Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   News & Politik (http://localhost/forum/showthread.php?t=4275)

xbebeginx 10.03.2007 02:45

anca anlarlar
 
oder auch nicht. ich erwarte nicht das diese wesen gehirn besitzen und es zur abwechslung auch einmal benutzen. beyinleri olsa vatan bayrak ugruna ölmezler enayiler :) was machen die hier, sollen sie doch in ihr ach so tolles land.

10.03.2007 02:46

Bazi fikirler vardir ki:
 
KIRILMADAN SÖKÜLEMEZLER !..

Mesela KOMUNIZM ! sesi hic Kesilmiyor..
Civisi Cikti ama pasi hic silinmiyor..

Bana göre KOMUNIZM illeti henüz Tükenmedi
Tez de Tükenmez !..

Bitti diye Kandirmayin milleti..
Dagda Tükenmeyen Düz de TÜKENMEZ !..

Hele Türkiye de Mübarejk yerde
Ilerici aydin olurlar birde;
Milli ve manevi meselelerde,
Bunlarda yalan laf söz de TÜKENMEZ !..

Bilhassa ISLAM a TÜRK e Karsi
Saldirtirlar bunlar Dünyayi arsi
Yanlis calindikca LAIKLIK marsi
Bunlarin ellerinde Koz da TÜKENMEZ !..

Ne caresiz ne de nacar kalirlar
Her devire göre kilik bulurlar
Denize atsaniz balik olurlar
Bunlar icin Yol da Iz de TÜKENMEZ !..

Rusya da tükendi !..onu birakin..
Cin de küba da da Tükenir yakin,
Ama biz de Secim olunca bakin;
Bunlara oy veren YOZ da TÜKENMEZ !..

BITMIS-MIS !..

Bittiyse nedir bu Kanlar ?
Dünya da bitti dersen bak Arif anlar,
KELAYNAK kusuna benziyor bunlar;
DÜNYA da TÜKENSE BIZ de TÜKENMEZ !..


Ozan ARIF


Oy desinler falan fikrin ozan i
Ozan arif sen birakma EZANI

Bismillah deyip de Köhne düzeni
Yikmayinca bu memleket DÜZELMEZ !..

10.03.2007 02:50

SOY KIRIM KOMEDISI
 
Önce 24 nisan 1915 tarihine bakalim: Bu tarih Istanbulde bazi ermenilerin tutuklama tarihidir.
Bunun öncesine dönelim:
Agustos 1914 de savas cikiyor.Biz Ekim 1914 de savasa fiilen katiyoruz.Bu asamada önemli bir belge
var..Haziran 1914 de Erzurumda Ermeni TASNAK partisi bir kongre yapiyor ve Osmanli Hükümetine:

Mümkünse savasa tarafsiz kaliniz önerisinde bulunuyor.Bu Kongrede ayrica savas cikacak olursa
Osmanli devletini destekleme karari aliniyor resmi olarak..
Buradaki belge türk devletinin arsivindedir.

Simdi Burada Belgeler incelinirken osmanli devletinin arsivlerindeki belgeler cok önemlidir ve Esas
alinir.neden öyle ?
Cünkü Osmanli devletinin ermenilere iliskin tavrini ariyoruz Yani verilen emirler cikan kanunlar
hersey Osmanli arsivlerinededir Baska bir devletin degil..
Daha acarsak RUS car inin Bogazlara karsi tavrini niyetini ögrenmek istersek
RUS arsivlerine bakmamiz gerekir..

Osmanli belgelerine bakarak Osmanlinin ermeni halki karsisinda bir soykirim yapip yapmadigini
Görebilecegiz.

1948 yilinda yapilan Soykirim anlasmasina bir cok ülke imza atmis Bu anlasmada SOYKIRIM tarif
edilmis ve önemli bir unsur olarak "" ilgili devletin bir halki ortadan kaldirmayi tasarlamasi ve
uygulamasi biciminde tanitilmistir.

Bu Baglamda Naziler yahudilere soykirim yapmistir.Yani tasarlamis ve uygulamistir.

Simdi Bir iki belgeye bakalim:

1914 yilinda Türk Ordusu Dogu anadoluda rus larla savasmaktadir..

Erzurum valisi,bitlis valisi,ikinci süvari tümen komutani,Jandarma tümen komutani,Van valisi,Sivas
valisi,Ücüncü ordu komutani,kaymakamlar ve diger bir cok yetkilinin hazirladigi yüzlerce rapor
varBiz Bunlari bir cok dile cevirerek Dünya nin burnuna soktuk Bu raporlarda hep ayni seyden söz
ediliyor:
SILAHLI ERMENILER TÜRK ORDUSUNU ARKADAN VURMAKTA ve Ruslara yardim etmektedirler.Karakollar
basilmakta, türk köyleri basilmakta ve bununda ötesi Türk ordusuna kursun atilmaktadir.

Anadolunun bir cok yöresinde ermeniler isyan etmektedirler ve bunlarin hepside Osmanli
Uyrugundadir..Hatta Ermeniler van i aliyor ve Türk ordusu Van dan cekilmek zorunda kaliyor.
Bir Düsünün Ülkenin Vatandaslari ordusunu arkadan vuruyor ve bu ordu Sadece ruslarla degil Bütün
dünya ile savasiyor.Fransizlar Canakkale ye dayanmis Sina cöllerinde Ingilizlere karsi savasiyoruz.

Simdi ermeni nufusunu inceleyen belgelere bir göz atalim

Bunlar Kafkasya dahil hic bir yerde cogunlukta degiller.Bu sadece bizim rakamlarimiz degil Diger
ülkelerin rakamlari da kanitliyor.Mesela 1896 tarihli bir FRANSIZ belgesi ermenilerin bu bölgelerde
ancak 13 % nufus oranina sahip oldugunu gösteriyor.bir örnek daha:

1878 RUS- OSMANLI savasi Bizim acimizdan sonuclari korkunc olan bir savastir,büyük bir yenilgi aldik
ve her yerde büyük topraklar kaybettik.Rus ordusu batida yesil köy e Dogu da Erzurum
ageldi.ermeniler bu asamada Osmanli ile savasav ülkelere yanastilar ve onlara gizli raporlar vermeye
basladilar.gördüler ki Imparatorluk kisa bir süre sonra bölünecek ve kapanin elinde kalacak bu
durumda kendilerine pay cikarmak istediler.Istanbul daki Ermeni patrigi Ingiliz büyük elcisine gitti
ve:""Su vilayetlerde ermeniler yasamaktadir dedi. toprak istedi.

Ingiliz Elcisi ise : Iyi ama siz buralarda azinliktasiniz Ermenistan dediginiz Topraklarda hic bir
Nüfus cogunlugunuz yok.. seklinde cevap verdi..Cünkü O yillarda Osmanli sinirinlarindaki
topraklardaki nufusu sayan uzmanlar Ingilizdi.bu Rakamlar hepsi belgeli ve türk-Ingiliz makamlarinin
elindedir.Bu belgelere göre Patrikane 15 yni ermeni nufusu bildirmistir Ingilizlere ve her seferinde
geri cevrilmistir..""ABARTILI IBRAZIYLA ""

Bu rakamlara bakalim:

1914 yilinda Istanbulda yasayanlar dahil toplam Ermeni sayisi 1 milyon 294 bin 851 kisi..

bir baska belge: ermeniler savas zamani osmanliyi arkadan vurduklarini kabul ediyorlar öyle kabul
ediyorlar ki Buna iliskin kendi yayinlari var.

Osmanli milletvekili ( Mebusu ) Arman PASTIRMACIYAN var.bu zat ayni zamanda ermeni liderlerinden
generallerinden.amaclarina Ulasamiyacagini anlayinca Amerika ya gitti ve orada 1918 yilinda bir
kitap yazdi..bu kitapta yasadiklarini türklere karsi nasil savastiklarini ordularini nasil
olusturduklarini ruslarla nasil bir irtibat icinde bulunduklarini anlatti Bu kitapta elimizde.

Bir baska belge Birinci dünya savasi bittikten sonra toplanan PÜaris konferansinda BOGOS NUBAR
pasa,Ermeni heyeti baskaniydi Bu zatin o tarihlerde Fransa disisleri banaina yazdigi "" Sayin bakan
"" baslikli mektubu var.Bu mektupta elimizde..diyor ki:
Ermeniler savasin basindan beri savastilar ! peki kime karsi savastilar ? TÜRKLERE KARSI !!Ama
bunlarin hepsi Osmanli vatandasaydi !!

Kendi devletine karsi nasil muharip olur nasil savasirsin ?

savastan sonra galip devletler safinda yer alabilmek icin bir cok kitap yazdilar ve bir cok belge
biraktilar..
iste size bir baska belge:

DÜNYA SAVASINDA TÜRK SAVASI kitabin adi ve yazari Fransiz 1926 yilinda Paris te basilmis..
kitapta : ermeniler bizim dediklerimizi yaptilar ve türkler onlarin yerlerini degistirmekte
Hakliydilar ..diyor.

Peki ermeniler Tükrleri arkadan vurunca osmanli ne yapiyor ?

Bu sirada Talat pasa Dahiliye naziri enver pasa baskomutan..ilk Önce Enver pasa nin talat pasa ya bu
konu da ne yapacagiz diye bir yazisi var..cünkü savas sirasinda Rus ordusu Kafkaslardan Bazi
Türkleri önüne katip Perisan bir durumda Dogu anadolu ya sürüyor..Yani bunlari alin ne yaparsaniz
yapin gibilerden...

enver Pasa mektubunda bize sadik kalmayan Ermenileri kafkasya ya gönderip onlardan bosalan yerlere
bu perisan türkleri mi yerlestirelim ? Böyle mi yapalim yoksa ermenileri yerinden kaldirip baska
bölgelere mi gönderlim diye soruyor.

Böylece ilk yazismalar basliyor ( Bunlar belge hepsi elimizde ) ve sonunda anlasiliyor ki "" Biz Bu
Ermenilerden cok zarar görmeye basladik "" Diye yazismalar var.

Bu konuda ilk hareket olarak 24 nisan 1915 günü 1327 ermeni yi devlet baska taraflara
gönderiyor.fakat bu bir sürgün degil Baskalari ile temas ve hareket özgürlükleri kisitlanmiyor.bir
devletin sinirlari icinde baska illere gönderiliyorlar..Sonra yavas yavas devlet karar asamasina
geliyor anlasiliyor ki ordumuzu arkadan vuran ya da isyan eden ermenileri topluca baska yerlere sevk
etmek lazim ve Sarttir.bu konuda ic isleri bakanliginin aciklanan bir karari oluyor daha sonra eylül
1915 de bu konuda kanun cikiyor..

1915 de cikarilan Kanuna göre ermeniler tasinabilecek Malllarini yanlarinda götürebileck gittikleri
yerlerde yerlöesimlerini devlet sagliyacak.Biraktiklari mal ve servet karsiliginda devlet gerekirse
kendilerine para verecek sermaye ve alet edevat vercek Giderken cvan ve mal güvenlikleri devlet
tarafindan saglanacak yolda kendilerinden rüsvet isteyen,mallarina el koyan namuslarina tecavüz eden
olursa Divan-i Harb te yargilanacak ve siddetli cezalar verilecek.Bu tedbirler ayrintili bir bicimde
anlatipliyor ve hareket basliyor.Bütün bunlarin belgeleri var ve bu belgeler yayinlandigi anda bütün
devletlerin elcilikleri tarafindan kendi dillerine cevrildi ve arsivlerinde yer aldi.

Simdi Türk milletinin asaletine bakiniz..Bu Insanlari Medeni dostlarimizin her zaman yaptigi sekilde
TOPLAMA kamplarinda da Toplayabilirdi..Aynen medeni amerika nin yaptigi gibi Biliyorsunuz Amerika
Savasa girmeden önce bütün JAPON asilli insanlari Kamplarda toplamis ve izole etmistir..hakkinda en
ufak bir bilgi Gitmesin Japon tarafina diye .o)) bu Gayet tabii medeni bir davranis..:o)

Simdi soykirim a bakalim belgeleriyle .

Osmanli imparatorlugu 650 bin Ermeniyi yerinden kaldirmistir ve Gidecekleri yere ulasan 390 bin
kisidir..
Peki geriye kalan 260 bin kisiye ne oldu ? Öldürüldü mü bunlar ?
ermeni iddalari bu asamada basliyor.


TÜRKLER ERMENILERI KESTI ulasim sirasinda SOYKIRIM yapildi deniyor.
Sevkiyat sirasinda kafilelere sagdan soldan saldirilar yapildi. Devletin o yörelerdeki yetkilileri
falanca kafileye saldiri yapildi saldiri yapilacagi haber alindi gibi raporlari valiye ve diger
makamlara rapor etmeye basladilar.Bu gibi belgelerin varligi asla bizim aleyhimize degildir.cünkü
Bunlar devletin bir SOYKIRIM tasarlamadigini gösterir.Kaldi ki geriye kalan 260 bin kisinin öldügü
de ermeni belgeleri dahil hic bir belgede söylenmiyor.Bu belge savas bittikten sonra 1919 yilinda
yazilmistir ve Resmi ERmeni görüsüdür.

o halde ne oldu bu insanlara ?

Genelde yanlis olarak Türk propagandasi zannedilen ancak kesinlikle dogru olan bir husus var.Birinci
dünya savasinda savas ve iklim kosullari nedeniyle savsin neden oldugu yokluk ve hastaliklar
nedeniyle yüzbinlerce insan öldü Bu savas disi gercek yüzünden sadece türk tarafinin Anadolu daki
kaybi 2 milyondur..Yani bu kayip kursunla ölenlerden daha fazla..

ingilizlerin Ista´tistiklerine bakalim: Ingiliz ordusunda sadece hastaliktan 108 bin asker ölmüs
Fransiz ordusunda 179 bin asker
Rus ordusunda 397 bin asker sadece hastaliktan ölmüstür..

osmanlida yasayan bütün ermeni sayisi 1 milyon 294 bin 851 dir Bunlarin 650 bini degisime tabii
tutulmus 390 bin kisi yerine sag saglim varmistir
Geri kalan 260 bin kisinin akibeti belli degildir. Hastaliktan saldiridan ve degisik nedenlerle
ACLIK tan olmüs olabilirle yada baska bir yerde yasayior olabilirler..
Bir devlet soykirim yapacaksa Kanun cikartmaz ve ermenilerin oturdugu bölgelerde kiliseleri okullari
tamir etmez.

Naziler bütün becerikliliklerine ragmen soykirimi Sakliyamamislar ve belgeler ortaya cikmistir. Bu
Tür emirleri belgelerin saklanmasi olanaksizdir.

Dünya üzerinde türkiye nin aleyhine bir tek evet bir tek belge yoktur !

Ermeniler iki belge yayinlamis ve bunlarin sahte oldugu bütün dünyanin gözeleri önünde
kanitlanmistir.

Yayinladiklari belgeler SIFRE yazismalar.
Osmanlinin o tarihte SIFRE kullanmadigi Kanitlanmistir.

Öbür belge o kadar sahte ki :o)) Mesela Halep valisi ABDÜLHALIK bey göreve baslamadan önce onun
imzasi ile belge düzenlemisler..

Ermeniler 1914 1922 yillari arasinda 11 adet savasa katilmislar.. Türklere Azeriler gürcülere silah
cekmisler..
Yani bu 260 bin kisiden kimse ölmemis mi ?
Hic mi Hastalanmamislari ??
Ac kalmamislar mi ?

Sevgili dostlarim ;

Bu yilanlarin elinde tek bir belge olsa dünya yi ayaga kaldirirlar..
Ama yoktur !!
sadece yayin kuruluslarini Lobilerini Kullanarak bagirip cagiriyorlar..

Ama HAK Mahkemede degirmende degil..

Oraya gitsinler !


Selamlar sevgiler

xbebeginx 10.03.2007 03:06

anandan bikmislar :)
 
ben ne edeyim, sana gönderdim. freundschaftspreis yaparsin artik. türklere beles gerisine freundschaftspreis "hersey vatan icin" :)))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))

xbebeginx 10.03.2007 03:11

sizlere kim akil verecek :)
 
gott? :))))))) muhahahahahahahahahahahahahahahah

caniniz sagolsun bi cift bataryanin lafimi olur,yeterki calisan akil isteyin siz

10.03.2007 03:14

FASIZM in IRK TEORISI
 
Wilhelm Reich The Mass Psychology of Fascism (Faşizmin Kitle Psikolojisi) adlı kitabında, Nazi ırk teorisini şöyle anlatmaktadır:

Irk teorisi, her hayvanın sadece kendi türüyle çiftleşmesinin doğadaki "demir kanun" olduğu varsayımından yola çıkmaktadır. Sadece istisnai durumlarda bu kanun bozulmakta ve ırklar arası karışık cinsel ilişki meydana gelmektedir. Ancak bu gerçekleştiğinde de, doğa bunun intikamını almakta ve elindeki her türlü imkanı kullanarak bu anormalliği durdurmaktadır; ya doğan canlı kısır olmakta ya da sonraki nesillerin üreme yeteneği kısıtlanmaktadır. Farklı "seviyeler"deki iki canlı yaratığın çiftleşmesi sonucunda ortaya çıkan yavru, kaçınılmaz olarak ikisinin arası bir karakterde olacaktır. Ama doğa daha yüksek yaşam formları yaratmak istemektedir ve dolayısıyla karışık çiftleşme doğanın amacına aykırıdır. Öte yandan, günlük yaşama savaşı içinde doğal seleksiyon işlev görmekte ve bu yolla zayıflar, yani ırksal yönden aşağı olanlar zaten elenmektedir. Bu "doğanın amacına" uygundur, çünkü eğer sayıca çoğunlukta olan zayıflar güçlü olanlara karşı galip gelirlerse, gelişmeyi sağlayan yüksek çiftleşme de ortadan kalkacaktır.



Görüldüğü gibi Naziler"in ırk teorisinin temelini oluşturan bu biyolojik görüş, "su katılmamış" Darwinizm"dir. Doğanın "üstün türler evrimleştirmek" gibi bir amacı olduğu, bunun için doğal seleksiyonu kullandığı, zayıfların kaçınılmaz olarak elendiği gibi safsatalar gerçekte Darwin"in evrim teorisinin bir özetidir.

Bilimsel bir temeli olmayan, asıl olarak paganizmin "doğaya bilinç atfetme" saçmalığının bir uyarlaması olan bu evrimci görüşler, Nazi vahşetinin de çıkış noktası olmuştur. Çünkü bu teoriyi -yine Darwinizm"e uygun bir biçimde- insan toplumlarına uyarlamışlardır. Wilhelm Reich üstteki yorumlarının ardından şöyle yazmaktadır:


Nasyonal Sosyalistler daha ileri giderek varsaydıkları bu doğa kanununu insanlara uyarlamaya girişmişlerdir. Yürüttükleri mantık ana hatlarıyla şöyledir: Tarihsel tecrübeler göstermektedir ki, "Aryan kanının aşağı ırklarla karışması", her zaman için medeniyetin kurucusu olan Aryanların dejenerasyonuyla sonuçlanmaktadır. Üstün ırkın seviyesi alçalmakta, bu yüzden fiziki ve zihinsel bir gerileme dönemi başlamakta ve bu bir "düşüş"e neden olmaktadır. Hitler, Kuzey ülkelerinin ancak "Almanların kanı bozulmaya uğramadığı", yani Almanların Alman-olmayan halklarla ilişkide bulunup üremediği sürece güçlü kalacağını söylemiştir.



Hitler"in "Kuzey Avrupa Almanlarını insanlık tarihinden çıkarın, geriye maymun dansından başka bir şey kalmaz" derken dayandığı düşünce de, insanların maymundan evrimleştiğini savunan ve dolayısıyla bazılarının hala "maymun" statüsünü koruduğu sonucunu veren Darwinist fikirlerdir.


Ne yazik ki burada bazi Ateist ve Komunist arkadaslarin savundugu fikirlerde bundan hic ayri degildir. :o)

Bakiniz...DINLEYINIZ:

Bolşevikler, komünizmi benimsemek istemeyen herkesi tasfiye etmeye giriştiler. Lenin"in üstteki emrine benzer daha pek çok emir ve uygulama sonucunda, on binlerce insan hiçbir yargılama olmaksızın kurşuna dizildi. Pek çok rejim muhalifi de "Gulag" adı verilen ve tutukluların çok ağır şartlarda ölesiye çalıştırıldıkları toplama kamplarına gönderildi. Çoğu bu kamplardan sağ kurtulamayacaktı. Sonuçta, 1918-1922 yılları arasında Bolşevik rejime karşı ayaklanan yüz binlerce işçi ve köylü katledildi.

Tarihçi Richard Pipes, gizli Sovyet arşivlerine dayanarak yazdığı The Unknown Lenin (Bilinmeyen Lenin) adlı kitabında, Lenin"in Bolşeviklere verdiği sayısız cinayet, katliam, işkence emirlerini ortaya çıkarmakta ve sonuçta şu yorumu yapmaktadır: Mevcut delillerle Lenin"in idealist değil, ancak gerçek ya da hayali olsun sorunları çözmenin en iyi yolunun, onlara sebep olan insanları öldürmek olduğuna inanan bir toplu katliamcı olduğunu reddetmek imkansız hale gelmektedir. 20. yüzyılda on milyonlarca hayatın yok olmasına politik ve sosyal imha uygulamasını ilk olarak meydana getiren/başlatan kendisidir.


PAVLOV"UN KÖPEKLERİ VE LENIN"İN "İNSANIN EVRİMİ" PLANLARI

Buraya kadar Lenin örneğinde gördüğümüz ve ilerleyen sayfalarda çok daha feci örneklerini inceleyeceğimiz komünist vahşet uygulamalarının sebebini iyi anlamak gerekir. Lenin"i ve sonradan inceleyeceğimiz Stalin, Mao, Pol Pot gibi komünist liderlerin her birini gözü dönmüş birer katil haline getiren sebep nedir?

Bu sebep, inandıkları materyalist felsefe ve bu felsefenin insana bakışıdır. Başta da belirttiğimiz gibi, komünizm, aslında materyalist felsefenin tarihe uyarlanmasından ibarettir. Ve materyalist felsefenin doğaya uyarlanmasıyla, yani Darwin"in evrim teorisiyle tam bir uyum içindedir. Bu sapkın düşüncelerin bazı temel yapıtaşları ise şöyle özetlenebilir:

1. İnsan, sadece maddeden ibaret olan, ruhu bulunmayan bir varlıktır.

2. İnsan, gelişmiş bir hayvan türüdür. Diğer hayvanlardan tek farkı, içinde bulunduğu şartların onu biraz "ehlilleştirmiş" olmasıdır. Özde, insanla hayvan arasında bir fark yoktur.

3. Gerek doğada gerekse insan toplumlarında değişmeyen tek kural "çatışma"dır. Çatışma, birbiriyle çakışan menfaatler nedeniyle olur. Çatışma sonucunda bir tarafın kaybetmesi, acı çekmesi, ölmesi son derece doğal ve hatta gereklidir.

4. Dolayısıyla, bir gelişmenin gerçekleşmesi, örneğin komünistlere göre "komünist devrim"in yaşanması için, çok sayıda insanın ölmesi, acı çekmesi, işkence görmesi kaçınılmazdır ve hatta gereklidir.

Komünizmin –ve materyalizmi benimsemiş tüm ideolojilerin- yukarıda saydığımız maddeleri meşru göstermek için başvurdukları yöntem toplumlardaki Allah inancını ortadan kaldırmaktır. Aslında materyalizmin amacı da Allah inancını, dini ve ahlaki değerleri toplumlardan uzaklaştırmak, böylece kendilerini "ruhsuz hayvan toplulukları" olarak algılayan kitleler meydana getirmektir. Bu yolla söz konusu kitleleri kolaylıkla yönlendirebileceklerini, kendi iktidarlarını koruyabileceklerini, istedikleri her türlü ahlaksızlığa ve zulme meşru zemin hazırlayabileceklerini düşünürler.


İşte insana bu şekilde bakan komünist ideolojinin en büyük icraatı, insanları olabildiğince "hayvanlaştırmak", vahşi hayvanlar gibi zincirlere vurmak, acı ve korku yoluyla kendince "terbiye etmek" ve gerektiğinde boğazlamak olmuştur.

Lenin"e baktığımızda, insanları bir hayvan türü olarak kabul eden söz konusu materyalist-Darwinist felsefeyi çok açık olarak görürüz. Öyleki Lenin, hayvanlar üzerinde gerçekleştirdiği şartlı refleks deneyleriyle ünlenen Rus bilim adamı Pavlov"la özel olarak görüşmüş ve Pavlov"un yöntemlerini Rus toplumu üzerinde uygulamak için girişimde bulunmuştur. Tarihçi Orlando Figes, A People"s Tragedy, A History Of The Russian Revolution (Bir Halkın Trajedisi: Rus Devriminin Tarihi) adlı kitabında, Lenin"in Rus halkını bir havyan terbiyecisi gibi eğitme amacını ve bunun Darwinist kökenini şöyle anlatır:

Ekim 1919"da söylentiye göre Lenin büyük fizyolojist I. P. Pavlov"un laboratuvarına, onun şartlı refleks çalışmaları vasıtasıyla insan beyninin Bolşeviklerin insan davranışını kontrol etmede yardımcı olup olamayacağını öğrenmek için gizli bir ziyarette bulundu. "Rus kitlelerinin komünizm çizgisini düşünmelerini ve buna göre davranmalarını istiyorum" diye açıkladı Lenin... Pavlov hayretler içinde kalmıştı. Lenin ondan köpekler için yaptığı şeyi insanlar için yapmasını istiyordu. "Rus kitlelerini bir standart haline getirmek istediğinizi mi söylüyorsunuz? Hepsinin aynı şekilde davranmasını sağlamak mı istiyorsunuz?" diye sordu... "Aynen" diye cevap verdi Lenin. "İnsanlar doğru olmalı. İnsanlar biz nasıl istersek o şekle getirilmelidir"...

Komünist sistemin nihai amacı insan tabiatının değişimiydi. Bu, diğer totaliter rejimler tarafından da paylaşılan bir amaçtı... Nazi Almanyası"nda 1920"de öjenik hareketin öncülerinden birinin söylediği gibi "Neredeyse insanlık kavramında bir değişime şahit olduk.... Savaşın korkunç öjeniği sayesinde daha öncekine göre farklı bir birey olmaya zorlandık"...

Aydınlanmış kitleler vasıtasıyla yeni bir insanlık türü yaratma fikri 19. yy Rus aydınlarının -ki Bolşevikler onlardan çıkmıştır- her zaman kurtarıcı misyonu olmuştur. Marxist felsefe de aynı şekilde insan tabiatının tarihi bir gelişimin sonucu olduğunu ve bu nedenle de yenilenebileceğini öğretir. Lenin"in gençlik çağlarında Rus aydınları arasında neredeyse dini bir kutsallığa sahip olan Darwin ve Huxley"in bilimsel materyalizmi, insanın içinde yaşadığı dünyaya göre belirlendiğini savunuyordu. Bu nedenle Bolşevikler kendi devrimlerinin bilimin de yardımı ile yeni bir insan türü yaratacağına inanıyorlardı...

Pavlov"un her zaman devrimi eleştirmiş olmasına ve göç ettirilmekle tehdit edilmesine rağmen Bolşevikler her zaman ona lütuf göstermişlerdir. İki yıl sonra Pavlov"a Moskova"da geniş bir apartman verildi. Lenin, Pavlov"un çalışmaları hakkında "devrim için çok büyük öneme sahiplerdir" diyordu. Bukharin bunu materyalizmin demir cephaneliği olarak adlandırıyordu.

Lenin"in en büyük yardımcısı ve komünist ideolojinin önemli teorisyeni Trotsky de Lenin"in Darwinist kökenli "insan tabiatını değiştirme" düşüncelerine katılıyordu. Trotsky aynen şöyle yazmıştı: İnsan nedir? Henüz bitmiş bir canlı değildir. Hala beceriksiz bir yaratıktır. Bir hayvan olarak insan planlı bir şekilde değil spontane bir şekilde evrimleşmiştir. Ve birçok zıtlık gelişmiştir. Nasıl eğitmek ve idare etmek sorusu, insanın fiziksel ve ruhsal yapısının; nasıl geliştiği ve tamamlandığı sorusu, yalnızca sosyalizm temelinde tasarlanabilecek büyük bir problemdir. Çöle bir tren yolu inşa edebiliriz, Eyfel Kulesi"ni inşa edip direk olarak New York ile konuşabiliriz, ama insanı geliştiremeyiz, öyle mi? Hayır, yapabiliriz. İnsanın yeni ve değişmiş bir versiyonunu üretmek—bu komünizmin bir sonraki görevidir... İnsan kendisini ham materyal olarak görmeli, ya da yarı üretilmiş bir madde olarak. Ve şöyle demeli: "Sevgili homo sapiens, senin için çalışacağım".

Lenin, Trotsky ve diğer Bolşevikler, insanı bir hayvan türü olarak gördükleri ve bir madde yığını saydıkları için, insan hayatına herhangi bir değer vermiyorlardı. Onlara göre, devrimin başarısı için, milyonlarca insan kolayca feda edilebilirdi. The Unknown Lenin kitabının yazarı tarihçi Richard Pipes"a göre, "Lenin, insanlığın geneli için küçümseme dışında hisler beslemiyordu: Mektuplar, Gorki"nin öne sürdüğü, insanların Lenin için "neredeyse hiçbir anlamı" olmadığı ve onun işçi sınıfına bir metal işçisinin demir cevherine davrandığı gibi davrandığı iddiasını doğruluyor."

Iste Böyle Hitler ile Lenin arasinda ne kadar büyük benzerlikler var degil mi ?

Ikiside kendi irkindan kendi fikrinden olmayan insanlari yok ediyor..Bir HAYVAN olarak görüyor onlari..

Allah dan kitaptan haberi olmayan INSANLIK diye Insan kaninda yüzmeyi adet edinmis corbacilar ÜLKÜCÜ-MILLIYETCI Ve MÜSLÜMAN olan genclige FASIST demeden Önce KENDI FASISTLIKLERINI görmek üzere Aynaya bakmalidirlar..

VE Gayet tabii Dogustan catlayan veya alinlarindan eksik olan AR damarlarinin harekete gecmesi ile UTANMAK gibi bir duygunun onlarin Kizarmaz yüzlerinde belirmesini beklemiyoruz...


SADECE KIM OLDUKLARINI BILSINLER ve DÜRÜST OLSUNLAR !...

Halklarin Kardesligi-Insan haklari gibi Ici bos kavramlarin arkasina HAYVANI yanlarini GIZLEMESINLER !..

Bu kadari bize yeter

:o)

xbebeginx 10.03.2007 03:15

oh eine türkin mit "charme"
 
wohin nur mit diesen ganzen komplimenten? aber ich kann dich verstehen türkin wenn man kurz vor dem ersticken ist kämpft man noch mit letzter kraft ums überleben. cok gördük sizin gibilerin can cekistigini, immer wieder lustig :))))

idealkizz26 10.03.2007 11:48

hayirdir sen öylemi yapiyosun yoska ? :)
 
daglardakilere beles ovadakilere geldimi viziteyi kesiyosun galiba :)) kendi yaptiklarini bana anlatiyosun ama yok be canim sen daha iyi biliyosun bu isleri belli agzindan düsürmüyosun baksana :))

idealkizz26 10.03.2007 11:56

herkes senin gibi Allahsizmi sandin ?
 
bence hic buralarda arama disarada seni zevklendirecek bir sürü senin gibiler var gitte onlar baksin icabina her türlü muameleye aciksin belli :)burdakilerinde bir haysiyeti vardir heralde kalkipta senin gibilerle yatip lekelemezler heralde seylerini :))

idealkizz26 10.03.2007 12:00

mesela burdaki bazi sahsiyetsizler gibi
 
herkes üstüne almasin kim ne oldugunu biliyor cünkü lafim o sahsiyetlere
bunlarin anneleri babalari bu forumda bahsettigin gibi bir iliski yasamis besbelli ve ortayada böyle kisiliksizler cikiyor :)

idealkizz26 10.03.2007 12:02

had hadi daglara git :))
 
orda cadirlarda cok sevindirdin heralde milleti simdi sira ovadakilere geldi degilmi :)

10.03.2007 12:20

Böyleleri Problemli,apartman cocugu :o)
 
Evvel zaman icinde, kalbur saman icinde
Cok uzak degil, yakin bir ulkede
Sevimli, uslu, kucucuk gozlu
Kucuk kediler yasarmis

Yemekleri ortak, yataklari birmis
Sevincleri hepsininmis
Duman rengi, acik kahverengi
Kucuk kediler yasarmis

Yakin ulkenin yaninda
Donemeci donerken
Ruzgarlarin saginda
Ormanlarin solunda
Sesli, hirsli, kocaman gozlu
Buyuk kediler yasarmis

Sabahlari okumakla
Aksamlari dusunmekle
Gunduzleri konusmakla
Geceleri calismakla
Yorgun gozleri, sismis elleri
Buyuk kediler yasarmis

Siz kardesler hangi kedileri seversiniz?
Hangi kediler gibi yasamak istersiniz?
Sevimli, uslu, sesli, hirsli?
Hangi kedilerdensiniz?

:o)

10.03.2007 12:27

Tüketici Toplum
 
İçinde bulunduğumuz toplumu en iyi belirleyen ya da özetleyen sözcükler belki de bunlar: "tüketici toplum". Bu yalnızca benim ülkeme has bir durum mu diye düşünüyorum; ama aklıma birden dünyamızın artık küreselleşmiş olduğu geliyor. Yani bir yerde var olan, heryerde oluyor. O zaman "özgünlük" diye bir şey kalmadığı bir toplumdayız diye düşünebilirim. Hatta şunu da iddia edebilirim : Küreselleşme yozlaştırmayla denk düşüyor. Aynı giyinen, aynı müziği dinleyen; aynı dansı eden kocaman yalnız bir kalabalık canlanıyor gözümün önünde. Küreselleşmenin başarısı budur bence; tüm dünyadaki insanları biribirine benzetmek; onları ürettiklerinin tüketini yapmak.


İçimde kızgın bir ses söylevler veriyor : " Tüketiyoruz; aklımıza ne gelirse onu tüketiyoruz. Baktık tüketilecek gibi değil; çok güçlü bağları var; vaz mı geçiyoruz? Hayır! Tabi ki hayır; o zaman da yozlaştırıyoruz; içini boşaltıyoruz. Kültürel anlamda tam bir tükeniş içerisindeyiz. Ciddi bir kimlik problemiyle karşı karşıyayız ve "kimlik" insan ihtiyaçlarının en önemlisidir. Bu sürecin bilinçli yaşanmaması için ise sürekli olarak kültürel saldırılara maruz kalıyoruz. Medya; mitolojilerde anlatılan korkunç canavarlar da canavar; acımasız bir savaşçı olarak sürekli bizi tüketiyor. Yeni dünyanın sloganı ; bu satılabilir mi ("Is it marketable?"). "Presentable", "vizyon" kelimeleri var daha sonra; ve bunların yanına türkçelerini yazmama gerek yok. Bunlar bize benimsetildi; birileri televizyonlar sürekli tekrarlayarak ezberletti bize. Küreselleşmeciler yaptıklarından çok mutlu; keyifleri yerinde gülümsüyorlar. Yarattıkları kocaman kelek bir karpuz. Ben küçük ama lezzetli karpuzları özlüyorum. Yarın içi kıpkırımız karpuzları da yapmayı başaracaklar; ama o özgün tadı, o özgün kokuyu veremeyecekler. Hormonlu yiyeceklerin tüketicisi olmaya mahkum edildik. Neden kimse bundan duyduğu mutsuzluğu dile getirmiyor; neden ? Bir cevap geliyor aklıma; çoğu o özgünlüğün tadını hiç almadı ki; nasıl özlesin; nasıl karşılaştırsın ve bulunduğu koşulların farkına varsın. Ama ya diğerleri..."

Bu öfkenin haklı bir çıkış olduğunu düşünüyorum. Çünkü yaşamımız elimizden alınıyor; biz duruyoruz. Hollywood sağolsun; bütün duygularımıza onlar hakim. Medya sağolsun; bizim neyi ne kadar bilmemiz gerektiğini; ve olayları nasıl görmemiz gerektiğini anlatıyorlar. Bizim gövdemizin üzerinde taşıdığımız şeylere kullanmamıza gerek kalmasın istiyorlar. Ne kadar da düşünceli ve iyiler bunlar. Tüketeceğimiz fikirleri üretiyorlar yani. Tembel insanoğlu; aklını kullanmıyor; verileni alıyor; benimsiyor; kendi gerçeği yapıyor. İnsanlarla konuşamak ne zor oldu; konuşurken karşındaki kah "Gülgün Feyman" kah "Ali Kırca", kah "Reha Muhtar" oluyor. Sözcükleri bile değiştirmeyecek kadar tembelleşmiş insanlar. Hiç soru sormamış kendine; karşısındakine, yazana, çizene. Hep almış; yani hep tüketmiş. Sonra farklılıktan bahsediyor ama farkında değil ki; farklı olması gerektiği de ona benimsetilmiş. Bu laflarda aslan medyanın.

Yok oluyoruz insan kardeşlerim. En sağlam dayanağımız şu dünyada aşkımızdı, sevdamızdı; o da yozlaştırılıyor. İnsanlar birbirni sevmezse; ama kelimen tam ve gerçek anlamıyla sevmezse; nice olur bu dünyanın hali. Aşk deyince önümüze "seks" sürüyorlar. Eğlence sektörü diye bir şey var. Ekonomide çok büyük bir payı olan bir sektör. Aşkın kökeninde yalnızlığa direniş yatar. İnsanının yalnızlığını kırdığı gerçek nokta sevdanın başladığı yerdir. Peki ne sunulur güzel kardeşlerim bize: "Sevip acı çekeceğine; parayı ver al. İçkini içerken yanına dünyalar güzeli bir kadın mı istiyorun; ver parayı gelsin biri. Ne istiyorsun; aşk mı? Aşk kalmadı ama istersen onun yerine sana; istediğin kadar sehvet verelim. Sana pahalıya patlar ama istersen... "

Artık satılan; satın alınan bir çağdayız. Herşeyin bir bedeli var. Bizde bedel ödüyoruz: Yalnız ve Mutsuzuz. Bu kadar çok şeyin içinde nasıl olupta mutsuz olduğumuza; bu kadar insan içinde nasıl olupta yalnız olduğumuza şaşarak...

"Ne ekersen onu biçersin" derler ya; durumuz bu. Duygularımız, düşüncelerimiz tarla gibi kullanıldı. Dilenen fikirler, istenen duygular ekildi. Hasat vakti; bine bin veriyor. Yani bu yozlaşma sürecinin ideloglarının başarısını gönülden kutluyorum. Yani ancak bu kadar başarılı olunabilinir. Akıllara hakim olan görüşlere; insanlara hakim olan düşüncelere bakıpta şok olmamak ne mümkün.

Bulunduğumuz koşullar o kadar karışık ki; insanlar kolayca aldanabiliyor. İnsanın en temel ihtiyacı nedir kimlik. Sizin kimlik sorunuzu sizin adınıza çözüyorlar; bir takım tutuyorsun; bir siyasi partiye sempati duyuyorsunuz; bir şarkıcı seçiyorsun; bir tv kanalı seçiyorsun; al sana kimlik. Şimdi yok kardeşim onları ben seçtim diyeceksiniz. Bende güleceğim tabi... Zorunlu seçmeli diyeceğim gülerken. Neyi seçiyorsun; sana uzatılanları... Hiç kendini bulmana; sunulanların dışındaki fikirlere; kendine; düşünmene; soru sormana izin veriyorlar mı? Emin evet denilecek bu soruya; bende yeniden düşünemeniz; ve hatta iyice düşünmeniz konusunda ısrar edeceğim.
İnsanın en temel çelişkilerinden biri "ait olmak ve birey olmaktır." Birey olmak yerine size bencil olmayı; ait olma yerine de takım tutmaya yakın şeyleri. Bilinçli bir seçimle yanyana olmak değilde; bir sürünün parçası olmak sunulacak.

Ölüm korkunuzdan para kazanmak için sigortacılık kurumu ortaya çıkacak. Yani aklınıza gelen her türlü ihtacınız ve duygunuz birileri tarafından sıkı sıkı düşünülüyor; inceleniyor ve üzerinde nasıl para kazanılacağı hesaplanıyor. (Mesala; "Sevgiler günü için özel indirimli günler" afişleri...)

Yazılacak, söylenecek çok söz var. Ama sonuç? Ne vadediyorum sonunda? Ama cevabım Johanna Grenberg"ten: "Sana Gül Bahçesi Vadetmedim". Vadedilen sadece bu yanlışlıklara rağmen kendimi koruyabilecek kadar güçlü olduğumuzdur. Tüm bu olumsuzluklara rağmen; kendimiz varedebilir; yanlızlığımızı kırabiliriz. Yaşamın amacı insanın mutluluğudur bence. kendi mutluluğumuz için yaşayabiliriz. Şehvetin değil aşkın; bencilliğin değil bireyselliğin; kalabalıkların değil toplumsallığın; kısacası insanın kendi öznelliğinin peşinden gidebiliriz.


__________________

10.03.2007 12:34

Yol da Yol Üzerine....
 
Ölümle yaşam arasındaki yolculuğum sürüyor, hala yolcuyum, ne güzel bir şey bu... Ama bir gün gelecek ve ben ölümün değişmezliği olacağım... Çocukken ne kolaydı herşey, artık gençliğin son demlerimdeyim, ölümü sağımda solumda görmekten kaçamıyorum... Değişmezliğe bürünmeden, katılaşmadan yapmak istediğim ne çok şey var ve ölümü korkunç yapanda bu... İstediklerim yaşama ait ama sonsuz yaşama; yani sevmeye dair... Doyasıya sevmek istiyorum, bir kızım olsun istiyorum, onunla yeniden doğmak, yeniden çocuk olmak, yeniden büyümek istiyorum... Ondan öğrenmek isteğim o kadar çok şey var ki... Ona şiirler okumak istiyorum, öyküler, hikayeler... Biraz daha büyüdüğünde tartışmak ve öğütler vermek... öğütlerini almak... Yaşamak yeniden, ölümsüzlüğü yaşamak...
Bunları yaşacak kadar şanslımıyım, bilmiyorum? Bilmek de istemem aslında. Geleceğin bilinmez olması güzel, yoksa yaşam çekilmez olur.
Daha bir saat önce bedenim acı çekiyordu, ruhum acı çekiyordu, acı çekiyordum... Bu acıları yaşarken geldi aklıma geldi gerçekleştiremediklerim. Bu yaşta bu kadar ölüm eksenli düşünmem sağlıklı olmasa gerek, ama bunun çözümlemesini meraklılarına bırakmak istiyorum...
Ölüm bedenimi işlevsiz hale getirdiğinde, ruhumda kendi kazanımlarını artıramayacak... Bu yüzden bu yolculuğu iyi değerlendirmek gerekiyor... Oldukça kötü bir dünyada yaşıyoruz, bedenimiz kölesi durumundayız. Artık bedenlerimiz çok rahat ediyor ama hiçbirimizi mutlu değiliz; çünkü ruhumuzu ve onun ihtiyaçlarını unuttuk... Asla sahip olamadığımız şeyleri sahiplenip kendimiz aldatıp duruyoruz. İnsan maddeye sahip olamaz ki. Sahip olabileceğimiz şeyler duygularımız ve düşüncelerimiz yanlızca... Sevmek gerek zenginleştirmek için yüreğimizi, ruhumuzu, sevmek gerek kurtulmak için yanlızlığımızdan. Ruhumuz yapayalnız ve acı çekiyor, ve biz onu görmezden geliyoruz... Sorunlarımızı çözmek yerine kaçıyoruz, acılarımızın kaynağını bulup iyileşmek yerine kendimiz uyuşturmayı tercih ediyoruz. Her yanlış acımızı derinleştiriyor... Doğru ile karşılaştığımızda korkular sarıyor heryanımızı... "Ama başkaları hala kendini kandırıyor..." En büyük savunumuz bu, başkalarının da yanlış yapması bizi rahatlatıyor ama bu hiçbirşeyi halletmiyor aslında, bunu da biliyoruz. Biliyoruz ki gerçekler acı veriyor... Ama gerçeklerle yüzleşecek cesareti bulduğumuzda, korkularımıza merhaba dedikten sonra acılarımız iyileşme yolunu tutuyor. Biraz zaman gerekiyor, kendimize bunu çok görüyoruz. Emek vermeden ne elde edilir ki? Biraz emek vereceğiz, acı çekeceğiz, seveceğiz... Karşılık beklemeden seveceğiz ama ne garipdir ki, hiçbirşey beklemeden ne yapsan bir karşılık doğuruyor kendine, doğuracak... Her samimi ve karşılık sevgi bir sevgi doğurur karşısında
Bunlar ütopya değil, rüya değil... Ama... Hayal diyeceksiniz tabii, çünkü beynimizin içine kazınıyor arzu edilen insan tipi... İsteniyor ki hep tüketen olsun, sahip olamadığı ve asla olamıyacağı şeyleri sahiplensin, sahiplenmeye çalışsın... Üretmesin hiç... En büyük üretim sevgidir, sevmesin hiç... Çünkü sevgi güzelliktir, doğurgandır, koruyandır... Sevginin var olduğu yerde herşey insan için üretilir, insanı yüceltmek için. Tüketmek amacıyal üretilmez sevginin varlığında, yozlaşma olmaz... Ama hızla yozlaşıyoruz, yabancılaşıyoruz içinden kopuk geldiğimiz doğaya... Sevgi bu yüzden tehlikede... Sürekli saldırılara uğruyor bu yüzden
Sevgiyi kim ölçebilir ki? Ama ölçü veriyor insanlığın düşmanları, tüketimde katkısı varsa seni seviyordur, gülleri dalından koparıyorsa seviyordur, satın alıyorsa seviyordur

10.03.2007 14:03

Yazik"lar olsun
 
Good link Mr.Henry Miller!!!

Wie gut das es Menschen gibt die sich um Ihre Herkunft gedanken machen ;-)

Und andere die nicht mal in der Lage sind drei Schritte vorwärts zu machen ohne über Ihre eigene Logik zu stolpern sind immer eine Bereicherung *lolol*

10.03.2007 14:43

o.T.
 
Dile gel be Anadolu"m dile gel,
Dile gel bugünü dünü de anlat.
Kimse beni dinlemiyor hele gel,
Hele gel istersen bunu da anlat.

Anlat,çünkü ben anlatsam can sıkar
Muş çalışır İstanbul yer,Muş bakar.
İzmir mamur Bursa şenmiş ne çıkar
Yozgat"ı Bitlis"i,Van"ı da anlat.

Sen anlat,bulunur elbet bir duyan
Yerli kırem beğenmezken şu bayan
Ağustos ayında orak sallayan
Sıcaktan kavrulan teni de anlat.

Hep sustun harama helal denirken
Bağrında öksüzün hakkı yenirken
Küfür kara kara filizlenirken
Yüreğe gömülen dini de anlat.

Sen vatansın susma, söyle adını,
Çeken bilir her acının tadını.
Üstünde yaşayan karabudunu,
Budun"dan habersiz han"ı da anlat.

Yaraların eskimedi çok yeni
Kan gölüyken biliyorum ben seni
Kurşunların ıslak çaldığı dünü
Dün"lerin yediği gün"ü de anlat.

Ne günü unut sen ne de geceyi
Unutmaktan ateş sardı bacayı
Kanlı katil yetiştiren hocayı
İlimi,irfanı,feni de anlat.

Bir selden kurtuldun kim idi bendin
Bendi de bilirsin seli de kendin
Hangi yöne sürüklenmek istendin
Gelecek öğrensin yönü de anlat.

Tarih bazan inkar eder gerçeği.
Birliğine kim sapladı bıçağı?
Su ile beslenmez huzur çiçeği
Çiçeği besleyen kanı da anlat.

Şu ananın gözündeki yaşa bak!
Şu mezarın başındaki taşa bak!
Ne yazıyor doğumuna yaşa bak!
Uğrunda verilen canı da anlat.

Tekme vuran çok olurmuş düşküne
Arif miydi bomba koyan köşküne?
Suçlu isem susma Allah aşkına,
Beni de beni de...beni de anlat.


Ozan Arif

10.03.2007 14:46

çağa...
 
Bilmez mi kahpe felek,
Nasıl geldim bu çağa?
Ben düştüm bayrağımı,
Düşürmedim alçağa.
Felek tuttu yine bak,
Fırsat verdi alçağa!

10.03.2007 16:19

benden aldigini bana satma..
 
..ama kendi fikri ve düsüncesi olmayana anca bu yol yakisir..ezbere laflariniz bittimi calmaya baslarsiniz degilmi hahaha..

idealkizz26 10.03.2007 16:38

aa birde hirsizliklarida cikti ortaya
 
Maso bunlar isi iyice azittilar baksana hirsizlikta yapiyorlar desene artik :))

10.03.2007 19:39

Türkler nasil Müslümanlastirildi ( el-Ce
 
Bu konuda arsive bakmak yetecekti aslinda :o)

Buraya aktarayim Fii tarihinde yine peygamber Düsmanlari is basindaymis onlara yazmisim :o)

Yani Kedi Filan Pampers Giyiyormus o tarihlerde :o)


Re: Türkler Nasıl Müslümanlaştırıldı?
Yazan Kişi: Alpi003
Tarih: 02-15-04 14:10

<a href="redirect.jsp?url=http://t_u_r_k_c_u.sitemynet.com/

http://www.geocities.com/kafirscript/talkan.htm

************************************************** *******

Bu" target="_blank">http://t_u_r_k_c_u.sitemynet.com/

http://www.geocities.com/kafirscript/talkan.htm

************************************************** *******

Bu</a> sitelere bakarsaniz Bu yukaridaki safsatalari bulunursunuz :o)

Bunlar komunistlikten ac kalip Islam a salya akitmaya TÜRK (!) adi altinda devam edebileceklerini sanan Bir sürü protestan zangocudur ... :o)

Simdi gercege bakalim :o)

Ilk Müslüman olan Türkler:

Tolunogullari ( 875-905 )

Ihsidiler (935-969 ) Gördügünüz gibi Arkadaslarin verdigi tarihlerden oldukca uzak..

Bunun icin Tarih veremeden zirvaliyorlar olsa gerek :o)

640 li ve 670 li yillardan bahsediyorlar ve ne hikmetse Türkler Karluklar ve Uygurlar 651 de Cinlilere karsi müslüman ordularinin saflarinda büyük bir zafer kazaniyorlar isin komigide bütün dünya bunu biliyor Yani okutulmamis degi :o)

Sonra herhalde tesekkür icin olsa gerek bilinmeyen bir taihte Arablar Türkleri kesmis :o)

Bakin Milliyetci bir site ( süphe duymadigimiz ) ne diyor:


Emevi Halifeliği zamanında müslüman Araplar, Suriye ve İran"ı hâkimiyetlerine alarak Maverâünnehir bölgesine ulaşmışlardı. Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının arasındaki bu bölgede Türkler bulunmaktaydı. Böylece Araplar ile Türkler ilk defa temasa geçmişlerdir. Emeviler bölgede İslâmiyet"i yaymaktan çok, yeni zaferler peşinde koşmuşlar; Müslüman olmalarına rağmen yerli halka ağır vergiler yüklemişlerdi. Bu sebeple ilk karşılaşma pek dostça olmamış ve Türklerle Araplar arasında küçük çapta çarpışmalar cereyan etmiştir. Özellikle Kuteybe bin Müslim"in Horasan valiliğine getirilmesiyle mücadele iyice kızışmıştır (705). Kuteybe bin Müslim"in Maverâünnehir "in doğusuna düzenlediği akınlara karşı Türgeş Beğleri güçlü bir direnme göstermiştir. Göktürklerin batı kanadında yer alan Türgeşler, Arapları savunmaya çekilmeye zorlamış ve bu mücadele Göktürklerin yıkılmasına kadar devam etmiştir (745 ). Göktürk hâkimiyetinin sona ermesiyle Türk toprakları doğudan Çinliler, batıdan Arapların ilerlemesine maruz kalmıştır. Bu dönemde Maverâünnehir bölgesinin savunmasını, Türgeşlerden sonra Karluk Türkleri üstlenmiştir.

Emevilerin Arap olmayan Müslümanlara karşı âdil ve eşit davranmamaları huzursuzluğu artırmıştı. Bu duruma karşı çıkanlar, Emevi idaresine son vererek yerine Abbasi Devletini kurmuşlardır (750). Türkler, Abbasi Devleti"ni daha çok benimsemişler, yeni yönetime daha sıcak bakmışlardır. Göktürk Devletinin yıkılmasından sonra, Çinliler bütün Türk ülkelerini ele geçirmeyi plânlamaktaydı. Emevilerin ortadan kalkmasından da faydalanmak isteyen Çin ordusu daha batıya yönelerek Karluk topraklarına girmişti. Bu durum üzerine Karluklar, Abbasilerin Horasan valisi olan Ebû Müslim"den yardım istediler. Ebû Müslim, komutanlarından Ziyad ibni Salih"i bölgeye gönderir. Arap ordusu ile batı bölgesinin genel valisi komutasındaki Çin ordusu Talas ırmağı boylarında karşılaşırlar. Türklerin de İslâm ordusu yanında hücuma geçmesi sonucunda Çinliler büyük bir yenilgiye uğratılır ( 751).

Türklerin İslâmiyet"le ilk tanışmaları Emevi dönemiyle başlar. Ancak Emevi yönetiminin tutumu sebebiyle, Türk toplulukları arasında İslâmiyet fazla yayılmamıştır. Buna rağmen, az sayıda da olsa Emevi ordusunda görev alan Müslüman Türkler bulunmaktaydı. Meselâ Horasan Vâlisi Ubeydullah bin Ziyad henüz 674 tarihinde 2000 Türk okçusundan bir ordu oluşturmuştu. Talas Savaşı, Türklerle Müslümanların birbirlerini daha yakından tanımalarını, dostane ilişkiler kurulmasını sağladı. Bu sebeple Talas Savaşı hem Türkler hem Müslümanlar için bir dönüm noktasıdır. Bu savaş neticesinde İslâmiyet Türkler arasında hızla yayılmaya başlamıştır. Abbasi ordusunda çok sayıda Türk görev aldı. Zamanla Türk askerleri, ordunun ve yönetimin denetimini ele geçirdiler . Hatta bazı Türk komutanları, Abbasi Devleti sınırları içerisinde kendi devletlerini bile kurmuşlardır.

Türklerin kitleler hâlinde Müslüman olmaları özellikle X. yüzyılda hız kazanmıştır. Henüz 900 tarihlerinde İtil ( Volga) çevresinde bulunan Bulgar Türkleri arasında Müslümanlığa çok büyük ilgi vardı. Nitekim İtil Bulgarları hükümdarı Almış Han, 920 "de Abbasi halifesine müracaat ederek din âlimleri ve mimarlar göndermesini rica etmişti. Aynı tarihlerde Önce Karluk, Yağma ve Çiğil boyları, ardından Oğuzlar arasında İslâmiyet yayıldı. Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri, ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlı Devleti"ni, Oğuzlar ise Selçuklu Devleti" ni kurmuşlardır.

Türklerin Müslüman Olmasının Sebepleri: Türkler İslâmiyet"i kılıç zoruyla değil, kendi rızalarıyla kabul etmişlerdir. Şüphesiz bu dini seçmelerinin en önemli sebebi, eski Türk inancı ve anlayışı ile İslâmiyet arasında birçok benzerlik bulunmasıdır:

1- Eski Türk dini, Gök-Tanrı inancı adıyla bilinmektedir. Bu inanışa göre Türkler, İslâmiyet"teki gibi tek bir Allah"a inanıyor ve O"na Tanrı (Tengri) diyorlardı. İslâmiyet"te Esmâ-i hüsnâ denilen Allah"ın sıfatlarından bazıları, eski Türk inancında da mevcuttu .

2- Ahiret ve ruhun ölmezliği, her iki inançta da mevcuttu. Türkler cennet için uçmağ (uçmak), cehennem için tamu sözünü kullanmaktaydı.

3-İslâmiyet"te olduğu gibi Gök Tanrı inanışında da Tanrıya kurban sunuluyordu.

4-İslâmiyet"teki gaza ve cihât ile Türklerin dünya üzerinde töreyi hâkim kılmak için yaptıkları savaşlar benzer mahiyettedir. İslâm anlayışına göre savaş sonunda elde edilen ganimet helâldir.
Türklerde ise aynı şekilde yağma geleneği vardır.

5-İslâmiyet"in telkin ettiği ahlakî kurallar, Türk anlayışına da uygun düşmektedir.

Türkler tarih boyunca çeşitli dinlere girmişlerdi. Ancak bu dinler halk arasında değil daha çok idareci kesimde kabul görmüştü. Buna rağmen İslâmiyet dışındaki dinlere girenler Türklüklerini koruyamamışlardır. İslâm dini, millî yapıya uygun olduğu içindir ki Türkler kitleler hâlinde bu dini kabul etmişler ve Türklüklerini korumuşlardır. Türklerin İslâmiyet"e Hizmetleri: Türklerin İslâmiyet"i kabul etmeleri hem İslâm âlemi hem de dünya tarihi açısından büyük sonuçlar doğurmuştur. Türkler, karışıklık içinde bulunan İslâm dünyasının koruyuculuğunu üstlendiler. Selçuklular, Abbasi halifelerini himaye ettiler.

Batıda Haçlı Seferleri"ne, doğuda Moğol akınlarına karşı Türkler tarafından set oluşturuldu . Böylece İslâm dünyası dağılmaktan kurtulmuştur . Bin yıla yakın bir süre Türkler, İslâmiyet"in bayraktarlığını yapmıştır. Gazneli Mahmud"un Hindistan"a kadar yaptığı seferler neticesinde İslâmiyet Hindistan"a kadar ulaşmıştır. Böylece yakın dönemlerde kurulan Pakistan ve Bangladeş"in temelleri atılmıştır. Osmanlı döneminde ise Türkler Balkanlara yerleştiler. Arnavutlar, Bosna-Hersekliler (Boşnaklar) bu dönemde Müslüman oldular.

Türklerin İslâmiyet"e hizmetleri sadece siyasî ve askerî alanla sınırlı kalmamıştır. Devlet idaresi ve askerî yapılanmada bütün İslâm dünyasını etkileyen Türkler, İslâm medeniyetinin gelişmesinde de inkâr edilemez hizmetlerde bulunmuşlardır. Bilim, sanat ve edebiyat alanında İslâm rönesansı, Türklerin katkıları ve sağladıkları huzur ve emniyet sayesinde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla İslâm dininin ve medeniyetinin, dar Arap ve Fars çevresine sıkışıp kalmayarak, evrensel hâle gelmesi yine Türkler sayesinde mümkün olmuştur, demek yanlış olmaz.Meselâ, Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından Bağdat"ta kurulan Nizamiye Medreseleri (1066 ), öyle büyük bir üne sahip oldu ki, bu medreseler İslâm medreselerinin ilk örneği olarak kabul edilmişti. Halbuki Samanoğulları ve Gazneliler devrinde de medreselerin bulunduğu bilinmektedir. Ancak Nizamiye Medreseleri dinî bilimler yanında müspet ilimlerin de okutulduğu ilk medreseler olmakla, modern üniversitelere öncülük etmiştir.

Abbasiler zamanında başlayan eski Yunan ve Helen medeniyetlerine ait eserler ve felsefe akımlarının çevirileri, Türk hâkimiyeti devresinde zirveye ulaşmış idi. Böylece İslâm medeniyetinde büyük gelişmeler olmuştur. Batıda unutulmuş olan Yunan ve Helen medeniyeti, Haçlı Seferleri sayesinde İslâm medeniyeti ile birlikte tekrar Avrupa"ya taşınmıştır. İslâm medeniyetinin öncüleri durumunda olan Türk bilginler bütün dünya tarafından tanınmış ve eserleri yüzyıllarca bilime rehberlik etmiştir. Bu Türk bilginlerinin en ünlüleri Farabi, Birunî ve İbni Sina"dır.


Simdi ben nerelere gideyim kimlere danisayim ??


En iyisi ben talkanli sanal cengaverlere bir sorayim..


MOSKOVA da havalar nasil ?


Muhahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahahaha haha..

Soguk di mi ??


Bu Mesajı Cevapla


Re: Türkler Nasıl Müslümanlaştırıldı?
Yazan Kişi: Alpi003
Tarih: 02-15-04 14:26

Yukarida tarihi ** 651 ** olarak yazmisim **751 ** olacakti ..
Düzeltir Özürlerimi fiskirtirim..

:o)


Bu Mesajı Cevapla


Re: Türkler Nasıl Müslümanlaştırıldı?
Yazan Kişi: Alpi003
Tarih: 02-15-04 14:46

<a href="redirect.jsp?url=http://www.islamiyetgercekleri.org/domuz.html


Domuz" target="_blank">http://www.islamiyetgercekleri.org/domuz.html


Domuz</a> etinin zararı yok ki;

DOMUZ ETİ YİYEN ÜLKELERDE İNSANLAR DAHA UZUN YAŞIYOR


Bu makalenin anafikri, domuz eti yemenin omru uzatacagi degildir. Bu makalenin anafikri, domuz eti yemenin zararli olmadigini, islamiyette bosu bosuna yasaklandigini ifade etmektir.

Avrupa"da ve Japonya"da domuz eti yiyenler insanlarin ortalama omru, domuz eti yemeyen musluman ve yahudilerden kisa degildir.

Islamiyette domuz eti yemeyi Muhammed Kuran adli kitabinda yasaklamistir. Bunu da yahudilikten kopya etmistir. Muslumanlara niye bu yasagin oldugu soruldugunda "domuz eti zararli da ondan dolayi yasaklanmistir.." derler. Halbuki, asagida aciklandigi uzere, bu dogru degildir. Saglikli bir sekilde uretilen domuz eti, saglikli bir sekilde uretilen dana ya da koyun etinden farkli degildir.

Bu nedenle muslumanlara konulan bu yasagin bilimsel bir temeli yoktur. Bugun acliktan sefil durumda olan bazı musluman ulkelerde domuz eti yense belki de bu durumda olmazlardi!..

Islam ükelerinde domuz eti yemez insanlar.. Kuran"da Nahl(16) Suresinin 115.nci Ayeti ile, zorunlu haller disinda domuz eti yenmesi yasaklanmistir:

16/Nahl/115: "Allah, size ancak les, kan, domuz etini, Allah"tan baskasi icin kesileni haram kilmistir. Kim istemeyerek ve sınırı asmayarak yemek zorunda kalirsa, bilsin ki Allah, Gafur ve Rahim"dir."

Domuz eti yenmesi, Musevilik"te de (Yahudilik) yasaklanmistir. Belli ki, Muhammed, Kuran"i hazirlarken bu adeti, tipki erkeklerin sunnet edilmesi gibi aynen Yahudi"lerden almistir.

.........Böyle devam ediyor :o)

Arkadaslarin Kaynaklari bu..

Yani Arablar Türkleri kesti diyen MILLIYETCI (!) kaynak bu :o)


Muhahhahahahahahahahahahahahahahahhaaaha..

Merkezmis herkesmis filan derken
Erken unuttular TÜRKES i ERKEN ....

:o)


IFTIRA yani les yeme aliskanligida yukaridaki sitenin Gösterdigi isiktan geliyor olsa gerek...

Domuz Insan Ömrünü Uzattigina göre les yiyip kan icmekte olsa olsa ABIDELESTIRIR !..

Bol sanslar dilerim..

Iyiki varsiniz !..

Ben sizin gibi insanlarin varligini kabul etmiyordum..
Bu günleride gördüm

:o)

Damarimizdaki asil kan a Gelince bizler onu Bu yurdun bu Din in bekasi icin oluk gibi akitabiliriz..


Akitabiliriz dediysem Akitmadik sanmayin Sakin

SEHIT verdik SEHIT on bine yakin..

Hareket olarak verdigimiz bunlar
Ya daha önce sehit olanlar ?

Düsünmelisiniz SIZ HAZIR VATAN BULANLAR !..

Gecen gecsin !..

BEN VAZ GECMEM DAVAMDAN !..

Bu DAVA VATANDIR ! DINDIR ! MILLETTIR !..
Bu DAVA: Devlet-i ebed Müddettir !..

Bendeki Sevdasi ILELEBEDTIR !..

GECEN GECSIN BEN VAZGECMEM DAVAMDAN !..


YA RABBI !
Müslüman türküm !..

Bu düzen tartmiyor cok agir yüküm TÜRK ve Müslümanlarin yeniden hüküm

Sürecegi zamanlara eristir ..

Efendiler !..
Sizler bu sözleri hak ettiniz. ETTINIZ INKAR ETMEYIN !
Biz Esir-Müslüman Türk derken..
Siz Catlak catlak Öttünüz..ÖTTÜNÜZ INKAR ETMEYIN !

Biz esir Türk ellerinden bahis acinca dün..
Cin Carpmisa dönerdiniz ..EVET CIN !..
Bu yüzden yillarca bize Kin;
Güttünüz..GÜTTÜNÜZ INKAR ETMEYIN !..

Biz emrettikce GÜZELI IYIYI
Durmadiniz Kazdiniz bize KUYUYU

Biz BOZKURT dedikce Siz AYIYI

Tuttunuz..TUTTUNUZ INKAR ETMEYIN !..

Ama simdi Sizdeki Su hallere
Sasiyorum düstünüz yollara..

Allah a Peygamber e Söverek TURAN denen Illere
Gittiniz..GITTINIZ INKAR ETMEYIN !..

Gidin tabii gidin heves ettiniz..

Halkim ibret ile bakiyor Cok Has ettiniz !..

Imansiz Kitapsiz ilimsiz iHANET ICINDE::

FIKREN IFLAS ETTINIZ !..
BITTINIZ !.. Bittiniz.. INKAR ETMEYIN !..

:o)

xbebeginx 10.03.2007 20:50

Selbsterkenntnis
 
ist der erste Schritt zur Besserung :))))) az biraz daha und aus dir könnte ein mensch werden

xbebeginx 10.03.2007 20:57

enayi cok
 
alana satmammi? alanda kabahat :))))))))))

siz ögrettiniz, hirsizlik ne, ückagitcilik ne :))))))

da fällt mir ein super lied ein von grup yorum

“Hapishanelerde ışığıydı hürriyetimin
Ekmeğimin katığıydı sürgünde
Her biten akşamdaydı, her başlayan günde
Büyük kurtuluş düşü memleketimin”*

Yaşamak ne, ölmek ne,
Zulme boyun eğmemek ne
Eşit özgür bir hayatı
Zindanda savunmak ne
Siz öğrettiniz...

Onur ne, adalet ne
Halkını, yurdunu sevmek ne
Ölümün koynunda umudu
Can vererek büyütmek ne
Siz öğrettiniz...

İnanmak ne, bağlanmak ne
Sosyalizme adanmak ne
Gün gelince vatan için
Kahramanca dövüşmek ne
Siz öğrettiniz...

idealkizz26 10.03.2007 22:25

burada satmaya calisma kendini ,
 
daglara daglara orda iyi pazarlarsin kendini :)

idealkizz26 10.03.2007 22:28

acaba apartman cocugumu yoksa baska
 
bi sey cocugumu bilinmiyorlar Apli :)

11.03.2007 12:12

erstma Danke ......
 
an dich HenryMiller , für deinen Beitrag.

Es ist immer wieder das gleiche: Unser Land hat überall Feinde ! ...und der Feind schläft nie *gg

Das war schon immer so und wird sich auch in naher Zukunft nicht ändern.

Warum das so ist erklärt sich eigentlich von selbst:

Jedes Land bzw. jede Gesellschaft hat seine eigenen Wertvorstellungen. In Zusammenhang mit der Kulturellen Entwicklung entsteht eine Art Wertesystem, die die Stabilität der Gesellschaft erst ermöglicht.

Und wie ist unser Wertesystem ?

Unser Wertesystem ist entstanden aus der liebe zu Menschen, der Liebe zu Kunst , dem Wunsch nach Harmonie . Und in erster Linie ist sie entstanden aus der Liebe zu unserem Glauben, dem Islam.

Ganz anders wie in manch anderen Ländern. Wie zum Beispiel USA . Da herrscht ein Wertesystem, welches mit Wohlstand und Kapital in Zusammenhang gebracht wird und damit natürlich auch Ausbeutung und Diskriminierung voraussetzt.

Was uns Türken verbindet und stark macht ?

Doch wohl eher der Glauben an das Gute im Menschen , sowie der Glauben an das Höhere , der Hingabe zu einem Leben in Vernunft.
Wie oft sagt man : "Hayirlisi olsun ..." ????

Was unser Ziel ist wir hierdurch ganz deutlich , wie ich finde . Eine Gesellschaft , die in liebe und Harmonie zusammen lebt.

Fakt ist . Jeder, der sich diesem Wertesystem zu eigen machen möchte und es akzeptiert, ist Herzlichts eingeladen , daran teilzuhaben .

Fakt ist auch, dass wir uns selbst mit unseren Feinen an einen Tisch setzen , um Lösungen zu suchen , für ein gemeinsames friedliches Miteinander .

Der Beweis dafür ist doch auch unbestritten !!
In der Türkei leben so viele Menschen friedlich und in Harmonie miteinander , die oft einen verschiedenen Glauben , oder anderer Herkunft sind .
Das natürlich einige diesen Frieden stören möchten, ist doch wohl eher ein Beweis , dass wir auf dem richtigen Weg sind.
Das dazu auch Minderheiten ausgenutzt und instrumentalisiert werden versteht sich auch von selbst.

Naja , lasst euch an dieser Stelle gesagt sein : Wir sind unkaputtbar ;-)

Ob ich für mein Land sterben würde ??
Ja , jeder Zeit . Lohnt es sich nicht für diese Werte zu kämpfen ?

idealkizz26 11.03.2007 12:34

Ein leerer Eimer macht viel Lärm :)
 
mesela ayni senin cikardigin gibi :)

11.03.2007 23:27

olayi farkli boyutlara cekme
 
ezbere laflariniz biterse böyle copy+paste lara gecersiniz..diyecek bir seyiniz yok..bozacinin sahidi siraci misali koymus sarki sözleri buraya..terörist gruplara sarki yazan gruplarla isim olmaz benim

12.03.2007 11:08

"Deutsche machen alle Türken fertig"
 
<a href="redirect.jsp?url=http://www.heise.de/tp/r4/artikel/24/24805/1.html" target="_blank">http://www.heise.de/tp/r4/artikel/24/24805/1.html</a>

inscene 12.03.2007 12:33

und jetzt
 
kennt man doch alles schon

henrymiller 13.03.2007 00:08

Boykottiert Produkte aus der Schweiz!
 
Kauft keine Produkte mehr aus der Schweiz ein!We don"t need products "Made in Swiss"!

Angefangen mit Babynahrung des schweizer Unternehmen Nestle bis hin zu Schweizer Kapitalanlagen! Türkische Mütter kauft Bio-Produkte von Dr. Hipp, der übrigens auch mit seinem guten Namen bürgt, anstatt Alete, die möglicherweise genmanipulierten Produkte aus den Nestle-Labors!

Kündigt eure Konten in der Schweiz, da das schweizer Bankengeheimnis sowieso löchrig ist wie schweizer Käse. Legt eure "harten" Euros besser in Liechtenstein oder auf den britischen Kanalinseln wie z.B. Jersey oder Guernsey an!

Warum? Weil der Schwachkopf Dogu Perinçek die erste Person ist(und ausgerechnet auch ein türkischer linker Politiker), die wegen Leugnung des Völkermordes an den Armeniern verurteilt wurde!


<a href="redirect.jsp?url=http://www.berlinerumschau.com/index.php?set_language=de&cccpage=10032007ArtikelP olitik3



http://www.swissinfo.org/ger/startseite/detail/Ein_Prozess_und_viele_Fragen.html?siteSect=105&sid =7586500&cKey=1173164740000



http://www.swissinfo.org/ger/aktualitaet/detail/Dogu_Perin_ek_wegen_Voelkermord_Leugnung_verurteil t.html?siteSect=106&sid=7603421&cKey=1173536931000



Interessant" target="_blank">http://www.berlinerumschau.com/index.php?set_language=de&cccpage=10032007ArtikelP olitik3



http://www.swissinfo.org/ger/startseite/detail/Ein_Prozess_und_viele_Fragen.html?siteSect=105&sid =7586500&cKey=1173164740000



http://www.swissinfo.org/ger/aktualitaet/detail/Dogu_Perin_ek_wegen_Voelkermord_Leugnung_verurteil t.html?siteSect=106&sid=7603421&cKey=1173536931000



Interessant</a> wie die armenische Diasporadiese Verurteilung in der Schweiz sieht. Interessant auch deshalb, weil die sehr einflußreiche und finanzstarke "Gesellschaft Schweiz - Armenien" (GSA) als Zivilklägerin auftrat und diesen Prozess (vorerst) als Sieg und Genugtuung in erster Linie gegenüber den türkischen Staat ansieht.


<a href="redirect.jsp?url=http://www.armenian.ch/forum/board/viewtopic.php?p=10757&sid=cc0d773a29799feaef0838b9 dec08903" target="_blank">http://www.armenian.ch/forum/board/viewtopic.php?p=10757&sid=cc0d773a29799feaef0838b9 dec08903</a>

henrymiller 13.03.2007 00:12

Links --->
 
<a href="redirect.jsp?url=http://www.swissinfo.org/ger/startseite/detail/Ein_Prozess_und_viele_Fragen.html?siteSect=105&sid =7586500&cKey=1173164740000
" target="_blank">http://www.swissinfo.org/ger/startseite/detail/Ein_Prozess_und_viele_Fragen.html?siteSect=105&sid =7586500&cKey=1173164740000
</a>






<a href="redirect.jsp?url=http://www.swissinfo.org/ger/aktualitaet/detail/Dogu_Perin_ek_wegen_Voelkermord_Leugnung_verurteil t.html?siteSect=106&sid=7603421&cKey=1173536931000
" target="_blank">http://www.swissinfo.org/ger/aktualitaet/detail/Dogu_Perin_ek_wegen_Voelkermord_Leugnung_verurteil t.html?siteSect=106&sid=7603421&cKey=1173536931000
</a>





<a href="redirect.jsp?url=http://www.berlinerumschau.com/index.php?set_language=de&cccpage=10032007ArtikelP olitik3
" target="_blank">http://www.berlinerumschau.com/index.php?set_language=de&cccpage=10032007ArtikelP olitik3
</a>

henrymiller 13.03.2007 00:17

Die links kopieren und in Adressleiste..
 
eingeben! Die Verlinkung funktioniert bei Vaybee nicht oder ich bin zu doof dafür...neyse soory für die Umstände. :-)

13.03.2007 00:48

ja ja die schweiz
 
wohlstand durch nazigold..das sagt ja schon alles

inscene 13.03.2007 11:45

Schon wieder
 
Was soll das bringen....

henrymiller 13.03.2007 16:23

Ein Land dort treffen, ...
 
...wo es am meisten wehtut: Und zwar am bzw. beim Kapital! Das die Schweiz korrumpierbar ist und für Geld alles tut, ist nix neues!

Also Boykott! ;-)

henrymiller 13.03.2007 18:07

Mann, Mann...sen Bakirköy"den kactiysan
 
...seni mutlaka tanimaliyim! :-) Ama sen daha beter yerden kacmi$ olmalisin yüzde yüz! :-)

henrymiller 13.03.2007 18:11

Vatan icin seni"de düdüklerim yani...
 
...mecbur kalirsam.

Aber freiwillig würde ich dich nicht einmal mit der Kneifzange anpacken! :-))

henrymiller 13.03.2007 18:14

Senin insanligin nerede biraktin öylese?
 
Senin bahsettin konu ba$ka kitab"da dir ve Politika"la ahlakasi yok!

henrymiller 13.03.2007 18:15

Dann fang" bei dir doch an!? :-)) o.T.
 
ohne Text

henrymiller 13.03.2007 18:46

Keine Ursache!
 
Aber man sollte den Nationalismus auch nicht all zu sehr übertreiben...dermi$im! ;-)


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 21:13 Uhr.