Vaybee! Forum

Vaybee! Forum (http://localhost/forum/index.php)
-   Gesellschaft & Soziales (http://localhost/forum/forumdisplay.php?f=398)
-   -   Religion & Glauben (http://localhost/forum/showthread.php?t=4272)

donpepelino 23.05.2005 12:28

Urfaya Ve Diyarbekire Kilise Acilamaz.
 
Ilerde bunun sonu cok kötü olur dogu da herkösede kilise aciliyor ve misyonerler cirit atiyor.

Bu kiliseler ve misyonerler fitne saciyorlar ibadetlerine hiristiyanliklarina karsi deyilim ama bunlarin ecdatlari barbardi kendileride halen öyle.

Irakta Bosnada Cecenyada Afganistanda Filipinlilerde ne gibi Terör estirdiklerini görüyoruz.





Resmi protokolle kilise açılışı

Diyarbakır’da restore edilen Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi, törenle hizmete açıldı. ABD, Avrupa ve İstanbul’da yaşayan Diyarbakırlıların tarihi eserlere sahip çıkmak amacıyla başlattıkları çalışma kapsamında Sur Beldesi’nde bulunan Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi’nin yeniden ibadete açılması nedeniyle ayin düzenlendi.

Mardin’in Midyat İlçesi’ndeki Deyrul Umur Manastırı Metropoliti Samuel Aktaş’ın yönettiği ayinde, tütsüler yakılarak Türkçe, Arapça ve Süryanice ilahiler okundu, mum yakılarak dilekte bulunuldu.

Ayine katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, yaptığı konuşmada, Diyarbakır’ın 33 medeniyetin izlerini taşıdığını söyledi.

Barış ve huzur içinde yaşamak için çalıştıklarını ifade eden Baydemir, “Bütün dinlerin, etnik kimliklerin barış ve huzur içinde bir arada yaşamamaları için hiçbir neden yoktur. Yaptığınız bütün dualara amin diyorum” dedi.

Vali Yardımcısı Canan Hançer Baştürk ise kilisenin ABD, Avrupa ve İstanbul’da yaşayan Diyarbakırlıların çabaları sayesinde restore edildiğini kaydetti.

Dicle Üniversitesi (D.Ü) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulkerim Ünalan da bütün dinlerin ortak noktasının aynı Allah’a olan inanç olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ünalan, “Herkes birbirinin inancına saygılı ve hoşgörülü olmalı. İnanç bir gönül işidir. Bu kilisede yapılan ayinde sadece Hıristiyanlar değil, Müslümanlar da bulunuyor” diye konuştu.

İstanbul’da esnaflık yapan Süryani cemaatinin ileri gelenlerinden Can Şakarer de 4 bin yıllık tarihi olan kilisenin, yapılan restore çalışmasıyla bin 700 yıl önceki haline dönüştürüldüğünü bildirdi.

Göç ettikten sonra doğdukları yerleri ihmal ettiklerini ifade eden Şakarer, “İstanbul’da biraraya gelerek kiliseyi onardık. Bu Diyarbakır halkı için çok değerlidir. Biz kiliseyi temiz ve bakımlı tutacağız. Bu konuda Diyarbakırlılar da bize yardımcı olsun” dedi.

Ayine İsveç Parlamentosu Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Türk asıllı Yılmaz Kerimo, aynı partinin Süryani asıllı milletvekili Yılmaz Kerimov, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve ilk kademe belediye başkanları, Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirtaş, Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kutbettin Arzu ve AKP Diyarbakır İl Başkanı Abdullahrahman Kurt da katıldı.

Hasret giderdiler

ABD, Avrupa ve İstanbul’da yaşayan Diyarbakırlı yaklaşık 250 Süryani, ayinde biraraya gelerek hasret giderdiler. Hollanda’dan gelen Hatun Ateş, 36 yıl önce Diyarbakır’dan ayrıldığını, böyle bir etkinlikle tekrar Diyarbakır’ı görme şansını yakaladığını söyledi.

Birlikte doğup büyüdüğü komşularını görünce gözyaşlarına hakim olamadığını belirten Ateş, ölmeden önce çocukluğunun geçtiği yerleri gördüğü için çok duygulandığını anlattı. (a.a

<a href="redirect.jsp?url=http://www.milligazete.com.tr/23052005/haberindeks.htm
" target="_blank">http://www.milligazete.com.tr/23052005/haberindeks.htm
</a>

berlinfatih 23.05.2005 13:40

Kafir Kerimov siyasi tutuklularida öldür
 
KATLIAM BASLADI:
Özbekistan’dan ulaşan yeni haberler olayların perde arkasını ortaya koymaya devam ediyor. Katil Kerimov ve Rus lideri Putin kanlı bir katliama imza atmışlardır.
Olay mahallinden kaçan kişilerden alınan bilgilere göre yüzlerce Hizb-ut Tahrir üyesi şehid edilmiştir. Olay şu şekilde gerçekleşmiştir:
Özbek istihbaratı halkı galeyana getirerek sokağa çekmiştir. Halkın arasında koşuşturan (iyi giyimli) Özbek istihbarat elemanları; “kahrolsun Kerimov, zalim Kerimov” gibi sloganlarla halkı kışkırtmış ve olayları büyütmüşlerdir. Bu arada (iyi giyimli) üç kişi hapishaneye yönelmiş ve hapishanedeki bir kısım Hizb-ut Tahrir üyesinin dışarı çıkmasını sağlamış; mahkumlar çıkışın iki tarafına yerleşen, Rusya’dan gelen Rus komando birliğince taranmıştır. Bu esnada ölenlerin sayısı yaklaşık olarak bine yakındır. İçerideki diğer Hizb-ut Tahrir üyeleri ise Özbek ve Rus istihbaratı işbirliği ile kamyonlara doldurularak bilinmeyen bir yere ***ürülmüşlerdir. Bu kişilerin aileleri, yakınları onlar hakkında hiçbir bilgiye ulaşamamışlardır. Sanık aileleri yakınlarının katledilmesinden endişe duyduklarını ifade etmişlerdir.
Katil Kerimov ve Putin ikilisinin bununla da kalmayarak diğer hapishanelerde yatan Hizb-ut Tahrir üyelerini öldürmeye başladıkları haberleri gelmektedir.
Bu dehşet verici girişimde başı çeken Kerimov’a ve onun destekçilerine Allah Azze ve Celle lanet etsin!…
Şehid olan kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz…
<a href="redirect.jsp?url=http://www.islamdevleti.org/content/view/194/96/" target="_blank">http://www.islamdevleti.org/content/view/194/96/</a>

roman 23.05.2005 13:43

Sana bir soru Elazigli!
 
Dosdogru cevap vereceksin neden bu küfür ettigin sistemlerde ve ülkelerde yasiyorsun?

Bir kadin olarak o savundugun Islam ülkelerinde yasamak istermiydin?

Istersen nedenini yaz.

Istemezdiysen neden istemezsin onuda yaz.

Laf sokusturma imali yazilar yazma dosdogru cevap ver.

23.05.2005 14:29

Leute... es reicht mir jetzt
 
ilk önce sunu bilmenizi isterim... ben uzman falan degilim... yani Ilahiyat falan okumadim... ama okuyan ve Unilerde Profluk yapan bir cok uzamanlarin kitaplarini konferanslarini usw.. okudum. dinledim, izledim... onlardan topladiklarimla su kadarini söyleyebilirim....

Allaha inanan ve Ahiret gününe inanip Salih Amel(yani iyilik) yapan her kimse dini gözetmeksizin Cennete girecektir....

Bakara 62
62- Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiîler, bunlardan her kim Allah"a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların mükafatlari (ecirleri) vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir.

Maide 69
Muhakkak ki inananlar, yahudiler, sabiiler ve hıristiyanlardan kim Allah"a ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel işlerse, onlar için bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

Ali-Imran 113-114
113- Hepsi bir değildirler. Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir ümmet (topluluk) vardır ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah"ın âyetlerini okurlar.

114- Allah"a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır.


-------------------------------------------

Yukaridaki Ayetler acikca kimin ne sekilde mükaafatlandirilacagini söylüyor... yani olayin temeli insanliga iyilikte yatiyor... Dini gözetmeksizin iyilik yapanlar Rableri katinda Mükaafatlandirilacaklardir......

Cünkü Allah duygusu insanin yaratilisinda vardir... yani her insan icinden gizlide olsa inkarda etse kesinlikle Allaha inanir... yani bir yaraticinin varligini, bir gücün car oldugunu her zaman farkindadir...

O yüzden Hiristiyanlarda Cennete gidecektir, Musevilerde, Afrikadaki Buschmanlarda.. kisacasi iyilik yapan tüm insanlar Cennete gidecektir....

-------------------------------------------

Birde olayin Ruhu var... yani Kuranin ve tüm Semavi dinlerin ruhu.... Kurana göre ebedi azap yoktur... yani hic bir kimse ebedi Cehennemde kalmayacaktir.... kalamazda, cünkü bu Allahin sistemine ve Rahmaniyetine aykiri.....

Zaten tüm insanlik Cehennem serüveninden gececektir... Resüller bile..... Cehennemde temizlendikten sonra herkesi yaptigi iyilik ve güzelliklere karsilik olarak 7 Cennetten bir tanesine yerlesecektir..... Cehennemde kat katir.... yani kalite kalite ceza... onda yaptigin kötülüklere karsilik tabi....

Sonunda tüm insanlik Cennete girecektir.... böyle bir düsünceye aciktir Kuran... Kuranda Ayet var cehennemde uzun süre kalmalari hususunda "Eger Tanri baska dilemezse"... yani Allahin tüm insanligi af edeip onlari Salih Amellerine göre Cennetlerine yerlestirecegi muhtemeldir....

Isin püf noktasi... tüm dinlerin temelinde yatan yani Semavi dinlerin ortakliklarinda bulusup hayatinda iyilik ve güzellikler yapmaktir.... o yüzden Bakara 62, Maide 69.... Salih AMel diyor... yani Ahiret icin iyilik yapmamizi emrediyor Allah bize ki..... EN AZ CEHENNEM CEZASIYLA.... Mükafat olan Cennete girelim....

O yüzden kimse kimin ne oldugunu Allahtan baskasi bilemez.....

Haci Hocalara kalirsa onlar Allahi bile tahtindan indirecekler..... öyle mahlukattirlar onlar... hic Vatikan Papazindan farklari yoktur.... hepsi Kreuzzüge emreden mahlukatlardir....

Bu sonu tabi benim görüsüm ve gözlemim... gercek anlamiyla uzman olmayan Hoca, yada Papaz insani dinden eder....

Karilari diri diri yaktiran Papazlar.....
Camiilerde Hurafe enlatip, Allahin Jandarmaligi yapmaya kalkan ve Halki devlete millete DINE ve akla karsi kistirtip Linv girisiminde bulunmaya tesfik eden Hocalar.....

Cennetin anahtarini veren Humeyniler
5 Kisinin yardimiyla Abdest alan Milli görüs teskilatinin Baskani Erbakancilar.... ve onlari Cennetten arsa satma olaylari....

Benim kanaatim yeryüzünün en büyük sahtekarlari bu DIN adamlaridir..... topunun cani cehenneme.....

Savastan baska bir seyi emretmiyorlar.... durmadan o kafir bu kafir yok sunu asmak yok bunu asmak lagzim.....
Remsen Dinsizdirler benim gözümde.... haaa Allaha inanmak baska Salih Mael yolunde insanliga faydali olmak baska....

O yüzden Allah Salih Amel pesinde kosmamizi emrediyor

23.05.2005 14:38

Artik Almanlarda ac
 
TR ise 10 yil sonra borcu olmayan bir ülke halini alacaktir....

Korkmayin Alanmlarin TR yi düsünecek hali yok su siralar.... artik Almanlarda kendi dertlerine düstürler

23.05.2005 14:42

Sen sorumu cevapla... ondan sonra soru
 
sor....

Also bir daha oku ve cevap yaz

23.05.2005 14:43

Yerden göge kadar hakliyim
 
artik Safsata Papazlarin... Hurafe Hocalarin tümünün sonu geldi....

Yani nesile siz degil... uzmanlar dini ögretecek... ve zamani gelecek sizleri bile cocuklariniz red edecek..

23.05.2005 14:48

Bizler Muhammediyiz SAFSATACI degiliz
 
aramizdaki fark bu ufak noktada kesisiyor.....

Cok ufak ama Rahmaniyeti ve Sünnetullahi anlamak acisindan daglar kadar büyük fark doguyor

wwahrheit 23.05.2005 15:25

Aynen
 
Sevgili Eniskaya,

iste bende bunlari düsünüyordum, ama bir ispat gerekliydi. Sureler icin tesekkürler...Jetzt kann ich die jedem vorhalten...Auch denjenigen, zu denen ich meinte, inanmak hosgörü ister und die dann erwiderten:,,Hosgörü diye diye bu hallere düstük." Letzendlich spürt man den Hass bei diesen Menschen, die in ihnen lodert. Und Selbstreflektion ist auch wichtig. Bizde sinirlenebiliriz, ama bizde hosgörüyü unutmayalim. Yada en iyisi mi bosverelim, kendi yolumuzda gidelim. Denn:,,Eine Mauer ward um sie gebaut, was ihr auch sagt und zeigt, sie werden niemals glauben..."
Das sind die wahren verlorenen...Denn man kann an Gott nur richtig glauben, wenn er möchte dass du an ihn glaubst. Selbst der Glaube kommt von ihm...
Kendine iyi bak. Allah razi olsun.

xstudentxnrw 23.05.2005 15:29

sadece biri icin..
 
söyleyim.. bakara62 deki arapca kelimeleri incelersen oradaki aciklamalar kim allaha ve ahiret gününe diye yazarken imanin diger dört sartinida icermektedir.. bu derin anlami cogu alimler böyle görmüsler.. yani melekler, kitaplara, peygamberle, hayir ve serrin allahtan geldiginede inanmak lagzim.
su günde yasayan her insan simdiye kadar gelmis her peygamberi kabul etmeli o zaman.

kurandan baska kitaplar inkar edilmiyor, degistirildigi hem kurandaki ayetlerden anlasiliyor. degistirildiklerini ona inanan insanlarda söylüyor. simdi biri cikipta öyle olamaz diyemez.. mönchler kendi bir seyler iclerine yazmadi diyemez!

23.05.2005 15:38

Tesekkür ederim
 
bunlari ben degil... Yasar Nuri degil.. yada baska biri degil... Kurani Kerim söylüyor.....

Yaaa insanlar ne kadar Safsataya bulasmisliginin en büyük isbati Camiilerimiz ve orada anlatilan safstalar....

Yok efendim söyle Alim böyle Alim.. yok böyle Veli.. su dede bu dede...

Insanlar gidip Mezardan medet diliyorlar..... cok yazik... ben cok üzülüyorum hallerine

inan paraylada okumaklada insan bunlari ögrenemiyor... biraz ruhunda yani yaratrilisinda olamlai...

Mesela bir Bülent ersoy bile.. her yil gider Orus Dedenin mezarinin basinda yatar kalkar... sirkeyle oruc acarlar...

Tam salaklik.... Allah yerine insanlari hatta Peygambaeri kiralamislar... Allah degilde onlar Sefaat edecekmis....

Bak Sefaat icin Kuran ne söylüyor...

Zümer 44
De ki: "Bütün şefaat Allah"ındır. Göklerin ve yerin mülkü O"nundur. Sonra hep döndürülüp O"na götürüleceksiniz."

Sonra ona döndürüleceksiniz (Ve ileyhi turceun)
Bu kitasi cok ünlüdür....



Veya Sünnet derler... Kuranda Sünnet falan yokki....
Allah sünneti olur! Allah sünnetininin ne oldugunu acıklayan Kur’an’daki
hüküm ise sudur:
"Velen tecide sünnetallahi tebdila" (Fetih Suresi 23)

Mealide su

Fetih Suresi 23
23- Allah"ın öteden beri gelen kanunu budur. Allah"ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.

Yani Allahin sisteminde mekanizmasinda degisiklik bulamazsin....

Ama gelde bunlari sen Kara Hocalara anlat.....

Selamlar..
ENis

23.05.2005 15:44

O sarti kim koymus yaw ???
 
Nerden cikmis su kadar sart bu kadar sart yahu ????

Yok böyle bir sey .... Kara Hoca Safsatasidir bunlar.... resmen Kurani karalama harekatidir, baska bir sey degil....

Allaha ibadetin zikremtenin sarti ve yeri yoktur... Allah yolunhda iyilik yapmanin sarti ve yer yoktur....

Olay inanmak degil.... inanmayan yok... herkes bir sekilde Allaha inaniyor.... tüm insanligin icinde Allah sevgisi ve duyarligi GENETIK olarak var.....

Hatta inanc Geni var... bunu yeni kesfettiler... ama Ahmned Hulusi ve Süleyman Hoca bunu yillar önce söylediginde kimse takmiyordu.... naber ???

Kimse kimin ne oldugunu bilemez, hüküm veremez.. Resül bile kendi akibetinin ne oldugunu bilmezken... sen nasil o veya bunun hakkinda hüküm verebiliyorsun, sasmamak elde degil.....

Resmen olaylari kavramamissin....

Benim yazdiklarimi anlayabilmen icin... gercekten cok cok daha calislalisin..... ama yinede kabullenemezsin... cünkü isinize gelmeyen olaylardir bunlar...
Bu sekilde Mürid elde edilemez oldugunu bildiginiz icin... Allaha sirk kosmak daha karsli sizler icin

kerio 23.05.2005 16:30

simdiye kadar
 
ikitane adamin isminden fazlasini surada zikretmedin ve zannediyorsun ki kurani bir onlar anlamis.

sen din uzmani olmadigin icin sadece baskalarinin fikir ve düsüncelerini aktardigin icin ve bu konuda kendine ait herhangi bir düsünce bir zahmet bulunmadigi icin sadece baskalarinin fikrini aktariri gibi konus. onlar bu böyledir dedikleri icin öyle olmak zorunda degil. cünkü sen kendin onlarin dogru yada yanlis dahi söylediklerini ayetleri dogru yada yanlis zikrettiklerini dahi bilmiyorsun, dogru yada yanlis meallendirdiklerini de bilmiyorsun.#


bilmedigin icin bilgin kadar konus. yani hepten sus.

23.05.2005 17:42

Devam isim verelim... bizde isim cooook
 
Ahmned Hulusi, Hasan Elik, Zekeriya Beyaz, Salih Akdemir, Bayraktar Bayrakli, Osman Ates, Ibni Arabi, Hüseyin Atay.... usw. usw......

Bunlarin hepsi birer degerdir... branjlarinda uzmandirlar... Kara Hoca degil...

Görüsleri hemen hemen aynidir.... sasma yok onlarin arasinda... Mezhep yok... safsatakolik yok.....

Oldugu gibi Kurani kabul eden beyinler...

Yasar Hoca ilk agzini acma cesareti olen bir kahramandir..... evet aynen öyledir

originalgueler 23.05.2005 17:46

Beyhudelik, kendini beğenmişlik ve
 
kibirlik bazi insanlarin dindarliginin maskesinin altinda saklanir.

Bu din ile hic bir alakasi olmayan ruhsal bir hastaliktir. Maksat kendi beceriksizliklerini ve kendilerine olan nefreti diger insanlara hüküm etmekle dengelerini karsilamak ve gidermektir.

Cogunlukla bu tür depresyonda bulunan insanlarin öz gecmisinde ruhsal bosluk ve frustrasyon bulunmaktadir. Iktidara gecmek icin diger insanlari din ile kendi amaclarina alet ederler. Yetkiyi kendileri halifelerde vesaye uydururlar. Otorite ile insanlari kontrol ederler, kendilerine ordu ve sonunda devlet (bir nevi saltanat) bile kurmaya hedeflerler. Nüfuzu altinda tutmak ve kendi amaclarina kazanmak ön hedeflerden biridir, bu tür amaclari bilgisiz ve kendine öz güveni olmayan kisilerde gerceklesir.

Baskalarina söz gecirmek cok önemlidir, kendi komplekslerini kibriya ve ululuk icersinde saklarlar. Iktidar mevkiine gecmek icin hukuksal kurallarina dahi siddet ve entrikra ile aykiri davranirlar.

Önemli olan bu tür kisiliklere karsi mutlaka mümkün ve eldeki imkanlar oldugu kadar karsi cikmaktir, örnegin degerli arkadasimiz Enis burada yazilari ile bu tür kisilere ve olaylara karsi uyari yazi ekledigi gibi.

Bravo Enis, seni takdir ediyorum.

aynur76 23.05.2005 18:01

ach Enis wir lieben dich
 
:)

tja das ist der unterschied zwischen möchtegerns und leuten die sich wirklich für etwas interessieren ;)

23.05.2005 18:16

Ich danke dir....
 
es ist schön sowas zu hören.....

Es ist eine Frage des Egos.... diese Leute sind Krank.... yani DIN hastaligi var bunlarin hepsinde... yanlis sahtekarlik ve düzenbazlik dini onlari hasta etmis...

Einige Lieben mich und einige hassen mich.... ne dünya dimi ama.... :)))
Wie unterschiedlich doch die Menschen sein können...... :))

Küsschen
ENis

23.05.2005 18:23

Tesekkür ederim....
 
yaaa inan eskiden bende bunlar gibiydim.....

Bundan 6 yil önceki Enis bir hiyarin tekiydi... ayni bu Dinkolikler gibi....

Ben yeni bir tabir(deyim) cikardim....

Bunlarin tümü "AMATÖR DINCILER"....

A dan Z ye bunlar Null Ahnung von Religion Null Ahnung von Astrologie von Kosmos von Technik von Ehre und was noch alles......

Gelip birde sart kosuyorlar.... yok söyle yaparsan bu olur yok böyle yaparsan bu olur.....

Bana göre hayatin tek bir Sirri var..... onuda söyliyeyim...

GEBEN UND NEHMEN...... yani ortaklik... Bu evliler arasindada böyledir, ortaklik im Leben in der Liebe einfach in allem....

Ama gel görki TR erkekleri ortaklik yerine köle ariyorlar... leider leider :))))

roman 23.05.2005 18:42

Kutlarim Enis! o.T.
 
ohne Text

23.05.2005 18:43

Danke schön, danke schön
 
yani katiliyorsun ????

Sence piyasadaki Safsata Dininin ana hatasi nerede ???

xstudentxnrw 23.05.2005 18:47

parali o.T.
 
ohne Text

turgayatacan 23.05.2005 19:19

hoffnungsloser Fall E. amca !!!
 
Insallah Allahu Teala sanada bir gün hidayetini nasib eder. Gercek hidayeti !!!

23.05.2005 20:07

Sende, senin anladigin sekilde olaylari
 
darstellen et ve Cehaletimizi gider.....

Sence Ebedi Cehennem azabi varmi ???

kerio 23.05.2005 20:26

eger hepsi ayni fikirde iseler
 
bu zaaftir, kalite düsüklügünün bir gercegidir. saydiklarinin birkaci bes para etmez.

benim hocalarimin hepsi senin hocalarini dörde katlar sekize carpar. hepsi pirlante gibi alimler, sadece lafta degil yasantilari ile savunduklarinin arkasinda duran Alimler.

23.05.2005 20:28

O halde Resüllerin ortak bildirisi tabli
 
gide zayifliktir......

Yani Hz. Muhammed ile Hz. Isa ve HZ. Ibrahim bir araya geldilermi... Allah ve DIN konusunda anlasamazlar demek.... yani sence anlasirlarsa ZAYIFLIK olur öylemi ?????

tztztztzt

kerio 23.05.2005 20:36

senin sakat proflarin peygamber
 
olmadigi icin peygamber gibi kurani ve dini anliyamazlar. dogru olan birtek din anlayisinin olamayisidir. farkli din anlayislari olacaktir ve hepside kismen dogrudur.

roman 23.05.2005 20:42

o.T.
 
Din öz olarak bir kültürdür, tüm diger kültürler gibi, dini kisaca ilahi bir kültür olarak degerlendirmek gerekir.

Dogru olmayi, dürüst olmayi, hakliligin esitligini savunmayi, yalani, kini, siddeti ret etmeyi, parelel topluluklar olusturmamayi, sahtekarligi kabul etmemeyi, en önemlisi Tanri ile insan arasinda bulunan iliskiye sadik kalmayi ve o iliskiyi yalnizca o ikisi arasinda birakmayi ve tüm bunlara ragmen dinsizligi savunanlarida özgür kilabilmeyi onlarida kucaklayabilmeyi savunur. Zorlama asla yoktur.

Dini kültürlerin hepsi barisi ve bariscilligi ilke edinirler.

Tüm dinlerin öz mayasi Tanrinin sonsuz sevgisi ve aydinligi ile var olabilmektir.

Cinsiyet, milliyet, dil, din ve toplum ayricaliklarini bir zenginlik olarak kabul ederler, parelel bir topluluklar olarak görüp benimsemezler. Tüm islamci radikallerin yaptiklari en büyük hata burada. Parelel bir topluluk olmak istemeleri ve inanilmaz bir cehalet.

Küfür ve kin felsefesi olup cikmazlar tüm dinlerin gercek dindar müminleri.

Önce oku ve cok yönlü oku, tüm sosyal bilimleri ve ilimleri ve tüm dinleri demektir oku terimi.

Kari kelimesini kadin olarak kullanmani saglik veririm Enis.

Hoscakal...

23.05.2005 20:48

Proflar anlayamazda yani uzman anlamazda
 
mavanmi daha iyi anlar... yada balikcimi daha uzmandir ?????

Lütfen biraz düsün ondan sonra konus....

kerio 23.05.2005 20:51

prof olmak birseyi dogru
 
anlamanin garantisi degildir. senin proflarin yazdiklarindan bunu görmek mümkündür. mesela ynö kitablarinda bazi mevzuulari hizli zamanlarinda farkli yazmistir, lakin tvye cikinca farkli anlatmistir.bu herif konjünktüre göre konusmaktadir. parayi kim öderse ona göre konusur.

xstudentxnrw 23.05.2005 20:56

YNÖ gibi AH gibi bir uzman islam
 
terörist bir dindir dedi.. bu simdi dogrumu?

kerio 23.05.2005 21:08

ynö beyaz bunlar cagimizin samirileri
 
kabul ahbarlari, düzenbaz hokkabazlar. hepsi bu. ancak bu kadarlardir fazla degillerdir. ruhsuz kansiz. ama din kuru bilgileri beyine yerlestirmekle anlasilmiyor yasanmadikca. kalbe islemedikce o bilginin hicbir kiymeti yoktur. onun icin yunus taa yillar önce demistir.

ilim ilim bilmektir
ilim kendin bilmektir
sen kendini bilmez isen
ya nice okumaktir.

bunlar sirtinda yük tasiyan hind inekleri gibidir. herkes önünde egilir ama sirtindaki yükün mahiyetini dahi bilmezler.

wwahrheit 23.05.2005 21:17

Ahmed Hulusi
 
Ahmed Hulusi de taktir ettigim sey bütün kitaplarini beles yükleyebilmektir. Cok okudum onu ve cok sevdim, bazi yerleri anlayamasam bile...Bazi yerler gercekten zoruma gitti..Istersen sen de yükle ve sorularimi sana yöneltim. Belki sen anlamissindir...
Evet, onlar kara hoca degiller...

wwahrheit 23.05.2005 21:35

Zinanin cezasi öldürülmek mi?
 
Dünyanin bütün ucunda kadinlar ve genc kizlar zina yüzünden öldürülüyor. Bu konuda aslinda hicbir kimse dini düsünmüyor, aslinda Töre cinayetleri, ama malesef dini öne sürerekten bir neden ariyorlar. Bir genc kiz öldürüldü bir kac ay önce almanyada. Sebebi daha belli degil, ama herkes Törecinayeti oldugunu düsünüyor. Tanidiklarindan biri söyle dedi:,, Bu olayda gücüme giden, onun hileyle vurulmasidir dedi. Hileyle vurdular. AMA Islamda bir kadin uyarilir, sonra 4 sahit aranir ve idam cezasi kararlaninca kadin ölecegini bilir!"
Ve ben sok oldum.
Almanya gibi bi yerde ve bizim cagimizda nasil böyle düsünülür? Cok üzüldüm...
Ve cok kafama takildi bu olay.Bir kac gün bunun gercekten Allahin emrettigi bir sey oldugunu düsünüp Allaha sitem ettim, insallah safligimi affeder. Ama simdiki düsündügüm sey sudur ki: Allah sadece kuranda degildir, Allah kurandan cok daha büyüktür. Ve Allah herseyi daha iyi bilir...
Ama:,, Allah istemeseydi kursun degmezdi!" diyorlar. Nasil degmezdi? Hazreti peygamberimiz bile yaralanabilirken allahin bir garip kuluna degmicekmiydi kursun? Ama allah istedi diyorlar. Peki allah istediyse, neden bir cani almak günahtir? Bu halde yani katile hic bir günah yazilmiyormu? Allah istedi diye? Allah bize akil vermis mantik vermis. Resmen Seytan isi bu, anlayamiyorlar...Yada baska türlü teselli edemiyorlar kendilerini...Cok üzücü.

adnanhoca 24.05.2005 00:12

Fitne
 
Fitne

Arapça"da bazı kelimeler -her dilde olduğu gibi- birden fazla manaya gelebilmektedir. Türkçe"de yüz kelimesinin farklı anlamları olduğu gibi Arapça"daki fitne kelimesinin de farklı karşılıkları bulunmaktadır.

Fitne, asıl olarak "altının diğer yabancı madenlerden ayrılması amacıyla kaynatılması işlemi" için kullanılan bir kelimedir. Kuran"ın birçok ayetinde fitne -kelime köküyle bağlantılı olarak- müminlerle, inkarcıların veya münafıkların birbirinden ayrılması için yaratılan imtihanlara verilen isimdir. Bu imtihanların temel vasfı, içinde saptırıcı unsurları da taşımasıdır. Yani insanın doğru yoldan sapması veya hidayete tabi olması bu imtihan karşısında gösterdiği tutuma bağlıdır. Hz. Musa"nın aşağıdaki duası fitnenin hem saptırıcı hem de hidayete erdirici yönü olduğunu göstermektedir:

Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip-ayırdı. Bunları da "dayanılmaz bir sarsıntı" tutuverince, dedi ki: "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin deneme (fitne)nden başkası değildir. Onunla sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın." (Araf Suresi, 155)

Dünyanın bir imtihan yeri olduğu ve imanın mutlaka sınanacağı Kuran"ın birçok yerinde hatırlatılmaktadır:

İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan (fitneyle denenmeden) bırakılacaklarını mı sandılar?

Andolsun, onlardan öncekileri sınadık (fitneyle denedik). Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir. (Ankebut Suresi, 2-3)

Diğer bir ayette de fitnenin iki türlü olacağı bildirilmiştir:

Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek (fitneye tabi tutarak) imtihan ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi, 35)

İnsanın çok mal sahibi olması ve birçok nimetle donatılması, Kuran"a göre hareket ettiği takdirde onun Allah"a yaklaşmasına vesile olur. Ama övündüğü ve sahip olduklarını Allah rızasına uygun biçimde sarfetmediği takdirde doğru yoldan sapmış olur. Böyle bir kişi için "mal fitnesine kapıldı", "mal fitnesine" düştü tabiri kullanılır. Bu kişi imtihanı kaybetmiş ve ahirette "hüsrana uğrayanlardan" olma noktasına gelmiştir.

Aynı şekilde başa gelen bir sıkıntı, bir hastalık, kişinin evini, ailesini kaybetmesi gibi durumlar da fitneye örnek verilebilir. Ancak insan burada isyan ettiği, umutsuzluğa ve üzüntüye kapıldığı takdirde, fitne onun iman sahibi olmadığını ortaya çıkarmış olur.

Mümin ise her türlü olayın Allah"tan geldiğini bilir ve her türlü olay karşısında Allah"tan razı olur, en büyük sıkıntıyı bile tevekkülle karşılar. Dünyaya ait hiçbir değer onun kalbinde yer tutmadığından bunların kaybından veya elden çıkmasından üzüntü duymaz. Bu ruh halinin Allah"ın rızasını kazanabilmek için en uygun olduğunu bilir.



ENIS SEN SADECE FITNECISIN !!! SENI IKI KISI POHPOHLUYOR DIYE HEMEN BIR BASKA HAVALARA GIRMEKTESIN YA !!! SEN 6 YIL ÖNCE NEYSE BUGÜNDE OSUN YANI BIR ARPA BOYU YOL ALAMADIN ! ! !

SENLE ZAMAN KAYBETMEYI NE COK SEVIYORUZ YA ! KENDIMI ANLAMIYORUM BAZEN ! FITNECISIN SEN BASKA BIR KELIME YOK SENIN ICIN !!!

adnanhoca 24.05.2005 00:14

ARKADASIM ÖNCE KAYNAKLARDAN BILGI VEREYI
 
RECM

Taşla öldürme, taşa tutma, birine taş atma, sövme, lânet etme, kovma, birinin namusuna iftira etme, kötü zanda bulunma; evli veya dul bulunan erkek veya kadının zina etmesi halinde Islâm mahkemesi kararıyla taşlanarak öldürülmesi anlamında bir fıkıh terimi. R.c.m kökünden mastar, çoğulu "rucüm" dür. Aynı kökten "racîm"; recm olunan, taşlanan, kovulan ve lânetlenen anlamındadır.

Kur"an-ı Kerim"de bu anlamda "recm" ifadesi bulunmamaktadır. Bir ayette gaybı taşlamak" (el-Kehf, 18/22), başka bir yerde, "yıldızları Şeytanlar için atış taneleri yaptık" (el-Mülk, 67/5) ayetinde "atış taneleri" anlamında "rucûm" çoğul olarak gelmiştir. Zina edenin taşlanması Sünnet, ve icma delillerine dayanır.

Zina bütün semavî dinlerde haram kılınmış ve çok kötü bir fiil olarak kabul edilmiştir. Islâm"da zina büyük günahlardan olup, ırz, namus ve neseplere yönelik olduğu için, cezası da hadlerin en şiddetlisidir.

Zinanın cezası, fiili işleyenin evli veya bekâr oluşuna, Islâmî emir ve yasaklarla yükümlü bulunup bulunmamasına göre kısımlara ayrılır. Dayak, taşla öldürme, sürgün ve Islâm devleti"nin koyacağı ta"zir cezası bunlar arasındadır.


--------------------------------------------------------------------------------

RECM CEZASI

Hz. Peygamber"in evli olarak zina edene recm cezası uyguladığı, tevatüre ulaşan hadislerle sabittir. Temelde kıyasa göre evlilere de yüz değnek (celde) cezası uygulanması gerekırken, bu konudaki hadislerle amel edilerek recm cezası öngörülmüştür.

Recm konusunda hükmü devam eden, fakat Kur"an ayeti olarak okunması neshedilen bir ayet de nakledilir. Abdullah b. Abbas (r. anhümâ), Hz. Ömer"in minberde şöyle dediğini rivâyet etmiştir. "Cenab-ı Allah Muhammed (s.a.s)"i hak ile göndermiş ve O"na Kitab"ı indirmiştir. Recm ayeti de O"na indirilen ayetlerden idi. Biz bu ayeti okuduk, ezberledik ve anladık. Resulullah (s.a.s) recmi uyguladı, ondan sonra biz de uyguladık". Korkarım, zaman geçince birileri çıkıp "Biz Allah"ın kitabında recmi bulamıyoruz" der ve Allah"ın indirdiği bir farzı terkederek sapıklığa düşerler. Şüphesiz recm, Allah"ın kitabında, evli olmak, şahit, gebelik veya ikrar bulunmak şartıyla, zina eden kimse aleyhine bir haktır" (Müslim, Hudûd, 15).

Hz. Ömer"in sözünü ettiği okunuşu mensuh ayet şudur: "Ihtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ederlerse, onları recmedin" (Mâlik, Muvatta", Hudûd 10; Ibn Mâce, Hudûd, 9; Ahmed b. Hanbel, V, 132, 183). Hz. Ömer"in recmi, Medine minberinden ilân etmesi, içlerinde bir çok sahabe bulunan cematten hiç birinin buna karşı çıkmaması, recmin sabit olduğunu gösterir (Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu, Istanbul 1978, VIII, 350). es-Serahsî (ö. 490/1097). Ömer (r.a)"in şöyle dediğini nakleder:

"Eğer insanlar, Ömer Allah"ın Kitabına ilave yaptı demeyecek olsalar, "ihtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ettikleri..." ifadesini Mushaf"ın haşiyesine yazardım" (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/1978, IX, 37).

Hz. Peygamber"in recm cezasına uygulama örnekleri:

1. Işvereninin eşiyle zina eden bekâr işçiye yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası, kadına ise recm uygulanmıştır.

Ebû Hureyre ile Zeyd b. Halid el-Cühenî (r.anhumâ)"dan nakledildiğine göre, zina eden kadının kocası ile, zina eden işçinin babası Resulullah (s.a.s)"e başvurarak bu konuda "Allah"ın kitabı" ile hüküm vermesini istemişlerdir. Işçinin babası şöyle dedi:

"Benim oğlum bu adamın yanında işçi idi. Onun hanımı ile zina etti. Bana, oğlum için recm gerektiği haber verildi. Ancak ben onun adına yüz koyunla bir cariye fidye verdim. Bu arada bilenlere danıştım, (oğlum bekâr olduğu için) ona yüz değnekle bir yıl sürgün cezası, bunun karısına ise recm cezası gerektiğini haber verdiler". Bunun üzerine, Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

Nefsim kudret elinde olan Allah"a yemin ederim ki, aranızda Allah"ın kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ve koyunlar geri verilecek. Oğluna yüz değnekle bir yıl sürgün gerek. Ey Üneys, sen de bu adamın karısına git. Eğer zinasını itiraf ederse, onu recmet". Üneys kadına gitmiş ve kadın suçunu itiraf etmiş, Hz. Peygamber"in emri üzerine de recmedilmiştir (Müslim, Hudûd, 25; Buhârî, Hudûd III, 38, 46, Vekâlet,13). Ebû Hanife"ye göre, yüz değnek yanında bir yıl sürgün, ayete ilâve niteliğinde olup, ayet inince bu ilâve kısım neshedilmiştir. Ancak Islâm devlet başkanı böyle bir cezayı ta"zir cezası olarak verebilir.

2. Zinasını dört defa ikrar eden Mâiz b. Mâlik (r.a)"in recmedilmesi.

Mâiz b. Mâlik, Hz. Peygamber"e gelerek "Beni temizle" dedi. Hz. peygamber "Yazık sana, çık git, Allah"a tövbe ve istiğfar et" buyurdu. Mâiz, pek uzaklaşmadan geri döndü ve "Ey Allah"ın Resulu! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber aynı sözlerle üç defa daha geri gönderdi. Dördüncü ikrarında "Seni hangi konuda temizleyeyim?" diye sordu. Mâiz; "Zinadan" dedi. Hz. Peygamber "Bunda akıl hastalığı var mıdır?" diye sordu. Böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylediler. "Şarap içmiş olabilir mi?" diye sordu. Bir adam kalkıp içki kontrolü yaptı. Onda şarap kokusu tesbit edemedi. Hz. Peygamber tekrar "sen zina ettin mi?" diye sordu. Mâiz "Evet" cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Mâiz recmedildi. Recimden sonra onun hakkında sahabiler iki kısma ayrıldılar. Bir bölümü Mâiz"in helâk olduğunu, başka bir grup ise onun en faziletli tövbeyi yaptığını söylediler. Bu farklı yaklaşım üç gün sürdü. Daha sonra yanlarına gelen Resulullah (s.a.s) "Mâiz b. Mâlik için dua edin" buyurdu. "Allah Mâiz"e mağfiret eylesin" dediler. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Mâiz öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında paylaştırılırsa onlara yeterdi" (Müslim, Hudûd, 22; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, VII, 95,109; ez-Zeylaî, Nasbu"r-Râye, III, 314 vd.).

3. Gâmidiyeli evli kadının zinadan dolayı recmedilmesi.

Mâiz"in recmedilmesinden kısa bir süre sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve "Ey Allah"ın elçisi! Beni temizle" dedi. Hz. Peygamber "Yazıklar olsun sana. Çık git, Allah"a tövbe ve istiğfar et" buyurdu. Kadın dedi: "Beni, Mâiz"i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun" Hz. Peygamber, "Sana ne oldu?" diye sordu. Kadın kendisinin zinadan gebe olduğunu söyledi. Bunun üzerine "Sen mi?" buyurdu. Kadın "Evet" dedi. Hz. Peygamber "Doğuruncaya kadar git" buyurdu. Kadının bu arada geçimini Ensar"dan bir adam üstlendi. Daha sonra Hz. Peygamber"e gelerek; "Gâmidli kadın doğurdu" dedi. Çocuğun bakımını da Ensar"dan birisi üzerine aldı ve kadın recmedildi" (Müslim, Hudûd, 22, 23, 24; Ibn Mâc"e, Diyât, 36; Mâlik, Muvatta", Hudûd, II). Başka bir rivâyette, çocuk sütten kesilinceye kadar emzirmesine izin verildiği, recm sırasında Hâlid b. Velîd (r.a)"ın üzerine kan sıçraması üzerine kadın hakkında kötü sözler söylediğini işiten Hz. Peygamber"in şöyle buyurduğu nakledilir:

"Ey Halid! yavaş ol. Nefsim kudret elinde olan Allah"a yemin ederim. Bu kadın öyle bir tövbe etti ki, onu bir baççı (vergi memuru) yapsaydı, şüphesiz mağfiret olunurdu" Sonra kadının hazırlanmasını emrederek cenazesini kılmış ve kadın defnedilmiştir (Müslim, Hudûd, 23).

4. Evli bulunan Yahudi erkeği ile Yahudi kadınının zina sebebiyle recmedilmesi. Abdullah b. Ömer (r.a)"tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber"e, zina etmiş bir yahudi erkeği ile bir yahudi kadını getirmişler. Allah elçisi, yahudilere, Tevratta ki zina hükmünü sormuştur. Yahudiler; "yüzleri karaya boyanır, sırt sırta hayvan üzerine bindirilip sokaklarda dolaştırılır" demişler. Tevrat getirilmiş, ancak okuyan yahudi genci recm ayetine gelince ceza kısmını parmağı ile kapatıp atlayınca durumu farkeden ve yahudi iken Islâm"a giren Abdullah b. Selâm, Hz. Peygamber"e yahudinin Tevrat"ın üzerinden elini kaldırmasını emir buyurmasını istemiştir. Yahudi elini kaldırınca recm ayeti görülmüş ve her iki yahudi hakkında da evli olarak zina ettikleri için recm uygulanmıştır (Müslim, Hudûd, 26).

Bera b. Azıb (r.a)"ten nakledilen, iki yahudinin recmedilmesi olayı ise şöyledir: Hz. Peygamber"e, yüzü kömürle karartılmış ve dayak vurulmuş bir yahudi getirildi. Allah elçisi yahudilere evlilerin zinasının Tevrat"taki hükmünü sordu. Onlar, bu şekilde olduğunu söyleyince, bir yahudi bilginine "Sana, Tevrat"ı Musa ya indiren Allah aşkına soruyorum. Zina edenin Tevrat"taki hükmü nedir?" diye sordu yahudi bilgini; Tevrat"ta recim var. Fakat zina eşraf arasında artınca, şerefli birini getirirlerse serbest bırakır, yoksul biri yakalanırsa onu recmeder olduk. Bu iki sınıfa eşit ceza için recmi terkettik, kömürle boyayıp, dayak vurmayı recmin yerine koyduk". Bunun üzerine, Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Allahım! Senin emrini onlar değiştirdikten sonra ilk uygulayan benim. Bunun üzerine emir verdi ve yahudi recmedildi" (Müslim, Hudûd, 28).

Bazı Islâm müctehidlerine göre ehl-i küfür, müslüman mahkemesine başvurursa, hâkimin mutlaka Allah"ın hükmü ile amel etmesi gerekir. Onlar bu konudaki muhayyerliğin neshedildiğini söylerler, Hanefiler ve Imam Şâfiî"den bir görüşe göre bu esas geçerlidir. Ancak Ebû Hanife şöyle demiştir: "Islâm mahkemesine inkârcı karı-koca birlikte gelirlerse aralarında adaletle hükmetmek gerekir. Yalnız kadın gelir, kocası razı olmazsa hakim hüküm veremez". Ebû Yusuf ve Imam Muhammed"e göre ise hüküm verebilir (Ahmed Davudoğlu, Sahihi Müslim Terceme ve Şerhi, Istanbul 1978, VIII, 376).


--------------------------------------------------------------------------------

RECM CEZASI UYGULANMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR:

1. Zina eden kadın veya erkeğin ergin olması.

2. Akıllı olması. Akıl hastasına had uygulanmaz. Akıllı ve ergin bir kimse akıl hastası ile zina etse, yalnız kendisine had uygulanır.

3. Evli olan gayrı müslime recm yerine değnek cezası uygulanır. Şâfiî ve Hanbelîlere göre pasaportla Islâm devletine gelen gayrî müslim yabancılara ne zina ve ne de içki içme cezası uygulanmaz.

4. Zinanın zor kullanarak olmaması gerekir.

5. Zinanın diri bir insanla olması gerekir.

6. Zina edilen kadının da ergin veya kendisine cinsel istek duyulan bir yaşta olması gerekir.

7. Zinanın bir şüpheye dayalı olmaması gerekir. Fasit nikahtan sonraki cinsel temasa had gerekmediği konusunda görüş birliği vardır. Velisiz veya şahitsiz evlenme gibi.

Zinanın bir para karşılığında olması halinde Ebû Hanife"ye göre her ikisine de had cezası uygulanmaz. Çünkü bu durum bir mehir karşılığında nikâh akdine benzemektedir. Burada şüpheden dolayı had düşer. Ancak fiil haram olduğu için ta"zir uygulanır. Ebû Yusuf ve Imam Muhammed"e göre bu durumda da had cezası verilir (Ömer Nasuhi Bilmen, Istilâhât-ı Fıkhıyye Kâmusu, Istanbul 1968, III,197 vd.).

8. Cinsel temasın önden olması. Arkadan ilişki yani livata için Ebû Hanîfe"ye göre yalnız ta"zir cezası uygulanır. Ebû Yusuf, Imam Muhammed ve Hanefiler dışındaki üç mezhebe göre ise livata haddi gerektirir. Yabancı bir kadına ön veya arka dışında karın, uyluk gibi başka bir yere temas ise yalnız ta"zîri gerektirir. Çünkü bu, şer"an kendisine bir şey takdir edilmeyen münker bir fiildir.

9. Had cezalarının uygulanabilmesi için Islâm devletinin varlığı şarttır. Çünkü dârul-harp veya dârul-bağy (âsiler ülkesi) de had cezalarını uygulamaya Islâm devletinin velâyet yetkisi olmaz ve bu hükümleri uygulamaya gücü yetmez.

10. Zina eden erkek veya kadının halen veya daha önce sahih nikâhla evlenmiş olması ve bu nikâh devam ederken eşiyle bir defa da olsa cinsel temasta bulunması şarttır. Böyle bir erkeğe "muhsan", kadına ise "muhsana" denir. Recm cezası için bu son niteliğin bulunması da gerekir.

Recm için muhsan sayılmada erkek veya kadında şu yedi niteliğin bulunması gerekir: Akıllı olmak, ergin bulunmak, hür ve müslüman olmak, sahih nikâhla evlenmiş bulunmak ve bu nikâhtan sonra eşiyle guslü gerektirecek şekilde cinsel temasta bulunmak. Bu şartlardan herhangi birisi bulunmazsa ceza yüz değneğe dönüşür. Zina edenlerden birisi muhsan olur, diğeri bekâr bulunursa; bekâra yüz değnek, muhsan olana ise recm cezası uygulanır.

Ebû Hanife ve Mâlik"e göre, bir erkek veya kadının muhsan sayılması için müslüman olması şarttır. Bu yüzden evli olan gayrı müslimlerin zinasına recm cezası uygulanmaz, çünkü recm, günahtan temizlenme yoludur. Zimmî ise günahtan temizlenmeye ehil değildir. Onun temizlenmesi ancak ahirette azapla gerçekleşir. Hz. Peygamber; Allah"a şirk koşan kimse muhsan değildir" (Zeylaî, Nasbü"r-Râye, III, 327) buyurmuştur. Bu görüşte olanlar için iki yahudinin Hz. Peygamber tarafından recmedilmesi olayı, Tevrat hükmüne göre olmuştur. Daha sonra bu neshedilmiştir (Zeylaî, a.g.e, III, 326; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, VII, 92).

Şâfiî, Ibn Hanbel ve Ebû Yusuf"a göre, recmin uygulanması için zina edenin müslüman olması şart değildir. Bir zimmî zina suçuyla Islâm mahkemesine gelse had uygulanır. Müslüman bir erkek zimmî bir kadınla evlenip cinsel temasta bulunsa, her ikisi de "muhsan" olur. Delil, Hz. Peygamber"in iki yahudiye recmi uygulamasıdır. "Dulun dul ile zinasında taşlama vardır" (Müslim, Hudûd,12-14; Ebû Dâvud, Hudûd 23; Tirmizî, Hudûd, 8) hadisinin genel anlamı da başka bir delildir. Diğer yandan zina bütün semavi dinlerde haram kılınmıştır (bk. eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, II, 267; Ibn Kudâme, el-Muğnî, Kahire 1970, VIII, 163; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-Islâmî ve Edilletüh, Dımaşk 1405/1985, VI, 43).

Zina Suçunun Sâbit Olması:

Zina, ya ikrarla ya da dört şahitle sabit olur.

1. Ikrarla Tesbit:

Zina ikrarında bulunanın akıllı, ergin olması ve zorlama altında bulunmaması gerekir. Ayrıca ikrarın dört defa yapılması gereklidır. Çünkü Mâiz b. Mâlik"e Allah elçisi dört defa ikrar esasını uygulamıştır. Hanefi ve Hanbelîlerin görüşü budur. Şâfiî ve Mâlikilere göre ise tek ikrar yeterlidir. Bunlar da işçinin kendi patronunun eşiyle zina etmesi olayına dayanırlar. Çünkü orada dört ikrardan söz edilmemiştir (Buhârî, Âhad,I, Şurüt, 9; Müslim, Hudûd, 25; el-Bâcî, el-Müntekâ, VII,135; Ibn Kudâme, el-Muğni, VIII, 191 vd.).

Diğer yandan dört ikrarın ayrı meclislerde yapılması gerekir.

2. Zinayı dört şahitle ispat: Zinanın müslüman, erkek, adaletli ve hür dört erkek şahitle ispat edilmesi gerekir (en-Nisâ", 4/15; en-Nûr, 24/4,13). Şahit sayısı dörtten az olur veya dördüncü şahit "sadece bunları bir yorgan altında gördüm" gibi kesin zinaya delâlet eden beyanda bulunmasa, ilk üç şahide "zina iftirası (kazf)" cezası uygulanır. Zina isnat edilenden had düşer. Çünkü Hz. Ömer, Muğîre (r.a)"in zinasına şahitlik eden üç kişiye zina iftirası cezası uygulamıştır (bk. ez-Zühayli, a.g.e., VI, 48; "Kazf" maddesi).

Recm Cezasının Infazı:

Zina ikrarla sabit olmuşsa recm uygulamasına devlet başkanı veya infaz görevlisinin başlaması gerekir. Şahitle sabit olması halinde ise infaza şahitlerin tamamının hazır bulunması ve ilk taşı onların atması şekliyle başlanır. Böylece herhangi bir şüphe, vazgeçme yanlışlık vb. tüm ihtimallerin ortadan kalkması ve adli hataya düşülmemesi için gerekli önlemler alınmıştır. Hz. Ali"den şöyle dediği nakledilmiştir: "Önce şahitler taş atmaya başlar, sonra devlet başkanı, sonra diğer insanlar" (Zeylai, a.g.e., III, 319 vd.; es-Şevkânî, a.g.e., VII,108). Bekârların zinasında ise değnek cezasına şahitlerin başlaması gerekmez. Çünkü onlar bunun usul ve şeklini bilmeye bilirler ve bu durum zulme yol açabilir.

Recm cezası, ibretli olması için bir meydanda erkek ayakta, kadın ise tercih edilen görüşe göre göğsüne kadar bir çukura sokularak kendisine ölünceye kadar küçük taşlar atılmak suretiyle infaz edilir. Hz. Peygamber"in Gâmidiyeli kadın için, göğsüne kadar bir çukur açtırdığı nakledilir (Zeylaî, a.g.e., III, 325; eş-Şevkânî, a.g.e., VII, 109).

Recmle öldürülen kimse yıkanır. Kefenlenir, cenaze namazı kılınır ve defnedilir. Çünkü Hz. Peygamber, recmedilen Mâiz için Kendi ölülerinize yaptığınız şeyleri ona da yapınız" (Zeylai, a.g.e, III, 320) buyurmuştur.

adnanhoca 24.05.2005 00:17

Simdi Soruna Cevap..
 
Su anda YERYÜZÜNÜN neresinde olurda olsun "ISLAM DEVLETI" olmadigi icin ISLAM ADINA verilen o öldürme KARARLARI sadece KADINLARA karsi yapilan biur ZÜLÜMDÜR ve baska birsey degildir. RECM (yani Zinadan dolayi öldürme) Cezasinin verilmesin en basli nedeni ISLAM DEVLETININ varligidir. Bu sart yerine gelmedigi icin her tür öldürme ya GELENEKSEL (yani TÖRE CINAYETI) yada ADLI BIR ÖLDÜRME vakaasidir !!!


Saygilarimla....

24.05.2005 00:21

Niye bu kadar karisik yapiyorsunuzki
 
Recm olayi Kuranda degil.. Tevratta yazmakta...

Kuranin tabiri Zina yapan kimseye dayak vurmaktir, yada onu hapsetmektir...

Zaten medeni kanun zinayi hos görmüyor.... eskiden zina yapanlara hapis cezasi vardi...

Amma zinanin zina olarak gecerli sayilmasi icinde 4 tane sahit gerek.... yani onlari sex esnasinda birebir yakalayan 4 tane kisi...

Alles andere zählt nicht... Kuran 4 kisi istiyor.... onun disindakiler gecerli degildir...

Ama bu zamanki ortamda, kimse kimsenin zinasina karisamaz ve karismayada hakki yoktur...

Insanlari zinadan korumak istiyorsan... o halde DINI Kurandaki Dine uyarak yaorumlayip ve insanlara anlatacaksin....

Alles andere ist völliger Blödsinn

24.05.2005 00:25

Ben son derece olayi kavrayan birisiyim
 
ich stehe über den DINGEN... sizler gibi... anlamadan namaz kilmam... sizler gibi, onu bunu Cehenneme yada Cennete sokmam...

Allahtan baskasindan Medet ummam...... nilenle bilemyeni bir tutmam.... dogru insanlarla safstacilari kiyaslamam.....

Ben Kurandaki Dine mensubum.... oradaki DIn baska... senin Dinin baska....

Sen kendini Müslüman kelimesi kullanmakla Cennetlik yasiyorsan... o zaman DINden haberin yok....

Seni kelimeler degil... yaptigin iyilikler kurtaracaktir.... ama sizde Salih Amel olmadigi icin... o yüzden Kelimelere taparak medet umuyorsunuz....

adnanhoca 24.05.2005 00:26

Galvaniye katiliyorum.... o.T.
 
ohne Text

24.05.2005 00:26

Hele hele olmayanin anlama imkani
 
esittir sifir...

Olsa olsa yine bunu uzmanlar anlar.... 40-50 yil Unide arastirma yapan kisiler.....

Senin onlardan daha iyi anlam ihtimalin = 0


Alle Zeitangaben in WEZ +2. Es ist jetzt 11:57 Uhr.