![]() |
haklisin
siz demem dogru degildi belki kusura bakmayin.
ama özellikle kastettigim kisilerin isimlerinide yazdim. Und die wo sich angesprochen fühlen haben reagiert :) |
schönn o.T.
ohne Text
|
Enis & Eginli
ayip bä bu din forumunda utanmadan flört yapiyonuz!!!
hemidem bu möbareh gönlerde.... Baschimiza Dasch yagacah vallahimine.... günah leyn.... utanmiyonuzmun??? döverim vallam... görmim bidahamin.... Imansiz DaschFirinGari |
Fikir farkli hakaret farkli
Demokratik anlayis dersi alacak degiliz senden...
Adamin yok sen isbat eyle HZ. Muhammedin 6 yasindaki kizin irzina gecmemis oldugunu.... Nerde var Iftiralarin isbatinin gerekmesi... Senin anlayisin bu gibi insanlara destek icerikli |
Amatör möchte gern COOLER o.T.
ohne Text
|
*heul*
jetzt hassu misch putt machen tun....
unt isch hap miya zofil müye geben tut.... nua damid du miya cool findän tust... äy, bissu schult, wayl isch miya umbringän tu jets glaysch.... kommsu in di höllä, waysu nä??? |
giz
sana girmizi pek yagischiyoooo
nazar degmesin lol |
Ramazan ayi gecsin
ben Avci gardascha söylerim gelsin buraya sana duymak isteyin güzellikleri yazsin....
tabi, bana yaziyo, sana yazmiyo kiskandin, dimi??? sen üzülme giz, o sana dahada güzellerini yazar ;)) sabret biraz.... |
ot gelmis ot gidecek
sich über solche wie dich aufzuregen ist zeitverschwendung allah seni ve senin gibileri islah etsin
|
dogru oku
art niyeti olmadan bir yazi yazdi o kisi ve normal bir cevap beklediginide söyledi. kardesim düsüncen yanlis bu böyledir diyeceginize neden saldiriyorsunuz ben buna anlam veremiyorum
|
ramazan ayi müslümanimisiniz?
onun yazdiklarida hos degil ama bana yazacak olursa cevap yazmam bundan emin ol, yazarsamda senin gibi yazmam weil du machst dich lächerlich!
|
He ya
Ot Uzmani bacimiz nede gozel gonuschuverdü
Helal... cohtandur böyle anlamlu, mantihlu ve imanlu süzler duymamistüm.... Helal sana giz... gisganmamah elde deül yanim.... |
hemfikirim
Kuran Tarikata yol acmaz
|
ooh man
wie kann ein mensch so bock drauf haben damit sie ihre redenseinstellung auch ins schriftliche über gibt, dogru dürüst yazman tamamdi daa, öyle yamuk yumuk konusma tarzin eksikdi. Und das immer, denkst du deine kommentare nimmt jemand ernst (dich sowieso nicht) Gelmis milletle dalga gecer gibi.
|
tebrikler
Ilk defa senin düsünce tarzina ortak olabildim, simdiye akdar o yamuk yazindan hic birsey anlasilmiyordu. NEysee artik zeki bir kadin oldugunu düsünüyorum
|
6. Sinn oder Paranoia?
Mich interessiert hier (passend zum Forum) wie ihr über den 6. Sinn denkt.
Gibt es wirklich Menschen, die einige in der Zukunft liegende Geschehnisse voraussehen/spüren können? Oder Menschen, die Geister sehen können? Oder ist das alles lediglich nur Paranoia? Ich persönlich glaube daran, dass es sicherlich Menschen gibt, deren Sinne wesentlich ausgeprägter sind, als bei der Mehrheit der Menschen. Ich danke für eure liebgemeinten Nachrichten. |
o kişi mukafatını dünyada almıs olur
ve iyilik dedigin sey eger kişiyi bir yerden bir yere tasıyorsa eninde sonunda gercekten dusunen ve gercekte iyilik derdi guden insan musluman olmaktan kaçamaz.bua hidayet denir.Allah hidayet vermedikçe kul musluman olamaz.10 milyarda yuz kişi cenette girecekse 100 kişi iman edip mulsuman olmussa yuz kişi cenette girer 10 milyar kişi cehenneme.Allah ın ne dediğini ancak kuranı kerim bildirebilir.dinlerini bozup muslumanlıktan cıkan insanların soylediklerinde de iman ettiklerinde de yasadıklarındada her zaman bir bozulmuzluk hakimdir.yoksa musluman olurlardı.ve eger hakiki adalet ve iyiligin guzelliğin pesine dusme derdi guder ev bunu kovalarlarsa Allah onlara islamı nasip eder onalrda cennete giddr.cunku musluman olmayan cennete giremez.tek dogru gercek hakk islamdır.
|
meinst du mich????? o.T.
ohne Text
|
Das war Turkeyisch o.T.
ohne Text
|
Salidiran olmadi Muhammedi Sübyan
yapan kisiye... sadece isbatin IDDADA bulunanin oldugunu hatirlattik....
WAS STÖRT DICH DARAN ? |
lesen!
das kann man auf eine normale art!
|
hmmm
also geister gesehn hab ich keine :)
aber ich denke mal, wobei ich ned weiss ob man das 6. sinn nennen kann, dass jeder schon mal etwas geahnt hatte und es dann einfach passiert ist. Umdugum basima geldi felan :) Ah ja und das noch dazu ist nicht von mir aber interessant :) *Die untersuchte Gehirnregion ist unter Forschern als eine Art "Überraschungszentrum" des Gehirns bekannt: Es wird immer dann aktiv, wenn etwas schief geht, ein Fehler auftritt oder eine schwierige Entscheidung zwischen sich widersprechenden Alternativen zu treffen ist. "Wir konnten nun zeigen, dass diese Gehirnregion lernen kann, bevorstehende Schwierigkeiten oder Fehler vorauszuahnen", schreibt Brown. Da Krankheitsbilder wie Schizophrenie und aggressive Verhaltensstörungen mit Änderungen in der Region des ACC einhergehen, rechnen die Forscher mit weiteren Erkenntnissen zu deren Therapie. In den Versuchsreihen mussten gesunde Probanten Aufgaben am Computerbildschirm lösen. Abhängig von gezeigten Bildern sollten sie eine von zwei Tasten drücken. Das ging zunächst noch problemlos. Doch dann erhöhten die Forscher die Schwierigkeit der Tests und provozierten mehr Fehler in den Entscheidungen der Versuchspersonen. Dabei nahmen sie alle 2,5 Sekunden die Gehirnaktivität mit der funktionellen Magnetresonanztomographie auf. Wie sich zeigte, filterten die Probanten unbewusst diejenigen Situationen heraus, in denen erhöhte Aufmerksamkeit nötig ist, um richtig zu entscheiden. Diese Entscheidungen waren mit einer deutlich erhöhten Aktivität des ACC verbunden. Auf diesen Sechsten Sinn führen die Forscher beispielsweise auch Berichte zurück, wonach während der Tsunami-Katastrophe im Indischen Ozean Eingeborene instinktiv höhergelegene Gebiete aufsuchten. Die Küstenbewohner deuteten teilweise nicht näher beschreibbare Änderungen ihrer Umwelt als Zeichen einer heraufkommenden Gefahr.* |
yanıldıgınız nokta burası işte
Cünkü, Allahin varligini biliyorum diyebilecek canli bir yaratik yok ... Hic bir ölü dirilipde diyer alemdeki tecrübelerini bizlere aciklayamadi. DEMİŞSİN.
hz muhammed mustafa sav Allah ile yani allahın zatıyla cebrail aracı olmadan da konusmustur.ve cebrail aracılıgıyla Allah ile yapttıgı konusmalara kuran denir.cebrail de eger senin acından bakarsak soyut ve inanca dayalı bir fenomendir.ama cebarili gören Allahın diger meleklerini gören bir yıgın sahabe var.ayrıca peygamber muhammed mustafa sav öteki dunyayı cenneti cehennemi ahireti insanların nasıl sorgulanacagını her seyi görmüştür.Allah tarafından kendisine gösterilmiştir öteki dunya.bu Allah için hic de zor olmasa gerek cunku Allah zaman ve mekan dısıdır.istedigi kulunu da zamanın ve mekanın otesine tasıyabilir.ve peygamber vahiy aldıgı zamanlarda sahabe de bugun bu olaganustu sayılabilecek her seye sahit olmuslardır. eger bilim denilen sey deney ve gozleme dayalı sonucların kesinliğine dayalı bir anlayısı guduyorsa islam dini yeryuzundeki her seyden daha bilimsel ve gercektir.hatta tek gercektir.bugun bilimsel bilgini değişken oldugu ve BİLİM ADAMINA BAGLI bir seyir izledigi bilginin arastırma incelem gozlemlerin sonucunda yerine yeni bir sonuc cıkana kadar kabul edilen değişken sonuclar oldugu herkesce kabul edilmektedir.bu konuda doyurucu bir acıklama ihtiyacı hissedenler varsa Bilim Kutsal Bir İnektir ŞULE KELEPİR Anthony Standen kitabını inceleyebilir.piyasa da benzer bircok kitap vardır.kitabı gormek isteyenler www.kitapyurdu.com adresinden kitabı inceleyebilir. hasılı kelam islam bahsini ettiginiz diger dinler gibi koru korune bir inanca degil sapasaglam bir bilgiye dayanır.kesin mutlak bilgi kuranı kerimdir.Allah kendisi konusmus ve peygamberine her seyi her sekliyle gostermiş ve bildirmiştir.burda iman edilmesi gereken kişi yani inanılması tabi olunması gereken zat muhammed mustafa sav dir.o da onun vefatından sonrakiler için gecerlidir cunku onun devrinde yasayan insanlar da vahyin inmesi surecinde her seyi kendileri de gormuslerdir.muslumanlar kurana yada islama sacma oldugu için değil kesin mutlak bilgiye sahip oldukları için iman ederler.zanna dayalı kuru inanc gutmezler.aksine kuranı kerimde musluman olmayanların zanna saplanıp kufre gomulduklerinden bahseder.cunku Allah zaten kendilerine bildirmişken peygamberi aracılıgı ile her seyi gostermişken hesap gunu için hazırlanması gereken insanların uydurdukları bir cok seyin pesine dusup bu mutlak bilgiyi gormezden gelip hayatı savsaklamaları ve dunyayı keyif catacak bir yer ZNNETMELERİ onların dusmus oldukları en buyuk hata ve kendilerini felakete goturen kotu bir zandır. bilim bilim adamının yaptıgı seydir.vardıgı sonucları deklare eder diger bilim adamları kabul ederse ve deklare ettiği sey gerceklikle uyum içinde gorunuyorsa bir muddet kabul gorur.taki baska bir bilim adamı onu soylediklerinden farklı bir acılım sununcaya ve kendisini kabul ettirinceye kadar.bizi yanıltan bilimsel verilerden yola cıkılarak uretilen teknolojik aygıtlardır.bu da yogunlastırılmıs arastırmaların dogurdugu kinetik bir sonuctur.incelersin ve bulgulardan hareketle bunu kullanırsın.radyo dalgalarının yayıldıgını bulmussundur.bu zaten vardır.sen bunu bir makinayla yaparsın.bu da ole abartılacak buyulu sihirli bir sey degildir. hasılı kelam bilimsel bilgi denilen sey bile islamın mutlak bilgi dediği ve Allahın bildirdigi gerceklerden gercek degildir.ısıgın hızının su kadar olması dalga boyunun bilmem ne olması ve olculebilmesi insanın cennete yada cehenneme gidip ebedi yasamasından onemli degildir.hatta kıyaslanamaz bile.ısık hızı su kadar yavrum sen kalkmıs ahiretten bahsediyon demekte afedersiniz ama gerizekalılıktır.ne alaka?hristiyanlar SACMA OLDUGU İÇİN İNANIYORUM dedikleri sacmalıkları curutmeye baslamalrıyla buldukları bilimsel bilgiyi SACMA OLDUGUNU EN BASTAN KABUL EDİP KENDİLERİNİ İANADIRMAYA CALISTIKLARI KUTSAL SAYDIKLARI BİLGİNİN YERİNE OTURTMUSLAR ve kısacası incilin yerine bilimsel bilgiyi koymuslardır.bunu muslumanlar da yapacak aynı seyd emek ahmaklıktır. |
basiretten bahsedene bak:d o.T.
ohne Text
|
tgrt degil kanal7:D o.T.
ohne Text
|
BASİRET İN ANLAMI..1
Basiret
Eylül 9, 2006 at 3:34 pm | In İslami Terimler | Basiret’, kelime olarak ‘görmek’ anlamındaki ‘ba-sa-ra’ fiil kökünden türemiş bir mastardır. Bir terim olarak basiret, idrak (anlayış/kavrayış) kuvveti, derin görüş, ileriyi görme, bilinçle kestirme, yakîn, burhan, huccet, bir şey hakkında oldukça bilgili olmak, zeka, ibret gibi anlamlara gelmektedir. Avın izini sürmeye yarayan kanına da basiret denmiştir. O izler avcıyı ava götürmektedir. ‘Basar’ın görmekle yakından ilgisi vardır. Basar görme endişesiyle bakmaktır. Bakmak-görmek ilişkisinde her ikisini birleştiren, ama nihai olarak ‘görme’yi‘ hedefleyen bir bakmadır ‘basar’. Basar’ kelimesi aynı zamanda hem görme organı olan göz için, hem de gözün görme kuvveti için kullanılır. (Rağıb). İdrak eden kalb için ‘basiret’ sözü kullanılır. Basiret, “Kendisiyle hakla batılın temyiz edildiği marifet (bilgisi)” olarak tarif edilmiştir. Basiret kavrama yeteneğidir, vukuf kazanmak, olay ve nesneleri anlayıp kavramak, vukufiyet kesbetmektir. Basiret bilmek anlamına da gelir. Araplar ‘raculun basîrun’ dediklerinde ‘alim’ kimseyi kastetmiş olurlar. Bir Kur’an kavramı olan basiret Allah’ın görmesiyle alakalıdır. Allah’ın görme sıfatı vardır ve isimlerinden biri de Basîr’dir. Allah’ın görmesi (tabir caizse ‘basiret’i) ise, O’nun ilminin her şeyi kuşatması ile alakalıdır. Bu da ‘hikmet’ kavramını gündeme getirmektedir. Allah’ın görmesini (basar sıfatını, yani ‘basiret’ini) O’nun hikmeti’nden ayrı düşünmek ne mümkündür. Şu halde mü’minin basireti de hikmet kavramından ayrı düşünülemez. ‘Basiret’ kelimesi Kur’an’da iki kere kullanılmıştır. (12/Yusuf, 108; 75/Kıyamet, 14) Çoğulu olan ‘basâir’ beş yerde, yine basiretle hemen hemen aynı anlamda kullanılan ‘tabsıra’ kelimesi ise bir yerde kullanılmıştır. ( 50/Kaf 8 ) Kıyamet suresinin 14. ayetinde insanın kendi kendine şahitlik yapması anlamında kullanılmıştır. Basiret kelimesi Kur’an’da kavramsal anlamını en iyi ifade edici olarak Yusuf suresinin 108. ayetinde vuzuha kavuşturulmaktadır: “De ki, bu benim yolumdur, bir basiret üzere Allah’a davet ediyorum; ben ve bana uyanlar (böyleyiz). Ve Allah’ı tenzih ederim, elbette ben müşriklerden değilim.” (12/Yusuf, 108). |
BASİRET İN KURANDAKİ ANLAMI 2
Şimdi ayetteki birtakım ifadeler teker teker tedkik edilirse basiretin ne olduğu ve ne olmadığı daha iyi anlaşılacaktır. Dikkat edilirse ayetin eksenini ‘yol’ kavramı oluşturmaktadır. ‘Bu benim yolumdur’ sözüyle, Peygamber’in lisanından Allah’ın dini ‘yol’ olarak adlandırılmıştır. Peygamber “bu benim” sözüyle dine sahiplenmektedir. O bu yolu iyice özümsemiş, benimsemiş ve içine sindirmiş ki, ‘bu benim yolumdur’ diyor. Ayrıca, bu yolu en mükemmel bir şekilde kavramış olduğu da anlaşılmaktadır. Zira kişinin -şarlatanların dışında-, kavramadığı bir şeye ‘bu benim…’ diyerek sahiplenmesi mümkün değildir.
Hemen arkasından Peygamber (a.s.) “bir basiret üzere Allah’a davet ettiğini” beyan etmektedir. Allah’a davet ve basiret… Birbirinin lazım-ı gayrı mufarıkı iki erdem, iki görev. Allah’a davetin elbette basiretsiz olması düşünülemez. Allah’a davet sıradan bir iş değildir. Basiret, tebliğ ehli mü’minlerin bir niteliği olmak durumundadır. Peygamber (a.s.) bunu beyan etmekle kalmıyor, peşisıra, kendisine tabi olan mü’minlerin de aynı şekilde olduklarını belirtiyor. Peygamber’in bu sözü Allah tarafından da onaylanmaktadır. Şu halde mü’minler de tıpkı Peygamber/ler gibi basiret üzere Allah’a davet etmekle yükümlüdürler. Bu sözlerin ardından Peygamber Allah’ı tesbih ve tenzih ediyor. Allah’ın sübhan olduğunu söylemek, yaratılmış olan insan ve diğer varlıkların hiçbirine benzemediğini, insanın aklına gelen tasavvurlardan müteal olduğunu ifade etmek demektir. En son olarak da Peygamber, kendisinin müşriklerden olmadığını ilan etmekte, bir nevi deklarasyon yapmaktadır. Şu halde, Allah’a basiret üzere davet etmekle müşrik olmamak ve Allah’ı tenzih etmek, Allah’ı yüceltmek arasında birebir ilişki vardır. Yani basiret’in esasını şirkten temizlenmek teşkil etmektedir. Allah’a çağrı yapıldığına göre, tanım gereği, Allah’ın dışındaki bütün somut ve soyut putların reddedilmesi zorunludur. Basiret üzere olmayan davet şirke yakın bir davettir. Basiretli olmak mesela, şirkin zıddı olan tevhidin bir başka ifadesi olarak, Allah’ı tenzih etmeyi gerekli kılar. Tıpkı muhammed (a.s)ın yaptığı gibi. Allah’ı tenzih edemeyen kişilerin basiretli olduklarını düşünmek mümkün değildir. Müşrikler eğer basiretli olsaydılar şirk içinde olmazlardı. Günümüz sosyo-politik ortamında, tıpkı Allah’ın “kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” emrinin “en küçük bir riski bile göze almayın, her türlü kolaycılığı deneyin, Allah yolunda hiçbir sıkıntıyı göğüslemeyin, nenize lazım!” şeklinde anlaşılması gibi bir durum yaşanmaktadır. Halbuki Allah “İnfak edin; infak etmeyerek kendi ellerinizle kendinizi (cehennem) tehlikesine atmayın” (2/Bakara, 195) buyururken, “İslam düşmanlarının dikkatinizi üzerinize çekecek hiçbir girişimde bulunmayın” olarak, yani ayetin maksadına tamamen ters bir yoruma ulaşılmıştır. Tıpkı bunun gibi, “basiretli olmak”, takiyyeci olmak, en küçük bir risk bile varsa inancını gizlemek, köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı demek gibi küçük hesaplar yapmak olarak anlaşılmaktadır. Oysa basiretli olmak, tebliğin önüne çıkan engelleri, yine Allah’ın emirleri çerçevesinde kalarak aşmak anlamına gelir. Basiretli olmak ileriyi görmek demektir, bir delikten iki kere ısırılmamak demektir. Fakat bütün yapacaklarını, İslam düşmanlarının tepkilerine göre şekillendirmek basiret olamaz. Burada, hemen hemen her şeyin olduğu gibi basiretin de sahteleştirildiğinden bahsetmenin mümkün olduğunu Kur’an bize öğretmektedir. Bu öğretiye göre, Musa’nın yokluğunda altından bir buzağı heykeli yapan Samiri, Musa’nın kendisini sorgulaması üzerine şöyle demektedir: “Ben onların göremediği bir şeyi gördüm…” (20/Taha, 96). Samiri, bu ifadeye göre, Musa’nın getirdiği ayetlerden, diğer insanların anlamadığı, daha farklı şeyler anlamış. Onların fark ve idrak edemediği şeyleri fark ve idrak etmiş, yani daha basiretli olmuş! Fakat Samiri’nin “basireti” kendisini, alemlerin Rabbi Allah’ı bırakıp kendi eliyle yaptığı bir hayvan heykeline tapma derekesine düşürmüştü! Yani bu, basiret olarak adlandırılan gerçek bir basiretsizlikti. İşte Kur’an’ı Samirice okuyuş biçimleri süregeldiği için, çağdaş Samiriler, Kur’an öğrencilerinin gördüğünden daha farklı şeyleri gördüklerini iddia ederek, kendilerini çağdaş İslam düşmanı rejimlerin kulluğuna adamaktadırlar. Kendileri gibi beşer olan rablerinin verdikleri para, ünvan, yetki ve makam gibi iltifatlar sayesinde Samiri’nin buzağısı benzeri putlar yaparak, insanları bunlara tapmaya çağırmaktadırlar. Seçim meydanlarında öttürdükleri mikrofonları Samiri’nin buzağısından daha gür ses çıkartmakta, böylece beşer-tanrılarına tapmaya daha yüksek sesle çağırmaktadırlar. Bu hal, yeni bir Musa’nın avdetine kadar böyle devam edecektir… Kısacası, Samiri’nin basiret iddiası şeytani bir manipülasyondur. Mü’minlerin basireti ilk başta bütün şeytani manipülasyonları farketmeyi ve onların şerrinden Kur’an rehberliğine sığınmayı gerektirir. Samiri ve bel’am taifesinin İslam düşmanı ulusal ve küresel müstekbirlere tabasbusları, onların çizdiği çizginin dışına çıkmama gayretleri kesinlikle basiret değildir. Bu olsa olsa, münafıklık olabilir. Mü’minlerin basireti Allah’a kul oldukça artar, gelişir ve sağlamlaşır. Sağlamlaştıkça da bütün şeytani oyunların üstesinden gelme kuvveti kazanır. |
tarikat ve cesitleri hakkında ne bilion?
ohne Text
|
yazı uzun okumayanlara kısa bölüm
Şu halde, Allah’a basiret üzere davet etmekle müşrik olmamak ve Allah’ı tenzih etmek, Allah’ı yüceltmek arasında birebir ilişki vardır. Yani basiret’in esasını şirkten temizlenmek teşkil etmektedir. Allah’a çağrı yapıldığına göre, tanım gereği, Allah’ın dışındaki bütün somut ve soyut putların reddedilmesi zorunludur. Basiret üzere olmayan davet şirke yakın bir davettir. Basiretli olmak mesela, şirkin zıddı olan tevhidin bir başka ifadesi olarak, Allah’ı tenzih etmeyi gerekli kılar. Tıpkı muhammed (a.s)ın yaptığı gibi. Allah’ı tenzih edemeyen kişilerin basiretli olduklarını düşünmek mümkün değildir. Müşrikler eğer basiretli olsaydılar şirk içinde olmazlardı.
|
SON OSMANLI BELGESELI FILMI
<a href="redirect.jsp?url=http://habervakti.smartvideochannel.com/media/PlayVideo.aspx?cid=BE3B270CCF1C460E8D2DDD233E88B98 F" target="_blank">http://habervakti.smartvideochannel.com/media/PlayVideo.aspx?cid=BE3B270CCF1C460E8D2DDD233E88B98 F</a>
|
Warum sollte es sowas auch nicht....
...geben? Die Welt ist so voll von Mysterien und unerklärlichen Phänomenen, aber dennoch gibt es sie.
Ich kenne einen Weisen, der Dinge aus der Zukunft erspürt. Er hatte bsp. das große Erdbeben in der Türkei vorhergesagt. Das war unglaublich! |
Isbatlarlan baslarsak....
... seninle burda iki sene yazisiriz. Dass Mohammed ein "kleines Mädchen" liiert hat, habe ich mir nicht ausgedacht, es wird zum einen erzählt, zum anderen gab es Zeitgenoßen, die das bestätigt haben. Leider habe ich die Quellen nicht.
Necla Kelek - Die fremde Braut, da steht es beispielsweise drin. Weswegen ich das Thema angesprochen hatte, war einfach, ob den Leuten HIER sowas bekannt ist. Und an meiner Frage kannst Du erkennen, dass ich mir "unsicher" diesbezüglich bin und hier um Rat gefragt habe. Hätte ich Mohammede diskreditieren wollen, hätte ich gesagt er sei "pädophil". Da Du Dich ja in Quellennachweisen auskennst, könntest Du mir doch bestimmt nennen, wo man nachlesen kann, was Mohammed zu Lebzeiten gemacht oder nicht gemacht hat. danke |
Mohammet und seine Ehen
Selamlar Enis,
Selamlar Wolf, ich konnte in der letzten Zeit folgen, dass Ihr über ein interessantes Thema diskutiert. Wolf Du wolltest lediglich den Wahrheitsgehalt einer Behauptung! wissen und zu dem einfach nachhorschen ob diese Behauptung den Forumgästen bekannt ist. Dazu möchte ich kurz Stellungnehmen: 1. Diese Behauptung ist meines Wissens den meisten der Forumgestän, die den Forum länger als 6 Monate besuchen, ziemlich bekannt. Denn diese Behauptung wurde hier des öfteren andiskutiert. Wie immer gab es viele unangemessene Antworten, leider keine handfeste Beweise. 2. Leider gibt es zu diesem Thema sehr unterschiedliche Quellen, in einigen dieser Quellen wird behauptet dass Aise zu dieser Zeit 18, 11, 9 bzw. 6 war. Es wird in einigen Quellen wiederum angegeben, dass Aise zum Zeitpunkt des Heirats 6 war aber Mohammet gewartet hat, bis sie eine Frau wurde(dies soll dann mit 9 Jahren passiert sein). Wie auch immer, bei Bedarf kann ich einige dieser Quellen angeben. Was mich viel mehr interessiert ist, jenseits der Frage ob er ein pädophiler war oder nicht, ist ob er überhaupt normal war hinsichtlich Frauen und sein Geschlechtsleben. Es wird im Koran!!! (die Quelle ist hier Koran, kann ich auch bei Anfrage hier zitieren, wurde aber auch vor kurzem hier angegeben) doch offen den Männern die Freiheit gewährt, solange sie es sich leisten können 4 frauen zu ehelichen und unmengen an cariyes! Mich interessiert die Definition des sich leistens!!! Wo wird bitte schön im Koran definiert, was es heisst, dass ein Mann sich vier Frauen und unmengen an cariyes leisten kann? Wird das ganze aus finanzieller Aspekt betrachtet/bewertet? Ist es sein libido oder Stärke im Bett? Sein Aussehen? Was ist die Definition des sich leistens? Das was ich hier bemängele ist die Definition. Es ist offen gelassen, jeder kann es so definieren wie er möchte und frauen so behaldeln (im engeren und worst case Sinne) wie ein Vieh. So jetzt werden die Weisen der Islamwissenschaften (davon haben wir hier genug:-) sagen: Ja die Definition ist in den Hadits niedergelegt!! Wie bitte? Welche Hadits? Es gibt unmengen an Hadits die sich in Absolutheit wiedersprechen. Der Realitätsbezug und Wahrheitsgehalt dieser Hadits wird derzeit stark auch von den Islam Ländern und deren Vorsitzenden bemängelt. So einfach ist die Geschichte. Dass Mohammet mit 57 eine (fast) minderjährige geheiratet hat ist m.E. eine Tatsache die aber leider wegen wiedersprüchliche Quellen nicht bewiesen werden kann. Es kann aber auch nicht falsifiziert werden. Jetzt werden wieder viele Behaupten dass die damalige Zeit es zugelassen hätte. Da möchte ich alle noch einmal erinnern: Koran soll doch allgegenwärtig und universell sein. Doch der basiert auf eine Deutung, in dem die Menschen auch die Zeit bzw. die soziokulturelle Abhängigkeiten/Gegebenheiten mit berücksichtigen soll. Zweiter riesen Wiederspruch. So nun zu Enis, der vor ein paar Tagen in einem seiner Beiträge geschrieben hatte, dass man dem Propheten Mohammet 8 Ehefrauen nachsagt. Wenn ich das richtig interpretiert habe, hat er dies für Falsch gehalten. Nun in sehr vielen sich ständig wiedersprechenden Quellen, Hadits steht geschrieben, dass Mohammet 11 bis 13 Frauen verschiedenen alters geehelicht hat. Dazu eine Quelle: <a href="redirect.jsp?url=http://www.kurandasevgi.gen.tr/kkadin/bolum5/baslik5.htm Bu" target="_blank">http://www.kurandasevgi.gen.tr/kkadin/bolum5/baslik5.htm Bu</a> kaynak islamiyete sicak bakan bir kaynaktir, fakat bunun icinde bile anlayan! bir sürü inkonsistenz bulacaktir. Bunun haricinde burdada Hz. Aisenin cok kücük yasta oldugu ve Muhammetin cinsel iliski icin bulug cagini bekledigi yazar: Hz. Hatice. Hz. Peygamber"in ilk ve en sevgili eþi. Ýlk iman eden, bütün malýný Ýslâmiyet"in yayýlmasýna ayýran yüce insan. Allah"ýn Elçisi"nin 25 yaþýnda iken evlendiði eþi, 40 yaþýnda dul ve iki çocuk sahibi idi. 25 yýl mutlu bir evliliðin neticesinde 2 oðul ve 4 kýzlarý olmuþtu. Saðlýðý ve gücü yerinde, mutlak seçme hakký olduðu halde Allah"ýn Resul"ü, Hz. Hatice"nin üzerine ikinci bir eþi hiçbir zaman almamýþtýr... (Perenden: bu da Hz. Haticenin güclü karakterinden ve Muhammetin ondan kormasindan sebeplenir. Hz. Hatice cok zengindir ve Muhammetin onun parasina ihtiyaci vardir. Hz. Hatice öldükten sonrada libidosunu tatmin etmek icin sayisiz kadin almistir. Bazi kaynaklarda bunu böyle bilir). Yüce Allah"ýn isteði doðrultusunda Hz. Peygamberin yaptýðý evliliklerinin yöntemi, 4 baþlýk altýnda toplanabilir. 1- Ýslâm uðruna çekilen sýkýntýlara karþýlýk, onlarý ödüllendirme. Hz. Sevde örnek olarak verilebilir. Hz. Sevde. Hz. Peygamber"in 2. eþi. Ýlk iman eden müslümanlardandý. Mekke"deki putperestlerin müslümanlara yaptýklarý eziyetlere dayanamayarak kocasý Sükrân ile Habeþistan"a sýðýndý. Orada, eþi Hýrýstiyan oldu ve bir müddet sonra da öldü. Ýnançlarý hiçbir zaman deðiþmeyen Hz. Sevde, tekrar Mekke"ye dönmek mecburiyetinde kaldý. Müslüman saflarýnda savaþýrken, 16 yaþýndaki oðlunu da kaybetti. Allah"ýn Elçisi, Ýslâmiyet uðruna çektiði bunca sýkýntýlara karþýlýk Hz.Sevde"ye evlenme teklif etti. Bu sýrada o, bir kadýn için geçkin bir çað olan 50 yaþýnda bulunuyordu. 2-Kocasý savaþta þehit olan kimsesiz dul hanýmlarý koruma altýna alma. Örnek olarak Hz. Ümmü Seleme ile Hz. Zeynep verilebilir. Hz. Ümmü Seleme. Hz. Peygamberin 5.eþi, kendisine derin baðlýlýðý ile ünlüdür. Kocasý Abdulesed ile Ýslâmiyeti ilk kabul edenlerdendi. Putperestlerin zulmü ile Mekke"den Afganistan"a ve sonra da Medine"ye hicret ettiler. Kocasý, Uhud Savaþý"nda þehit olunca 4 çocuðu ile dul kaldý. Hz. Peygamber kimsesiz kalan Ümmü Seleme ile evlenerek, onu ve çocuklarýný korumasý altýna aldý. O, Ýslâmiyet"in azýlý düþmaný müþriklerin komutaný Halid"in de yakýn akrabasýydý. Halid, bu evlilikten çok etkilendi ve iki yýl sonra da Ýslâmiyet"i kabul etti. Hz. Zeynep. Hz. Muhammed"in 8.eþi ve Huzeyme"nin kýzýydý.Ýlk kocasý Bedir Savaþý"nda ikinci kocasý da Uhud Savaþý"nda þehit oldu. Böylece kimsesiz kalan Hz. Zeynep, Allah"ýn Resul"ü tarafýndan nikahlanarak koruma altýna alýndý. Ancak kendisi, bu evlilikten üç ay sonra vefat etti. 3- En yakýn dostlarýnýn kýzlarý ile evlenerek aileyi onurlandýrma. Hz. Âiþe, Hz. Hafsa ve Cahþ kýzý Hz. Zeynep örnek olarak verilebilir. Hz. Âiþe. Hz. Peygamber"in 3.eþi ve en yakýn dostu birinci halife Ebubekir"in kýzýdýr. Mekke"de doðup büyüdü, çok iyi bir terbiye alarak yetiþti. Allah"ýn Elçisi; Hz. Ebûbekir Ailesi"ni þereflendirmek için daha çocuk yaþýnda Hz. Âiþe ile nikahlandý, onu ancak büluð çaðýnda evine aldý. Çok zeki ve akýllý bir kadýndý, Hz. Peygamber"in eþi olarak gereken görevleri baþarý ile yerine getiriyordu. 9 sene müddetle Hz. Peygamber"in en yakýný olarak birçok hizmetlerde bulundu.Yüce Eþi"nin yanýnda askeri seferlere iþtirak ediyor, hasta bakýcý olarak da görev yapýyordu. Çok sayýda (Hz. Peygamberin sözü) hadisin günümüze kadar gelmesine vesile oldu. O, Ýslâm"ýn en büyük hukukçularýndan biri olarak kabul edilir. Hz. Hafsa. Hz. Peygamber"in 4.eþi ve yakýn dostu ikinci halife Hz. Ömer"in kýzýdýr. Mekke putperestlerinin eziyetlerine dayanamayarak ilk müslümanlardan olan kocasý Huzâfa ile birlikte Habeþistan"a daha sonralarý da Medine Þehri"ne hicret etti. Uhut Savaþý"nda kocasý þehit olunca dul kaldý. Allah"ýn Elçisi, Hz. Ömer"in isteði ile kýzýný eþ olarak almýþ ve böylece akrabalýk baðý ile onlarý onurlandýrmýþtý. Cahþ Kýzý Hz. Zeynep. Hz. Peygamber"in öz halasýnýn, güzelliði ve maðrurluðu ile ünlü kýzý ve 7.eþidir. Arabistan"da, azat edilen köleler haksýzlýða uðratýlýyordu. Ýþte bu kötü geleneði silmek ve onlarýn da diðer insanlarla eþit olduðunu göstermek için Allah"ýn Resul"ü; azat olmuþ kölesi ve hukuken evlât edindiði kâmil insan Zeyd"i, hala kýzý Zeynep ile evlendirdi. Ancak eþler anlaþamýyor ve uyumsuzluklarý devam ediyordu. Hz. Peygamber"in karþý çýkmasýna raðmen Zeyd, evliliði sona erdirdi. Hz. Zeynep, bu olaylara çok üzülmüþtü. Bir müddet sonra da Hz. Peygamber"e, Zeynep ile evlenmesi için vahiy yoluyla emir geldi. Ahzâb 33/37 : Hani sen Allah"ýn nimetlendirdiði, senin de lütufta bulunduðun kiþiye (eþini yanýnda tut, Allah"tan kork) diyordun ama, Allah"ýn açýklayacaðý bir þeyi de içinde saklýyordun; insanlardan çekiniyordun. Oysa ki kendisinden korkmana Allah daha lâyýktýr. Zeyd o kadýndan iliþiðini kesince onu sana nikâhladýk ki, evlâtlýklarý eþleriyle iliþkilerini kestiklerinde, mü minler için o kadýnlarla evlenmede bir güçlük olmasýn. Zaten Allah" ýn emri yerine getirilmiþtir. Böylece hem Zeynep korunma altýna alýnarak, onun mutsuzluðuna son verilmiþ ve hem de Arap geleneðine göre : Evlâtlýðýn boþadýðý kadýný onun babalýðý alamaz. adeti sona ermiþti. 4- Düþman kabilelerinden kadýn alarak onlarý Ýslâmiyet"e kazandýrma. Örnek olarak Hz. Cüveyriye, Hz. Ümmü Habibe, Hz. Safiyye, Mýsýrlý Hz. Mâriye ve son eþi Hz. Meymûne verilebilir. Hz. Cüveyriye. Düþman Benû"l - Mustalik Kabilesi reisinin dul kýzý ve Hz. Peygamber"in 6.eþidir. Ýlk kocasý müslümanlarla yaptýðý savaþta vefat etmiþti. Esir düþen Hz. Cevriye cariye olacaðý yerde, Hz. Peygamber"in eþi olmuþtur. Allah"ýn Elçisi bu evliliði gerçekleþtirmekle akraba baðý oluþtuðundan, düþman kabilesi mensuplarý da Ýslâmiyet saflarýna geçmekte gecikmemiþlerdir. Hz. Ümmü Habibe. Mekke putperestlerinin lideri ve baþkomutaný, Hz. Peygamber"in baþ düþmaný Ebu Süfyan"ýn kýzý ve 9.eþidir. Babasýna raðmen kocasý Cahþ ile ilk müslümanlardan olmuþ, mürþiklerin baskýsýna dayanamayarak Habeþistan"a hicret etmiþti. ... Hz. Safiyye. Hz. Peygamber"in 10.eþi, Hayberli Yahudi kýzý. Müslümanlarla Yahudiler arasýnda geçen Hayber Savaþý"nda kocasý öldü. Kendisi de esir düþerek Hz. Peygamber"e ganimet payý olarak ayrýldý. Allah"ýn Resul"ünün: Kendi dininde kal, seni memleketine göndereyim. Eðer istersen Ýslâmiyet"i kabul et, seninle nikâhlanayým. teklifine hemen olumlu cevap verdi. Bu evlilik; harpte maðlup olan Yahudiler arasýnda etkisini göstermiþ, bir kýsmýnýn Ýslâmiyet"i kabul etmesine vesile olmuþtu. Mýsýrlý Hz. Mâriye. Hz. Peygamber"in 11.eþidir. Mýsýr Kralý Mukavkýs tarafýndan hediye olarak gönderildi. Allah"ýn Resul"ü de onu cariye deðil, eþ olarak kabul etti ve nikâhladý. Bu evlilik Mýsýr Halký"nýn Ýslâmiyet"e sýcak bakmasýna çok etkili olmuþtur.... Hz. Meymûne. Hz. Peygamber"in, son ve 12.eþidir. Allah"ýn Elçisi, putperest Mekke"liler ile münasebetlerinde düþmanlýðýn ortadan kalkmasýný istiyordu. Mekke"li dul bir haným olan Hz. Meymûne" nin, muhtelif kabilelerin hatýrlý kiþileri ile evli 8 kýzkardeþi bulunuyordu. Bunlarýn kocalarý Mekke"de geniþ bir etki sahasýna sahiptiler. Bu evlilik, Mekke Halký ile gerginliðin azalmasýna vesile olmuþtur... Allah"ýn Resul"ü; 53 yaþýndan vefatý olan 62 yaþýna kadar birçoðu yaþlý ve çocuklu olan dul hanýmlar ile evlendi. Böyle ileri bir çaðda nefsinin hoþlandýðý duygularýnýn veya cinsel isteklerinin tatmini için eþler alsaydý mutlaka genç, güzel ve çekici hanýmlarý tercih ederdi. Ýlk eþinden sonraki evlilikler, Yüce Allah"ýn isteði (vahyi) doðrultusunda dini yayma nedenleri ile gerçekleþmiþtir. |
o.T.
bilim, bilimadamlarinin yaptigi olsaydi, herhalde din"de dindarlarin yaptigi olurdu.
maddenin ve ruhun sirrini cözmeye memur kanayan beyinlerin, asinan tirnaklarin binbir cileyle kesfettigi ve kusattigi hakikati ucuz yollardan sahiplenen, menfaat ugruna piclestiren, veya her iki ihtimalin tutmadigi yerde basitlestiren, tepen enkizisyon temsilcileri de senin: "bilim ve gercek ancak dindir!" mantigiyla bilim degil, ancak onun isportaciligini yapmisti. dinin adi ne olursa olsun, paraleller belirgin! vasifsiz insanlar aklin ve onun ürünlerinin seytani oldugunu, ancak insanligi kendilerinde bulunan imanin kurtaracagini iddia ederler ve bunuda: "atom mu, elektrik mi, gen mi, I. dünya savasimi, kiyamet mi? ayet bilmem ne - sure bilmem kac" gibi basit avlama metotlariyla ispatlarlar ve daha önce akila sapladiklari hanceri, dini tahrip etme ugruna, bu defa mutlak imana vururlar. |
sen hic akıllanmıycan galiba... o.T.
ohne Text
|
dinde peygamberlerin yaptıgıdır. o.T.
ohne Text
|
sen beni iyice papaz yaptın hee bu arada
ilim bilim yok din.bilim varken din nedir ayakları yapanlara bilimin hristiyanlık olceginde nasıl dinin yerine getirildigine dair bir seyler vurgulamaya calıstım sen lafı nerden nereye getirdin.din mutlak dogrudur tek gercek tir demek bilim seytanidir demek degildir.ben öyle bir sey dedim mi?burda bilimi kutsyanları ama bilimi dinin yerine koymaya calısanları sorguladım hep.bunu yapıorum diye engizisyon hristiyanı mı oluom?hehe.senin sinirlerin hala yatısmamıs nerden satasacagını bilmeden sacmalamaya baslıyorsun.
|
o.T.
sinirlerimin halen yatismadiginda haklisin. ama makalemi sana satasmak adina yazmadim. peygamber ancak allahin emriyle hareket ediyorsa yaptigi din sayilir. referans allahin emridir, peygamberin yapmis olmasi degil!
allah asla ortak kabul etmez! senin hristiyan oldugunu degil, kendini enkizisyon üyeleri kadar yobaz olan geri kafalarin himayelerine biraktigini iddia ediyorum. tek gercek din ise, bilim nedir? sayisiz aldatmacalardan bir mi? rahmani degil, seytani degil, nedir öyleyse? bilim bir mefhum, bir ideal. bilimi dinlestirme cabasinda olanlar varsa bu bilimin degil, insanlarin sorunu. |
ORHAN PAMUK HAKKINDA REPORTAJ
<a href="redirect.jsp?url=http://www.habervakti.com/detay.asp?id=16029&kat=Video" target="_blank">http://www.habervakti.com/detay.asp?id=16029&kat=Video</a>
|
bilim bir soyutlamadır.
bilimi dinleştirme cabalarının ve sekularizasyonun alıp basını gittigi bir donemde dinin hayatın her alanına hukmettigi gercegini kimse orseleyemez.din oreselenmeye calısılırken bunu zeminini hazırlamaya calısan aydın denilen bozuk sokak lambaları hep bilimi one suruyor.ve bu anlayıs bugun en ucraya yayılmaya yuz tutmus durumda.bu noktaya işaret etmek amacıyla her zaman teyakkuz halinde olup insanların dusunmeden sorgulamadan kabul ettikleri sacmalıkları yanlısklıkları cogu zaman sirke donuk anlayısları da bertaraf etmek gerek.benim yapmaya calıstıgım da budur.velhasıl bilim denilen sey bir soyutlama oldugu için inanc duzlemine tasınmaya musait bir yapıdadır.zaten o yuzden boyle bir problem yasanıyor.soyutlama yuceltmeyi hatta dinlestirmeyi de beraberinde getiriyor.ben pratik alana vurgu yaparak bilim denen sey in bir soyutlama oldugunu ve bilim adamının yaptıgı seye baglı oldugunu vurgulamaya calıstım.islam da ilme verilen yucelikle batının bilime verdiği kutsallıgı birbiriyle karıstırmamak gerek.birisinde Allah ın emri cercevesinde takva ile beraber yuruyen bir azmin urunu var diger tarafta ise bahsini ettigim sekulerlesmenin kontrolu altında burjuvanın satın aldıgı ve yucelttigi insanın tanrı oldugu iddiasının merkezinde oturtulmaya calısılan bilimcilik anlayısı var.ve bugun bilimcilik anlayısı baskın durumda.insanların yaptıgı calısmların bilime insanlıga hizmet ettigi anlayısı bir kenara bilim bilim adamlarının yaptıgı sey oldugu için kendisine yuklenen yuceltmelerin tamamından vareste bir konuma sahiptir.bilim Allah ın yeryuzune ve gokyuzune hakim oldugu gercegini goz ardı eden doktrinleri dayatıyor gibiyse bunu yapan bilim degildir cunku bilim neticede uretilen bilgi birikimine verilen addır.bunu yapan bilim adamlarıdır.burdan hareketle diyorum ki bilim bilim adamlarının yaptıgı seydir.dolayısıyla bilim yuceltmelerinin tamamı da kendisini bir halt zanneden bilim adamı yada feylosofların uydurmalarıdır.bilimi dinin cercevesinin dısında dini bilginin dısında gelisen baska bir alan olarak gormek kişiyi sirke goturur.cunku yaratılanların arasında soyut yada somut boyle bir alan yoktur.bilime verilen degerin ne oldugunu da islam tarihinde bilim adamlarına verilen degeri inceler ve islamın altın caglarında yapılan bilimsel calısmalar hakkında bilgi edinirsen gayet iyi anlarsın.bunu da zaten biliyorsun.yaptıgın benim katıksız dindarlıgıma saldırmak.bu da hos değil.
|
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 06:00 Uhr. |