Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

cagdasturk 10.09.2005 00:02

KAFAN BASMIYORMU..
 
Kafa basmayinca basmiyor deme, sende haklisin, kabiliyet meselesi, söylediklerimi anlamaman gayet dogal, cünkü sizin gibiler anlamak ve dogruyu bulmak icin ugrasmazlar, amac sadece mide bulundirmaktir, camur atip iz birakmaktir, ee bunun icinde öyle fazla bir kabiliyete ve beyine ihtiyac yok elbette.
Ne diyeyim, ALLAH sizin gibileri islah etsin, olmuyorsa nasil biliyorsa öyle etsin !

10.09.2005 00:05

DE KI : Bu sünnettir !..
 
Sakal öpmek mi sünnet ?
Hirka tavaf etmek mi ?
ya Kadin Taslamak ?

Peygamber de MEHDI bekler miydi ?

Mezhepler mi Sünnet ?
Firkalara ayrilmak mi ?
Insanlari yakmak mi ?..

Bana bir tek Peygamber sünneti göster Müslüman yasaminda olan..

Namaz mi ? Oruc mu ?..hac mi ?

Namazin Bidat
Orucun ac kalmaktan ibaret
Haccin Iskence

Hepsini tutup kendi sekline semaline sokmussun..

hani sünnet ?..
Peygamber kaza namazi mi kilardi ?

Oruc yiyene 61 gün ceza mi verirdi ?
Oruc Tutamayip fidye verenleri Onulmaz hastaliklara mi özgülerdi ?

Ne yapardi peygamber ?
Hayizli kadinlari Oructan ibadet den mi men ederdi mabet e mi sokmazdi ?

3 aylik Hacci 3 güne mi indirgerdi Insanlari telef mi ederdi ?..

Zem zem ticareti mi yapardi ?..

Bana diyorsun ki:
Islamin yanlis uygulamalarini Koz olarak kullaniyorsun..

EY HECIN DEVESI !..
DE KI: SURAM DOGRU !..

10.09.2005 00:08

Muhahahahahahaha
 
Ben anlatmiyorum güzel kardesim ;

mezhep imamin Anlatiyor..
Ama sen o kadar sartlanmissin ki Haci Fisch-fisch a mezhep imamini bile takmiyorsun..

Bu kadar acikli bir durum yani..

Adam seni hipnotize etmis vermis eline sogani elma diyor..
Sende isiriyorsun be kardesim Oh ne ala ne sulu cennet elmasi diye..

Tosliyacaksin duvara
Böyle uyarsan DAVARA

10.09.2005 00:09

Ben namazimi kilarim
 
sen kendine bak :o)

ama iyi bak..
Cünkü ne söyledigini bilmeyenlerin ibadetleri gecersizdir.

10.09.2005 00:13

Bak yine söylemedin sünneti :o)
 
Hep böyle mi tartisirsin sen ?`...

TISSSSSSSSSSSSSSSSS diye I.E.T.T. Otobüsleri gibi..

Sana önce de söyledim..
Madem Hakkin sesi olamiyorsun bari kulak kesil diye..

Külahimiz yok ki sözümüz dinlensin..

cagdasturk 10.09.2005 00:15

HADI BAKIM..
 
Sen namaz kilma o zaman, oruc tutma, haccada gitme, bu cagda bunlar olurmu deme, senin kalbin temizdir mutlaka, böyle seylere ihtiyacin yoktur, zemzemle yikanmisindir belki, zorlayanda yok zaten seni tüm bunlara, kendi dinini yasa nasil biliyorsan, ama ben müslanim deyipte gercek müslümanlari karalama.
Hecin devesi gibi egri bügrü yasa, hadi bakim..

10.09.2005 00:16

Ayna ,ayna söyle bana :o)
 
Kim en güzel bu dünya da :o)

Pamuk prenses !..

:o)

10.09.2005 00:18

Sana acimaya karar verdim
 
ne yapayim ?..

:o)

xstudentxnrw 10.09.2005 00:32

bir yerden internettekiler sasirtmak ici
 
n aldigin yazilar yerine elestirdigin o seyleri kendin bir incele.. ve bu konuda eksiksiz arastir ve yanildigini göreceksin!

yani türkce namazi kilsaydin neyse..
sen o zaman niye baskalarina karisiyorsun?

ama bu konuda yanildigini ögrenmek istemiyorsan kaynaklari acip okuma..

KURANDAN kendi tuhaf hedeflerine göre ayet cimbizliyanlar aynisini hadis ve fikihtada yapmiyormu zannediyorsun?

xstudentxnrw 10.09.2005 00:32

niçin Arapça, Türkçe olmaz mı?
 
Soru : İbadetlerimizi niçin Arapça yapıyoruz? Türkçe olarak yapsak olmaz mı?

Cevap:

İlk bakışta müminin, kendi diliyle Rabbine kulluk etmesi akla, daha doğrusu hisse daha uygun gibi geliyor. Fakat mesele incelendiğinde, farklı boyutlara varılıyor:

Her şeyden önce dua ile namaz arasında açık bir ayırım yapmak gerekir. Namaz dışındaki duada bir mümin ihtiyaçlarını ve dileklerini Rabbine istediği dilde bildirir. Bu şahsi bir meseledir ve kulun, Halıkı’na kendi ihtiyaçlarını ve arzularını doğrudan doğruya, vasıtasız olarak arz etmesiyle ilgilidir. Duada her insan kendi lisanıyla Rabbine iltica edebilir.

Namaz ise bundan çok farklıdır. Namazda hangi dilden ve ırktan olursa olsun bütün Müslümanların bir tek vücut olarak birleşmeleri ve Allah’a topluca ibadet etmeleri söz konusudur. Bu ibadette gönüller gibi dillerin de birlik arz etmesi gerekir. Kaldı ki, ibadetler Allah nasıl emretmişse ve Allah Resulü (asm.) nasıl tarif etmişse öyle yapılacaktır.

İslamiyet herhangi bir bölgenin, ırkın veya milletin dini olsaydı, hiç şüphesiz sadece bu bölgenin, bu ırkın veya bu milletin dili kullanılabilirdi. Fakat, dünyanın bütün noktalarında oturan, farklı ırklardan olup farklı dilleri konuşan müminler mevcuttur. Bunların tümünün birlikte namaz kılabilmeleri, aynı sureleri aynı dilden okumaları için tümünün aynı ibadet dilinde birleşmeleri gerekir.

Beynelmilel kongre ve toplantılarda da herkes kendi diliyle değil umumun bildiği beynelmilel bir dille konuşmuyorlar mı?

Meselenin diğer bir cephesi de şudur: Hiçbir tercüme, asla orijinalinin yerini tutamaz. Kur’an, Allah kelamıdır ve Arapça nazil olmuştur. Allah’ın kudret sıfatından gelen şu varlıklar taklit edilemediği gibi, onun kelam sıfatından gelen Kur’an da taklit edilemez. Ve Kur’anın tercümesine Kur’an denmez. Kur’anın bir harfine en az on sevap verilmesi, Allah kelamını tekrar etmenin karşılığında kullara bir İlâhî ihsandır. Tercüme, Allah kelamı olmadığından bu mana orada kaybolur. İnsan, Kur’an mealini okumakla, Kur’an okumanın değil, ilim noktasında bir şeyler öğrenmenin sevabını alır.

Şu da var ki, namazda geçen kelimelerin bir kısmı konuşma dilimize geçmiştir. Allahu Ekber, hamd, tesbih, Rabbül alemin, Ehad, Samed’in ne demek olduğunu çoğu Müslüman bilmektedir.

Dünya işlerimiz için enflasyon, deflasyon, kur, ekonomi, döviz gibi nice yabancı kelimeleri ezberlediğimiz halde, ibadet için gerekli, az sayıda kelimeyi öğrenmemekte bilmem mazur sayılabilir miyiz?



Zafer dergisi

roman 10.09.2005 00:49

Babur, arkalarda kaldı tuhaf yazıların!
 
Çağdaşlık ile, sen batılı olmayı ve batı düşmanlığını karıştırmaktan öte İslamlaştırmaktasın.

Tekrar yazalım çağ nedir???

Çağ, toplumların, milletlerin, ülkelerin, devletlerin, insanların, iktisadi, sanayi, hukuksal, ekonomi, sosyal, kültürel, bilimsel, ilimsel, sanatsal tüm değişimler bütünlüğünün o döneminin alt ve üst yapısının var olan göstergesidir...

Çağdaşlık bütün bu değişimlerin evrensel(dünyanın tüm genelinde, başka bir gezegende şu an için insanlar yaşamadığı için, yalnızca bu dünya geneli için.) ruhunu, karekterini ve özünü kavramaktır o özle bütünleşmek, en azından o öze yakın olabilmektir.

Bütün bunların içinde dinsel bir konum ve toplum ve toplumlar söz konusu değildir.

Çünkü dinde üretimcilik yoktur, salt ilahatçılık vardır.

Üretim teknolojilerin, gelişimi, yeniliği ve değişimi ile ilişkilidir.

Teknolojilerin gelişimleri, üretimleri ve değişimleri ile çağlar değişir, çağlar doğar.

Osmanlının ümmetçi toplumluğu ile bu gününün çağını ve bundan önceki çağı ne kavrarsın, ne değiştirebilirsin, nede bir katkın olabilir.

1453 çok farklı bir dönemdir, o dönemin tartışması ayrı bir tartışmadır.

Buna kısa bir bağlantı olarak, Osmanlı Yükseliş döneminden sonra oluşan tüm savaşları kaybetmiştir, kazanabildiği bir tek bile savaş olmamıştır bu dönemden sonra ve iç çoğrafyasında sürekli iç savaşlar ve ayaklanmalar ile uğraşmıştır. Çünkü özünde Osmanlı Mali bir yönetim biçimine dönüşmüştür,ne teknolojisi, nede bilimi ve ilimi gelişmiştir. Hiç bir çağ değişiminin içinde düşüş döneminden sonra belirleyiciliği olmamıştır.

Mali yönetim biçimi demek salt içinde barındırdığı vatandaşlarından toplanan vergiler ile ayakta kalan,üretimi bulunmayan, buna bağlı olarakta tekniği gelişemiyen, dönüşümü, gelişimi olmayan ve olan ülkeler ilede bir bağı olamayan bir siyasi devlet ve yaşam biçimidir.

Dünyayı ve onun ilimini, bilimini yorumlayamayan, üretemiyen, ayak uyduramayan hiçbir ülke çağdaş değildir, gelişmekte olan ülkelerdir...

kerio 10.09.2005 08:18

benim bu konudaki sahsi görüsüm
 
bu konuda fetva kisiye özel olarak ancak verilebilir. eger vatandas cok gec yasta namaz kilmaya basladi ise belki o adamin türkce okumasi daha uygun olabilir.

genelin türkce okumamasi en uygunu olandir. orjinal metnin her halükarda insanlarin zihninde bulunmasinda büyük yararlarinin varoldugu ortadadir. kimse anlamiyor kurani arapca ya gelince bu argüman kabul edilemez. eger anlasilmiyor ise o zaman anlasilmasi icin gereken caba gösterilmek zorundadir.

insan iyi bir is elde edebilmek icin yillarini verip bir meslek ögrenmeye calisiyor.

bu din ise hem bu dünya hem ahiret hayatini sekillendirmemektedir. böyle gevsek davranmak akli bir davranis olamaz.

insanlarin bu gibi konularda yetenekli olduklarindan hic süphe olmasin.

kerio 10.09.2005 08:22

onlarda senin kadar kurtulmuslar
 
yada kurtulamamislardir. sen farkli tezler savundugunu zannetmiyorum. bunu yazman ile dahi bunu isbatlamis bulunuyorsun.

onun icin PEKII lerini o kadar büyük yazmana hic gerek yok.

kerio 10.09.2005 09:33

bana bu yorum yavan geldi o.T.
 
ohne Text

kerio 10.09.2005 10:24

bana bu yorum yavan geldi
 
Tekrar yazalım çağ nedir???

Çağ, toplumların, milletlerin, ülkelerin, devletlerin, insanların, iktisadi, sanayi, hukuksal, ekonomi, sosyal, kültürel, bilimsel, ilimsel, sanatsal tüm değişimler bütünlüğünün o döneminin alt ve üst yapısının var olan göstergesidir...

-&gt bu degisim her topluma göre farklidir. cin toplumunda da bu degismeler vardir. degismelerin kendisi mi yoksa en cok degismis ülkeye göre degerlendirme mi esas? en sonuncusu ise o zaman birilerinin kendi cagdasligini baskalarini dayatmasinda baska birsey degildir.

Çağdaşlık bütün bu değişimlerin evrensel(dünyanın tüm genelinde, başka bir gezegende şu an için insanlar yaşamadığı için, yalnızca bu dünya geneli için.) ruhunu, karekterini ve özünü kavramaktır o özle bütünleşmek, en azından o öze yakın olabilmektir.

-&gt dogrusu bahsettigin öz ve yukaridaki tarifin kanimca birbirine ters. asagidaki acmalarinda bunu kanitliyor.

Bütün bunların içinde dinsel bir konum ve toplum ve toplumlar söz konusu değildir.

-&gt tabii ki bu kesinlikle yanlis. cünkü dinsiz bir toplum ve konum yoktur. nötr bir zihniyet yoktur. herzaman ve heryerde insanin din anlayisi vardir.

Çünkü dinde üretimcilik yoktur, salt ilahatçılık vardır.

-&gt bu din acisindan yeni bir ilah yaratmak ise dogrudur. ama din sosyal kültürel iktisadi ve saydigin diger alanlarda üretkenligi etkiler ve gelismesini saglar. nitekim toplumlarin tarihte kalkinmasinin en büyük etkenleri dindi. bugünde farkli degildir.

Üretim teknolojilerin, gelişimi, yeniliği ve değişimi ile ilişkilidir.

-&gtteknoloji dinine tapanlardansin herhalde. insanligin tüm gelismesini sadece ve sadece teknolojiye indirgemek yapilan en büyük yanlistir sanirim. teknoloji ile insan olunulmuyor.

Teknolojilerin gelişimleri, üretimleri ve değişimleri ile çağlar değişir, çağlar doğar.

-&gtbu kismen dogrudur.

Dünyayı ve onun ilimini, bilimini yorumlayamayan, üretemiyen, ayak uyduramayan hiçbir ülke çağdaş değildir, gelişmekte olan ülkelerdir..

-&gt dünyaya sadece nicelik boyutu ile bakilirsa böyle bir sonuc cikar ve maalesef cok yavan ve kapitalizmin harikulade sömürücü acisinin yansimasindan ibarettir. dünyanin ilmi kesinlikle uzaya ucmak ile yorumlanacak bir bilim degildir. dünyanin ilmini yorumlamak icin belki bir arac olabilir oda görebilene. göremiyene uzay hicbirsey vermez. kör olan göz ne dünyada nede fezada birseyler görebilir.

ve dünyayi sadece sayilarlar degerlendirip kimin en hizli bilgisayari varsa o en ileri en cagdasidir denilirse insana INSAN olarak bakma melekesini yitirmis bir varlik ortaya cikar ki batinin cagdas dininin ürettigi insan varligi budur.

INSANLIK INSAN olmak bilgisayarin en hizlisini kullanmaktan farkli seylerdir.

belki vardigin sonuc acisindan dogru bir sonuca varmis olabilirsin, nitekim cagdaslik terimi sadece kendi yorumundur. umarim genel kabül görmüs bir tarif degildir.

hasrett 10.09.2005 13:04

Bir konuyu on kisiden duymaktan
 
...biktim!

Bir birilerinizin yazdigini okumazmisiniz?
Sanki bi köpek hav diyor, siz sipliyorsunuz. DAIMA!

Olurda insan bu kadar gevezelik edermi ya?

10.09.2005 13:10

Ne kadar zavallisin sen ya :o)
 
Kardesim Sana her seferinde söylüyorum Hala ayni seyleri yaziyorsun :o9
Ben yanlis yaziyor milleti yaniltiyorsam;

SEN DOGRUSUNU YAZACAKSIN !..

Yazamiyorsan SUSACAKSIN !..
Vizildamiyacaksin sivri sinek gibi..
Bos atip Dolu tutmaya calismak sadece senin Zavalli bir yobazcik olduguna isaret eder..

Bilmem anlatabiliyor muyum ?..

10.09.2005 13:13

Sanmiyor musun ?.. :o)
 
Demek ki Bu tezleri Bilmiyorsun :o)..

Sen hadisleri seversin bak sana bir tane yazayim da Bu cerceve icinde O savunulan tezleri Ögren ve bir daha ..birdaha düsün:

Kim kendini Cennetlik ilan ederse Cehennem de ki yerine Hazirlansin..


Bu cerceve icinde Kendilerini kurtulmus firka ilan eden ahmaklara bilmem ne göz ile bakmali..

yorum senin..

10.09.2005 13:22

Dostum Kuran in Istegi
 
Onun anlasilmasi ve üzerinde düsünülmesidir.

yani tedebbür sartidir.
Bu sart gerceklesmedikten sonra Kurani Okumanin bir faydasi yoktur.

Bu yüzden Kuran Ister arabca ister baska dilde olsun Okunulacak anlasilacak ve düsünülecek..
Gayet tabii en Güzeli arabca Okumak anlamak ve düsünmektir. Fakat arabca bilmeyen insanlari Kuran dan dislamak Olmaz..

Cünkü arabca bayrak yapilarak anlamadan okumak veya anlamadan söylemek gecerli degildir.

Kuran da Sart anlamak ve bilerek söylemektir.

Ibadetlerde ne söyledigini bilmeden Veya anlamadan ibadet gecersizdir. Bizzat Kuran ifadesi ile..

Kimi insanlar der ki:

Kuran i anlamadan arabca ( Ezberden ) okursan sevap kazanirsin Türkce sevabi yoktur.

Yalandir !..
Anlamadan okumanin sevabi olmaz..
Sevep kazanmak isteyen anlayacak Düsünecek tartacak Kabul edecek ve Amel edecek..

Bu kadar basittir..

Ve imam-i azam konuyu fetvaya baglamistir. Bu Gün kendilerini Hanefi sanan Bazi Müsrikler Kabul etmesede..

hoscakal

10.09.2005 13:36

Yalan söylemeyin Fikihinizi Ögrenin
 
Ya kardesim siz MEZHEPSIZ MISINIZ ?..

Nerede Kuran in Bir harfine 10 sevap filan veriliyor ?..
Nasil Dötten uyduruyorsunuz böyle seyleri..
Bak imam-i Azam in ögrencileri de Karsi cikmaya kalkmislar ebu Hanife ye Ortaya ne cikmis:

Zirvalamadan önce mezhebinizi ve Onun imaminin dediklerini eserlerini Ögrenin durduk yerde rezil olmayin

Artik neyi savundugunuz belli degil adiniz " HANEFI " ama ne yaptiginiz Mechul..

arabca lafizlar disinda KURAN OLMAZ derken sunu unutmayalim:
Arabca okumanin gerekliligi Arabca ya KURAN adi verilmesinden degil,arabca Lafizlarin Allah ile var olan ilahi kelama delil olmasindandir.Cünkü örnegin Allah kelamina ait olmayan bir Arabca lafiz okursa O nun Kuran olmasi söyle dursun namazi bozulur.

Imameyne (Ebu Yusuf ve Muhammed ) göre Arabca okuyamayan Farsca ceviriyi okuyabilir.
aslina bakilirsa Arabca bilmemek mazeret degildir.Cünkü Onlara göre kiraatin Farziyeti KURAN a iliskin bir Farz olustur..Ve onlar katinda Kuran in arabca lafizlari itibari ile Kurandir,anlam itibari ile degil.

O halde lafiz ortadan kalkinca KURAN da yok oluyor demektir. cünkü Onlarin tezine göre Tek basina anlam KURAN sayilmiyor.

Peki Arabca yi Iyi okuyamayana tercüme ile namaz iznini nasil veriyorlar ?..

demek ki isin dogrusu Imam-i AZAM in görüsüdür.

Yani arabca bilenler dahil herkes kuran in cevirisi ile namaz kilabilir..

10.09.2005 13:39

ÖGRENIN !..
 
Yazan Kişi: Alpi003
Tarih: 04-27-05 11:04

Simdi Bana Mezhep Kabul etmeyenlerin mezhep e basvurmasi :o)

Fikihsiz olmuyor mus gibi Laflar söyleniyor. :o)

Yahu Ben Kuran in Türkce okunmasi gerektigini yillardan beri söylüyorum.
Fikihiniz a basvurmamin sebebi de Dosta düsmana sizlerin Kendi mezhebinizi Bile bilmediginizi Göstermektir.

Iste kanitlari verdim!..
Iste FIKIHINIZI ACTIM !...
Yeni asya diyor ki : ANLAMADIM !..

Hocalarina soracaksin Anlatacaklar Kardesim :o)

Bizzat Imam-i azam in dedigine Karsi cikan Mezhepperestlerin Mezhebi Tartisilir Arkadaslar.

Mezhep imamlarinin dedigini egip bükerek Ondan da öte Kuran a karsi cikarak bir Milliyetin Bir Dil in yalakaligina soyunanlar.Buradaki toplum Önünde Savunma yapmalidirlar.

ANLAMADIM demekle Olmuyor.
Ögrenin !..

kerio 10.09.2005 13:52

kuran en ideal olarak arapca
 
anlasilir.

senin yazdiklarina da kimse de itiraz edecek degil. burada eksik olan sadece gerekli olan özentiyi göstermemek.

arapca müslümanlarin konustuklari ortak dildir. hacca gittiklerinde müslüman hayatinda hicbir fatiha suresini arapcadan duymadi ise dogacak sorunlari düsün?

burada her iki boyutu degerlendirmek önemlidir. hem arapcayi ögrenmeye calismak hemde kurani en iyi sekilde anlamaya calismak.

ben bircok meal okudum ve aradaki farklarin ve anlamada dogurduklari zorluklari iyi bilmekteyim.

10.09.2005 13:57

C A N I M H A L K I M ! !.......
 
Ana dilde ibadete Karsi cikmak Arabca konusmayan kitleleri Örtülü bir KÜLTÜR EMPERYALIZM inin Egemenligi altina sokmaktir.

Bu Emperyalizm in en kahirli Faturasini TÜRKCE KONUSAN INSANLAR ödemistir.

Rusya nin Parcalanmasiyla Bagimsizlik Kazanan Türk cumhuriyetlerinin ortaya cikisindan sonra artik bir TÜRK MILLETLER TOPLULUGUNDAN söz etmek gerekir.

Bu Gün bu Milletler toplulugu Anadolu Türklügünün yüz yillardir acisini cektigi Arap Kültür Hegemonyasinin etki alanindan cikabilmesini Ancak Türkiye cumhuriyetinin Örnekligi sayasinde elde edebilir..

Türkiye Bu Örneklik görevini yerine getirmezse Dogmus bulunan onca Türk devletiyle " TÜRK DEVLETLER TOPLULUGU " na ulasmak yerine,Arap Güdümüne girmis sözde TÜRK,bir Insanlar toplulugu meydana gelecektir.

Su gercegi Görmeme gafletine asla düsmeyelim:

Türk dünyasinin Büyük güc haline gelmesini istemeyenler Israrli bir Gayetle Türk devletleri,oarada Cumhuriyet Türkiyesini Arab Kültürünün sömürü alaninda tutmak istemektedirler.

Bu Yolda en Yogun Gayret Türk Dünyasinin bir süper güc olma noktasina gelme ihtimalinden en cok rahatsiz olan EU ve Özellikle ALMANYA tarafindan sergilenmektedir.

USA ise ayni Tavri Takinmak icin Daha baska gerekcelere sahip bulumaktadir.

Arkadaslar;

Simdi sizlere kendi milletlerine Ihanet icinde olan Dillerinden tiksinen Ve kendilerine MÜSLÜMAN Yaftasi Vuran ama Aslinda Kilise ye calisan Arab yalakalarini Tanitacagim..

Bakalim Taniyabilecek misiniz ? :o)

Almanya da yasayan TÜRK cocuklarina verilecek din derslerinin dili tartisilirken Bu dersin TÜRKCE verilmemesi icin yogun mücadele sergiliyen Alman hükümeti ve alman siyasetcileri,Ayni dersin ARABCA verilmesinde bir sakinca olmadigi yolunda yaklasimlar sergilemislerdir. :o)

Yani yaklasik 3 milyon Türk azinligin cocuklarina kendi DINLERINI kendi DILLERIYLE ögrenmeyi yasaklamaya kalkanlar her ne hikmetse bu Cocuklara DIN dersinin Arabca verilmesine yesil isik yakmislardir.

Bu ANLAMSIZ veya ALLAH RIZASI icin bir Gayret midir ?..

Dahasi Var:

Türk cocuklarina verilecek din dersinin türkce olmamasi icin disini tirnagina katarak calisan Alman Siyasi odaklari,Bu Konu ile ilgili hazirlanan ve " deutsches Orient Institut " Tarafindan yayinlanan kitapcikta " Arabca ve arab olmayan Islam dünyasinda temel ve birlestirici bir Unsurdur. denilerek Din dersinin dili ne olursa olsun Müslüman cocuklara bir miktar Arabca Ögretmenin Iyi olacagini Söylüyorlar ( Bestandsaufnahme der kultur und sozialvissensahaftlichen Forschung über die Islamische Welt in der bundesrepublik Deutscland Hamburg,1997,syf.7 )

Katolik Kilisesi ve onunla isbirligi yapan ARAPCI ve ARAPCACI Alman asilli MÜSLÜMANLAR ( ! ) Türk Cocuklarina okutulacak din dersinin Türkce disinda herhangi bir Dil ile Olmasi icin Yogun gayret harcamaktadirlar.

Söylem cok Kisadir ve SUDUR :

TÜRKCE OLMASIN DA NE OLURSA OLSUN !.. :o)

Almanca GAVUR DILIDIR Diyebilecek duygusal cevreleri susturup bastirmak icinse bir baska duygusallik Sömürülüyor:

Almanca olmayacaksa ARABCA OLSUN !.. :o)

yani Canim Halkim Asirlardir Uygulanan tezgah :o) Türkler anlamasin da Inceldigi yerden KOPSUN !.. :o)



Bahane hazirdir ve Yine bir duygusalligin sömürülmesine dayandirilmaktadir:

Islam evrensel bir dindir ama Arab Dilini Ögrenmek ve ögretmek islami bir görevdir.Onun Icindir ki Okullarda verilecek almanca din dersinde bile-basit de olsa arabca konusma ve yazmma Ögretilmelidir. ( Asiye ve AyyuB KOHLER ,Grundseatze Islamischen Religionsunterrichts,CIBEDO,11 /1997,syf.71 )



Müslümanlari cok düsünmekten geceleri uyuyamiyan iyi yürekli Almanlardan Bir baskasi Peter HEINE su teklifi getiriyor:

Islam dersi TÜRKCE verilemez;zira Türkce Müslümanlarin dillerinden sadece biridir.Almanya da yasayan Müslümanlardan Cogu Türkiye den diye Bengaldesli yahut filipinli bir cocuktan ona tamamen YABANCI bir dili ögrenmesini Nasil isteriz ?.. Arabca bir Alternetif olabilir ( ayni kaynak syf,187 )

Müslümanlarin Iyilik ve rahati icin yanip tutusan bu alman dostumuza sunu sormak gerekir:

bir kac yüz tane Bengaldesli,Filipinli cocuk icin gösterdiginiz su iyi yürekliligi Neden 3 MILYON Türk insani icin göstermiyorsunuz ?.. :o)

Bir Yabanci dil Ögrenilecekse bunu Bir Kac yüz cocuga mi ögretmek daha pedegojik olur Yaklasik bir milyon cocuga mi ?..


Bir kac yüz cocuk türkce ögrenmesin ama bir milyon Cocuk Arabca ögrensin !.

bu öneri Neyin göstergesi ?..
Iyi yürekliligin mi ?..
TÜRK DÜSMANLIGININ MI ?..

Neden türk cocuklarina arabca ?..
Hic Olmazsa sunu söyleyin Almanca olmayacaksa her kes kendi dilinde ögrensin..

Hayir !.. Tezgahin amaci ne uyumu saglamaktir ne de DIN ÖGRETMEK !..

Amac türk Insanina Kimligini Unutturmaktir. Ve bu Amac ORTAK AMACTIR !..


Burada oynanan oyun Bu islerle söyle ilgilenenlerin Bile dikkatinden kacmayacak kadar aciktir:

Türk cocuklari Türkiye de yapildigi gibi dünya nin öteki Ülkelerin de de Dinleri bahane edilerek Arab kültür Emperyaliziminin egemenligi altinda tutulmak ve kendi kimliklerinin farkinda olmamak durumunda birakiliyorlar.


eger durum Bati ülkelerinde oluyorsa o zaman Alternatif olarak o ülkenin Dili Ögretiliyor...

Türk Cocuklari icin Önü acilmayan tek dil onlarin ana dilleri olan TÜRKCEDIR !..

ve bunun meyvalarini görüyorsunuz:

Firkaciliktan Birbirlerini PIC ilan etmeye,Cumhuriyet Düsmanligindan Vatan Hainlerini Kardes olarak tanimaya , Ordusuna sövmekten Ata sina KÜFÜR DÜZMEYE KADAR MOSTIRALARI BURADA !.. :o)


Simdi size Oynanan oyunun ilgin bir sahnesini sunan ilahiyatci-Dogu bilimci Tamer BERCOGLU nun arsivimide bulunan bir maklesini aktaracagim:

Almanya nin resmi Islam politikasi cercevesinde Almanca Islam din dersleri projesi:


Almanca Islami din dersine Talip en ilginc Islami örgütlenme,Kisa adi ZDM olan:
Zentralrat der Muslime in deutschland dir

arabca adi: almanya Müslümanlarinin yüksek konseyi olan bu örgüt alman Katolik kilisesi ile SIKI bir Isbirligi icindedir. :o)
Ve yakin bir gelecekte Almanya müslümanlarinin sözcüsü olarak taninmak azmindedir.

Örgütün basinda Nedim ILYAS adli bir SUUDI ALMAN bulunmaktadir.Almanya da yasayan 923 SUUD ludan biri olan Ilyas in Bazi resmi Kurumlarca ikibucuk milyon TÜRKÜN IMAMI olarak taninmak istendigine delalet eden bir cok isaret bulunmaktadir.

Kökten dinci MÜSLÜMAN KARDESLER örgütünün asiri Kanadina layik görülen ZDM nin bir baska seref üyesi Alaman dogu bilimci SCHMMEL dir.Bayan schmmel in Iran Hesabina calistigi ve Misir da ki Müslüman kardeslere Üye oldugunu bir cok kez Ifade ettigi söylenmektedir...

Dolaysi ile almanya Müslümanlarinin temsili ve Islam din dersi konusunda da bir SUUD. FARS ittifakindan söz edilebilir.Isvicre ZDM"sinin basinda da ( tuhaftir ) yine bir SUUDI vatandas ( dr. Ibrahim SALAH ) bulunmaktadir.

Almanya da hedef kitle olan türklere karsi KATOLIK ve PROTESTAN kiliselerinin de adi gecen islami örgütle yakin Isbirligi yaptiklari Kamuoyuna acik yayinlarda GURURLA ITIRAF edilmektedir.

Nitekim ZDM :civit kökenli beyaz azizlerin Kurdugu " Hristiyan -Islam bulusma yeri ve dökümantasyon Merkezinin MÜSLÜMAN PARTNERIDIR !..

Dolaysi ile alman Devlet kurumu olarak görülmesi gereken ALMAN KATOLIK KILISESI de KOALISYON a dahildir :o)

ZDM in SUUDI sefi Nedim ILYAS a ve örgütüne Sayginlik Kazandirmak icin yogun bir caba harcamaktadir.

Nedim ILYAS son zamanlarda Günden maddesi yapilan " ALMANCA ISLAM DIN DERSI " ne talip olan cevrelerden belki de en önemlisidir.

DIYOR KI: Islam bir dindir.Onun Dille ilgisi yoktur.

Almanya da Müslümanlarin birligini saglayan dil Almancadir.Islam din dersi kontrol edilebilir olmalidir.Milliyetci ve entegrasyon a Uzak Icerikler din dersinden uzak tutulmalidir. Bu sebeple Islam din dersi Almanca olmalidir. ( Nedim ILYAS 27 mayis 1997 Frankfurt goethe Üniversitesinde verdigi konferans )

türk dünyasi Bati ülkelerinin ve kliliselerinin aleyhimize calisan Tüm Arabci-Mürteci HURAFE odaklarini acik veya örtülü bir bicimde destekledigini,Besledigini,Özetledigim bu gercekleri unutmadan degerlendirmelidir.

Hoscakalin

not:
Yakinda size 31 mart irtica hareketini verecegim

ve akabinde Ingiliz Casusu LAWRENCE in aciklamalarini..

Bakin bu Vatanlarini seven Türkiye icin canlarini veren arab yalakalarini izleyin..

10.09.2005 14:07

O halde okullarimiza Arabca dil dersi
 
Koymak Ingilizce ,fransizca ve almanca kadar gereklidir..Hatta daha da gereklidir.

Bu yapilmadigi takdirde Tek alternatif var..
Dinimizi Türkce ögrenmek..

Ama Hakki ile ögrenmek !..
Bu günkü sekli ile Hurafeler icinde yüzmek degil..

Okudunmu bilmem ama Cagdas arkadas a Sünnet i sordum..Bir yaniti yok..
Sünnet denilenleri de ben yazdim..

Acikli bir durum degil mi ?..
Yasayan insanlar farkedemiyor cünkü Olay Kaniksanmis Durumda..
Birileri gercegi söyleyince de kiziyorlar..
Ne kadar kizilsa da gercek ortada..

kerio 10.09.2005 14:23

evet bunlar bir baslangictir.
 
zaten kimse artik sadece kurani arapcasindan oku demiyor.

aliskanlik galiba ben hacda kabenin önünde kurani arapca okudugumda daha bir farkli oluyordu. hayal ediyordum vahy olunan anlari.

xstudentxnrw 10.09.2005 14:23

Sana ne oluyor.. sanki türkcesini uygula
 
dinda!!!

abisi, bizim fikhi bilmek istiyorsan cimbizlamayi birak ve gercekleri gör! tuhaf insanlarin Kurani cimbizladigi gibi sende baskalarinin cimbizlayipta yazdigi yazilari aktaracagina, git bir kaynagini kendin oku!

10.09.2005 14:24

Ali-OSMAN ve AHILIK
 
Canim Halkim;

Misyon, yüklenilmiş görevi ifade eder. Gönüllü birlikteliğe dayanan örgütlerde en önemli misyon, örgütün amacı doğrultusunda üyeler arasında ortak bilinç ve hedeflere ulaştırıcı ortak nitelikler oluşturmaktır.
Bir sosyal organizasyon olan Ahiliğin de, diğer örgütlerde olduğu gibi amacı doğrultusunda bir misyon yüklendiği görülür.

Ahiliğin temel misyonu mükemmel fertler yetiştirerek mükemmel topluluklara ulaşmak, dünyayı düzene sokma yoluna yapışmak (1) ve bu şekilde "insanlara ve insanlığa hizmet"edebilmektir.

Dünyaya düzen ve hizmet verme iddiasında olan Ahiler, misyonlarını yerine getirebilmeleri için önce kendilerinin mükemmel olmaları gerektiğinin bilincindedirler. Ahi önce kendisine çekidüzen vermelidir ki, inandırıcı olsun, hizmet edebilsin. Bu bağlamda Ahi şöyle nitelendirilmektedir:

"Huyları güzel olan, namaza devam eden, zekatını veren, babasına ihsanda ve itaatte bulunan, komşusunu ağırlayan, eline geçeni veren, işlerini güzelleştiren, sözlerinde doğru olan, amellerini en güzel bir hale getirmeye çalışan, sırlarını saklayan, ahdi koruyan, sevgiye riayet eden, doğrulukta, arılıkta, muamelede bulunan, yalanı ve riyayı atan, helal kazanca koyulan, ulaşmak için arılaşan, haramı bırakan, halka ihsan eden, kendisinden çekilenleri dolaşan, ona vermeyene veren, zulmedeni bağışlayan, kötülük edene iyilik eden, şeriata mülazemette bulunan, hakikate giren, kardeşlerinin haklarını eda eden, komşularına karşı müsamahada bulunan, ihsanlarla
keremler eyleyen, onlardan uzak olanı soran, yakındakini dolaşan, hastayı ziyaret edip halini, hatırını soruşturan kişidir(2)."

Ahinin üç şeyi bağlanır, üç şeyi açılır: Gözü haram olan şeylere, ağzı günah olan sözlere, eli zulümlere bağlanır. Kapısı konuklara, kesesi kardeşlerden ihtiyacı olanlara, sofrası bütün açlara açılır(3).

Fertler mükemmel olunca, onlardan meydana gelen topluluklar da mükemmel olur. Misyon bu anlamda, fertten topluma yükselişi ifade eder. Mükemmel fertlerden oluşan topluluklar hem yakın hem de uzak çevrelerini kolay bir şekilde düzenleyip hizmet edebilirler.

Ahilerin toplumla ilgili misyonları fütüvvetnamelerde kısaca "Ayende ve Ravende"ye yani "gelene-geçene" hizmet biçiminde belirtilmiştir. İbn Batuta, Ahileri tanıtıp toplumla ilgili misyonlarını açıklarken, "Bunlar Anadolu"ya yerleşmiş bulunan Türkmenlerin yaşadıkları her yerde, şehir, kasaba ve köylerde bulunmaktadırlar. Memleketlerine gelen yabancıları karşılama, onlarla ilgilenme, yiyeceklerini, içeceklerini, yatacaklarını sağlama, ihtiyaçlarını giderme, onları uğursuz ve edepsizlerin ellerinden kurtarma, şu veya bu sebeple bu yaramazlara katılanları yeryüzünden temizleme gibi konularda bunların eş ve örneklerine dünyanın hiç bir yerinde rastlamak mümkün değildir" ifadelerini kullanır (4).

Misyonları gereğince; bir şehirde hükümdar bulunmadığı takdirde, Ahilerin hükümeti yönetmeleri söz konusudur(5).

Ahî birliklerinin en önemli özelliklerinden birisi, üyelerine bir meslek ve ortak davranışlar örüntüsünü kazandırmayı hedefleyen kurumlar olmalarıdır. Bu özellikleriyle Türk eğitim tarihinde öncelikli bir yer almışlardır.

Ahî birliklerinin, ortaya çıkışlarından başlayarak eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bulundukları ve üyelerini eğittikleri bilinmektedir. Ahî birliklerinin eğitim öğretim faaliyetlerinin araştırılması, eğitim tarihimizin bir yönünün aydınlanmasını sağlayacağı gibi, günümüzün eğitim faaliyetlerine de ışık tutacaktır.

Eğitim kelimesi yerine eskiden Türkçe"de "terbiye" kelimesi kullanılırdı. Arapça"dan Türkçe"ye geçen bu kelime; "a) Artmak, çoğalmak, b) Olmak, meydana gelmek, çocuğu yetiştirmek, geliştirmek, büyütüp beslemek, c) Islah etmek, düzeltmek, idare etmek, işini gözetmek, şekil vermek(1)" anlamlarına gelmektedir.

Sözlükte ise eğitim; "Belli bir amaç için gereken bilgileri verme işi, talim, tedris, tedrisat(2)" olarak tanımlanmıştır. Eğitim ve öğretim, birbirini tamamlayan, bazen biri diğerine aktarılan iki kavram olarak literatürde yer alır. Eğitim daha çok tavır, davranış, karakter ve bunlara esas olan değerler düzeni ile ilgili olduğundan; "insanın davranışlarına etkileme sanatı(3)"dır. Öğretim ise bireye bilgi ve beceri kazandırma çabasıdır.

Eğitim ve öğretim birbirini tamamlayan iki kavramdır. Bununla birlikte bazen eğitim, öğretimi de kapsayacak şekilde geniş olarak tanımlanmaktadır. İki kavram nasıl tanımlanırsa tanımlansın eğitimsiz bir öğretim düşünülemeyeceği gibi, öğretimsiz bir eğitim de düşünülemez. Dolayısıyla "toy" olarak doğan insanı "olgun" hale getirmek için yapılan bütün faaliyetler eğitimin konusunu oluşturur.

Bu çerçeve içerisinde Ahî eğitim ve öğretimini incelediğimizde karşımıza genel olarak; İslâm eğitiminin prensipleri, faaliyet alanı, amacı ve araçları çıkar. Ahî kurumunun eğitimi de, İslâm eğitiminin bütünlüğü içerisinde değerlendirilmelidir. Ahî eğitimi, "bilenin bilmeyenin elinden tutması" biçiminde karşımıza çıkar.

Buradan hareketle Ahîlik eğitimi; İslâm dinî esaslarına uygun olarak bireyin fikirlerinin geliştirilmesini davranış ve duygularının düzenlenmesini hedefleyen, düşüncede, söz ve eylemde, yöntem ve düzende tutarlı olan, kısaca dünya ve ahirette mutlu olmayı amaç edinen "iyi insan" yetiştirme sanatı olarak tanımlanabilir.

Siyasal otoritenin tam gelişmemiş olduğu dönemlerde ve özellikle Moğol istilaları sırasında, Ahîlik örgütü, yerel siyasal otorite olarak çıkar karşımıza. İbn Batuta, seyahatnâmesinde bu durumu şöyle açıklar:

"Bu ülke (Kayseri) törelerinden biri de, bir şehirde hükümdar bulunmadığı takdirde, Ahîlerin hükümeti yönetmeleridir. Ahî, kudreti ölçüsünde geleni gideni ağırlar, giydirir, altına binek çeker, davranışları, buyrukları, binişleri ile aynen hükümdarı andırır(1)."

Devlet otoritesinin zayıfladığı yerlerde Ahîlerin siyasal fonksiyonu daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Osmanlı merkezî otoritesinin kuruluşu sırasında meydana gelen yönetim kademelerinde genellikle Ahîler görevlendirilmiştir. Bu durum Ahîlerin siyasal faaliyetlerdeki etkinliğini ortaya koymaktadır(2).

Iste Bu sistem Rafa kaldirilip emevi örfü devlet islerine sokuldugundan sonra Osmanli herseyini Kaybetmistir.

Bakiniz Yavuz Sultan selim Han ve Hilafet

xstudentxnrw 10.09.2005 14:31

Kötülemek, yaniltmak icin yazilan..
 
konulari gidip herkes bir sürü yerden bulabilir. bunlarin bazilarina cevap verenler olmustur. simdi önemli, bilgili sahislar bunlari yapmisken, burada dolasin bizim gibi siradan birinin o güzel sekilde bunlara cevap vermeleri yerinde olurmu? her seye cevap vermeye calissaydik, namaz kilma, yemek yeme, temizlikle ugrasma gibi önemli konularla hic ilgilenemeyiz!

benim kanaatimda böyle tuhaf fikirleri sunanlarin bir yerde niyetlerinden biride bu gibi görünüyor!

onun icin bazi sapitma olaylarini ispat etmek o kisilerin bozuk niyetlerini millet tarafindan anlasilmasi icin yeterli olabilir.

bizler neden her bos vaktimizi tuhaf düsünceli insanlarla, yanlis bir sekilde harciyalimki? onlarin hakkindan Allah(c.c.) gelecektir. hic bir amel unutulmaz! hic bir kötü davranista unutulmaz. din gününde, hesap medaninda herkesin hesabi görülecektir. bundan kuskunuz olmasin!

Saygilarimla

xstudentxnrw 10.09.2005 14:35

ne dedigimi bilmiyorum diye düsünelim..
 
öyle oldugunu söylemiyorum ;O)

böyle olsa bile ben Kuranin tüm anlamiyla sekline söylüyorum. Baska dilde söylüyense sadece o tercümeyi yapanin söylediklerini söylüyor!! bunu unutma ;O)

kilip kilmadigin seni ilgilendirir.. bana kildin kilmadin bir sey anlatmana gerek yok, ama yalan söyliyende bir gün hesap verecektir!

10.09.2005 14:37

Sen O cimbizla Fazla tüylerini al :o)
 
Fikihi da bilene birak..

10.09.2005 14:47

Ne Mutlu sana
 
demek HACI sin !..

Evet Kuran in arabcasinda 3ayet de Icaz tecelli eder..Bu Mucizevi Bir ahenktir.Dinleyeni de okuyani da mest eder. ( Gayet tabii anlayinca ) anlamasan da etkiler..

Gönül ister ki herkes Kuran i orjinal dili ile anlasin idrak etsin..Ve bu Kandirmaca Kuran üzerinden saltanat yürütme sona ersin..

O günlerde gelir Insallah..

Selam ve dua ile..

10.09.2005 14:51

Ayakta durmakta zorlanan ici bos
 
Cuvallar ancak Bu sekilde teselli bulurlar..

Bundan dolayi git Mürsit cengeline asil ey bos cuval..

xstudentxnrw 10.09.2005 14:58

bos cuval denilebilecek kisi cogu sefer
 
baskalarinin hazirladiklari kötüleme oyunlarini buraya aktarmiyormu?

kopyaladiklarini kurandan, sünneten, alimlerin eserlerinden kendinmi derledin?


derlemediysen bos konusanin kim oldugunu anlarsin.

xbaburx 10.09.2005 15:04

ZİNAYA YAKLASMAYIN!!
 
zina edebilmek için zinaya yaklasmak zina edebilecek ruh haline dusmus olmak gerek.ahlaki butunlugu yitirmiş olmak ve bahsini ettiğin dusunce girdabından kendini alamamak demek.göz zinasına recm yok.ama zinaya götürmesi munasebetiyle helal olmayan kadınlara sehvetle bakmak göz zinası olarak ve zinaya götüren önde gelen sebeplerden birisi olarak görülür.kişinin namus telakkisini bozar ahlaki butunlugunu baltalayıp altust eder.kişi bir alıskanlıga suruklenirse sonunda zinaya dusmesi cok kolaylasır.

islam sucu suca acılan kapıları da kapatarak ama kisisel hakları yok saymadan zulmetmeden suca giden yolları kapayarak sucu engeller.göz zinası vicdanı bir muhasebe olup kişinin Allahla irtibatına göre vicdani bir muhasebeyle izah edilir.belki daktıgı kişide haberdar olabilir.zaten böle bir sey varsa bakılması için acılmıs bir ten vardır ortada.yoksa da kişinin vicdani muhasebesi kat be kat guclesir.cunku iş dikizlemeye donmus olup tabir aklıma gelmedi ...olur.bu daha vahimdir.

islam ahlakını anlatan cesitli kitaplarda bu ibareye cokcok sık rastlanır.yadırgaman ve göz zinası tabiriyle alay etmen beni gercekten sasırttı.ayrıca nikah dusen bir erkekle bir bayanın aynı odada yalnız kalmaları insanın guclu cinsel arzuları göz önüne getirirlirse bir ateslenmenin vuku bulmayacagını bir gayrı ahlaki olusumun tohumlarının atılmayacagı anlamına gelmez.heleki eger zaten bir yakınlık ortya cıkmıssa varsa kişilerin zina etmelerinin önünde pek engel kalmamıs olur.o yuzden dedik ya zinaya giden yoları tıkama adına ve insan psikolojisinin gercekleri gözetildiginde bu tabirin aslında cok dogru bir tabir ve yaklasım oldugu da kabul edlir.İŞ BİR AHLAKİ BİLİNÇ İŞİDİR.ahlaki bir olgunluga kuvvetli bir bilince sahip olan kişiler kendilerini korumak adına bu gibi durumlardan sakınmayı yeglerler.bunu insan potansiyel sapıklık yaftası giydirmek olarak değilde ahlaki bir olgunluk olarak kişinin kendi ve karsısındaki sahsın namusunu sakınmak adına kendi iradesinin zayıflıgını ilan edip karsıdakine iyi sadık temiz bir yaklasım besledigini ve KÖTÜ SEYTANA YAKISAN BİR YAKLASIMDAN KORUNMAYA CALISTIGINI duyurması acısından takdire sayandır.

ya zihin zihniniz kirlenmiş.her seyi olumsuz,potansiyel sapıklık alameti görmeye meyyalsiniz.acep neden?

ayrıca bir odada yalnız kalmayla ve ateslenmeyle o anda yada sonradan ortaya cıkan faciaların anlatıldıgı yuzlerce örnekte ortada basbas bagırırken.

10.09.2005 15:04

Gercek cok yönlüdür fakat Bir tanedir
 
Bu yüzden gerceklere " KÖTÜLEME " ibaresi koymak acz ifadesidir.

Bos cuval degilsen Kuyrugunu kistirip kacmak Ve laflari gevelemek yerine gercek olani yazmayi secmeli ve beni rezil etmelisin..
Ne duruyorsun ?

Kaza namazin mi geldi ß..

10.09.2005 15:09

sen hala anlamadin :o)
 
Imam-i azam ne dedi ?..
Kuran arabca lafiz degildir dedi Öyle mi ?..
Yani arabca ortadan kalkarsa Kuran yok mu olacak ?..
Kuran hic bir zaman yok olmaz..
Türkce de okunur CINCE de..
Kuran aslini yitirmez..

Sadece Icaz tecelli etmez fakat tedebbür mutlaktir.

10.09.2005 15:17

EN SAHIH HADIS ZAN ifade eder..
 
Öyle midir ?..

xbaburx 10.09.2005 15:29

simge ve sekilleri cok dar cercevede
 
degerlendiriyorsun.örtünme simgedir.ama yuzlerce ortunme cesidi vardır.arap örtüsü yok acem fistanı yaygarası koparmak yaygara yoluyla laf atlatmak tan öeteye gecmiyor.diger yakasımlarının da hasılı böyle bir tarzda ortaya cıkmıs olması bu acıklamanın onları da kapasaması lafı uzatmamam anlamına geliyor.hint de örtünüyomus esma da.ya o sırada manastırda hristiyan rahiplerle haham karıları da örtünüyor.örtü simge olarak musluman kadının ruhbanlıgıyla değil özgürlüğüyle alakalıdr.daha öncede acıkladım bu bahsi.peki simdi neden rahibe teresa göge cıkartılırken basortulu bir kadın alasagı ediliyor.nedeni bence su.rahibe ruhbandır.toplumsal bir sınıf ve toplumun dısında ruhaniliğe yönelmiş bir insandır.musluman kadınsa her haliyle TOPLUMUN İÇİNDE ÖZGÜR KİMLİĞİYLE SAYGINLIK VE ASLET UYANDIRAN bir yapıya sahiptir(tabi hakkını verenlerden bahsediyorum)

cami simge değil se kilise de değil dir.hac neyi temsil eder.hipeki hilal.namaz kılan birini gören herkes onun musluman oldugunu anlamıyor mu?peki minare görüp de ezan duyan bir insan buranın cami oldugunu hemen anlamıyor mu?simgelerin kendileriyle devsiririldigi alındıgı sekle burundurulup hayat verildigi kaynakları karıstırma.tamam kuran temeldir.islamın en temel simgesidir.temel simgeler diger tum simgelerin de dogurucusu varedicisidir.

arap gelenegi tairi fransız ihtilalinden sonra yayılan ırkcı millliyetcilik akımlarının tesiriyle devsirtilmiş bir retoriktir.tamam arapların yasadıgı islamla turklerin yada farsların yasadıgı islam arasında bazı kucuk sekil ayrılıkları olsa da seklin butunu ve zaten özü bakımından hicbir ayrılık yoktur.ümmet olmak kişilerin yerel sekillerini kaybetmeleri demek değildir.he islama aykırı ters dusen ya da supheli görülen tum sekil ve simgeler terkedilir.öyle de olması gerekir.

peygamberin sunnetiyle araplıgı karısıtırıp insanların peygamberden koparılması tuzagına dusmus oldugunu söyleyebilirim.SUNNETEİ REDDEDEN BİRİSİNE yok su söyle yok bu böyle diyemem.arap yasam tarzı peygamber zamanında bile İBRAHİM PEYGAMBERİN SUNNETİNİ bilincli ya da bilincsiz kirlenmiş yada bir kısmı tertemiz zaten yasıyordu.peygamberde bu sunnetin uzerine kendi sunnetini yani hayat tarzını ortaya koymustur.musluman olan herkes bu anlayısla pek de ayırt etmeden sunnetin tum sekli özelliklerini de oldugu gibi kabul ediyorlar.burda bir kavmi tutuculuk gözetimediğinden sunnet herseyiyle kabul edildiği için tum bu sekiller islam ulkelerinin tamamın ayayılmıstır.kötü mü olmusutur hayır aksine cok da iyi olmustur.toplumsal bir bilinc butunluk ve sureklilik olusmustur.

bahsini ettigin arapcılık saplantısı ORYANTALİSTLERİN (SARKİYATCI)ayrısmacı ulus anlayıslarına göre dogu dinlerini tasnif ederken takındıkları tavrın sonuclarının bilimsel diye yutturlması ve yaydırılması sonucu zihn,ne atılmıs bilimum solucancıklardır.beynini kemirip durur.butunlugu yakalayamaz göremez sayıklar durursun.

1400 yılın son 150 yılının yaygara bilimiminin sonuclarıdır senin söylediklerin.islamın ve muslumanların böyel bir problemi yoktur.problem oldugunu söyleyenler işte bu sekilde batılılastırılmıs zonbileştirilmiş zihin sahiplerinden baskası değildir.

xbaburx 10.09.2005 15:29

simge ve sekilleri cok dar cercevede
 
degerlendiriyorsun.örtünme simgedir.ama yuzlerce ortunme cesidi vardır.arap örtüsü yok acem fistanı yaygarası koparmak yaygara yoluyla laf atlatmak tan öeteye gecmiyor.diger yakasımlarının da hasılı böyle bir tarzda ortaya cıkmıs olması bu acıklamanın onları da kapasaması lafı uzatmamam anlamına geliyor.hint de örtünüyomus esma da.ya o sırada manastırda hristiyan rahiplerle haham karıları da örtünüyor.örtü simge olarak musluman kadının ruhbanlıgıyla değil özgürlüğüyle alakalıdr.daha öncede acıkladım bu bahsi.peki simdi neden rahibe teresa göge cıkartılırken basortulu bir kadın alasagı ediliyor.nedeni bence su.rahibe ruhbandır.toplumsal bir sınıf ve toplumun dısında ruhaniliğe yönelmiş bir insandır.musluman kadınsa her haliyle TOPLUMUN İÇİNDE ÖZGÜR KİMLİĞİYLE SAYGINLIK VE ASLET UYANDIRAN bir yapıya sahiptir(tabi hakkını verenlerden bahsediyorum)

cami simge değil se kilise de değil dir.hac neyi temsil eder.hipeki hilal.namaz kılan birini gören herkes onun musluman oldugunu anlamıyor mu?peki minare görüp de ezan duyan bir insan buranın cami oldugunu hemen anlamıyor mu?simgelerin kendileriyle devsiririldigi alındıgı sekle burundurulup hayat verildigi kaynakları karıstırma.tamam kuran temeldir.islamın en temel simgesidir.temel simgeler diger tum simgelerin de dogurucusu varedicisidir.

arap gelenegi tairi fransız ihtilalinden sonra yayılan ırkcı millliyetcilik akımlarının tesiriyle devsirtilmiş bir retoriktir.tamam arapların yasadıgı islamla turklerin yada farsların yasadıgı islam arasında bazı kucuk sekil ayrılıkları olsa da seklin butunu ve zaten özü bakımından hicbir ayrılık yoktur.ümmet olmak kişilerin yerel sekillerini kaybetmeleri demek değildir.he islama aykırı ters dusen ya da supheli görülen tum sekil ve simgeler terkedilir.öyle de olması gerekir.

peygamberin sunnetiyle araplıgı karısıtırıp insanların peygamberden koparılması tuzagına dusmus oldugunu söyleyebilirim.SUNNETEİ REDDEDEN BİRİSİNE yok su söyle yok bu böyle diyemem.arap yasam tarzı peygamber zamanında bile İBRAHİM PEYGAMBERİN SUNNETİNİ bilincli ya da bilincsiz kirlenmiş yada bir kısmı tertemiz zaten yasıyordu.peygamberde bu sunnetin uzerine kendi sunnetini yani hayat tarzını ortaya koymustur.musluman olan herkes bu anlayısla pek de ayırt etmeden sunnetin tum sekli özelliklerini de oldugu gibi kabul ediyorlar.burda bir kavmi tutuculuk gözetimediğinden sunnet herseyiyle kabul edildiği için tum bu sekiller islam ulkelerinin tamamın ayayılmıstır.kötü mü olmusutur hayır aksine cok da iyi olmustur.toplumsal bir bilinc butunluk ve sureklilik olusmustur.

bahsini ettigin arapcılık saplantısı ORYANTALİSTLERİN (SARKİYATCI)ayrısmacı ulus anlayıslarına göre dogu dinlerini tasnif ederken takındıkları tavrın sonuclarının bilimsel diye yutturlması ve yaydırılması sonucu zihn,ne atılmıs bilimum solucancıklardır.beynini kemirip durur.butunlugu yakalayamaz göremez sayıklar durursun.

1400 yılın son 150 yılının yaygara bilimiminin sonuclarıdır senin söylediklerin.islamın ve muslumanların böyel bir problemi yoktur.problem oldugunu söyleyenler işte bu sekilde batılılastırılmıs zonbileştirilmiş zihin sahiplerinden baskası değildir.

xbaburx 10.09.2005 15:34

alpi!
 
arka sayfadaki yazılara cevap yazmıstım.buraya aktarmanın da uygun olacagını dusundum

simge ve sekilleri cok dar cercevede degerlendiriyorsun.örtünme simgedir.ama yuzlerce ortunme cesidi vardır.arap örtüsü yok acem fistanı yaygarası koparmak yaygara yoluyla laf atlatmak tan öeteye gecmiyor.diger yakasımlarının da hasılı böyle bir tarzda ortaya cıkmıs olması bu acıklamanın onları da kapasaması lafı uzatmamam anlamına geliyor.hint de örtünüyomus esma da.ya o sırada manastırda hristiyan rahiplerle haham karıları da örtünüyor.örtü simge olarak musluman kadının ruhbanlıgıyla değil özgürlüğüyle alakalıdr.daha öncede acıkladım bu bahsi.peki simdi neden rahibe teresa göge cıkartılırken basortulu bir kadın alasagı ediliyor.nedeni bence su.rahibe ruhbandır.toplumsal bir sınıf ve toplumun dısında ruhaniliğe yönelmiş bir insandır.musluman kadınsa her haliyle TOPLUMUN İÇİNDE ÖZGÜR KİMLİĞİYLE SAYGINLIK VE ASLET UYANDIRAN bir yapıya sahiptir(tabi hakkını verenlerden bahsediyorum)

cami simge değil se kilise de değil dir.hac neyi temsil eder.hipeki hilal.namaz kılan birini gören herkes onun musluman oldugunu anlamıyor mu?peki minare görüp de ezan duyan bir insan buranın cami oldugunu hemen anlamıyor mu?simgelerin kendileriyle devsiririldigi alındıgı sekle burundurulup hayat verildigi kaynakları karıstırma.tamam kuran temeldir.islamın en temel simgesidir.temel simgeler diger tum simgelerin de dogurucusu varedicisidir.

arap gelenegi tairi fransız ihtilalinden sonra yayılan ırkcı millliyetcilik akımlarının tesiriyle devsirtilmiş bir retoriktir.tamam arapların yasadıgı islamla turklerin yada farsların yasadıgı islam arasında bazı kucuk sekil ayrılıkları olsa da seklin butunu ve zaten özü bakımından hicbir ayrılık yoktur.ümmet olmak kişilerin yerel sekillerini kaybetmeleri demek değildir.he islama aykırı ters dusen ya da supheli görülen tum sekil ve simgeler terkedilir.öyle de olması gerekir.

peygamberin sunnetiyle araplıgı karısıtırıp insanların peygamberden koparılması tuzagına dusmus oldugunu söyleyebilirim.SUNNETEİ REDDEDEN BİRİSİNE yok su söyle yok bu böyle diyemem.arap yasam tarzı peygamber zamanında bile İBRAHİM PEYGAMBERİN SUNNETİNİ bilincli ya da bilincsiz kirlenmiş yada bir kısmı tertemiz zaten yasıyordu.peygamberde bu sunnetin uzerine kendi sunnetini yani hayat tarzını ortaya koymustur.musluman olan herkes bu anlayısla pek de ayırt etmeden sunnetin tum sekli özelliklerini de oldugu gibi kabul ediyorlar.burda bir kavmi tutuculuk gözetimediğinden sunnet herseyiyle kabul edildiği için tum bu sekiller islam ulkelerinin tamamın ayayılmıstır.kötü mü olmusutur hayır aksine cok da iyi olmustur.toplumsal bir bilinc butunluk ve sureklilik olusmustur.

bahsini ettigin arapcılık saplantısı ORYANTALİSTLERİN (SARKİYATCI)ayrısmacı ulus anlayıslarına göre dogu dinlerini tasnif ederken takındıkları tavrın sonuclarının bilimsel diye yutturlması ve yaydırılması sonucu zihn,ne atılmıs bilimum solucancıklardır.beynini kemirip durur.butunlugu yakalayamaz göremez sayıklar durursun.

1400 yılın son 150 yılının yaygara bilimiminin sonuclarıdır senin söylediklerin.islamın ve muslumanların böyel bir problemi yoktur.problem oldugunu söyleyenler işte bu sekilde batılılastırılmıs zonbileştirilmiş zihin sahiplerinden baskası değildir.

ZİNAYA YAKLASMAYIN!!

zina edebilmek için zinaya yaklasmak zina edebilecek ruh haline dusmus olmak gerek.ahlaki butunlugu yitirmiş olmak ve bahsini ettiğin dusunce girdabından kendini alamamak demek.göz zinasına recm yok.ama zinaya götürmesi munasebetiyle helal olmayan kadınlara sehvetle bakmak göz zinası olarak ve zinaya götüren önde gelen sebeplerden birisi olarak görülür.kişinin namus telakkisini bozar ahlaki butunlugunu baltalayıp altust eder.kişi bir alıskanlıga suruklenirse sonunda zinaya dusmesi cok kolaylasır.

islam sucu suca acılan kapıları da kapatarak ama kisisel hakları yok saymadan zulmetmeden suca giden yolları kapayarak sucu engeller.göz zinası vicdanı bir muhasebe olup kişinin Allahla irtibatına göre vicdani bir muhasebeyle izah edilir.belki daktıgı kişide haberdar olabilir.zaten böle bir sey varsa bakılması için acılmıs bir ten vardır ortada.yoksa da kişinin vicdani muhasebesi kat be kat guclesir.cunku iş dikizlemeye donmus olup tabir aklıma gelmedi ...olur.bu daha vahimdir.

islam ahlakını anlatan cesitli kitaplarda bu ibareye cokcok sık rastlanır.yadırgaman ve göz zinası tabiriyle alay etmen beni gercekten sasırttı.ayrıca nikah dusen bir erkekle bir bayanın aynı odada yalnız kalmaları insanın guclu cinsel arzuları göz önüne getirirlirse bir ateslenmenin vuku bulmayacagını bir gayrı ahlaki olusumun tohumlarının atılmayacagı anlamına gelmez.heleki eger zaten bir yakınlık ortya cıkmıssa varsa kişilerin zina etmelerinin önünde pek engel kalmamıs olur.o yuzden dedik ya zinaya giden yoları tıkama adına ve insan psikolojisinin gercekleri gözetildiginde bu tabirin aslında cok dogru bir tabir ve yaklasım oldugu da kabul edlir.İŞ BİR AHLAKİ BİLİNÇ İŞİDİR.ahlaki bir olgunluga kuvvetli bir bilince sahip olan kişiler kendilerini korumak adına bu gibi durumlardan sakınmayı yeglerler.bunu insan potansiyel sapıklık yaftası giydirmek olarak değilde ahlaki bir olgunluk olarak kişinin kendi ve karsısındaki sahsın namusunu sakınmak adına kendi iradesinin zayıflıgını ilan edip karsıdakine iyi sadık temiz bir yaklasım besledigini ve KÖTÜ SEYTANA YAKISAN BİR YAKLASIMDAN KORUNMAYA CALISTIGINI duyurması acısından takdire sayandır.

ya zihin zihniniz kirlenmiş.her seyi olumsuz,potansiyel sapıklık alameti görmeye meyyalsiniz.acep neden?

ayrıca bir odada yalnız kalmayla ve ateslenmeyle o anda yada sonradan ortaya cıkan faciaların anlatıldıgı yuzlerce örnekte ortada basbas bagırırken


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 17:25 Uhr.