", İtalya’da "Grinzane Cavour" (2002) ve İrlanda’da "International Impac-Dublin" (2003) ödüllerini kazandı. Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli gazete ve dergilere yazdığı edebi, kültürel makaleler ve kendi not defterlerinden oluşturduğu geniş bir seçmeyi 1999 yılında "Öteki Renkler" adıyla yayımlayan Pamuk, "İlk ve son siyasi romanım" dediği "Kar" adlı kitabını 2002’de yayımladı. "Kar" kitabı New York Times Book Review tarafından 2004 yılının en iyi 10 kitabından biri seçilen Pamuk’un 2003 yılında yayımladığı son kitabının adı "İstanbul". Alman Yayıncılar Birliği tarafından 1950 yılından beri verilmekte olan, Almanya’nın kültür alanındaki en seçkin ödülü olarak kabul edilen "Barış Ödülü" 2005’te Orhan Pamuk’a verildi. Aynı yıl, Fransa’da her yıl en iyi yabancı romana verilen "Le Prix Medicis Etranger"i Orhan Pamuk’un "Kar" adlı romanı aldı. |
Bir ek de ben yapayım.
Tüm şeker hastalarının oruç tutmasıda doğru olan bir şey değildir.
Bu örnekler çoğaltılabilir. En doğrusu bir TIP uzmanına danışmaktır. |
haste noch mehr von deinen "sprüchen" :)
ohne Text
|
Verfälschungen?
Selam! Trotz der berechtigten Kritik, habe ich eine Frage (denn fast immer kommt bei einem Vergleich zwischen den "offenbarten Büchern" das Argument auf, die Thora, die Psalter und die Evangelien seien - im Gegensatz - zum Koran verfälscht worden):
Ist das eigentlich historisch belegt? Wer hat diese Verfälschungen wann vorgenommen? Und wie steht es mit der Überlieferung des Koran? Warum ließ z.B. der dritte Kalif Uthman (644-656) im Jahr 651 jede vorhandene Originalschrift des Koran verbrennen (was im übrigen doch als grosse Sünde gelten müsste)? Warum gibt es die "Kufa-Version" des Koran mit ein bzw. zwei mehr Suren als die des Abu Bakr? Ich vermute, es ist bereits eine Frage des Glaubens, auf die Richtigkeit einer Überlieferung zu vertrauen. Aus der Perspektive des kritischen Historikers muss man aber anders fragen (dürfen), v.a. wenn man nicht- oder andersgläubige überzeugen möchte - oder? PS: Allen noch einen schönen Ramadan! |
...sayin roman,
Türkiye kökenli olan kelime seciminiz beni düsündürdü, aceba neden öyle yazdi diye...
Türkiyenin edebiyatinda bir Nobel ödülünün hak görünmesi güzel bir olay. Burada edebiyatcilik mi ödüllendirildi yoksa edebiyatin ele aldigi konular mi? |
Merhaba Lala!
Sevgili Lala, oldukça yerinde ve güzel bir soru sorduğun her iki soru. Türkiye kökenli cümlem bilerek ve isteyerek seçtiğim bir cümledir. Elbet hepimiz Türkiye kökenliyiz, 640 yıllık büyük bir İmparatorluk geçmişi olan üç kıtada bulunmuş bir geçmişimiz var. Ve bu geçmişin içinde yaşayanlar çok Milletli, çok dinli, çok dilli Milletler, topluluklar. Orhan Pamuğun ele aldığı konularda bu geçmişi oldukça iyi bir şekilde irdelemesi. Orhan Pamuğu daha önce okuduğum çok değerli Türkiyeli yazarlardan ayıran bir özellik bulunmakta. Diğer yazarların büyük bir kısmı küçük dünyaların kırsal karakteri ile konuyu oluşturup, kahramanlarını o dünyadan dış dünya ile buluşturamamasıdır. Türkiye kökenliliği hem edebi bir yaklaşımı merkezinden çıkarıp dünyalaştırabilmesi, hem de yazarın gerçekten o köklerin ve kökenlerin içinde bulunmasıdır.
Nobel’i edebi yazı gücünden mi, yoksa içeriğinden mi aldığı sorusunu da ek olarak sormaktasın. Ödülü ben vermedim, elbet verenlerin bu noktada çok ciddi ve önemli kriterleri bulunmaktadır. Dünyanın en büyük ve en ciddi ödülünün elbet ağırlığı kadar bir de ciddiyeti vardır. Benim bu konuda söyleyebileceğim her ikisi içinde verildiğidir. Eğer bir edebiyat eseri dünya edebiyatı olabilecekse hem yazı gücü, hem içerdiği kurgudur onun dünya edebiyatıçısı ve dünya yazarlığını oluşturan. Bir yazar bilmediği bir şeyi yazarak yazar olmaz. Hele, hele Nobelli bir yazar asla olamaz. Selamlar... |
über solch ein gsetz wird schon nachgeda
cht...ist echt lächerlich dass die türken jetzt sowas in erwägung zeihen...stht zumindest in der Welt von letzter woche drin..mauahahahahha...
wiee dumm muss man sein.. |
An diejenigen, die als Grund
von Nobelpreis, die Aussage von Pamuk über Armenier spekulieren, und die sich von daher verweigern auf ihn Stolz zu sein:
Zur Person Pamuk; Er gehört zu den westlich orientierten Eliten, also von dem sogenannten "Beyaztürkler", wohnt in Nisantasi, hat eine Ferienhaus in istanbul Adalar..genug wohlhabend, so dass er sich in seinen literarischen Elfenbeinturm zurückgezogen hat..Für politischen Themen war er fast nie engagiert..Obwohl er seit mitte der 90 er Jahre bekannt und berühmt ist,seine Werke in vielen Sprachen übersetzt worden sind, hat er keine verbreitete Zuneigung unter der Bewölkerung gefunden, da seine postmodernisch-induvalistische Art der Masse nicht zugänglich war...Vielen in der Türkei wäre dieser Preis für Yasar Kemal lieber gewesen, weil er eine verbreiteter Zuneigung der Leser geniest, weil er die Probelemen der einfachen Mehmet, Ahmet, Ali in Cukurova erzählht hat, die unter Agas, Esrefs usw. gelitten haben... Ein Rückblick in die letzten 2 Jahre wäre für uns hilfreich: Pamuk hat weder von Genozid noch von dessen Anerkennung als solche gesprochen..sondern etwa " 1)in meinem Land sind 1 millionen Armenier und 30.000 Kurden ermordert worden und 2) das wagt sich niemand, außer mir, zu sagen" Der erste Teil kann geschichtlich und faktisch richtig sein, der zweite Teil ist allerdings schlicht übertrieben. Darüberhinaus kann man die ganze Aussage kritisieren, was ich auch tat und tue..Es jedoch zu spekulieren, dass Pamuk den Preis deswegen gewonnen hat, ist mir einfach befremdlich, was ich nur mit Kopfschütteln zur Kenntnis nehme... wie war das alles so geschehen, was kam nach der Aussage: Es hat in der Türkei eine heftige Protest gegen ihm gegeben, von gemässigte vernünftige Kritik, bis hin zur in ihrem Stolz verletzte Nationalisten, die ihm Eier geworfen und mit Tode bedroht haben.. -Ein dämmlicher Gouverneuer hat in seinem Verwaltungsgebiet die Ausräumung von Pamuks Bücher angeordnet..Man hat in der isparterer Universität ein Mädchen gesucht, das sein Buch gelesen haben soll.ja es klingt wie hexenverfolgung aber das war alles in Schlagzeilen.. ich kann mich noch gut erinnern und diese ganze dämliche Theater wurde auch bestimmt von westlichen Medien registriert.. - Man hat ihn aufgrund derselben Aussage wegen "Beleidugung des Türkentums" vor Gericht gebracht, was wieder in der ganzen Welt als lächerliche Aktion mit Kopfschütteln aufgenommen wurde..und noch wichtiger ist, dass die Mehrheit erst nach diesen Reaktionen von dem Interwiew und Aussage Kenntnis erlangt haben Höchstwahrscheinlich wurde dieser ganze Verlauf registriert und bei der Preisvergabe mitberücksichtigt ..jetz die Frage, wenn es so gewesen ist, wer hat dazu bitteschön beitragen? die Aussage von Pamuk? der einflussreische armenische Diaspora? die von der Türkei ausgehende Reaktionen? welche von denen haben ihn als mutige Held represäntiert?? |
Herr o.T.
ohne Text
|
Ich würde auch nicht Istanbul verlassen
Die schönste Stadt der Welt, warum sollte ich wo anders leben :)
|
SORRY aber muss man gleich auf alles ...
STOLZ sein ???
OK schön dass er den Nobelpreis gewonnen hat aber mich juckt es nicht wirklich ... ich meine selbst wenn unsere Nationalmannschaft den WM titel holen würde, das würde mich nicht so erheblich stolz machen obwohl ich FUßball liebe... warum muss man gleich etwas übertreiben??? STOLZ : das wort an sich ist schon übertrieben ... finde ich gar nicht gut!!! es freut mich das Pamuk den Preis gewonnen hat... weil wir so wiederrum "positiv" in den Medien dargestellt wurden, aber aus sonst keinem anderen grund ist diese Nachricht für mich ein erheblicher freudenschmaus! Ich will erst gar nicht anfangen zu diskutieren warum er und warum jetzt usw. denn dann sprengt das den Rahmen und alles gerit ausser Kontrolle und schon gar nicht in diesem Forum!!! Stolz ist ein eher unwillkommenes Wort in unserer Religion ... es hebt es hervor, hervor von anderen ... es trennt, es zerteilt etwas und alles was diese eigenschaften mit sich trägt ist nicht gut... mit anderen worten... man sollte stolz sein bzw. man kann stolz auf einiges sein aber da stolz sein schon allein zu arg ist sollte man nicht zu stolz sein! In diesem Sinne ... I am proud to be an Turk :) hehehe Selamlar Saygilar :) Fatih |
CELISKIYE BAKINIZ ----
BARISNOBELÖDÜLÜ
BARIS ve NOBEL ve birde ÖDÜL Dinamitin bulucusu Nobel ... Barisödülüyle aniliyor :)) Nice Barislara sebeb olmusdur bi dinamitler beee gelde kafayi yeme :) |
pamuk gercekler
sidirilen veya kaybolan sesler:
26.05.2002 murat bardakci <a href="redirect.jsp?url=http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=74394&yazarid=28 28.06.2002" target="_blank">http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=74394&yazarid=28 28.06.2002</a> ibrahim kiras <a href="redirect.jsp?url=http://www.geocities.com/ibrahimkiras/intihal.html 25.09.2006" target="_blank">http://www.geocities.com/ibrahimkiras/intihal.html 25.09.2006</a> nihat genc"in söyleyisi <a href="redirect.jsp?url=http://www.blogcu.com/dogruadres/1102012/ 12.10.2006" target="_blank">http://www.blogcu.com/dogruadres/1102012/ 12.10.2006</a> idris adil <a href="redirect.jsp?url=http://www.digimedya.com/Content/Articles/1622.aspx 14.10.2006" target="_blank">http://www.digimedya.com/Content/Articles/1622.aspx 14.10.2006</a> serdar kuru <a href="redirect.jsp?url=http://www.digimedya.com/Content/News/149708.aspx " target="_blank">http://www.digimedya.com/Content/News/149708.aspx </a> |
Orhan Pamuk ist Gorbatschov
ähnlich...
Seinerzeit hat man Gorbatschov andauernd Nobel-Preise gegeben.. damit auch Geld.... ist ja mit Money dotiert.... damit er letzendlich das Komonismus zum Arsch verdonnert... was er auch letzendlich geschafft hat... Pamuk würdigt man weil er ein Feind seines Landes ist.... damit er der Türkei schadet gibt man Ihm Gelder bzw. sagt.. hes hier hast du Nobel Preis... mach weiter..... Ich persönlich halte ihn für UNFÄHIGEN und einen sehr sehr Mittelmäßigen schreiber.... ER IST EIN MITTELMAßßßßßßßßß.... daran ändet auch ein Nobelpreis nichts |
HURAFE
alles VERMUTUNGEN......
BNiemand zumindest ein WEISER Mensch würde sich niemals solchen AUSSER AYETISCHEN zusatz gebeten bzw. REGELN hingeben.... Tüm bu anlayislar ZAMLI DINCILIKTIR.... Dinde zam olayi yoktur... gide gide namazlar cikarilmis ibadetler eklenilmis... Ali Velinin uygulayisi DINLESMIS.... Kuranda böyle anlayis yok... O yüzden hic biri DIN degil.... sondern HURAFE |
Nobelde sacma sapan olay
bir kac kisi... bu adam süperdir kafamiza uyuyor... gelin ona para verelim...
Kaldiki Orhan Pamuk gibi beceriksiz bir yazarda cok az bulunur..... ama yinede helal olsun... bazi yazarlar gibi oda ISLAMI VE TÜRKIYEYI kötüleyerek PARA KAZANMANIN yollarini bulmus...... |
Aziz Nesine Nobel verilmeliydi
Orhan Pamuk gibi DEVLETI MILLETINI kötüleyerek Nobeli alanlardan gercek anlamda evrensel insan olamazkiiiiiii
Ben sahsen onu son derece ACEMI bir yazar olarak görüyorum.... Yani Allah askina.. sen inaniyormusun.. simdi Nobel komitesinin gercekten OBJETIF olduguna.... ve Orhan Pamugun aciklamalarini dikkate almadigi..... Yasar Kemal gibi dev isimlere verilmeliydi..... Kaldiki bir cok kadin yazarda TÜRKIYEYI HELE HELE TÜK KÜLTÜRÜNÜ kötüleyerek rant yapip Almanyada AYDIN olarak sayiliyorlar..... Artik gecelim bu ikinci sinif yazarlari.... |
Önemsiz.... Ona Nobel verilmedi ERMENILE
RE verildi... cünkü Pamuk abimiz cok Pamuk davranir ve para kazanmasini bilir....
Sen cok cok iyi biliyorsunki... Orhan Pamuk TÜRK DÜSMANLIGI yapmasaydi... Nobel komitecilerinin SEYLERI bile.... dikkarini cakiyorum SEYLERI bile Orhan Pamugu takmazdi... Olay POLITIK OLAY....... Kimse Orhan Pamugun sanatini konusmuyorkiiii... cünkü Sanati SIFIR... ama Avrupa icin POLITIK cabasi cok cok cikara okuyan bir olay |
WEIL ER EIN ARMEINIER IST.... das ist es
ohne Text
|
TEOLOJI DISINA cikiyorda ondan
Son 10 gün diyorsun...... bende diyorumki son 15 gün..... Alide diyorki son 20 gün Velide diyorki 30 gün... bir baskasida diyorki son 60 günü INTENSIV IBADETLI gecsin.... übrigens Ramazani 60 günce cikardim.... hani sen ILAVE ZAMLI yada yeni ADETLER getiriyorsunya... veya o sekil anlayisi desteleyen anlayisi burada aktariyorsun....
O zaman bende kafama göre anlayislar söylerim |
Ne alaka... kara borsaya ceza yada bele
gelse... o zaman insanligin tümü yok olmaliydi... yaniiii
Ben sadece ilk Yazilan Kurani anlattim bzw. Link verdim.... Imanin saglamsa... o zaman korkma söylenenlerden.... WIEDERLEG es.... deki öyle degil söyledir... ve kaynaklar göster... Öyle kara borsa dincilik yok bizde |
Karistirim ve ortak yönlerini ele alirim
AYRICALIKLARA insanligin ihtiyaci yok....
Neden bir Hiristiyan ayri olacakta Müslüman ayri olacakta ikiside DIN icin hem savas hemde bosu bosuna Allahin Jandarmaligini oynayacak.... Resmen bu anlayista bir sakatlik yatiyor.... kaldiki esasen HZ. Isanin ve Muhammedin sözleri o kadar kesisiyorki... ayni lambanin isigi oladugu ap acik ortada..... Simdi bu gercekler varken... ben neden bir CAG DISI kalmi s Haci Hocalara Papazlara ve Rabbilere boyun egeyim.... yanlis anmada o kadarinada kafayi DINLE yemedim.... ben sahihe olabileni... yani olma ihtimali en yüksek olan evren DINLER TEOLOJISINE bakmaya calisiyorum... tabi kapasitem el verdigince.... Ve git gide.. tüm DINLERIN sade ve sade SEVGINIJN üzerine kurulu oldugunu fark ediyorum... iste o SEVGI isiginin cercevesinde... Müslümanlik Hiristiyanlik ve Musevilik saaaadece birer kelimedirler.... o kadar |
Es ist auch im Islam eine Sünde
OHNE tirftigen Grund... bez. Medizinischen oder Finanziellen Grund... darf man nicht abtreiben.... das sagt der gesunde Menschen verstand.... nicht nur Religion
|
Sicherrrr
es gibt Menschen, die auch Medikamente benutzen... auch solche Menschen können nach Ihren Problemen entsprechend Fasten... bzw. Ohne sich zu gefähgrden....
FASTEN IST EIN GEBET... man muss versuchen die Max. vorgegebene VORGABEN BEIZUBEHALTEN.... Das ist alles.... |
SOWAS GIBT ES NICHT
Es gibt keine Vorgaben.... machtz es so wie Ihr es wollt...
SONST WERDEN ES ANDERE FÜR EUCH ENTSCHEIDEN... und Ihr seid dann nur noich denren spielzeug |
Algilayis farkli farklidir
cesit cesit yazarlar var.... ve herkes kendi kapasitesine göre algilar yazar... ve bizler bile DINI kapasitemize göre algilar yasariz....
Haaaa dogrumudur. yanlismidir bunu bilemem.. kimse bilemez..... DINLER birer anlatim bir nevi varsayimdir..... ama bir Ilahin var oldugu kesin... hic nedensiz bir sey olmadigina göre Allahin varliogi mutlaktir.... ama uygulamalar iste biraz süphelidir diyebilirim... |
Kabul... bu hususta mutabikiz
zaten DINLER birer varsayimdir.... kapasitelerimize göre ayri ayri yorumlanir.... o yüzden her Papaz veya Hoca ayri ayri yorumlar... yeterki BIR INSANINKI DIN OLARAK algilanmasin....
Kimse dogruyu bilemez.... o iste Allaha kalmis... bizler tahmin edip yasariz und können das beste hoffen |
burada neden bu kadar Lisan
kirliligi varf? Dilimize biraz daha saygili olamazmiyiz acaba? Ister almanca ister türkce ister baska bir dil, önemli olan biraz da gencleri, bilmeyenleri, buradan örnek edineni buradan bazi seyler ögrenmek isteyenleri de düsünmemiz gerekmez mi? Almanca "Koran" degil mi? neden illa-ki "Qu-ran" - " InschaALlah" vs..? komik olmayin.
Ayrica Orhan Pamuk olayinda da gördügümüz gibi, biz türk insaninin -tartisma- kültürü ve yetenegi sifir! Baska konularda da öyle! Konular önemli olacagina.kim kime nasil cevap vermis..nasil asagilamis veya küfür etmis..olay bu. Burasi bukalemun bahcesi mi? Selamlar ve iyi pazarlar. Dini foruma aslinda yazmayan FoS |
@ eniskaja
Ich habe kein einzigen Beitrag von Dir gelesen, indem Du den Islam nicht kritisierst.
Niemand versucht Dir hier den Glauben anzubinden, wenn Du keine Akzeptanz gegenüber Religionen bzw. den Islam hast, dann bist Du im Forum "Religion & Glauben" ganz falsch!!! Inanmiyorsan inanma, ve inananlari rahat birak!!! Saygilarimla BitteMitNiveau |
o.T.
Aynen katiliyorum!!!!!
|
mundarci kediler
Orhan Pamuk kalitesiz, kültürsüz, oportünist...ya, onu bunu birakinda...sizin basariniz neyki, siz iyi olun da nobel ödülünü kapin. Ama bos bos konusmaktan baska isiniz yok, o da is olsa sayin eniskaya ve özsu!
|
selbstverständlich muss man nicht
das hatte ich auch nicht zum Thema..ich kritisierte nur-krass ausgedrückt- die patologische Vorstellung, " hinter dem Preisvergabekommite stehen das armneische Disapora und andere Türkenfeinden, die uns zerstören wollen"
Tja, was kommt danach : unser im volksmund beliebtes Sprichwort: Türke hat keinen Freund außer Türke...warum denn? |
olurmu kuzum..aziz nesine verselerdi
ne derdik aceba? o türk milletinin yüzde 60 i aptaldir, Muhammed kurani kendi yazmistir diyen nesin degilmiydi?
eger ödülü o alsaydi, türklere ve islama hakaret ettigi icin ödülü verdiler mi derdik aceb? ayrica aziz nesin nobeli alamaz cünkü kendisi edebiyatci sayilmaz bu anlamda..mizah ve hikaye-piyes yazaridir nesin.. nobel edebiyat ödülü romancilara gider..yasar kemal gibi..ama yasar kemalde 90 lerin sonunda der spiegele verdigi röportajda türkiyenin kürt politikasini siddetle elestirmis ve bizde türkiyede yasar kemali vatan haini diye topa tutup elestirmistik...yani yasar kemal alsa ona da politik diyecektik emin ol.. velhasil ve kaleam ever politik olabalir haklisin..neden böyle oldugun da burda vatandasin biri anlatiyor Ahmet Altan: Wer Geschichte fälscht, ist verkrüppelt "J"accuse" oder "Germinal"? Literatur und Politik in der Türkei Wenn ein wichtiger Schriftsteller aus der Türkei einen der angesehensten Preise der Welt zugesprochen bekommt und dann jemand aus Deutschland in Istanbul anruft und fragt, wie denn die Reaktionen auf diesen Preis in der Türkei seien, positiv oder negativ, dann haben wir offensichtlich ein Problem. Warum fällt einem als erstes die Frage ein, ob man es in der Türkei als Ausdruck von Freundschaft oder von Feindschaft versteht, wenn Orhan Pamuk, ein Autor der allerersten Güte, den Friedenspreis des Deutschen Buchhandels erhält? Sie fällt einem ein, weil solche Fragen begründet sind. Heute hat in der Türkei kaum jemand Zweifel an Pamuks literarischer Qualität. Wenn heute hinterfragt wird, warum er ausgezeichnet wird, wenn ein Schatten auf diesen Preis fällt, von dem ich glaube, daß ihn Pamuk wahrlich verdient hat, dann hat Literatur damit nichts zu tun. Dafür verantwortlich sind der türkische Mangel an Mut, Tatsachen zu akzeptieren, und die europäische Geringschätzung der Literatur. Die Türkei ist ein Land, das seinen Kindern seine Geschichte falsch beibringt. In diesem Land lernt kein Kind in der Schule, daß in einer vergangenen Zeit Türken Armenier auf eine blutige Reise über die Schwelle des Todes geschickt haben. Wenn eines Tages jemand diese Wahrheit in schlichten Worten ausspricht, sind die ersten Reaktionen unausweichlich der Aufschrei: "Das ist gelogen!" Wer so schreit, hat auf seine Weise sogar recht, denn ihm wurde nie etwas von diesen Dingen erzählt. Der ist nämlich davon überzeugt, daß jemand, der so etwas sagt, ein Feind der Türken ist. Daß eine ganze Menge Türken glauben, die Welt hasse die Türken, liegt an der erbärmlichen Unkenntnis ihrer Geschichte, daran, daß sie unwissend gehalten werden. Das ist der erste Grund für die Reaktionen auf Pamuks mutige Äußerungen zum Problem der Armenier. Der andere ist der bedauerliche Mangel an Liebe zur Literatur, der bei den Europäern in letzter Zeit zu beobachten ist. Europa erweckt den Eindruck, als messe es Autoren, die außerhalb seines Territoriums leben, mehr an ihrem politischen Mut als an ihrem literarischen Wert. Politischer Mut sammelt mehr Applaus als literarischer Wert. Die Europäer geben ein so seltsames Bild ab, als würden sie, wenn Émile Zola Pakistani wäre, sein "J"accuse" für wichtiger halten als "Germinal". Kein wahrer Schriftsteller wünscht sich, daß sein politischer Mut seinen literarischen Wert verdunkelt, sondern findet so etwas vielmehr beschämend. Aber manchmal werden Schriftsteller mit solchem Leid konfrontiert, daß sie nicht anders können, als mit einem Aufschrei die Menschen aufzuwecken, und daß sie versuchen, das Gewissen der Leute aufzustören, um menschlichen Schmerz zu lindern. Daß sie das tun, erhöht ihren literarischen Rang nicht; und wenn sie es nicht tun, wird er nicht gemindert. Sie tun so etwas, weil sie keine Wahl haben. Aber daß Europa sein Ohr mehr dem politischen Aufschrei öffnet als dem feinen Flüstern der Literatur, weckt bei den Leuten Zweifel. Sie fragen sich: "Interessiert sich Europa für einen Schriftsteller, der mich kritisiert, weil er die Wahrheit sagt und mich so in Schwierigkeiten bringt, oder weil es seine Literatur schätzt?" Und die das Sagen im Lande haben, stacheln solche Verdächtigungen schamlos auf. Daß Pamuk diesen wohlverdienten Preis gleich nach der Diskussion um die Armenier erhält, führt leider zu mißgünstigen Verdächtigungen. Nicht wenige rümpfen die Nase wegen dieser Auszeichnung und unterstellen ihr außerliterarische Motive. Ich glaube, dieser Preis würde Deutsche, Türken und auch Pamuk glücklicher machen, wenn die Türkei ihrer eigenen Vergangenheit nicht so unwissend gegenüberstünde und ihre Schriftsteller, die Tatsachen aussprechen wollen, nicht dazu verurteilte, "mutig zu sein", und wenn Europa eine Liebe zur Literatur demonstrierte, die die Leute davon überzeugte, daß sie nur mit literarischen Maßstäben gemessen wird. Bedauerlicherweise durchleben wir eine Zeit der Defekte. Jede Gesellschaft hat ihre eigenen Defekte. Die Türkei ist durch die Lügen über ihre eigene Vergangenheit verkrüppelt. Europa ist behindert, weil es mit der Taubheit von jemandem, der seine Kreativität weitgehend verloren hat, dazu neigt, politischen Heldenmut in anderen Ländern wichtiger zu nehmen als Literatur. All diese Defekte werden am Ende in der Literatur gespiegelt. Ein wertvoller Schriftsteller wie Pamuk, der der Stolz der Türkei sein müßte, wird mit ungerechtfertigten Unterstellungen gepeinigt, eine hohe Auszeichnung von Zweifeln überschattet. Es ist nicht leicht, Defekte schnell zu beheben, aber wenn Europa glaubwürdiger macht, daß es die Literatur nur als Literatur sieht, dann tut es etwas dafür, einen so wichtigen Schriftsteller wie Pamuk, der keines außerliterarischen Maßes bedarf, vom Zwielicht ungerechtfertigter Anschuldigungen zu schützen. Aus dem Türkischen von Christoph K. Neumann. 25 Juni 2005 Frankfurter Allgemeine Zeitung |
Nede olsa iki gün Gazetelerin bir kıs,
mını okudun ve nihayet gaza gelip bir şeyler yazmaya kalkıştın Enis efendi. O okuduğun gazete yazarları her zaman demokrat yazarların düşmanlığını yapmışlardırlar ve yapmayada devam edeceklerdirler. Bu durum beni aslında hiç üzmüyor, çünkü bu tür beyinlerin dünyadan neden kopuk olduklarını neden dünya tarafından sevilmediklerini, neden çağdaş dünya tarafından bir tek ödül verilmediğinin gerçeğini ortaya çıkarıyor.
Bu tür çevrenin içinde at oynatmak istiyorsun Enis efendi ama yaranamıyorsun, Bak Magnum tabanca yukarıda yine Turancılığını ortaya döktürmüş, onun ağabeyleri 70 li yıllarda İstanbul Site öğrenci yurdunda sabahlara kadar kurta benzemek için seslerinin en son perdesine kadar ulurlardılar(aşk olsun abartmadan yazmaktayım bu böyleydi) ne Kurt olabildiler, nede çağdaş bir insan, o zümrede, o çevrede, o ideolojide insan olmak yasaktır, utanç vericidir. Biraz kıpırdarsanda düne kadar dost ve can yoldaşı dediklerin tarafından vurulabilirsinde. Şimdi Magnum gibi bu işlerin kurnazı ve tecrübelisi varken Enis Kaya efendi seni neyapsınlar allah aşkına. Orhan Pamuk aslında Ermeni dölüdür ben bunu çok ciddi bir yerden öğrendim elimde belgeler var o yazar geçinen müsvedde adam aslında Ermeni ajanıdır diye bar, bar bağırsan seni ne yapsınlar Enis Kaya çıtı kırık bir Türkçen ile O büyük Türkçü Türklerin arasında(emin olun o çevrenin hiç biride dört kuşak Anadolulu değildirler, hepsi devşirme, döndürme göçmendirler. Şimdi hiç bir Utanç duymadan hem Nobeli, hem Nobel kurumunu, hem Nobeli verenleri, hem nobeli alanı aşağılamakta, kendini adam yerine koymaktasın. Yukarıda değindiğim gibi sen ne Yobazın, ne gericinin, ne radikal milliyetçinin Orjinalisin, olamadığın içinde sane bir paye ve kariyer vermez o taraf, yalnızca eniklik payesi verir. Peki Nobel komitesi orjinali varken neden Türkiye kökenli bir Türk yazarına Ermeniler için bu nobeli versin??? Orjinal Ermeni yazarları tüm dünyada varken çok beyinli Enis KAYA hazretleri!!!!!!!!!! |
Ne alaka... burda EDEBIYAT yarismasi
yapmiyoruz... kaldiki zamanimizda yok... en kisa sekilde düsüncelerimizi yaziya dökmek durmundayiz...
bazen bir Türkce kelime yada Almanca kelime aninda 3-4 kelimenin yerine geciyor... o yüzden karisik dilleri karisik kullandigimiz oluyor.... bunda ne ayip nede cag disi bir olay var.... gayet dogal.... |
suche eine Frau
sollte aus Raum Stuttgart kommen
max. 30 sein kleiner als 172 cm 90 x 60 X 90 nicht viel im kopf haben nicht viel reden und stehe auch in einer festen beziehung d.h für die die es nicht verstanden haben suche eine affäre |
Komm mir nicht mit sowas
das zeigt mir, das du keine Argumente gegen mich hervorbringen kannst....
Hadis madis olaylari mutlak HURAFEDIR.... HZ. Muhammed agzini 40 yil boyunca kapamayip konussa bile bu kadar HADIS bir araya toplanamazdi.... ben bunu söylüyorum... senin icin HADIS bir zamli yada ilaveli DIN olabilir... bizler icin degil... ÜBERZEUGE MICH DOCH DAS HADITEN RELIGION SIND BZW: ALS ZULAGE FÜR DEN KORAN DARSTEHEN |
Olay acik....
Git TR de sor bakalim.. Basbakana Genelkurmaya ve Cumhurreisine... neden bunlar Orhan Pamugu tebrik etmediler... hatta Anket oldu Cumhurbaskani tebrik etmedi diye....
zamninda Gorbatschova veriyordular Nobeli... niyeeee ?? Gorbi du bist gut mach so weiter gibisinden.. und er hat weiter gemacht, somit Sovjet Union RUINIERT..... Wir reden von seinem Literarischen Talent... und der ist nichts.... die haben Ihn damit gelobt weiter seinen Land zu schaden... ER MACHT IN DEM ER DER TÜRKEI SCHADET GELD... und das Geld bekommt er von Europa.... tjaaa und die LIBEN UNS JA wie bekanntlich |
| Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 03:56 Uhr. |