Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

28.07.2005 12:35

TÜRKIYE LAIK degildir !.. ISLAM LAIKTIR
 
Türkiye Ruhban sinifini Anayasal koruma altina almistir !..
Islam Ruhbaniyeti RED eder !..

Bütün gercek Müslümanlar Laiktir !..
Müsrikler Ise RUHBAN sinifina KULDUR !.. Allahin ayetlerine karsi isyan icindedir !..

EY INSANLAR RAYILESMEYIN !.. ( davar Sürüsüne dönüsmeyin ) ( Kuran-i KERIM )

**

Sonra onların eserleri üzere, resullerimizi art arda gönderdik. Meryem"in oğlu İsa"yı da onların ardınca gönderdik. Ona İncil"i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Bir bid"at olarak ortaya çıkardıkları ruhbaniyeti, onlar üzerine biz yazmamıştık. Allah"ın rızasını kazanmak için ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman edenlerine ödüllerini verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmış Fasiklardir.( Hadid,27 )

**


Laiklik SEKÜLARIZM ( Dünyevilik ) anlaminda alindiginda da Islam a aykiri degil Uygundur.

Cünkü Islam da dünyevilesme Hristiyanligin aksine Kötü bir algilama degildir Kuran kendi mensuplarini Hem dünya da hem ahiret de güzellik Isteyen insanlar olarak tanitir.

"Nihayet hac ibadetlerinizi bitirdiğinizde, bir zamanlar atalarınızı andığınız gibi hatta daha coşkulu bir anışla Allah"ı anın. Çünkü insanların bir takımı: "Rabbimiz, bize dünyada ver!" der. Ona ahirette bir kısmet yoktur.


Kimisi de: "Rabbimiz, bize dünyada bir güzellik, ahirette de bir güzellik ver ve bizi ateş azabından koru!" der.


İşte bunlara kazandıklarından bir nasip vardır. Allah"ın hesabı çok çabuktur." ( Bakara 200-203 )

ayrica KURAN : " Dünya dan nasibini Unutma ( Kassas 77 ) emrini de verir.

Ayrica islam da Ruhu öne cikarip bedeni de kötülemek yoktur ruhbanlikta oldugu Gibi :o)

Islam Dünya ile ahiret in bedenle ruhun Uyusmasini dengede bulunmasini Kucaklasmasini Ister..

BIRLIK ve BIRLIKTELIK olan TEVHID in bir anlamida bu denge ve kucaklasmadir.

Sekülarizm acisindan alirsak ISLAM yine LAIKTIR !..

**


Islam da Hilafet diye bir muessese yoktur!..

Bakara 30-33 de bildirilen Halife ontolojik anlam tasir. SIYASAL hic bir Anlami yoktur.

Bu Cihanda hic kimse Allah adina Kitleleri yönetemez. Allahin Halifesi olamaz.

** SEN INSANLAR ÜZERINDE BIR VEKIL DEGILSIN !!.. ** ( 6/66,107; 10/108;39/41;42/6 )

Cenab-i ALLAH bunu Alemlere rahmet olarak gönderdigi Peygamberine diyor.

Siz kimi nasil ve neye dayanarak HALIFE ilan ediyorsunuz ?..

**

Laiklik Sinif tanimaz Her din e ayni derecede saygi gösterir.
Insanlar Allah adina Fetva veremezler Devlet yönetemezler.

LAIKLIK: Kelime anlami ve tarihsel yapisiyla Din sinifina Ruhbanliga bagli olmayan kurum demektir.

KURAN Ruhbanligi: DIN de TÜREDILIK- BIDAT olarak göstermektedir ( hadid ;27 )

Bu demektir ki Bütün Müslümanlar Laiktir. Cünkü hic bir Müslüman Bir din sinifina ait degildir ve OLAMAZ !..
ISLAM böyle bir sinifin varligini DIN e aykiri bulur !..

O halde siz neyin savunmasini yapiyorsunuz ?

Yoksa KURAN i ve Her türlü sosyalizasyon anlayisi ile bir Cumhuriyet olan ISLAM i Kaal e almiyor musunuz ?


NE ?

:o)

28.07.2005 12:44

MÜNAFIK Mehmet AKIF
 
Beserin taptigi bir kendisinin Heykelidir;
Dinlemem etse de Allah i bütün gün takdis.
Ben bu melun putun ugrunda geberdim hala
Kabaran kokmus icimden; " Yasasin nefs-i NEFIS "

M. Akif ERSOY
Hilvan,12 Temmuz 1348 ( 1932 )



**


Bu arkadaslarin Ruh-u Islami telakkilerine göre M.Akif Ersoy bir münafik bakin neler yaziyor utanmadan :o)




Müslüman unsuru Gayet geri dogru
Su kadar var ki degildir bu onun mahzuru
**MÜSLÜMANLIK ** denilen ruh-u ILAHI arasak
**MÜSLÜMANIZ ** diyen Insan yiginindan ne uzak !


O uzun hirkasinin yeni yerlerde HOCA
Hem bakarsin esi yok DIN e tecavüzünde
Hem ne söylersen olur hemen DIN i rencide
Milletin hayri icin ne düsünsen: BIDAT
SER i tagyir ile tezir ise: Hasa SÜNNET !

Ne HÜDA dan SIKILIRLAR, ne de PEYGAMBER den
Bu ilimsiz hocalardan Bu BEYINSIZLERDEN
Cekecek memleketin hali ne olmaz DÜSÜNÜN !
Sayisiz MEDRESE var gerci BUHARA da bu gün
Okunan dan ne haber ? On para etmez fenler
Ne Bu dünya da soran var ne UKBA da gecer
Udeba dogrusu pek cok,Kimi görsen SAIR
Yanliz siirine mevzu Iki seyden biridir

KOCA MILLET ! Edebiyati ya Oglan ya KARI
Nefs-i emera hizasinda henüz duygulari ( Insana her seyi buyuran her tacavüzü hak gösteren nefis )
Sonra tenkide Giris:hepsi tasavvufla dolu :o)
Var mi SUFFI ye bilmem Ibahiyye kolu
Icilir,türlü senaatler olur bi PERVA
Hafizi ortada Divani : KITAB-ÜL-FETVA !

** Gönül Incitmede keyfin neyi isterse becer **
Hurafe meslegi:ala hem ucuz hem de SEKER !

DIN i tedkik edeceksek,dönelim haydi GERI
Alalim Nes"et-i ISLAM a yakin bir devri
O ne dehsetli TERAKKI ,o ne müthis SÜRAT
Öyle bir harika Gösterdi mi Insaniyat ?

Ne yazik ki hayir !..

Ya ILAHI bize tevfikini gönder..........Amin !
Dogru yol hangisidir millete göster ...Amin !

Boguyor islam i azgin bir FITNE
KITA lar kayniyarak gitti o GIRDAP icine !
Mahvolan aileler bir sürü Ma"sumundur
Kalan AVARELERIN halide MALUMUNDUR !

Nasil olmaz ki ?Tezelzül veriyor arsa enin
Dinsin artik bu Hazin VELVELE YA RAB ...Amin !

Müslüman mülkünü her yerde felaket vurdu
Bir Bu Toprak kaliyor DINIMIZIN en son YURDU !
Bu da cignendimi,Cignendi demek SER-I MÜBIN;
HAK-SAR EYLEME YA RAB onu olsun....... Amin !

Ve-l-hamdüllillahi Rabb-il-alemin

M.Akif ERSOY






Anliyormusunuz Bütün Bu felaketlerin sebebini:



O uzun hirkasinin yeni yerlerde HOCA
Hem bakarsin esi yok DIN e tecavüzünde
Hem ne söylersen olur hemen DIN i rencide
Milletin hayri icin ne düsünsen: BIDAT
SER i tagyir ile tezir ise: Hasa SÜNNET !

Fazla söze ne gerek ?..

Esine az rastlanir bir aydin Müslüman olan M.Akif i de yobaz yapmaya calisirlar :o)

madem öyleydi yani Hilafetciydi Neden Acaba Halife 1920 yilinda " DARÜLHADIS " baskanligindan Azletti ?..
Cünkü M.Akif Balikesir de Halki Ingilizlere karsi savasmaya cagirmisti :o)

neden acaba Hilafet M.Akif in Cikarttigi CERIDE adli dergiyi kapatti Matbaasini basti?..Son anda kacmisti Akif :o)

Nedenini ben söyleyeyim.Düsman a Isyan Diyordu Akif..
YA ISTIKLAL ya ÖLÜM Diyordu AKIF ..
Peki halife Neden kiziyordu ?..

Tuhaf.. .o)

Daha sonra ankara da Yeni gün adli gazeteye yazmaya basladi Akif.

Dostlarim Bakin Yobazlar onu Sürgüne gönderirler ve ne Hikmetse Akif Sürgünden SIKILMIS olacak :o) gelir ve istanbul da tedavi olur ve Hakkin Rahmetine kavusur..

Nasil bir Sürgün bu?..

Simdi Nazim hikmet in sürgününe bakarsak Sürgün ün ne oldugunu Iyi anlariz :o)

Adamin kemiklerini bile getiremiyorlar Hala .:o)

Bakin mehmet akif in sürgünü :o)
Prens Abbas Halim Pasa nin Daveti üzerine 1923 yilinda MISIR a gitmesi ile gerceklesmistir. O kis misir da kalmis Bahar da Istanbul a dönmüstür.

Artik Kislari Misir da Baharlari Istanbul da gecirmeye baslamistir ve prens Abbas halim Pasa nin katkilari ile gecim problemini cözmüstür.

Daha sonra 1926 yilinda Misir Üniversitesi Profesörlüge baslamistir.

Siroz Hastaligina yakalaninca Misir dan Lübnan a oradan antakya ya ( Hava degisimi Tavsiyesi üzerine ) oradan da Istanbul a gelmistir.

Degisik bir Sürgün :o)

Ayrica münafik M.akif Halife nin Yaninda yer almak yerine Büyük Millet meclisine Millet vekili olmayi tercih etmistir. :o)

Ve ne gariptir ki M. AKIF Sreriatci hilafetci oldugu halde CUMHURIYET aleyhine bir tek siir yazmamistir.

Halife nin aleyhine yazdigi siiri alta aktarivereyim hemen..

Bu Utanmaz Takkeli ve tekkeci seytan yamaklarinin Mehmet Akif gibi bir aydin Müslüman i Tekkelerine Bas mabeynci yapma calismalari da böylece Utanmazliklarinin Su yüzüne cikmasi ile sona ermis bulunuyor Sevgili dostlarim..

Sairimizin O ölümsüz ifadesi ile:

Bunlarda eksik olan IRFAN !..
Öyleyse biraz haya etseler ya SAKLABANLIKDAN !..

Olmuyor gördügünüz gibi.. :o)

bunlarin Dinleri gibi Hayatlari da YALAN !

28.07.2005 12:48

Vatan sever HALIFE :o)
 
Coktan beridir vardi benim bir derdim
Gideyim ZALIM i ikaz edeyim isterdim
O,bizim cami uzaktir gelemez,mani ne?
Giderim ben diyerek vardim onun camiine

Kafes ardinda Hanimlar gibi sakliydi HAMID
Koca sevketlü !Hakikat bunu etmezdim ümid
Belki kirk elli bin askerle sarilmi yildiz
O silahsörler o al fesli herifler sayisiz

Nee mal olmakta seyret herifin bir namazi
Sade altmis bin adam kaldi namazsiz ..en azi
Hele tebziri asan masrafi dersen sorma
Gördügüm maskaralik gitti de artik zoruma

Dedim ki: Bunca zamandir nedir bu gizlenmek ?
Biraz meydana ciksan da hasbihal etsek
Adam mi cin misin nesin ? Yok ne bir gören ne bir eden
Ya cünkü saklaniyorsun bucak bucak bizden
Degil mi saklaniyorsun demek korkudasin
Ya cünkü korkan adamlar gerek ki saklansin

Degil mi Korkudasin var bir kabahatin mutlak.. ( Safahat; Asim )



Diye yazan M. Akif ERSOY ne demek istemis Halife nin kabahati neydi ?
Neden Ümmetinden saklaniyordu ?





Bunlari yazan Akif Müslüman degil miydi ?

Halk Kandirilip Inkilaplar yapildi :o)
Peki halife neredeydi ?


Ne bileyim ben :o)

Hem o kadar sormayin Alimallah KAFIR Olursunuz :o)

28.07.2005 12:55

Azdin ve Allah i Kandiracaksin ? :o)
 
Bir Sarikli salagin önünde Durunca pezevenklite ZINA da serbest oluyor yani..
Degisik bir Din anlayisi..

:o)

Islam Böyle salakca Bir Nikahi red eder..
Islam da Hoca nikahi yoktur !..
AKIT vardir.

Kamu otoritesinin Tanimadigi Bir Nikah Akit degildir yani Devlet teminati altinda Vukuu bulmuus bir nikah degildir.

taraflarin haklarini korumaz..

ISLAM DISIDIR "!..

T.C. devletinin yaptigi Nikah AKITTIR ve Kuran a ISLAM a uygundur.

28.07.2005 13:04

HADIS REZALETI :o)
 
Benden Kur"an disinda hicbir sey yazmayin. Kim benden Kur"an disinda birsey yazmissa onu imha etsin" (Muslim, Zuhd- 72, Ahmed b. Hanbel 3/12, 21, 39)
"Ebu Bekir, Resul"un olumunden sonra muslumanlari toplayarak sunlari soyledi:"Sizler resulden farkli farkli hadisler rivayet ediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha buyuk anlasmazliklara dusecekler. Allah resulunden hicbir hadis nakletmeyin! Sizden hadis rivayet etmek isteyenlere deyiniz ki:Iste Allah Teala"nin kitabi ortamizda;onun helalini helal kilin, haramini haram gorun." (ez-Zehabi, Tezkitatu"l Huffaz C. I. s. 3, aktaran Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sunnetin Aydinlatilmasi, shf. 25-26)
"Omer halktan beraberinde bulunan hadis nushalarini getirmelerini istedi. Bilahare bunlarin yakilmasini emrederek sunu soyledi: "Kitap ehli"nin misnasi gibi, muslumanlarinda misnasidir bunlar"" (Ibn Sa"d et Tabaqat, aktaran Ebu Reyye, a. g. e. )


"Resul der:Rabbim toplumum bu Kurani terk edilmis birakti." (Kuran, 25:30)
"Gercek su ki bu Kuran sana ve toplumuna oguttur. Bundan sorumlu tutulacaksiniz" (Kuran, 43:44)



Ey benim Canim halkim !..

Kuran dan sorumlusunuz !..
Hic kimse sizi Hadislerden sorguya cekmeyecek..

Insanlar Ahiretlerini Rivayet üstüne yaparlarsa helak olurlar..

Secim sizin..

28.07.2005 13:09

KURAN HIKMETI
 
44. Ve muhakkak ki o (Kur"an) hem senin için, hem kavmin için bir şereftir ve ileride bundan sorulacaksınız. ( Zühruf )

29. Bana geldikten sonra Kur"an, vallahi o beni saptırdı." Öyle ya şeytan insanı yapayalnız, yardımsız bırakır.

30. Peygamber de dedi ki: "Ey Rabbim, kavmim bu Kur"an"ı bir kenara itip bıraktılar" ( Furkan )

**

30- Peygamber de, Ya Rab! demekte, yani bir taraftan da Peygamber Allah"a şöyle şikayet etmektedir: Kavmim bu Kur"ân"ı mehcur tuttular. Mehcur tutmak iki anlama gelir birisi terkedip uzak durmak, onunla amel etmemektir. Zira bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: "Her kim de Kur"ân"ı öğrenir de Mushaf"ını asar, ilgilenmez ve bakmazsa; kıyamet günü gelir, yakasına sarılır "ya Rab! Bu kulun beni mehcûr tuttu (beni terkedip uzak kaldı, benimle amel etmedi), benimle arasında hüküm ver" der." Diğer anlamı ise; hakkında saçma sapan konuştular, evvelkilerin uydurma masalları dediler, demektir. Peygamberin bu şekilde şikayetini söylemek büyük bir tehdittir. Çünkü peygamberler kavmini Allah"a şikayet ettikleri zaman haklarında azab çabuklaştırılmış olur.


Simdi yukarida verdigim peygamber tarafindan yasak edilmis Hadisler rivayet ederek, Bir de bu yasaklamanin üzerine Her biri 750.000 Hadis iceren kitaplar yazan Zavalli Insanlarin hali nicedir ?..

Bunlari din yaparak Kuran i dislayan ve " KURAN YETMEZ " Vecizesini Aktuel tutan Islam cografyasinin Hali Malumumuzdur..

Hak rabbinden gelir sakin Bundan süpheye düsenlerden olma ( Kuran-i KERIM )

28.07.2005 13:14

YEZID ve YEZIDILIK nedir ?..
 
Bu Bir ekoldür..
Müslümanlarin lanetledigi iki isme dayanir.
birincisi "" MEL" UN "" Yani Iblis

Ikincisi ise MEL"UN YEZID bin MUAVIYE..
Sufi Yapilanmaya sahip olan YEZIDILIK Islam Cografyasina IBLIS i kutsayan tek olusumdur !..

Kendisini Nisbet ettigi YEZID de Kurucu olarak andiklari kiside birer EMEVI dir !..

Dogrusunu Söylemek geekirse Seytana Tapan bir Toplum icin en ideal iki dayanak .o)

Allah in hikmetine bakin ki,Müslüman cografyalardan cikan bir seytan dini,Islam in vahye dayali yapisini yozlastirarak Islam adi altinda keyfine uygun bir saltanat ve SEYTANET dini olusturan bir soyun biri KRAL ikincisi SEYH ünvani tasiyan iki adamin adina nisbet ediliyor.

Islam düsünce tarihinde:

Seytana tapanlar mezhebi olarak taninan YEZIDILIK iyi incelenirse Kuran dan koparilan bir dinin ( Islam adi altinda ) ne hale gelebileceginin ibret dolu örnegini bize verebilir.
Yeter ki iki yüzlülüge gitmeden bilimsellik disinda bir kaygi gütmeden gercegi oldugu gibi ortaya koymak isteyelim..

Geleneksel din anlayisinin :

** sünnete en icten bagli olan mezhep ** Diye tanimladigi EHLISÜNNET mezhebinin yozlasmasi ile olusan ve kurucusunun temel esride:

"" ITIKADU EHLI"S-SÜNNE ve-l -CEMAA"" ( Ehli sünnet mezhebinin inanc esaslari ) adini tasiyan yezidilik.Emevi soyunun saltanat ve menfeatlerine uygun olarak yeniden yapilandirdigi bir anlayisin dinlesmesindeki ibret dolu tablolarin Tümünü önümüze koymaktadir.

Bu tablolari gördükten sonra anliyabiliyoruz ki:

Kuran a Hesap vermek yerine ARAP-EMEVI teolojisine hesap vermeyi esas alan EMEVICI-YEZIDCI sözde Islam veya Islamci yaklasimlar ne olursa olsun sonucta ve pratikte Birer SEYTANCI FIRKA dinine dönüsebilmektedirler.

Bunlarla ilgili cok seyler söylenebilir fakat bunlar hakkinda iki sey söylemek kacinilmazdir.

1) Bu yezidci Mezhep veya dinler KURAN DISIDIR !..

2)Bunlar arap-Emevi Zihniyetini elestirmeyi din disina cikmak,din e kötülük etmek olarak algilamaktadir.

Bu bir anlamda Islam adina kuran yerine Emevi örflerini hz.Peygamber in yerine de Emevi seflerini Koymak demektir.Bu iki ana kabulden yola cikan yezidilik Buna zaman icinde SEYTAN i da kutsamayi eklemistir..

Tartisilmaz ve Mutlaka alti cizilmesi gereken olgu:

Omurga noktanin Kuran disilik ve Emeviperestlik oldugudur.

Burada Birakip sizleri dinlemeyi uygun görüyorum :o)

Daha sonra yezidi kurucusu olan seyh Adi ve KARA MUSHAF ( Mushaf-i RES )


** Kitabu"l -CILVE ** adli Iki Kutsal kitabi inceleyelim

simdilik hoscakalin

:o)

xstudentxnrw 28.07.2005 13:18

die armenier verstehen sich schön in
 
verschleierung mein lieber ;)
sie reden von eine million opfer der "umsiedelung".. das ist nicht die zahl der toten.. die zahl der nicht armenier, die von den umgesiedelten armeniern umgebracht worden sind, sind weit größer als die der verstorbenen armenier..

die westlichen staaten haben sich noch nie für gewalt an muslimen interessiert.. deswegen haben sie auch lange bei bosnien zugeschaut.. aber weil es mitten in europa war, konnten sie nicht al zu lange warten.. aber einige moslems sollten schon abgeschlachtet werden.. so lange hat man abgewartet.. als im osmanischen reich von den armeniern andere abgeschlachtet wurden hat es die franzosen und die engländer nicht tangiert.. war doch nicht schlecht.. dazu kann man noch eine menge mehr schreiben.. aber das interessiert kaum einen europäer.. zumindest nicht die führenden positionen.. das volk hört sich die medien an und glaubt öfter dem was erzählt wird.. was die türkei versucht zu sagen, wird hier kaum bis gar nicht in den medien erwäht..

wieso wird so eine taktik gefahren? was haben einige politiker an der türkei auszusetzen, dass sie so gut es geht nur nachrichten mit negativem touch versuchen rauszusuchen und diese hier zu veröffentlichen?

wer ein wenig nachdenkt, dem wird das schon auffallen!

28.07.2005 13:24

Hizir a ilyas diyenler
 
Onu Musa ya da arkadas yaparlar..
Kuran da böyle zirvalar yoktur..
ilyas ilyas tir musa musa..

Hizir olsa yazmamaya bir Mani mi var ?..

xstudentxnrw 28.07.2005 13:26

Atheist alpiler varsa.. alpilerin hepsim
 
i atheist oluyor.. alpilerin hepsinimi sapiklikla damgalamak gerekiyor?

28.07.2005 13:35

Gayet tabii degil.. o.T.
 
ohne Text

28.07.2005 13:35

Gayet tabii degil.. o.T.
 
ohne Text

xstudentxnrw 28.07.2005 13:35

wir wissen, dass im kuran nichts verände
 
rt wurde..
man kann nicht gott=Allah sagen..

das glaubensbekenntnis sagt folgendes:
es gibt keinen gott außer Allah

man kann also gott und Allah nicht gleichsetzen.. das was hinter den worten steht ist nicht ganz genau dasselbe!

man muss auch genau wissen was mit ungläubig gemeint ist..

frag mal den papst ob er den islam als einen glauben ansieht bzw ob er daran glaubt, dass Muhammed (sav) ein prophet ist..
und frag ihn auch mal ob jesus ein prophet ist.

wer nach dem kuran nicht daran glaubt, dass jesus ein prophet ist, glaubt somit nichtan einige kuranverse.. und wer nicht an ein kuranvers glaubt, begeht somit kufr.. das kannst du mit ungläubig bezeichnen..

28.07.2005 13:37

o.T.
 
ama ne yazik kmi ülkemizde bilhassa anadolu da hüküm süren tarikatcilik Islam adina hareket ediyor ve ne yazik ki bütün alpi leri lekeliyor..

O zaman gel islam cografyalarinda gelisebilecek Bir Seytancilik dininin cok anlamli ve Ibretli bir prototipini veren yezidilik ayrintilarina bakalim..

Bu ayrintilar icin öncelikle Mezhepler tarihi alaninin otoritelerinden biri olan

Prof.Dr.ethem Ruhi FUGLALI nin klasik kaynaklarin tümünü büyük bir tarafsizlikla degerlendiren bilimsel eserine basvuralim

SEYH Adi ye," Kitabu"l -Cilve "" ve Musaf-i res ( Kara musaf ) adlariyla iki eser isnat edilmektedir.

Yezidilik Dininin Kutsal kitaplari bunlardir.
Insan üstü görülen varlik ve kisiler ise:

YEZID bin MUAVIYE ve Adi bin MÜSAFIR dir ..

Seyh adi nin elde bulunan Tek eseri :
Itikadu Ehli"s-Sünne ve"l- Cemaa dir.ayrica abbas el-Azzavi ,amerika da Princeton Üniversitesi Kütüphanesinde 2667 numarada kayitli raf da Adi b. Müsafir e ait 4 Risale den bahs etmektedir.

Bunun yaninda Musul balisi M.NURI nin : ** Abede-i IBLIS ** adli eseri de incelenmelidir.( Iblis in Kullari )

Bu zat Yezidileri yakindan incelemis Inanc ve gelenekleri hakkinda bilgi toplamis ve bu eseri yazmistir.

Yezidilik temelde SÜNNI bir firkadir. Bu yüzden Ehlisünnet tarihcileri icin bu durum yukari tükürsen biyik asagi tükürsen sakal halini alir :o)

Onlar sunu diyebilseler Sünni kesim de rahatlar:

Ey Ahali !..

Bu Mezhep KURAN yerine Arap-Emevi örflerini Dinlestiren ve emevi seflerine dil uzatmamayi esas alan bir Sözde Islamcilik in sonun nereye varacagini göstermesi bakimindan ILAHI bir IBRET LEVHASIDIR !.
Bu Ibret levhasindan ders almaniz icin gercegi tüm ciplakligi oile ortaya koyuyoruz..

ISIK BIZDEN YOLU YÜRÜMEK sizden !..

Evet Bunu Diyememisler Ve Seytana Tapanlari senin dedigin gibi bizimle alakalari yoktur seklinde gecistirmeye kalkmislardir.


Simdi sana FIGILALI nin ** Cagimizdaki Itikadi Islam Mezhepleri ** adli esrinden Yezidilik Bölümünün ( sayfa 255-265 ) Bölümünü özetliyerek aktarayim

Söyle yaziyor Profesör Figlali:

** Su anda elimizde bulunan malzemeye göre Bu Fikra nin YEZID ismi,Yezid bin MUAVIYE ( ölm.64 / 683 )den gelmektedir.Kaynagi bakimindan da bu Yezid in soyundan gelen SEYH ADI b. Müsafür e dayanmaktadir.Bu toplulugun,bir NUR olarak gördükleri diger insanlardan farkli olarak dogduguna inandiklari ve ** SULTAN YEZID ** diye andiklari Yezid b. MUAVIYE den dolayi bu adla anildiklari GERCEKTIR !.

Ünlü Emevi politikacisi MERVAN in Torunlarindan olan SEYH Adi b.MÜSAFIR Suriye de Baalbek yakinlarinda dogmus ve o bölgede yetismistir.Zamaninda cok meshur olmus bir SUFI dir.Ünlü Tarikat PIRI Abdülkdir el-GEYLANI ile hacca gitmis dört yil medine de kalmistir.daha sonra bölge halkini Yönlendirmek icin Hakkari ye gelmis ve LASES de bir tekke kurmustur..Ehlisünnet mezhebinin Kurtulan Firka oldugunu ileri sürmüs,MUAVIYE bin Ebu SÜFYAN i savunumustur. ( Yani sizi Kurtaran bu devedir )

Eseri KITABU"L CILVE ye göre:

Bütün yaratilmislardan önce Melek-i TAVUS yani SEYTAN vardi.Kendi secilmis milletini aydinlatmasi icin EZELI varlik olan ABTAVUS onu dünya ya gönderdi..

MUSAF-I RES ( Kara Mushaf ) te Bazi yasajklar siralanmistir:
Marul,bakla,lahana,balik,geyik ve horoz eti yemek yasaktir.
Özellikle HOROZ Kutsaldir.
Seyh adi tarfindan yapilan tüm heykellerin tümü HOROZ seklinde yapilmistir.

Koyu mavi elbise giymek hamam ve hela ya girmak de HARAMDIR !.

YEZID ve SEYTAN a lanet ve haklaret ifade eden Kelimeler kullanmak da HARAMDIR !

Yezdilik de Imanin sartlarindan biri de Muaviye oglu Yezid in insanligin sevinc ve isik sultani oldugunu bütün kalbiyle kabul etmektir.

Yezidiler Ateist veya dinsiz degil MÜSRIKTIR !. Allah in varligina Inanirlar Namaz kilip oruc tutarlar Tipki Atalari Mekke müsriklerinin Ibadet ettigi gibi..

Yezidilerin Dinsel görevleri sunlardan olusur:

Namaz: Sabah ve aksam kilinir.Namaz dan önce eller ve yüz yikanir

Oruc: Özel ve genel olarak iki cesittir.Özel orucu din adamlari tutar.20 gün temmuz da..
Genel oruc her yezidi nin tuttugu aralik basinda 3 gün oructur.

HAC: Adi ve babasi Müsafir in türbelerinin bulundugu yeri ziyaret HAC demektir.20-30 eylül arasi yapilir.

Zekat: Mürid denilen halk tabakasi Gelirlerinin yüzde onunu SEYH lere verirler yüzde besini PIR lere Yüzde iki bucuk unu da Fakirlere verirler

Evet YEZIDILIK bu Görünümü ile tam Bir TARIKAT dini görünümü vermektedir

Bu arada Yedek Ilahli tarikat dinciliginde,Emevi soyuna Duyulan Muhabbet ve onlarin isimlerini Tipki Hz. MUHAMMED gibi ** Hz.** ekleyerek anmanin adet haline getirildigini hatirlayalim :o)

Ayrica su olgular da YEZITCI SIRK i bir bicimde hatirlatan unsurlar olarak Hatirliyabiliriz:

SEYHLERI kutsamak ve SEFAAT ci kabul etmek
Onlarin Türbelerini Ziyareti Ibadet haline getirmek..
Hatta türbelere RABITA adi ile Yezidilik de oldugundan daha ileri bir takdis getirmis olmak.
Gelirin bir kismini SEYH ve EFENDI lere aktarmak.
Emevi KODAMAnlarini UDUL yani günahsiz göstermek.Ve onlari ** Hz ** demeden ananlari SAHABE ye saygisizlikla suclamak

KURAN disinda Kutsal Kitaplar: Bunlarin Seyhlere Efendilere Rüya yoluyla yazdirildigini inanmak ve hatadan ARI oldugunu tasdik etmek

SEYH lerin Dünya ve ahiret islerinde son söz sahibi olmalari ve VERASET yolu ile basa gelmeleri.Filan :o)
Ne kadar benziyorlar degil mi ? :o)

Yezidilik Iman kardesligini yeterli görmeyip Tarikat Dinciliginde oldugu gibi AHIRET kardeslegi emreder.

Her yezidi akrani icersinden biri erkek biri disi olamak üzere iki ahiret kardesi secer.Bu kardeslerin her gün tokalasip kucaklasmalari DIN EMRI dir !.
Ölüm sirasinda SEYHLER-PIRLER le birlikte bu ahiret kardeslerinin bulunmasida gerekli görülmüstür ki Bunlar ölene YEZIDI olarak öldügünü telkin etsin..

Anadolu da hemen Bütün tarikatlarda ayni uygulama gecerlidir :o)

Ölmekte olanin basinda tarikat liderinin bulunmasi bir tür cennet garantisi sayilir.

Itirazi olana Daha ilginc benzerlikler anlatirim yani

zaten itiraziniz olmasa da devam edecegim Coktandir bu konu ortaya atiliyor bari ne oldugu bilinsin :o))

xstudentxnrw 28.07.2005 13:38

Hz. Isa tanri oldugunu aciklamismi?
 
yoksa incili degistiren ve tercümelerde yanlislik yapanlardami suc?

xstudentxnrw 28.07.2005 13:38

Hz. Isa tanri oldugunu aciklamismi?
 
yoksa incili degistiren ve tercümelerde yanlislik yapanlardami suc?

xstudentxnrw 28.07.2005 13:43

tarikatcilik yanlis bir sey degilki..
 
imanda derin olanlar neden tarikatlarda bir arada daha ileri gitme cabalarinda bulunmasinlar?

bir ise sahip insanlar gibi özel derslerle daha fazla bilgiye sahip olmak varken bunu neden yanlis görüyor insanlar?

haa.. tarikat dedigin, eski yillarda bazi gazetecilerin gösterdigi o yollarda oturup sallananlar degil.. onlar sadece tarikatlari kötülemek icin yapilmis bir oyundu..

tarikatciligi bilen, tarikat üyelerin öyle seyler yapmayacagini bilir!!

28.07.2005 13:49

Tarikat dinini taniyalim :o)
 
Bu ileri gitmenin iyi mi oldugunu kötü mü oldugunu sen söyle :o)

Sevgili arkadaslar;

Allah a götüren yol TEKDIR: KURAN YOLU !..

Allah a Götürme Islevini Baska bir yola verdiginiz zaman ortaya: SEYTAN DINI cikar !..

Tarikatlar Kuran in getirdigi Iman kardesligini Saf disi ederek onun yerine TARIKAT KARDESLIGINI koymuslardir.
Bu Kardeslik:

Kisisel yada gurupsal cikarlara uyarlanmis Siyasal bir birliktelik ifade eder.

BU TEVHIDIN SIRK e dogru YELKEN ACTIRILMASIDIR ! !..

Tarikatlarin Sirk ve SEYTAN kurumuna dönüsmesinin bir göstergeside bu ocaklardaki Tarikat seflerinin:
KURTARICI
SEFAATCI

Allah ile kul arasinda Vasita kabul edilmeleridir.
Bu anlayis tümü ile Müsrik bir anlayistir.
Tarikar sefleri Bu Halleri ile PEYGAMBER in önüne gecmis bulunuyorlar.

tarikat seflerinin MASUM,YANILMAZ kabul edilmeside Bir baska SEYTANCILIK kanitidir.

TARIKATLARDAKI. mürsit E teslimiyet veya:** Fena fis-SEYH ** ( Seyh te FANI olamk ) dedikleri uygulama acik bir SIRK belirtisidir.

Teslimiyetin Allah disinda herhangi bir Kuvvet veya Kisiye yönderilmesi halinde KURAN TEVHIDIN den eser kalmaz.

ALLAH a TESLIMIYET Kuran Imaninin OMURGASIDIR !..
Ne demek MÜRSIT e TESLIMIYET ??

Sadece bu Tabir bile KÜFÜRDÜR !..

Nihayet tarikat sehleri AHIRET hayatinin güvenceleri haline getirilip:

SEYHI OLMAYANIN SEYHI SEYTANDIR ! Küfür Sloganini yaymalari tarikatlari, Muhammed IKBAL in ifadesiyle:

Birer PIRIZM ( seyh e tapicilik ) Kurumuna dönüstürerek ISLAM Disina cikartmistir.

Bu Gün Sunu Tekrarlamak IMAN BORCUMUZDUR :

SEYHI OLANIN SEYHI SEYTANDIR !..

Yani tarih Tarikatlarin iddalarinin tam aksinin dogru oldugunu göstermistir.

Türkiye cografyasinda sergilenen igrenclikler akli basinda her insani Dinden-Imandan Tiksindirecek türden olmustur.
Tarikatcilik perdesi altinda ve Insanlari Allah a Götürmek terannisi ile bir takim adamlar Halka Ayaklarini yikatip kirli suyunu icirebilmis,Cinsiyet organini merasimle öptürüp ** FEYZ BASIYORUM ** diyebilmistir.
Ve Bunlar Ekranlardan Halka izlettirilmistir.

SEYTAN i Bile IGRENDIRECEK pisliklerdir bunlar..

Seytan Bunlari Yalan iftira,haksiz kazanc ( RIBA ) Cinsi sapikliktan tutun Cinayet ve teröre kadar Tüm kötülüklerde kullanmaktadir.

Burda Ibnü"l CEZVI nin ** TELBISU IBLIS ** adli eserine ve tarikatlarin nasil birer SEYTAN a teslimiyet Kurumuna dönüstüklerine bakalim:

Hz. Peygamber döneminde insanlar Imana ve Islam a Nispet edilerek anilirlardir.Öteki ad ve ünvanlari bu tarikat cevreleri sonradan cikardilar. ( sayfa 185 )

Seytan Bunlari aldatarak ilimden uzaklastirdi.Ilim degil IBADET önemlidir diyerek ilim Kandillerini Söndürdü Hepsini karanliklarda birakti.Ilimlerinin yetersizligi yüzünden UYDURMA HADISLERIN baskisi altina girip SAPITTILAR ( Sayfa 188 )

Bunlar icinde EVLIYA denen adamlari Peygamberimizden üstün görenler vardir ( S..191 )

Uydurduklari SÜNNETLERLE halktan da Fikihcilardan da ayrildilar,DIN e eklemeler yaptilar. ( S..200 )


Rabbimiz bize Kalp yolu ile konusuyor diyerek KURAN i disladilar; Tekke ve Zaviyelerinde KURAN okumayi yasakladilar..( S..201 )

Mal ve nimet düsmanligini bir seckinlik haline getirdiler..Bu tutumlari onlari BEDAVA YIYIP ICEN bir guruh haline dönüstürdü.Önceleri karsi olduklari mal ve mülk ün sonralari KULU-KÖLESI durumuna geldiler.Alistiklari BEDAVA rahat onlari Mal-Mülk erbabi önünde diz cökmeye itti..(S..211 )

Seyh elinden HIRKA -TAC giyme törenleri uydurdular Bu Hirka ve taclari Kutsallastirmak icin HADISLER uydurdular...( S.218 )

Din de olamayan bir cok seyi DINLESTIRDILER ..( S.298 )

Yapay VECD gösterileri yaparak RIYAKARLIGIN yayilmasina öncülük ettiler..( S.284 )


Kadinlardann Uzak kalmayi bir seckinlik ve takva olarak ileri sürerken genc oglanlarla beraberlikler kurarak yozlasma ve sefaleti yaygimnlastirdilar..Oglancilik ve benzeri konularda Hadisler bile uydurdular ( S.299-300 )

Ilim karsitligini öylesine ileriye götürdüler ki;
KITAP DÜSMANLIGINI KUTSALLASTIRDILAR..Kitaplari Gömdüler,yaktilar,nehirlere döktüler..Allah ave din e en büyük düsmanligin BILIM DÜSMANLIGI oldugunu anliyamadilar veya sakladilar ( 367-370 )

Tevekkülü Tembellik ve Rizkini ona-buna havale etme anlayisina dönüstürüp Halki saptirdilar..(S.317 )

Ilacla tedaviyi tevekküle ters göstererek bilim ve sagliga IHANET ettiler..( S.324 )

Cumaya Cemaat e Halk arasina katilmamayi bir marifet gibi tanitarak BÖLÜCÜLÜK yaptilar ( 325 )

Evlenmeyi takvaya ibadete aykiri göstererek evlilik kurumunu baltaladilar ( 332 )

Iclerine Dogan vehim ve hayalleri Ilham,batin ilmi.vs. sanarak gercek ilimlere cephe aldilar.Gercek ilimleri Zahir ilmi diye kücümseyip Vehimlerini Ilim diye kabul ettirmek icin HADISLER uydurdular ( 361-363 )

Din i SERIAT-HAKIKAT diye ikiye bölüp Bozgun yarattilar ( 365 )

Melekleri CEBRAIL i görüp konustuklari ondan bilgiler aldiklari yolunda yalanlar uydurarak halki Kandirdilar ( 371 )

Ilimsizligin actigi derin bosluklarini KERAMET adiyla uydurduklari HAYAL ve HALÜSINASYONLARLA kapatmaya calistilar ( 424 )

Din Disi tutumlarina Karsi cikan ilim adamlarini etkisiz kilmak icin onlari:
Ibadetsizlik
Takvasizlik
Imansizlik
Sünnetsizlik
Zindiklik gibi Suclamalarla yipratmaya calistilar;türlü türlü iftiralar yalanlar yaydilar.

Kendilerine destek veren ULEMAYI ise KERAMET sahibi ZATLAR olarak yüceltip ERISILMEZ ve DOKUNULMAZ KISILER Haline getirdiler.( 437-438 )

xstudentxnrw 28.07.2005 14:06

Cennette sarap??!
 
47:15 e burada bir seyler yazan olmus..

bir bakalimmi o ayeti nasil anlayabiliriz?

o korunan müttekilere va´dolunan cennetin meseli diye cennetin altindan aktigi anlatilan irmaklarin burada bir tefsiri vardir. müttekiler ta´bir buyurulmus ve bu suretle su anlatilmistir: dinden asil maksad takvadir. iman ve ameli salih de takva cümlesindendir. esasi, vacib olan fiilleri yapip seyyiattan kacinarak Allahin vikayesine girip azabindan korunmaktir. Ya´ni: muhammede indirilene iman edip salih ameller yaparak korunan mü´minlere va´d olunan cennetin temsili tarikilye acib bir halinin tasviri sudur: onda irmaklar var: öyle bir sudan ki bozulmasi yok - bayatlamaz, tadi bozulmaz, korkmaz, yigmez öyle cereyan eder
yine irmaklar var: öyle bir sütten ki tadi degismez - dünya sütleri gibi eksimez, kesilmez, kokmaz, fitrati vechile ter-ü taze akar
yine nehirleri var: bir sarabdan ki
icenlerine lezzet - dünya sarablari gibi kekreligi yok, humari yok, günahi, gailesi yok
yine nehirler var: öyle bir baldan ki safi süzme - mumu yok posasi yok..

xstudentxnrw 28.07.2005 14:08

tarikati anlamamissinki sen!
 
ne konusuyorsun o zaman? tarikatlar zaten kuranda ayri bir sey yapmiyorki..
kuran ve sünnete uygun hareket ediyorlarsa gercek anlamda tarikat diyebiliriz.

senin kendi kafanda bozukluga ugrattigin düsünceler ne ben bilemem!

28.07.2005 14:18

O zaman sen anlat tarikatini
 
ben dinleyeyim :o)

xstudentxnrw 28.07.2005 14:19

ben tarikat üyesi degilim o.T.
 
ohne Text

28.07.2005 14:29

O halde
 
Üyesi olmadigin ve bilmedigin bir kurumu neden savunmaya ugrasiyorsun ?..

berlinfatih 28.07.2005 14:42

Laiklik Dinsizliktir
 
Laiklik küfürdür. ISLAMda Dinle Devlet birdir.

28.07.2005 15:18

ich liebe deutschland
 
ich liebe deutschland,bin dankbar das ich hier leben darf...
werde immer hier leben und fühle mich sehr wohl...
ich danke allen die es mir ermöglichen hier zu leben und werde in zukunft versuchen deutschland alles gute zurück zu geben....
bin erst 24 und muß mein studium beenden...
und ich hoffe deutschland wird 2006 weltmeister,weil ich seit fast schon 15jahren deutschland fan bin.....
also leute kampf gegen den terror aufnehmen und in frieden leben

28.07.2005 15:21

:o)
 
Rey toplarken milletden DINIM de
IMANIM de..
LAIKLIK DINSIZLIK de..
Laiklige Kinim de..

Koltuga oturunca ESAS LAIK BENIM de.. :o)

Müslümanlik bu ise Planmis muhteremler
Bastan basa palavra YALANMIS Muhteremler..

xstudentxnrw 28.07.2005 15:35

greenpeacen savundugu balina ve genel
 
anlamda dogada greenpeace´e üye degil!

illaki bir seye üye olmakmi lagzim onu savunmak icin?

hem sadece bir tarikat var diyende olmadi..

xstudentxnrw 28.07.2005 15:38

bilgisiz oldugun belli.. hic arastirmami
 
ssin.. bu konuda cok yazi yazildi buraya.. ve hadisleri inkar etmene gerek yok..

senin yazdigin hadislerin ne zaman söylendigini bile bilmiyorsundur... ve konusuyorsun.. ondan sonraki zamanda söylenmis hadislerde yazilmasini önerenleri var..

sen bence daha cok okuman lagzim

frankenstein 28.07.2005 15:51

O kadar degildir kesinlikle! o.T.
 
ohne Text

frankenstein 28.07.2005 15:53

Vatansever MEHMET AKIF o.T.
 
ohne Text

28.07.2005 15:58

ama greenpeace Doga ya üye :o) o.T.
 
ohne Text

28.07.2005 16:04

o.T.
 
Hadisleri ben inkar etmiyorum ki :o)
Bizzat buhari Inkar ediyor :o)
Diyor ki Hadisler ahad haberdir Yani Karanliktir..
Kesin bir kanit icermez..
Biz Rivayet edilen sahsin saglamligina bakariz ve rivayet ederiz.. :o)

Böyle din mi olur ?..

Yani ben bütün hayatimi o rivayet eden sahsin saglamligina mi bagliyacagim..
Buhari nin Saglamligi ne kadar ?..

Ben bilemiyorum da sen bayagi bilgili oldugun acik..
Bana bir anlatsan diyorum su hadis meselesini..

mesela peygamberi Burak a nasil bindirdiler?..
Göklere gönderip Allah ile nasil pazarlik ettirdiler ?

Biliyorsun kuran da olmayan büyük bir Mirac mucizesi var :o)

Hani yolda Musa yi gördü de onun da cani SIKILMIS oldugundan melakut a firca atiyordu.. filan..

bunlari Bana bir anlatsan da Artik bende gercek islam a sarilsam :o)

olmaz mi ?..

xstudentxnrw 28.07.2005 16:09

hani, dogadan imzali belgesi varmi? o.T.
 
ohne Text

28.07.2005 16:09

yokyaaa ne demezsin
 
neresinde yaziyrmus SENIN Kuraninin... ki bizimkisi baska o belli..

Sen git Hadis sarabini devam ic

xstudentxnrw 28.07.2005 16:10

bilgisizligin ortada.. kurani cimbizladi
 
gin gibi hadis kitaplarinida cimbizliyorsun!

hepsini okuda gör!

28.07.2005 16:12

Ayakta Durman zor oluyor mu ? :o)
 
Bos sorularla ayakta durmaya calisan Bos Cuvallar genelde bir yere asilmadan ayakta duramazlar..

:o)

Mucux..

:o)

28.07.2005 16:14

Neyi Göreyim ?..
 
Islam adina Ortaya sunulan saklabanligi mi ?..

:o)

28.07.2005 16:19

SÜNNET ve HADIS
 
Kuran da SÜNNET tekil ve cogul olarak 16 yerde gecer.Bunlarin 10 tanesi Allah in Sünneti Yani tavir tarzi anlamindadirki Tabiat kanunlarini ifade eder.

Kullanimlarin hic birinde ** PEYGAMBER in SÜNNETI ** diye bir ifade yoktur.

Dil ve tarih acisindan baktigimizda yol,tarz-tavir ,gelenek,yöntem yasayis gibi anlamlari olan Sünnet kelimesi Islam Literatüründe bu anlamlarin tümünde Kullanilmistir.
Devirlerin Sünnetleri kentlerin sünnetleri Kisilerin sünnetleri deyimleri SIK-SIK gecer.

sünnet sözcügü ayrica Sahabe vre Tabiun kusaklarinin söz ve kabullerini ifade icinde kullanilir.

Tipki sünnetin bir parcasi olan hadis sözcügünün de kullanilmasi gibi.

Islam Literatüründe özel ve terminolojik anlamiyla Sünnet Islam peygamberi nin Davranis bicimlerini sözlerini ve kabullerini birlikte ifade edn bir cerceve kavramidir.
Ancak burada su noktayi unutmamak durumundayiz:

Hz.Peygamber in Sünneti dedigimizde iki ayri anlam söz konusu olmaktadir:

1) Hz.Peygamber in Allah elcisi sifati ile aldigi vahiylerin Uygulanmasindan dogan davranislar ve sözler bütünü anlaminda sünnet

2)Hz.Peygamber in yasadigi toplumun ve zamanin geleneklerini diger insanlar gibi yasamasindan dogan sünnet

Islam bilginleri Buna :

sünnet-i Ibadet ya da sünnet-i HÜDA

Ikincisine de Sünnet-i Adet yada sünnet-iZevaid demislerdir.

Bu ayrimin amaci:
Peygamber in NEBI sifatiyla bizi bagliyan sünnetleriyle Bir beser sifatiyla uyguladigi Din olarak bagliyaciligi olmayan sünnetlerin Farkini göstermektir.

Sünnet konusunun en yikici ayak kaymasi iste bu ayrimin dikkate alinmamasindan kaynaklanmaktadir.

Kim nerede bir sünnet kelimesi Görse su iki hatayi islemekten kendini alamiyor :o)

Sünnet kelimesinin hic tartismasiz Peygamberimizin sünnetini ifade ettigini sanmak

Peygamberimizin sünneti oldugu belirlenen bir kayit veyaRivayetin Sünnet-i IBADET oldugunu pesinen kabul etmek.

Sünnet kelimesinin gectigi yerde Önce bunun Peygamberin Sünnetini ifade edip etmedigini ikinci olarakda Peygamberimizin hangi tip sünneti bünyesinde yer aldigini iyi belirlememiz gerekiyor.
Cünkü peygamberimize ait olmayan sünnetlerle ona ait olan ama Sünnet-i IBADET bünyesinde yer almayan Sünnetler bizi DIN adina ilgilendirmiyor.Bu Tür Sünnetlere uymak zevk ve renk meselesidir. Isteyen uyar isteyen uymaz.

Bu ayrimin yapilmamasi ve hizlichat in yukarda sundugu Herzelerin ortya cikmasina yol acar ki Bu da Müslümanlara cok pahaliya mal olmustur.

Cünkü Örf anlamindaki sünnetler ki bunlarin Cogu ARAP ÖRFÜDÜR..din ilan edile edile Adetler DINLESMIS Bunun sonucunda da DIN ADET-GELENEK durumuna düsürülmüstür..

Yukarida gördügünüz ´Gibi Allah kelamina gelenek adina kafa tutacak kadar kendilerini kaybetmislerdir :o)

KURAN in ÖRFPERESTLIGI atalarin kabullerini DIN yapmayi PUTPERESTLIGIN-SEYTANCILIGIN bir uzantisi olarak görmesi sebepsiz degildir.

Su bir gercek ki: Bir toplum veya Ümmet Bünyesinde DINLESTIRILEN her adet -gelenek karsiliginda Adetlesen bir din buyrugunu REHIN alir.Bu Bozuk Gidis uzun süre devam ederse DINLE ADET birbirine girer ve GERCEK DIN in neoldugunu anlamak icin MÜCEDDIT Ruhlara ihtiyac kacinilmaz olur.

Siradan bir alim ve Fakih böyle bir devrede Din anlatma sansini yitirir.

ÖRFLERIN NAKLEDICISI bir RIVAYET HAMALINA döner :O)


*

Resul buyurdu ki:
Benden Kuran disinda hic bir sey yazmayin.Kim benden Kuran disinda bir sey yazmissa imha etsin !..
ed-Darimi,Ebu Said den sunu nakleder:

Sahabe Allah in resulünden sözlerini yazmak icin izin istediler ancak onlara izin verilmedi ( Darimi,mukaddime,42 )

Allah resulunden sözlerini yazmak icin izin istedik bize izin vermedi ( Tirmizi,ilm,11; Müslim,zühd,72 )

Simdi tabloya bir bakalim :o9

Ibn Hanbel Müsned ini 750 bin hadisden
Imam Malik Muvatta ini 100 bin hadisden
Buhari Sahih ini 600 bin hadis den
Ebu Davud Sünen ini 500 bin hadis den olusturmustur.

Onlar bu Olusumda SENET dedikleri kisileri esas aldilar.

Ama Buna bakarak SENET kisiler zincirinde Hadiscilerin anlastiklari sanilmasin.Tam aksine birinin Ak dedigine digeri ayni kuvvetli dellerle KARA diyebilmektedir..

Örnek vereyim:

Hadis konusunda HÜCCET ( Tartismasiz delil sayilan) kisilerden olan Yahya b.Main Imam SAFII gibi bir zat icin söyle diyor:

Güvenilir bir Ravi degildir !..

Daha ibret verici olan ise Imam SAFII SII likle suclanmistir.Sebep YEZID ve Sürekasini övmemesi ve divaninda:

Ehlibeyt i sevmek rafizilikse Bütün dünya bilsin ki ben rafiziyim Diye bir beytin Bulunmasidir.

Görüldügü gibi Islam in en büyük tevhid erlerine Hesaplarina uymadigi icin iftira atan Bir Beyinsiz Guruh un ne ehlisünnetligine ne de SÜNNET savunuculuguna inanilabilinir.


Ayrica Buhari:
Kendi Yazisi ile Hadis in AHAD haber oldugu Senet kisilerin Rivayetinden baska bir sey olmadigini aciklamistir.

Daha ne olsun ?

Sözlerimi Süfyan es-sevri nin Ölümsüz beiti ile kapatmak istiyorum:

** Hadis de hayir olsaydi Hayrin gittigi gibi giderdi **

Yalan mi ?

Saglami cürügü birbirine karismis Ayrica Peygamber tarafindan yasaklanmis Hadislerin HAYIR neresindedir ?

Hadisi inceleyemez Nakledenlerin durumunu arastiramaz ve Onunla Allah a Kulluk edemezsin..Gercekten bos bir hale geldik!..
Akil sahiplerinin nazarinda Gülünc duruma düstük..
Onlar bize bakarak: Iste bunlar hadiscilerdir Diyorlar .. ( Zehebi; Bayanu Zagalil Ilm,6 )

Canim Halkim;

Buraya arsivden yazdiklarimi Aktariyorum Bu yüzden bazi hitaplari Üstüna alinma..

Resul hic bir sözünün yazilmasina müsade etmedigi gibi nakline de müsade etmemistir.
Vahyin ilk gününden itibaren onunla büyük tevhid erlerinin naklettikleri sözlerin sayisi parmakla sayilaxcak kadar azdir.
Peygamberle bütün nübüvvet sirasinda beraber olanlarin nakilleri elli yi yüz ü gecmezken onunla bir iki yil hemde islamin tamamlanma devrinde beraber olan bir iki kisinin Rivayetleri 10.000 leri bulmaktadir.

burada büyük sahabilerin naklettikleri hadislere bakalim:

Hz.ebubekir: Buharide hz.Ebubekirden sadece 22 hadis vardir

Hz. Ömer: müslüman oldugu andan Hz.resul ün ölüm anina kadar ondan ayrilmayan Ömer in Nakli 50 civarindadir..

Hz.Ali: Allah in elcisi nin ilim beldesinin kapisi dedigi Ali ilk müslüman olan erkek Ali nin naklettigi Buhari de 20 hadistir.

Halife Osman dan Buhari de 9 müslim de 5 hadis vardir.

Zübeyr b.el-Avvam dan Buhari de 9 müslim de 1 hadis var

Talha b. Ubeydullah in buhari de 4 hadisi vardir

Abdurrahman b.avf in 9,

Übey b.Kaab in 60,

Zeyd b.Sabit in 8,

Salman Farrisi nin 7 hadis rivayeti vardir. Bunlarin yaninda Hic bir Hadis rivayet etmeyen ve daima resul ün yaninda olan sahabiler de vardir,

Hz. ömer bu konuda ne kadar hadis uyduran varsa Cezalandirmis sahih yalan ne kadar hadis varsa yaktirmistir.

Evet islam in Basina Onulmaz dertler acan ve halada gördügün gibi acmakta olan hadis uydurma cigiri Ömer in kararli ve imanli dehasinin sahneden cekilmesi ile ipini kopararak yol almaya basladi..
Is giderek öyle bir noktaya geldi ki: ZINDIKLIK yüzünden ( Asr-i Saadet de Hadis uydurana ZINDIK derlerdi simdi bunlar uydurmadir diyene ZINDIK diyorlar ) Boynu vurulan Ibn Evil AVCA (ölüm 155/772) son nefesini verirken Söyle haykiriyordu:

** Icinde Helali HARAM harami HELAL kildigim dört bin Hadis uydurdum **
(Bak: San"ani;Tavazihul efkar,2/75; Suyuti;Tahzir,215 ) Suyuti Burada Hammad b.ZEYD in Su sözünü not ediyor:

** ZINDIKLAR 12000 hadis uydurdular ** ( bk:Tahzir;213 )

Bundan sonra ne oldu ?

binlerce ve binlerce yalandan olusan ZÜBUR yigini ortaya cikti..
ve bu zübur yiginindan olusan yalanlar KURAN i Hakim i geri plana atarak bu gün ´Din adi verilen SOYTARILIK oldu

Tabloya bakin:
Ibn Hanbel Müsnedin i 750 bin hadisten Imam malik muvatta ini 100 bin Hadisten,Buhari Sahih ini 600 bin hadisten Ebu davut Sünnen ini 500 bin Hadisten secerek olusturmustur.

Onlar bu secimde SENET dedikleri kisiler zincirini esas aldilar. bu kisiler kendilerini tatmin etmisse Hadis in metini ile ugrasmamislardir.ama buna bakarak senet kisiler zincirindeki hadiscilerin birbirleri ile anlastiklari sanilmasin.tam aksine birinin AK dedigine Bir ötekisi ayni kuvvetli delillerle KARA diyebilmektedir:

örnek vereyim:
Hadis konusunda HÜCCET ( tartismasiz delil) sayilan kisilerden biri olan Yahya bin Main Imam SAFII gibi bir zat icin söyle diyor:

** Güvenilir bir ravi degildir **
Ve daha komigi Imam safii Alevilik -SIIlikle suclanmistir.nedeni YEZID ve SÜREKASINI övmemesi ve bir divaninda:

** ehli beyt i sevmek RAFIZILIKSE bütün dünya bilsin ki ben RAFIZIYIM ** mealinde bir beytin bulunmasidir.

Durum Bundan ibarettir..

Günümüzde Hadis diye sunulan HERZELERIN hic bir Kiymeti yoktur !..

Bunlar Ahad haber Haber-i Vahittir Yani ondan bundan duyma sözler..

Kendilerinin Güvenirligi mechul olan sahislarin haberleri rivayetleri ile DIN olmaz..
En sahih Hadis bile ZANNI ifade eder Kaynagi Delili karanliktir.

Iste bir din böyle uydurma temeller üzerine kendine DimN derse Coook Turhan dursunlar ilhan akseller cikar hakli olarak soru sorar ve hasa peygamber dediginiz bir SAPIKTI SEX delisi bir SÜBYANCIYDI der..

Bu onlarin sucu degildir..
Suclu: Islami züürler Misnalara Bogan Kendilerine müslüman payesi veren ; Sala a kil a hirka ya Mezarlara tapan PUTPERESTLER TAKIMIDIR !


Hoscakal

HAK RABBIN den GELIR !..
Sakin bunda kuskuya düsenlerden olma..

HAK dan Gayri SAPIKLIKTAN baska ne vardir ?

28.07.2005 16:27

IKRA !. :o)
 
Bak simdi Sana Peygamber efendimiz Buyurdu ki basligi altinda verilen Rezaletlerden Bir demet sunayim da Müslümanligindan Allah dan ve yalan isnat edilen O ALEMLERE RAHMET PEYGAMBERDEN UTAN !..

Buyur:

Yazan Kişi: Alpi003
Tarih: 03-09-04 14:48

Sizler Islami Kurani birakip Kurdugunuz soytariliklarda yuvarlandikca daha cooook Turhan Dursunlar Ilhan Arsel ler Cikacak..

bakiniz Hadis ilminiz Islam i nasil bir alay konusuna Dönüstürüyor..

Allah Sizleri Af Etsin


..Hz. AISE

hz.muhammed"in son eşi olarak kabul edilen, islam tarihinde hırsından dolayı çeşitli entrikalara sebep olduğu yazılan, islam dininin mezheplere ayrılmasına neden olan olayın yaratıcılarından biri olarak da tanıtılan hatun kişi.
(mijen, 25.07.2002 14:40)

muhammed"le 6 yasindayken evlenmis olmasi kayda deer olan hatun
(vito genovese, 29.07.2002 13:54)

(bkz: türkcemizi düzgün kullanalim)
(guru, 29.07.2002 13:55)

islam peygamberinin 6 yaşındayken evlendiği,9 yaşındayken koynuna aldığı karısı.(bkz: şeriat ve kadın)
(feraye, 29.07.2002 14:04)

lisede dinciye bu sübyancılık olayını sorduğumda o coğrafyada hava sıcak olduğundan kızların daha çabuk büyüyüp serpildiğini ve kıvama geldiğini anlatmasına neden olan muhammedin en sevdiği eşi. hatta muhammedin, yaşlı eşlerinden sıralarını (yatmak için) ayşeye vermelerini istediği anlatılır. ayrıca (bkz: cemel vakası)
(wrathful lilith, 29.07.2002 15:02 ~ 05.11.2003 11:56)

halife ebubekir in kizidir. diger e$lerin siralarini hz ayse"ye vermeleri kendi istekleriyle olmu$tur, sirasini veren de sadece bir tanesidir. mezhep bölünmesine falan yol acmami$, sadece yanli$ safta bulunmu$, akabinde de hatasini anlami$tir.
(respirator, 20.12.2002 20:38)

ben 6 yasindan beri ekolunun onculerinden.
(the 8th endless, 27.03.2003 00:44)

islamiyetin hürrem sultani.
(minotaurus, 27.03.2003 01:08)

hz. muhammed ile ilişkisi olan herkese hz sıfatını uygun görme durumunda oluşmuş laf öbeği.
(mirmirik, 27.03.2003 01:41)

anlatılanlar doğru ise peygamberin "sözlerimi nakletmeyin" tavsiyesini kaale almamış muhteremdir hazreti aişe.
acaba hangi şartlar altında 9 yaşındaki kızlarla evlenilebilir sorusunu akıllara getiren insandır.
(sirius, 27.03.2003 01:57)

(bkz: olayin boku cikmistir herkesi tebrik ederiz)
(minotaurus, 27.03.2003 02:01)

kendimizi munazara havasindan kurtarip anlamak amaciyla bakarsak 9 yasinda evlenme olayini zamanin kosullari altinda ve kendisinin cok onemli bir kisi olan hazreti ebubekirin kizi oldugunu gozonunde bulundurarak (dolayisiyla politik dengeleri) degerlendirmek cok zor olmasa gerek.

ondan cok daha ilginc baska bir detay var ki hazreti ayseyle ilgili o da donemin politik dengeleriyle hayli ilintilidir kanimca. olay su:
mureysi gazasindan donerken kervandan ayrilip tuvalete gittiginde kaybolur, daha sonra sabaha karsi safvan ibn-i muattal adli sahabe tarafindan bulununca ikisi hakkindaki dedikodular ayyuka cikar. hatta dedikodular o denli alir yurur ki, hazreti muhammed bile suphe edip ayse"nin kendisine bir gunah isleyip islemedigini sorar. bunun uzerine nur suresinin 11 ila 20"nci ayetleri iner:

"bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır. bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin, kendi vicdanları ile hüsnüzanda bulunup da: "bu, apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi? onların (iftiracıların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? mademki şahitler getiremediler, öyle ise onlar allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler. eğer dünyada ve ahirette allah"ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi. çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. halbuki bu, allah katında çok büyük (bir suç) tur.onu duyduğunuzda: "bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. hâşâ! bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz? eğer inanmış insanlarsanız, allah, bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakındırıp uyarır. ve allah âyetleri size açıklıyor. allah, (işin iç yüzünü) çok iyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. inananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. allah bilir, siz bilmezsiniz. ya sizin üstünüze allah"ın lütuf ve merhameti olmasaydı, allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı ! " (nur suresi 11-20)
(z, 22.09.2003 06:44 ~ 06:49)

(bkz: aicha)
(ringo, 22.09.2003 10:10)

ebubekir i sıddık ın kızı ayişe-i sıddıka
lakabı hümeyradır.

zevcinin vefatından sonra her günü oruçlu geçirecek kadar sadık, ziyaretine gelen âmâ sahabe ishakı karşılarken bile başını örtecek kadar iffetlidir.
ki bunu hisseden ishak
-ben körüm, benden mi sakınıyorsun diye sorunca;
-sen beni gömüyorsun ama ben seni görüyorum der.
(dandoldenyus, 04.11.2003 13:12 ~ 13:20)

çok güzel bir hanım olduğu rivayet ediliyor. hatta sağlam bir rivayete göre bedevinin biri peygamberimiz efendimiz hz muhammed"den ayşe validemizi kendisine ister. hz muhammed kendi eşlerinin ümmetin annesi olduğunu ifade eder. bu uyarı, ikaz vesilesiyle biz biliriz ki gerek ayşe, gerek hatice, gerek hafsa, gerek mariye bizlerin annesidir.
ayrıca 6 yaşında evlendiler, 9 yaşında bilmem ne yaptılar gibi gayet ahlaksızca yapılan sübyancılık yakıştırmalarının, haşa, yakıştırma ve tutumların bilimsel geçerliliğe ne derece uygun olduğu ortada. tek örneği bu hadise değildir. o zamanın arap toplumu... diye başlamadan evvel meseleyi muzır bir zaviyeden görmeye çalışan zavallı insanlara şiddetle kitap karıştırmalarını salık veriyorum.
bunun dışında hz ayşe bir hadis hafızıdır. hadis rivayetinde kendisine iltifat edilen önemli kişilerden biridir. yani bugünkü islam şeriatının oluşmasında hz ayşe"nin oynadığı rol büyüktür.
bir diğer nokta ise hz muhammedin kız olarak evlendiği tek kadındır ayşe. diğer hanımları yaşlı ve duldular.
(lazarus, 05.11.2003 11:28)

feraiz ilminde otorite sahibi olmakla da tanınır.
(sirkencubin, 05.11.2003 11:34)

modern islamizm"de mhz ayse hatta ghz ayse olarak anilmasi gereken ki$i. (bkz: carpilmak)
(kusmuk, 05.11.2003 11:53)

muhammed"in cinsel hayati

turan dursun

muhammed"in şehveti ve "tanrı"sı

karılarından aişe, muhammed"e şöyle diyor:

-"ma era rabbeke illa yüsariu hevake" (bkz. buhari, e"s-sahih, kitabu"t-tefsir/33/7,kitabu"n-nikah/29;diyanet yayınlarından tecrid, hadis no:1721;müslim, e"s-sahih, kitabu"r-rıda/49,hadis no:1464;ibn mace sünen, kitabu"no:-nikah/57, hadis no: 200; ahmed ibn hanbel,6/134,158)

nedir bu sözün türkçesi?

"vallahi rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum."(ahmed davudoğlu, sahih-i müslim terceme ve şerhi. 7/402)

"rabbin teala (kadınlarının değil) ancak senin arzunun tahakkuna müsaraat ediyor. (çeviri :kamil miras, diyanet yayınlarından)

aişe"nin sözü dilimize şöyle de çevrilebilir:

"bakıyorum da, senin efendi tanrı"n , yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor."

hadiste, efendi tanrının yalnızca muhammed"in "heva"sı için koştuğu açıkça belirtiliyor.

heva: insanın arzusu, isteği. ama buradaki herhangi bir arzu, istek değil; cinsel istektir söz konusu olan. çünkü buradaki konu, cinsel isteğin üzerinde durulduğu bir konu. ayrıca "heva" söylendiğinde ilkin bu kavramda kullanılır. rağıp da, heva için : "meylun"nefsi ile"eş-şehveti" (bkz: müfredat, heva) diyor. yani "nefsin şehvete eğilimi."

rağıp, aynı yerde, "heva"nın "şehvete eğilimli olan nefsin kendisi için de söylenebileceği"ni belirtiyor.

aişe neden böyle diyor?

muhammed"in çok karısı var. yaşlanmış olan sevde bint zema"nın dışında hepsi genç, hepsi güzel. ve hepsi de cinsel istekli. adalet olsun diye, muhammed"in bunlarla cinsel birleşmesi sıraya konmuştur. sevde"nin dışında kimse, sırasını başkasına kaptırmak istemiyor. işte bu böyleyken, "ayet" geliyor; durumu değiştiriyor:

muhammed"in "heva"sı, "adalet"in önüne geçiyor:

muhammed"in kadın seçimi, cinsel alandaki isteği, hadisteki sözcüğü ile "heva"sı, adalete baskın geliyor ve sıra muhammed"in isteği doğrultusunda, "ayet"le bozuluyor. ahzap suresinin 51. ayeti şu sözlerle başlıyor:

-"(ey muhammed!) onlardan (yani karılarından) dilediğini geriye bırakır, dilediğini öne alabilirsin..."

ne demek bu?

hadis ve yorumlara göre şu demek:

-"ey muhammed! artık nöbet, sıra zorunlu değil senin için. nöbeti, sırası gelse bile, dilediğin karınla cinsel birleşmeyi erteleyebilir, ondan önce dilediğin karınla yatabilirsin."

sözün özü: kuran"ın tanrısı, muhammed"in, karılarıyla olan cinsel ilişki düzenindeki işini kolaylaştırıyor. ilişkiyi sıraya koyma zorunluğunu kaldırıyor. "hangi karınla ne zaman yatmak istersen özgürsün" diyor.

işte bunun üzerine aişe dayanamayıp o sözü söylüyor:

-"görüyorum ki senin efendi tanrı"n, senin şeyinin keyfini ..."

aişe, bu durumu daha sonra, ahzap"ın 51. ayeti gelince anladığını; 50. ayet geldiğindeyse bunu pek anlayamadığını ve o nedenle, 50.ayette, "peygambere kendini (hem de mehirsiz olarak) verebilecek kadın "dan söz edilince şu tepkiyi gösterdiğini belirtiyor:

-"olacak şey mi? bir kadın utanmaz mı ki, kendini bir erkeğe armağan etsin?"(tecrid, hadis no:1721)

karılar içinde ayrıcalıklı olanlar:

muhammed, kimi karılarını daha çok severdi. kimini de daha çok tutardı. en çok tuttuğu karılarının başında aişe geliyordu. ebubekir"in kızıydı, o nedenle de etkiliydi. zaman zaman muhammed"e kafa tutar gibi durumları bile olabiliyordu. zeki de olduğu için, birtakım ayrıcalıklar sağlayabilmişti. muhammed"in cinsel ilişkilerindeki sıra düzeni bozulunca, karılar içinde en çok yararlanan o olmuştu. boşamasın diye muhammed"in hoşnutluğunu kazanmak isteyen yaşlı ortağı sevde bint zem"a"nın "gün"ünü almıştı. başka kumaların gününde de muhammed"le yatabilirdi. muhammed istediğinde, kendi günüyse başkasına vermezdi. muhammed"in canı başka kadınla yatmak istese bile vermezdi gününü, sırasını.

aişe: "günümü kimseye vermem"!

aişe"nin anlattığına göre: muhammed"e, herhangi bir karısının gününü, sırasını gözetmeksizin; dilediği karısıyla dilediği zaman yatma özgürlüğü veren "ayet", yani ahzab suresinin 51. ayeti geldikten sonra da, muhammed"in aişe"nin gününde başka kadınla yatmak istediğinde aişe"den izin alma gereği duyardı. izin isterdi ama aişe geri çevirirdi:

-"eğer izin verme, vermeme yetkim varsa vermek istemiyorum. tanrı elçisi! bilesin ki hiçbir kimseyi sana (seninle yatmaya) yeğ tutmam."( bkz. buhari, e"s-sahih, kitabu tefsiri"l-kur"an/33/7)

hadisten anlaşıldığına göre, aişe"nin bu karşı koyuşuna muhammed artık ses çıkarmamış; "ayet var. ayet bana istediğim zaman dilediğim karımla yatma yetkisini vermiştir" dememiş ya da diyememişti.

muhammed"in karıları arasında hizipleşme

peygamberin karıları iki hizibe ayrılmıştı: bir kesimde aişe, safiyye ve sevde vardı. öbür kesimdeyse ümmü seleme ve peygamberin öteki karıları. müslümanlar, peygamberin aişe"ye olan sevgisini biliyorlar; o nedenle depeygambere bir armağanda bulumak isteyen biri olduğunda armağanı sunmayı geciktirir; peygamber aişe"nin odasına gittiğinde sunardı.

karılar: "adalet isteriz!"

bunu üzerine, ümmü seleme hizibi söylenmeye başlandı. bu kesimde olan kadınlar gidip ümmü seleme ile konuştular:

-ümmü seleme! peygambere söyle. herkesle konuşsun; peygambere kim bir armağan vermek isterse, peygamberin hangi karısının yanında bulunduğuna bakmaksızın armağanını sunmasını duyursun.

muhammed aldırmıyor:

ümmü seleme, karıların dediklerini peygambere söyledi. ama peygamber bir şey söylemedi. karılar gelip ümmü seleme"ye sordular:

-ne dedi peygamber?

-bana bir şey demedi.

-öyleyse bir kez daha söyle ona!

ümmü seleme, kendi gününde (ilişki için) geldiğinde peygambere yine söyledi. ne var ki peygamber ona yine bir şey söylemedi. kadınlar sorunca yine "peygamber bana bir şey söylemedi" dedi. kadınlar da, "sana karşılık verinceye kadar söyle ona söylediklerimizi" dediler. peygamber cinsel ilişki için dönüp geldiğinde, ümmü seleme ona kadınların dediklerini yine anlattı.
bu kez peygamber konuştu:

muhammed: "bana vahiy, yalnızca aişe"nin gününde geliyor"!

-aişe konusunda beni üzme! bil ki, hiçbir kadın koynumdayken bana vahiy gelmez de, yalnızca o koynumda bulunduğu sırada bana vahiy gelir.

bunun üzerine ümmü seleme şöyle dedi:

-ey tanrı elçisi! seni üzdüğüm için tanrıya sığınıp tevbe ediyorum!

karılar, muhammed"in kızı fatıma"yı araya koyuyorlar:

aynı kadınlar sonra peygamberin kızı fatıma"ya başvurdular; onu peygambere gönderdiler. şöyle demesini istediler:

-karıların tanrı için senden, ebubekir"in kızı (aişe) konusunda (kayırmayı bırakıp) adaletli davranmanı istiyorlar.

fatıma"nın aracılığı da bir sonuç vermiyor:

fatıma da peygamberle konuşup kadınların dediklerini iletti. peygamberse şöyle karşılık verdi:

-kızcağızım (sevgili kızım)! benim her sevdiğimi sen sevmezmisin?

fatıma karşılık olarak:

-evet!

peygamber:

-öyleyse sen de aişe"yi sev!

49 yaşındaki adam (muhammed), 6 yaşındaki bir çocuk (aişe) ile evleniyor:

yine aişe"nin kendisinin anlattığını dile getiren bir hadis:

bu hadisin başında, aişe aynen şöyle diyor:

-"peygamber benimle evlendi; ben o sırada 6 yaşındaydım."

evet, bir yanda 49 yaşındaki muhammed, öbür yanda 6 yaşındaki aişe evleniyorlar. muhammed ile evlendiği zaman aişe"nin 6 yaşında olduğunun islam dünyasında kabulu zorunlu. çünkü bunu anlatan "hadis", tartışmasız "sağlam(sahih)" kabul edilir. bu hadisi, islam dünyasında en sağlam olarak benimsenegelmiş olan buhari"nin ve müslim"in "e"s-sahih"lerinde de buluyoruz.

anlatıldığına göre evlilik gerçekleşiyor ama yine de 3 yıl kadar zifaf (yani cinsel birleşme) gerçekleşmiyor. bu süre geçtikten sonra oluyor zifaf !

aişe 9 yaşındayken 52 yaşındaki muhammed ile gerdeğe giriyor:

hadisi izleyelim. aişe anlatıyor:

-"ve be dokuz yaşındayken benimle gerdeğe girdi. medine"ye göçmüştük. haris ibn hazrec oğullarına konuk olduk. o sırada sıtmaya yakalandım. saçlarım döküldü. saçlarım yeniden geldi; bölükler oluştu. annem ümmü ruman bana geldi. arkadaşlarım ile birlikte salıncakta sallanıyorduk. annem beni çağırdı. yanına gittim. benden ne istediğini bilmiyordum. elimi tutup alıp götürdü. evin kapısına gelince durdu. soluk soluğa kalmıştım. sonunda soluğum biraz yatıştı. annem, sonra biraz su alıp yüzüme başıma değdirdi. sonra beni eve soktu. bir de baktım ki bir takım medineli kadınlar. evdeler. bana şöyle demeye başladılar:

-hayırlı, bereketli olsun. iyi şanslar.

annem beni bu kadınlara teslim etti. bunlar benim saçımı başımı yıkadılar, beni güzel bir biçimde hazırladılar. peygamberle birden karşılaşmaktan başka hiçbir şey beni korkutmamıştı. kadınlar, beni ona teslim ettiler. ve ben o sıralar 9 yaşındaydım."

aişe, muhammed"in koynuna verilmek üzere götürüldüğünde, salıncakta sallanıp oynayan bir oyun çocuğuydu. yani muhammed, 52 yaşında böylesine bir çocukla cinsel birleşimde bulunmuştu.

bir kız 9 yaşına geldiğinde, islam hukukunda "şehvet konusu" oluyor:

aişe 9 yaşındayken muhammed"in koynuna sokulmuş olunca, islam hukuku bundan şu sonucu çıkarıyor:" 9 yaşındaki bir kız, müştehat (şehvete konu olabilecek çağda) sayılır" diyor. ve bu nedenle de 9 yaşındaki bir kız çocuğu ile evlenilebileceğini bildiriyor.

aişe, muhammed"in karısıyken büyüyecek ve 18-19 yaşına geldiğinde de muhammed"in ölümü üzerine, kimi kumaları gibi, çok genç yaşta dul kalacaktır. ve hiçbir erkekle evlenmemeye "mahküm" edilerek...muhammed"in karıları, müminlerin anaları sayıldığı için...

aişe"nin kaybolan kolyesi ve safvan:

muhammed, mustalıkoğluları" na karşı gece baskını için yola çıkma hazırlığında. yıl : miladi 627. bu sırada muhammed, aişe" yi de yanına almıştır. aişe 9 yaşındayken muhammed" in koynuna verildiği tarih, eğer hicri şevval ya da zilkade 1 / miladi mayıs ya da haziran 623 ise- 13 yaşındadır daha. aynı gece baskınının sonucunda, tutsaklar arasında güzelliğiyle göze çarpacak ve başkasına düşmüşken alınıp muhammed in koynuna verilecek olan cüveyriyye" yle aynı yaşta. devenin üzerinde kapalı bir yer ("mahmil"); aişe de içinde. gidilir; baskın yapılır, elde edilecekler elde edilir ve dönüş başlar. gidiş medine"ye doğru. derken bir konak yerinde biraz kalınır. gecenin bir kesimi. bir süre sonra; kalkıp yola koyulmaya yöneliş. tam bu sırada bir şey olur: aişe çişi için ya da öbür işini görmek üzere birlikten ayrılır. ayrılışını haber verse olmaz mıydı? olurdu ama, kimseye haber vermemiş işte. çişi ya da öbür işi olup bittikten sonra döner; ama bir terslik: göğsünü yokladığında, kolyesini bulâmaz ve kopup düştüğünü anlar. geri dönüp gerdanlığını aramaya koyulur. o sırada aişe devesinin üzerindeki kapalı yerinde bulunuyor sanıldığı için herkes habersiz ve birlik uzaklaşıp gitmiştir. aişe, kolyesini bulur; ama işte o saatlerde, yolda yapayalnız. konaklandığı yere gelir, orada bekler. gelsin götürsünler diye... beklerken uyku bastırır ve uyur. ve bu sırada: muattal oğlu safvan. arkadan gelmiş, aişe" yi görünce de şaşırmıştır. şaşkınlığını anlatan sözler. onun bu sözlerine de aişe uyanır. safvan, aişe" yi devesine bindirir. yola koyuluş. en sonunda, bir konak yerinde birliğe ulaşılır. bu sırada da dedikodular başlar... aişe" nin kendi anlattığına göre gerçek bu. (bkz. buhâri, e"s-sahih, kitabu"ş- şehâdât/15; kitabu"i-meğâzî/34; tecrîd, hadis no: 1151; müslim, e"s- sahih, kitabu"t-tevbe/56, hadis no: 2770.)

28.07.2005 16:28

Yine IKRA :o)
 
olayda akla gelen sorular:

aişe çişi ya da öbür türlü işi için ayrılıp giderken kimseye neden haber vermemişti? eğer bunun nedeni, çocuk yaşta oluşu idiyse; bu yaşta oluşu biri tarafından kandırılmaya da elverişli değil miydi? aişe ayrılıp giderken o denli insan içinde nasıl olmuştu da kimse görmemişti? gören olmuştuysa, dönüşü neden izlenmemişti? döndüğü görülmedikçe, "dönmüş; mahmiline girmiştir!" yargısı nasıl oluşmuştu? hadiste belirtildiğine göre, aişe"nin deve üzerindeki "hevdec"ini (mahmil) indiren, sonra yine yükleyenler ve aişe" ye "hizmet edenler" vardı. (hadis"e aynı kaynaklarda bkz.) o "hevdec", dinlenme yerinde deveden indirildiğine göre, sonra deveye yüklenirken içinde

aişe var mı, yok mu diye niçin bakılmamıştı? hizmet edenler bakabi- lirlerdi. yine hadiste belirtildiğine göre, "hicab" yani erkeklere karşı "örtünme, perde ardına geçip saklanma" gerektiren bir ayet hükmü bulunmadığı zamanlarda, safvan, aişe" yi görmüştü. (hadise, aynı kaynaklarda bkz.) yani safvan" la aişe birbirlerini tanıyorlardı. bu "tanışma", ileri ölçülerde bir "anlaşma" ya varmış olamaz mıydı?

aişe "zina" ile suçlanıyor:

aişe" nin safvan" la yolda "neler yapmış olabileceği" üzerinde duruluyordu. yoğunlaşan kuşku. dedikodular alıp yürümüştü. son derece yaygın bir duruma gelmişti giderek. muhammed" in bile aişe" ye karşı olan her zamanki tutum ve davranışında bir değişme olmuştu: aişe diyor ki: "medine"ye gelince ben bir ay hastalandım. meğer o sırada, iftiracıların dedikoduları dolaşıyormuş. hastalığımda beni işkillendiren bir şey oldu: peygamber"den de, her hastalığımda gördüğüm ilgiyi inceliği artık göremiyordum. yalnızca gelip selam veriyor ve "nasılsınız?" diyordu, o kadar." (hadis"e aynı kaynaklarda bkz.)

aişe dedikoduları duyup öğrenince üzülmüştür. hastalığı daha da artmıştır bunun üzerine. muhammed"den izin alır ve babasının evine gider. orada da, durumuna ilişkin "tanrısal bir açıklama" bekler. (aynı hadise bkz.)

beklenen "vahiy" bir türlü gelmiyor:

hadiste, bu olaya ilişkin "vahy"in "gecikmesi"nden sözediliyor. ve muhammed, "karı"sından, yani "aişe"den ayrı kalışından doğan soruna çözüm için yakın çevresini topluyor. bunların içinde ali de vardır. ali, görüşünü şöyle dile getiriyor:

- "ey tann elçisil tanrı dünyayı sana dar etmedi ya! aişe"den başka da kadın var, kadın çokl" (bkz: aynı hadis.)

ali, gerçeği öğrenmek için aişe"nin cariyesi berire"nin tanıklığına da başvurulabileceğini söylüyor muhammed"e. muhammed bu tanıklığa başvurdugunda, cariye, "hanımı için iyilikten başka bir şey bilmediğini" söylüyor. muhammed sorup soruşlurduğuna göre, belli ki adamakıllı "kuşkulu". bu "kuşku", onun aişe"ye söyledigi yine aynı hadiste açıklanan şu sözlerden de çok açık biçimde anlaşılıyor:

muhammed: "aişe! böyle bir suçun varsa tevbe et!"

- "aişe! senin hakkında bana şöyle şöyle dedikodular geldi (safvan"la ilişki kurduğundan sözediliyor). eğer bu suçu işlemedinse tanrı seni aklayacaktır. ama eğer işledinse bu suçundan dolayı tanrı"ya yönel, tevbe et! çünkü bir kul, suçunu boynuna alır ve tevbe ederse, tanrı da onun tevbesini kabul eder." aişe, muhammed"in bu sözlerine, babasının ve anasının karşılık vermelerini ister. onlar karşılık vermeyince de, muhammed"e kendisi karşılık verip sonucu sabırla bekleyeceğini söyler.

ve sonunda "vahiy" geliyor:

konuşmadan sonra aişe, yatağına dönmüştür. "bekleme"de... aişe, kendisinin söylediğine göre, hakkında "kur" an ayeti" ineceğini filan beklemiyordu. "ben kim oluyorum ki tanrı, kuran"da benim sorunuma ilişkin ayet indirsin!" türünden açıklaması var aişe" nin. yine açıklamasına göre, beklediği yalnızca, "muhammed" in rüya görmesi" ve onun "rüyasında aklanması". ama beklediğinin ötesinde olur gelişme: muhammed her vahiyde olduğu gibi özel bir duruma girmiştir. daha sonra da konuya ilişkin "vahyin geldiğini" açıklar. aişe" ye anası, kalkıp muhammed" e "teşekkür" etmesini söyler. ama aişe bunu yapmaz; vahyi gönderen "tanrı" olduğuna göre, muhammed" e değil; o" na teşekkür etmesi gerektiğini belirtir. (bkz: aynı hadis.)

aişe"nin "zina" etmediğine ilişkin "18 ayet" birden iniyor:

onca (hadise göre bir ay) gecikmeden sonra "vahy" gelmiştir. hem de kimine göre "10 ayet", kimine göreyse "18 ayet" birden... (bkz. nûr, ayet: 11-20. buna göre toplam: 10 ayet. ama tefsirlerde toplam: 18 ayet olduğu belirtilir. bkz. nesefi, tefsir, 3/134; f.râzî, e"t-tefsiru"l-kebîr, 23/173.) bu ayetler, birinci ve ikinci orijinalleri yakıldığı için muhammed dönemindeki biçimini tam olarak bilemediğimiz (bunun için daha sonraki yazılara bkz.) kur"an" ın bugünkünde, nur suresinde yer alıyor. bu ayetlerde, "zinayı" kanıtlamak için "dört tanık göstermek gerektiği", bu gösterilmediği zaman iftira olacağı açıklandıktan (bkz. nur, ayet: 13) sonra, ad vermeden "iftira edenler" çok ağır biçimde kınanıyor.

işte âyetlerden bir kesim (diyanet"in resmi çevirisiyle):

- "muhammed" in eşine o yalanı uyduranlar, içinizden bir gürûhtur. bunu kendiniz için kötü sanmayın. o, sizin için hayırlı olmuştur. o kimselerden her birine, kazandığı günâh karşılığı, cezâ vardır. içlerinden elebaşılık yapana ise, büyük azâb vardır. onu işittiğiniz zaman; erkek, kadın mü"minlerin, kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulu- nup da: "bu apaçık bir iftiradır!" demeleri gerekmez miydi? dört şahid getirmeleri gerekmez miydi? işte bunlar, şâhid getirmedikçe allah katında yalancı olanlardır. allah"ın dünyâ ve âhirette size lutuf ve merhameti olmasaydı o kötü sözü yaymanızdan ötürü, büyük bir azaba uğrardınız. onu dilinize dolamıştınız. bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. onu önemsiz bir şey sanıyordunuz. oysa allah katında önemi büyüktü. onu işittiğinizde: "bu konuda konuşmamız yakışık almaz. hâşâ, bu, büyük bir iftiradır." demeniz gerekmez miydi?" (nûr, ayet: 11-16.) .

yine sorular:

1- 12. ve 13. ayetlerde, aişe konusunda söylentiler çıktığında bu söylentileri duyanlar, "bu, apaçık bir iftiradır. bu, büyük bir
iftiradır." demedikleri için kınanıyorlar. ayetlerin bu kınaması, muhammed" in yakın çevresini, hatta kendisini de içine almıyor
mu? çünkü onlar da "açık bir iftira, büyük bir iftira" olduğu kanısını taşımıyorlardı:

- ali"yi ele alalım. böyle bir kanıyı taşımadığı için, muhammed"e aişe"yi boşamayı önerdiği anlamına gelen sözler bile söylemişti.

- muhammed"in kendisini ele alalım: böyle bir kanıyı (iftira olduğu kanısını) taşımadığı içindir ki, aişe"ye, eğer ileri sürüldüğü gibi
bir suç işlediyse, bundan dolayı "tevbe" etmesini önermişti.

2- ayrıca, kimsenin elinde herhangi bir kanıt bulunmadan, "iftira" olduğu konusunda kesin bir yargıya varması nasıl beklenebilir?
kuşkusuz "kanıt" bulunmadığı için "zina" suçunun işlendiğine de yar- gıda bulunulamaz. ama tersine bir kanıya varmadılar ve
"iftiradır" hem de "apaçık bir iftiradır, büyük bir iftiradır" demediler diye insanlar nasıl kınanabiliyor?

3- ayetlerden ve kimi "rivayetlerden" anlaşıldığına göre: aişe konusunda dedikoduları yayanlar, yalnızca "münâfıklar" da değildi:

- 14. ayeti ele alalım: "allah"ın dünya ve âhirette size lutuf ve merhameti olmasaydı, o kötü sözü yaymanızdan ötürü, büyük bir
azaba ugrardınız." deniyor. demek ki, "o kötü sözü yayanlar" için tanrı" nın "dünyada ve âhirette lutuf ve merhameti" olmuştur.
bu durumda olanlarsa, "tanrı katında kâfir" sayılan "münâfıklar" olamazlar. yani bunlar, "münâfıkların" dışındaki müslümanlardır.
.

- 11. ayette sözü edilen "elebaşi"nın kim olabileceği üzerinde durulurken, kimi rivayette bu kimsenin "münâfıkların başı abdullah
ibn übey" olduğunu ileri sürerken, kimileri de buradaki anlatımın kapsamı içine, muhammed"in ünlü şairi hassan ibn sâbit gibi
önemli kişilerin de girdiğinden söz ediyor. (bkz. taberî, camiu"l-beyan, 18/69-70; f.râzî, 23/174; tefsiru"n-nesefî, 3/134.)

bunlara ne demeli?

4- tanrı "vahiyle" açıklama yapacaktı da, bu açıklamayı daha önce, yani dedikodular oluşup yayılmadan niçin yapmadı? neden
"bir ay" bekledi de, başta "peygamber"i ve sevgili karısı olmak üzere herkesi üzdü? gelişmeler neden böyle olmuştur?

5- bir "zinanın" kanıtlanması için "dört tanık" istemek, gerçekçi bir yaklaşım mıdır?

hadiste belirtildiğine göre: aclanoğulları"nın ileri gelenlerinden medineli asım ibn adyy in ve aynı kabileden uveymir"in
"peygamber"den bir sorulan olur:

- bir adam, karısını bir adamla zina ederken bulsa ne yapmalı? karısının tam karnı üzerinde bulsa? eğer gidip dört erkek tanık
bul- maya yönelirse, zina eden adam işini bitirip gidecektir!!! dört tanık mı aramalı, yoksa..? (hadisi ve soruyu çeşitli biçimiyle
görmek için bkz. f.râzî, 23/164; buhâri, e"s-sahih, kitabu tefsiri"l-kur"an/24/1; tecrîd, hadis no: 1716; ebu dâvüd, sünen,
kitabu"t-talâk/27, hadis no: 1716; ebu dâvûd, sünen, kitabu"t-talâk/27, no: 2245.)

bu soru, "zina" için "dört tanık" isteniyor olmasından kaynaklan mıyor mu?

yüzlerce idamlığa güzel cüveyriyye için beraat:

abdullah ibn ömer anlatıyor

- "peygamber, benû mustalık üzerine gece baskını yaptı. onlar ansızın yakalanmışlardı. hayvanları da su başında sulanıyordu.
peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. o sırada cüveyriye"yi kendine seçti."
(bkz. buhari, kita- bu"l-itk/13; tecıid, hadis no: 1117 müslim, kitabu"l-cihâd/1, hadis no: 1730; ebu dâvûd,
sünen,kitabu"l-cihâd 100, hadis no: 2633.)

"cüveyriyye", "cariyecik" demek. çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. asıl adı "berre" iken, muhammed"in el
koymasından sonra bu adı almıştı.

yıl: 627. muhammed, mekke"yle medine arasında el mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan mustalıkoğulları (benû
mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. istediği sonucu da elde ediyor. yukarıdaki hadiste, muhammed"in "savaşır
durumda olanlarını" öl- dürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (birçok kaynağı bir arada görmek için
bkz. leoni caetani, çev. hüseyin cahit, istanbul, 1925, s.145-146.)

"ganimetler" , "tutsaklar"...

ve tutsaklar arasında güzel cüveyriyye. mustalıkoğulları"nın başkanı haris"in kızı. şimdi "cariye" durumunda. yani alınıp
satılabilir nitelikte. tecrîd"in "mütercim"i kamil miras"ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, sâbit ibn kays"ın payına
düşmüştür." (bkz. sahih-i buhari muhtasarı tecrîd-i sarih tercemesi, 1117 numaralı hadisin "izah"ı.)

ne var ki kız çok güzel. üstelik de soylu.

kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? yeterli bir kanıt yok. ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, muhammet"in onu
kendine aldığını görüyoruz. muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. ve ardından "zifaf"..

arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". muhammed hamidullah şöyle diyor:

"... birkaç saat sonra biz, düşmanın, muhammed"in (a.s.s.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...)
sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. iki yüz ailenin birden, hiç
beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, mustalık"lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. ve
sonunda islam"ı kabul ettiler." (bkz. prof. dr. muhammed hamidullah, islâm peygamberi, çev. prof.dr. salih tug, istanbul,
1980, 1/264)

bu durum karşısında: "ey güzel ve aşk, sen nelere kâdirsin!" demek yerinde olmaz mı? "

muhammed 56 yaşındaydı o sırada. güzel körpecik cüveyriyye"yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. suyun yanında
hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. karılarından aişe de oradayken... cüveyriyye ve aişe aynı yaştalardı. medine"ye
dönüşte de aişe"nin kolyesi ve safvan olayı meydana gelecektir. acaba, aişe muhammed"den bir öç almak istemiş miydi?
cüveyriyye"yi kıskanmış olarak?..

"kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. anılmaya, üzerinde durulmaya
değer bir şey:

muhammed, tutsak kadınların ırzlarına geçilmesine izin veriyor:

ebu said el hudfı"nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında arab"ın en

nefis kadınları" bulunuyordu. (bkz. müslim, e"s-sahih, kitabu"n- nikâh/125, hadis no: 1438.) ve o baskını gerçekleştirmiş olan
müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. hemen yatmak istiyorlardı. yatmak istedikleri kadınlar, birer
"cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? öyleyse müslümanlara "helâl"diler. gerçi muhammed"in: "tanrı"ya ve âhiret gününe
inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz."
dediği de aktarılıyor. ve bu arada: "tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ,
fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (bkz. ebu
dâvûd, kitabu"n-nikâh/45, hadis no: 2158.) ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki...


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 17:10 Uhr.