Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

10.10.2005 16:19

Das ist euer problem
 
nach der ersten Frage an die Demokratie wusste ich was für einen Richtung du ansteuerst....

Bak güzelim... milyarlarca Ahmed Hulusi olacagina... bir tane Ataürk gibi Engin ve icindeki Enerjiyi en süper sekilde yesertmesini bilen bir insan olsun yeter....

Es ist mir sowas von Scheiss Egal was Atatürk für ein glaube hatte oder keine hatte....

Devlete millete faydalimiydi... zamana uygun sekilde gezip yasamasini ve hizmet etmesini biliyormuydu... EVET biliyordu... yasarmasini devleti yönlendirmesi ve görünün 2 dünya savasindan korumasini bildimi.. BILDI....
Toplumsal degerleri göz önünde bulundurarak karisinin bile topluma uygun sekilde gezmesini sagladimi SAGLADI...

Was wollt Ihr noch....

Sunu iyi bil güzel arkadasim... olay senin birisine Mason, Müslüman, Hiristiyan yada Yahudi KELIMESI demnen degildir... bunlar KELIMEDIR... KELIMEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE EEEEEEEEEEEEEEEEEE

UND NICHTS ANDERES...... sen insanliga yardimci olabiliyormusun... hayatini nese ve seffaf sekilde yasmasini biliyormusun ??????

ISTE o zaman evrensel insansin evrensel bir Müslümansin.....

Atatürk ise evrensel bir insandi... ve bnimde hyatimdaki tek Gaye evrensel bir insan olmak ve tüm insanlari tanimak onlarin kültürünü ögrenmek ve huzurlu sekilde yahatimi bitirmek...

-----------------------------

Söyle bir kendi hayatina bak birde Atatürkün birde Ahmed Hulusinin hayatina bak....

Sen Almanyada kitaplarla internetle sunla bunla hyatini gelistirmeye ugrasiyorsun... bir nevi gurbet hayati...

Atatüktende daha cok yasama imkanina sahip olan Ahmed Huluside ABD de yasiyor... orada hayati geciyor....

Birde Atatürke bakalim... neleri elde etti.. neler yapti... nelere ulasti... KARA Hocalarin elinden imkanlari alip Demokratik sekilde vatanadaslara verdi.... TR milletini sifirdan düzenleyip yepyeni bir toplum dizayn etti... ve bunuda basardi.....
Her zaman her yerde hakl tarafindan anilmakta benimsenmekte ve evrensel bir insan ve namaglup bir kahraman olarak her zaman dualarimizda yer lamakta......

Yahuuuu hani siz DINI daha iyi biliyrosunuzda neden bir basariniz yok...
DIN DIN DIN DIN... diyerek yol cikmissiniz.... ama bir sey göremiyorum....


Sen su an sadece sunu düsün...

Eger sen yada Ahmed Hulusin Atatürkünzamaninda su anki bilgilerinizle kapasitenizle YÜREGINIZLE 1915 yillarinda olsaydiniz ve apabilirdiniz.... ???????????????

Ich sage dir NICHTSSSSSS.... absolut NICHTSSSSSSSSSS......

Yaniiiii simdi gercekten Allah katinda sizlermi daha iyisiniz yoksa... tüm duanlarimizda yeri olan Mustafa Kemal Gazi ve onun tüm Silah arkadaslarimi..... ?????

Yaaa git Allahini seversen isine yaww..... kelimeler arkasinda gizlenin durun

klassefrau 10.10.2005 16:50

Iman dedigimiz sey
 
bence genelde örf ve adetle karistiriliyor.
Nedense kur`an a göre degilde, daha ziyade örf ve adetlere göre hareket ediliyor.
Toplumdan dislanmak korkusu, Imandan cok daha büyük gibi geliyor bana cogu vatandaslarimizda.
Bunu cogu konularda görüyorum/yasiyoruz.

xstudentxnrw 10.10.2005 17:19

bazilari karistiriyor, bazilari karistir
 
miyor.

10.10.2005 17:20

Spielt keine Rolle
 
ne zaman acarsan ac...

önemli olan bulundugun toplumda ortalama ayni zamanda orucunu acsin.....

Bakkkk mit gesundem Menschenverstand kann man alles klären

10.10.2005 17:27

Aferin valla Klasse Nikine yarasir
 
genau das sit es... ben söyleyince Forumda kiyamet kopuyor.... zaten piyasada dönende DIN degildir... Hurafedir... ama PIYASALASMIS HURAFE... uymayani piyasa mahveder toplum acayip sekilde dislar.. Kafir der Mason der usw... usw....

Aber soll ich dir mal was sagen ???

Einenm Weisen Menschen geht so was am Arsch vorbei... Dumme Menschen können denken was die wollen...

Hayatin tek gayesi huzurlu olabilmek ve cok insanlari tanimak ve onlarin kültürelerinde usw.. faydalanmak... kendini yetistirip evrensel insan olmakkk..

10.10.2005 18:21

alakasi yok
 
eine Frage an dich... ve adam gibi cevap ver...

Sen karini TR de yapayalniz dolamasina... mesela Adanadan Agriya yada aGridan Istanbula yalniz seyahat etmesine izin verirmisin... daha dogrusu korkmazmisin...

Bider ALmanyayi göz önüne al.. diyelim Düsseldorftan Berline.. seyahat etmesini gönül rahatligiyla birarkirmisin... ????

Iste gercek burada gizli... TR de iki metre basi mutlaka basina bir olay gelir...

10.10.2005 18:23

Senin dedigin yolda o hayat yok
 
o hayat senin yolunla kazanilmaz....

Sen Hiristiyanlari sevmiyorsun insanlari devmiyorsun... kimseye tahammülün yok... neresinde Cennet gizli simdi ??

6666mahfuz 10.10.2005 18:54

Gercekten öyle oldu - 5 metre ayrildik
 
ve Istanbul da kapali carsiya giderek 5 metre mesafede bir delikanli nefsine uydu..yakaladim..ve cevredikler agzini burnunu dagitilar...ona benzer birde Bombay de olmustu..

ama biz artik cagdas yasiyoruz ya, Alanya da bizim sosete türk kizlar da artik üstleri acik günes banyosu yapiyorlar...äffen alles 10 jahre später nach, wenn alles schon woeder out ist

ama Türkiyede yine birakirim.

Allah var.

oezsu 10.10.2005 19:42

ne diyorsun sen yahu?
 
geldilermi?

Masonluk bi din degil..iste bilgisizligin ortada!

kara cehalet derler buna..

ben burda kimsenin avukati degilim..Ahmed Hulusinin , Atatürk, Ali nin inancindan bana ne...

Savunmaya gecmeden önce bi düsün bakalim..

"Git isine yawww" iste kahve lakirtisi..sen Atatürk ü savunuyorsun fakat ne beyefendilik, nede cagdaslik var sende!...

selam

oezsu 10.10.2005 19:59

nicht ausreichend..
 
ne zaman acarsan ac yok...

fakat dakikasi da yok...

güldürme beni!

10.10.2005 20:31

Mein Gott ben ne söyledim yawww
 
toplumdaki ortak cercevede ac...

Hic bir sey biliyorsa takvim yoksa gece gündüz yoksa o halde 10 saat tut...

insan birazda kendi sinrilarini kendisi cizer...

10.10.2005 20:34

bilmem arkadas vallah tehlikeli
 
sokaklar hep yamyam dolu.. ya kardesimiz ya amcamizin cocugu yada komsumuz usw...

Bu yamyamlar bos yerden gelmiyor.. hep kendi icimizden cikiyor....

Ben acikca TR nin heryerine rahatlikla gidilecegine inanmiyorum.... cünkü yamyamlarin kökü kolay cikmaz.. isin gicik tarafi babadan ogula devrediliyor valla

10.10.2005 20:39

Hör auf mich für Blöd zu halten
 
wieso denksz du das ich das nicht weiss... denkst du das ich überhaupt etwas weiss... belki okuma yazmada yoktu...
Ben son derece iyi biliyorum Masonlugu... Richard Löwenherzden beri ve belki daha önceden gelen bir felsefe....

Naja das ist mir egal was du über mich denkst...
Atatürkün Mason oldugunu ilk önce senden duydum... hihiii... yani biraz komisch...
O halde bende Masonum..
Dannn sind wir alle Massons.....

10.10.2005 21:10

2 yildan beri birada DINI tartisiyoruz
 
ve Allah carpsin burada simdiye kadar hic kimse bana su ana kadar insanligin iyiligi icin gercekci cözüm sunanan rastlamadim....

Oysa cogulari sahsi DINleri ile insanlari yobazlastirmak KULLASTIRMAK istiyorlar....

Kusura bakmayin ama benim au anki seviyem sadece sunu söyler

Özgürlügü olmadigi yerde ölüm ve yikim vardir...... özgürlük her seyden kutsaldir herseyin önünde gelir...

Ancak ruhu özgür bir insan DINI Hukugu ve insanligi kavrayacak bir insan olur...

Roman olayi caktinmi ????

roman 10.10.2005 22:09

Yürüdüğün yol en doğru olanı Enis! o.T.
 
ohne Text

roman 10.10.2005 22:11

???????????
 
(misyonerlik yapiyorlar elalemin parasiyla)

Sende yap...

roman 10.10.2005 22:13

Burada Enisin dışındakilerin çoğu
 
ortodoks İslamcıdırlar.

1400 yıl öncesinin İslamcılarıdırlar.

10.10.2005 23:06

Eins miteinander werden...
 
Muslime auf der ganzen Welt sind Brüder und Schwestern...leider sehen das viele nicht so.
Dies zeigt auch dieses Jahr, dass wir Muslime nicht mal in der Lage sind, gemeinsam den Fastenmonat Ramadan zu begrüssen....

An dieser Stelle wünsche ich euch noch einen gesegneten Ramadan....

xstudentxnrw 10.10.2005 23:12

Sen öyle san, ama Allahin kelamindan
 
üstün bir sey yok.. cimbizcilar anlayamaz zaten.. anlamak icin okumuyorlar zaten.

xstudentxnrw 10.10.2005 23:16

Enis Kurana göre konusmadigi icinmi
 
cagdas?

bizse Kurana göre konusmaya calistigimiz icinmi ortodoks oluyoruz?

Islamda ortodoksluk yoktur.. anlayin artik!

xstudentxnrw 10.10.2005 23:18

sen bir soruma cevap ver!
 
benim sevgim Kuran yolundadir.. git bak hangi sekilde sevmemiz gerekiyor.

sen anlamazsin.. beynine asik olmussun.. ama göremedigin beynine nasil var diyebiliyorsun?

xstudentxnrw 10.10.2005 23:26

müslümanlarin misyonerlikle isi yok..
 
biz adami ac susuz birakip hasta edip, dinimize gecersen yardim ederiz demeyiz DIYEMEYIZ! Islami anlasaydin bunu hic söylemezdin.

roman 11.10.2005 00:44

Sen önce yalan konuşmamayı öğren.
 
Dünya genelinde afet yardımlarının en dürüstü ve en yoğun yapılanı Hıristiyan kuruluşlarına aittir.

Senin burada yaptığın yanızca pis bir yalancılıktır.

Bana çıkartma yardım istatisklerini.

Gerçi sana hiç bir yararı olmaz.

Çünkü sen dürüst olmadığın gibi bilgisiz bir insansın.

Ben yeni şeyler okumak istiyorum senden ama çıkmıyor yeni bir şeyler.

Neden acaba???

Benim dünyamda senin ile ortak olabilecek hiç bir şey yok.

Yalnızca insan ırkına ait olmamızdan başka...

roman 11.10.2005 00:48

Kafana göre takıl!
 
Senin cahilliğin beni artık hiç ilgilendirmiyor.

Biazda kendine sor neden bu kadar gerilerde bulunduğunu.

roman 11.10.2005 00:56

Sen hiç hayatında kendini karşına
 
koyup onun ile konuştun mu, onu araştırdın mı, onu eleştirdin mi?

Ben yaptığını sanmıyorum.

Bunu başarabilmiş olsa idin, şu soruyu sorardın kendine, ben bu insanların dediklerinden hiç bir şey anlamıyorum, ama sürekli karşı çıkıyorum onlara, neden bunu yapıyorum ben???

Bunu başaramadığın sürece hem bilgi eksikliğin ile yarı cahil yaşayacaksındır, hem de Tanrının sana bahşettiği sürekli gelişen, değişen, olgunlaşan bilgi yeteneği denilen ve onu oluşturan algılamanın ne olduğunu hiç bir zaman kavrayamayacaksın.

yazık oysa sen bunları başarabilecek bir yapıdasın, ama önce kendin ile konuşmayı, tartışmayı, eleştirmeyi öğrenmelsin, bunun da turnasolu kendinle dürüst olmaya başlamaktır.

neyse hayat öğretir bunlarıda sana bir gün...

roman 11.10.2005 02:56

Alıntı!!!
 
Kozmoloji, Sufi Psikolojisi ve Kadim Simya Geleneği

Sufi irfanına göre tüm yaradılış, ilahi perdelerin kaldınlmasının bir oyunudur. Sufi psikolojisi bir psikokozmolojidir.
Dünyanın bir dil olarak belirdiği bu tasavvur, iç dünyanın şifrelerini çözerken dış dünyanın şifre çözümünden yararlanır. Sufi psikolojisiyle kozmoloji arasında yakın bağ insana varoluşun kozmik boyutlarını anlama fırsatı verir. Üstad Hüseyin Nasr bu konuda şöyle der: "Kozmik irtibat, psişenin içsel yapısını nesnelleştirir ve böylece ruhu kendi düğümlerinden kurtarır, onun karanlık bölgelerini aydnlatır."
Ruhun kendi merkezine doğru yolculuğunda, yolcu, manevi yola döşeli tuzakları, yanılsamalan görür ve önlemini alır. İnfemo" ya düşüşle ruh, ölümcül ve karanlık derinliklerde kayıp unsurları yeniden bulur. Bu keşif, "cennet" e" yükselebilmek için gereklidir. "Ölmeden evvel ölün" öğüdü, insanı arzular tutsaklığından kurtarıp manevi dünyada yeniden dirilmeye çağırır. Geleneksel psiko]oji 2 temel boyutta işlev gösterir nefsi ve modalitelerini varoluş katları hiyerarşisine yerleştiren bir kozmoloji ve manevi hedefe yönelik bir etik Kozmoloji, bir anlamda nefsi çerçeveler, manevi ahlak ise nefsin derinliklerine iner. Kainat kişinin kendi farkındalığını arttlran ve nihai benliğe ulaşma yolunda kişinin elinden tutan bir yardımcıdır. Bu yönüyle tasavvuf, insanla alem arasındaki savaşın düğümünü çözme, insanı alem içinde huzursuz eden derin sebepleri bulduktan sonra, onu bir iç muhasebe ve murakabe (kontrol) ile yavaş yavaş bu sebeplerden uzaklaştırma, ona kendi iç hakikatını buldurma, başka bir tabirle, onu alemden ayrıldıktan sonra (uruc) tekrar döndürme (nüzul) yoludur.
Sufilere göre, insan bir "alem-i sagir"dir, mikrokozmosdur, "zübde-i alem" dir. Akıl bizi gizli güçlerimizi gerçekleşmeye yönlendirir, hayatın temel amacını belirlememize yardım eder, ancak varoluşsal sorunumuzu tek başına çözemez. Bu anlamda entellekt ve gerçek benlik, akıl ve sezgi, Ben ve Ben olmayan arasında bir zıtlık vardır. Bir farkındalık durumuna eriştiğimiz zaman, sezgisel olarak biliriz ki olduğumuz şey, olabileceğimiz şey değildir. Daha derin bir güvenlik alanının varlığına dair fikirlerimiz vardır ancakbildik örtüler bizi oraya ulaşmaktan alıkoyar.
Günübirlik toplumsal hayattan beslenen bir ego, içsel sesi kolaylıkla boğup evrensel bir benliğin gelişimini ketleyebilir. İşte bu aşamada, sufilerin mesleği gerçek benliğe ulaşma, "insanı-kamil" olma yolculuğundan ibarettir, bu yoldan alıkoyan zihinsel bloklar, engeller ve örtüler aşıldığında, kişi kainatın aynası olacaktır. Psikokosmoloji (tarih süreci içinde psikoloji) çerçevesi içinde tasavvuf, kadim bir simya geleneği, bir yeniden doğuş, kişinin doğallığını yeniden kazanması, otomasyon bir çıkıştır. Yani, çok gerçekli bir dünyada mutlak gerçeğin HAKİKAT"in, kişinin kendi içinde bir kazı işlemiyle açığa çıkarılmasıdır.
İnsan,en güzel bir biçimde yaratılmıştır (Ahsen-i takvim). Ancak daha sonra ilahi Prototipinden (ilk örnek) ayrıldı ve uzaklaştı, aşağıların aşağısı (esfeles safilin) oldu. İnsan bu bakımdan içinde hem bir mükemmellik ilkesi barındırır, hem de kopuşla birlikte başlayabilecek bir bozulma. Sufiler, tüm tarihsel değişim ve dönüşümlere karşın insan tabiatının bu iki nokta arasında bir sarkaç gibi salındığını düşünürler.
İnsan ebedi olanı, ölümsüzlüğü arar. Kendisini aşmak, mükemmele doğru değişmek-dönüşmek ister. İnsan bu gerilim hattında bulunduğu yani bu dünyada yaşadığı ancak yinede onu aşmak istediği için bir arayışa koyulur. Yolcunun iki ödevi vardır: 1 -Şimdiki durumun erimesi, yokedilmesi (FENA) 2-Yeniden bütünleşme (BEKA). Bilinen benlik fena-fillah süreci ile feshedilir ve beka ile kozmik benliğe yeniden doğulur. Fena entellektten BEN"DEN KURTULUŞ; BEKA "BEN OLMA SÜRECİ"ne varlığın saklı yanlarına bir ışık tutma halidir. Yani, bu durum ontogenesis ile transmutasyonun araştrılması ile mümkündür, salt meditasyon ile bu noktaya ulaşılmnaz. Pratik anlamı ile bilinci kurgu, yalan ve idollerden, kalbi hırs, arzu, kıskançlık, öfkeden temizlemektir. Ancak, eğer sufi, TANRI" dan bu değişim süreci için umudunu kesmez ve kendisini tamamiyle ona terk etmezse tüm uğraşların pek değeri yoktur.
Muhammed (S.A.V.) şöyle demiştir: "eğer, tanrıya, gerektiği kadar güveniniz varsa o sizi besler, tıpkı sabahlan aç çıkan ve akşamları doymuş dönen kuşları beslediği gibi". Bu inançlı kendini terk ediş (tevekkül) sufinin kalbinde doğan korkuları, TANRI" nm affı haline getirebilecek niteliktedir. Bu, inanarak kendini terk ediş insanı tatmin olmaya götürürken (rida), işe, onu TANRI"ya bağlayan manevi duyguyu paylaştırmakla başlar, sonra, onu daha yüksek bir duyguya TANRI aşkı duygusuna yüceltir.
Kuran" da şöyle bir ifade vadır: " Allah dilediğine hidayet verir".
Dolayısıyla Tanrı inançsız tekamül olmaz.
Kabbalistlere göre de ideal insan, içinde Tanrının verdiği niteliklerin seyredebileceği ayna haline gelen "Adam Kadmon" gibi bir insandır. Muhammed (s.a.v.) şöyle bile demiştir: "Beni görmüş olan, Allah" ı görmüş demektir." Hz. İsa ise, "Baba bende, ben Babadayım" buyurmuştur.
İşte, Tann aşkını bilen aşık/maşuk, sevile/seven terimleri içinde ifade edilebilir ve hedef sevilenle bir yakınlık (kurb) hali olarak belirlenir. Buna Budizm" de "Bahhti yolu" denir. Sevgi, muhabbet yoludur. Bir de budizmin "Jyana yolu" dediği irfan (marifetullah) yolu vardır. Kısaca değinirsek, yola koyulan yolcu arzu nesnesini bilir ve onunla birleşmek, ona kavuşmak için yoğunlaşır. Burada, iç sorgulama ve iç gözlem (muhasebe ve murakabe) kişiyi nefs-i emmare"nin tuzaklarından koruyucu bir işlev üstlenir. Sürekli bir iç savaş sözkonusudur. Bu savaş sanatları bizi doğrudan değiştirir, zihni bilgeliğe yönlendirir ve varoluşun çeşitli katmanlarında yeniden doğdurur ve yükseltir. Böylece sufiler bilincin perdelerini bir bir kaldırır ve nihai hedefe ulaşırlar:"Hiçliğe". Bilinç dışının açığa çıkarılmasıyla Sufi bilgiye doğrudan ulaşmış olur. Artan içgörü hayat süreci ile ilgili daha derin bir bilgiyi sağlar. Ardışık bir dizi içgörü, şimşek çakması gibi zihinleri aydınlatır ve görüş mesafesini arttırır. Evrensel güven ortaya çıktığında kafa karışıklığı, düşler ve kuşkular tamamen yok olur. Aydınlanmış olanlar, sezgi ve ilhamın üzerini örten şeyleri, kelime ve düşünceleri bir kenara atarlar. Kal" den Hal" e, sözden yaşantıya geçiş gerçekleştiğinde Mevlana, bu durumu şöyle dile getirir: "Ruh karanlık içindeyse yolunu bulmak için aklın aydınlığına ihtiyaç duyar, fakat ruh aydınlanmazsa kimse aklın kandilini aramaz......"
.......Gerek manevi simya, gerek kozmoloji, gerek diğer gizli (okült) ilimlere eğilim gösteren sufist düşünürler, herhangi bir şekilde hermetizmden etkilenmişler, ve bu etkilenmeyi de eserlerinde yansıtmışlardır. Hermetik kozmoloji dokrtrinine göre, kosmos, hayatlar ile doludur. Onun içinde cansız olmayan hiçbirşey yoktur. Onun hiçbir parçası asla ölmez. Ancak sadece dönüşüm vardır. insan veya hayvanın öldüğünü söylemek hatadır. Onlar sadece çözülme ise, ölüm değil bilakis hayatın yenilenmesidir. Yani daha geniş bir ifade ile, her kişinin makamı bilgisi ve gönlünün saf ve temiz oluşu miktarıncadır.
Her kim vücut denen bu kalıpta iken bilgi ve gönül temizliğini yüksek derecede sağlarsa, mertebesi de o nisbette yüksek olur. O kişinin ruhunun reenkarne olacağı yıldız da buna göre tesbit olunur. Aksi takdirde her kim ulvi alemin akıl ve nefsleri ile ilişki kuramamışsa, o kimse hermetik ay yıldızın etkisi altında kalır ki burası cehennemdir, yani ateştir. Her kimin aklı yıldızlarda ise döneceği yer yıldızlar olacaktır. Geriye kalanları buna göre kıyaslayınız. Zira, kosmostaki herşey hareket halindedir. Nerede hareket varsa orada hayat vardır. Hayat bir organizmadan diğerine yer değiştirir. Her canlı organizma, vücut, hayati nefs ve ruhtan meydana gelir. Ve üç birleşen parçadan herbiri ölümsüzdür. Hennetizme göre kosmosda boşluk dahi yoktur. Tanrı ile çok sıkı bir irtibat vardır. Tarırı ise hareketsiz ve sakindir. Fakat hareket ettirici bir niteliği vardır. Tanri boşluktan çok öte bir kavramdır. Hennes" e (Thoth) göre, Tanrı insanı iki cevherden meydana getirmiştir, biri ilahi diğeri ölümlü, işte sufi bu ilahi olanı arar.
Bu noktada İslam simyası, alem-i sagir ile alem-i kebirin (insan ile alemin) ilişkisine dayanan bir ilmi nefsdir. Ana konusu ruh, ve amacı ruhun dönüşümü olan manevi simya ile özellikle değişik metallerle uğraşan zanaatkarlar ve lonca esnafının simyası birbirinden ayırd edilmelidir.
Manevi simyada amaç, ruhun tekamülünün sağlanması, (catharsis) yani saflaşmasıdır. Yani yaşamsal bedenin tine dönüşmesidir. Tine dönüşen insan, beraberinde yaşam erkini de elde eder. Tinselleşmiş olanı tinsel yeteneği olanlar anlayabilir. Buna sufizmde "erenlerin kalb gözü" adı verilir. Kalb, erdem sahibi olmakla, tefekkürle ve tanrıyı zikretmekle uyanır, keskinleşir. Kalb ilahi bilgi ve aşkın tahtıdır. Gazali şöyle der: "Kalb parıldayan bir ayna gibidir. Sıkıntılı işler o aynayı bir duman gibi kaplar ve gerçek benliğini göremez olursun. Evrensel gerçeklik yani Tanrının görüntüsü ile arana bir perde iner."
Yada F. Attar"ın dediği gibi:

Senin için kuşların dilini bir bir saydım.
Ey bilgiden yoksun kişi anla bunları.
Aşıklar arasında özgür olanlar bu kuşlardır.
O kuşlardır, ölüm anından önce kafesten kurtulmuşlardır
Her birinin başka bir şekli ve tasviri vardır.
Simurgdan önce iksiri,
Ancak tüm kuşların dilini bilen kiş yapabilir...


------------------------------------------------------------
KAYNAKÇA

1- Tasavvuf tarihi - Cavit Sunar- A.Ü.İ.F. yy. 1975
2- Tasavvuf felsefesi - Cavit Sunar - A.Ü.İ.F. yy. 1974
3- İnsanın aklı ve ruhların yıldızlırla olan ilişkisi - Aziz Nenefi fotokopi derleme 1976
4- İslam felsefesinde sembolik hikayeler - Derleme - İnsan yy, 1997
5- Teozofi - Rudorf Steiner - Say yy, 1987
6- İslamda bilim ve medeniyet - S. Hüseyin Nasr - İnsan yy. 1991
7- Kutsalın peşinde - S. Hüseyin Nasır - İnsan yy. 1995
8- İhvan-ı safa"da müzik düşüncesi - Yalçın Çetinkaya - İnsan yy. 1993
9- Mistisizm, gizemcilik, tasavvuf - Henri Serouya - varlık yy. 1967
1O- Cabir B.Hayvan - Enin Kahya - Diyanet Vakfı, 1995
11- Keşfu"ı mahcup - Hucviri - Dergah yy, 1982
12- Doğuş devrinde tasavvuf - Kelabazı - Dergah yy. 1979
13- Psikiyatri ve kutsal - Anadolu Aydınlatma Vakfı fotokopi derleme, 1998
14- Mantık AI- AI-tayr Ferideddin-i Attar - M.E.B. yy. 1944
15- Mevlananfn rubaileri - Hasan Ali - Remzi Kit., 1932
16- Kimya-ı Saadet - Gazali - Bedir yy, 1979
17- İslamı anlamak - Frithjof Schoun - İz yy, 1988
18- Ebedi dönüş mitosu - Mircae Eliade - İmge yy, 1994

xstudentxnrw 11.10.2005 10:08

benim gerilerde oldugumu kim söylüyor;0)
 
enisin kurana göre hareket etmedigini bildigin icin kesip atiyorsun ;O)

xstudentxnrw 11.10.2005 10:10

ne kadar yaptigim seni ilgilendirmez..
 
ama sürekli yaptigimi bil..
bana sormadan kendi kafana göre takiliyorsun.

enis, sen ve bazi diger arkadaslariniz bunu her konuda yapiyor..

BIRSEY BILMEDEN KONUSUYORSUNUZ!

oezsu 11.10.2005 10:35

SÖZDE CAGDAS TÜRKIYE!!!!BUMU???
 
<a href="redirect.jsp?url=http://www.haberturk.com/news/200479.html
" target="_blank">http://www.haberturk.com/news/200479.html
</a>




<a href="redirect.jsp?url=http://www.gazeteciler.com/article_view.php?aid=317757
" target="_blank">http://www.gazeteciler.com/article_view.php?aid=317757
</a>




<a href="redirect.jsp?url=http://www.medyafaresi.com/haber.asp?id=6388
" target="_blank">http://www.medyafaresi.com/haber.asp?id=6388
</a>

oezsu 11.10.2005 10:38

DEMOKRATIK TÜRKIYCUMHURIYET ANLAYISI????
 
NERDE??? HAYALLERDE!!!!

SINIRLANMIS BI VATAN!!! ÖZGÜR DIN ANLAYISI BUMU???

BU HEP BÖYLE IDI...bakalim Demokrati anlayisi ne zaman gelecek TR´YE???

kerio 11.10.2005 10:44

bence de sence hicbirsey
 
bildikleri yok, olmadiginda kanitlamistim kac sefer.

kolaygelsin 11.10.2005 11:08

Aklın dinde önemi büyüktür ANCAK..
 
Bir insan, bir yol gösterici, bir kılavuz/rehber olmadan aklı ile Allah’ın bildirdiği doğru yolu bulabilir mi? Bu konuda bazı tesbitlere/bulgulara bakalım.

Tarih incelenirse, insanların kendi başlarına gittiklerinde, hep yanlış yollara saptıkları görülür. İnsan, kendini yaratan büyük kudret sahibinin var olduğunu, aklı sayesinde düşündü. Fakat, ona giden yolu bulamadı. Bunu önce etrafında aradı. Kendine en büyük faydası olan güneşi, yaratıcı sandı ve ona tapmaya başladı. Sonra büyük tabiat güçlerini, fırtınayı, ateşi, denizi, yanardağları gördükçe, bunları yaratıcının yardımcıları sandı. Herbiri için bir suret, simge yapmaya kalktı. Bundan da putlar doğdu. Bunların gazabından korkarak kurbanlar kesti. Her yeni olayla, o olayı simgeleyen putların miktarı da arttı. İslamiyet başladığı zaman, Kâbe’de 360 put vardı. Bugün bile güneşe, ateşe tapanlar vardır.

Allah, insanı yaratınca, ona iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırabilmesi için aklı verdi. Akıl hakkında hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
"Akıllı, Allah’tan en çok korkan, Onun emir ve yasaklarına en güzel uyandır.) [İbni Muhber]

"Akıllı, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel edendir." [Tirmizi]
"İnsanların yaptıkları hayırların mükafatı, akılları nispetinde verilir." [Ebuşşeyh]
"Kişi, ilmi ve aklı sayesinde kurtulur." [Deylemi]
"Allah indinde en kıymetliniz, akılca en üstün olanınızdır." [İ. Gazali]


AKIL"IN BİNLERCE DERECESİ VARDIR
Akıl bir ölçü aletidir. Ancak, Allah"a ait bilgilerde ölçü olmaz. Akıl, insandan insana değiştiği için, bazı insanlar dünya işlerinde isabet ettiği halde, bazıları yanılabilir.

Aklın belli bir sahası vardır. Bunun dışındakileri ölçmeye, anlamaya gücü yetmez. Akıl insanlar arasında eşit olarak bulunmaz. En yüksek akıl ile en aşağı akıl arasında binlerce dereceleri vardır.

DİN İŞLERİ AKLIN ÜZERİNDEDİR
Her işte ve hele dini işlerde akla güvenilemez. Din işleri, akıl üzerine kurulamaz. Çünkü akıl, bir kararda kalmaz. Herkesin aklı, birbirine uymadığı gibi, bir adamın, tam olmayan aklı da, bazen doğruyu bulur, bazen de yanılır ve yanılması daha çok olur. En akıllı denilen kimse, din işlerinde değil, uzman olduğu dünya işlerinde bile, çok hata eder. Çok yanılan bir akla nasıl güvenilebilir? Devamlı, sonsuz olan ahiret işlerinde, nasıl olur da, akla uyulur?

PEYGAMBER VE TIP DOKTORU
Aklın anlayamadığı veya yanlış anladığı çok şey vardır ki, bunları Peygamber bildirir. Peygamber, uzman bir tıp doktoru gibidir. İlaçların tesirlerini iyi bilir. Halk arasında, akla dayanarak, uzun tecrübelerle bazı ilaçların tesiri bilinirse de, akıl sahibi kimseler, bunu bilinceye kadar tehlike ve zararlara düşer. Bunları bilmeleri için, yorucu, uzun zaman gerekir. Aklını, başka lüzumlu işleri yapmak için kullanmaya vakit kalmaz. Doktora az bir şey vermekle ilaçların faydalarına kavuşurlar. Hastalıktan kurtulurlar. Peygambere lüzum yoktur demek, doktora gerek yok demekten daha yanlıştır.

Peygamberin bildirdikleri teklifler, Allah"tan vahy olduğu için, hepsi doğrudur. Hepsi faydalıdır. Doktoru bilgileri, düşünce ve tecrübe ile olduğu için, hepsinin doğru olduğu da söylenilemez.

AKIL VE GÜNEŞ
Akıl, göz gibidir, İslamiyet bilgileri de ışık gibidir. Gözümüz, maddeleri, cisimleri karanlıkta göremez. Allahü, görme organımızdan faydalanmamız için, güneşi, ışığı yaratmıştır. Güneşin ve çeşitli ışık kaynaklarının nuru olmasaydı, gözümüz işe yaramazdı. Tehlikeli cisimlerden, zararlı yerlerden kaçamaz, faydalı şeyleri bulamazdık. Evet, gözünü açmayan veya gözü bozuk olan, güneşten faydalanamaz. Fakat, bunların güneşe kabahat bulmaya hakları olmaz.

Sonuçta,din yolunda mutlaka bir rehbere ihtiyaç olduğu ortaya çıkar.

Bu konuya çeşitli yönler ele alınarak devam etmeye çalışacağız.

oezsu 11.10.2005 11:17

Aklin gecemedigi yerde...
 
Iman kelimesi isin icine girer...

iman nedir? ne ile iman edilir? neye iman edilir?

önemli sorular..

xstudentxnrw 11.10.2005 11:37

Demokraside isteyen kendi düsüncelerini
 
birilerine kanunlara aykiri bir sey yapmadan hareket edebilir!
Adamlarin kendi gazeteleri degilmi, isterse ilan alirlar, isterlerse almazlar!

SENIN "mantiginla" o zaman o gazeteler PORNO reklamlarini teklif eden sirketlerede OK demesi lazim!

bu iste ters/yanlis mantik!

1400 sene boyunca alimler dini yanlis anladida, ahir zamanda kendini "alim" gören bir sahismi her seyi dogru anliyacak?

Türkiyenin icinden ve disindan Türkiyede yeni bir "DIN PROJESI" gelistiren ve bunlar icin senelerdir adimlarini yapan bir sürü grup var! Bazilari birlikte calismalarina ragmen birbirleriylede tartisiyor görünüyorlar! Halbuki bazilari Sünneti veyahut Kuran ve Sünneti inkar ederken baskalarida bunlarla yorum yapiyor gibi görünüp millete gecmis alimlerden bir seyler cimbizlayarak, Kurandan bir seyler cimbizlayarak insanlari yanlis yöne yöneltecek alcak planlarini uygulamaktalar!

Bunlari destekleyen farkli medya gruplari veya medya gruplardaki özel yerde bulunan sahislar var! Son zamanlardaki medya gruplarindaki bazi "degisiklikleri" bir düsünün!

Bunlarin niyetleri Türkiyedeki müslümanlar imaji ile diger müslümanlar imajini gelistirip müslümanlarin birligini zorlastirmak olsa gerek.

Yanlis tevhid inancini kendi müritlerine yayip, yorumlarini cogunlukla madde üzerine yapan birinin ilan istegini red etmelerinden o gazeteleri kutluyorum.

kendini mehdi olarak görenler var zaten. birde ahir zamanda kendini islam yolunda oldugu oyunuyla bir sürü haltlar isleyecek bir insanin veya insanlarin gelecegi biliniyor.

Bosuna yorumlara bakarken bütün Kuran ve Sünnete uyuyormu bir bakin diye dedik durduk! AMA kabul etmiyorsunuz! yanlis yorumlar sanki isinize geliyor. körü körüne gitmeyin!

Cennet, Cehennem, Melekler (ve özellikle Azrail), Tevhid anlayisini sapittiran bir sahsa tabi olmaniz dogru degil, cünkü yorumlarinin Kurana ve Sünnete göre gercek tutunagi yok! onu birak, cogu zaman Kuran ve Sünnete ters düsen yorumlari ve görüsleri var!

mantik deyip duruyorsunuz, kullanin o zaman biraz aklinizi! VE alim ZANNETIGINIZ sahsin dolandirici (veya yanlis yolda) olmasindanda korkmayin. Kuran ve Sünnet yolunda olan bir sürü insan var. yanliz kalmazsiniz!

Allah sizi sirati müstakiyme yöneltir insaAllah!

xstudentxnrw 11.10.2005 11:39

sence.. ama bu aklin Kuranin üstünde
 
oldugu anlamina gelmez! Kurana ters düsen yorumlara Islamda yer yoktur!

xstudentxnrw 11.10.2005 11:49

Kuranla alakasi olmayan bir insani kim
 
savunur? tabiki onun gibi düsünceye sahip olan ve onun gibilerden maddi yönden faydalanlar olsa gerek!

destekleyen "gazetelere" bakalim, karsi cikanlara bakalim..

nedense dini yönüyle hic denilecek kadar duyulmus gruplar destekliyor..

COK ILGINC bir durum. oyunlarina bakalim daha kendi aralarinda bulunan kac parali "sözde ilahiyatci" ve "profosör" katilacak?!

kolaygelsin 11.10.2005 12:05

Doğru iman nasıl olur
 
İman konusunda kitaplarda bildirilenler şöyle özetlenebilir;
İman, Muhammed aleyhisselamın Allah tarafından getirdiği bilgilere inanmak ve inandığını dil ile söylemek demektir. Bu bilgilerin herbirini araştırmak ve anlamak gerekmez.

Dinimizin bildirdiği iman, acaba doğru mu diye araştırılmaz. İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği şeyleri, araştırmadan etmeden, akıla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan, tasdiktir.
Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz. Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz.Tam olmayınca, iman olmaz. Mesela göremediğimiz halde Allah bildirdiği için meleklere, cinlere inanmak gerekir.

Allahü teâlâ, "Onlar gayba iman ederler" buyuruyor. (Bekara 4)

Resulü de, "Dini aklı ile ölçenden daha zararlısı yoktur" buyurdu. (Taberani)

AMENTÜ
İman, Amentü?de bildirilen altı esasa inanmaktır. Yani Allah?a, meleklerine, gönderdiği mukaddes kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah?tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanmaktır.

[Amentü şöyledir: Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsulihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel ba"sü ba"del mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve resulüh.]
------------------------

İmanın sahih, makbul ve geçerli olması için gerekli şartlardan bazıları şunlardır:

*Allahü teâlâ, vacibülvücud ve hakiki mabud ve bütün varlıkların yaratıcısıdır.

*Dünya ve ahiret âleminde bulunan her şeyi, maddesiz, zamansız ve benzersiz olarak yoktan var eden, ancak Allahü teâlâdır.

*Allah, mekandan ve zamandan münezzehtir (uzaktır). [Vehhabiler ve selefiyeciler gibi Allah gökte veya Arşta demek küfürdür.]

*Allahü ahirette Cennette görülecektir. Müminler, Cennette iken, hiçbir şeye benzemeden Allahü teâlâyı görünce başka nimetleri unuturlar.
--------------

İmanın temeli hubb-i fillah buğdi fillahtır. Yani Sevmek ve kızmak yalnız Allah için olmak. Allah"ın düşşmanlarını sevmek, insanı Allah?tan uzaklaştırır. Düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye [Allah?a] dost olunmaz.

*Tevekkül imanın şartıdır. (Eğer imanınız varsa Allah?a tevekkül ediniz!) [Maide 23] (İhya)

Bu konu epey geniş..Kısaca aktarmaya çalıştık..

flatfox 11.10.2005 17:47

SORU
 
böylesine çok dinin olması allahın isteyimi?

insanların kendisine - birçok deyişik teşkilatlarda - değişik inanç - ayin ve hatta değişik ahlak standartlarıyla tapındıklarını görmekten memnun mudur?

birbiriyle savaşmakta, birbirlerine zulmedip, birbirlerinin alehinde calışmakta.

dinler birbirleriyle uyum icinde dey - fakat allah uyum tanrısı deyilmi?

Bir Yehova"nın Şahidinden

Foxxx

roman 11.10.2005 17:58

Zor sorular cevaplayabilmek için,
 
önce akıla sahip olmak gerekir.

roman 11.10.2005 18:20

Neden acaba??? bir fikrin var mı??? o.T.
 
ohne Text


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 21:16 Uhr.