![]() |
Fark su... birisi inanc, digeri siyasi o
ohne Text
|
Mercânî Camisinde Tarihî Cuma .......
Mercânî Camisinde Tarihî Cuma
Başbakanlıktaki görüşmenin ardından heyet doğrudan Cuma namazını kılmak üzere tarihi Mercânî camisine gitti. Buradaki kalabalık cemaate bir hutbe okuyan Ali Bardakoğlu, Türkiye’deki Müslümanların dostluk ve kardeşlik selamını ileterek sözlerine başladı. Aynı anda Tatarcaya da çevrilen hutbede Bardakoğlu, Mercânî gibi büyük alimleri yetiştiren ve büyük sıkıntılardan sonra bugünlere gelen Tatar halkının geleceğe umutla bakması gerektiğini belirtti. Cemaat arasında gençlerin çokluğunun da önemine işaret eden Bardakoğlu, İslam dininin ahlâki prensiplerinin çocuklara ve gençlere benimsetilmesinin önemi üzerinde durdu. Bardakoğlu, dindarlığın ahlâki bir dindarlık olarak öne çıkmasının birçok yanlış anlayışları ortadan kaldıracağını ve fanatizmi engelleyeceğini de ilave etti. Bardakoğlu, dünyada bazı kimselerin İslam’ı terör ve radikal hareketlerle özdeşleştirmeye çalıştığını bu yüzden de hep birlikte İslam’ı gerçek anlamıyla dünyaya tanıtmak gerektiğinin altını çizdi. Bardakoğlu’nun hutbesinin ardından Cuma namazını da Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez kıldırdı. Cuma namazı sonrasında heyet, Mercânî külliyesi içinde Kazan Müftüsü Mansur Celalettin tarafından verilen yemeğe iştirak etti. Burada Diyanet İşleri Başkanı’nı bir süpriz bekliyordu. Yıllarca öğretim üyeliği yaptığı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden arkadaşı olan Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz da orada bulunuyordu. Hasan Kamil Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın Kazan’da açtığı İslam Koleji’nin davetlisi olarak bir başka heyetle gelmişti Kazan’a. Tataristan Cumhurbaşkanlığının Dış İlişkiler Sorumlusu Timur Akulov da yemeğe iştirak etti. Yemeğin ardından Mercânî külliyesi içinde yer alan İslam Koleji ziyaret edildi. Kolejin kuruluşu ve programı hakkındaki bilgileri Diyanet İşleri Başkan’nına Hasan Kamil Yılmaz verdi. Bütün restorasyonunu ve tefrişini Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’nın yaptığı bu kolej, henüz bir yıl önce kurulmuş ve yine bu vakfın görevlendirdiği iki yetkili tarafından idare ediliyor. Ayrıca Kazan’da, Özbekistan’da ve Türkiye’de dini eğitim almış yerli hocaları da bulunuyor. Kolej, Tataristan Müslümanları Dini İdaresi ve Kazan Müftülüğünün işbirliği ile kurulmuş ve temizliği ile dikkat çekiyor. Ali Bardakoğlu kolejin programı üzerinde durarak bununla ilgili ortak bir ıslah çalışması üzerinde durdu ve diğer konularda da yardıma hazır olduklarını söyledi. İslam Koleji ziyaretinden sonra heyetin yeni adresi Rusya’nın en eski üniversiteleri arasında yer alan ve 1804’te kurulmuş olan Kazan Devlet Üniversitesi’nin oldukça zengin eserlere sahip olan Lobaçevski Kütüphanesi idi. Lobaçevski Kütüphanesi yaklaşık 5 milyon cilt eserin saklandığı önemli bir kütüphane. Oldukça kıymetli el yazma ve basma eski eserin yer aldığı nadir eserler bölümüne yapılan ziyarette bölüm müdürü Cevdet Minnullin bazı yazmalardan, basmalardan ve gazetelerden örnekler gösterdi. Bunlar arasında Mercânî’nin İbn Haldun’dan etkilenerek yazdığı 7 ciltlik Vefiyetü’l-Eslâf adlı tek nüsha yazma eseri de vardı. Bu eserden birazcık bahsetmekte fayda var. Arapça kaleme alınmış olan bu eserin sadece birinci cildi basılmış, kalan 6 cildi ise halen yazma olarak saklanıyor. Birinci ciltte genel olarak ilimler tasnifi üzerinde durulan bu eserin diğer altı cildinde İslam dünyasında yetişen alimler, dönemler dikkate alınarak, tanıtılıyor. Altıncı cilt ise özellikle İdil Ural bölgesinde yetişen ulemaya tahsis edilmiş. Buhara’da, Semerkant’da öğrenim görmüş ve buralardaki zengin kütüphanelerde araştırmalar yapmış olan Mercânî’nin bu eseri şüphesiz oldukça önemli. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu burada özellikle Vefiyetü’l Eslâf’ın temini üzerinde durdu. <a href="redirect.jsp?url=http://www.diyanet.gov.tr/turkish/yhaber.asp?id=91 " target="_blank">http://www.diyanet.gov.tr/turkish/yhaber.asp?id=91 </a> |
Mercânî ve Vefiyetü’l Eslâf.......
Mercânî ve Vefiyetü’l Eslâf
İdil Ural bölgesi bu açıdan oldukça zengin. Bölgedeki ulemanın hayatları ile ilgili yine çok kıymetli bir eser daha var. Meşhur Tatar alimi Rızaeddin Fahreddin’in Tatarca olarak telif ettiği Âsâr adlı eser. İki cildi basılmış ve iki cildi de el yazma halinde Başkurdistan’da Rusya İlimler Akademisi Ufa İlim Merkezi İlmi Arşivi’nde saklanıyor. Bu eser sadece İdil Ural bölgesi ulemasını içine alan çok kıymetli bir eser ve bu yönüyle Mercânî’yi aşmış bir çalışma. Bu iki eserin de en kısa zamanda ilim dünyasına kazandırılması gerekiyor. Lobaçevski Kütüphanesi ziyaretinin ardından bu kez çok kısa bir ziyaret vardı sırada:. Kazan Devlet Üniversitesi Doğu Bilimleri Enstitüsü’nde üç yıl önce Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA)’nın girişimiyle açılmış olan Türk Dili ve Edebiyatı bölümü. TİKA buraya 2001’den başlayarak her yıl iki akademisyen gönderiyor. Ayrıca mütevazi bir yardımda da bulunarak güzel bir Türkoloji odası da tefriş etmiş. Odanın açılışı ise yakın zamanda, bir ay önce gerçekleşmiş. Bilgisayarlardan müzik setine kadar her şey düşünülmüş. Enstitü Müdürü Cemil Zeynullin ile yapılan kısa görüşmede Diyanet İşleri Başkanı bir takım İslam Ansiklopedisi ve bazı yayınlar konusunda yardımda bulunabileceklerini ifade etti. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü ziyaretten sonra Türk heyetini son olarak Tataristan Parlamento Başkan Yardımcısı Rimma Ratnikova kabul etti. Görüşmede bazı milletvekilleri de yer aldı. Ratnikova, Tataristan parlamentosu ve parlamentoda kadınların oranı ile ilgili bilgiler verdikten sonra Türkiye’nin dini alandaki deneyimini Tataristan ile paylaşmasının önemine dikkat çekerek yüksek din eğitimi konusunda karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesini istedi. Ratnikova, Tataristan’da dindar ve ahlaklı bireyler yetiştirmenin önemine işaret etti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da her iki ülkede din ve devlet işlerinin ayrıldığını, toplum üyelerinin dindar ve ahlâklı olmalarının oldukça önemli olduğunu söyledi. Ali Bardakoğlu’nun buradaki görüşmede de ısrarla altını çizdiği husus, İslam’ın ahlakî dindarlığa verdiği önemin yeni nesillere kavratılmasının gerekliliği idi. Karşılıklı hediyeleşmeden sonra görüşme sona erdi. Görüşme sonunda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Ali Bardakoğlu görüşmelerle ilgili bilgiler verdi. Kendisine yöneltilen siyasi içerikli sorulara ise bu soruların muhatabının siyasiler olduğunu söyleyerek karşılık verdi. Yoğun bir günün ardından Türk heyetinin akşamki durağı ise, Kazan’daki tek konsolosluk olan Türkiye Başkonsolosluğunun verdiği resepsiyon oldu. Türkiye’nin Kazan Başkonsolosu İsmail Hakkı Musa’nın, Diyanet İşleri Başkanı’nın onuruna verdiği resepsiyona Tataristan tarafindan Cumhurbaşkanlığının Dış İlişkiler Sorumlusu Timur Akulov, Parlamento Başkan Yardımcısı Rimma Ratnikova, Tataristan’ın devlet nezdindeki Dini İşler Merkezi Başkanı Renat Nebiyev, Tataristan Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Osman İshak ve yardımcıları, Kazan Devlet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Asiye Rahimova ve diğer davetliler katıldı. Resepsiyonda Başkonsolos İsmail Hakkı Musa’nın Ali Bardakoğlu’nun gün boyu verdiği mesajlarla ilgili “Yunusça sözler” değerlendirmesi oldukça önemliydi. Ayrıca birinci gün ziyaretlerinin Tataristan ve Rusya genelinde yayın yapan televizyon kanallarında ve basında geniş yer bulması dikkat çekici idi. Akşamki resepsiyonda seyredilen bazı televizyon kanallarının görüşmelere ilk haber olarak yer verdiği gözlendi. |
daha ayrintili bilgi icin, 1000. yil ...
KAZAN 1000 Özel Sayısı
Bininci Yaşında Kazan Çok Değerli Araştırmacılar, Kazan"ın genel Türk toplumu için özel bir konumu vardır: Yeni ve modern dönem Türk aydınlanmasının önemli merkezlerinden biri, canlı bir çekim alanı olma işlevini görmüştür. Bugün de bu özelliğini sürdürmektedir. Kazan, başka bir deyişle İdil-Urallar, bugün olduğu gibi en eski Türk çağlarında da Türklerin canlı yaşam alanlarından biri olmuştur. 2005 yılı İdil boyunun bu canlı merkezinin Kazan"ın kuruluşunun bininci yıldönümüdür. Kazan"ın kuruluşunun 1000. yılı vesilesiyle, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi (MTAD), sosyal ve beşeri bilimler alanında, çalışmalarını bölge üzerinde yoğunlaştırmış uzmanların aşağıda sıralanmaya çalışılan konularda araştırma, değerlendirme ve tanıtmalarından oluşacak bir özel sayının hazırlığına başlamıştır. Araştırma, değerlendirme ve son 10 yılda alana dair yayınların tanıtmalarıyla katkıda bulunmak isteyen araştırmacılarımızı Kazan 1000 Özel Sayısı"na davet ediyoruz. 2005 yılı güz döneminde yayına verilmesi planlanan Kazan 1000 Özel Sayısına yazı kabulü 15 Temmuz 2005 tarihine kadar sürecektir. Özel Sayıya gönderilecek özgün makalelelerin yayın ilkeleri ve diğer süreçler MTAD"ın yayın ilkeleri ile aynıdır. Yazarlarımızın yazılarını MTAD Yayın İlkelerine göre hazırlayıp göndermeleri gerekmektedir. Kazan 1000"deki makale, değerlendirme ve tanıtmaların dili, Türkiye Türkçesi yanında, İngilizce ve Rusça da olabilir. Müstakbel Kazan 1000 Özel Sayısı araştırmacılarının konularını, aşağıda belirtilen konulardan seçmeleri ve derinleşmeleri İdil-Ural Türk araştırmaları külliyatında özel sayımızın da yer almasını sağlayacaktır. Kazan 1000 Özel Sayısı"na vereceğiniz katkılar için şimdiden teşekkür ediyoruz.Özel Sayı ile ilgili her konuda bilgi almak için lutfen aramaktan çekinmeyiniz. Saygılarımızla. Doç.Dr. Abdullah Gündoğdu Kazan 1000 Özel Sayı Editörü <a href="redirect.jsp?url=http://mtad.humanity.ankara.edu.tr/Kazan1000_OS_tu.html " target="_blank">http://mtad.humanity.ankara.edu.tr/Kazan1000_OS_tu.html </a> |
hangisi siyasi hangisi dini?
simdi vatandas tarlada takigina türban derse üniversitede okuyan tib ögrencisi esarp yada basörtüsü derse taktigina hemen definisyon degisecek mi? elbette
ama bunun üzerinden siyaset yapan kim? takanlar mi yoksa fasist essek kemalistlermi? |
Köln`de bir yatma yeri lazim-)))
ben 20.6.-23.6. ve 27.6.-30.6.2005 Köln`de bir yardim, hayir sever örgütte praktikum yapacagim ins`Allah, bedava..
Hangi Müslüman kardes bana bir uyku yeri o günlerde misafir olarak kabul eder?? GB me davetleri ümitle beklerim. Ellim,dillim ve kalbim bos gelmiyecek... Hotels sind mir zu unpersönlich und zu teuer. Allah sizden razi olsun. |
Sen kendini bilmedigin müddetce....
birileri cikar, sana kendini ögretir. biraz düsünürsen osmanlininda eseklik yapanlari olmustur. öyle bir genelleme yapman yanlis!
sence kemelistlik kötüyse, iyi olan ne? |
Evlenme olmaksızın dinsel nikah kıyanlar
Evlenme olmaksızın dinsel nikah kıyanlara hapis cezası uygulanacak
Yeni TCK bu haliyle daha medeni ve DINe akila mantiga daha uygun hal almistir.... Bu ve benzeri acilardan yeni TCK kanunundan basliklar... Linke bakin ve bir gözden gecirin Selamlar ENis <a href="redirect.jsp?url=http://www.nethaber.com/?h=16721" target="_blank">http://www.nethaber.com/?h=16721</a> |
o.T.
<Köln`de bir yatma yeri lazim-)))
ben 20.6.-23.6. ve 27.6.-30.6.2005 Köln`de bir yardim, hayir sever örgütte praktikum yapacagim ins`Allah, bedava.. Hangi Müslüman kardes bana bir uyku yeri o günlerde misafir olarak kabul eder?? GB me davetleri ümitle beklerim. Ellim,dillim ve kalbim bos gelmiyecek... Hotels sind mir zu unpersönlich und zu teuer. Allah sizden razi olsun.> -kölnde yasasam bende kalabilirsin derdim. yalniz hic konusmaman sartiyla. elindeki elinde kalsin gönlündeki gönlünde kalsin dilini esekarilari soksun fatih |
arkadas giysinin siyasi yönümü olur?
insanlar yillar boyu tasidiklari bir elbise birden siyasi oluyor ve tek cözümü onun cikarilmasi. buna alternatif bu olamaz. bunun mantigi ve esprisi yok.
|
Taliban, camiye bomba koydu... Cemaatten
Afganistan"ın güneyindeki Kandahar kentinde bir camide meydana gelen patlamada, ilk belirlemelere göre, 40 kişinin öldüğü ve yaralandığı bildirildi.
(1 Haziran 2005 Çarşamba) Anadolu Ajansı -Görgü tanıkları, Molla Abdül Feyaz Camii"nde meydana gelen patlamada, 40 kişinin öldüğü ve yaralandığını söylediler. Patlamanın, insanların pazar günü öldürülen Taliban karşıtı bir imam için camide başsağlığı dilemek için toplandığı sırada meydana geldiği belirtildi. Bu arada, Afgan güvenlik güçleri, patlamaya bir intihar saldırısının yol açtığını söylediler. LINK <a href="redirect.jsp?url=http://www.nethaber.com/?h=16669" target="_blank">http://www.nethaber.com/?h=16669</a> |
arkadas giysinin siyasi yönümü olur?
insanlar yillar boyu tasidiklari bir elbise birden siyasi oluyor ve tek cözümü onun cikarilmasi. buna alternatif bu olamaz. bunun mantigi ve esprisi yok.
|
..es ist bloß ein Brauch
..in früheren Kulturen wurde das Haar als negativ austrahlende Energie/herrische Symbolkraft ect..
..außerdem haben die Menschen zu bestimmten Zeiten ihr Kopf oder Haarpracht verhüllt, sei es aus klimatischen oder gesellschaftlich-kulturelen Gründen ... ..was heute indoktrineirt wird, ist der Versuch, Frauen in einzuengen, wie immer... ...Sure Nur bezieht sich auf die Bedeckung der Brustwarzen, weil die früheren arabischen und wüstenfrauen mit halbnackten Oberkörper entweder die Babys gestillt ahben, das war Brauch in der Öffentlichkeit oder viele waren als Prostuerite dann zu erkennen ... wenn man sich den Wortstamm VIII der aarbischen Verben anschaut dann gibt steht das Wort ihtimar (Kopftuch) nicht in der Sure, sondern es ist das Wortstamm h-m-r was einfach nur verhüllen im weitesten Sinne bedeutet ! ps: empfehle die von Fatima Mernissi, Der politische Harem |
wird heutzutage politisch mißbraucht o.T
ohne Text
|
ehh nolmus cokmu yazik
kafirlerlen bir olub onlarda binlercesini öldürdü
|
Islam dinini Aleviliestirme
yolundasiniz yani Kurani carpip biciyor kafaniza göre bazi seyler cikariyorsunuz
Islamda basörtüsü vardir laiklik türkcülük irkcilik kemalizim yoktur |
sabka takmiyanlarda hapis
cezasina carptiriliyor tc anayasasinda hangi biriniz sabka giyiyorsunuz
senin su düzen baya kokmusda haberin yok sapka tak yoksam cezasi var |
Türkiye Kilise Tarlasina Dönüstü
Edirne?de Bulgar, Van?da Ermeni, Trabzon?da Sümela, Antalya?da Belek... 3 tane de Balıkesir?e açılıyor
İşgalde yapamamışlardı şimdi her taraf kilise Kilise tarlası! Türkiye adım adım, Hıristiyan kimliğinin baskın hale getirildiği kilise tarlasına çevriliyor. Son dönemlerde artan misyonerlik faaliyetleri ve kilise restorasyon çalışmalarında gelinen nokta, Müslüman Türkiye için işgal dönemini çağrıştıran gelişmelerle sonuçlanıyor. Camiler yıkılıp, minareler saat kulesine dönüştürülürken, Antalya Belek?teki Dinler Bahçesi?nin ardından Şanlıurfa ve Hatay?daki ?diyalog bahçeleri?ne ek olarak Balıkesir?in Ayvalık ilçesinde de AB destekli olarak üç kilisenin restorasyonuna birden başlanıyor. Özgürlük Hıristiyana! Pontusçuların kirli emellerine karşı cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ayin yasağı getirilen Trabzon?daki Sümela Manastırı da, İçişleri ve Kültür Bakanlığı?nın izniyle ayine açıldı. Kur?an Kurslarına getirilen yasaklara, muhalefet ve iktidar kolkola çözüm getirmezken, turistlerin artık Sümela?da mum yakıp, ayin yapacağı gururla açıklanıyor. Van?daki Akdamar Kilisesi?nden sonra, Denizli ve Kütahya?daki kilise restorasyonlarına Balıkesir?deki üç kilise ile devam ediliyor. <a href="redirect.jsp?url=http://www.milligazete.com.tr/" target="_blank">http://www.milligazete.com.tr/</a> |
Almanyada Iki Yüzlülü Insanhaklari
Tüm dünyada oldugu gibi Almanyadada Müsliman düsmanligi yapiliyor.
öcalan yakalandigi zaman türkiye insan haklarini ihlal ediyor bir insani öyle düsük gösteremezsiniz diyorlardi. Ama kendileri Kaplani senelerce beslediler islerine gelmedigi zamanda hertürlü insan haklarina gülünc düsecek davranislarda bulundular. Sizin atalariniz neyse sizlerde onlarsiniz. HEDEFLERİ MÜSLÜMANLAR Metin Kaplan"ın Alman avukatı Ingeborg Naumann Vakit"e ilginç açıklamalarda bulundu. Kaplan ile görüşmek için İstanbul"a gelen ve 20 yıldır birçok Müslümanın avukatlığını yapan Naumann, Kaplan"ın Türkiye"ye iade sürecini ve Almanya"daki Müslümanların sorunlarını anlatırken çarpıcı bilgiler verdi. "Metin Kaplan, sınırdışı edildiği gün, polis karakolunda nezarethaneye atılarak çırılçıplak soyuldu. Adeta intihara teşvik ettiler" diyen Naomann, Almanya"da Müslümanlara yapılan baskıları da şu ifadelerle dile getirdi: "Almanya"da yasalara "yabancı", "Müslüman" ve "terörist" kavramlarını eklediler. Müslümanları göndermek için bunu yaptılar. Almanya"da birçok Müslüman sınırdışı edildi. Eğer bir insan Müslüman ise tamam. Müslümanlar hakkında verilen kararlar hazır. Onu hemen sınırdışı ediyorlar. Suçlu olup olmadığı araştırılmadan suçlu muamelesi yapılıyor. Şartlar eskisi gibi değil. "Müslümansan teröristsin" anlayışı var. Bir insan "Allah"ın kanunlarını benimsemiyorum, elimin tersiyle itiyorum" diyorsa kimse buna dokunmaz. Allah"ın kanunlarını inanç olarak benimseyenler ülkelerine gönderiliyor. Hatta bir insan "Ben demokrasi değerlerine bağlı kalacağım. Ama inançlarımı da yaşayacağım" dese bile sınırdışı ediliyor. Düşünsenize Müslümanlar camiilerde namaz kılarken başlarında polis bekliyor." "HER ŞEYİ KANUNA UYDURDULAR" Metin Kaplan"ın, 12 Ekim 2004 tarihinde özel bir uçakla Türkiye"ye iade edilmesini "siyasi bir karar" olarak nitelendiren Naumann, Kaplan"ın Almanya"da adil yargılanmadığını ifade etti. İadenin kanunlara uydurulduğunu ancak sürecin adil işlemediğini belirten Naumann, "Metin Kaplan"ın suçlu olduğuna dair mahkemenin vermiş olduğu kesin bir karar yoktu. Olaya hukuk çerçevesinden baktığımız zaman Kaplan"ın mevcut şartlarda Türkiye"ye iade edilmesi mümkün görünmüyordu. Ama ilginç bir şekilde apar topar Türkiye"ye iade ettiler. Kaplan sınırdışı edilirken her şey kanuna uydurularak yapıldı. Olayın siyasi bir karar olduğunu düşünüyorum. Adil bir yargılama olmadı. Kaplan"ın Türkiye"ye iade edilmemesi gerekirdi. Metin Kaplan Türkiye"ye iade edilmeden önce Alman İçişleri Bakanı Otto Schilly, Türk İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu ile bir görüşme yaptı. Bu görüşmelerden sonra askeri ihaleler gündeme geldi. Askeri ihaleler karşılığında Kaplan"ın Türkiye"ye iade edildiğini düşünüyorum. Schilly, Metin Kaplan"ın iade edilmesi için Türkiye"ye geldi" dedi. <a href="redirect.jsp?url=http://www.vakit.com.tr/detail.asp?id=11291" target="_blank">http://www.vakit.com.tr/detail.asp?id=11291</a> |
millet aya cikmis sizlerde hala türk
lügün tarihiylen debelesip duruyorsunuz teknolojiniz nerde ilerleyisiniz nerde
bati 100 sene ilerini planlarken sizler hala türkler söyle yapmis türkler böyle yapmis havalarini estiriyorsunuz isin garip tarafi senin su türkler Arablari beyenmezler ama sunuda hic söylemezler arab ve diyer ülkelerin topraklarini iskal edip caldiklarini hic söylemezler türk lerin tarihi cogu baska ülkelerin arazilerini calmaklan olmustur yani okadarda övünecek birsey yok |
Frau Meischberger.
Dün aksam bu bayanin programini izledim davet ettikleri sahislar ne kadar kibar görükselerde birer Islam düsmaniydilar sadece Irmgard Pinn (59) yasindaki Müsliman Almandan haric.
Davetlilerinden birtaneside Ayaan Hirsi Ali (35) Hollandada cevirilen Islam düsmani filmin rol oyuncusu. Ayan diyorki Kuranda kadina tokat atilacakmis. Breee ahmak kadin Kuranda kadinlarlan ilgili yüzlerce Ayet var o Ayet ne icin vur diyor. Hergün sopami atacasik diyor belirli sebebleri var. Afirkada acliktan ölüyordunuz avrupaya gelmis bir iki kurus görmüs baskasinami özeniyorsunuz. Ezilen kadin sadece Islamdami var ya avrupada hayvan pazarinda satilircasina satilan kadinlara ne demeli. Onlari satan ve döven erkeklere ne demeli senede Almanyada 300 kadinin erkeyi tarafindan öldürrüldügüne ne demeli. Tükürügünüzü yaliyor ve baskasina iftira atmaktan baska sey bilmiyorsunuz. Bizler Ayle kurmayi severiz sizlerse hayvanlarlan yasamayi seversiniz. Bizler cocuklari severiz cocuk dogururuz sizlerse onlarin irzina gecer ve onlari öldürürsünüz. Özgürlük kadinin bacaklari arasindaysa o gibi özgürlügü cikaranlara ne demeli. Medeniyetin bulusunda ilerleyisinde teknolojinin bulusunda ilerleyisinde patolun giyen saci acik mini etekli kadinlarin ne gibi rölü olmustur. hic bir rolleride olmamistir. |
Cocuklar Yüzme Ve Kllassen Fahrt
Ikide bir meischberger Islami ele aliyor ve ikide bir Müsliman cocuklarin okulda yüzmeye spora ve klasen fahrte gitmelerinin zorunlu olmasini söylüyor.
Tüm Müsliman kardeslere insana tepeden bakan kemalist Züppelerden haric. Kardesler bizim Ayle yapimiz cok temizdir bazi hatalarimiz olabilir. Sanki avrupalilarda aylelerde hatalar olmuyormu. Cocuklarimizi bu insanlar gibi yetistirirsek büyüyünce cocuklarimiz aynen onlar gibi yetisir. Bugün TC cumhuriyetinde resmen türkcü fasizmi yapiliyor ve Türk Müsliman cocuklarini Islamdan uzaklastirmak istiyorlar. Aynisi bu gurbet ellerde yasadigimiz ülkelerdede mevcut. Kültürümüze cocuklarimiza sahip cikalim yüzme spor yada klassen fahrtlar cocuklarinizi Mühendis yapmaz ama onlara iyi huy ve temiz bir ögrenimlen bunu basara bilirsiniz. Kendi kültürlerinin batakligini bizlerede bulastirmak istiyorlar. |
Onlara Cevabta Yolladim.
Kardesler burda bazi sapiklari fazla ciddiye almayin onlar kendi menfaati icin sabka giymislerdir.
Bu kanallari izlerseniz elinizde olan yazilari o TV lere postalayin ben bunu yaptim bu Almanca yaziyi ARD nin bircok yönetim yerlerine postaladim. Kendi kadinlarini konsumgut für die männer olarak görüyorlar bunlar sonrada bizi beyenmiyorlar. Die soziale Entwicklung in diesem Jahrhundert hat dazu geführt, daß in den Industrieländern (besonders im Westen) viel über und um die Frau geredet wurde, aber ohne einen stichhaltigen Resultat für deren Rolle und Aufgabe in der Gesellschaft zu haben. Laut der theoretischen Aufwertung auf dem Papier, kam die Abwertung der Frauen in der Praxis gleich hinterher. Ihre sexuellen Reize kamen in den Vordergrund, welches sich in der Entfaltung und Persönlichkeit der Frau, deutlich spürbar machte. Sie wurde in Ihrer "Mutter,Frau" Rolle aus dem Familienleben getrennt. Anschließend wurde sie ein Teil der Industrie, der sexuellen Marketing (Mißbrauch) und zum Konsumgut der Männer freigegeben. Die Rolle der Frau ist undefiniert und hat keine Wertstellung in der westlichen Gesellschaft. Wir erblicken Sie am Arbeitsplatz und zwar für die Hälfte der Vergütung von Männern arbeiten. Wir beobachten Sie in der Werbebranche aber nur als eine äußerlich reizende Puppenkonstruktion, die sogar auf den Kaugummis, Reifenreklamen, Milchdosen etc. ihren Platz einnimmt und fern ist von menschlicher Persönlichkeit und Wertung. Laut den männlichen Vorstellungen, die besonders in der Wirtschaft an der Hebel sitzen, sollte die Femina sich mit sammt ihrer äußeren Natur, vermännlichen : -Sie sollte so konsumieren wie die Männer, und wenn es geht auch sie übertreffen. Das stärkt die Konjuktur ... -Sie sollte so arbeiten wie die Männer und wenn es möglich ist, sogar am gleichen Arbeitsplatz, denn dies fördert die Produktion. -Sie sollte für die Hälfte des Gehaltes von einem ganzen Menschen ! (Mann) arbeiten, denn dies füllt die Kassen der Kapitalherren ... Diejenigen, die das ganze beschlossen und festgelegt haben waren bestimmt keine Frauen und von solch einer Gleichberechtigung hat das andere Geschlecht bestimmt nicht geträumt. Emanzipation als "Konsumgut-Gedanke" und Arbeitskraft für die Industrie und das für die Hälfte des Lohnes, die den Männern zusteht. Den Herren von der Wirtschaft konnte nichts besseres passieren. Produkte haben ihren abnehmer, die Tochter Eva´s produzieren, verkaufen und lassen sich verkaufen (Reklame) !!? Alles läßt sich durch sie verkaufen: Eine Frau neben einem Autoöl, Reifen, Rasierschaum, Videogerät, Aufnahmegerät, Uhr etc. hat eben einen besseren Marktpreis !?. Ein Film ohne ein Weibsprodukt (!), die den gelüsten der Männer unterliegt, ist unvorstellbar geworden. Die Werbebranche hat mit wohlwollen die Emanzipationsbewegung und Bestrebung der Frau aufgenommen. Sie wird am Arbeitsplatz beschäftigt, nur wegen der geringen Kosten die sie verursacht und ihrer Anziehugskraft (Weiblichkeit) gegenüber dem männlichen Geschlecht. Von Gleichberechtigung widerum keine Rede.... Die Frau muß arbeiten, Ihrer Tätigkeit als Frau nachkommen, dabei die Kinder Unterhalten und erziehen und nebenbei den Haushalt auf Vordermann bringen. Die Verpflichtungen gegenüber der Gesellschaft und dem Idealbild von den Modemachern zu entsprechen, ganz zu schweigen... Das Durcheinander ist vorprogrammiert: Das Familienleben, Gesellschafts-und Arbeitswelt der Frauen ist zur einer Qual geworden, bei der sie keine Befriedigung finden. Es gibt nur noch die eine ideale "Emanze-Frau", die von den Medien suggeriert und in den Serien sorglos, ohne Probleme und märchenhaft dargestellt wird. Das führt zu physischen und Psychischen Störungen, die mit Aufputschmitteln / Drogen aufgeschoben und beseitigt werden. Es gibt Drogen, die allgemein bekannt sind und deren Wirkung wir kennen. Es gibt andere wiederum, denen wir Ausgesetzt sind und in unser Unterbewußtsein von außen durch die Medien - eingeschleust werden, deren "Einflußnahme / Rausch" aber noch gefährlicher ist, und wir es unkritische konsumieren. Eines dieser Rauschthemen ist: Um die Scheinrolle der Frauen in dieser Gesellschaft nicht Unterzubewerten und um sie - in ihrer Position - als die "Gleichgestellte" zufriedenzustellen, werden auf der anderen Seite Feinddarstellungen erzeugt. Die negative Darstellung und Mißbrauch der Frauen bzw. ihrer Rechte wird dem Islam Vorgeworfen. Damit bezweckt man als erstes, den Islam als ein böses Machtwerk darzustellen und als nächstes den Frauen von ihrer mißlichen Lage abzulenken und vom eigenen System zufriedenzustellen. Dieses Vorurteil wollen wir in kurzen Zügen widerlegen: Uns Muslimen wird häufig unterstellt, der Frau eine untergeordnete, nicht gleichberechtigte Stellung eingeräumt zu haben, welches zu der Annahme führt, daß im Islam, der Frau viel weniger Rechte und Freiheiten dem Mann gegenüber zusteht. Die Stellung der Frau, die der Islam ihr gegeben hat wird aber deutlicher, wenn man in die Geschichte zurückblickt und dabei in der nichtislamischen Welt deren Wert und Ansehen betrachtet und dann noch bedenkt, daß der Islam der Frau schon vor über 1400 Jahren Rechte gab, die Sie nicht einmal in unserer Zeit besitzt. |
Eger...
Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse,
Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı, Merak ediyorum neler yapacağınızı... Biliyorum ama Böylesine şerefli bir konuğa açacağınızı en güzel odanızı, Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını, Ve inandırmaya çalışacağınızı, Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı; Gerçekten evinizde ona hizmet etmekten alacağınız hazzı. Fakat söyleyin bana, Efendimizi evinize doğru gelirken gördüğünüzde, Onu kapıda mı karşılayacaksınız? Yoksa onu içeri almadan önce, aceleyle, Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp Yerine Kur"anı mı koyacaksınız? Peki hala Amerikan filimlerini seyredecek misiniz televizyonda? Yoksa kapatmaya mı koşacaksınız aceleyle, O size kızmadan önce? Kimbilir? Belki de ağzınızdan hiç çıkmamış olmasını mı dilerdiniz, Hatırlayamadığınız en son çirkin kelimeyi... Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız? Ve bunun yerine ortalığa, Kitaplığınızın raflarında tozlanmış, Hadis kitapları mı çıkaracaksınız? Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz? Yoksa teleşla ne yapayım diyerek, Sağa sola mı koşturacaksınız? Merak ediyorum: Eğer Peygamber Efendimiz, Bir kaç günlüğüne sizinle birlikte yaşasa, Yapmaya devam edecek misiniz, Her zaman yaptığınız şeyleri? Ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mı? Her yemekten sonra sofra duası etmeyi, Yine zor mu bulacaksınız? Hiç yüzünüzü asmadan, Oflayıp puflamadan, Her vakit namazınızı kılacak mısınız? Ya sabah namazı için, Sıcacık yatağınızından, Erkenden fırlayacak mısınız? Peki ya yine mırıldanacak mısınız, Her zaman söylediğiniz şarkıları? Ve okuyacak mısınız, Her zaman okuduğunuz kitapları? Peki bilmesine izin verecek misiniz, Aklınızın ve ruhunuzun beslendiği şeyleri? Yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz? Şöyle diyelim ya da: Gideceğiniz her yere götürebilecek misiniz Peygamberi de? Yoksa birkaç günlüğüne değişecek mi planlarınız? Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla? Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız, Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle? Şimdi söyleyin açık yüreklilikle, Onun kalmasını ister misiniz sizinle? Sonsuza dek, hep birlikte... Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız, Ziyareti bitip gittiğinde? Gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir değil mi? Bilmek ve düşünmek, Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse Yapacağımız şeyleri... Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse, Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı, Merak ediyorum neler yapacağınızı ... İbrahim Sadri Evet arkadaslar bende merak ediyorum, ne yapardik eger birgün peygamber efendimiz ziyaretimize gelse. Bu siiri okudum ve sizlerle paylasmak istedim. Saygilarim`la ISIK |
Sende araplarin tarihiyle ilgileniyorsun
<millet aya cikmis sizlerde hala türk
lügün tarihiylen debelesip duruyorsunuz teknolojiniz nerde ilerleyisiniz nerde bati 100 sene ilerini planlarken sizler hala türkler söyle yapmis türkler böyle yapmis havalarini estiriyorsunuz isin garip tarafi senin su türkler Arablari beyenmezler ama sunuda hic söylemezler arab ve diyer ülkelerin topraklarini iskal edip caldiklarini hic söylemezler türk lerin tarihi cogu baska ülkelerin arazilerini calmaklan olmustur yani okadarda övünecek birsey yok> -Uzaya cikacak teknoloji mekkedemi var bir düsün bakalim! Poponuz sikiyorsa gelin sizde türklerde calin arazilerini. seni bölücü seytan seni!!!! |
<dilini esekarilari soksun fatih>
...anliyamadim kardes Frankenstein, lüften izah edermisin, hangi fatih, fetah???
susmasani cok severim, sorun degil. Allah senden razi olsun!!! |
giyimin siyasisi olmazsa neden.....
afkanistanda kadinlari öyle öcü gibi yaptilar?
|
yok cok iyi olmus.. DINIn emride budur
zaten.... HZ. Muhammedde öyle yapardi dimi ???
|
Türk Askeri ABD Askeri
Köyleri yerlen bir edincede Dinin amri oluyormu.
Onu yapanlar Cezasini cekerler merak etme sen sen tanri deyilsin herseye boyunda eyecek deyil Müslimanlar. |
hmmm zor bir soru o.T.
ohne Text
|
o herseyden haberdardir....
evdeki diger kitblari kaldirip yerine kurani kerimi koymak, tozlu raflari´in yerine hadis kitablarini koymak birseyi degistirmez...
biz o anda kainatin efendizi olan muhammed mustafa (s.a.v.)´den neyi gizliye bilirzki? onu zaten gören insan ALLAH askiyla yanip kavrulur, ondaki nur gördügü insana yansidiga an o insan dünyaliklari unutur ve ahiretti düsünür... mühim olan onun bizi ziyarete gelmesi degil, mühim olan bizim ona ahiretde ne yüzle gidecegimiz can yoldasim ... siir güzel ... |
bence cok kolay bir soru...
..cünkü bu zaman`da telefonla termin almadan kimse gelmiyor, zaman baskisi...is, aile sorunlari...kimsenin vakti yok, kapilar kapali, cünlü kimse evde degil, evde olsalarda kim yabanci birisini eve alir??? müslüman sevab pesinde degil, kalbler kapali...müslümanlar garip zaman`da yasiyor.
Yolcuya, yabanciya, komsuya, hastalara kalbiniz acik olmayinca, kapilar niye acik olsun??? |
@donpepelino............................
seni yukaridaki yazindan dolayi supporta sikayet ettim. seni kapatmazmarsa ben senin hakkinda suc duyurusunda bulunacagim.
Camiye bombakonulurmu? camiye dini yada insanligi olurmu? camiye bomba konulmasi savunulurmu? |
ABD Askeride Camide Insan öldürdü
ozaman nerdeydiniz bukadar ilgi göstermemistiniz yani Müsliman Camide adam öldürdümü dünya koparilacak.
ABD askeri Camide silahsiz insanlari öldürdümü kimsenin sesi cikmiyacak. Hem nerden biliyorsunuzki bunu Talibanin yaptigini ABD de yapabilir. istersen git basbakana sikayet et ehehhehehehe |
ABD sizler gibi Musilmanim diye gezmiyor
ama sizler DIN adina Camiide insan kesiyorsunuz....
ISTE SIZIN DININIZ budur... TERÖR DINIDIR SIZINKISI.... |
daha ne istiyorsun.. sende buda yok o.T.
ohne Text
|
Tefsiri Süleyman Ates yapar
ben degil... ona sor
|
wie schön für dich o.T.
ohne Text
|
yanlis olsa bile yine sizlerin kadar
yanlis degildir.. mümkünü yokki sizler kadar hatamiz Kuran Tefsirinde olsun....
|
sen onlara bilgisiz diyorsun, ama piyasa
Profesör diyor... yaaa sizin Hoclariniza piyasa ne diyor ??
KARA TALIBAN HOCALARI |
Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 22:26 Uhr. |