![]() |
onlarin isine gelmiyor kardes ondan :)
neden acsinlarki? cünkü bütün sökükleri cikacak ortaya nasil acsinlar :)
|
Biraz da Bekir Çoşkun okuyalım!
Sevgili Alpi aslında senin bu yazıyı asman gerekirken ben astım.
İnsanların çok, çok sorunları var. Ama, bazı insanlar bütün bu sorunları üç kalimenin içine sığdıra bilirken bile o olgunluğunu ve alicenaplığını yok etmiyorlar. Hani krem ile otuzbirin iç içe olduğunu bilmeme rağmen ayrı, ayrı birleşerek iki erkek insandan üretime nasıl bir hizmette bulunabileceklerini ne ben düşündüm, ne TIP, nede saygın dinler. Ve bir de ülkemizin milliyetçiliği,vatan sevgisi içinde var olan doğa, hayvanlar ve çeşitli insanların mutluluğu, umudu, hüznü ve özlemleri bu tür uçkur kaşkınlarına düşünce sadece UTANÇ duymaktayım. 30 Ocak 2007 Bekir COŞKUN Ne münasebet Ermeni’yiz?.. BUGÜNLERDE bir araya gelince "Ne münasebet Ermeni’yiz"i konuşuyoruz, hep bir ağızdan. Hepimiz tek tek "dedelerimizin Yemen’de şehit olduğunu" anlatıyoruz birbirimize ve soruyoruz: "Ne münasebet Ermeni’yiz?.." Kimi milliyetçi kardeşlerimiz, boyunlarını ortaya doğru uzatıp kafalarının şeklini gösteriyorlar ve soruyorlar: "Bu kafa ne?.." "Kel kafa..." "Hayır, milliyetçilik şekli olarak ne kafa?.." "Türk kafa..." "Eeee... Ne münasebet Ermeni’yiz?.." Gemiyi kaçıran milliyetçi kardeşimiz, kafanın dışını değil içini de gösteriyor; bir vapur dolusu insanı süründürerek ve korkutarak "ne münasebet Ermeni’yiz?"i kanıtlamaya kalkıyor. (Milliyetçi, ama ordudan atılmış bu...) Ve futbol karşılaşmalarında açılan büyük büyük "Biz Ermeni değil Türk’üz" pankartları, güzelim kafalarımızın bir araya gelince daha çok çalıştığını kanıtlıyor. Amigolar şöyle bağırdılar: "Oturan Ermeni olsun..." Herkes ayağa kalktı ve "Ermeni" olmaktan kurtuldular. * Sonuçta milliyetçi kızdı. Bence dünyaya verilmek istenen barış, sevgi, hoşgörü mesajı işine gelmiyordur. Belki de o sanıyor ki, "Hepimiz Ermeni’yiz" diyen yüz bin kişi bir anda "Ermeni" oldu. Peki nasıl anlatmalı?.. Diyelim ki "Kafam kazan gibi oldu" dediğinizde kafanız kazan, "Kuş gibi uçtum" dediğinizde kuş, "Eşek gibi çalıştım" dediğinizde eşek mi oluyorsunuz? Ya da; adam başı milyon kez "...doğruyum, çalışkanım" demekle "doğru, çalışkan" olunmadı da, bir kez "Ermeni’yiz" deyince mi "Ermeni" olundu? Nasıl anlatmalı, nasıl?.. Bu sadece bir ifade biçimidir; acıdaki içtenliği, insani duyguları paylaşmaktaki samimiyeti anlatır... Irkçılığa, kafatasçılığa tepkiyi... "Önce insan" olmanın yüceliğini... Yoksa... Ne münasebet Ermeni’yiz?.. |
lass mal jeden so denken
wie er will und/oder möchte.was heisst hier selbsverarschung..herkes senin gibimi düsünmeli..yani bu dünyadakt tek dogrucu davut sensin öylemis?
|
kurucusunun ermeni oldugu
bi gazetede köse yazari olsaydim bende öyle yazardim
|
???
1948
1 OCAK - içişleri Bakanlığında 14 ilçenin kurulması (Samandağı, Çayıralan, İmranlı, Mengen, Güney, Keçiborlu, Yeşilhisar, Çamardı, Gazipaşa, Çaykara, Germencik, Fındıklı, Kınık, Hacıbektaş) kanunlaştı. 19 OCAK - Eskişehir Hükümet konağı hizmete açıldı. 25 OCAK - Kurtuluş Savaşı komutanlanndan. Şark Fatihi olarak ad dinlan, şair ve edip. Orgeneral Kazım Karabekir (Doğ: 1882) öldü 30 OCAK - Akbank T.A.Ş. Adana"da kuruldu. * 20 şubat - Bulgarlar tarafından iki uçağımızın düşürülmesi karşısında nota verildi. 1 MART - Suat Hayri Ürgüplü"nün Yüce Divan"da mahkemesine b landı. 16 MART - Kapıdere"de (Maraş-Malatya sinin) deprem. Nurhak ve Doğanşehir"de daha şiddetli hissedilen sarsıntının merkez üssü, Gölbaşı çukurluğu. 20 MART - Kurtuluş Savaşı komutanlanndan Korgeneral Naci (Doğ: 1875) öldü. l NİSAN - İstanbul"da Güzel Sanatlar Akademisi yandı. l MAYIS - İstanbul"da; Sedat Simavi (1896-1953), ileride Türkiye"nin yüksek tirajım yapacak olan "Hürriyet Gazetesi"ni kurdu. Gazetenin ilk sayısmda "İktidar" ve "Muhalefet" liderlerinin yazışı yer aldı. Sedat Simavi"nin 1.5.1948 tarihli yazısı: "Bu Gazete... Hürriyet"in programı kısadır. Memleketinizde gelişmeye başlayan demokrasi zihniyetim kökleştirmek ve müdafaa etmek için ortaya atılıyoruz ve demokrasinin memleketimizin bünyesine en uygun bir rejim olduğuna iman etmiş bulunuyoruz. Demokrasinin müdafili olduğumuzu ileri sürmekle. Demokrat Parti"nin körü körüne taraftarlığım ve Halk Partisi"nin düşmanlığım yapa-cağımızı zannetmeyiniz! Hürriyet hiçbir partiye bağlı değildir. Hürriyet hür ve müstakil kalacaktır. Devlet Reisimiz İnönü ile Muhalefet Partisi Lideri Celal Bayar"ın Hürriyet için nezaket göstererek yazdıktan maka-leleri bu ilk sayımızda neşretmekle bunu ispat ettiğimize kaniyiz. Hürriyet"in bütün kuvveti yalnız kendi maddi imkanlarına dayana-rak çıkabilmesindendir. Bundan dolayı da kimseyi gücendirmekten korkmayacak ve kimseyi mennun bırakmak kaygusunu gütmeyecektir. İki yıl evvel Amerika"ya sipariş ettiğimiz ve şimdi elinizde bulunan gazeteyi basan bu makine en son sistem ve süratli rotatif makinesidir. Saatte beş renk üzerinden 44 bin nüsha basan bu makinenin evsafım, za-man zaman, en geç gelen havadisleri, sabaha karşı vaki olan hadiseleri fotoğraflarıyla tespit edcrek size yetiştirdiğimiz zaman anlayacak ve takdir edeceksiniz. Size şimdiden çok vaatlerde bulunmak istemiyoruz. Doğru havadis veren, hakkı gözeten dürüst bir gazete çıkarabilmek için ortaya atıldık. Bu gayeye varabilmek için doğruya seven, riya, iftira ve haksızlıktan nefret eden okuyuculanmızla el ele yürümek istiyoruz. Vatan ve millete faydalı olabilmek için, hür ve müstakil bir gazete kürsüsünün, herhangi bir makam sandalyesinden daha verimli olduğu-na kani bulunduğumuzdan şahsıma ait hiçbir siyasî gaye gütmeyece-ğiz. Elimizde hazır bir gazete varken, kolay bir şöhret vasıtası olan mu-harrirlik hevesinde de değiliz. Baş sütunlardaki yazılar daima (Hürri-yet) imzasmı taşıyacak ve her mevzu mütehassısı tarafından en doğru şekliyle okuyuculanmızın gözü önüne serilecektir. (Bu izahatı imzam altında vermeye mecbur olduğum için okuyuculanmdan özür dilerim.)" İktidar lideri İsmet İnönü"nün yazışı: "Yeni bir hizmet unsuru Basın alemine girdiğinden haberdar olduğum "Hürriyet" gazetesine, arzusu üzerine, iyi dileklerimi yazıyorum. Bu vesile ile 1948 ilkbaharı başmda memlekette yaptığım oldukça geniş seyahatten memnun dön-düğümü söylemek isterim. Çukurova felaketinde vatandaşlarım!, ıstıra-bın şiddetli olduğu günlerde görmüş ve çok müteessir olmuştum. Onla-rı on gün sonra milletçe ve hükümetçe kendilerine gösterilen ilgiden ümitleri artmış ve çalışıp kalkınma arzulan tazelenmiş olarak bulmak beni çok teselli etti, Seyahatinim, iyi bir tesadüfle, kıymetli hatırasını Raman Dağı"ndaki petrol kuyusu teşkil ediyor. Bir bütün gün Raman"in yeni cevherim sey-rettik; memleket için geniş ve hayırlı ihtimaller üzerinde uzmanların tetkik ve tatminlerim zevkle dinledik. Gaziantep, Maraş, Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl, Diyarbakır, Mar-din, Siirt illerimizin halkları, Urfa ve Bitlis ülerimiz ve pek çok ilçeleri-mizin heyetleriyle memleket meselelerim görüştüm. Vatandaşlarım ek-sikleri bilen ve bunların bir an evvel tamamlanmasın! isteyen bir arzu ile bütün düşüncelerim bana anlattılar. Dolaştığım yerlerde halkımızı meşgul eden mevzuları tekrar öğrenmiş olmak istifadeli olmuştur. Siyasî partilerin karşılıklı münasebetlerinde tahakkuk eden terakkiyi derhal fark ettim. Evvelki seyahatimde başladığım gördüğüm iyilik bü-yük bir gelişme ve tekamül kazanmıştır. Herkes fikirlerim ve program-larım biliyor. Partiler emniyet ve huzur içinde siyasî davalarım azimle takip ederken, partiler üzerinde olan yatan meselelerim göz önünden : ayırmıyor, hele birbirine, hiç düşman olmuyorlar. Açık bir surette göze çarpıyor ki, medeni bir insan cemiyetinde hür vatandaşlar münasebet- j lerini sağlam esaslar üzerine kurmuşlar. Dolaştığım geniş bölgelerde | partilerin çalışmaları için koyduğum bu teşhisin büyük kıymeti vardır, j Dünyanın nereye varacağı belli olmayan buhranı içinde Türkiye"nin de-1 mokratik gelişmesinin zehirsiz ve salim bir hava içinde ilerlemesi ma leket için hayati bir ehemmiyettedir. Siyasî partilere mensup olan vata daşlanm her yerde beni, iç ve dış büyük vatan meselelerinde berat» mücadele edeceklerim yürekten temin ettiler. Türkiye medeni alemin anladığı manada hürriyet ve demokrasi | yatı içinde yeni bir ilerleme ve gelişme yolundadır. Her şeyden kıy li olan kendine güven ve Vatanımın geleceğine güven duyguları d tazedir. Bu duyguları korumak yolunda tesirli bir hizmet unsuru c "Hürriyet" gazetesine engin basanlar dilerim." Muhalefet lideri Celal Bayar"ın yazışı: "Demokrasi davasında üç devir Hürriyet gazetesi benden bir yazı istediği zaman neslünizin hürriyet uğrundaki mücadelelerinin hatırları içinde kaldım. Bizim neslimiz hürriyet mefhumu üzerinde duran "Genç-Türk" ede-biyatınm tesiri altmda siyasî hayata girmiştir. Ben de, millet hayatı üe alakadar olan bu mevzuu ele almak istedim. Bazı tarihî hadiselere kısa-ca temas etmeyi düşündüm. Henüz çok genç iken mutlakiyet devrinin, padişahlar idaresinin taz-yikim duymaya başlamıştım. İstibdadın ıstırabı altmda kendimi bir ku-yu içinde dünyadan habersiz, teneffüs etmekten mahrum bir insan gibi görüyordum. Hayatı da bu havasızlık içinde manasız buluyordum. Meşrutiyet inkılabı tahakkuk eder etmez, hürriyet aşkı ile büyük bir heyecan ile memleketi sardı. Bütün kalplerde taze bir ümit ve şevk uyandırdı. Bu arada ecnebî tazyikinin bariz bir ifadesi olan kapitülas-yonlar gözümüze batmaya başladı. Görüyorduk ki ferdî hürriyet ile be-raber millî hürriyet ve tam manasıyla istiklalimize kavuşmak için kapi-tülasyonları memleketimizden söküp atılması iktiza ediyordu. Diğer taraftan yabancılar, fena idare yüzünden zayıf düşmüş vatanı-mızı kolayca yutulur bir lokma sanıyorlardı. Bu durum karşısında millî birliğe dayanan bir müdafaa ve emniyet cephesi yaratmak lazım geliyordu. İşte Meşrutiyet devrinde, bu devri açanlara ve gençliğe düşen başlıca vazife bunlardı. 1914-1918 Harbinin mağlupları arasında bulunuşumuz, memlekete çok pahalıya mal ol-muştu. Ankara"da bin bir felaket içinde, Türkiye Büyük Millet Mecli-si"nin açılışı ve Hükümeti"nin kuruluşu bizim için bir kurtuluş, bir ha-maset ve ayni zamanda millî hakimiyet devri olduğuna şüphe edile-mez. Burada, tam bir hakikat olarak ifade edilmelidir ki; memleketi, bir ferdin iradesi altında toplayarak kurtarmak prensibi fiilen iflas etmiş, buna mukabil milli hakimiyeti temsil eden kuvvetin muvaffakiyeti ken-dini göstermiştir. Yani "Kayıtsız şartsız hakimiyet milletindir" düsturu muzafferiyetin amili olmuştur. Ne garip tecellidir, Ankara"da çalışanlar, bir taraftan millî iradeye dayanan bir devletin temellerini atarken, diğer taraftan "Padişahımız Efendimiz, hür ve müstakil olarak kendini Milletin ağüsu sadakatinde gördüğü gün Millet Meclisi"nin tanzim edeceği esasatı kanuniye daire-sinde vazı muhterem ve mübecceliyeti ahz eder" diyorlardı. Saray ve Bab-ali"nin hıyaneti ve hadiselerin nasıl inkişaf ettiği malumdur. En iyi devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu neticesine varıldı. Bugünkü Anaya- amız mütekamil şekliyle tedvin olundu. Fakat salim bir surette işlemesi için yalnız bir partinin varlığı kafi gelmediğinden Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve onu takip eden Serbest Fırka kuruldu. Her iki fırkanın yürümediği ve muvaffakiyet temin edemediği anla-şıldıktan sonra bir fasıla devri baş gösterdi. İşte bu fasıla devri arasında Demokrat Parti bin bir müşkülata göğüs gererek meydana atıldı. Partimiz demokrasiyi millî menfaate ve insanlık haysiyetine en uy-gun bir prensip olarak tanıdı. Türk Milleti"nin bütün meziyetlerine ol-duğu gibi siyasî hayatta da olgunluğuna inandı. insanlık haysiyetine inanan ve bu haysiyetin ancak insanlık ana hak-lannın teminat altında bulundurulmasıyla korunabileceğim kabul edei partimiz bütün devlet mevzuatında bu prensiplere aykırı hükümleri] bulunmamasını sağlamakla kendisini mükellef bilmektedir. insanlık ana haklanndan bahsederken bu mefhum arasında "korku dan masum olma hürriyetinin" de mevcut olduğu kabul edilmelidir. Herhangi bir zaruret veya sebeple bu prensiplere muhalif olarak y< pılmış kanunların tadil ve tasfiyesine çalışmak Partünizin esash gayeli rinden biridir. Demokrat Parti"nin programı kül halinde tatbik olundı ğu gün memleketimizde büyük değişiklikler olacağına ve Milletimizi bu yüzden refaha kavuşacağına şüphe yoktur. Bize temin edildiğine göre. Hürriyet Gazetesi bu prensiplerin şad müdafii olarak en ileri teknikle matbuat sahasında yer alacaktır. Şu h< de bu değerli neşir vasıtasına muvaffakiyetler dilemek bizim için bir n zifedir. Bu vazifeyi ifa ederken bahtiyarlık duymaktayım." 25 MAYIS - C.H.P. Meclis Grubunda; "İslam İlahiyat Fakultesi" kurulması kararlaştırıldı. 8 HAZİRAN - Hasan Saka Kabinesi istifa etti. 18 HAZİRAN - İkinci Hasan Saka Kabinesi kuruldu. Güven aldı. Mevcut 348 üyeden 40 üye aleyhte oy kullandı. 2 TEMMUZ - TBMM"de yeni seçim kanununun müzakeresine başlaı 4 TEMMUZ - AID Türkiye Merkezi kuruldu. 6 TEMMUZ - Ankara Üniversitesi Teşkilat Kanunu, 2 aleyhte 306 o kabul edildi. 7 TEMMUZ - DP"liler, "Seçim Kanunu dolayısıyla salonu terk ettiler,birinci müzakere sona erdi. 7 TEMMUZ - İstanbul Teknik Üniversitesi Kuruluş Kanunu (No. 5) kabul edildi. 9 TEMMUZ - DP Genel Yönetim Kurulu; Haysiyet Divanı üyeleri, milletvekilleri ve il delegelerinin katılmasıyla Ankara"da önemli bir toplantı yaptı. 19 TEMMUZ - Millet Partisi kuruldu. Mareşal Fevri Çakmak bir bildiri yayınladı. 15 AĞUSTOS - Millî Kütüphane, Ankara"da hizmete açıldı. 16 ağustos - Türkiye Genel Sigorta Anonim Ortaklığı kuruldu. 18 ağustos - Sivrice"de hafif hasarlı deprem. 5 EKİM - Yüce Divan; Eski Gümrük ve Tekel Bakam Suat Hayli Ürgüplü"nün suçsuzluğuna karar verdi. 12 EKİM - Muradiye"de deprem, hafif hasar. 17 EKİM - Ara seçimleri yapıldı. 1 KASIM - TBMM, İnönü"nün konuşmasıyla açıldı:"... Siyasî partilerin kanundan asla ayrılmamaları." 1 KASIM - Miffî Eğitim Bakanlığı, 15 Şubat 1949"dan itibaren okullarda isteyenlerin din dersi takip edebileceklerine karar verdi. 4 KASIM - İstiklal Mahkemeleri Kanunu İle Tadülerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkındaki (5384 sayılı) Kanun kabul edildi. 16 KASIM - Denizli Milletvekili Reşat Aydınlı; Millet Partisi kurucula-nndan Gen. Sadık Aldoğan, Fuat Ama ve Osman Bölükbaşı"nın İnönü ve Bayar"a suikast hazırladıklarım ihbar etti. 22 KASIM - Medine müdafii Gazi Fahrettin Paşa öldü. 6 ARALIK - Atatürk"ün hastahğı dolayısıyla satan alınmış olan "Savarona" yatı satılığa çıkarıldı. (Amerikalı Rich M. Cadwalader adlı bir Amerikalı kadından satm alınmış, Hamburg"da gerekli onanım yapılarak 24 Mart 1938"de sulanmıza girmiştir. Atatürk"ün ebediyete intikalinden sonra uzun süre Boğaz sularında demirli kalan geminin satışı mümkün olmamış. Deniz Harp Okulu öğrencileri için bir gemiye ihtiyaç olduğu dikkate ahnarak 2 Temmuz 1951"de Türk Deniz Kuvvetleri"ne devredilmiştir. Gemide Atatürk"ün özel dairesi ve eşyaları olduğu gibi korunmaktadır.) 7 ARALIK - Bolu Erkek Öğretmen Okulu açıldı. 10 ARALIK - Türkiye UNESCO üyesi oldu. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Türkiye tarafından |
und????? o.T.
ohne Text
|
!
Türkiye’de yüksek tirajlý gazeteciliðin temellerini atan gazeteci, yazar ve karikatürist.
1898’de Ýstanbul’da doðan Simavi 1912’de Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. 1916’da haftalýk olarak yayýmlamaya baþladýðý Hande dergisiyle basýn hayatýna baþladý. 1917’de Pencere ve Casus isimli ilk konulu Türk filmlerini yönetti. 1920’de Dersaadet adýyla günlük bir gazete çýkardý; Kurtuluþ Savaþý yýllarýnda yayýnladýðý Güleryüz isimli mizah dergisiyle Kuva-yý Milliyecileri destekledi. 1921-1930 yýllarý arasýnda Haným, Hacýyatmaz, Yýldýz, Meraklý Gazeteci, Yeni Kitap, Arkadaþ gibi çok sayýda dergi yayýmladý. 1933’te çýkardýðý haftalýk Yedigün ve 1935’te devraldýðý Karagöz isimli dergilerin yayýmýný uzun yýllar sürdürdü. 1946’da Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucularý arasýnda yer aldý ve 1949’a kadar baþkanlýðýný yürüttü. 1 Mayýs 1948’de Hürriyet gazetesini kurdu ve baþ yazarlýðýný yaptýðý bu gazeteyi Türkiye’nin en çok okunan gazetesi durumuna getirdi. Mizah alanýnda da eserler veren Simavi’nin Yeni Zenginler (1918) ve Kadýnlar Saltanatý (1920) isimli karikatür albümleri vardýr. Sedat Semavi 11 Aralýk 1953’te Ýstanbul’da öldü. Meslek: gazeteci |
halen und?????? o.T.
ohne Text
|
mel bu konuda açıklama yapmanı,
bekliyorum.
Bizleri eli çükünde insanlar ile tartışmalara itmekte doğru değildir. Bu tür isimler altında dolaşan, sağa, sola küfürler yağdıran ve bu sayfalarda cinayetlerin çağrılarını yapanların Alman BND tarafından bu sayfalarda araştırmalar yapılmasının yolu o kadar uzun değildir.!!! |
Yok Hindi :)
hahahaha Hinki diyo kizimmi desem Oglummu desem Hindi o Hindi :))
|
...
Bir Nazim Hikmet vatan sevdasiyla yurt disi ediliyor, gazeteciler öldürülüyor, INSANLAR düsünceleri icin "faili mechul" oluyor, INSANLAR baska bir dil konusuyor diye hapislerde sürünüyor, INSANLAR baska inanca sahip diye yakiliyor?! Bunlami gurur duyuyorsunuz?!
|
muhahahaha
ihr seid der witz des jahrtausends! Ein Dieb, der sein Diebesgut nicht zuhause hat wird natürlich sagen, dass er ohne Gewissensbisse seine wohnung durchsuchen lässt!
Wenn Ihr Wahrheitssucher seid, geht in den Osten und schaut wo Armenier gelebt haben und stellt euch die frage, warum sie nicht mehr dort leben?! Lasst euch von den "alten" in den östliche gebieten mal erzählen, was "wirklich" mit den armeniern geschehen ist. |
hier schauen faschos gerne weg...
... warum? weil sie hier in deutschland alle vorzüge genießen können und in der heimat die existenz und sprache des kurdischen volkes ein malheur ist! Das ist Doppelmoral vom Feinsten!
|
bir insan asiriligin dozunu kacirirsa
hic bir zaman hayirli bir sey yapmaz. türk olsun, alevi olsun, kürt olsun, sünni olsun!
|
romancigim, sen asirlardan beri
bu geri kafali insanlara hos görünle ve insanliginla dil döküyorsun. ve yorulmuyorsun... ben sana tesekür etmek istiyorum! nedenmi? cünkü insansin ve türk olarak fasistligi kiniyorsun...
allah sana daha fazla sabir versin! |
romancigim, sen asirlardan beri
bu geri kafali insanlara hos görünle ve insanliginla dil döküyorsun. ve yorulmuyorsun... ben sana tesekür etmek istiyorum! nedenmi? cünkü insansin ve türk olarak fasistligi kiniyorsun...
allah sana daha fazla sabir versin! |
romancigim, sen asirlardan beri
bu geri kafali insanlara hos görünle ve insanliginla dil döküyorsun. ve yorulmuyorsun... ben sana tesekür etmek istiyorum! nedenmi? cünkü insansin ve türk olarak fasistligi kiniyorsun...
allah sana daha fazla sabir versin! |
evet ya
sizin gibi düsünemyenlerin hepsi geri karafa
ALLAHtan sizin gibi süper zekalar var ülkemizde..yoksa biz neler yaprdik!!! |
komm mit ..
..nach kars oder erzurum dann hören wir uns mal diese alten menschen an du vogel..
was ich nicht verstehe..wenn ein armenier dahe rkommt und übers "völkermord" redet dann stimmt das..aber wenn jemand behauptet die armenier hätten auch ein verbrechen an den türken gemacht dann lachst du darüber..wohlgemerkt dies sagt ein amerikaner.. daraus schliesse ich nur was für TÜRKEI gegner ihr seid..leute die so tief in den arsch der armenier und dessen gleichgesinnten kriechen, dass sie aus dem mund wieder rauskommen |
!!
was für eine antwort von dir..3 ausrufezeichen..jetzt hast du es ihm aber gegeben!!
|
Evrensel´den alinti...
‘Hepimiz Ermeniyiz’ ortak bir duygunun eseridir
19 Ocak’ta, Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptığı Agos gazetesi önünde öldürülen Hrant Dink’in cenaze töreni ve cinayetin soruşturulmasına ilişkin tartışmalar sürerken “Hrant Dink’i Uğurlama Komitesi”, konuyla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Türk Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde dün düzenlenen basın toplantısında komite adına konuşan Musa Çam, cenaze töreninde kullanılan “Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeniyiz’ sloganıyla ilgili yaptığı açıklamada, sloganın cenazeye katılanların ortak duygusu olduğunu dile getirdi. Çam, bu slogana karşı çıkanların milliyetçiliği ve ırkçılığı körüklemek istediklerini de belirtti. Öte yandan ESP’nin, Ankara ve Adana’da yaptığı basın açıklamalarında, Dink suikastıyla ilgili olarak Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun istifa etmesi istendi. |
örnek gösterdigin gazeteye baksana..
1 mayisi kutlayacagiz diyip sokaklara dökülen, iscinin emeklinin bindigi otobüsleri yakan teröristleri savunan bi gazete haberini cikartip buraya koymussun..hay hay hanimefendi..evernesel gazetesi istedi diye bunlar hemen yapilmali!!
hem benim dikkatimi ceken baska bir sey daha var..bazi üyeler burda sadece copy-paste tusunu kullanabiliyorlar..kendi yorumlari yok herhalde |
...?
evrenselden alinti diye basligi attim, kendi düsüncemi yazdigimi hatirlamiyorum. burada bulunan üyelerin fikirlerini ögrenmek - paylasmak - tartismak (seviyeli) degilmi forumun özelligi?
Herseye hemen önyargili baliklama daldiginda eline ne geciyor bilmiyorum ama sana iyi dalmalar. |
dikkat ettiysen..
ve de türkcen varsa ben yazi kendi düsüncen demedim..nedense kendi düsünceleri yerine hep copy-paste yaparlar dedim..kendi düsünceleri yokmu dedim..sen dalmadan dallamadan yazdigimi okusan, okuduktan sonra anlasan bence daha iyi olur zannedersem..haksizmiyim?
|
o.T.
hadi lan sende
|
o.T.
Helal olsun sana dayi
|
Hätte die Wissenschaft bewiesen,
dass es einen Gott gibt, so wäre es kein Glauben, sondern Wissen.
Man sagt nicht umsonst: Ich glaube an Gott. Würden wir es wissen, so hiesse es: Ich weiss Gott. Glaubst du an dich? Du weisst wer du bist. Doch in gewissen Lebensbereichen gehst du Schritte, die mit Nichtwissen verbunden sind? Und der Glaube an dich gibt dir Kraft? Aber du glaubst trotzdem an dich? So ähnlich ist es mit dem Glauben an Gott. Es gibt Kraft. |
o.T.
senin gibilerinn kellesini kesip ülkü ocagin onuna atmali mauhahahahahahahha
|
Soruma cevap versene lütfen
Altan Beyin nedir cevap yada cözüm olrak TR halkina biraktigi, yada tavsiye ettigi ??
Bilmek istiyorum, Altan"in bildigi ve bizim bilmedigimiz ? |
Lektürenvorschlag für einen Philosophen
Der Gott der Philosophen
von Wilhelm Weischedel Preis: EUR 29,90 oder sicherlich in jeder gut sortierten Bücherei. Wird im Rahmen des Philosophie Studiums behandelt. Vielleicht kannst Du dadurch einige Antworten zu den vielen Fragen finden. Bitte nicht persönlich anfgreifen. Dies ist ein gut gemeinter Vorschlag. Mir fiel das nur ein, als ich Deinen Beitrag gelesen habe. Viel Spaß damit, Conny |
Ganz einfach...
Mann glaubt in beiden Fällen.
Der eine GLAUBT an etwas, der Andere GLAUBT nicht daran. Im endeffekt tun es BEIDE aber jeweils an was anderes. Die Kunst liegt trotzdem darin, daß beide sich respektieren und nicht dafür verurteilen. ;o) |
genau das ist der Punkt
saygi deger Gaynana ;)
psssssssssst |
Leitfaden für die Foren
Mir fällt beim Durchstöbern der Foren jedes Mal auf, wie persönlich und verletzend viele Beiträge sind.
Ich denke, daß wir ALLE in der Lage sind diese Foren als eine KONSTRUKTIVE & PRODUKTIVE PLATFORM, statt sie als eine DESTRUKTIVE PLATFORM zu nutzen. In diesem Sinne möchte ich jemanden Zitieren: ""Es ist besser, für etwas zu kämpfen, als gegen etwas."" Amos Bronson Alcott Nutzt Eure Energien sinnvoll auch diese Resourcen sind irgendwann augeschöpft. :o) Conny |
nazim hikmet
kendisi gitti..sovyet sevdasindan..kaldiki bu yazdiklarinin pkk ile ne alakasi var..öldürülen pkk liysa ne güzel..gebersinler
|
simdi bu Prof"uda Türk yaparlar :)
merak etme arkadasim.cünkü adam gercekleri arastirmis ve ortaya cikarmis .
|
pesinede..
o kelleyi senin koca popona yerlestirmeli zuhahahahah
|
alakaya maydonoz :)) o.T.
ohne Text
|
ahmet altan..
zamaninda nokta dergisine aile ici cinsel iliskiyi yapnalri savunan yazi yazan mahlukat..gec sen onu
|
cok fazla terör icerikli film izlemis:)
belli ,baksana sanki horozun kafasini kesip atiyor:)))
|
fasist irkci iste
ne yapacaksin hahahahhaha
bide baskalarina demezmi |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 12:06 Uhr. |